..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aðlamak da bir zevktir. -Ovidius
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Gülgün Baltacý




14 Nisan 2008
Süsen, Hanýmeli ve Anarþist Ruhlu Kýz  
Gülgün Baltacý
O'nun düþünü kurduðu minik bir leydi olmadým, içimde yaþayan ve her fýrsatta ortaya çýkardýðým anarþist ruhlu bir kýz ve gereksiz tüm kurallarý çiðnemeye her an hazýr bir kadýn oluverdim.


:AGAII:

Cýlýz Saçlarým iki yanda örülmüþ ve kâkülüm kaþlarýmý kapatmýyor.

Üzerimde büyük bir olasýlýkla babamýn pantolonundan bozulup yapýlmýþ haki renkli elbise var. Ceplerine annem tüm sanatýný konuþturup sevimli, tombul tavþanlar iþlemiþ.

Mutluyum!

Evin bahçe kapýsýna yaklaþýnca yerden aldýðým tahta parçasýný demirlere sürterken gülümsüyorum. Týrt. Týrýtttttt. Týrtttt… Kapýnýn iki yanýndaki demirlere hep bunu yaparým içeri girmeden önce.

Heyecanla demir kapýnýn önünde duruyorum. Minik elimi demirlerin arasýndan sokup kapýyý açýyorum. Bir, iki üç, dört beþ… Beþ adým atýp duruyorum.

Aþaðýda saðlý sollu çiçekler var. Sümbül, leylak, horozibiði, süsen, nergisler, güller…

Rengârenkler…

Önümde, eve doðru uzanan kocaman bir yol ve çiçekleri patika yoldan ayýran minik çitler var. Tahtadan yapýlmýþtý bu çitler. Sanýrým biz çiçeklere zarar vermeyelim ya da, bizim gibi minik çocuklar bu güzelliði bozmasýn diye buradalar…

Ýnmeden durup düþünüyorum. “Çok zenginler!”

Zenginlik neydi?

Çocukken bize bayramlarda demir bir lira veren herkes çok zengindi… Demir iki buçuk lira veren dünyadaki en zengin insandý. Benim dünyam da yaþadýðým kasabamdý ve dünyadaki en zengin kiþide bu kasabadaydý. Adý Abdülkadir amca… Her çocuðun bir Abdülkadir amcasý vardýr kesinlikle.

Cimrilik ne anlama gelir bilmezdik ki. Olaný baþkasýndan esirgeyen yoktu o zamanlar. Bayramda az para vermiþse, onun az parasý olduðundandý.

Anneannemlerin bir kabýn içinde yýðýnla bir liralarý vardý… O kadar çoktu ki iki avucuma sýðmýyordu.

Ev ne kadar da büyük geliyordu bana o zamanlar.

Üst kata bakýyorum, tipik bir çatý katý… Evi daha güzel görmeme neden oluyor. Oldum olasý çatý katlarý ilgimi çeker ve “ Benim olsa…” derim. Belki bu yüzden… Belki de karýþtýracak kocaman sandýklarla dolu bu evin gizeminden kaynaklý bu merakým.

Odalarýn camlarýnýn önünde hep oturmayý düþlediðim geniþçe bir çýkýntý var. Evin giriþ kapýsýnýn sað yanýnda kokusuna bayýldýðým hanýmeli ve önünde kocaman bir veranda var. Oysa þimdi düþündüðümde o kadarda büyük deðilmiþ. Hasýr koltuklar bu bahçeye ne çok yakýþýyor.

Yere eðilip kimse görmeden süsen koparýyorum. Çiçeðin yapraklarýný dikkatlice ayýrýp, içinden akan yapýþkan sývýnýn yardýmýyla iki yanaðýma, burnumun ucuna ve çeneme yapýþtýrýyorum mor yapraklarý. Yaþasýn horoza benzemiþtim, artýk benimde ibiklerim vardý.

Gülümseyerek kapýya yaklaþýyorum.

Çocuklarýn ilgisini çekip gizlice karýþtýrmak isteyecekleri dolaplar, sandýklar, odalar ve çatý katý vardý… Ve tabii ki bir o kadarda yasaklar… “Fýrsat bulup yukarý kata çýkabilsem!” diye düþündüm.

Evden çýkarken annem uslu olmamý, etrafý karýþtýrmamamý istemiþti.

Neden? Neydi bizden gizlenen? Neden bu evde hep kural vardý? Neden bizden mum gibi olmamýz isteniyordu? Bizi sevmiyorlar mýydý?

Yoksa disiplini ve kuralý fazla mý abartýyorlardý?

