..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçek sanat, gizlenmesini bilen sanattýr. -Anatole France
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > erkan




7 Nisan 2008
Ofis Boy  
erkan
yaþlanabileceðinin garantisi yoktu. zaten yaþlanmayý kim ister. götünü yýkayamayacak kadar yaþlanan insanlar tanýdým. insanýn zavallýlýðýna lanet okudum. ne boktan bir düzen içinde yaþýyorduk. bir baþka acý gerçek de þu ; insan, ömrünün neredeyse yarýsýný uykuda geçiriyormuþ. tabi bunun yanýnda tuvaletde, trafikte, banyoda market de, banka da kuyruklarda, hastane de iyileþmeyi beklerken, yaþamýn içine sýkýþmýþ boktan formalitelere, zorunluluklara akýp giden bir kum saati gibi harcadýðýmýz ömrümüzü de ekleyelim. geriye kalan þu kýsacýk yaþamýmýzý, aþkla nefretle, ihanetle eðitimle iðrenç evliliklerle pornoyla siyasetle iþ hayatýyla çürütürüz. ortalama insan tipinin maruz kaldýðý çekilmez hayat oyununa karþý, takýndýðý tavýr karakterden karaktere deðiþir tabi ki.


:BJFF:


gece saat üç gibi, uykusu kaçmýþ mutsuz insan moduyla yataktan kalkýp balkona çýktým. 26 haziran 2006 altý sabahý.sýcak bir gece. gökyüzünde yýldýzlar hiç olmadýðý kadar parlaklar hava da en ufak bir esinti yok, aðaçlara baktým yaprak kýpýrdamýyor. oturduðum dört blokluk sitenin bahçe duvarlarýnýn dýþýnda küçük bir park vardý. neden bilmem? gözümü salýncaða dikip baktým. orada öylece hareketsiz duruyordu.sonra aþaðýda park yerinde duran arabalara baktým. derin uykuda gibiydiler. üzerlerine makineleþmiþ insan gücünün çirkin ve ruhsuz yüzü sinmiþti.kafamý kaldýrýp yukardaki evlerin balkon demirlerine baktým. üstümde dokuz kat daha vardý oysa daha önce sekiz saymýþtým. demek ki bina on katlýymýþ dedim içimden. birden balkonda don atlet öylece dikilmiþ aptal aptal etrafýna bakan adamýn ben olduðu geldi aklýma. nedense budalaca bir utanç duydum. yaþamýmdaki onca deðiþiklikten sonra bir de
geceleri uyuyamamaktan þikayet ediyordum.okulu býrakmýþtým, evlenmiþtim, karýmýn karný burnundaydý. sürekli apýþ aram piþiyordu, kel olmak üzereydim ve elektronik tartý yüz bir kilo olduðumu söylüyordu. bu durumda nasýl uyuyabilirdin ki.artýk eski havam kalmamýþtý, 96 model tempram sürekli aðrýza çýkarýyor, üzerime giydiðim hiçbir þey yakýþmýyordu. artýk kýzlar da eskisi gibi deðildiler. gayet doðaldý. çünkü bende eski ben deðildim. hiçbir þey eskisi gibi deðildi. bu düþüncelerle yataða dönüp yattým.
sabah saat dokuz buçuk gibi uyandýðým zaman, iþe her seferinde geç kalmýþ olmanýn verdiði moral bozukluyla kalktým yataktan. karþýda, tuvalet aynasýnýn dayalý olduðu duvara çarptýðým çalar saat, altý buçukta beni uyandýrmaya çalýþmýþ ama baþaramamýþtý. eðilip kýrýk plastik parçalarý topladým.kýrmýzý alarm çubuðu, akrep, yelkovan... belki de bu lanet þeyin zýrýltýsý yüzünden
uyanamýyordum.olur ya insanlar çeþit çeþit. saat tarafýndan uyandýrýlmak hoþuma gitmiyordu belki.karým mý ? uykusu çok aðýrdýr. ýslanmýþ deve gibi yatar. yüzümü yýkamadan giyinip yola düþtüm.iðrenç bir trafik vardý yine. benzin bu kadar pahalýyken insanlar arabaya nasýl biniyordu? ben nasýl biniyorsam öyle biniyorlardýr heralde. iþyerine vardýðým da kepenk kaldýrýlmýþ dükkan kapýsý açýlmýþtý. bunlarý yapmak benim görevimdi. patronun 2006 model siyah Aoudisi dükkanýn önündeydi.aþaðýlýk herif dedim içimden. sabah sabah, zenginliðin ulaþýlmazlýðýyla kýskývrak bir büyünün beni uçuruma yittiðini hissettim. saate baktým onu beþ geçiyordu. içeri girdim. aralanmýþ kapýdan ona baktým. her sabah olduðu gibi masasýnýn üzerine yýðdýðý gazeteleri karýþtýrýyordu. þehirdeki bütün yerel gazetelere aboneydik. içlerinden milliyetçi çizgide basýlan bir gazeteye ortaklýðýda vardý.
