..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilge kiþi her þeye þaþan kiþidir. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Ýyileþme Romaný > ishak




28 Mart 2008
Denize Düþ Salanlar  
düþlerini kaybedenlerin yol zamanlarý

ishak


boþ gözlerle baktý yokuþun aþaðýsýna doðru, donuk gözlerinde beyninde gezen uðultular; Ýnsanlar kaldýrýmlarda yanýndan geçiyorlar, içlerinden bazýlarý " Merhaba Umut " diyor, birþey söyleyemiyordu öylece bakýyordu...


:BBDE:
boþ gözlerle baktý yokuþun aþaðýsýna doðru, donuk gözlerinde beyninde gezen uðultular; Ýnsanlar kaldýrýmlarda yanýndan geçiyorlar, içlerinden bazýlarý " Merhaba Umut " diyor, birþey söyleyemiyordu öylece bakýyordu... Ýkindi güneþi yüksek binalarýn ötelerinde bir yerde ýsýtmaya çalýþýrken gölgelikleri üþüdüðünü hissetti, neden üstüne birþey almadan çýkmýþtý evden? ilkyaz baþlarýydý henüz... " boþver" diye geçirerek içinden yolun karþýsýna geçmek için yürümeye baþladý araçlarýn arasýndan; hiçbir þey yok gibi...
Kýyýya inip kayalarýn en uzak noktasýndan denizin suyuna dokunmaktan baþka birþey düþünmeyerek yürüdü, yürüdü, yürüdü...
Suyun gözlerinde buldu kendini, Adalarýn yeþil görünümleri adeta " Bak ben koca Ýstanbul'un tek yeþiliyim. " dercesine sýrýtýyordu kocaman maviliðin orta yerinde, Birazdan batardý Güneþ Kýnalýada'nýn Yeþilköy'e bakan tarafýndan... Bulut yoktu gökyüzünde, böyle zamanlarda portakal gibi bir yuvarlaklýk denizin üstünde uzunca bir kýrmýzýlýk yaratýp aðýr aðýr çekerdi kendini akþam alacasýnýn koyu karanlýðýný doðru...
Suyun üzerine doðru kayalýklarýn arasýnda bulduðu taþlarý atmaya baþladý, aklýnca sektirecekti ama yapamadý; ölümlerini býrakýr gibiydi koyu maviliðin gözlerine doðru...
Küçük burjuva yaþamlarýn eþiðinden girdikleri bir zamanda; otomobili Moda'ya çýkan yola parketmiþ,telis bar da yeni bir yýla hazýrlanmanýn keyfini çýkarmak istemislerdi: Sevcan'la birlikte. sosyalist düþlerinin küresel geliþmeye yenik düþtüðü bir zamanda avuntu kaynaklarýnýn barlarda mayalandýðý türkü tadýnda...
Ufak masada týkýþ týkýþ oturduklarý mekanda, kýsa boylu, uzun saçlý, sakallý adamýn söylediði türküler: zaman zaman çoþkunun, zaman zamanda hüznün iç yolculuklarýna doðru bir yolculukta ses uðultalarýnýn arasýnda daðýlýp gidiyordu...
Üç masa ilerisinde oturan gözlüklü kadýna takýlmýþtý gözü o da bakýyordu; " Bu Tülay olmasýn!" diye geçirmiþti içinden, Altý insanýn ayný ev ortamý paylaþtýðý insanlardan biri... Merakýný yenemiyordu ama ket vuruyordu içindeki tanýþma sesine, yanýndaki eþiydi ve yanlýþ anlayabilir diye düþünerek yudumluyordu bardaðýndaki alkolü... aþýrý gürültüden baþý dönmeye baþlamýþ, temiz hava gereksinimi duymaya baþlamýþtý... " ben lavaboya kadar gideceðim." diyerek kalkmýþ, dýþarýdaki havayý içine çekerken derince; " Merhaba," demiþti bir ses... Tülay'dý... sarýlmak için kollarýný açmýþ ama tepki vermiþti:" Uzak dur benden! " diyerek.
