..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > sonsuz travma




18 Haziran 2002
Olmayacak Olan  
sonsuz travma
Psikiyatristimin verdiði ödev üzerine yazýlmýþ olan kýsa bir "aþk" öyküsü..


:DIIG:



     Dýþarýda yaðmur yaðýyordu ve gecekondu mahalleleri sel tehlikesiyle karþý karþýyaydý. Çýkýp dolaþmalý diye düþündü, gençken ve hala keyif alabilecekken bu yaðmurun tanýný çýkarmalý. Ayaðýna botlarýný, üstüne yaðmurluðunu geçirip kendini dýþarý attý. Þemsiyesini unutmuþ biri süsü vermeye çalýþarak kendine, hýzlý adýmlarla yürümeye baþladý. Bir an duraksadý. Hýzlý yürümesine gerek yoktu. Yetiþeceði bir yer, buluþacaðý bir insan olmadýðý gibi. Yaðmur giderek hýzlanmýþ, saçlarý sýrýl sýklam olmuþtu... Hasta olacaðým, diye geçirdi içinden ve gülümsedi, hasta yataðýnda yatarken bu küçük geziyi hala ayný duygularla mý hatýrlayacaktý ? Tren istasyonuna yaklaþýyordu. Yol kenarlarýnda bavullarýný sürüye sürüye yürüyen, kadýnlý çocuklu gruplarýn sýklaþmasýndan anlamýþtý bunu. Demek uzaklara giden bir tren gelecekti istasyona ve buradan aldýðý insancýklarý baþka yerlere götürecekti. Ve Baþka yerlerdeki insanlarý buraya getirecek. Ya insanlarýn düþleri, onlarý da taþýr mýydý tren. Düþünceleri çocuk gülüþmeleriyle bölündü. Birbirlerinin bellerine kollarýný dayayarak yürüyen beþ çocuktan gelen seslerdi bunlar. Ýnsan baþka hangi çaðýnda bu kadar içten gülebilirdi. Tren taklidi yapýyordu çocuklar, çuf çuf sesleri ve ritmik kol hareketleriyle. Mümkün olsa da öndeki çocuk yani lokomotif, aðzýndan yani bacasýndan duman çýkarabilseydi. O an elinde bir sihirli deðnek olmasýný diledi, sýrf bunun için.
Oysa bu çocuk vagonlu tren hiç de bildiðimiz trenler gibi deðildi. Zigzaglar çizerek ilerliyor, arada durduðunda vagonlarý birbirine giriyordu. Bu yaygara bir kaç dakika daha sürdü. Ta ki, elindeki koca bavula nesi var nesi yoksa doldurmuþ gibi duran adam kükreyene kadar. Ýstasyon þefi olacak herhalde, treni durdurdu diye düþündü. Çocuklar birden sustular sanki yaðmur birden dindi. Yüzlerindeki gülüþleri bir adým gerilerinde býrakýp annelerinin kollarýna sarýldýlar, büyük adam ciddiyetiyle. Ve bir tren de böylece yok olup gitti.
     Ýstasyona gelmiþti. Ne kadar kalabalýktý. Bu kadar insanýn þehrin neresinden geldiðini anlamaya çalýþtý. Ama faydasý yoktu. Gözü hep çocuklara takýlýyordu. Mutlak oyuncak edecek bir þeyler buluyordu çocuklar kendilerine. Biri bir bavulu at yapmýþ üzerine biniyor, bir diðer kaçan bir kediyi kovalýyor, bir baþkasý elindeki simidi hayatýnýn en güzel yemeðiymiþ gibi iþtahla yerken bir yandan da araba direksiyonu yapýp, kornasýna basýyor... Ýnsanlardan hiç biri konuþuyor gibi gözükmese de büyük bir uðultu her yeri sarýyordu. Tam da kafa dinleyecek yere geldim diye geçirdi içinden. Sýklýkla gittiði çay bahçesi, tren bekleyenlerce iþgal edilmiþti. Kalabalýk arttýðýna ve þuradan gelen adamlar hýzlý adýmlarla yaklaþtýðýna göre trenin geliþ saati yakýndý. Ve peki hala bir kenarda çay bahçesini bekleyebilirdi. Ýþte bekleyecek birini buldum sonunda diye gülümsedi, "Allah vere de gecikmese". Ama beklemeye deðerdi, ýslanmanýn arttýrdýðý üþüme için bir bardak sýcak çaydan daha iyisi olamazdý. Yaðmur þiddetini azalmýþ, bulutlar olaysýz daðýlma moduna girmiþti. Yinede daha fazla ýslanmanýn bir anlamý yoktu, hiç olmazsa bir saçaðý kendini kollama görevinden mahrum etmemeliydi. Duvar dibine yanaþtý. Cebinden çýkardýðý sigarayý, nemden etkilenmiþ çakmaðýyla bir kaç hamlede yakmayý baþardý.
Sigarandan alýnan ilk nefes gibisi yok diye düþündü, sonrakiler sadece yeni bir ilk nefes için alýnmasý zorunlu nefeslerdi.
     Tren geliyordu iþte, önce kesik kesik çalan düdüðü duyuldu. Ýnsanlar telaþ içinde eþyalarýný toparlamaya çalýþýyor, kadýnlar çocuklarýný yanlarýna çaðýrýyor ve en önemlisi çay bahçesi hýzla boþalýyordu. Elinde bir çanta olsaydý, yolcuya benzeyeceðini geçirdi aklýndan, bu haliyle olsa olsa bir yolcuyu karþýlamaya gelmiþ gibi duruyordu. Oysa beraber bekleyen insanlar bir yolcuyu karþýlamak için orada olmadýðýný asla anlamayacaktý. O insanlar trenin gelmesi, o ise trenin gitmesini bekliyordu. Trenden çok fazla inen olmadý. Bir þeyleri unutma endiþeleri yüzlerinden okunan insanlar, koskoca bir kendi arkalarýnda býrakacaklarýnýn farkýnda bile deðillermiþ gibi gözüküyorlardý. Ýstasyon neredeyse boþalmýþtý. Uðultu yerini tren düdüðüne býraktýðýnda, yolcular yolarýna çýkmýþ, çay bahçesindeki masalar boþalmýþtý. Yaðmur artýk yaðmýyordu. Gökyüzünün bugünlük akýtacaðý yaþ bu kadarmýþ diye düþündü, bulutlarýn arasýndan sýyrýlmaya çalýþan güneþin zayýf ýþýklarýna bakmaya çalýþýrken. Çay bahçesine yöneldi. Temiz görünümlü bir masaya oturdu. Yan taraftaki masalarý silen garsona sanki bir elinde çay bardaðý varmýþ diðeri ile de çay kaþýðýný tutulup karýþtýrýyormuþ gibi yaparak, çay istediðini anlattý. Garson koþar adýmlarla çay ocaðýna yöneldiðinde, sigarasýný çýkardý. Çayý sigarasýz içip ziyan etmek olmazdý. Nihayet çayý da gelmiþti, ilk yudum içini ýsýtmaya yetti. Sonraki yudumlar artýk tamamen keyif içindi. Bir kaç masa ilerideki genç bir çifte takýldý gözü. Belli ki, birbirlerini seviyorlardý. Kýz bir kedi edasýyla oðlanýn saçlarýný okþamasýndan memnuniyetini gösteriyordu.
Oysa kendisini böyle seven olmamýþtý. Sevmeye çalýþanlarý saymýyordu bile. Olsa olsa ürkek bir kedi olurdu ondan. Ne zaman kendini birine yakýn hissetse, vahþi atalarýnýn iç güdüsüyle koruyordu kendini onlardan. Ve her nasýlsa buluyordu yalnýz kalmanýn bir yolunu. Yalnýzlýðýnýn kendi seçimi olduðu yalanýna da uzunca bir süredir inanmýyordu artýk. Yalnýzlýk kendisinin bir sonucuydu sadece. Yine kafasýný karýþtýrmayý baþarmýþtý iþte. Mutlu bir çift görmek iliþkilerinin hepsini gözden geçirme gafletine düþürmüþtü onu. Oysa kalbi bas bas baðýrýyordu, "artýk izin ver, izin verse de seni sevsinler". Kalbiyle boðuþmaya baþlayamayacak kadar güçsüz hissetti kendini. Hem bu küçük gezintiye keyif almak için çýkmýþtý ve nasýlsa bu boðuþma için her zaman bir neden bulabilirdi kendiyle ve kalbiyle.
     Ýkinci çayýný isterken hemen yanýndaki masada oturan genç bir delikanlýya takýldý gözü. Sanki bu dünyada deðilmiþçesine kafasýný bir deftere gömmüþ bir þeyler yazýyordu. Hoþ çocuk diye geçirdi içinden. Bir yandan da ne yazdýðýný merak etmeye baþladý. Çayý geldiðinde meraký had safhaya ulaþmýþtý. Gidip yanýna ne yazdýðýný sorsa, ters bir cevap alýp kavga edebileceðinden korkuyordu. Delikanlý masadan kalkarak garsonun yanýna gitti. Bir þey sorduðu tavrýndan belliydi, garsonda elleriyle bir yeri tarif eder gibiydi. O anda delikanlýnýn lavabonun yerini sorduðunu anladý. Delikanlý çay ocaðýnýn bulunduðu binaya girdiðinde içindeki meraka yenik düþerek, hýzlýca masasýna bir hamle yaptý. Defteri alamazdý. Ama defterin arasýndaki kaðýtlardan bazýlarýný alsa hiç bir þey fark edilmezdi. Birkaç kaðýdý seçti, cebine koydu. Çay ocaðýnýn yanýndaki gazete bayiine doðru yürürken, hiçbir þeyden haberi olmayan delikanlýyla burun buruna geldiler. Birden yüzü kýzardý. Sonra kendisine gülümsedi. Suçüstü yakalanmýþ gibi hissetti. Bir gazete alarak masasýna döndü. Öyle ya kaðýtlarý ulu orta çýkartýp okuyamazdý. Gazetenin ilk sayfasýný söyle bir inceledi. Cebinden çýkardýðý kaðýtlarý büyük bir dikkatle gazetenin içine yerleþtirdi. Artýk güvenle okuyabilirdi. Gazetenin iç sayfasýný açtýðýnda, çok güzel olmasa da okunaklý sayýlabilecek bir yazýyla karþýlaþtý.
"Travma

Bu travma geçici mi ? Ýz býrakýr mý _ Geriye ben kalýr mý ? Ya sen -olmayan ve olmayacak olan sen- , tramva(y)a binip gelir misin, yoksa gider mi ? Basit bir muhasebecinin tutacaðý defterden öte olmalýydý her þey. Oysa ben seni "hesapsýzlýða mahsuben" sevdim. Tüm kredileri tükettim ve sen bilmesen de, kalbimi haczettin."

Diye baþlýyordu kaðýttaki yazýlar. "olmayan ve olmayacak olan sen" kýsmý kafasýný karýþtýrmýþtý. Bunlarý olmayan ve olmayacak olan birini yazan bir gerçekten olabilir miydi ? Olmamasý anlaþýlabilirdi, ama olmayacak olmasý ? Bir an kendine çok yakýn hissetti delikanlýyý. Delikanlý olmayacak olan birini seviyordu, o ise oldurmayacaðý birini. Onun için olmayacak olan olmayý ve onun da kendisinin oldurmayacaðý olmasýný düþledi. Oysa sihirli deðneði yoktu. Hem olsa, lokomotif çocuðun aðzýndan duman çýkartacaktý.
     Kaðýdýn devamý daha kargacýk burgacýk yazýlmýþtý. Yazýnýn baþlýðý yoktu, sadece bir tarih vardý.

"Yine çýkýp çýkamayacaðýmý bilmediðim bir geceye dalýyorum. Gece bana dalýyor. Vurgun yiyor yýldýzlar. Ay hepsinden beter... Kuyruðuna basarak acýttýðým bir yýldýz bana inat kayýyor, ben kayýyorum yýldýza.. Tüm Samanyolu yolunu þaþýrýyor, sarýþýn bir þaþkýnlýk oluyor güneþ. Ve hepsinden öte kutup yýldýzý inanmýyor artýk kutba. Üþüyen kutup ayýlarý farkýna varmasa da... Üþüyorum, en az kutup ayýlarý kadar ve inanmýyorum kutba en az kutup yýldýzý kadar. Bir çýkabilsem Samanyolu'ndan, þaþmaz bir sarý olacaðým..."

