Roman yazmanýn üç kuralý vardýr. Ne yazýk kimse bu kurallarýn neler olduðunu bilmiyor. -Somerset Maugham |
|
||||||||||
|
Her gün uyanýrken üzerimden atamadýðým yorgunluðum inanýyorum ki artýk beni terk etmeyecek, izlerimin takipçisi olarak halime hükmedecek. Yaþadýðým hayatýn açmazlarýna teslim olmuþ bir ürpertiyle onunla birlikte yaþmaya alýþýyordum çaresizliðin yüklediði adýmlarla. Nereye baksam güne anlam kazandýran güneþ olmasýna raðmen, ellerimi açtýðým semadan damlalar düþmesini anlarken, haklarý gasp edilmiþ bir kimliðin hercümerçliðinde hayýflanmam ne kadar çare olacaktý ki. Her bir düzensizliðin hengâmesinde düzeni koruma adýna akla hayale gelmeyen vehimler karþýsýnda duyduðumuz günü birlik nakaratlar muvazenemi bozuyordu. Düþünmeye dahi mahrum býrakýlýyordu ruhuma emanet edilen sinem. Kalbimin bizzat sahibiyken onu düþünmekten ne kadar uzaklaþtýðýmý fark edince içini titremeler kaplýyordu. Yaþama hakkýný elde edebilmenin tek bir yolu kalýyordu desiselerin her gün ivme kazandýðý cihanýn bizlere has yurdunda, bizzat vatanýmda. Kutlu bir görev aþkýyla askere gönderdiðimiz ciðer parelerimiz bu amansýz hýrsýn ve esrarengiz paylaþýmlarýn kurbanlarý oluyorlardý birer birer. Küreselleþme adýna dünya müstekbirlerinin, mazlumlarýn haklarýný acýmasýzca zülüm ederek bizzat ellerinden söküp alarak… Orta doðunun vicdanýna zakkum katranlýðýnda ihya ettiði mezalim ve bir marifetmiþ gibi katlettikleri mazlum Müslüman halkýn ortaya koyduðu feryatlarý hangi “medeni” ülke halký duyuyor. Yazmak adýna, klavyenin karþýsýna oturduðumda içimim kan aðladýðýna þahit oluyorum ve ne kadar þiirler yazmýþsam bizzat onlar adýna hayýflanýyorum. Ýtiraf eðliyorum ki aþikâr bir þekilde iman zafiyeti yaþýyorum kendi kimliðimde, ruh iklimimden her geçen gün uzaklaþýrken. Vakti geçirmek adýna… Ne kadar acý bir itiraf… Senin ruhun biçilen zamaný yok etmek için avunmak ve oyalanmak… Zevkler ve hýrslar zaviyesinden bakmak… Sokak köpekleri için gösterilen gayretler, eðitim için seferber edilen gizemler… Sistem içinde paye kazanmak için onca giriþilen mukallitliðin enstantaneleri… Milli hasletlerimiz her geçen gün tola re edilerek dünya müstekbirlerinin ve emperyalist güçlerin güdümünde nefes almak adýna yaþamaya alýþmak… Gücü elde edebilmek için en deðerli mevhumlar ve akaidi kurallar ihlal edilirken, en yakýnlarýmýzýn arzularýný yerine getirmek için kan ter dökülürken… Kanýn ve terin sahibini düþünmek, ona yönelmek, mesajýný idrak etmek ne kadar mümkün oluyordu ki bizim kimliðimizi bizzat ihdas eden, ahirin ve zahirin ölçüsünü bizlere öðreten yüce deðerin nazarýnda… Kaç zamandýr mevsimlerin güzellerinden en güzeli olan ilkbaharýn sevincini melalimde doyasýya yaþayamýyorum. Ne dense gecekondularýn düzensiz yollarýnda, kýþýn ayazýnda bin bir farklý desenle tüten bacalar, camlarýndan soyutlanmýþ pencereler, karanlýklar içinde hissettiðim inlemeler geliyor aklýma… Ne zaman hastanelerin aciline nazar etmek için gittiysem bin bir derdin içinde bulduðum çaresizleri temaþa edince gönderiyordum derinliðime hüzünlerimi. Geçim sýkýntýsýný iliklerine kadar terennüm eden canlarýn, ekranlar karþýsýnda yutkunmalarý ve rey tik uðruna istismar edilen onca kurbanlarý düþünürken… Bizler adeta verilenle yetinmek zorunda býrakýlmýþtýk, ihdas edilen þartlar buna göre tanzim ediliyordu. Senin ne düþündüðün, ne kadar gücün varsa o kadardý. Hatýr ve gönül iþlerinin revaç bulduðu iklimlerde, garibanlar, mazlumlar ne kadar deðerliydi, Oysaki her insan mükerremdi. Mükellefliðini idrak ettiði ölçüde itibarlýydý. Kýstaslar deðiþti artýk en takva addedilen tasavvufi mekânlarda bunlardan nasibini almýþlardý. Gülün ölçüsü, rahmetin gücü, insanlarýn öcü, mazinin ibret olmasý için þevki, ahirin özlem içinde terennümleri, mizanýn nefsimiz için ürpertilerini ne kadar anlamlýydý. Rahmetin herkesi kuþattýðýna iman ederken, ruhumda ki bu derbederliði hala anlaya bilmiþ deðilim. Oysaki umudun, sabrýn içindeki mevcudun, hilmin enginliðindeki var olan aþkýn, çile ikliminde gizlenen nimetin kadrine vakýf olamadýðým müddetçe yorgun yaþayacaðým. Ben bu manada aþktan asla anlayamayacaðým, bir sevda coþkusunu yaþayamayacaðým, mazlum milletlerin, Müslüman efradýn duçar olduklarý mezalim karþýsýnda hala refahýmý ve saltanatýmý, heveslerimde mevcut olan þiddeti, zevklerimin her çeþidiyle yaþamaya devam ettiðim sürece… Bizzat kendimizi kardýrdýðýmýzý, masrafý olmayan hoþ görüde dahi ne kadar cimrileþtiðimizi, bahþedilen tebessümü esirgediðimizi bildiðimi sürece… En tahammülsüz olan cemaat asabiyetlerinde, feyzimiz kaçar teranelerinde, takiyyeler içinde alýna yollarda, ilmi siyaset denen aldatmacalarla… Dinin bizzat sahibinde bulunmayan saltanatla, gülün rengi ve bizzat kendisi olan efendimizin hiçbir hadisinde mevcut olmayan dünya zevki ve nimetlerinin kadriyle insanlarla cem olma hasletini akide birliði olarak zerk ederek ruhlarý ihlal etmek. Evrensel bir mesaj iken, her zerreyi ihata ederken, din ulularýnýn telakkiler karþýsýnda ki açmazlarýný nasýl masum göreceðiz… Kadýnlarý dört duvar arasýna mahkûm etmeyi, takva olarak açýklayan basiretsizleri düþündükçe ruhumun daraldýðýný hissediyorum. Akýl zaviyesi bakýmýndan benden farksýz olan, dünyaya gelmeme sebep olan, þefkatin membaý, himmetin odaðý, hoþ görü sancaðý olan anneme, eþime, kýzýma, halama, komþuma neden efendimiz tarafýndan teslim edilen haklarý, çeþitli maslahatlarla ellerinden acýmasýzca alýnýyor. Erkek adam deðilse, mertliði devirmiþse, yiðitliði birilerin emanet etmiþse, aklýný þeyhim bilire tevdi etmiþse ne beklenir ki mükellef kimliðinden… Ruhun sana aitse, ahir ve zahir tercihi bizzat senin iradenle nefsini mizana getirecekse, peygamber efendimizden ziyade þeyhini zikredince ne diyelim ki! Sen sana ait bulunan akýl ve kalbinle nefsinin nihayetini belirleyeceksin sana verilen mühlette. Tahkik etmeyince kâmil bir imana katiyen kavuþamazsýn… Peygamber dahi her dilediðine þefaat edemezken sen ne bekliyorsun kimden?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mustafa CÝLASUN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |