..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir takým þeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsýnýz. Ben ise bir takým þeyler düþlerim ve "Niye olmasýn?" diye sorarým. -George Bernard Shaw
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Duygu Sakin




19 Þubat 2008
Deniz ile Fasýl  
Duygu Sakin
Geçenlerde de çok sevdiðim bir arkadaþým elinde bir koliyle çýkageldi. Çok beðeneceðin bir doðum günü hediyesi aldým sana diyerek koliyi açmam için odama götürdü. Ne mi almýþ? Fasýl ile Deniz'i.


:BJGF:
Hediye almak da vermek de ne güzel bir duygudur. Kalbinden kopup gelince yüklü faturalar ödenmiþ hediyelere deðiþilecek hediyeler vardýr mesela. Ne bir parfüm þiþesi ne de tek taþ yüzükle mutlu olamayan nadir insanlardaným. O yüzden de bir Casablanca film afiþine çocuklar gibi sevinen bir sevgilim olur, kurdelalanmýþ bir sigara paketiyle havalara uçan arkadaþlar bulurum. Geçenlerde de çok sevdiðim bir arkadaþým elinde bir koliyle çýkageldi. Çok beðeneceðin bir doðum günü hediyesi aldým sana diyerek koliyi açmam için odama götürdü. O sýrada da evin içinde nereye koysak diye tur atmaya baþladý. Güneþ almayan evimden memnuniyetsiz oturdu karþýma. Vereceðim tepkiyi ölçmek için, dikkatle beni inceliyordu. Koliyi açtýðýmda beklenen tepkiyi veremedim sanýrým. Sessizce beni izlemeye devam etti. Ani çýkýþlar yapýp, aþýrý sevinç gösterilerinden hiç utanmayan ben, bir süre tepkisiz kaldým. Hayal kýrýklýðýna uðramýþ bir ses tonuyla, “Beðenmedin mi yoksa?” dedi.
Duygularýmý tarif edecek bir kelime bulamadým o an. Beðendim demek çok basit olurdu. Bayýldým ise fazla egoist.

Sadece çok sevmiþtim bana bakan bu alacalý mor rengi. Ortasý sarý, etrafý ise mor ve lila. Kývýrcýk marula benziyor. Güneþ deðdikçe renk deðiþtirecek kadar alacalý. Diðerinin de ortasý sarý etrafý ise bordo. Alacalý deðil diðeri gibi ama çok sade bir güzelliði var. “Tamam, beðenmedin, bakamam diyorsan geri götürebilirim.” diyerek koliyi elimden alýp diðer odaya geçti arkadaþým. Arkasýndan koþup “Hayýr nasýl vazgeçerim bu alacalý renklerden. Ayný uçan balonlara benziyor. Üzerine gülen surat çizdiðim tek renk balonlardan farklý. Elimden kaçýrmaya korktuðum, parlament mavisi uçan balonum gibi.” Dedim. Söylediklerime bir anlam verememesinden þikâyetçi söylenmeye baþladý, “Ne saçmalýyorsun, ne balonu ne suratý? Tam senlik diye düþünmüþtüm hâlbuki. Arkadaþýmý bu zamana kadar tanýyamadýysam bu benim mi suçum, yoksa senin mi acaba?” Gülümseyerek ortamý yumuþatmaya çalýþtým, “Âþýk oldum ben bunlara, çok tatlýlar, ilk aþk heyecaný sanýrým dilim tutuldu. Hadi can sularýný sen ver.” Derken, içimde uçan balonumun hüznü kalbimde ayný sancý "ayrýlýk korkusu" vardý.

Almýþ olduðum ilk canlý hediyeydi bu. Menekþelerim daha bir günlüktü. Onlara odamýn en güzel köþesini verdim. Peki, isimleri ne olmalýydý. Çok düþünmedim aslýnda isimleri çirkin de olsa þirinliklerinden bir þey eksilmeyecekti. Bordo olanýna Deniz ismini koydum. Alacalý renklerine âþýk olduðum mor olanýn kulaðýna ise Fasýl diye fýsýldadým. Saksýlarýna birer nazar boncuðu takmayý da unutmadým.