     Þaþmaz bir sarý diye tekrarladý içinden. Peki ya çýkýp çýkamayacaðýný bilmediði gece de neydi ? Bildiðini aklýna getirmek istemedi. Okumaya devam etti.

"Bahse girerim bu gece de ölmeyeceðim!... Ve bahse girerim, ölmesem de ayný yere bir daha asla dönmeyeceðim!.. Oysa bilirsin, kýrýk bir kýrk beþliðim, yarýsý içilmiþ bir otuz beþlik ve kendime doðrulttuðum bir yedi altmýþ beþlik!.."

     Tarihe bir kez daha baktý yaklaþýk bir yýl önce yazýlmýþtý bu satýrlar. Böylesi hoþ bir gence yakýþtýramayacaðý þeyler seziyordu. Bir kez daha baktý delikanlýya. Olsa olsa yalnýz gözüküyordu. Birden aldýðý kaðýtlarý nasýl yerine koyacaðý takýldý aklýna. Kaðýtlarý alýkoyamazdý. Düpedüz hýrsýzlýk olurdu bu. Ne yani gidip yazdýklarýnýzý merak ettim, aldým ve okudum mu diyecekti ? Delikanlý garsonu çaðýrýp elini cebine attýðýnda, her þey için çok geç kalmýþ olacaðý anýn tam da dibinde durduðunu fark etti. Ayaða kalktý, garsona yöneldi. Delikanlý da ayaða kalkmýþ, masanýn üstündeki defterini ve sigarasýný topluyordu. Garsonun eline parayý sýkýþtýrdý. O garson o anda orada olmamalýydý diye düþünürken birden bir baþka masadan biri garsona seslendi. Ve o garson artýk orada deðildi. Delikanlýyla yüz yüze geldiler. Birden aðzýndan;
"senin için olmayacak olan olmayý ve senin de benim oldurmayacaðý olmaný istiyorum" kelimeleri döküldü. Genç bir anda þaþýrdý, ne yapacaðýný bilmez bir halde kalakaldý. "Þaþmaz bir sarý benim en sevdiðim renktir" diye ekledi genç kýz. Öylesine telaþla söylemiþti ki, bu sözleri, kendisine bile þaþtý. Delikanlý az önce kalktýðý sandalyeye çöküverdi. Genç kýzýn ellerinden tutarak, onu da karþýsýndaki sandalyeye oturttu. Bir süre sessiz, þaþmýþ bir þekilde bakýþtýlar. Sessizlik ödünç alýnan kaðýtlarýn ortaya çýkmasýyla bozuldu. Genç kýz, büyük bir mahcubiyet içinde kaðýtlarý delikanlýya uzattý. Bir yandan da duyabileceði her þeye kendini hazýrlýyordu. Delikanlý kaðýtlarý alýrken þöyle bir gülümsedi. "Onlarý kimse okuyacak diye yazmamýþtým" diyebildi. Kýz üzgünlüðünü ifade edebileceði sözcükleri kelime daðarcýðýndan seçip ardý ardýna sýralamaya çalýþýrken, delikanlý bunun gereksiz olduðunu dudaklarýna götürdüðü parmaðýyla yaptýðý sus iþaretiyle bu çabayý sonlandýrdý. "Öyleyse bana bir çay borcunuz var." dedi delikanlý ve garsona iki iþareti yaptý. "Mahcup bir kýrmýzý oldum, oysa kýrmýzýya mahcubiyet yakýþmýyor" . Delikanlý "haklýsýn kýrmýzý Prometheus'un çaldýðý ateþin rengidir". O anda kendisini sevmeye izin verebileceðini düþündü genç kýz. Hem de çok sevebileceðine izin verebileceði. Peki ya o "olmayacak olan" olabilecek miydi ? Ýçinden geçirdiði sorunun yanýtý delikanlýnýn dudaklarýndan dökülen sözcüklere takýlmýþtý. "Artýk 'olmayacak olan'a inanmýyorum ve onun olduðuna inanýyorum. Olduðuna inanmakla kalmýyor elini tutuyorum" ve kýrýlgan bir çiçeði eline alýr gibi genç kýzýn ellerini avuçlarýnýn içine aldý. "Bu ellerin sahibi onu sevmeme, hem de çok sevmeme izin verecek mi ? " Genç kýzýn yüreði hiç çarpmadýðý gibi çarpýyordu. Duyduklarýnýn gerçek mi, yoksa duymak istediklerimi olduðu arasýnda gelip gidiyordu, bir saatin sarkacý nasýl gelip gidiyorsa iþte öyle. Kalbinin gürültüsünden kurtarmak istercesine kendini kocama bir "EVET" çýktý dudaklarýndan. Ve bir evet daha, bir evet daha sonra. Sanki bu kelimeyi yeni öðrenen bir çocuktu. Delikanlýnýn ellerini, saçlarýna götürdü. Sevilmek istenen sýrnaþýk bir kedi gibiydi. Ýçindeki aslan az önceki trenle çok uzaklara gitmiþti. Delikanlý, genç kýzýn saçlarýný okþarken "o var, var iþte" diye mýrýldandý. Bu sýrada yan masaya biraz ýslanmýþ, yalnýz bir genç kýz oturdu. Artýk ikisi de, o genç kýzýn yalnýzlýðýný anlayamayacak kadar çoktu.


