..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir þey yaþam kadar tatlý deðildir. -Euripides
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > Burak 'Finrod' Mollamehmetoðlu




1 Mart 2008
Garip Bir Buluþma  
Burak 'Finrod' Mollamehmetoðlu
Kimse farkýnda mý? Hayýr... Farkýnda olmalýlar mý? Tabii ki hayýr. Az sonra olacaklarýn kimse farkýnda olacak mý peki? Ýþte bu belirsiz...


:BECE:
Sýradan bir adamdý.

Kýrklarýnýn ortasýnda, kýr saçlarý önlerden seyrelmiþ, uzun ve duygusuz suratlý, alný kýrýþ kýrýþ, burnu düz ve boyu ne uzun ne kýsa... Göbeði, fermuarýný kapatmadýðý kaþe montundan dýþarýya kendini salmýþ, kösele ayakkabýlarýnýn hafif sivri uçlarý yýpranmýþ ve boyasý atmýþ. O esnada durakta otobüs bekleyen kalabalýðýn bayaðý bir sakini, Ýstanbul'un hergünkü kaotik hareketliliðini sürdüren büyük makinenin minicik bir diþlisi...

Yanýndakinden ya da berisindekinden hiçbir farký yok. Ýþe gitmenin veya eve dönmenin o yalama olmuþ arzusuyla, gözleri otobüsün geleceði istikamete takýlýp kalmýþ býkkýn ve uyuþuk ruhlu güruhun arasýnda, kendisine ait aykýrý bir rengi olmamýþ -olamamýþ- durak sakinlerinin mat halleri kendisine de bulaþalý epeyi bir vakit olmuþ boþ bakýþlý bir adam en fazla.

Ara sýra saatine bakmasý, yanaklarýný þiþirerek kendi çapýnda oflayýp puflamasý, ellerini pantolon ceplerine bir sokup bir çýkarmasý ya da anahtarlýðýný elinde sallayýp durmasý, zaten durak insaný olmanýn belirtileri, daha havalý bir tabirle semptomlarý. Ama bu adam saatine çok sýk bakýyor ve gözü otobüsün geleceði tarafla iþi olmadýðýný ifade eder biçimde ters istikamette; diðer tarafa doðru ivedi bir tedbirsizlikle sürüklenen araçlarýn aþýndýrdýðý yolda, o asfalt zeminin tali yolla birleþtiði noktadan pýrtlamýþçasýna yükselip yolun üzerinde uzanan trafik ýþýðýnda.

Kimse farkýnda mý? Hayýr... Farkýnda olmalýlar mý? Tabii ki hayýr. Az sonra olacaklarýn kimse farkýnda olacak mý peki? Ýþte bu belirsiz...

Belli ki bu adamý, kalabalýktan ayýran muðlâk, bastýrýlmýþ bir hal var. Týpký bu kalabalýðý oluþturmak için herhangi bir gayret göstermemiþ ama zorunlu bir nirengi noktasý gibi o durakta bekleþen diðer yorgun ve çilekeþ âdemoðullarý gibi. Ne var ki diðerlerini bir gaye etrafýnda toplamýþ otobüs bekleme halinden pek güzel ve sezdirmeden sýyrýlmýþ adam, ne otobüsün görüneceði tepenin ardýný süzüyor ne de saatine bakýþýnda, o otobüsün geç gelme ihtimalinden doðan bir sýkýntý okunuyor. Herhalde vesvese edecek baþka dertleri var.

Durak kalabalýklaþýyor. Güneþin sislerin ardýnda kýrýlgan bir hale bürünmüþ aydýnlýðý güçlenip yeni güne dair umutsuzluklarýný ortaya serdikçe ayný havayý soluyan aðýz ve burunlar çoðalýyor, yakýlan sigaralarýn, sabah soðuðuna hediye edilmek adýna ciðerlerden salýnan üþümüþ nefeslere karýþan dumanlarý hafif hafif öksürtüyor.

Adam yeniden saatine baktý ve kafasýný refüjün diðer yanýndaki üç þeritli yola çevirdi. Ýþi gücü sadece adamý gözlemek olan biri olsa, onun otobüs beklemediði fikrine kapýlmasý iþten bile deðildi. Aslýnda bu yarý yarýya doðru bir taný olurdu. Velev ki adamý gözüne kestirmiþ ve aldýðý bilcümle nefesi bile hayra yormadýðý için her hareketinden anlam çýkaran biri olsaydýnýz, adamýn sitem ve tatlý bir hiddetle, kimseye sezdirmeden baþýný iki yana salladýðýný ve azýcýk aralanan aðzýndan; 'Ah Ýblis Ah!' gibi tuhaf, ayný zamanda anlaþýlmasý zor bir cümlenin çýkýverdiðini gözlemlediðinizde ne tepki vereceðinizi bir düþünün.

Buna raðmen duraktakiler için adamýn varlýðý ile yokluðu arasýnda ne bir fark ne de bir benzerlik söz konusu. Mahmur ve yanan gözlerle otobüs bekliyorlar. Sýcacýk koynuyla onlarý saracak bir otobüs koltuðu ve sýkýþýk trafikte onlarý oyalayacak bulanýk ama yangýn yeri gibi rüyalar hayal ediyorlar. Adam þüphesiz bu durumdan memnun ve yapmasý gereken düzeltme için yoðunlaþma uðraþýný baltalamayý akýllarýna getirmeyen durak kardeþlerine minnettar.

Refüjün karþý kýyýsýndaki üç þeritli yolun üzerindeki trafik ýþýðý kýrmýzý yanýyor. Adam içinden sayýp trafik ýþýðýnýn sayacýný gözlüyor. Hayýr hayýr, o muazzam düzenekle oynanmýþ. Emin olmak için, son bir kez içinden sayarken, parlak kýrmýzý bir renkle geriye sayan ekrana dikiliyor bakýþlarý. Ardýndan yeniden o tatlý tatlý paylayan mýrýldanma 'Ah Ýblis Ah!'

Yolun karþý tarafýnda kýrmýzý ýþýkta yeþil bir belediye otobüsü durdu. Adam pürdikkat... Alelâcayip bir vesvese okunuyor gözlerinde ve neye vesile olacaðý muallâk bir heyecan. Otobüse, o büyük aracý adeta tekerleklerinden baþlayarak yiyecekmiþ gibi, handiyse oburca bakýyor. Sanki otobüsün yeþil yanýnca geçmesini doyumsuz bir açlýk içinde kývranarak, sanki aç karnýndaki sancýlarý bastýrarak bekliyor. Ve bunlarýn hepsi gözlerinden, yalnýzca gözlerinden okunuyor. Ki eðer akýl edip de gözlerine bakan biri bulunursa. O da zaten bu sebeple böylesine rahat, insanlar için çarpýk kaçacak hislerini saklama da bu denli ihtiyatsýz.

Ýçinden saymaya devam ediyor. Yeþil yandý ve otobüs karþý istikamette kendisine doðru yaklaþýyor. Adamýn gözü saatteki saniye kolunda. Þimdi yeniden otobüsü süzüyor, onun ilerleyiþini test eder gibi bir hali var. Yeniden saatine bakýyor ve kesin kararýný verir vermez þýngýr þýngýr sallayýp durduðu anahtarlýðý cebine sokup, elini saatinin üzerine götürüyor. Saati ayarlamak için kullanýlan pimi dýþarý doðru çeker çekmez , muazzam bir vakum sesi bütün trafiðe ve insanlarýn detone homurtularýna galebe çalýyor. Etraf þimdi sessiz...

Adam bu manzaranýn tadýný her seferinde çýkarmaktan býkmadýðýný kanýtlarcasýna etrafýný seyre dalýyor bir süre. Önce kafasýný havaya doðru kaldýrýp yüksek ve ince aðaçlarýn aþaðýya sarkmýþ upuzun ama cýlýz dallarýný gözlüyor. Sabah rüzgarýyla meþk ederken faka bastýrýlmýþ gibi donup kalmýþlar. Rüzgar da, kývrýla sürüne dolandýðý dallarýn arasýnda, kaldýrýmda kovaladýðý gazete yapraklarýnýn altýnda, sararýp solmuþ ve artýk kaldýrýmýn malý olmuþ bitap yapraklarýn içinde, dolana dolana týrmandýðý binalarýn pencere camlarýnýn yüzeyinde; araçlarýn motor kaputuyla yüz yüze ve bulutlarýn büyük, sürekli ve gri-beyaz kütlesinin pamuk etinde ve insanlarýn saç telleri, tenleri ya da giysilerinin dokusunda yarattýðý soðukta... O fasýla, o saniye nerede ve nasýl bulunmasý gerekiyorsa öylece donup kalmýþ rüzgar. Ýnsanlar da öyle; havaya kalkmýþ ama inerken buz tutmuþ kollar, atýlan adýmý yarým kalmýþ ayaklar, aðýzdan üflenirken kalakalmýþ sigara dumanlarý, kapanýp açýlmamýþ göz kapaklarý, otobüsün geleceði tarafa beklentiyle çevrilmiþ boyunlar ve kafalar... Uçuþan palto etekleri, savrulan saçlar, sallanan tespihler, anahtarlýklar... Bir lokma koparýlýrken aðýzda mahsur kalmýþ sabah simitleri, avuçtan kayýp yere ulaþmaya heves etmiþ bozuk paralar, ellerde oyuncak olmuþ mp3 çalarlarýn parlak lcd ekranlarý, oynak þarkýdaki gýrtlak namesi, polifonik melodisi dikkat çeken titreþimi açýk býrakýlmýþ cep telefonlarý...

Hareketsizlik zamanýn bahtiyar vadisinde bir kuyu þimdi. Mekan o kuyuya atýlmýþ bir kova. Ve belki de tüm alem, o kovada kendi küçük dalgalarý içinde devinip duran koyu bir su.

Herhalde böylesi þaþalý ve kudretli bir kuvveti bünyesinde barýndýran adamýn amacý da ayný nispette derin ve sonsuz olmalýydý. Bir fotoðraf karesi gibi hareketsiz maddelerin, canlýlarýn ve tabiatýn arasýnda tek baþýna, tek hareket eden olarak yolun karþýsýna yürüdü. Refüjü geçip, trafik ýþýðýnýn altýnda, içindekilerle beraber tüm eylemi beklemeye alýnmýþ otobüsün önünde durdu. Akbil basan öðrenci, þoföre laf yetiþtiren adam, þoförün yüzünde kývýlcýmlanan galeyan belirtileri ve otobüsün saða manevra yapmasý yüzünden sola doðru yatmýþ yolcular...

Kýmýltýsýz insanlar dergahýna benzeyen otobüse merakla baktý. Bu onun iþiydi; piþmanlýk, üzüntü, vicdan, piþmanlýk... Ýnsancýl þeylerdi bunlar. Öyle bile olsa, neden sýkýntý duyuyordu? Cevabý çevresinde bir yerlerde olmalýydý ya, o fasýla adam otobüse bakmayý býrakýp otobüsün arkasýnda yalpa yaparken yola yapýþýp kalmýþ gibi bekleyen kýrmýzý, spor bir arabaya takýldý. Siperden çýkmýþ deliþmen bir asker gibi ileri atýldýðý yerde kalmýþtý. Adam elindeki saatin ayarlama pimini biraz oynattý ve yelkovan bir iki dakika ileriye oynadý. Ayný esnada, o þýk hýz aracý, herhalde iki üç metre ileriye doðru gelip otobüse doðru yanaþtý. Arabanýn burnu hafiften otobüse doðru dönük duruyordu.

Adam bu sefer otobüsle arabanýn etrafýnda dolanýp, bir uzman edasýyla gözlerini ikisinin üzerinde gezdirip bir þeyleri inceledi. Sonunda tatmin olduðu gözlerinden okunan adam baþýyla kendi kendini onayladý. Az sonra olacaklarý hayal ederek kafasýný otobüsten, karþýdaki duraða doðru çevirdi. Bakýþlarý öyle bir dalmýþtý ki, belki de hayal ettikleri olacaklardan daha gerçekçi ve dramatikti.

Allah Allah... Neden hüzünleniyordu durduk yere?

Bu düzen binlerce yýldýr devinip duruyordu. O hain melek, o kibirli ve hasta ruhlu melek, fitne için en küçük hile hurdaya baþvurduðundan beridir dünya dönmüyor muydu? Ve onlar, o melun meleðin bu pis emellerini -küçüklü büyüklü- bertaraf etmek için var edilmemiþler miydi?

Hayýrsýz varlýk! Adem'i kandýrdýðý yetmemiþti iþte! Kýyamete kadar verilen mühlet onu ne büyük bir yanýlgýya sürüklemiþti. Büyük, kocaman planlarý týkýr týkýr iþliyor gibiydi ki, böyle ufak tefek, deneysel, saldýrýsýný alakasýz mecralara yönelten oyunlar peþindeydi: Zamanla oynuyor, kaderin iþleyiþine darbe vurmaya yelteniyordu. Ve onlar yorulma damarlarý olmadan dolanýyorlardý alemi. Bozulaný düzeltiyorlardý. Þimdi de düzeltmeyi tamamlamýþ, zamanýn bekletilmesini kesmeye hazýrlanýyordu.

Peki neden hüzünlüydü Yarabbi? Ona bahþettiklerin arasýnda insani duygular yoktu ki üzülsün.

Görevini tamamlayacak olmanýn verdiði yüce huþunun gönül rahatlýðýyla, az evvel beklediði duraðýn karþý yakasýnda, tam da o duraðý en iyi seyredebileceði bir noktada yerini aldý ve parmaklarý bileðindeki kol saatinin pimine gitti. Zor geliyordu bu sefer... Bunca can! Yazýk deðil miydi onlara?

Hay Allah'ým Yarabbim! Neler oluyor bana? Neden vicdan sahibi bir fani gibi dertleniyorum. Neden görevimin ifasý bu denli ýzdýrap yüklüyor bana. Zamaný yeniden baþlatmak nasýl olur da bu derece imkansuz görünür. Haydi artýk! Haydi Bismillah!

Yanýlmýþtý...

Zamaný yeniden baþlattý ve ne hikmetse zamaný tam olarak durdurduðu yerde buldu kendini. Akýl almaz bir dehþetle kavrulan benliði, zincirlerinden boþalmýþ bir çarpýþma, korna ve fren hengamesi her yaný doldururken çarpýldý. Yandan çarpan araba ile beraber refüjü aþýp karþý istikamete geçen otobüs, savrula savrula üstüne, önünde beklediði duraða doðru geliyordu. Az sonra, bir fani gibi ölecek olmanýn kabýna sýðmayan çýlgýnlýðýyla, dosdoðru kendisine ve duraða yönelmiþ otobüse bakakaldý.

Kulaðýna fýsýldayan vakur ve uhrevi bir ses, son anlarýný manasýz bir kararsýzlýk içerisinde geçirmesine neden oldu. Bir faniydi ve hayal mi kurmuþtu? Ölüm böyle mi gelirdi?

"Ey insanoðlu! Hazýr mýsýn?"



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýnsan Çiftliði
Mezarýmý Derin Kaz
Oda - - - 1 -
Nokta
400 Küp
Cennet
Dikkat Et! Tavandan Kan Damlýyor.
Ecele Giden Yol
Soysuz Ev
Geçit

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yol Bitti
Atla!
Beyaz El
Nu'karh Anlatýlarý
Nu'karh Anlatýlarý III
Nu'karh Anlatýlarý II

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sanki... [Þiir]
Gidiþim [Þiir]
Ufuktaki Þehir III. Bölüm [Roman]
Ufuktaki Þehir II. Bölüm [Roman]
Ufuktaki Þehir [Roman]


Burak 'Finrod' Mollamehmetoðlu kimdir?

KiMDir??. . GerÇEkTeN. . KiMDir??

Etkilendiði Yazarlar:
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Burak 'Finrod' Mollamehmetoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.