- Bu tepki ne böyle Tülay, bunca yýl aradan sonra sarýlmalarda mý yasaklandý?
Buruk bir gülümseyi yaydýðý yüzündeki öfke nöbetlerini gizlemeye gerek duymadan;
- Sevil öldü biliyor musun?
- Ne!
- Öldü diyorum duymuyor musun? " Öldü! " lanet olasý senin yüzünden oldu hepsi...
- Saçmalama; neden ölsün ki en son duyduðumda bir doktorla evlenmiþti.
- Sadece onu mu duydun? geçirdiði bunalýmlarý ya onlarý neden duymadýn. ha neden! " pislik herif!" Kaç kere gelecek diye bekledi kapýda gözleri biliyor musun? " O benden vazgeçmez, deli fiþeðim benim. " diye kaç kere avundurdu kendini... Pisliðin tekisin sen, bunu yukarda eþinin yanýnda söylememek için zor tuttum kendimi...
Gecenin soðunda ürperdiðini hissetmiþti, ilerdeki dolmuþ duraðýnda, baðýran deynekçinin sesi kulaklarýnýn içinde patlýyordu. " Hadeee taksim, hemen kalkýyo! "
Gökyüzüne bakmýþtý bir süre, yýldýzlar pýrýl pýrýl ertesi güne güneþ salan iletinin muþtucusu gibi parlamaktaydýlar... Ara sokaklardan þuh kadýn kahkalarý yayýlýyordu gecenin yüzüne. çingeneler zamanýydý. " A be olmaz bu paraya bu gacý be, daha on sekizine girmedi be, bi elli kaat tosla hele, çeker sana sabaha kadar muamele."
Ay'ýn aylasýnda çeliklenmiþti zaman, soðuk sularda dans ediyordu, devrim düþüne sarmalanmýþ bilinesi aþklarýn dýþýndan bakan aþklar...
Kanamalý bir hasta gibiydi hayat; Devrim ve Sönüm: Bütün odalarýn seviþme tanýðý yataklarýnda tecrit edilmiþ, herkesler bir yerlerden gelen seslerin mistik gizeminde kör göz ibadet ediyordu, beton arma kutsanmýþ tapýnaklarýnda; Uslarýnda gezinen güncel imgelerin davudi seslerini dinleyip; Kendi seslerini, Kendi yürek çýðlýklarýný, kendi ideallerini susturmayý tercih ediyorlardý...
Bütün aþklar susuk kentin arnavut taþlarýnýn, kara beton altlarýnda ezilmelerine tanýk, inadýný yitirmiþ düþlerin üzerinden geçiyordu silindir gibi... ürkülen bir oyunun korkak seyircileri gibi: " Yaþýyoruz iþte/ yaþýyoruz! Yaþamaktan baþka bir sorunumuz yok der gibi... "
Kaldýrýmlarda ki Arnavut Göçmeni anýlarsa; unutulmaya yüz tutmuþ: Kan lekeleri, sloganlar, devrime yakýn zamanlardan sýyýrýp post modern zamanlarda birey olduðunu anýmsatmýþtý...
çabuk unutuluyordu belkide ara sýra duyulan özlemlerde nostalji yüklü geçiþler... " Boþver be bu hayat yaþanmak için, ötesi nedir ki!" serzeniþlerinde kaç zaman zamparalýk yapýyordu; Baykuþlar gecenin en sönük zamanlarýnda sinsi bir bekleyiþte bakar dururken... Kurtla kuþ yan yanaydý... bilinen hikayenin bilinen sonuydu; " aslýnýn kopyasý:"
Her beþ yýla biriktirilen ekonomik krizler, enflasyondan beslenen mutlu azýnlýklar, umutsuz intiharlar, mutsuz aþklar, cinnet geçirten katliamlar, paranýn köleliðinden payýna düþeni alan lanetliler...