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: varliginiza seviniyorum.
Gönderen: huseyin gozcu / Diðer/Almanya
24 Eylül 2005
Guzel bir anlatim ve guzel bir oyku. once cocuklugum geldi aklima. Sonra unuttugum istasyonlari,caybahcelerini dusundum. Balkona cikip sigara yaktim. ilkleri dusundum. Cocuklugumu, gencligimi ve omrumu gezdim. Yoruldum. Beni yoran bu yazara tesekkur ediyorum.

:: aðlamak ve benim baðým...
Gönderen: Seda Ýlke KILIÇ / Ýstanbul
27 Mayýs 2004
bayramda bi sürü olay yaþayýp bi kaç akþam komedi filmi izlerken bile aðlamayý baþarabildim.. bi kaç da yazý yazdým.. ama hiç biri istediðim deðildi.. olmadý iþte!.. birinin benim hayatýmda sarsýlmaz ve doldurulamaz yeri olabileceði mantýksýz gelirken; ayný senin kýz gibi "olmayacak olan"la birlikte olmayý istiyorum... ama ne yazýk ki benim gittiðim çay bahçeleri istasyona yakýn da olsalar bu tip adamlarý bünyesinde barýndýrmýyor... kiþi görmek istediðini görür... her zaman atik olmak da yaralýdýr... teþekkür ederim! hem sana hem de tavsiye ettiði ileri sürülen kiþiye...

:: elerþtiri deðil soru
Gönderen: emre / bursa
14 Aralýk 2002
öncelikle yazýnýzý çok beðendim. sorucaðým özel sorunun yanýtýný almak için yað çekmiyorum. gerçekten de benim çok sevdiðim türde yazmýþsýnýz.herþey, kimin km olduðu yavaþ yavaþ sona yaklaþtýkça beliriyor ve öykü çok güzel.. neyse þimdi gelelim özel soruya yanýtlamamak serbest ama "oha buda sorulurmu " demek yasak. bu güzel satýrlarý gün ýuþýðýna çýkaracak olan ve dolayýsýyla sizin psikiyatristinizin bu ödevi vermesinin sebebini ayný çaybahçesindeki kýzýn delikanlýnýn notlarýna duyduðu gibi bastýrýlamaz bir þekilde merak ediyorum. umarým beni mazur görürsünüz ve bize böyle güzel satýrlarý okuma fýrsatlarýný tekrar sunarsýnýz..




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kýsa Bir Hikaye

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Travmalar -1 [Þiir]
Travmalar -5 [Þiir]
Ölüm Yaþamdan Ehven [Þiir]
Travmalar -3 [Þiir]
Travmalar -2 [Þiir]
Travmalar -4 [Þiir]
Dýþarýdakilerden misiniz ? [Deneme]
Umut(suzluk) Üzerine [Deneme]
Noktayý Koymak [Deneme]
Cehennemim ve Hiçliðe Yolculuk [Deneme]


sonsuz travma kimdir?

Sonsuz bir travma halinden baska ne açýklayabilir, hayatý(mý) bilmiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © sonsuz travma, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.