kapýyý vurup kafamý uzattým þiþkin gözlerle günaydýn Cemil Bey dedim.
__ ciddi bir tavýr takýnmaya çalýþarak, gözlerini okuduðu siyah beyaz gazete küpüründen kaldýrýp,
__günaydýn dedi. odasýndan çýkýp antredeki lavabosuz küçük mutfaða yöneldim. çaydanlýða suyu koyup ocaðý yaktým ki Metin diye baðýrdý . koþarak odasýna girdim.
__bundan sonra biraz erken gel dedi. hitabet gücü yerindeydi hýyarýn.
__ tabi efendim özür dilerim ben kahvenizi getireyim deyip kapýsýný çektim. bu iþ yerinde ikinci ayýmdý. bu süre benim için rekor sayýlabilirdi aslýnda. patronumun benim için bir iyilik düþündüðünü biliyordum. aslýna bakarsanýz bütün imza yetkileri bendeydi. onun patronu bendim. fakat kendi iþ yerimde kendi kendimin odacýlýðýný yapýyordum. senin bu yaptýðýma kerizliðin dik alasý derler. diyenleri duyar gibiyim. neyse her zaman olduðu gibi iþsizlik hat safha daydý,evliydim. çocuk geliyordu. karýmýn istekleri bitmiyordu. telefonun kontorü sürekli bitiyordu ama. apartmanýn aidatý vardý. elektrik su faturalarýný merdivenden çýkarken yerlerden süpürüyordum. kredi kartlarýmýn limitleri hiç boþalmýyordu falan filan. herkesin bildiði hikaye. akaryakýt dolandýrýcýlýðýndan bir kaç iþçisinin
suçu üstlenmesi sayesinde hapisten son anda yýrtmýþ ve bir daha þirket kuramama cezasýna çarptýrýlmýþtý. iþlerin yeniden rayýnda gidebilmesi için þirketi kuracak ve bütün mal varlýðýný devredecek güvenilir birine ihtiyacý vardý. tabi ayný zamanda bütün ayak iþlerine de yetiþecek birine.para kazanabilmek için ayak iþlerine yetiþip, aþaðýlanmak gerekti.
***
bankalara gidip krediler çekiyordum. hiçbir þeyi okumadan altýna imzayý basýyordum. bazý günler kýrk elli imza attýðým oluyordu. hýzlý olmalýydýn. üç kuruþ için abanýn altýnda olmak diye ben buna derim. tabi böyle bir özdeyiþ varsa. bana kýçýmdan uydurmuþum gibi geldi. tankerler sürekli iþliyordu. amansýzca... hiç durmadan. sizce huylu huyundan vazgeçer mi? aman ne stressiz iþ. damarlarýmda kan hiç bu kadar hýzlý akmamýþtý. bir gün iki polisin gelip, karýmýn þaþkýn bakýþlarý altýnda beni sýcak yataðýmdan kaldýrýp kelepçeleyerek götürüþünü hayal ederdim sýk sýk...
***
Cemil beyin kahvesini verdim. çiçekleri suladým. küllükleri çay bardaklarýný yýkadým. yemek salonunda ki masalarý sildim. klimayý açtým. akvaryumdaki balýklarý yemledim. bir gün önce tembihlendiðim, buzdolabýnýn üzerindeki gereksiz eþyalarý, toplama iþini yapmaya koyuldum. çoðu milliyetçi yayýn yapan birçok dergi ve gazete birikip , yýðýlmýþtý. bu arada dolabýn arkasýndan kýrmýzý böcekler fýþkýrýyordu. kýrmýzý, kahverengi, yeþil böcekler. orospu çocuklarý ofisi istila etmiþlerdi. birkaçýný hakladým.
bir ikisi duvarý silerken boynumdan içeri kaçtý öyle huylandým ki tiþortumu atletimi çýkarttým. nerdeyse donuma kadar soyunacaktým. patronun karþýmda dikildiðini bile fark edememiþtim.
inanýlmaz bir kayýtsýzlýk ve insaný çileden çýkaran bir soðuk kanlýlýkla,
__''tüh dedi adam. yazýhaneyi böcekler basmýþ.
__evet dedim. ilaçlatýn, yoksa hastalýk kapacaðýz.
__pissiniz dedi. yüzünü tiksinir gibi ekþiterek. hep pislikten oluyor bunlar dedi. sonra cep telefonunu kulaðýna götürüp, odasýna girdi.
o gün ofiste pek kayda deðer bir þey olmadý. vakýfbanka gidip bir kaç imza çaktým. patronun ziraatçý dostunun dükkanýna böcek ilacý almak üzere yollandým. adam bana ilacý nasýl hazýrlayacaðýmý filan gösterdi. çok tesirli bir ilaç olduðunu söyleyip beni uyardý. ilacýnýn .mýna koyim dedim içimden. tek düze, bayaðý esnaf zihniyeti iþte. madem bu iþi yapýyorsun gidip sen ilaçla. akþam saat on ikiye deðin patronumun bað evinde dostlarýna içki ve kebap hizmeti sunduktan sonra mutsuz ve son derece moralsiz eve döndüm. karým kapý da aðzýmý kokladý. içmiþsin dedi. vallahi içmiþsin. bak raký kokuyor üzerine de sinmiþ. yatak odasýnda soyunurken
nefret dolu bakýþlarýný üzerime dikmiþ, öylece bana bakýyordu. sebepsiz bir þekilde sýrýttým. ''yahu ne rakýsý býrakta yatayým. dedim. içmiþsin iþte! beni aptal yerine koyma nerdeydin bu saate kadar? dedi.
''þiþeyi açtým ama içmedim dedim. patron, baðýnda misafir aðýrladý ordaydým. ateþlerini yaktým, rakýlarýný doldurdum. dansöz kýyafeti giyip oynadým. neyi yapmam gerekiyorsa onu yaptým. senin koca kýçýný rahat ettirebilmek için haným efendi. ama kime söylüyordum.anlattýklarým anlayýþsýzlýðýn katý duvarýna çarpýp bana geri dönüyordu.
duþ alýp yataða uzandým. nafile, bütün gece bir saða bir sola dönüp dönüp durdum. saat dört buçuða doðru kalkýp çekmeceden defter kalem aldým. salonun ýþýklarýný yakýp yemek masasýna oturdum. ''ÝÞE GÝDERKEN'' baþlýklý tuhaf bir þiir yazdým.nedense salondan hoþlanmýþtým. baþka da bir þey çýkmadý. bir sigara yakýp balkona çýktým. demir korkuluða yaslanýp sigaramý içtim. hafif bir rüzgar saçlarýmý, sesi iç gýcýklayan kýzýl bir fahiþenin sýcak dili gibi yaladý. sigaranýn izmaritini sol elimin baþ ve orta parmaðý arasýna kýstýrýp, acaba sitenin duvarlarýndan dýþarýya atabilirmiyim diye savurdum. ama o anda birden yön deðiþtiren izmarit rüzgarla savrulup balkonun tam altýnda duran metalik gri hyundai 'in ön panjurundan içeri girdi. inanamýyordum. umarým arabanýn radyatörü plastik deðildir dedim içimden. bir süre hiç kýpýrdamadan baktým. heralde izmarit sönmüþtür