..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Leyla'nýn iþi naz ve iþve; Mecnun'un gözü yaþý çeþme çeþme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Dilbilim > Hakan BENLÝ




30 Ocak 2008
Zaman , Kültür ve Nesil  
NOGAY KÜLTÜRÜNDE DÝL PROBLEMÝ

Hakan BENLÝ


Son birkaç yýldýr Nogay dili ve kültüründe yaþanan bu erezyonu durdurmaya yönelik münferit veya organize faaliyetler yapýlmaya baþlanmýþtýr. Bunlarýn baþýnda derneklerin faaliyetleri gelmektedir. Bu gerçekten önemli bir geliþmedir. Aydýn ve bilinçli insanlarýn özverili çalýþmalarý sonucu gelecek nesillere yönelik önemli yatýrýmlar yapýlmaya baþlanmýþtýr. Dernekler , Nogay kalabalýklarýna toplum bilincini yerleþtirmekte önemli bir görev ve misyonu üstlenmiþtir


:DCFF:



     Tarihi belirleyen, kategorize eden ve düzenleyen temel birim zamandýr.
     Zaman ihtiyacý, insanlýðýn var olduðu andan itibaren , yaradýlýþý gereði bir zaruret olarak ortaya çýkmýþtýr. Zamanýn anlamlaþtýrýlmasý ve kategorik sýnýflandýrýlmasý insanýn sosyal bir yönünü temsil etmektedir.
     Zamana baðlý ve zamandan baðýmsýz olarak toplumlar, süreklilik arzeden bir enerjiye sahiptirler.Toplum, bu enerjinin dýþavurum þiddetine göre sürekli olarak bir devinimdedir. Bu devinimin lokomotifi ise kültürüdür.
     Toplumu meydana getiren en önemli ögelerin baþýnda kültür birlikteliði gelmektedir.
     Kültür ise, bulunduðu toplumun anatomik yapýsýný ortaya koyan bir bileþkedir. Toplum tarafýndan biçimlendirilmiþ , toplumun yaþayýþ düzenini, kendileriyle ve baþkalarýyla olan iliþkilerini sýnýrlayan ve sýnýflandýran genel yaþam kurallarýdýr diyebiliriz.
     Bu bileþkenin yelpazesinde dil ana unsurdur. Yalnýz, þunu ifade etmek gerekir ki, bu ana unsur çoðunlukla dil / din ekseninde gezinmektedir. Tam da bu noktada zamanýn, zamanýn gerektirdiklerinin ve etkilerinin bu eksen üzerinde ne denli belirleyici olduðu ortaya çýkmaktadýr.
     Bu belirleyicilik, zamanýn içinde yer alan tarihe hergün yeni dipnotlar düþmektedir.
     Toplum, bu belirleyici unsurlarýn bileþkesi olan kültürün temel taþýdýr.Ve her ikisininde baðlý olduðu ortak nokta zamandýr. Toplum olmadan kültürün, kültür olmadan toplumun oluþmasý mümkün deðildir.
     Toplumu, toplum yapan ve ona aidiyetlik kazandýran, meþruiyetini saðlayan dil / dindir.
     Tarihin bir çok döneminde etkin olan unsur '' din '' olmasýna karþýn, toplumlar- milletler tarihinde '' din '' henüz pek yenidir ve asýl aidiyetlik unsuru olmaktan uzaktýr. Ancak bu aidiyetlik unsurunun önemli bir ögesidir.
     Toplum / millet oluþumunda dil en önemli ve en belirleyici unsurdur. Bu tarihin pekçok döneminde olduðu gibi günümüzde de böyledir.
     Her ne kadar kültürün içerisinde dil alt baþlýkmýþ gibi gözüksede - kültürün genelleyici bir kavram oluþundan ötürü - kültürü meydana getiren, yeþerten ve geliþtiren dildir. Dolayýsý ile dil olmadan kültür olmaz denilebilir. Zira kültürü ifade etmek ve tarihsel süreç içerisinde düzenlemek için dile büyük bir gereksinim vardýr.
