Yaþama karþý sýmsýcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Sabah güneþi yüzünü gýdýklamaya baþlamýþtý yine Angela’nýn. Sol yanýna dönüp uyumayý küçüklüðünden beri severdi. Çünkü yatmadan önce tuttuðu bütün dilekler o sol yanýna kývrýldýðýnda gerçekleþirdi. Açýk pencereden içeri giren rüzgar odanýn mavi duvarlarýný adýmladýktan sonra hafifçe Angela’ ya uzanýyor, sarý saçlarýný kýpýrdatýyordu. Ölümden korkmayan bir sivrisinek, perdenin açýlacaðý aný beklemekle meþgulken, güzel yüzlü kurbanýnýn gülümsemesini anlayamýyordu. Oysa Angela o anda rüyasýnda gökyüzünü seyre dalmýþtý. Belli belirsiz uçan bir þey havada süzülüyordu. Uçak mýydý, yoksa bir kuþ muydu, tam kestiremiyordu; ama yüzündeki tebessüm sivrisineði kýzdýrmaya baþlamýþtý. Tam o sýrada rüzgar aniden perdeyi sertçe dalgalandýrdý. Çýkan ses ve yüzüne düþen yoðun ýþýk onu uyandýrmaya yetmiþti. Gözlerini kýsa bir süre açtý; sonra tekrar kapattý. Odadaki kokuyu derinlerine çekti. Biraz deniz, biraz keçi,biraz da kekik kokuyordu. Rüyasýnda da bu kokularý hissettiðini düþündü o an. Güldü bu düþünceye. Rüyasýnýn sonunu göstermeyen güneþe bakmaya çalýþtý. Niye bir sabah da kalkmayý unutmuyordu? Ya da neden kendisi gibi esnemiyordu? Doðruldu yerinden ve koyu maviliðe gitti yeþil gözleri. Sonunu getiremediði deniz bir yanda, üzerinde yaþadýðý ada bir yanda... Çoðu zaman olduðu gibi, Tanrý’ nýn kaleminden çýkan bir noktanýn üzerinde yaþamak zorunda olduðu gerçeði sabahýn kutsal huzurunu silivermiþti yine. Bu sinsi acýyý hak ediyor muydu? Büyük ve bembeyaz bir kaðýt üzerinde bir nokta vardý ama; kaðýtta baþka noktalar, belki harfler, belki de lekeler varken neden kendisi o kahrolasý noktadaydý...Bu cevapsýz soruyu çok fazla düþünmüþtü; oysa kendisini bekleyen iþleri de düþünmeliydi. Hemen kahvaltýsýný yapmalý; sonra keçileri saðmalý; taþ fýrýný yakýp akþamdan hazýrladýðý hamurlarý piþirmeliydi. Yaþlý babasýyla yaþamý sýrtlamak on sekizindeki bir kýz için gerçekten zordu. Bazen babasýnýn teknesinde aðlarý atar ve toplardý, keçileri otlatmaya çýkarýrdý. Angela’ nýn en çok sevdiði iþlerden biriydi bu. Keçiler adanýn en yüksek tepesindeki gür harmanda otlamaktan hoþlanýyordu. Bu arada kendisi de güneþin batýþýný kutsar, uçsuz bucaksýz denizi seyrederken geçen gemileri saymaktan çok hoþlanýrdý. Arada sýrada babasýnýn teknesiyle komþu adalara balýk satmaya gider, karþýlýðýnda eve erzak alýrdý. Küçük gezilerinde tanýþtýðý insanlarla konuþurdu, eve geldiðinde maceralarýný babasýyla paylaþýrdý. Pazar günleri ayin saatini büyük bir merakla beklerdi. Adada yaþayan elli bir nüfustan kendi yaþýtlarýný, özellikle de erkekleri, bir arada görebildiði tek yer kiliseydi. Kýzcaðýzýn o kadar az kýsmeti vardý ki... Zaten adadaki genç erkekler için fazlaca þiþmandý. Kendisi gibi tombul, kendine uygun gördüðü yakýþýklý tek kahraman adadaki fenerin tam tepesinde yaþar, fenerin kontrolü ve bakýmý için para alýrdý devletten. Hem yukarýda, hem de paralýydý. Angela için o, belki bu yüzden çekiciydi. Fakat ismini, kilosunu, hatta yüzünü bile bilmediði birileri için yüreðini boþ býrakmayý seviyordu. Rodos’ a balýk satmaya gittiði bir gün tanýþacaðý bir delikanlý kendisini yaþadýðý noktadan alýp baþka bir hayata götürebilirdi. O hep baþka bir hayat peþindeyken, gemileri kýskanmakla yetinirdi...Günün birinde oradan geçen bir gemiye binip görmediði, bilmediði, keçi kokmayan bir dünyaya seyahat etmeyi o kadar arzuluyordu ki... Aslýnda kendisini özgürlüðe taþýyacak gemiyi çoktan seçmiþti. Bir keresinde adanýn tepesinde sýrt üstü yere uzanmýþ seyrederken bulutlarý, gök yüzünden daha koyu bir mavilik fark etti. Gözlerini tekrar tekrar maviliðe odakladý. Fakat bir türlü algýlayamýyordu havada uçan þeyi. Mavi içinde bir maviydi bilmecenin adý. Uçak mýydý, yoksa anneannesinin masallarýndaki mavi kuþ muydu, tam kestiremiyordu. Aradan birkaç saniye geçti ve mavi cisim köþeli bir hal aldý, hemen ardýndan uzunca bir kuyruk... Gördüðü þeyin bir uçurtma olduðuna adý gibi emindi þimdi ama þöyle bir çevresine bakýndýðýnda kimseleri göremedi. Angela uçurtmanýn ucundaki ipi büyük bir sabýr ve merakla takip etti. Kocaman bir gemi vardý sonunda. Geminin kýç tarafýnda,uçurtmayý kontrol etmeye çalýþan bir gölge fark etti ardýndan. Hemen ayaða kalktý; hayallerini, kýzgýnlýklarýný, sýkýþmýþlýðýný, içinde birbirine dolaþmýþ ne varsa hepsini boðazýnda topladý; hayatýnda ilk ve son olarak bu denli yüksek bir sesle nefesinin tükendiði yere kadar baðýrdý: “Heeeeeeeyy!” Yeniden toparlandý; bu sefer ellerini gemideki gölgeyi sarsmak istercesine sallayarak baðýrýyordu. Özgürlük ona hiç bu an kadar yakýn –belki de uzak- olmamýþtý. Yere düþüverdi sonra... Týpký yorgun geçen bir günün ardýndan yataðýna düþüþü gibi süzülmüþtü aþaðý doðru. Çok yorgun olmaktan sýkýlmamýþ mýydý? Uzaklaþmakta olan uçurtmaya doðru küfrederken gözleri, bir yandan týrnaklarýyla deþiyordu topraðý. Mavi uçurtma küçüldü, küçüldü ve kayboldu. Geride geminin bacasýndan çýkan siyah, çürük bir çýðlýk kaldý. Angela o günden sonra tepeye daha sýk gelir oldu. Gökyüzünü, güneþin batýþýný, denizi, gemileri seyretmeye devam etti. Sol yanýna dönüp uyumaktansa hiç vazgeçmedi... 15,06,2002 kbey
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Çaðrý Küçükyýldýz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |