..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamak ne güzel þey be kardeþim. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > zakir




31 Mayýs 2008
Ýstanbul - Erdoðan,ýn Açýkladýðý Gap Paketi  
Demokratik Siyaset geliþmese kaybederiz

zakir


ÝSTANBUL -Erdoðan,ýn açýkladýðý GAPPaketi,ni deðerlendiren Öcalan, ``Baþbakan ,GAP,la terörü bitireceðim ,diyor .Hakýmda istenilen hücre cezalarý da bunun sonucudur.Parayla Kürtleri baðlamaya çalýþacaklar.Ancak sayýlarý beþ yüzü geçmeyen iþbirlikçi aileleri kendilerine baðlayabilirler.Onurlu Kürtler bunu kabul`ermez``dedi


:AEHB:


Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarýyla bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre, Öcalan, görüþmede saðlýk sorunlarýna deðinerek, "Saðlýk sorunlarým ayný, bir deðiþme yok. Ancak sesimde sorun var. Boðazýmdaki yapýþkan sývý rahatsýz ediyor." dedi. Peþ peþe aldýðý hücre cezalarýna iliþkin bilgi veren Öcalan, cezalarýn henüz uygulamaya geçirilmediði bilgisine vererek, "Ýtiraz süresi dolmak üzere, dolunca hücre cezalarýný uygulamaya baþlayabilirler. Ayný nedenle üst üste verilen hücre cezalarýnýn hukuki dayanaðý nedir? Çatýþmalarýn on kat daha artacaðýný, kýrk milyon Kürdün ayaklanacaðýný, yine Kürdistan'ýn dört parçasýndaki Kürtlerin PKK etrafýnda toplanacaðýný belirtmiþim. Ayný dayanakla bana birden fazla hücre cezasý verebilirler mi? Hukuki dayanaðý nedir? Benim görüþmelerim savunmalarým temelindedir. Bu durum savunma hakkýnýn ihlalidir. Ben AÝHM'e sunduðum savunmalarýmda da bunlarý ifade ettim." þeklinde konuþtu.

BEN PKK LÝDERÝYÝM

"Bu hücre cezalarýný vererek savunma hakkýmý anlamsýzlaþtýrýyorlar" diyen Öcalan, "Ýþte Kürt demeyeceksin diyorlar, Önder ve liderim demeyeceksin diyorlar. Kürdistan demeyeceksin diyorlar. Ben daha önce Adalet Divaný kararý ile ilgili savunma alýnacaksa, PKK'yi temsilen benim savunmamýn alýnmasý gerektiðini, PKK'yi benim temsil ettiðimi söylemiþtim. Bu düþüncelerimi paylaþmam nasýl oluyor da suç teþkil ediyor? Ben PKK lideri olduðum için yargýlandým. Bunun için ceza aldým. PKK lideriyim deyince mi suçlu oluyorum? Ýngiliz avukata Adalet Divaný kararýna iliþkin bu düþüncelerimi paylaþmam ve daha sonraki görüþmelerde ayný konuyu tartýþmam hücre cezasý ile ilgili soruþturma nedeni oluyor. Öyle ise bütün söylediklerim soruþturma konusu olacak. Bu da 70 - 90 gün hücre cezasý demektir." ifadelerini kullandý. Öcalan, þöyle konuþtu: "Görüþmelerim hücre cezasýyla sonuçlanacaksa o zaman görüþme yapmamam lazým. Yani savunmalarým da ifade ettiðim bu konularý konuþamayacaksam dedikodu mu yapayým? Ben görüþlerimi, düþüncelerimi, savunmalarýmý tartýþamayacaksam görüþmelerin bir anlamý yok. Bu durum savunma hakkýnýn ihlalidir, AÝHM'e baþvuru yapacaðým. Ben bu görüþlerimi daha önceki hücre cezalarýna iliþkin yazdýðým tek sayfalýk savunmamda ifade ettim."

40 MÝLYON KÜRT AYAÐA KALKAR

Son günlerde týrmanan ve Türkiye'yi maddi-manevi yýkýma götüren operasyon ve çatýþmalarý deðerlendiren Öcalan, þu hususlarýn altýný çizdi: "Çatýþmalarýn gidiþatý ortada, nasýl devam edecek? Hükümet demokratik çözüm ve demokratik siyasetin geliþmesi için adýmlar atmazsa çatýþmalar artacaktýr. Ýþte bunlarý söylüyorum diye hücre cezalarý veriyorlar. Çatýþmalar on kat daha artar, kýrk milyon Kürt ayaða kalkar bu durumu kabul etmezler diyorum bana bizi tehdit ediyorsun diyorlar. Ama bunlar gerçeklerdir, bu gerçekleri anlamak istemiyorlar. Bu söylediklerimle örgüte talimat verdiðimi iddia ediyorlar. Ben örgüte talimat vermiyorum. Kaldý ki hükümet demokratik adýmlar atmazsa, PKK beni dinlemez, silah býrakýn desem bile PKK silah býrakmaz. Bana niye konuþmuyorsun, düþüncelerini açýklamýyorsun diye yetkililer gelip görüþmüþlerdi. Þimdi de ben konuþunca, düþüncelerimi açýklayýnca, örgüte talimat verdin diye hücre cezalarý veriyorlar. Oysa benim buradaki büyük bir sabýr ve olgunluk içindeki mücadelem biliniyor. Burada hükümetin demokratik çözüm geliþtirmesini, Kürtlerin de demokratik çözümü detaylý bir þekilde kendi içlerinde tartýþmalarýný saðlamalarý için sabýr ve büyük bir olgunluk gösteriyorum. Demokratik çözüm geliþtirilirken objektif somut ve kabul edilebilir adýmlarý içermesi lazým. Çözüm arayýþlarý açýk önerilerle desteklenmesi gerekmektedir. Mustafa Kemal bile Osmanlýyý eleþtirirken kendi radikal çözüm önerilerini tartýþmaya açýyordu. Bizim önerimiz demokratik çözümdür."

PARAYLA KÜRTLERÝ BAÐLAYACAKLAR

Baþbakan Erdoðan'ýn Diyarbakýr gezisine de deðinen Öcalan, þu eleþtirilerde bulundu: "Baþbakan Recep Tayip Erdoðan Diyarbakýr'a gitmiþ. Bunu GAP Taarruzu ve Kürdistan Seferi olarak nitelemek gerekir. Baþbakan 'GAP'la terörü bitireceðim' diyor. Aslýnda hakkýmda istenilen hücre cezalarý da bunun sonucudur. Bir taraftan parayla, makam mevkiiyle, teþviklerle, makro, mikro kredilerle Kürtleri kendilerine baðlamaya çalýþacaklar. Bu politika çok eskilere Gýlgameþ-Enkidu'ya kadar uzanmaktadýr. Ýktidarlar kendilerini kadýnla, parayla, makamla güçlü kýlmaya çalýþýyorlar. Ýskender, seferlerinden sonra on bin kadýn alarak on bin düðün yaptý. Napolyon var, para para para diyor, parayla iktidarýný güçlendiriyordu. Benim içinse önemli olan özgürlüktür. Özgürlük mücadelesi veren herkese sonsuz saygý duyarým, bu küçük bir çocuk olsa bile. Diðer taraftan da beni etkisiz hale getirmek için idari, siyasi, adli baský geliþtiriyorlar hatta imha etmek bile isteyebilirler. Diyarbakýr'a devlet gitmiþ diyorlar, doðrudur. Devlet nedir? Devlet, idari bir mekanizmadýr, Devlet, idarecilik yapar, siyaset yapmaz. Devletle içli dýþlý olan insanlar vardýr. Siyaseti bunlar yaparlar. Daha iyi anlaþýlmasý için örnek vereyim; Ýmralý Cezaevinde üzerimde mikro devlet sistemi uygulanýyor. Cezaevinin bir idaresi var, idari iþleri takip ediyorlar. Ellerinden bunun dýþýnda bir þey gelmez. Bana uygulananlar, siyasetin bir sonucudur. Siyaset nedir? Siyaseti iki cümleyle güzel bir þekilde ifade edersek; Siyaset, yerelden evrensele, bireyden topluma, kendi kimlik problemlerini tartýþmasý, kendi kimliðini özgürce edebi bir þekilde ifade etmesidir, dile getirmesidir. Demokratik siyaset iþte böyle güzel bir þeydir. Edebiyat nedir? Kültürlerin, toplumlarýn yaþadýklarý sorunlarý, güzel bir þekilde, edebi bir dille ifade etmesidir. Mehmet Uzun, Kürt kültürü ve yaþamýndan uzak olan çevreler tarafýndan niye ilgi görmedi? Çünkü Kürtlerin yaþadýklarýný anlatýyordu. Diðerleri, Kürtleri tanýmýyorlar, Kürtlerin neler yaþadýðýný, ne sýkýntýlar çektiðini bilmiyorlar, bunu anlamýyorlar."

KÜRTLER PAKETE ÝTÝBAR GÖSTERMEZ

Öcalan, GAP Paketi ve Erdoðan'ýn Diyarbakýr gezisine eleþtirilerini þu þekilde sürdürdü: "Daha önce de tartýþýldý, "teröre" 12 milyar dolar ayýrmýþlar. Bununla ancak sayýlarý beþ yüzü geçmeyen iþbirlikçi aileleri kendilerine baðlayabilirler. Bunlarýn para için yapamayacaðý, satamayacaðý deðer yoktur. Bunlar küresel sermayeye dayanarak deveyi hamuduyla yutuyorlar. Ancak onurlu Kürtler bunu kabul etmez. Bazýlarýysa 'devlet Ýslam'ý, Ýktidar Ýslam'ýnýn ortaya çýkardýðý kiþiliklerdir. Bunlar sübjektif olarak ajan deðiller belki ama objektif olarak ajandýrlar. Halkýmýzý bunlara karþý dikkatli olmalý. Bu tavýrlara karþý demokratik siyasetin geliþtirilmesi gerektiðini belirtiyorum."

SÝYASET AKADEMÝSÝ DERHAL KURULMALI

2000 yýlýndan itibaren yaptýðý siyaset okulu önerisini bu kez de yineleyen Öcalan, "Demokratik Siyaset Akademilerini bir dakika bile gecikmeksizin kurulmalýdýr. Genelde siyaset, özelde ise demokratik siyasetin yapýlabilmesi için siyaset akademilerinin kurulmasý þarttýr. Bu akademilerde halk, demokratik siyaset konusunda eðitilebilir. Bu oyunlarýn önüne ancak bu þekilde geçilebilir. Kürtleri kandýramazlar. Bazý yazarlar, 'Apo siyaseti biliyor ama parasý yok' diyor. Doðrudur, benim param yok ama benim onurum var, benim arkamda Kürt halkýnýn onuru var, milyonlarca Kürt halký var. Kimin kazanacaðýný, paranýn mý, onurun mu kazanacaðýný göreceðiz." dedi.

AKP YAHUDÝ KÖKENLÝDÝR

AKP iktidarýný Ýngiltere ve Ýsrail baðlamýnda deðerlendiren Öcalan, AKP'nin temeline iliþkin þu tespit ve eleþtirilerde bulundu: "Bu oyunlarýn çoðu taa 1926'larda geliþtirilmeye çalýþýldý. Bunlar aslýnda Ýngiliz oyunlarý kraliçe boþuna mý geldi. Mustafa Kemal, bunlarý görüp engellemeye çalýþtý ama ona izin vermediler, onu etkisiz hale getirdiler. Hatta kýz kardeþi bir parti kurup siyaset yapmak istiyordu ona da izin vermediler. Þeyh Sait isyanýyla Kürtleri de etkisiz hale getirdikten sonra 1926 ile birlikte Birinci Hegemonik iktidarýný kurdular. Bu iktidar, mevcut laisizme dayanýyordu. Ýzmir Milletvekili Yahudi asýllý Avram Galanti, Mustafa Kemal için "Musa deðerindedir" diyordu ve adeta Mustafa Kemal'i tanrýlaþtýrmak istiyorlardý, tanrýlaþtýrdýlar! Bugünkü iktidarýn temeli de 1946'larda atýlmýþtýr. Aslýnda daha eskiye, taa Osmanlýlara, 1818'lere kadar götürülebilir. Buna da Ýkinci Hegemonik Ýktidar diyorum. Bu iktidar, mevcut laisizm karþýtý olarak, ýlýmlý Ýslam þeklinde geliþtirilmiþtir. "Musa'nýn Çocuklarý" kitabýný biliyorsunuz. Bu kitap, peygamberin oðullarýný anlatýyor. Bu iktidar da aslýnda Yahudi kökenlidir, eþlerinin hepsinin baþý açýktý bunlarýn. Ben Arýnç, Gül ve Erdoðan'ýn birbirleriyle olan iliþkilerini, iliþkilenme koþullarýný bilmiyorum ama araþtýrmaya ve incelemeye deðer bir konudur. Arýnç, Gül ve Erdoðan için bunlarla iþbirliði içindedir demiyorum ama bu bir Ýngiliz siyasetidir, bunun araþtýrýlmasý gerekir.

AKP'NÝN SORUNU ÇÖZECEÐÝNÝ ZANNETMÝYORUM

Türkiye'nin iktidar kurumlaþmasýný da masaya yatýran Öcalan, "Günümüzde yaþanan da Birinci Hegemonik Ýktidar ile Ýkinci Hegemonik iktidar arasýndaki çatýþmadýr. Kürtler bu iktidarlarý zaten kabul etmezler." dedi, hegemonik iktidar olgusunu analiz etti ve þunlarý dile getirdi: "Birinci Hegemonik Ýktidarýn temel anlayýþý bugünkü laisizmdir. Bugün halen üç kuruma dayanýyor; Ordu, Yargý ve Üniversitelerdir. Bunlar bu iktidar anlayýþý içerisinde yetiþtirilmiþ, buna göre yaþam tarzlarý þekillenmiþ, mevcut laisizmi korumak için tavýr geliþtirmeleri, direnmeleri ve bunu korumalarý gayet doðaldýr. Bunlar bu iktidarýn seksen yýllýk orta sýnýfýdýr. Bugün bunun siyasi sözcülüðünü Baykal yapmaktadýr. Ýkinci Hegemonik Ýktidar ise Ilýmlý Ýslam siyasetiyle bütün bu yapýlarý aþmak ve denetim altýna almak istiyor. Baþta laisizm olmak üzere bütün yapýlarýný aþmak istiyor. AKP Hükümeti ülkeyi ittihat terakki döneminden daha geri daha beter bir duruma getirecektir. Biliyorsunuz Dolmabahçe görüþmeleri var. Baþarýlý olmak ve iktidar için ekonomik kriz gizlenmek isteniyor, borsalar, para piyasalarý denetim altýnda tutulmak isteniyor. Üretime dayanmadan, kupon üzerinden, kâðýt üzerinden bunlar yapýlýyor. Bahçeli de iki hegemonik iktidar arasýnda bir yerdedir. Aslýnda AKP ve CHP'nin tamamý deðil, bu partiler içerisinde bir grup, bu hegemonik iktidarlarý temsil ediyor. AKP'nin iktidarda kalabilmesi için yapmasý gereken üç þey var. Birincisi ekonomik krizi olabildiðince gizlemek, Ýkincisi Kürt sorununun barýþçýl demokratik çözümü, üçüncüsü de para piyasalarýný ve borsalarý denetim altýnda tutmak. Bunlarý baþarabilir mi bilmiyorum, baþarabileceðini zannetmiyorum. Baþaramazsa AKP hükümeti çözülecektir."

40 MÝLYON KÜRDÜ KULLANMAYA ÇALIÞACAKLAR

Öcalan, AKP'nin sistem içindeki rol ve iþlevine yönelik þu tespitleri ifade etti: "Ilýmlý Ýslamla hedeflenen aslýnda Ortadoðu'da Arap milliyetçiliðinin kýrýlmasýdýr. Türkiye öncülüðünde Suriye-Ýsrail görüþmelerinin yapýlmasý, Arap milliyetçiliðinin kýrýlmasý çalýþmasýdýr. Benim Suriye'den çýkartýlmam da bununla ilintilidir. Türkiye Ýsrail-Suriye arasýndaki sorunu çözmeye çalýþýyor ama bir taraftan Amerika, bir taraftan Ýsrail tarafýndan kuþatýlmýþ durumda. Ýsrail- Suriye görüþmeleri üzerinden AKP'ye, 'Arap milliyetçiliðini kýr, biz seni bir süre daha destekleyelim' diyorlar. Bu temelde AKP iktidarýný bir süre daha destekleyecekler. El Kaide'yi biliyorsunuz, bir taraftan Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Mýsýr tarafýndan denetim altýna alýnmak isteniyor. Diðer taraftan ise, Amerika, Ýngiltere ve Ýsrail'in Ilýmlý Ýslam müdahalesiyle denetim altýna alma politikasý var. El Kaide, Amerika'ya, 'benim önümü aç, ben bir ulus-devletçik olarak burada yaþayayým' diyor. Ama Amerika da 'buna izin vermem, benim denetimim altýnda kalmalýsýn' diyor. Türkiye, buna müdahil olmaya çalýþýyor ama tek baþýna deðil, bir taraftan Amerika, bir taraftan Ýsrail var. Saddam'ý çözdüler. Sýra Ýran'a gelecek. Türkiye'nin kendi baþýna hareket etmesine izin vermezler. Amerika buna izin vermeyecek. Kýrk milyon Kürd'ü Ýran'dan sonra Türkiye'ye karþý kullanmaya çalýþacaklar. Ýþte ben bu tehlikeyi dile getiriyorum, anlamýyorlar, bu tehlikeyi görmüyorlar ve talimat veriyorsun diye ceza veriyorlar! Ben bunlarý daha önce el konulan savunmalarýmda daha detaylý bir þekilde açýklamýþtým."

SOL MAHVOLMUÞ DTP OYUNLARI ANLATAMIYOR

Türkiye sol hareketleri ve DTP'yi mercek altýna alan Öcalan, konuyla ilgili olarak "Ben burada Türk Solu liderlerine þunu söylemek isterim. Mahvolmuþlar, onlar Bahçeli'den de daha geri durumdalar. Bu oyunlarý görüp anlatamýyorlar. DTP de bunu yapamýyor. DTP demokratik siyasetin üstesinden gelemiyor. Doðru çalýþýrlarsa halk arasýnda saðlam iki tur atarlarsa, Türk halkýnýn da Kürt halkýnýn da desteðini alacaklardýr. Bu durumda hegomonik iktidarlar kaybedecektir, hatta bu iktidarlar yüzde beþ bile destek alamazlar. Demokratik siyaset kazanacaktýr. Bu iþ böyle çatýþmalarla, operasyonlarla çözülmez." ifadelerine yer verdi.

ÇÖZÜM ÖNERÝM DEMOKRATÝK SÝYASETTÝR

Türkiye'nin artýk hýzla çözümü tartýþan bir zemine sürükleneceðini ifade eden Öcalan, çözüme yönelik þu tespit ve önerilerde bulundu: "Sorunun siyasal yollarla çözülmesi gerektiðini ifade eden yazarlar, aydýnlar var. Türkiye artýk hýzla buna evirilecektir. Türkiyeli aydýnlar bunu ifade etmeye baþlayacaktýr. Buradan Türkiye aydýnlarýna da þunu ifade etmeliyim; bu oyunlarý iyi görmeliler. Ben bütün bu oyunlarý görüp ifade ediyorum. Bunlara karþý 'senin çözüm önerin nedir?' diye sorulursa, benim çözüm önerim, anti tekel, anti hegemonik, barýþçýl ve demokratik temelde geliþecek, toplumun her kesiminin, küçük ölçekli iþyeri temsilcilerinin dahi içinde yer alacaðý demokratik siyasettir. Ayný çatý altýnda barýþ ve demokrasi temelinde bir araya gelinmesidir. Buna koalisyon mu dersiniz, ittifak mý dersiniz, bu çok önemli deðil. Önemli olan demokratik çözümün geliþmesidir. Demokratik çözüm, demokratik siyasetin öðrenilmesiyle gerçekleþir. Ben bu nedenle Hakkâri den Edirne'ye kadar her yerde demokratik siyaset akademilerinin kurulmasý gerektiðini düþünüyorum. Demokratik siyaset akademisiyle birlikte bireyin demokratikleþmesini, bireyin demokratikleþmesi de toplumun demokratikleþmesini getirecektir.

ÝSLAM DÝNÝ BARIÞ DÝNÝDÝR

2001 yýlýnda yazdýðý Sümer Rahip Devleti'nden Demokratik Halk Uygarlýðý'na isimli kitabýnda Ýslamda reform, Ortadoðu'da rönesans öneren Öcalan, geçen hafta olduðu gibi bu hafta da Ýslam deðerlendirmesi yaptý. Öcalan, "Ýslam dini de, ezilenlere yardým eden bir dindir, barýþ dinidir. Camiler Hz. Muhammed döneminde sorunlarýn tartýþýlýp çözümlerin üretildiði bir toplumsal barýþ merkezleriydi. Günümüzde de camiler demokratik siyasetin ve barýþýn geliþmesine hizmet etmelidir. Bunun için çalýþýlmalýdýr. Halkýmýzýn da özellikle tarikatlardan uzak durmalarý gerektiðini düþünüyorum. Diyarbakýr'da demokratik siyasetin geliþmemesi için hiçbir neden yoktur. Demokratik siyaseti geliþtirirseniz üstesinden gelemeyeceðiniz sorun yoktur. Demokratik siyaset geliþmezse kaybederiz." dedi.

Öcalan, sözlerini þu þekilde tamamladý: "Mahir Kaynak, MÝT'in kurumsallaþmasýný saðlayan kiþilerden biridir, yoðun araþtýrmalarý var. Yine Yalçýn Küçük, Gizli Tarih kitabýnda gerçeðe yakýn objektif bazý þeyler söylüyor. Gizli Tarih kitabýnýn devamýný getireceðini, gizli tarihi açýklayacaðýný söylüyor. Ne kadarýný baþarýr bilemiyorum, umarým baþarýr. Dýþarýdaki dostlara, geldiðiniz yerlere ve cezaevindekilere, kadýnlara, gençliðe Suriye de yanýmda olan Mele Abdurrahman þahsýnda duyarlý mellelere de selam ve saygýlarýmý iletiyorum."







Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


zakir kimdir?

1992 yýlýnda aðrý,nýn doðubeyazýt, ilçesinden istanbul,a göçetmek zorunda kaldýk doðuda 92,93,olaylarýndan maðdur býrakýldýk memleketimizi terkederek metropole yerleþmek zorunda kaldýk

Etkilendiði Yazarlar:
ahmet kaya,


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © zakir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.