..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlar yalnýzca yaþamýn amacýnýn mutluluk olmadýðýný düþünmeye baþlayýnca, mutluluða ulaþabilir. -George Orwell
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Bekir Karadeniz




27 Haziran 2002
Mahkeme Hikayesi  
Bekir Karadeniz
Bir duruþma öyküsü.


:CBAI:
Yargýç önüne çýkarýlan sarýþýn, zayýf genç adam jandarmanýn kelepçe olarak kullandýðý zincirin sýktýðý bileklerini ovuþturuyordu. Birkaç izleyici ve bir o kadar da sivil polisten baþka kimse yoktu salonda. Eðreti ve sýkýþýk tahta sýralara geliþi güzel daðýlmýþtý herkes. Sanýk için ayrýlan bölmede oturan genç adam uykusuz geçirdiði geceden sonra, býrakýlýp býrakýlmayacaðýndan çok çevresindeki insanlarýn burada ne aradýðýný düþünüyordu. Kapýda dikilip duran mübaþir salondakileri gözlüyordu. Sýralardakilerden bazýlarý birbiriyle konuþuyordu sessizce.

Küçük ve çatýya yakýn pencereden sýzarak, yargýçlarýn oturacaðý yüksek bölüme yönelen güneþ ýþýnlarý, salondaki her çeþit tozu büyüterek göstermeyi amaçlýyor gibiydi. Öðleden önce olmasýna karþýn gökkuþaðý tadýndaki ýþýnlar salona hoþ bir hava katýyordu.

Salondakilerin her hareketini denetleyen mübaþir, güneþ ýþýnlarýndan dolayý gözlerini kýsmýþtý. Böylelikle kime baktýðý belli olmuyordu. Bir adým öteye kayarsa güneþ ýþýnlarýndan savuþmuþ olacaðýný bildiði halde orada durmayý yeðliyordu. Böylelikle, kimi nasýl gözetlediðinin belli olmayacaðý düþüncesiyle kendini daha güvende hissediyordu.

Görünürde kimsenin aldýrdýðý da yoktu aslýna bakýlýrsa. Ancak yine de mübaþirin orada dikilip durmasý salonun hepten baþýboþ olmadýðý izlenimini vermeye yetiyordu.

Mübaþirin önünde bulunduðu dýþa açýlan kapýnýn karþýsýndaki arka bölmenin kapýsý aralanýp kupkuru bir adam girdi. Bir an tam bir sessizlik kapladý küçük salonu. Orta sýralardaki polislerden biri ayaða kalktý olaðan bir biçimde. Yanýndaki kýr saçlýsý, ayaða kalkanýn ceketine asýlarak, gelenin yargýç olmadýðýný anlatmaya çalýþýr birkaç kaþ göz iþareti yaptý. Ýçeri giren, kürsünün önündeki daktilonun karþýsýna geçip yerleþti. Ayaða kalkýlmasý hoþuna gitmiþti anlaþýlan. Yüzünde belli belirsiz bir gülümsemeyle koltuðunda getirdiði bir tomar kaðýdý masaya býraktý. Ýçinden birkaç kaðýt alarak aralarýna karbon kaðýt yerleþtirdi özenle. Sonra büyük bir gürültüyle, ardýnda neredeyse gözden yittiði kocaman daktiloya taktý. Sandalyesine yaslanan katibin iþinin bitmesini bekliyormuþçasýna arka bölmenin kapýsý aralanýp üç yargýç ile savcý görünür görünmez, mübaþir »Ayaða kalkýn!' diye buyurdu salondakilere. Ancak eliyle, daha çok sanýk bölmesinde oturan genç adamý iþaret etmekteydi. Adalete en çok saygý göstermesi gereken oymuþçasýna bir iþaretti bu. Birþey söylemekten çok iþaretle ve dahasý, tarlada deðnekle dürtmeden ilerletemediði öküze karþý yapýlan bir hareketi andýrýyordu. Yargýçlardan en yaþlýsý ortaya, diðer ikisi de iki yanýna oturdu. Savcýysa onlarýn saðýnda, mübaþirin arkasýndaki kendine ayrýlan yere yerleþti. Mübaþir, ortaya oturan yargýca yaramazlýk yapmýþ bir çocuk gibi göz atarak yeniden dinleyicilere bir el iþaretinin desteðiyle buyurdu: »Oturun!'

Oturan yargýçlar kaçamak bakýþlarla solandakileri süzdüler çabucak. Ortadaki yargýç elindeki dosyayý, alýþýk bir tavýrla çevirip bir sayfada karar kýldý. Savcý da ayný sayfayý bulmuþ gibi yargýca baktý. Öteki iki yargýç bir süre sonra evet ya da hayýr diyerek karara katýlacaklarý zamana dek canlarý sýkýlmamasý için daha önce anlaþmýþlar gibi birer kalem çýkardý. Sanýk sandalyesindeki adamýn gözü kalemlere takýldý. Bir birine, bir ötekine bakýyordu baþýný çevirmeden. Güzel, sarý uçlu dolmakalemlerdi hepsi de. Resmi elbise gibi resmi kalem gerekmekteydi böylesi durumlarda anlaþýlan. Soldaki yargýcýn küçük, çelimsiz parmaklarýnda fazlaca kaba görünmekteydi kalem. Ortalama devlet memuru olan bu yargýçlarýn hiçbiri karardan sonra böyle bir kalem kýramazdý herhalde. Acaba kýrmak için yedek kalem bulunduruyorlar mýydý? Yoksa bir insana iliþkin verilen aðýr bir karardan sonra hiçbir kalemin deðeri olmadýðý mý düþünülüyordu? Belki de kalem kýrmak gereken davalarda daha sýradan bir tükenmez kalem bulundururdu yargýçlar.

Kalemler üzerine düþünürken sert bir sesle irkildi genç adam. Ortadaki yargýç duruþmayý baþlatmýþ, kimlik saptamasýna geçmiþti. Her zamanki sorularý yineledi. Adý, soyadý, baba adý, doðum yeri, tarihi...

Soru ve yanýtlara uyumlu olarak daktilonun sesi de yükseliyordu. Yargýç umursamaz bir biçimde soruyor, aldýðý yanýtlarý yineliyordu.

»Ne iþ yapýyorsun?'

Sanýk sandalyesindeki genç adam iþini söyledi. Yargýç, kafasýný biraz kaldýrýp baktý. Sonra baþka sorular geldi peþpeþe. Yargýç soruyor, genç adam yanýtlýyordu. Küçük þehirde olmayan türden bir iþ yapan genç adamýn verdiði yanýtlar ilginçleþince, yargýç daha dikkatli inceliyordu karþýsýndakini.

»Kaç para alýyorsun?'

Aslýnda böyle sormayacaktý. Maaþýnýn ne kadar olduðu þeklinde birþey olmalýydý soru. Her neyse sormuþtu bir kez. Genç adam yanýtladý, yargýcýn kafasýndan geçenleri bilmeden. Yargýç birdenbire doðruldu yerinde, ellerini kürsüye koyup ayaða kalkar gibi oldu. Sonra hemen yerine oturdu. Kapý önünde tüm heybetiyle bekleyen ve gözleriyle sanýk sandalyesindeki adamý denetleyen mübaþirin karnýnda kavuþmuþ elleri çözülüp yana düþtü yargýcýn bu hareketiyle. Acaba ayaða kalkmak mý gerekiyordu da dikkat edip uyaramadý salondakileri. Lanet olsun, nasýl da kaçýrdý böyle. Sanýk sandalyesindeki adamýn iki yanýnda dikilen jandarmalara imrendi bir an. Onlar nasýlsa ayakta duruyorlardý. Böylelikle de yanlýþ yapmalarý olanaksýzdý. Parmak kadar çocuklar kadar bile þansý olmadýðýný düþünerek, hem imreniyor hem de kýzýyordu jandarmalara.

