..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Sanat > ErenZAD




15 Nisan 2008
Çabuk Sönen Alev; Türk Müzikali  
Müzikal

ErenZAD


Genç bir öðrenciden bekleyeceðinizin üstünde bir yazý okuyun lütfen


:DGIG:
Sanat; insanlarýn yaþamlarýný, kültürlerini, yaþadýklarý coðrafyanýn özelliklerini göstermesi ve kendisini ifade etmesidir. “Hayatýn yansýmasý” olarak tanýmlanabilecek olan sanat, bir þeyi yoktan var etmek deðil, var olan bir þeye kendi yorumunu katýp, sunmaktýr. Bir sanat eseri ortaya koyarken, sanatçýnýn hayal gücüyle eserin orijinalliði doðru orantýlýdýr. “Hayal gücü bir takým nesnelerle sýnýrlanmamýþsa, onu bir taslaktan ötekine götürür.”

     Müzik etimolojide ilham perisi Mousa’nýn namesi anlamýna gelmektedir. Sözlük anlamý ise Müzikle ilgili her þeydir. Fakat müziði anlatmakta bu tanýmlar yeterli deðildir. Müzikal adýný verdiðimiz tiyatro türü, sahnede müzik eþliðinde sergilenen sanat türüdür. Müzikal sanatýnýn annesi olarak ABD gösterilebilir. Fakat ilahý deðildir. “Bu bir yapý inþa etmeye benzetilebilir. Belirli dönemlerde belirli gereksinimleri karþýlamak için eldeki taþlar üzerine kendilerine has taþlarý ekleyip yepyeni bir yapý elde etmeye benzetilebilir” ki ABD de öyle yapmýþtýr.

Ýlk olarak operetlerden yola çýkýlarak oluþturulmaya baþlanmýþtýr. Operetlerde mantýk aranmaz. Operetlerde estetik ve eðlence ön plandadýr. Müzikallerde ise estetik ve eðlenceyle birlikte mantýk ta çok önemlidir. “Küçük opera “ anlamýna gelen operetler, operanýn dýþýnda müziðin ardýndan konuþmalara, danslara yer verebilir.
     
Müzikal sanatýnýn ortaya çýkmasý için elde bulunan taþlardan biri de “Müzikal Komedi”dir. Müzikal komedide ana tema, bir tiyatroyla-Hamlet- ya da ünlü birini- Prens Charles- alaya almaktýr. Yani özünde sadece gülmek vardýr. Müzikaller bu iki ana taþýn arasýna çimento koyularak yapýlan saðlam bir binadýr. Bu ikisi Avrupa’dan Amerika’ya, orada birleþtirilip ve eklemeler yapýlýp bütün dünyaya yayýlmýþtýr. Ülkemiz de bundan nasibini almýþtýr.

Müzikal tohumlarý ilk olarak Tanzimat döneminde atýlmýþtýr. Bu dönemde odunlar yerleþtirilmiþ ve çakmak çakýlmýþtýr. Bütün ilklerimiz bu dönemde meydana gelmiþtir. Ýlk tiyatromuz Gedik Paþa Tiyatrosunda, Güllü Agop’un kurduðu “Tiyatroyu Osmanî”dir. Dikmen Çuhaycýyan’ýn A.Alberto ile yazdýðý ilk eserimiz “Leblebici Horhor Aða”dýr. Tarihteki Türkçe yazýlmýþ ilk eser ise “Arif’in Hilesi”dir. Konusu Gogol’un “Müfettiþine” çok benzer. Yer yer deðiþime uðramýþtýr. Bununla birlikte sonu tamamen deðiþtirilmiþtir. Bu oyun gerek Çuhaycýyan’ýn bestelediði müziði ile, gerekse içeriðiyle çok baþarýlý bir oyundur.
     
19.yy da yazýlan müzikallerin konularý, o dönemki yaþantýlarla paralel bir yol çizmiþtir. O müzikallerin konularýnýn çoðu tuluat tiyatrosunun konularýný andýrýr. Orta oyunu komedisin de etkisi yok deðildir. Müzikallerin bunlardan ayrýlan tek özelliði, içinde müzik ve dans barýndýrmasýdýr. “Birbirini seven iki gencin aþklarýnda o dönemin ahlak anlayýþýna uygun denklik aranýr” Her konuda ayný þeyler söylenebilir. O dönemdeki aþklar köy, kasaba dýþlarýnda gizli gizli yaþanýrdý. Yani her an yakalanma korkusu vardý. Bunun yanýnda en büyük özlem vuslattý. Kavuþma özlemi yakalanma korkusunu yenmiþ, aþk her zaman kazanmýþtýr. Bu vuslat özlemi müzikallere de yansýmýþtýr. Haydar Bey’in “Pembe Kýzý” buna örnektir.

Günümüze doðru biraz daha yaklaþtýðýmýzda, II. Meþrutiyetin ilanýyla yeni bir döneme giren Türk müzikali, o çaðlarda geliþen özgürlük akýmýndan da nasibini almýþtýr. Özgürlük sarhoþluðu içine giren Türk müzikali, Avrupa’dan ve Azerbaycan’dan gelen müzikal akýmýnýn tesiri altýna girmiþtir. Bu dönemde her türlü oyun oynanmýþtýr. Konusu sýnýrsýzdýr. Ýnsanlarý derin düþüncelere daldýracak müzikallerin yaný sýra, hiçbir þey vermeyen müzikaller de gösterilmiþtir. Bu karmaþa içinde iyi oyunlarýn çýkmasýnýn sebebi; I. Dünya Savaþý sýrasýnda, oyuncularýn Viyana’ya ve Budapeþte’ye gidip eðitim görmeleridir. Bu dönemde müzikal yazýmý ve bestelenmesine devam edilmiþtir. Muhlis Sabahattin’in yazýp bestelediði “Hilali Ahmer Çiçeði” savaþan Osmanlý ve Almanya’nýn politikalarýný övmüþtür. Bu parça yine Türk müzikali’nin ilklerindendir. Politikayý müzikalin içine-iyi ya da kötü- alan bir eser olmasý yönüyle Türk müzikalinin ilkleri arasýna girmeyi baþarmýþtýr. Ýki yol ayrýmýna giren Türk müzikali alevinin bir bölümü sönmüþ diðer bölümü ise iyice parlamýþtýr.

1931 yýlýnda müzikaller þehir tiyatrolarýnda gösterilmeye baþlandý. Bu dönemde zaten müzikli oyunlar, Ýstanbullunun sevgilisi haline gelmiþti. Fakat müzikli oyunlara tepkiler artmýþtý. “Sanatçýlar “bugün her nevi tiyatro eserine ihtiyacýmýz var” diyordu” . Bununla birlikte sanatçýlarýn yanýnda olan kesim de vardý. “Bu eserler tam manasýyla istikbalin operet teþkilatýna ilk temiz ve kuvvetli adýmdýr” . Þehir tiyatrosunda oynatýlan müzikaller halkýn tepkisini çekmiþtir. Neden? -ki o zamana kadar müzikallere ses çýkartan yoktu- Müzikli oyun kötü de ondan mý? Kesinlikle hayýr. Fakat oyundan oyuna fark var. Mesela “Lüküs Hayat” kendi konusu gereði çok baþarýlý bir oyun. Fakat “Deli Dolu” müzikali için ayný þey söylenemez. Bestecilerinin ayný olmasýna raðmen ikinci oyun hüsranla son bulmuþtur. Müzikalin duraklama dönemine girmesinin sebebi; kötü oyunlarýn þehir tiyatrolarýnda gösterilmesi ve insanlarýn müzikalden soðutulmasýdýr. Bu dönemde alevler sönme durumuna kadar gelmiþtir.