diye düþündüm. ama kazýn ayaðýnýn öyle olmadýðý çýktý ortaya. arabanýn panjurundan hafif bir duman, aðýr aðýr tütmeye baþladý. hayýr dedim olamaz. bütün bunlar hayal,göz yanýlsamasý, koþullandýrýlmýþlýk araba tutuþmuþ olamaz. maalesef hayal olmadýðý apaçýktý. iþte þu burnumda karýncalanan yanmýþ plastik kokusu deðildi de neydi? siktir. panjur alev almaya baþladý. balkonun musluðundan, altýnda ki kovaya su doldurup arabanýn yanan yerine dökmeye baþladým. dört beþ kova su döktüm cayýrtý mucizevi bir þekilde kesildi. ardýndan iki kova daha döktüm. nefes nefese kalmýþtým.tanrým neydi bütün bunlar? cehennemden bir gece mi? kýzýl saçlý fahiþenin gecesi olmadýðý kesindi. kapý görevlimiz kel adam koþup geldi. balkonda beni gördü. hayýrdýr ne oldu dedi? içimden adamýn bütün sülalesinin güzelce bir hatrýný sorduktan sonra saçmalayarak konuþmaya baþladým. namaza kalkmýþtým dedim.( yalandý yaptýðým iþ deðildi). abdest almadan evvel þöyle bir hava almak için balkona çýktým. baktým ki Ahmet beyin aracýndan duman tütüyor. kovayý alýp su döktüm. söndürdüm þükür.
adam düþünceli uykusuz gözlerle bana bakýp ''yav araba durduk yerde niye yaniy ?dedi.
''ne bileyim ben , elektrik arýzasýdýr heralde diye geçiþtirmek istedim. hiç de yutmuþ görünmüyordu .arabanýn önüne doðru dolandý. þöyle bir süzdü. ''yoh dedi. Amet Beyin aracý deel bu. '' garþý blok on dört numero Sami Beyin arabasý.
'' kiminse kimin lan diye baðýrdým. ertesi gece akþam üstü kapý çalýndý. kalkýp açtým. Sami Bey di gelen. Beni mahkemeye verdiðini söyledi. o yavþak kapýcýnýn beni ispiyonladýðýný biliyordum. neye dayanarak diye sormadým. bu arada Sami götoþu avukatmýþ.
***
çok kez ofise en geç gelen o olurdu.baygýn ve yeni su çarpýlmýþ kireç gibi yüzüyle gelir, bize kýçýnýn ucuyla þöyle bir günaydýn çekip, arka tarafta ki odasýna girerdi. benim masam hemen giriþ de olduðundan ilk günaydýný bana verirdi. bende masanýn altýna zulaladýðým John Fante kitaplarýndan birini okurken birden bire sandelyemden doðrulup, ona karþýlýk verirdim. iki dakika sonra beni yanýna çaðrýr bir aspirin ile bir bardak su veya özel kupasýnda þekersiz yeþil çay isterdi. kýzýla boyanmýþ kýsa saçlarý vardý Feryal Hanýmýn. ona zevkle hizmet ederdim. otuz sekizinde olgun ve gizlemeye çalýþtýðý bakýþlarýnda ki þapþallýðý saymazsak güzel sayýlabilecek bir hatundu. ilk kapýdan girer girmez , beþ metre uzunluðunda koridorun bir duvarýna yaslanmýþ küçük bir masa ve üzerinde eski model bir IBM bilgisayar vardý. burada ben
otururdum. internet ten virüs bulaþmýþ bilgisayarýn beyni allak bullak olmuþtu. fýrsat bulduðum zamanlarda kurcalamak için her açýþýmda porno resimlerle dolu bir sayfa ekranda belirir ve ne yaparsan yap hiç kaybolmazdý. ekranda ki porno resimleri kapamaya çalýþýrken bir kaç kez patrona yakalanmýþlýðým vardý. iki kez de Feryal Hanýma basýlmýþtým. olayýn tamamen yanlýþ anlama olduðunu bilmem izahate gerek varmýydý? bu yüzden ne zaman beni bilgisayarýn baþýnda otururken görseler bir þey sormak bahanesiyle gelip kontrol ederlerdi. bende yutar gibi görünüp sesimi çýkarmazdým.