Bu evi sevmiyordum. Sadece merak ediyordum. Bulacaðým her fýrsatta karýþtýrmayý düþündüðüm için bu ev beni sadece heyecanlandýrýyordu.

Ne kadar þirinlik yapsam, ya da þirin görünmeye çalýþsam da, bu evde dikkat edilmez böyle þeylere biliyorum. Minik bir kýz çocuðunun güzelliklerinden çok, kurallara uymasýna dikkat edilir. Öksürürken aðzýmý kazara kapatmayý akýl edememiþsem, bacaklarýmý genç bir kadýn gibi birleþtirerek oturmamýþsam, dikkatlerini çekerdim. Þimdi aklýma geldi de veteriner bize” köpekler ilgi isterse sizin istemediðiniz þeyleri de yaparlar. Çünkü onlara kýzýp baðýrmanýz da, bir ilgi þeklidir.” demiþti. Sanýrým köpekleri çok iyi anlýyor olmam psikolojimizin ayný olmasýndan kaynaklý(!)

Verandanýn sol tarafýndaki hanýmeli, bahçenin yan tarafýný görmeyi engelleyecek kadar büyümüþ.

Demire tutunup aþaðýya bakýyorum, çeþmeden damlayan suyu bir arý içiyor.

Burada da kimse yok diye sevinip hanýmelinin çiçeðinden bir tane koparýp, hemen dibinden tohumunu çekiyor ve balýný emiyorum. Anlaþýlmasýn diye balý emilmiþ çiçeði yapraklarýn arasýna gizlice atýyorum. Bir, iki, üç, dört, beþ, altý… Kanmýyorum bir türlü. Yerler hanýmeli çiçeðinin posasýyla doluyor. Usulca avucuma aldýðým çiçek posalarýný hanýmelinin tepesine fýrlatýyorum. Arý bal yapýyordu bu çiçeklerden, kim bilir belki bir gün benimde balým olabilirdi.

Kocaman iki kapýsý vardý bu evin, krem rengine boyanmýþtý kapýlar.

“Artýk zile basmalýyým!” derken aklýmda hep “ya çiçekleri kopardýðýmý fark eder ve kýzarlarsa?"

Ýbiklerim güneþ ve sýcaðýn etkisiyle pörsümüþ minicik olmuþlardý. Onlarý yere atýp iyice ezerken betonu mora boyayacaklarýný düþünmemiþtim. Eyvah ki ne eyvahtý.

Haberim yok gibi dururdum. Beklide Anneannem görmezdi. Ýçimden “n’olur görnesin!” diyerek kapýyý çaldým.
- Kim o?
- Benim anane…

Kapý açýldý, Anneannemin elinde gazete vardý. Anneannem günlük gazetesini en ince ayrýntýsýna kadar okur, sonrada okuyup öðrendiði bilgileri gerekli yerlerde kullanýrdý. Hayranlýk duyduðum birkaç yönünden biriydi bu.

Boþ olan sað elini öpmem için bana uzattý. Aklým hep mora boyanmýþ betondaydý. Elini öptüm. O kibarca, dudaklarýný bana deðdirmeden öpüyormuþ gibi yaparak, eðildiði yerden doðruldu.

Düþündüm de anneannemin dudaklarý asla yanaðýma deðmedi…

O'nun düþünü kurduðu minik bir leydi olmadým. Ýçimde yaþayan ve her fýrsatta ortaya çýkardýðým anarþist ruhlu bir kýz ve gereksiz tüm kurallarý çiðnemeye her an hazýr bir kadýn oluverdim.

Ben istediðim gibi oldum. Belli kalýplar içinde, düþü kurulan " O kýz "olmadým.

Kapýnýn eþiði, alýþýla gelmiþ eþikler gibi deðildi. Geniþti… Benim kocaman bir adýmým kadardý neredeyse. Sol yanda baba terlikleri vardý. Rugan bir ayakkabýyý andýran terliklerdi bunlar, minicikti… Büyük babamýn ayaklarý da, kendi de minikti. Misafir terliklerinden giymemi istedi ananem.

Kocaman, rengârenk irili ufaklý halýlarý olan bu salona baktým, ilk fýrsatta karýþtýracaðým yeri belirlemek için. Kullanýlmayan, içinde neler olduðunu hep merak ettiðim saðdan ikinci kapýyý seçtim.

Tüm kapýlar her zaman kapalý olurdu. Solda dört kapý, saðda üç kapý ve bir merdiven çýkýþý vardý… Saðdaki ilk kapý misafir odasýydý. Soldaki ilk kapýda oturma odasý gibi bir odaydý. Birkaç kez küçük dayýmý o odada yatarken görmüþtüm.

Soldan ikinci kapý banyo, üçüncü tuvalet, dördüncü yatak odasýydý.

Kýþýn bazý geceler anneannemler de kalýrdýk. Onlar mý isterdi bizi, biz mi bilmiyorum. Onlarýn odasýnda yatardýk. Ev kýþýn çok soðuk olurdu. Kocamandý çünkü. Odada iki dolap vardý. Birinin içinde hala hepimizin merak ettiði içinde salatalýk rendesi olduðu anlaþýlabilen þiþeler sýralýydý. Ananem çok güzel kadýndý. Sýrrýný hiçbir zaman paylaþmadý kimseyle.

Üþümeyelim diye odada yapardýk kahvaltýyý. Bahçede ekmek piþirdikleri fýrýnda vardý. Kimi zaman orada ekmek yaparlarmýþ, ben görmedim. Ya da anýmsamýyorum. Yaptýklarý ekmeði yediðimi unutmadým ama.

Büyük babam kocaman ekmeði sol eline alýr, sað elinde tutuðu býçakla öyle güzel dilimler keserdi ki… Kesmeye alttan baþlar ve býçak kayarak yukarý kadar çýkardý. Her ekmek kesiliþinde anýmsarým sucuk kesiþini anýmsadýðým gibi. Bakýr sahanda piþirilen, düzgün dilimlenmiþ sucuklarý. Çok lezzetli olurlardý…

Anneannem saate baktý ve bana “Acýktýn mý? Büyük baban öðle yemeðine gelir az sonra.” dedi. Ellerimi yýkamam için lavabonun ýþýðýný açtý. Burada da geniþ bir eþik basamak olmuþtu. Tabureye çýkýp ellerimi yýkadým. Ýlk kez orada görmüþtüm saçaklarý olan havluyu. Kapýyý kapatýrken kapýnýn kolu yine elimi acýttý. Kapý kollarýnýn uçlarý sivriydi ya da ben tam kavrayamadýðým için kolu hep elimi acýtýrdý. Sanýrým o zamanlar kapý kolu seçeneklerinin en iyisi buydu. Daha iyisi olsa alýrlardý çünkü çok zenginlerdi anneannemler.

Minik çukur, kenarý dilim, dilim olan yemek tabaklarýna bol dereotlu çoban salata koydu ananem. Ananemin salatasý farklý bir tatta olurdu. Herkesin önüne ayný malzemeden koysanýz ben ananeminkini tanýrdým. Soðan girmezdi bu eve, büyük dayým soðandan nefret eder. Soðansýz salata bu kadar güzel olur muydu? Olurdu… Parlak, tane, tane pilav da vardý.

Yemekten sonra eller, aðýz yýkandý. Ýnadýmdan içimden gelmezdi elimi yýkamak, yýkayacaksam bile. Çünkü tam ben lavaboya gidecekken bana ” Ellerini yýka!” diyince delirirdim. Þu büyükler ne sabýrsýzdý. Ýki dakika bekleseler yýkasam da “Aferin kýzýma!” deseler, oysa büyükler emirlerinin dinlenmesini önemserler, senin kendiliðinden yaptýðýný deðil. Yaptýrmak çok önemlidir. Sözlerinin dinlenmesi kýsaca… Söz dinlememek en büyük suçtur.

Çocuðun hiçbir zaman itiraz hakký yoktur(!)

Ýçinden isyan etsen de, sana öðretilenleri istemeden ezberlemiþsindir bile.

Büyük babam salonda koltuða oturdu yemekten sonra. Koltuðun kenarýnda iþaret ve orta parmaðýyla tempo tutarken burun kanatlarýný açýp kapatýrdý hep, þimdi yaptýðý gibi. Ellerini yýkayýp mý oturmuþtu? Geldiðinde yýkadý… Yemekten sonra da yýkadý mý? Sadece çocuklar mý yýkar ellerini?

Büyük babam geldiðinde beni görmüþ, sað elinin tüm parmaklarýný bitiþtirmiþ, demirden bir heykelin elini öptürüyormuþ gibi uzatmýþtý bana elini yine. Bu eli çok çirkindi, acaba diðerini uzatsa odamý öyleydi?

Büyük babalarýn gülümsemesi yasak mýydý? Büyük babalar torunlarýný öpmezler miydi? Ýçinden gelmiyor muydu, geliyor da engel mi oluyordu duygularýna?

Ne yazýk ki o bize, biz ona dokunmadan çekti gitti.

Kocaman salonun arka kapýsý bahçeye açýlýyordu. Bahçe deniyordu ama kocaman bir çiftlikti burasý. Ýnekler, tavuklar, tavþanlar ve köpek… Bahçenin tam ortasýndan geçen beton bir ark vardý. Üzüm baðlarý, elma aðaçlarý, kayýsý, zerdali, dut, nefis kokulu þeftaliler, ayvalar, armut, iðde, çilek… Bütün bu meyve aðaçlarýný büyük babam yetiþtirirdi ve en keyif aldýðý þeydi bahçeyle uðraþmak.

Düþünüyorum da bitkiler de insanlar gibi…

Sevgi olmadan yetiþmez. Sevgi olmadan da ilgi olmaz!

Büyükbabam bence içindeki torun sevgisini ertelemiþti, yarýnlara býrakmýþtý. Týpký Behçet Necatigil’in dediði gibi
“…..
Gizli bahçenizde
açan çiçekler vardý,
Gecelerde ve yalnýz.
vermeye az buldunuz
yahut vaktiniz olmadý…”


Ve ben, asla o evi doyasýya karýþtýramadan büyüdüm.

Ýkinci odayý da kendim açamadým…

Kapý açýldýðýnda sadece göz atabildim. Yiyecek deposu gibi kullanýlan bir odaymýþ, içinden turþu alýrlarken gördüm. Oda da gördüklerim þu an bile belleðimde. Nasýl durduklarý, boyutlarýna varana dek...

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Merhaba
Gönderen: Okan Boncuk / , Türkiye
27 Aðustos 2016
Etkileyici bir yazý.Sayenizde bahsettiðiniz kasabaya bir yolculuk gerçekleþtirdim.Emeðine saðlýk. <<<<Çok teþekkür ederim, beni mutlu ettiniz... Bu günlerde böyle güzel sözlere ihtiyacým vardý... Sevgiler... (Gülgün)>>>

:: selam..
Gönderen: Aysu / , Türkiye
28 Aralýk 2009
bilmem neden yazýnýz beni çocukluðumun incir aðacýna götürdü. Ne anladýðýmdan çok ne hissetiðimi dile getirmek istedim.Hakikaten zenginlik neydi,kýr toplantýlarýnda hafize ninenin o yaþlý haliyle bizlere mýsýr piþirmesi eteðindeki meyvalarý bölüþmesiydi, tandýrlarda piþirilen ekmeklerdi tahtadan arabalar yapmak ve erkek arkadaþlarýmýn saçýný çekmekti arazinin ortasýnda.Sizin için bütün odalarý karýþtýrdým hallaç pamuðu gibi her yeri didikledim ... gidelim sevgisiz odalarýn kapýlarýndan nergisler karþýlasýn bizi verandanýn sol yanýndaki hanýmeli öpsün çocuk yanaðýmýzý / teþekkürler ( lacivertiðnedenlik )<<<<<Siz, benim için karýþtýracaðýnýz odalarýn kapýsýný açarken ben; nefesimi tutmuþ, sizi kýskanarak izliyordum. Cesaretinize hayran olmuþtum... Gem vurduðum isteklerim, meraklarým, cesaretsizliðim yok artýk:) Büyüdüm ve kendim oldum. Sevdiðime sevdiðimi avazým çýkana kadar haykýrdým. Sevmediðime gerekçelerimi sundum ve uzak durdum. Yaþasýnnnn! Büyümüþtüm. Kocaman, yumuþacýk göðsünde beni uyutan babaannem bana öyle bir sevgi vermiþti ki þimdi herkese sunduðum, hissettirdiðim sevgim, onun bana mirasý... Sizde hissettiðim sýcaklýkta; Hafize ninenin size kaynattýðý mýsýrlardan size miras kalan sevginin sýcaklýðý... Sevgimle...(Gülgün)>>>>>>

:: ...
Gönderen: asivemavi36 / , Türkiye
17 Aralýk 2009
Sabah sabah, mesaiye yetiþilecek ne gam! Çekip götürdü yazý. Teþekkürler.<<<<< Ben çok teþekkür ederim size. Sizden çaldýðým zamanýn boþa gitmediðini bilmek ne güzel... sevgiler. (Gülgün)>>>




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sevginin Kokusu
Rüzgârgülü


Gülgün Baltacý kimdir?

Umutlarým olmadan asla. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Ýstanbul... Ve tabi ki Boðaz...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Gülgün Baltacý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.