Zaman geçtikçe geliþen ya da zayýflayan Türk müzikali 60lý yýllara gelindiðinde, seviyesi yüz kat arttý. Bu dönemde uluslararasý yarýþmalara katýlabilecek seviyeye ulaþtýk. Bir fiyaskoyla sonuçlanan þehir tiyatrolarý döneminden sonra müzikalimize kan veren Haldun DORMEN gibi isimler, seviyemizi “Çaðdaþ uygarlýk seviyesine” çýkarttý.1960–61 yýllarýnda Haldun Dormen’in sahnelediði “Sokak Kýzý Irma” ile yükseliþ baþlamýþtý. Bozula bozula saçmalayan Türk müzikali, böyle hafif ve güzel müzik ve oyun karþýsýnda tekrar alevlenmiþtir. Türk müzikali, tarihinin en parlak dönemini atmýþlý yýllarda yaþadý. 1964–65 yýllarýna gelindiðinde neredeyse bütün tiyatrolarda gösterilmeye baþlandý. Fakat 1965’te ortaya çýkan eðilim herkesin gözünden kaçmýþtý. Herkes Türk tiyatrosunu geliþtirmek amacýyla eski Türk tiyatrosuna yoðunlaþmýþtý. Eleþtirmenlerin çoðu “geleceði kurarken geçmiþin unutulmayacaðý” kanýsýndaydý. Bu yüzden müzikal alevi yavaþ yavaþ sönmeye baþladý. Gönüller tiyatroya kaymaya baþladý. Çoðu tiyatrocu geleneksel tiyatroyla modern tiyatroyu sentezlemek istedi. Fakat yanlýþ yerden yola baþlamýþlardý. Kavuklu ile Piþekâr yanýnda kanto oynatýlmaya baþlandý. Böylece yeni Türk tiyatrosunu oluþturacaklarýný sandýlar. Giderek artan taklitçilik Türk Müzikalini ilerleteceðine geriletmiþtir. “Yedi Kocalý Hürmüz”, “Kanlý Nigar”, “Salkým Ýnci” gibi hüsranlar ortaya çýkmýþtýr.

Seksenli yýllarda yeniden baþlayan siyasal çatýþma oyunlara da yansýdý.1979 yýlýndan sonra müzikaller ikiye ayrýldý. Birincisi toplumu bilinçlendiren, insanlara bir þeyler katan müzikaller. Ýkincileri ise bazý çýkarcýlarýn amaçsýzca hazýrladýðý, para kazanmak için gösterilen, hiçbir anlam ifade etmeyen müzikallerdir. Bu türden gösteri yapanlar kapitalizme tapan çapulculardan baþkalarý deðildir. Bu dönemde ülke siyasý darbeyle uðraþtýðý için, sanata pek fazla önem veremediði için müzikal alevi sönmeye yüz tutmuþtur.

Yýl 2000. Artýk sinemanýn tiyatroyu ve müzikali esir aldýðý dönemler. Zaten kaybolmak üzere olan bu sanat dalý, sinema yüzünden iyice unutulmuþtur. 1980’den beri hiçbir geliþim gösterememiþtir. Zaten müzikal sanatý tüm dünyada kurumaya yüz tutmuþtur. Türk müzikali alevi 1000 yýllýk kýsa bir zamanda sönmüþtür.

Kendini geliþtiren toplumlarýn sanatý da ayný oranda geliþmesi gerekir. Mesela “Yedi Kocalý Hürmüz” Tanzimat zamanýnda oynansaydý, Türk müzikalinin baþyapýtlarý arasýnda gösterilebilirdi. Toplumsal geliþim ve sanat birlikte ilerlemiyorsa, Lorca’nýn da dediði gibi ölmemiþse bile ölmek üzeredir. Umarým bu kötü gidiþin sonunda Lorca’nýn dediði gibi olmaz.








KAYNAKÇALAR
1.     “Anonim; Türk Müziði Teorisi ve Makamlar, Milli Eðitim Bakanlýðý Yayýn Evi, Ýstanbul, 2004”
2.     “Anonim; Türk Kültür Tarihine Giriþ Serisi, Milli Eðitim Bakanlýðý Yayýn Evi, Ýstanbul,1978, cilt1”
3.     “Librairie Larousse; Büyük Larousse Ansiklopedisi, Milliyet Gazetecilik A.Þ, Ýnterpress Yayýncýlýk, Ýstanbul, 2000, cilt 16,17”
4.     “Anonim; 6. Ýstanbul Türk Müziði Günleri Türk Müziði ve Onun Temel Öðesi “Müzik Öðretmeni”, Engin Yayýnlarý, Ankara, 1999”
5.     “ERTUÐRUL, Muhsin; Darülbedayi, 1 Þubat 1931”
6.     “NUTKU, Özdemir; Tanzimat’tan Günümüze Müzikli Oyunlar, Milliyet Sanat Dergisi, 1982”
7.     “BEZÝRCÝ Asým Alain; Edebiyat Üzerine Söyleþiler, Onur Basým Evi, 1985, Ankara”
8.     “ALTUNTAÞ, Handan; Makâlât, Platform Dergisi Yayýnlarý, Samsun, 2005”
9.     “_________; Temel Britanica Ansiklopedisi,_______,_____,2000,cilt13”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


ErenZAD kimdir?

Yazýsýz Yazar

Etkilendiði Yazarlar:
Ferhat kalender prof. dr. murat belge


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ErenZAD, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.