Altý günlük oldu menekþelerim. Eþyalarý kiþiselleþtirmeye bayýlýrým. Eskilerimi atamam, fotoðraflarýmý yakamam, alýþkanlýklarýmdan vazgeçemem iþte bu yüzden bir korkudur sardý beni. Koliyi ilk açtýðýmda hissettiðim duygu da buydu. Ya solarlarsa, ya çiçekleri dökülürse ya da neden pencere önünde ömür geçirmek zorunda býrakayým onlarý gibi çocukça korkularým. Altý gündür boynu bükük duruyorlarmýþ gibi geliyor menekþelerim. Ders çalýþýrken, uyurken, giyinirken, yemek yerken onlarýn sadece birer çiçek olduklarýný unutup monoton hayatlarýna üzülüyorum. Ýçimden saksýlarý alýp bahçeye dikmek geliyor. Yaðmurla sýrýlsýklam olsunlar, açan güneþle sevinsinler diye. Bilgisayarýmdan çýkan gürültülü müzik sesiyle deðil, mart kedilerinin çýðlýklarýyla ürksünler istiyorum. Hatta sýmsýký tutunsunlar köklerine öylesine korksunlar ki rüzgârýn uðultusundan. Keþke yaþam savaþý vermeleri için bir nedenleri olsa diyorum.

Arkadaþsýz menekþelerime üzülüp arkadaþlarýmla muhabbete dalýyorum. Ev arkadaþým aylardýr iþ arýyor. Onun yaþadýðý stresi onunla birlikte ben de yaþýyorum. Okulum bitince iþsiz kalmak korkusu sardýkça, neden sýnavlar için bu kadar kendimi yoruyorum ki diye kýzýyorum. Neyin savaþýný veriyorum? Ders notlarým yüksek olduðunda kapaðý atacaðým daha dolgun ücretli iþ kapýlarý için mi? Cevabýný bilmiyorum ama þu an da yapmam gereken derslerimi iyi notlarla geçmem gerektiði. Burnu hava da profesörlerimden birkaç puan fazla not alabilmek için ara sýra kapýlarýný týklatýp, yalakalýk yapmam gerektiði, ailemin okumam için gönderdiði paranýn hakkýný vermem gerektiði. Sanýrým çok çalýþmam gerek diyerek ders çalýþmaya devam ediyorum. Yaklaþan sýnavlarýmla, bitmez tükenmez ödevlerimle uðraþýrken, günler günleri kovalýyor.

On Altý günlük oldu menekþelerim, yeni bir filiz vermesini beklerken ben, Deniz’in bir çiçeði buruþtu soldu. Fasýl ise mutlu gibi halinden, hala gülümsüyor. Platon’un maðara adamý gibi habersiz olmalý dýþarýda ki güneþten. Deniz’i balkona koydum, Fasýl benimle sýcacýk odam da, ekmek elden su gölden büyümeye devam ediyor. Hafta sonlarý uyku, temizlik, pazar alýþveriþi, hafta içi okul ve sýradan ritüeller derken günler günleri kovalýyor.

26 günlük oldu menekþelerim. Deniz toparlandý biraz yüzüne renk geldi sanki. Fasýl olduðu gibi mahzun ama sevimli.. Yapma çiçekler gibi tepkisiz sadece renkli. Hiç çiçek açmadý sadece yaþamaya devam ediyor. Ayný benim gibi, diðerleri gibi. Elindekiyle yetinmeyi bilen, sevimli ama sakin, uyumlu ama duraðan. Neden bu odada kapanýp kaldýðýnýn telaþýna düþse belki solacak Deniz gibi ama o kadar kaygýsýz ki.