- Nasýl oldu bu? diyebildi kýsýk bir sesle, gözlerindeki sulanmaya egemen olamýyordu, sigaradan deyip saklayamacaktý da...
Aðladýðýný farketmiþti Tülay, üçgen þeklinde çevrilmiþ çitlerin içindeki yeþil otlarýn üzerinde oturup, tenine dokunan ýslaklýðýnýn farkýna varmýyordu bile, cebinden sigara çýkarýp titreyen elleriyle yakmaya çalýþýrken omuzundan tutmuþ " Hadi kalk toparla kendini, þimdi eþini al ve git bu þekilde içmeye baþlarsan yolu zor bulursun " demiþti..
- Burda bekle beni lütfen, bir saate kadar gelcem, eþimi býrakmam gerek...
- Tamam.sen git býrak burdayým ben...
Eþinin yavaþ git uyarýlarýný aldýrmadan, dörtlüleri yakýp basmýþtý gaza... Usunda Sevil'in sürekli gözünün önünden geçen yanýlsamalarý...Tülay'a:
- Sessiz bir yere gidelim, bildiðim bir yer var Maltepe'de...
- Hadi bize gidelim en sessiz yer orasý...
Büyük ýhlamur aðacýnýn tam karþýsýna bakan bir binanýn üçüncü katýna çýkmýþlardý... Sabýrsýzlanýyordu Umut, gözleri kan çanaðý, nedenleri bilmek istiyordu, içinde delice bir tutku, ölmek diye bir gereksinimi olamazdý ki, deli dolu, içinde birþey saklamayan asi kýz... Arasýra göðsünün orta kafesinden bir hava boþalýr; derinden bir " Hýýýýhhh!" çýkardý dudaklarýndan, o kadarcýktý iþte; bir soluk alýp verecek kadar zaman...
" Bütün aþklarda ürkütücü bir yalnýzlýk vardýr, hele ki insani aþklarda duldalar zaman. Yalnýz kalma ürküsü sýðýnmacýlýðýnýn adýný aþk koyar. yürekli deðildir olamaz da, dayatýlana inat yalýtamazda kendini. yaþadýðý ortamýn içinde kendi gerçeðinden uzak yaþama zorunluluðu olandýr. Sisteme koþuttur herþey... " Ben özgürüm, ben özgürüm! " diye ne kadar baðýrýrsa baðýrsýn; çocuk saflýðýnda bir haykýrýþ deðildir, gülücükler gülünesi hüzün gerçeðinde donuklaþýr ve her zaman yalnýzdýr aslýnda... "
Bir konferansta söylevciymiþ gibi ciddiyetle konuþur, el dokumasý halýnýn nakýþlarýna takýlýr giderdi gözleri... Nasýl bir yola bakardý, gözlerinin içine baka kalýr, omuzlarýn atardý elini Umut, kumral saçlarýnýn arasýnda parmaklarýný dolaþtýrýr, elinden tutardý... Sýmsýcak olurdu elleri, avuçlarýndaki çizgilere takýlýr; " Bak görüyor musun? sen halýnýn ilmeklerinde yol alýyorsun, ben senin avuçlarýndaki çizgilerde; nerde kesiþecek bizim yollarýmýz?" Elini göðsünün üstüne koyar " Burda!" derdi...
Pencerenin camýndan dýþarýdaki çok yýllýk ýhlamur aðacýnýn dallarý arasýna gizlenmiþ sanki dans etmekten utanan salt bu yüzden yapraklarýnýn arasýna saklanma gereði duyan ýþýðýn yansýmalarýna baktý bir süre, raký dolu bardaðý sýkarak;" Nasýl oldu anlatsana Tülay? " dedi kýsýk bir sesle, anasonun kekremsi tadýnýn genzini yaktýðýnýn farkýnda bile olmadan...
- Sen o kýzla çýkmaya baþladýktan sonraydý; içine kapanmýþtý iyice, hep birþeyler yazýyordu, çoðu zaman kaldýðýnýz oda da kapýyý kapatýp saatlerce kalýyordu, ilk zamanlar üstüne gitmedik, o susuyordu bizde susuyorduk, senden nefret etmeye baþlamýþtýk açýkcasý... Neler konuþtuðunuzu söylemedi hiç, okulu bitirdi... Sürekli bizden kitap almaya gelen bir adam vardý ya hani; birgün yakasýna yapýþmýþ " Siktir git lan burdan, bir daha da kitap almaya gelme bu tezgaha!" deyip kovduðun ona takýlmaya baþladý sonrada evlendiler... hep o an'ý anlatýr " O benden vazgeçmez, deli fiþeðim o benim! " der sanki kapý açýlacak da sen gelecekmiþsin gibi kapýya bakardý...
Ýyi ki o zamanýn bir yerinde gelmedin eve ki gelseydin; Tuncay olsun, Fýrat olsun seni çok kötü benzetirlerdi...
- Keþke orda olsaydým da benzetselerdi...
- Evet, keþke;
- Nasýl ölmüþ peki?
- Kalp krizi iþte; Hakan'ýn demesine göre, Akþam bir kýrmýzý þarap alýp yemekte içmiþler, sonrada yatmýþlar, sabaha iþe gidecekler ya Hakan kahvaltýyý hazýrlamýþ onu kaldýrmaya gitmiþ. " Uyanmamýþ! " ama cenazede çok kötüydü Hakan. Ayakta duramýyordu.
- Siz de ordaydýnýz de mi?
- Evet Umut.
- Haklýsýn; " Pisliðin tekiyim ben! "
Sokaklar; sýnýf atlamaya çalýþan öykünmelerde mal beyaný gereði duymadan sürünerek tadýný çýkarýyordu az geliþmiþ Kapitalizmin. Müzik setinde bir ses: " Dara doy, dara doy, dara doy!" diye çýðýrýrken deðiþmeyen tey þey deðiþimdi... Hergün deðiþiyordu; ayaklarýnýn ojeleri, yüzlerin þekilleri,duruþlarý...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hangi Mutsuzluðun Gölge Aðacýyým?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Derinlere Yolculuk [Öykü]


ishak kimdir?

Daha çok mavi ve deniz imgeli þiirler, biraz özgürlük, biraz sosyal eleþtiri, günümüz yaþamýndaki olgulara göndermeler. . . Ufuktan baktýðýnýz zaman, yaþamanýn büyük bir erdem olduðunun bilincine varýp, daha bir sorgular hale geliyorsunuz Dünya' yý ve yaþadýklarýnýzdan sorumlu hissediyorsunuz kendinizi. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Yok, kendi baktýðým açýdan yazmaya çalýþýyorum ama Orhan Veli, Büyük üstad Nazým Hikmet Ran vazgeçilmezlerim...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ishak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.