***
bir gün þehrin yirmi kilometre doðusundaki sanayi bölgesine yollandým.büyük fabrikalar ve depolar vardý. keskin bir virajdan bütün meydaný gören bir tepeye týrmandým. belediyenin þantiyesi bu tepenini tam zirvesindeydi.kullandýðým lacivert tiponun lastiklerini boyayan kýrmýzý toprakla döþenmiþ patika bir yolun üzerinden geçip, demir bir kapýdan içeri girer girmez bizim þoförleri gördüm. ikisi de tankerin yanýn da küçük bir aðacýn gölgesine sýðýnmýþ konuþuyorlardý. , temiz malý getirdin mi dediler. evet dedim. getirdim. temiz mal ofisteki bidon da dururdu. ondan üç kavanoz numune doldurup getirmiþtim. belediyeye verilecak mal ise tankerdeydi. bu arada malýn adý akaryakýttý.yani esrar vb. olmadýðýný belirtmek isterim. beklemeye baþladýk. belediye den bir kaç memur ve sivil bir polis on dakika kadar sonra çýkýp geldiler. numune alýnýp tahlile gidilecekti. adamlardan ikisi pencere camlarý olmayan betondan bir kulübeye girip konuþmaya baþladýlar.ben, adamlar gelmeden evvel mallarý kamyonun þoför koltuðunun ardýna gizlemiþtim. sivil polisle tankerin üstüne çýkýp kavanozlara malý doldurmaya baþladýk. ilk kavanozu ön gözden aldýk. sonra sýrayla diðerlerini doldurduk. polis iþbirlikçimiz olduðundan aðýr hareket ediyordu. yakýtý kavanozlara doldururken bir yandan da belediyenin adamlarýný gözlüyordu. bense tankerin üzerinden aþaðýya bakýnca ürküyordum. tabanlarýmdan kanýmýn çekildiði hissine kapýlmýþ gibi tuhaf bir izlenim vardý vücudumda. polis ;
''tuh gömleðin anasýný siktik dedi. beyaz gömleðinin sol cebi ve üst tarafýna yað sýçratmýþtý. kavanozun birini bana verdi. bende çaktýrmadan arka tarafta ki þoförlerden birine verdim. o da, kapýyý açýp içerdekiyle deðiþtirmeye baþladý.tepemizde ki dayanýlmaz sýcak ve stres kýçýmdan boncuk boncuk terler döktürüyordu. üçünü de deðiþtirdikten sonra, önce polis atladý tankerden. hafif göbekli, ortadan kýsa, kütüz bir adamdý. yere düþerken osurdu. yahu dedi. ''miðdemizde gaz var ne yapacaðýmýzý þaþýrdýk. . ellerini çýrpýp üstünün tozunu týpýþladý. ardýndan ben atladým. sonra temiz mallarý, gönül rahatlýðiyle üniversiteye tahlile yolladýk. iyi kötü hayatlarýmýzý sürdürebilmek pahasýna içine girdiðimiz girdaplarda,yok olup gittiðimizi görmek beni delirtiyordu. öyle yada böyle hayat da kalabilmek için bu acýmasýz sahne de olmak zorundaydýn. gerçekten de tükenmekte olan hayatlarýn varlýðý beni dehþete düþürüyordu.ne zaman öleceðini bilmiyordun.