Ayýn sonu geldi çattý. Bu günler elde avuçta ne varsa tükettiðimiz anlardan biri. Henüz para kazanmaya baþlamasam da benim de bankamatik kartýmda ayýn sonuna kadar yetirmem gereken bir param var. Bunun yanýnda elimize çok para geçtiðinde de, az para geçtiðinde de ayýn son günleri salçalý makarnaya talim ettiðimiz akþam yemeklerimiz var. Öðrenciyiz aðabey biraz indirim yapar mýsýnýz demekten mahcup olmayan öðrenci milletiyiz iþte. Peki, nedir bu öðrenciyiz durumu? Çok gezen, hep yatan, savruk, aç mý? Aslýnda biraz öyle.. Arkadaþlarýna ayak uydurmaya çalýþýp babamýn deyimiyle basit kumaþlara, plastik ayakkabýlara yüksek ücretler ödemek, ayda birkaç kez sinemaya gitmek, sevdiðin gruplarýn konserlerini kaçýrmamak, sigaraya verdiðin paranýn hesabýný yaparken bile sigara tüttürüyor olmana gülüp geçmek, kontörün varken yarýný düþünmeden çençen konuþup sonra da kalan bir ayý kontörsüz idare etmeye çalýþmak, öðrenci indiriminden yararlanmak için saatlerce otobüs beklerken gece gidilen bir eðlence yerinden dönmek için taksiye bütün ay ki otobüs masrafýný hiç acýmadan verebilmek, elektrik faturasýna su faturasýna içinden gelen bütün küfürleri savururken, boka püsüre zam yapan hükümeti eleþtirmeyi akýl edememek, durmadan artan KDV oranlarýna boyun bükerken sýnavlarda KDV’nin tanýmýný kâðýda ezbere yazabilmek, üniversiteler için türban konusu tartýþýlýrken facebookta türbanlý arkadaþlarýna bile raký gönderebilmek, her þeye gülüp geçebilmek ve dahasý. Kýsacasý 2000’li yýllarda öðrenciyiz demek bugün varýz yarýn yokuz demek. 68’lerin yarýn için girdiði kavgaya inat. Ayýn sonu olunca iþte böyle hafta içi de hafta sonu da anlaþýlmadan geçip gidiyor günler günleri kovalýyor yine.

Bir ay, altý günlük oldu menekþelerim. Deniz balkonda bir çiçek açtý. Yapraklarý da büyüdü geliþti. Yemyeþil yapraklarýnýn arasýnda bordo çiçekleri göz alýcý güzellikte.. Rengini daha çok sevdiðim Fasýl’ýn yerini kapacaða benziyor. Gittikçe daha çok seviyorum bu dik baþlý menekþemi. Nasýl mutlu olacaðýnýn farkýnda, hayal etmesini biliyor. Korkuyorum pencereden balkonu gördü, balkondan da arka bahçeyi izliyor günlerdir. Þimdi de köklerini gýdýklayacak solucanlarla, yapraklarýný koparacak haylaz çocuklarla mý savaþmak derdinde yoksa? Yine yaklaþan sýnavlar, küçük sorunlarýyla haþýr neþir arkadaþlarým, her dizide babasýz çocuklara hamile kalan kadýnlar derken günler günleri kovalýyor.

Bir ay, on altý günlük oldu menekþelerim. Bugün balkonda Deniz’e su verirken fark ettim. Bahçedeki erik aðacý çiçek açmýþ. Güller tomurcuk olmuþ. Mart kedilerinin karýnlarý þiþmiþ. Okulda her bankta öpüþen yeni sevgililer var. Fasýl’a su vermek için odama geçtim. Perdelerim kapalý olduðu için baharýn cývýltýsý uðramamýþ odama. Güneþsiz. Hatta daðýnýk. Tütün kokusu sinmiþ duvarlara perdelere. Bir kez daha üzüldüm Alacalý menekþeme, aldým onu da balkona götürdüm. Boþ geçen günlerin acýsý çýkýyor. Çalýþýlmasý gereken sayfalarca not duruyor masamda. Uykusuz sabahlar makarna ve menemen yenen geceler derken günler günleri kovalýyor yine.