Öte yandan edindiði deneyimler, þimdi böyle birþeyin gerekmediði yönündeydi. Yine de þaþkýnlýðý fazla uzun sürmedi. Aslýnda hazýrolda durduðu halde, duruþunu biraz deðiþtirip yeniden hazýrola geçerek bir yargýca, bir genç adama bakmaya baþladý. »Emir ver þu herifin kemiklerini kýrayým!' der gibi yargýcýn aðzýndan çýkacak sözü bekliyordu. Yargýcý yerinden kaldýracak bir yanýt verdiðine göre kötü birþey olmalýydý. Bunun da icabýna bakmak gerekirdi hemen. Ancak yargýç, mübaþirin beklediðinin tersine genç adama sordu sesini yükselterek:

»Anlamadým ne kadar?'

Yeniden ayný yanýtý alýnca yüzü ciddileþti yargýcýn. Bu kez sandalyesinde rahat edememiþ gibi yeniden yerleþti. Bir an sessizleþti salon. Daktilonun sesi de kesildi. Yirmi bir yýllýk memur maaþýnýn yaklaþýk on katý aylýk alan birinin sanýk sandalyesinde oturmasý rahatsýz etmiþti yargýcý. Ancak sorguda genç adama bütün bu sorularý, hatta çok daha fazlasýný yöneltmiþ olan polislerin oluþturduðu dinleyicilerden tepki gösteren, þaþýran olmamýþtý. Anlaþýlan yargýçtan baþka herkes daha fazla bilgi sahibiydi sanýða iliþkin. Bir an kendine hakaret edilmiþ gibi geldi.

»Ýyi de madem bu kadar para kazanýyorsun niye uðraþýyorsun bu iþlerle? Yazýk deðil mi sana?»

Genç adam diyecek birþey bulamadý. Yargýcýn sözünü ettiði iþlerle uðraþtýðý falan da yoktu ama yine de yanýt vermedi. Ne dese yanlýþ olacaktý nasýlsa. Bir an avukatýna bakarak yardým istemesine karþýn istediði yardýmý alamadý. Yargýç sesini alçaltarak kendi kendine söylenir gibi konuþuyordu. Yine de sesindeki sinirlilik durumu seziliyordu.

»Yazýk, yazýk!'

Bu adamýn bu kadar para kazanýp sanýk sandalyesinde oturmasý deðil, sanýk sandalyesinde oturan birinin bu kadar para kazanmasýydý yazýk olan. Hatta, bu kadar paraya yazýktý aslýnda. Kendine acýyor gibiydi yargýç. Sanki asýl suç, sanýk sandalyesinde oturan genç adamýn kendisinden çok para kazanýyor olmasýndaydý. »Þimdi yaktým çýraný!' diye geçirmiþ olmalýydý içinden. »Sen ne hakla bu kadar para kazanýrsýn?'

Yargýcýn içinden geçenleri anlamýþçasýna avukatýna gözünü çevirdi genç adam bir kez daha. Avukatsa pek oralý olmuþa benzemiyordu. Belli belirsiz bir mimikle baktý genç adama. »Aldýrma, bu yargýç hep böyle yapar!' der gibiydi.

Birbirinden uzun geçen birkaç saniyeden sonra havadaki gerilim azaldý. Yargýç yine olaðan ses tonuyla sürdürdü sorularýný.

Genel sorular bitince, tutuklanma gerekçesi, hakkýnda verilen ifadeler üzerinde birkaç dakikalýk bir konuþma yaptý. Daha önce gözünü genç adamdan ayýrmayan yargýç arada bir avukata bakýyordu yan gözle. »Þaþýrýp sözümü kesme!' bakýþýydý bu. Avukat da zaten þaþýrýp sözünü kesmedi. Þaþýrmamasý gerektiðini öðrenmiþti bunca zamandýr. Ne de olsa yýllarýn avukatýydý.

Yargýç, konuþmasýný bitirince eliyle savcýyý iþaret ederek sözü ona vermiþ oldu. Savcý daha sesli ve üstüne basa basa konuþarak çeþitli maddeler sýraladý. Yargýcýn saydýðý ifadelerde geçen isimleri yineleyerek aleyhine oluþan delillerin ciddiyeti ve olasý sonuçlarýna iliþkin bir konuþma yaptý. Saydýðý isimlerin bazýlarý salondaki polislerin birbirine bakmasýna neden oldu. O isimlerle ayný anda anýlmak sanýk sandalyesinde oturan için yeterli bir suç sayýlmaktaydý anlaþýldýðý kadarýyla. Artýk bundan öte delile gerek yoktu.

Ancak savcýnýn konuþmasý ses tonu ve konuþma biçimindeki sertliðe karþýn, sýraladýklarýyla genç adamý suçlamaktan çok, belirsiz bir genelleme niteliðine dönüþtü. Bu kez polislerden bazýlarý yeniden gözgöze geldiler. Doðru dürüst bir ifade alamadýklarýný düþündükleri besbelliydi. Boþuna saklamýþlardý bu kadar zaman emniyette.

Savcý konuþmasýný bitirince yargýca bakýp belli belirsiz bir biçimde baþýný salladý. Yeniden söze baþlayan yargýç iyice yatýþmýþa benziyordu. Birkaç cümlelik kýsa bir toparlama yaptýktan sonra yanýndakilerin kulaðýna birþeyler fýsýldadý. Gözleri genç adamýn ellerine takýlmýþtý. Birkaç saniyelik bir suskunluktan sonra sözü avukata vermeden önce son birkaç þey daha eklemek üzere söze baþladý ancak gözleri halen genç adamýn ellerindeydi. Genç adam da yargýcýn bakýþlarýndan rahatsýz olmuþtu. Ellerini koyacak yer bulamadý birden. Yeniden avukata çevirdi bakýþlarýný. Avukat yine çaresizce baktý sanýk sandalyesindeki adama. Ayný anda dosyanýn üzerinde duran ellerini çekip masanýn altýna soktu. Avukatýn hareketi yargýcý uyandýrýr gibi oldu. En küçük bir kýpýrtýyý bile dikkatle izleyen mübaþir kapýnýn aðzýnda heykel gibi duruyordu. Ne yargýcýn bakýþlarý, ne genç adamýn, ne de avukatýn hareketi gözünden kaçmýþtý. Herhalde ellerin görünmemesi gerekmekteydi. Yargýcýn, konuþurken alçalýp yükselen sesi en çok mübaþiri etkilemiþe benziyordu. Birden ellerini çekerek arkasýna götürüp sakladý. Pencerenin önünde sýralarýn en uç tarafýnda oturan sivil polislerden biri sýkýntýyla dinliyordu konuþulanlarý. Ancak elleri mübaþirin dikkatini çekti birden. Hafifçe eðilmiþ, öndeki sýranýn arkalýðýna koymuþtu ellerini. Mübaþir hem tedirginlik hem de kýzgýnlýkla baktý kýr saçlý þiþman polise. Polisinse aldýrdýðý yoktu. Tüm dikkatini polisle gözgöze gelmek için toparlayan mübaþirin isteði bir türlü gerçekleþmiyordu. Pencereden sýzan güneþ ýþýnlarýna karþýn gözlerini fal taþý gibi açmýþtý. Kaþýyla gözüyle birtakým iþaretler yaparak anlatmaya çalýþýyordu. Ýþin kötüsü fazlaca hareketlenip yargýcýn dikkatini çekmemesi gerekiyordu. Öte yandan, doðrudan polisin tepkisini çekecek birþey de yapamazdý. Bir an dýþarý çýkmayý düþündü. Dýþarda gürültüler oluyormuþ da onlarý susturmak gerekirmiþ gibi bir gerekçeyle çýkarsa sorun olmazdý. Böylelikle de polisle gözgöze gelebilirdi. Saniyenin onda biri bile yeterdi ellerini göstermesi için. Öte yandan, tam da karar aþamasýna gelinmiþti. Dýþarý çýkmak için hiç de uygun bir an olamazdý þu an. Ýnce parmaklý yargýç mübaþirin sýkýntýsýný anlamýþ belli belirsiz bir biçimde gülümsüyordu.

Bu arada avukata iþaret ederek savunmaya baþlayabileceðini belirtti ortada oturan yargýç.

Avukat ayaða kalktý. Hafiften öksürerek söze baþlamaya hazýrlandý. O da alýþýlagelmiþ giriþ bölümünden sonra sözü fazla uzatmamaya özen göstererek savunmasýný tamamlamak istiyordu. Baþka bir yönden gelen ses, salondakilerde bir canlanmaya neden olmuþtu. Ancak bazý polisler kendilerine de yönelik yanlar içeren savunma konuþmasý uzadýkça belli belirsiz sesler çýkararak avukatýn ayaðýný denk almasý yönündü uyarýlarda bulunuyorlardý. Avukatsa düþündüðünün tersine sözünü tamamlayamýyordu. Bir sözcük öteki sözcüðü, bir cümle bir baþka cümleyi anýmsatýyordu.

Bir süre dosyayý inceler gibi yapan yargýç, lafýn uzadýðýný hissedince kafasýný kaldýrýp avukata baktý. Avukatsa bir yandan üç yargýca, öte yandan savcýya bakarak sürdürüyordu konuþmasýný. Yargýçla göz göze gelince sözlerini toparlayýp savunmasýný tamamladý. Avukatýn sözünü birdenbire bitirmesi beklenmediðinden birkaç saniye sessizlik oldu salonda. Müvekkilinin beraatýný talep ediyor olmasý bazýlarýnda rahatlamaya, polislerde ise homurdanmaya yolaçtý. Yargýç, baþýyla avukatýn sözünün bittiðini anladýðýný belli edip yanýndakilerin düþüncelerini aldýktan sonra kararý açýklamak üzere doðruldu. Pencereden sýzan güneþ ýþýnlarýna bakarak konuþmaya baþladý.

Mübaþirin bakýþý, beyni halen polisin ellerindeydi. Yargýcýn konuþmasýna aldýrdýðý yoktu.

Sonunda bir an polisle gözgöze geldi. Ancak polis pek birþey anlamadý mübaþirin kaþ göz etmesinden. Polis de ona iþaret etti gözünü kýrparak. »Ne diyorsun be adam!' der gibi bir iþaretti. Kaldý ki polisin mübaþirle uðraþacak havasý yoktu zaten. Can kulaðýyla yargýcý dinliyordu. Gereðini yapmak için bu denli uðraþtýklarý adamýn salýverilmesi durumunda tüm acýsýný mübaþirden çýkaracaðý kesindi polisin.

Genç adam beklenen anýn geldiðini bildiðinden baþýný önüne eðmiþ bekliyordu.
Karara iliþkin gerekçeler ve maddeleri sýralayan yargýç sonunda sözünü bitirdiðinde salonu bu kez hafif bir uðultu daha kapladý.

Genç adam, savcýnýn da isteði doðrultusunda beraat ettirilmiþti.

Kimsenin beklemediði bu kararýn þaþkýnlýðýyla salondakileri býrakan yargýçlarla savcý aceleyle kalktýktan sonra dosyalarýný toplayýp çýktýlar. Kapýnýn önünde öylece dikilip kalan mübaþir ise büyük bir düþ kýrýklýðýyla, ayaða kalkmaya hazýrlanan polisin ellerine bakýyordu gözünü kýrpmadan.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýronik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Selma'nýn Hikayesi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yaþlý Adam Hikayesi 1

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sevda Þiirleri [Þiir]
Ayrýlýk [Þiir]
Sevdiðim 2 [Þiir]
Yar Beni [Þiir]
Sevdiðim [Þiir]
Deðiþmem [Þiir]
Ona Yanarým [Þiir]
Usta [Þiir]
Dinle Ýsrail [Þiir]
Zeynep [Þiir]


Bekir Karadeniz kimdir?

Halk þiiri ve türkülere iliþkin ayrýntýlý araþtýrmalar yapýyor. Bunlardan 5 tanesi yayýmlandý. Geleneksel ve serbest tarzda 6 þiir kitabý yayýmlandý. Almanca þiirin önemli þairlerini Türkçeye aktardý. Bunlardan 4 tanesi yayýmlandý. Þiirleri, öyküleri ve denemeleri çeþitli ülkelerde yayýmlandý. Dünya folkloruna iliþkin geniþ bir müzik arþivi bulunmaktadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Oðuz Atay, G. G. Marquez, J. Amado


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bekir Karadeniz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.