..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Ömer Akþahan




14 Mayýs 2008
Garajlar ve Ýnsanlar  
Ömer Akþahan
Gezmeyi çok sevdiðim için Türkiye'de birçok otogarý görme þansým oldu. Hemen hemen çoðu insanýn gördüðü, gelip geçtiði yer olan garajlarýn birçok ilginç özelliði vardýr. Kýsa bir göz atalým mý þu garajlara ne dersiniz?


:AIAB:



ÖMER AKÞAHAN

Günümüz insaný için garajlarýn ne denli önemli olduðunu vurgulamak yersiz. Her gün dünyada milyonlarca kiþinin, günün en az yarým saatini harcadýðý (bu benim varsayýmým) bir yer olan garajlarýn hayatýmda ayrý bir yeri ve önemi var.

Gezmeyi çok sevdiðim için Türkiye'de birçok otogarý görme þansým oldu. Hemen hemen çoðu insanýn gördüðü, gelip geçtiði yer olan garajlarýn birçok ilginç özelliði vardýr. Kýsa bir göz atalým mý þu garajlara ne dersiniz?

Her biri bir tavuk kümesini andýran, iki ile dört metrekarelik otobüs yazýhanelerinden baþlayalým iþe. Yan yana dizili ýþýklý neonlarda Türkiye turu ya da hepsini topladýðýmýzda bir amblem kitabý hazýrlayabilirsiniz. Tercih sizin. Bu küçük kulübeler bence Türkiye'nin en pahalý gayrimenkulleri! Böyle bir yazýhane sahibinin bir fabrikatörden ya da beþyüz dönüm topraða sahip çiftçiden daha çok gelir elde ettiðini söylemek için muhasebeci olmaya gerek yok. Her otobüs sahibi veya þoförü size bu rakamlarý kolayca verebilir. (Tabii büyük þehir garajlarý için) Bu yazýhaneler otogarlarýn candamarýdýr. Türkiye'de her ne kadar otogarlar Belediyelerin kurup iþlettiði yerse de, zaman içinde yazýhane sahipleri iþlerinin doðasý gereði garajýn her noktasýnda aðýrlýðýný hissettirir.

Garajlarýn en renkli kiþileri kimdir diye sorarsanýz, hemen aklýma bilet çýðýrtkanlarý gelir. 0nlar yazýhanecilerin eli ayaðýdýr.

-Samsunaaa, Orduuuya, Trabzonaaa... Ekspres þimdi kalkýyor!

-Ýzmire havalý Apollo kalkýyor, kalkýyor!

-Gayseriye mi hemþerim, gel bizimki hemen kalkýyor !

Bu sesler garajý çýn çýn çýnlatýr. Hepsi birer býçkýndýr. Gerektiðinde rakip firmanýn adamlanyla her an kavgaya hazýrdýr. Gözüpek, sesi gür ve müþteriye yaklaþmasýný bilenler iyi çýðýrtkan sayýlýr. Her getirdikleri müþteriden pay alýrlar.

Garajlarýn baþka ilginç köþelerinden biri de pasta-kaveleridir. Bunlar pastane ile kahvehanelerin bir bileþkesi gibidir. Buralardaki iki temel kural hemen hemen tüm ülkede geçerlidir. Ýlki; mecburi çay içmek, ikincisi; masa üstünde uyuklamamak. Her ikisi de benim gibi çaresiz yolcular için konulmuþ kurallardýr.

Þöyle bir düþünün; cebinizde ancak memlekete gidebilecek kadar para var ve belki yanýnda bir de yemek parasý kalmýþtýr. Böyle bir durumda memlekete Ankara’dan aktarmalý gitmek zorundasýnýz. Çünkü seyahate akþam çýkarsanýz gecenin en kötü saatinde aktarma için araba bulamýyacaksýnýz. Sonunda geceyi Ankara’da geçireceksiniz demektir. Ancak oteller ateþ pahasý; þehirde tanýdýðýnýz yok ya da varsa da rahatsýz etmek istemiyorsunuz. Bu durumda en uygunu zamaný garajda geçirmek. Saat 20.00 sularýnda garaja geldiniz.

Çýðýrtkanlardan birinin peþine takýlýp, gece en son kalkan 02.00 arabasýna bilet aldýnýz. Böylece ertesi gün rahatça evinize varabileceksiniz. Ama arabanýn kalkmasýna daha altý saatlik bir süre var. Ne yaparsýnýz? Bir çok alternatifiniz olabilir ama cebiniz buna izin vermiyor. Bu durumda, önce tuvaletin bitiþiðindeki lahmacuncuda sýraya girersiniz.

Çünkü bir türlü bastýramadýðýnýz açlýk duygusunun en ucuz yolu acýlý bir lahmacundan geçer. Bir yandan sýcak lahmacunu yerken öte yandan pýnl pýnl ýþýklarla bezenmiþ vitrinleri seyredebilirsiniz. Bu arada farkýna varmadan ayaklarýnýz sizi bir pasta-kaveye götürmektedir. Ürkek adýmlarla kendinize sessiz bir köþe arar; hemencecik bir masaya iliþiverirsiniz. Ýþte o an baþlar serüveniniz.

Sizi alýcý gözle süzen garsonlardan biri elinde tepsiyle çay servisini çoktan yapmýþtýr bile. Acýlý lahmacun genzinizi yakmasýn diye. Bu ilgi önce sizi memnun edecektir kuþkusuz. Ancak o büyük þehirlere özgü ticari zekayla yapýlmýþ küçücük çay bardaðý sizi kesinlikle tatmin etmiyecektir. Tadýna hiç alýþýk olmadýðýnýz bu çayýn günün kaçýncý deminden size süzülüp geldiðini belirtmem gerekir mi acaba?

Bu sýrada sekiz haberlerinin sonuna gelmiþsinizdir. Hava durumu ve reklamlarýn ardýndan ikinci çay servisi baþlar. Ýsteðiniz sorulmadan çevik bir þekilde servis yapan garsonlara derdinizi anlatamazsýnýz. Çünkü onlar dert babasý deðildir. (Rahmetli Özdemir Hazar yerinde rahat uyu) Arada bir insaf molasý veren garsonlardan fýrsat bulunca elinizdeki gazateye göz atabilirsiniz. Onu da garaj¬da "Ulus'ta cinayeeet !“ diye, baðýrarak satan bir çocuktan almýþsýnýzdýr. Ancak gazetenin sekiz puntoluk yazýlarý günün yorgunluðuyla birleþince gözlerinizde isyan baþlar. Göz kapaklarý ile göz mercekleri arasýndaki amansýz savaþta göz kapaklarý her zaman olduðu gibi savaþý kazanýr. Farkýna varmadan uyuyakalýrsýnýz.

Su uyur düþman uyumaz, demiþ ya, atalar. Boþuna dememiþler. Ekmeðini sizin yüzünüzden kazanan garson milleti uyumaz. Uyuyanlarýn en büyük düþmanýdýr onlar. Tam derin bir hülyaya dalmýþken (bazýlarý gocunmasýn) birden masaya sertçe býrakýlan tepsinin çýkardýðý madeni sesle irkiliverirsiniz. Ne oluyor yahu demeye kalmadan, önünüze konulan o malum bardaktan çayý içmek zorunda kalýrsýnýz. Çünkü burasý otel deðil pasta-kavedir. Ve siz uyanýk olmak zorundasýnýz.

Belki de sýkýldýnýz. Ama saat henüz 24.00. Arabanýzýn kalkmasýna daha iki saat var. Günün getirdiði aþýrý yorgunlukla yerinizden isteseniz de kýpýrdýyamazsýnýz. Hele o serin Ankara gecelerinde bu hiç mümkün deðil. Ýstemeseniz de bu pasta-kave iþkencesini çekmek zorundasýnýz. Gözlerinizi açtýðýnýzda videoda Uzakdoðunun vurdulu kýrdýlý, kimseye bir zararý dokunmayan filmi izleyebilirsiniz. Çevrenizde gözünü kýrpmadan büyük bir heyecanla bu filmi izleyenleri görürseniz þaþýrmayýn. Onlar Bruce Lee hayranlarýdýr. Bu firsattan yararlanarak önünüze gecenin dördüncü çayý gelmiþtir. Onu da bir dikiþte halledersiniz. Tadýna alýþtýnýz nasýl olsa. Göz ucuyla garsonlarý süzersiniz. Çünkü bu çayla bir yarým saatlik daha kestirmeyi hak etmiþsinizdir. Göz kapaklarýnýz kurþun gibi aðýrlaþýr. Eliniz þakaklanndan kayar. Masa en güzel yataktan farksýzdýr. Ne kadar uyuduðunuzu anlamanýz için sert bir garson sesi yeter.

-Kalkýn beyler, burasý dört yýldýzlý otel deðil! Temizlik yapýlacak. Herkes boþaltsýn!

Kuþtüyü yataðýnýzdan zorla kaldýrýlan birisi gibi garsonlara düþmanca bakarsýnýz. Onlarsa çoktan sandalyeleri masalara ters çevirmiþ, yerleri süpürmeye baþlamýþlardýr bile. Perona inme zamaný gelmiþtir. Rahatça arabanýza binebilirsiniz. Yarým kalan uykunuzu orada devam edebilirsiniz.
Bu arada þoförünüzün sesi çalýnýr kulaðýnýza, sanki bir melodi:

-Ýyi uykular... Pardon iyi yolculuklar sayýn yolcularýmýz. Seyahatinizde bizi tercih ettiðiniz için hepinize teþekkürler...

02.12.1990 / Ödemiþ



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dün Gitti, Yarýn Meçhul, Bugün Bir Nimet
A n
Ataþ Bana Ne Dedi?
Daðýnýk Düþünceler
Yolculuklara Dair...
Þair ve Kent
Duyguya Ad Koyabilmek
Ödünç Bir Yaz(ý) Almaksa Eðer...
Hayatýn Ýçine Yuvarlananlar

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sonbahar Sololarý
Köþe Yazarlýðý
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Sözlence
Ayný Dili Konuþmak
Ýsimsizler
Okumadýðým Her Þey, Bir Þenliktir!
Kum Tanesi Ýle Yosun
Velad'la Mariya...
Sokrat Chat Yaparsa...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hiçliðe Övgü [Þiir]
Kayýtdýþý Þiir [Þiir]
Gece Dokunuþlarý [Þiir]
kalem [Þiir]
Meðer [Þiir]
Güz Yaðmurlarý [Þiir]
Küçük Mariya Ýçin Kar Senfonisi [Þiir]
Giderken Düþürdünüz 'Ben'i Çantanýzdan [Þiir]
Issýz Sokak [Þiir]
ayrılıklar [Þiir]


Ömer Akþahan kimdir?

Kendini nasýl anlatýr ki insan… Oturup yazýlmaya kalkýlsa, her edebiyat iþçisinin yaþamý kalýn bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdýðým denemelerde ve þiirlerimde yansýtmaya çalýþýyorum. Yapýtlarýmý izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüðümüz, tümcemiz. . Kendimi þiirde ilk keþfediþim beni ayný zamanda büyük bir hayal kýrýklýðý yaþattý ve düzene yenik düþtüm. Yol göstericim de yoktu yanýmda; düzene isyan edeceðime, þiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaþananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldý, bir sonbahar yapraðý gibi Aydýn Daðlarýnýn zirvesine fýrlattý. Yýl 1981. Ve beni yeniden hayata baðlayan sihirli gücün þiir olduðunu orada anladým. O gün bugündür, can yoldaþým, arkadaþým, sýrdaþým ve en büyük sýðýnaðýmdýr ÞÝÝR! Ýnanýyor ve haykýrýyorum; þiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben þuyum diyemez. Tek inancým, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdýrarak da olsa þiire ihanet etmeyeceðim. Aydýn’ýn Ýncirliova ilçesinde, ‘53 yýlýnýn Ocak ayýnda, bir Kova erkeði ve sevgili annemin tek eþinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmiþim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiþ bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öðretmenlik uðraþýmý resmi düzeyde ‘99 yýlýna dek sürdürdüm. Halen özel sektörde iþimden arta kalan zamanlarda, öðrencilere Türkiye’nin hemen her noktasýnda þiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk þiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarýndan öðrenemeyen gençlere yeni Türk þiirinin kapýsýný aralamaya çalýþýyorum. Ýnanýn bu çalýþmalarda þiir adýna öyle ilginç olaylara tanýk oluyorum ki, gözyaþlarýnýzý inanýn tutamazsýnýz. Tüm uðraþlarýmdan edindiðim çok önemli bir gerçeðin altýný kalýnca çizmek istiyorum: ÞÝÝR ÖYLESÝNE SÝHÝRLÝ BÝR ANAHTAR KÝ, AÇMADIÐI BÝR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIÞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde þiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , aný yazýlarýmla yer aldým. ‘90’da Ödemiþ EFE dergisi yöneticiliði, Almanya’da Almanca yayýmlanan GEMEÝNSAM adlý yayýnýn sorumluluðunu yaptým. Almanca þiir, öykü denemelerinin yaný sýra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye þiir kazandýrma çalýþmalarýmý yayýmladým. ‘90’da “Nasýl Çalýþalým? Nasýl baþaralým?” adlý çalýþmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafýndan 3000 adet basýldý. ‘98’de ilk þiir kitabýmý Sivas’ta yakýlan 37 güzel insana adadýðým için yalnýzca 37 þiir içermektedir. Evliyim. Eþim de emekli sýnýf öðretmeni olup, bir oðlum ve bir kýzýmla beraber yaþamýmýzý renklendirmeye çalýþmaktayýz.

Etkilendiði Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.