Bir ay, yirmi altý günlük oldu menekþelerim. Deniz yine soldu. Çiçeklerinin hepsi döküldü. Ne kadar araþtýrsam da internetten bir neden bulamadým bu hastalýðýna. Her gün su ve güneþ neyine yetmiyordu anlayamadým. Saksýsýný büyüttüm iþe yaramadý. Topraðýný deðiþtirdim yine olmadý. Akþamlarý balkonda onu yalnýz da býrakmýyoruz hem, dýþarýdaki çiçekler ay ýþýðýyla yetinirken flüoresanýn keskin aydýnlýðýnda uyanýk bizimle. Konuþmalarýmýza, baktýðýmýz kahve fallarýna kulak kabartýyor mecburen de olsa. Fasýl yine sensin baþ tacým. Sarý saksýna nasýl da yakýþtý mor çiçeklerin. El öpmeyi bilen, yapmacýk gülümseyen, susuzluða kader de varmýþ diyen, suni hayatýna þükreden Fasýlým benim. Her duruma adapte olmayý baþaranlar mutlu oluyor bu hayatta zaten sen de hak ettin sayýlýr. Okulda bir dedikodudur gidiyor. Falanca falancadan hamile kalmýþ. Bize ne desek de yüzüne gülüp, arkasýndan konuþanlar sürüsüne kapýlýp gitmiþiz. Günler günleri kovalýyor yine.

Ýki ay altý günlük oldu menekþelerim. Deniz yine hastalandý. Önce çiçekleri döküldü. Sonra yapraklarýnda küçük delikler çýkmaya baþladý. Bir gece rüyamda kýrmýzý saksýsýnýn içinde sadece topraðýnýn kalmýþ olduðunu gördüm. Var olan korkum depreþti sandým. Sonra annemi gördüm. Bir balon tutuyordu elinde. Alacalý renklerine tutuldum ilk bakýþta. Sonra elime verdiklerinde ipini, baþý dik havalanýyor olmasýna sevindim. Üzerine þekiller çizip, istediðim surata sahip olan tek renk balonlardan da deðildi. Gülen bir surat kondurmak yakýþmazdý o alacalý renklere. Ýçi havayla deðil, helyumla doluydu. Uçabiliyordu. Hiçbir zaman elimden kaçýrdýðým için üzülmedim onu. Koluma sýmsýký baðlamýþtým. Eve götürdüm. Karyolamýn baþýna tutturdum, uçup da tavana yapýþmayasýn diye. Sabah uyandýðýmda, buruþmuþ ve küçülmüþ haline aðladým. Keþke, elimden kaçýrsaydým da, havalanýrken gökyüzünde gücünü ve ihtiþamýný hatýrlasaydým. Beni geride küçük bir nokta olarak býrakýrken sonsuzluða ulaþýp ulaþmadýðýný merak etseydim. Bir balon olup, kaçmanýn hayallerini kursaydým. Deniz’in saksýsýz hali geldi sonra yanýma. Kökleriyle dimdik ayakta durmuþtu. Bir þeyler mýrýldanýyordu çiçek dilinde. Ýnternetten çiçek dili sözlüðünü açtým. Konuþtukça hüzne boðdu beni, ama çiçeðim oluþuyla gurur duydum. Uzun deðil birkaç anlamlý cümleydi sadece: ‘Söylenecek söz yok gidiyorum ben. Hoþça kal. Þahlanýp koþmak içim de var. Biraz su biraz yeþillik her yer benim yerimdir. Taþýrým dünyayý sýrtýmda her dil benim dilimdir, ama söylenecek söz yok gidiyorum Hoþça kal’ Uyandýðýmda bir müzik sesi duydum. Üst kattaki erkek öðrenciler yine müziði son ses açmýþ. Allahtan Þebnem dinliyorlar da katlanýyoruz. Hoþça kal diye çýðlýk çýðlýða Þebnem’in sesi kulaklarýmda balkona gittim. Deniz yerinde duruyordu. Uçan balon, çiçek dili, kýrmýzý saksý derken çizgi filmlerdeki gibi bir ampul yandý tam baþýmýn üstünde. Deniz kucaðýmda merdivenlerden indim. Yalakalýk yaptýðýmýz ev sahibiyle karþýlaþtým merdivende. Suratsýz, paragöz ihtiyara yalakalýk yapmak aklýma bile gelmedi. Deniz’in ideolojisine kaptýrmýþtým kendimi. Arka bahçede, balkonumdan görünen bir yere Deniz’i diktim. Günler günleri monoton kovalarken, Fasýl’a olan düþkünlüðüm aþkým da soldu gitti. Büyüyüp güzelleþen Deniz’e bakarak çayýmý içtim, kitabýmý okudum balkonumda.