     Din, kültürden çok zaman sonra ortaya çýkmýþ olmasýna karþýn kültürü belirleyici bir unsur olduðu için yeri, hemen dilden sonradýr.
     Bu baðlamda toplumu toplum kýlan üç ana unsuru sayabiliriz. Bunlar dil, din ve kültürdür.
     Kültür baðlamýnda dünyanýn en eski kültürlerinden birisi hiç þüphesiz Türk Kültürü' dür. Yalnýz þunu ifade etmek gerekir ki, Türk Kültürü' nden daha eski olan kültürler olmasýna karþýn bunlarýn yalnýzca bir ya da ikisi yaþanýlabilir halde günümüze kadar gelebilmiþtir. Dolayýsý ile Türk Kültürü bu baðlamda da ender kültürlerdendir. Ayný benzeþme Türk Dilleri açýsýndan da bu þekildedir.
     Tarih içerisinde Türk Kültürü ve dili , birçok kereler deðiþime uðramýþtýr.Temel olarak ayný kalabilmeyi baþarmýþ olsa bile çevresindeki baþka kültürlerden ve dillerden etkilenmek sureti ile yer yer deðiþikliðe uðramýþ olmakla birlikte günümüze kadar gelebilmeyi baþarmýþ ve son olarak bu günkü þeklini almýþtýr. Bu deðiþim toplum içerisindeki enerjiden kaynaklanmaktadýr.
     Türk Kültürü ve dili tek bir parçadan meydana gelmiþ deðildir. Kendi bünyeleri içerisinde birçok kollara ayrýlmýþ bulunmaktadýr. Bu kollardan birisi de Nogay Kültürü ve Dili'dir.
     Nogay kültürü de tarihsel zaman içerisinde gerek göçebe yaþamýn etkileriyle gerek yaþadýðý savaþlar, baskýlar , etnik temizlikler ve sürgünlerle gerekse sürgünler sonrasýnda yerleþtiði yeni yerlerin farklý kültürel etkileþimlerinin etkisi ile sürekli bir deðiþim içerisinde bulunmuþtur.
     Bu deðiþimler kültürel zenginliði getirdiði gibi kimi zaman kültürel körelmeyi de getirebilmektedir.Kendine ait olmayan kültürel deðerlere sahip çýkmasý söz konusu olduðu gibi kendine ait kültürel deðerleri unutmaya veya terk etmeye de yol açabilmektedir.
      Referans noktasý olarak yakýn tarihimizden, Nogay Türkleri' nin göçlerin ardýndan Anadolu' ya yerleþilmesinden sonraki döneminden baþlarsak, sosyal yaþantýmýz içerisindeki deðerleri kültür olarak deðerlendirirsek son elli yýllýk dönem içerisinde kültürümüzde büyük bir erezyonun meydana geldiðini söyleyebiliriz. Bu erezyonun ana kaynaðý ise kapalý bir toplum olan nogaylarýn son elli yýllýk zaman dilimi içerisinde dýþa açýlmalarý ve farklý kültürlerle kaynaþmaya baþlamalarýdýr. Kýz alýp vermeler neticesinde dýþa açýlmaya baþlayan ve farklý kültürlerden etkilenen nogay kültürü, eðitim ve öðretimin yaygýnlaþmasý ile de bir yýpranmaya maruz kalmýþtýr. Kültürel anlamdaki bu yýpranma öncelikle konuþtuðumuz dilin içerisine farklý kelimelerin girmesi ile ya da kulandýðýmýz kelimelerin yerine ayný anlamda türkçe kelimeler kullanmaya baþlanmasý neticesinde dilin zayýflamasý ve birçok kelimenin yitirilmesi ile sonuçlanmýþtýr. Bu süreç bugün eskiye oranla daha hýzlý bir þekilde devam etmektedir.