yaþlanabileceðinin garantisi yoktu. zaten yaþlanmayý kim ister. götünü yýkayamayacak kadar yaþlanan insanlar tanýdým. insanýn zavallýlýðýna lanet okudum. ne boktan bir düzen içinde yaþýyorduk. bir baþka acý gerçek de þu ; insan, ömrünün neredeyse yarýsýný uykuda geçiriyormuþ. tabi bunun yanýnda tuvaletde, trafikte, banyoda market de, banka da kuyruklarda, hastane de iyileþmeyi beklerken, yaþamýn içine sýkýþmýþ boktan formalitelere, zorunluluklara akýp giden bir kum saati gibi harcadýðýmýz ömrümüzü de ekleyelim. geriye kalan þu kýsacýk yaþamýmýzý, aþkla nefretle, ihanetle eðitimle iðrenç evliliklerle pornoyla siyasetle iþ hayatýyla çürütürüz. ortalama insan tipinin maruz kaldýðý çekilmez hayat oyununa karþý, takýndýðý tavýr karakterden karaktere deðiþir tabi ki. bir genel ev orospusuyla, devlet baþkanýnýn bakýþ açýsý farklýdýr mesela. ama bana sorarsanýz realite açýsýndan genel evde çalýþan orospu modelini yeðlerim.çünkü önemli dediðimiz insanlar çoðu kez ýþýklý çerçeveden yansýyan birer kukladan ibarettir. onlarý televizyonda tartýþýrken, açýklama yaparken, bir yerlere seyahat ederken izleriz. onlar camýn ardýnda yapay birer televizyon maymunudur. barlarýn önünde duran göbekli pezevenkler, hastanelere taþýnan siren sesleri, rüþvetçi polis memurlarý,okul çýkýþlarýnda öðrenci kavgalarý, dolup dolup baþalan toplu taþýma araçlarý, iddiasýz insanlar, köþedeki iddia bayii, karýsýndan korkan adam, yaðmur baþladýðý halde ilk þemsiyeyi açmýþ olmaktan utanýp etrafýný gözleyenler gerçektir. kendini gerçeði aramaya adarsan, istemediðin kadarýyla karþýlaþabilirdin. o halde aþmýþ insan, umursamayan insandýr. hiç bir þeyi dert etmeyen, týnmayan adamdýr da diyebiliriz.
***
o gece karým, annesinde kaldýðýndan serbesttim. iþten erken dönmüþ sayýlýrdým. gece beni bekliyordu ama yapabileceðim fazla bir þey yoktu. çünkü param yoktu. eve doðru sürüyordum tafik ýþýklarýna varmadan katran siyahý bir 5.20 BMW yanýmdan öyle bir geçti ki anlatmam imkansýz. yanaþýp durdum. kolunda yýlan döðmesi olan kel bir adam kullanýyordu arabayý. yanýnda sarýþýn bir fýstýk vardý. bana bakýp güldüler. adam camý açýp bir þeyler söyledi ama anlayamadým. adres sormuþtu galiba. yeþil yandý. ilk soldan dönüp
þehir büfe isminde bir tekel bayinin önünde durdum.
'' bir winston light birde 2 þiþe 1 litrelik skoll bira ''dedim. ''bira soðuk olsun lütfen''.

neyse kafam fevkalade bozuktu. zaten kafamýn çalýþtýðý nadirdir. öncelikle kendimi çalýþtýðým yerden siktir ettirmenin bir yolunu bulmalýydým. üzerimdeki þirketi devredip kendime patronsuz bir iþ ayarlasam iyi olacaktý.
þehrin dýþýnda çevre yolundan yeni imara açýlmýþ, orman olmayý baþaramamýþ kýsa aðaçlarýn olduðu toprak, kuytu bir yola girdim ve yüz metre daha sürüp durdum.radyoyu açýp içmeye baþladým. arabanýn koltuðunu yatýrýp hayatýmý düþündüm. þimdiden hep bir yýl geriye doðru sayarak. bu gerçektende yararlý bir yöntemdi. aksi halde çok þey atlardýnýz yaþamýnýzdan. böylece babamýn pornolarýný izlerken beni yakaladýðý ana kadar gittim. dokuz yaþýndaydým galiba. þimdi o pornolarýn tadýný alamýyorum. ruhlarýyla vuruþurlardý. þimdikilerse hep ayný. hamallýk. vücut yapmýþ erkeklerle sýska kýçlý kadýnlarýn dünyasý....
þiþeyi yarýlamýþtým. yudumlarýmý git gide daha da büyütüyordum. kafam hafiften cilalanmýþ gibiydi. radyoda kadýn sürekli istek parça çalýyordu. neden benimde istek parçam olmasýn dý. bu kadar mý yalnýzdým? içki içip dertleþecek dostum bile yoktu. anons edilen numarayý aramaya baþladým. sürekli meþguldü kahrolasý. bunu gurur meselesi yapmýþçasýna ýsrarla arýyordum. yaklaþýk yarým saat kadar sonra þiþemden son yudumumu alýrken bir adam çýkýp birazdan yayýna baðlanacaðýmý söyledi. bekledim. evet. olan olmuþtu. daha evvel hiç canlý yayýn deneyimim olmadýðýndan heyecanlamýþtým. öyleki bir an telefonu kapatmak istedim fakat laubali bir ses;
''alo alo ordamýsýnýz? dedi.
þaþkýnlýkla ''evet diyebildim.
''iyi geceler efendim sizi tanýyabilirmiyiz?
''adýmýn önemi var mý?
''pekala söylemek zorunda deðilsiniz?.... o zzaman bizden hangi parçayý istiyorsunuz ve kimlere gidecek?
''burdan anneme, eþime, liseden arkadaþým caner'e ve almanyada ki mihri teyzeme selalarýmý yolluyorum.
''bizde gönderiyoruz, parçayý alalým lütfen
''ha... evet mümkünse patronum için gelsin
'' vaaaaoooov patronunuz için öylemi? jest yapmak istediniz heralde . ilginç. çok mu seversiniz onu''?
''aslýnda ona karþý nefret kusuyorum.
''yaaa!!
''akon ve snopp dog dan'' ý wanna fuck you'' yu çalarsanýz sevinirim. dirty versiyonu olsun lütfen.
''biz çalmasýna çalarýz... siz iþsiz kalmayýnda!
'' iþinin caný cehenneme deyip kapadým.
''spiker kadýn'' anlaþýlan bu dinleyicimiz patronuna çok kýzmýþ olmalý ''diye yorum yaptý ve parçayý girdi.
bir sigara yakýp yýldýzlarý izlemeye baþladým. onlara hayran olmamak imkansýzdý.hele bir tanesi öylesine parýldýyordu ki, gözlerim kamaþdý. büyüdü, büyüdü. kaymaya baþladý. heyecandan çiþim gelmiþti. üzerime gelen yýldýza karþý savunmasýzdým. koca dünyada düþe düþe benim üzerime mi düþeceksin kahrolasý. öylesine parýldadý ki gözlerimi kapatýp, doðacak olan çocuðumu düþündüm. babasýnýn üzerine yýldýz düþtüðü için öldüðünü söyleyeceklerdi.sonra bir hýþýrtýyla, topraðýn üzerinde adýmlayan bir þey iþittim. birisi arabanýn kapýsýný açtý. elinde el feneri vardý.
iyi akþamlar beyim dedi ihtiyar. içiyorsunuz herhalde?
''þey sizi yýldýz sandým dedim
''yýldýz deðilim ben. buranýn bekçisiyim, özel bir arazidesiniz.
''ha anladým.zaten benden çekinmenize gerek yok. sarhoþluðum kötü deðildir.hemen giderim.
''mümkünse beyim kusura kalma dedi.
***
ertesi sabah ofise herkesten evvel gidip, günlük temizliðimi bitirdim. patron gelip her yeri gezdi. bütün odalarý dolaþtý. dudaðýný büküp bir bahane bulmaya çalýþtý fakat bir þey çýkmadý aðzýndan. odasýna girdi. bende yerime oturup, Fantenin; Bunker Hill Tepesi Düþleri adlý kitabýný okumaya baþladým. iki dakika geçmemiþti ki patron bej rengi yazlýk takýmýyla koridora fýrladý.
''sen gerizekalýsýn oðlum dedi.
''estaðfirulla h efendim ne oldu ki diyebildim.
''sen vallahi salak sýn Metin.
''haklýsýnýz dedim.
''ulan fiþi neden çektin gerizekalý.
''ne fiþi?
anlamýþtým .akvaryumun içinde balýklarýn suyunu köpürten cihazýn fiþiydi.
''yahu seni tembihlemekten aðzým göt oldu.'' insaf arkadaþ, deli edeceksiniz beni. fýttýracaðým elinizden. iki milyarlýk balýðýn anasýný eþþek cennetine göndermiþsin. ala gel buyur. bak suyun üzerinde yüzüyor hepsi
''bugün yoðun bakýmda yatan insanlarýn fiþlerini çekiyorlar efendim. sizin gösteriþ merakýnýz yüzünden milyarlar döktüðünüz kýçý kýrýk balýklarýnýzýn götüne koyim demek geldi. ama ne çare gýkým çýkmadý.
'' olum bak . kendine çeki düzen ver. burasý seçkin bir iþ yeri. kafaný iþine ver dedi.
beni bir süre daha zavurladýktan sonra, para vermem için dostunun yanýna
yolladý. beþ yüz dolarý swetlananýn dairesine gidip verdim. bu rus kadýna ayrý bir ev açmýþtý. iki günde bir pompalamaya giderdi. varlýklý adamlar arasýnda rus kadýn modasý esiyordu sanki. herkesin kapatma bir rus' u vardý. bende her para vermeye gidiþimde bir þeyler umardým. ama kaltak aralýk kapýdan kafasýný uzatýp 'saðöl canim derdi sadece.
arada bir de;'' ben þimdi daha çok lazim para. sen cemil söyle ben kostüm lazim canim tamam '' derdi. patron onu cepten aramamasý için tembihlediðinden beni telefon niyetine kullanýrlardý orospu çocuklarý.
yazýk ne de güzelsin? saçlarýn gün doðumlarýnda baþak tarlasý, gözlerini bilinmez hayatlara uzanan gizemli bir sandalla mavi okyanuslara salmýþsýn. demek gelirdi kalbimden
güzelliðin, karþýsýnda bocalamayan, heyecanlanmayan varmýdýr? insaný, aklýný yitirme
sine sebep olacak kadar þehvete düþürür güzellik.
iyi aþýklar dünyanýn en büyük üç kaðýtçýlarýdýr. çünkü parayý en çok onlar kazanýr. ve el sürmeye kýyamayacaðýnýz kadýnlarý düdüklerler. suç adi düzenindir.
***
bir gün, gri bir mercedes brabanous ofisin önüne yanaþtý ve içinden orta boylu crispino dan siyah gömlek giymiþ kollarý oldukça kýllý, çirkin yüzlü kývýrcýk saçlý ama zengin insanlara has o cezbeden kaliteli parfüm kokusu ve küçük daðlarý ben yarattým havasýyla karga burun bir herif çýktý. bizim patronun dostlarýndan dý. adamýn avrupada betting (bahis) bayileri varmýþ. aracýný yýkamaya götürüp yýkattým. yolda herkes dönüp bana bakýyordu.
daha doðrusu arabaya. böyle bir araba insanýn hayatýný deðiþtirmeye yeterde artardý bile.
trafik ýþýklarýnda bile durmuyordum. polisler elleriyle yön gösterip baþ sallýyorlardý bana. kendimi bir bok sanmýþtým. yýkamaya girdiðimde iki göt oðlaný oturduklarý sandelyeden fýrlayýp iþgüzar üþgüzar aracý kanala çekmeme yardým ettiler. içlerinden bir tanesi gemi bu gemi diyordu. içimden denizsiz geminin mýna koyim dedim. içimden konuþmaya alýþmýþtým. bazen içimden mi dýþýmdan mý konuþtuðumun ayýrdýna varamýyordum. haklýsýn abi dedi yalaka yýkamacý. demek ki dýþýmdan konuþmuþtum.
''koçum boyayý çizmeden, herhangi bir zahiyat vermeden þunun tozunu alýn hadi bakalým. dedi.
camlý bölmeden kafasýný uzatan kel adam beni selamladýktan sonra. götoþlar iþe koyuldular.kanaldan çýkýp caddenin karþýsýna geçtim. köþede ki büfeden bir soda aldým.
onun kapaðýný diþlerinle sökebilirmisin dedi. orada duran küçük oðlan. hayýr yapamam dedim oðlana. benim babam yapar dedi. senin baban azmandýr her halde dedim. çocuk elindeki boþ bira þiþelerini büfeciye teslim etti ve gitti. büfeci kafasýný tezgahtan dýþarý uzatýp, bu mersedesler acayip usta dedi. boþ ver dedim adama zenginin malý züðürtün çenesini yorar...

bitti...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Þehir Hikayesi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Narkoz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Seni Özlemek [Þiir]


erkan kimdir?

dfg

Etkilendiði Yazarlar:
gfg


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © erkan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.