Ýki ay on altý günlük olacaktý menekþelerim. Ama Deniz öldü, Fasýl’ý ise evlat edindi bir arkadaþým. Okul dönüþü bir gün, Deniz’i baþý öne düþmüþ gördüm balkondan. Bahçeye gittiðimde pis kedi miyav dedi. Býyýklarýnda Deniz’in bordo çiçeði.. Nasýl eþeleyip oynamýþsa çiçeðin köküyle, tekrar yeþermedi Deniz. Solucanlarý, ayýn ýþýðýný, baharýn esintisini, sabah kýraðýyý gördü. Susuz kaldý bazen ama arkadaþ oldu erik aðacýyla. Arýlarýn výzýltýsýyla uyandý bir sabah. Yeþillikler eteklerine dolanmýþ, güneþ yüzüne doðmuþ. En mutlu günüm bugün dedi. Ýstediði gibi taþýdý dünyayý sýrtýnda. Fasýl ise bihaber ay ýþýðýndan, kýraðýdan, rüzgârýn sesinden baþka odalarda devam ediyor yaþamaya.

Ben mi?

Aklýmda Ahmet Arif’in bir þiiri,

“Vurulmuþum daðlarýn kuytuluk boðazýnda
Vakitlerden bir sabah namazýnda
Vurulmuþum yatarým kanlý upuzun”

Dilime dolanmýþ bir þarký,

“Ey Özgürlük”

Günlerim günlerimi kovalýyor mecalsiz..







Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Harmanlý
Turþu
Umut'suzluk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen ve Ben [Deneme]


Duygu Sakin kimdir?

Bir doða kanunu sonucu annemle babamýn ilk çocuklarý olarak doðmuþum. Hatta o kadar þanslýymýþým ki her iki ailenin de ilk torunu olmuþum. Hastaneden getirilip babaannemin üzeri elde örme minderli bir sandalyesine yatýrýlmýþým. Etrafýma bütün aile meclisi toplanmýþ. Babam hamilelik boyunca turþu yiyen anneme kýzarak çaydanlýk kadar oluþuma içerlemiþ biraz. Çok zayýf ve çirkin bir bebekmiþim. Tahminlere göre(hala da dalga konusudur bu ) babaannemin küçük çelik çaydanlýðý kadarmýþým. Ýsmimi annem koymuþ. Demokratik bir isim seçimini kabul etmelerine raðmen, seçilen kaðýttan çýkan nalan ismini annem hiç sevmemiþ hala da sevmez. Ýsim koymak doðuranýn hakkýdýr gibi bir tez ileri sürüp babaannemin istediði nalan ismi rafa kaldýrýlmýþ. Ýnsanlar isimleriyle özdeþleþirmiþ. Mesela ismi Nazlý olanlar ne kadar nazlý,ismi Savaþ olanlar da ne kadar kavgacýdýr farkýnda mýsýnýz? Benim adýmda nalan olsaydý hayatým boyunca inleyip aðlar mýydým acaba?


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Duygu Sakin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.