     Köylerde, kendi ortak kültürel deðerleri paylaþtýðý kalabalýklarla yaþamýþ olan Nogay ahalisi toplum olmaktan pek çok kez uzak kalmýþtýr. Bu bilinci yaþamamýþ olan kalabalýklar, geçmiþte yaþadýklarý yerler ile baðlarýný mecburiyetten kesmiþ olmalarýna karþýn, ayný topraklar içerisinde ve yakýn yerlerde yaþamalarýna raðmen kendi deðerlerine sahip kalabalýklar ile de derin iliþkilerden uzak kalmayý ve her cemaat kendi derinliðinde yaþamayý tercih etmiþtir. Bu sosyal iliþkiler akrabalýk ve hýsýmlýk düzeyinde seyretmiþ fakat Nogaylýk bilincine erememiþtir.Bu durum kültürel çözülmeleri hýzlandýrmýþtýr.
     Nogay köylerinde toplum bilincinin oluþmamasýnýn baþýnda eðitimli kesimin az olmasý baþta gelen etkendir. Bununla birlikte kapalý toplumlarda oluþmasý beklenilen miliyetçi duygularýn derinliðinden ve etkilerinden kaynak bulan millet bilincinin oluþmamasý ayrý bir sosyolojik vakadýr. Bu bilincin yeþermemesinin bir diðer etkeni ise ; yeni vatanlarý olan Anadolu'da , kendi kültürleri ile benzeþen ve ortak paydalarýnýn çok olduðu, neredeyse ayný dili konuþtuklarý, ayni dini paylaþtýklarý ve etnik olarak ayný kökenden gelen bir milletle yaþýyor olmalarýydý. Yani ne Nogaylar Türkleri yadýrgamýþtý ne de Türkler kucak açtýklarý Nogaylarý yadýrgamýþtý. Bu benzeþme Nogaylarda toplum bilincinin oluþmasýna set oluþturmuþtur. Ve elbetteki bu iki nedenin haricinde baþka nedenler de mevcuttur.
     Bu nedenlerden biri Nogaylarýn, Anadolu'nun farklý noktalarýna yerleþtirilmesidir. Belgelerle sabittir ki, göçler sonrasý Nogaylara oturma serbestisi tanýnmýþtýr. Lakin Nogaylarýn birbirlerinden uzak yerlere yerleþmeleri neticesinde kendi aralarýndaki iletiþim zayýflamýþ ya da tamamen bitmiþtir. Ayný bölgeye yerleþen Nogaylar ise ayný bölge içerisinde farklý noktalara yerleþmek sureti ile kendi aralarýndaki irtibat düzeyini asgariye indirmiþlerdir. Bu iletiþim eksikliði birbirleri ile kaynaþmalarýný azaltmýþtýr. Bu nedenle kapalý toplum / kalabalýk olarak addedilmektedir. Kültürel birlikteliðin sekteye uðramasý bu kültürün zayýflamasýna ya da yer yer unutulmasýna neden olmuþtur. Bu da önemli bir faktördür.
     Nogay köylerinde toplum bilincinin oluþmamasý nedeniyle kültürel zenginlikler kaybolmaya baþlamýþ, geriye kalan kültürel birikim ise gelecek nesillere bilinçli bir þekilde aktarýlamamýþtýr. Okumuþ ve aydýn kesimin hiç olmamasý veya az olmasý nedeniyle baþkalarý tarafýndan asimile edilmelerine gerek kalmaksýzýn kendi kapalý kalabalýklarý içerisinde kültürel asimile olmuþlardýr.
     Nogaylarýn kültürel erezyonunda sosyo-ekonomik faktörler de rol almýþtýr. Son elli yýllýk zaman dilimi içerisinde Türkiye'nin sanayileþmesi ve çiftçiliðin eskiye nazaran azalmaya baþlamasý ile, ekonomik zorluklar baþgöstermiþ, bunun sonucu olarak da gerek büyük þehirlere gerekse yurt dýþýna göç zaruri hale gelmeye baþlamýþtýr. Bu göçlerle kan kaybetmeye baþlayan kalabalýklar, yetiþen yeni nesile kendi kültürel deðerlerini bilinçli bir þekilde vermekten uzak kalmýþlardýr. Son dönemde buna en iyi örnek kimi köylerde hiç köylülerin kalmamasý ya da geride kalanlarýn genelde yaþlý oluþudur. Bahsi geçen dönemlerde yetiþmekte olan yeni nesiller, sadece gördükleri ve öðrenebildikleri kültürel deðerler ile yetinmek durumunda kalmýþlardýr. Nesiller arasýndaki bu uzaklaþma kültürel anlamda da uzaklaþmayý doðurmuþtur. Farklý kültürel ortamlarda, büyük þehirlerde veya Avrupa' da yaþamaya baþlayan genç nesil kendi kültüründen kopmuþ veya uzaklaþmýþtýr. Özümsemeden ayrýldýðý kültüründen ve kalabalýktan farklýlaþmýþtýr. Bu nesiller arasý çatýþma deðildir. Bu yakýn bir zamanda nesiller arasýnda nerede ise hiçbir baðýn kalmayýþý ile sonuçlanacak bir süreçtir.
     Bu gün Nogayca yarý yarýya unutulmuþ olan bir dildir. Bunun en büyük sebebi yukarýda saydýklarýmýzdýr. Genç nesiller kendilerine ana dillerini öðretecek aile fertlerinden uzak kaldýklarý için kendi dillerinden ve kültürlerinden uzaklaþmýþ ve soðumuþlardýr. Kendilerine gerekli altyapý verilmediði ya da verilemediði için Nogaycayý anlayabiliyor ama konuþamýyor veya ne anlayabiliyor ne de konuþabiliyor hale gelmiþlerdir. Bu kopukluk neticesinde kültürel aktarým olmadýðý için Nogay Kültürü de dar bir zümre içerisinde yaþanýlýr hale gelmiþtir.
     Yetiþen genç nesillerin Nogay dili ve kültüründen ayrý kalmalarýnýn bir baþka etkeni eðitim sistemidir. Þunu özellikle ifade etmek gerekir ki , bu eðitim sistemi, asimilasyona yönelik olduðu için deðil sadece sonuçlarýndan ötürü Nogay gençlerinin , kendi kültürlerinden uzaklaþmasýna bir vesile olmuþtur. Þöyleki ; çocuklar okulda Türkçe ile tanýþmýþlardýr. Ýlerleyen dönemlerde okumak amacý ile köyden ayrýlmaya baþlayan gençler uzak kaldýklarý dillerini iþlevsel olarak kullanmamaya baþlamýþlardýr. Kullanýlan dil günlük konuþma dili düzeyinde kaldýðý için Nogaycalarý geliþmekten uzak kalmýþtýr.
     Bu erezyonun sorumlusu elbetteki Türk eðitim sistemi deðildir. Sorumlusu bizleriz. Hepimiz. Hemen her köyde Nogaycayý bilen yaþlýlar bildikleri hikayeleri, atasözlerini, masallarý, kendi yaþadýklarýný kendilerinden sonra gelen nesillere aktarmada zaafiyet içerisindedirler. Ayný þekilde genç olan nesillerde büyüklerinden bunlarý öðrenmek istememiþlerdir. Dolayýsý ile bu kopukluk yüzlerce yýllýk bir birikimin kýsa bir zaman dilimi içerisisinde unutulmasýna sebep olmuþtur.Üstelik hiçbir baský görmeksizin.
     Sovyet rejimi içerisinde onlarca yýl etnik ve dinsel baský altýnda sürgünler ve katliamlar yaþayan Nogaylar bile tüm bu olumsuzluklara karþýn kültürlerine ve dillerine bizden daha fazla sahip çýkabilmiþlerdir.
     Dolayýsý ile bu gerçekler göz önünde iken suçu baþkalarýnda aramak beyhude bir davranýþ olacaktýr.
     Nogay kültüründe yaþanan erezyonun bir baþka boyutu ise telekominikasyondur. Türkiye'nin sanayileþme süreci içerisinde yaþadýðý teknolojik devrim 1983 yýlýndan sonrasýna denk gelmektedir. Nogaylarýn kültürel erezyonunun en hýzlý yaþandýðý dönem ise bu tarihten sonra, telekominikasyon aðýnýn geliþmesi ile parallellik göstermektedir. Ýletiþimin kolaylaþtýðý bir evrede nesiller arasýndaki çevresel uzaklýðý yakýnlaþtýracak bu geliþmenin, nesiller arasýnda yakýnlaþmayý saðlamasýný beklemek gerekir. Ne varki bu tam tersi bir sonuç doðurmuþtur. Ýletiþimin kolaylaþtýðý dönem içerisinde kitle iletiþim araçlarý da zenginleþmiþ ve çeþitlenmiþtir. Tek kanallý televizyon döneminden özel televizyonlarýn yayýn yaptýðý, özel radyolarýn ve yazýlý basýnýn geliþtiði bir döneme denk gelmekteyiz. Bu geliþme nesiler arasýndaki kopukluðu daha da hýzlandýrmýþ ve derinleþtirmiþtir.
     Köylerde yaþayan Nogaylar, televizyonun etkisi altýna girerek diyalog ortamýndan uzak kalmýþlardýr. Önceki dönemlerde yaþanan komþu ziyaretleri azalmaya baþlamýþ ve bu ziyaretlerde anlatýlan hikayelerle, anýlarla, yapýlan sohbetlerle farkýnda olmaksýzýn genç nesile aktarýlan kültürel paylaþým radyo ve televizyonun evlere girmesi ile durma noktasýna gelmiþtir. Ýzledikleri televizyon ve dinledikleri radyolar aracýlýðý ile genel anlamda türkçe konuþmaða yönelmiþlerdir. Kültürel deðerlerini aktaracaklarý yeni nesiller ise köylerden ayrýlarak , çalýþmak veya okumak amacý ile baþka yerlere gitmiþlerdir. Ýletiþim saðlanamadýðý için dimaðlar kendi kültürlerinden yoksun kalarak yaþamaya baþlamýþlardýr. Kültürlerinden uzak kalan bu nesillerin çocuklarý ise, anne ve babalarýndan çok daha az bilgiler almýþlardýr ya da hiç almamýþlardýr. Bu gün þehirlerde yaþayan birçok genç Nogaycayý bilmemektedir. Ýletiþim dili olarak Türkçe kullanýlmakta ve kültürü yaþatacak olan Nogayca dilinden mahrum olarak yetiþmektedirler.
     Nogaylar, köysel yaþamdan kentsel yaþama geçiþte, bir yýlanýn kabuðunu soyarak terk etmesi gibi kendi kültürlerini ve kültürlerinin yaþamasýný saðlayan atardamar olan dillerini geride býrakmaya baþlamýþlardýr. Bir elli yýl sonra Türkiye Nogaycasý'nýn unutulan diller sýnýfýna girmesi içten bile deðildir.
     Bahsi geçen elli yýllýk dönem içerisinde eðitimli nesillerin yetiþmesi, Nogay dili ve kültürünü yeniden yeþertmeðe muaffak olamamýþtýr. Gelecek nesillere yönelik olarak Nogay dili ve Kültürü ile ne araþtýrmalar yapýlmýþtýr ne de yazýnsal eserler verilebilmiþtir. Kendi kültürümüzle ilgili olarak akademik düzeyde yüzeysel araþtýrmalar yapýlmýþ olmasýna karþýn tabýnlar,þýnlar,yemek kültürümüz, sosyal yayaþýyýmýz, gelenek ve göreneklerimiz ile ilgili kendi nesillerimiz dahilinde yazýlý veya görsel envanterler hazýrlanmamýþtýr. Hikayelerimiz, masallarýmýz yazýlý olarak kayda alýnmamýþtýr. Bu eksiklikler nedeni ile elde kalan kültürel miras heba olma noktasýna gelmiþtir.
     Anadolu'da yaþayan Nogaylarýn ve sahip olduklarý Nogay dili ve kültürünün maruz kaldýðý kültürel erezyonu genel olarak sýraladýk.
     Son birkaç yýldýr Nogay dili ve kültüründe yaþanan bu erezyonu durdurmaya yönelik münferit veya organize faaliyetler yapýlmaya baþlanmýþtýr.
     Bunlarýn baþýnda derneklerin faaliyetleri gelmektedir. Bu gerçekten önemli bir geliþmedir. Aydýn ve bilinçli insanlarýn özverili çalýþmalarý sonucu gelecek nesillere yönelik önemli yatýrýmlar yapýlmaya baþlanmýþtýr. Dernekler , Nogay kalabalýklarýna toplum bilincini yerleþtirmekte önemli bir görev ve misyonu üstlenmiþtir
     Derneklerin oluþumunun ardýndan yapýlmaya baþlanan ve gelenekselleþen sosyal aktiviteler ortaya çýkmýþtýr. Bunlardan birisi ise Sabantoy' dur. Sabantoy ister kendi kültürümüzün bir parçasý olsun isterse sonradan benimsemeye baþladýðýmýz bir aktivite olsun farketmez. Önemli olan Sabantoy'un da Nogay kalabalýðýný toplumsallaþtýrmaya yönelik önemli bir iþleve sahip oluþudur..
     Nogaylarý birbirlerine yakýnlaþtýrmaya baþlayan bir baþka önemli araç ise internette açýlan Nogay siteleridir. Bu siteler aracýlýðý ile Nogay gençlerinin, uzak kaldýklarý Nogay Dili, kültürü ve edebiyatýna ilgileri artmaya baþlamýþtýr. Bu gerçekten sevindirici bir geliþmedir. Bu paylaþým adresleri aracýlýðý ile genç nesiller sosyal aktivitelere yönlendirilmekte ve buralarda yapýlan paylaþýmlarla kaybedilen ya da kaybedilmeye baþlanan kültürel mirasýmýz yeniden yeþermeðe baþlamaktadýr.
     Bu geliþmelerin yanýsýra yapýlmasý gereken daha birçok kültürel faaliyetler sözkonusudur. Bunlardan ilk akla gelen dergi faaliyetidir. Kendi kültürümüzü, kendi efradýmýza tanýtmak ve öðretmek için etkin bir yol olacaðý muhakkaktýr. Bu vesile ile Nogay büyükleri ile yapýlacak röportajlar, kayda alýnacak tabýnlar, þýnlar, kültürek araþtýrmalar ve yayýnlar ; Nogay dili ile ilgili çalýþmalar, hikayeler ve masallar, gelenek ve göreneklerimiz yazýlý kayýt altýna alýnmak sureti ile paylaþýma açýlacaktýr.
     Yine bu konularla ilgili sempozyumlar ve konferanslar düzenlenmek sureti ile Nogaylarý ve Nogay dilini, kültürünü ve edebiyatýný tanýtabiliriz.
     Erezyonu engelemenin tek yolu topraða tohum ekmektir. Bu tohum yeþerecek ve ilerde topraðý sýký sýkaya kavrayan kökleri ile büyük bir aðaç olacaktýr. Meyve vermeye baþlayacaktýr. Ýþte bu günlerde bu meyve verecek aðaçlarýn tohumlarý atýlmaktadýr.





Ö.Hakan BENLÝ
27.03.2007
Kulu - Konya
     
     



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Köyümü Özledim [Þiir]
Hýdrellez [Öykü]
Kýs Kelmeden - Kýþ Gelmeden - Nogayca Hikaye [Öykü]
Av - Nogayca Hikaye [Öykü]
Radyo [Öykü]
Cigare [Öykü]
Nogay Kültüründe Çocuk Oyunlarý - 1 [Ýnceleme]
Ertengi - Nogayca Masal [Ýnceleme]
Gündemdeki Sabantoy [Ýnceleme]


Hakan BENLÝ kimdir?

Konya'da yaþayan bir Nogay Türküyüm. Bulunduðumuz çevrede kaybolmaya yüz tutan dilimizi ve kültürümüzü yeniden canlandýrabilmek için çalýþmalar yapma gayreti içerisindeyiz.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hakan BENLÝ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.