"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Bir gül açýlmaz yüzün tek virse min gül-zâra su. (Fuzûlî) Açýklamasý: Bahçývan gül bahçesini sele versin su ile mahvetsin, boþuna yorulmasýn; çünkü bin gül bahçesine su verse de senin yüzün gibi bir gül açýlmaz, Ya Muhammed Mustafa s.a.v. *** Ebabil kuþlarýnýn býraktýðý taþlarýn üzerinden az bir zaman geçmesine raðmen Mekke’deki bereketsiz hayat Mekke sokaklarýnda ve bilahare küre-i arzda kol gezmekteydi. Ýnsanlýk adýna ne varsa topraðýn altýnda kalmýþ, topraðýn üstü cehaletin pençesinde kývranmaktaydý. Þan, þöhret ve itibar henüz adý konmamýþ kapitalizmin kurallarýna baðlanmýþtý. Paran varsa efendi, yoksa köle vasfý insanlar için bir yafta idi. Ayrýca kast sisteminin en gri tonu uygulanarak savaþ esirleri kölelikten kurtulamýyor, zulmü alenileþmiþ bedbaht kullar ise efendilik statülerini babadan oðla devam ettirmekteydiler. Güneþ her gün düzenli olarak doðudan doðsa da bâtýlda olan insanlar bunun sebebini idrak noktasýnda deðillerdi. Çünkü öyle bir dertleri de yoktu. Tek dertleri vardý, o da; emperyal ve sömürgeci kurulu düzenlerinin devamýný idame ettirmekti. Köleler efendileri adýna kervanlarla þehir þehir, panayýr panayýr dolaþarak ticaret yaparlar, efendileri ticaretten gelen kazançlarla sefahat içinde yüzerlerdi. Köleleri ise, günü yarý aç yarý tok geçirerek, hayatý köle olarak tok geçirmekten gayrisini düþünmezlerdi, düþünemezlerdi. Eðer düþünecek olsalar, bu, efendilerine hakaret sayýlacaðý için; sýcak çöl kumlarýnýn üzerinde güneþ altýnda iþkencenin pençesinden kurtulmak için, ölümün tez gelmesini beklemek ve arzulamak zorunda kalýrlardý. Kýz çocuklarý çok þansýz idi: Kendi öz babalarý tarafýndan canlý canlý topraðýn altýnda ölüme terk edilmek, birçok kýz çocuðunun ortak kaderi idi. Soytarýlar þair olmuþ; Mekke sokaklarýnda, panayýrlarda, Kâbe’de Lat, Menat, Uzza adýna, Ebu Cehil, Ebu Leheb, Ümeyye b. Halef adýna, aldýklarý bahþiþ kadar mýsralar döktürmekteydiler. Karanlýk, düþüncelere zifir olarak hâkim olmuþ, aydýnlýk namýna ne varsa kapatmaktaydý. Bu atmosfer ancak yarasalara ve onun taþýdýðý ruhu taþýyanlara zevk vermekteydi. Bu da neredeyse toplumu kuþatmýþ durumdaydý. Çünkü Ýbrahimî ruhu taþýyan insan sayýsý elin parmaklarýný geçmemekteydi. Böyle bir atmosferde bir Güneþ doðdu. Nuruyla, gündüz beyinleri sayesinde karanlýðý yaþayan, aydýnlýðý güneþ ýþýðýndan ibaret sanan, putlarý helvadan yapýp aç kalýnca kendi taptýðý putunu yiyen vasýftaki insanlarýn simalarýna bir yansýdý. Pir yansýdý. Ol Nûr doðdu: Üzerindeki çanak çatlayýp iki parçaya ayrýldý. Ýlk müjdeyle batýl adýna ilk teslimiyet çanaktan geldi. Ol Nûr doðdu: Kâbe’deki putlar rabbine secdeye kapandý. Putlarýn mesajý açýktý: “Biz içinde ruh olamayan, kendimize bile yararý dokunmayan birer zavallý taþtan ibaretiz. Ey insanlar bize tapma sevdasýndan vazgeçin.” Ol Nûr doðdu: Ýran Sasani imparatorunun sarayýndaki bin yýldýr yanmakta olan ateþ sönerek kendisine bu Nur’un varlýðýnda ihtiyaç kalmadýðýný haykýrdý. Ol Nûr doðdu: Konstantinopolis’teki Ayasofya Kilise’sinin kubbesi çatlayýp yýkýldý. Mesajý o zamanýn kudretli Bizans kralýna ve güçlü Bizans devletine ve halkýna idi: Ey kral, sen fânî dünyada fânî kralsýn. Bâkî olanýn ise nuru Mekke’den parladý. Ol Nûr doðdu: Sava gölü kuruyarak yaný baþýnda ayin yapan Mecusilere; “Hak geldi, bâtýl zail oldu.” mesajý vermiþ ama bu mesajý almak için Mecusiler Hz. Ömer’in Ýran seferini ve fethini beklemiþlerdir. Ol Nûr doðdu: Þeref ve izzet sahibi âdemoðlu, O’nun vesilesiyle kazandýðýndan benliðine dönme, kendini bulma, ahlak ve erdem adýna var olan vasýflarla donanma, vizyonu ile felaha erme sýrlarýndaki perdeleri kaldýrarak eþref’ül-mahlûk sýfatýyla bütünleþmiþtir. Salât ve selam O’na olsun. *** Yâ Habîballah yâ Hayre’l beþer müþtakunam Eyle kim leb-teþneler yanup diler hemvâra su (Fuzûlî) Açýklamasý: Ey Allah'ýn sevgilisi! Ey insanlarýn en hayýrlýsý! Susamýþlarýn susuzluktan dudaðý kurumuþlarýn yanýp dâimâ su diledikleri gibi ben de seni özlüyorum. Ben de, biz de… Selam ve muhabbetle.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Adem KALINSAZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |