Mektubum sanýrým fazla uzun oldu, çünkü daha kýsa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Dört rýhtlý, beyaz mermerden yapýlmýþ sahanlýðý ile iþte bizim merdivenler... Kimi zaman kahverengi nugan, kimi zaman da siyah kundura ayakkabýlarýmla üzerine basýyorum. Ayakkabýlarýn mermere deðiþi esnasýnda, gün içinde hiç duymadýðým, toz tanelerinin ‘kulak gýcýrdatan sesleri’ geliyor. Hayýr, bundan rahatsýz deðilim. Aksine bu sesler senfoni dinginliðinde uçan kelebeklerin ya da düz otlaklar arasýnda gözümü dolduran yeþilliklerin büyüsüymüþ gibi… Birinci basamaktayým. Adýmýmla cebimdeki anahtara elimi atmam bir oluyor. Hava güneþli. Mahalledeki ‘tombiþ’ kýz, ‘esmer çocuk’ plastik toplarýyla oynuyorlar. Aslýnda ayný çocuklarý her gün görüyorum. Kimi zaman yanlarýna birkaç çocuk daha gelir kimi zaman da yalnýz oyun oynarlar. Ancak bu çocuklar hep buradadýrlar, bizim merdivenlerin önündeki asfalt yolda… ‘Sen öðretmen misin’ diyor tombul olan… Oynadýðý topu koltuðunun altýna kýstýrýp, yanýma yaklaþýyor. Pembe giysisi ile hemen seçilebilen çocuða sesleniyorum, ‘Bu da nereden çýktý?’ Çocuk, koltuðunun altýndaki topu eline alýp asfalt yola vurarak zýplatýyor. Dudaklarýný büzüp bilmiþ bir edayla, ‘Takým elbise giyiyorsun da ondan.’ Tebessüm ediyorum. Bu çocuklar hep böyledir ya… Hani ‘gerçek’ anlamlar üzerine kurulmuþ bir dünyada ‘mecaz’ bir hayatý oyuncak yapýp ellerinde oynayabilmeleri… Savaþlara, ölümlere, yangýnlara kendi bakýþ açýlarýyla kattýklarý anlamlar… ‘Hayýr, ben gazeteciyim’ diyorum. Çocuk, topu zýplatýrken, ‘hýmmmm’ demekle yetiniyor. Beklentisini karþýlayan bir cevap deðilmiþ gibi… Her takým elbise giyenin öðretmen olduðunu düþünüyor olmalý. Durdum. Çocuða döndüm, ‘Senin için öðretmen olmamý ister misin?’ dedim. Yüzüme bakma gereði bile duymadan, topuyla oynamaya devam ederek, ‘Amca sen salak mýsýn’ dedi. Þimdi iki defa þok olmuþtum. Þaþkýnlýðýmýn ilki ‘beni nasýl görmek istiyorsa öyle görünmeyi saðlamak’ olmasýna raðmen aldýðým ‘mantýk tepkisiydi.’ Bu cevap çocuklarýn dünyasý ile ilgili az önce söylediklerimin bir safsata olduðunu gösteriyordu. Her þeyin farkýndalar iþte… Ýkinci acý durum ise ‘amca’ cümlesi içerisindeki suretin seslendirilmiþ olmasýydý. 29 yaþýndaki biri için ‘amca’ sesleniþi yenilgimin ikinci raundu oldu. Tamam kabul! Kaybettim iþte… DEVAMI VAR...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |