..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Doða ve Dünya > Odtekin




10 Haziran 2008
Dünyayla Görüþ  
Odtekin
Asif Ata Azerbaycanda en çok okunan türk aydýnýdýr. Onun bu yazýsý "Mutlaka inam" 1. kutsal kýtapýndandýr. Ýnsanýn Dünyayý tanýmasý için oldukca önemlidir.


:AGHD:

Asif Ata

Dünyayla görüþ
“Mutlaka inam” 1. Kutsal Kitapdan

Ýnsan ana karnýndan dünyaya uçuruma düþtüðü kibi düþtü. Yadlýk, namalumluk, meçhulluk onun yüreðini korkuyla, telaþla doldurdu. Uzaklýðýn büyüsü insanda hem de derin ve gözlenilmez bir hayret uyatdý.
Dünya insana yad idi; ancak bu yadlýkta anlaþýlmaz bir çekimlilik vardý.
Dünyayla ilk görüþde yadlýk insana korkulu görünüyordu. O, dünyaya geliþini korkunç yaygara ile bildirdi. Bu yaygarada acý feryat da var idi, sonsuz merak da.
Uçurum korkunç idi, ancak hem de çekimli, týlsýmlý, mucizeli idi. Ýnsan dünyada yaþýyordu ve büyüdükce dünyaya yanaþmasý da büyüdü. Ýnsaný yalkýzlýk felaketinden Ana kurtardý. O, yavrusunu baðrýna bastý, okþadý, sevdi ve insan anasýný dünya saydý.
Uçurumun korkusu yok oldu, çekimliliði kaldý. Ana karnýndan kopup dünyaya düþmüþ insan ana muhabbetinde öz ilkin manevi konutunu buldu ve bu konutu aklýnda, tahayyülünde yeniden yaratmaya baþladý.
Dünyayla ilk temasta yüreðinde yaranan merak, hayret duygusu çiçeklendi. Ana adlanan sýradan varlýk yere-göke sýðmayan kudrete dönüþtü.
Anayla görüþmekle insan dünyayla görüþtü. Ananýn yüzünde, gülüþünde, þevkatýnda dünya baþlanýyordu ve kurtarmýyordu.
Ýnsan anladý ki, ana dünyasý mucizeli dünyadýr. Ananýn elleri sýradan el deðil, gözleri sýradan göz deðil, analýkta sonsuz güzellik var. Demek, insanýn düþtüðü uçurum da sýradan uçurum deðil ve dünya insana yad deðil, dünya ile insan birdirler. Ana ile yavru bir olan kibi. Dünyayla insan arasýnda iliþkilerin anlamýný duygulu cocuk yüreði çok tez duydu. Ana sýradan kadýndýrmý? YOK. Demek, dünya da sýradan dünya deðil. Ana evlatýndan ayrýdýrmý? YOK. Demek, dünya da insandan ayrý deðil. Ana her kesin gördüðü, bildiði adamdýrmý? YOK. Anayla yavrunun temasda olduðu oda her kesin gördüðü, bildiði odadýrmý? YOK. O, masaldýr, büyükdür, mucizedir. Dünyanýn asil anlamýný yavru anasýnda buldu.
Sonralar o, büyüdü, yetkinleþti, dünyada yalan, edaletsizlik, çirkinlik, gaddarlýk, hile, riya gördü, gamlendi, göz yaþý dökdü, ancak dünyanýn ana ulviyyetinden ayrýlmadý! Ýnsanlara bigane dünya – dünya deðil! Yalaný tahta bindiren dünya – dünya deðil! – dedi. Çirkinliði dað baþýna çýkaran dünya - dünya deðil! - dedi. Her görünen dünya – dünya deðil! – dedi. Her yaþayan dünya – dünya deðil! - dedi.
Eðer insanlarýn göz yaþý denizin sularýndan çoktursa, eðer coþgun istekler insana mutluluk yok, felaket getiriyorlarsa, eðer dünyanýn yüreði çirkefle doludursa, mazlumlar cellatlara secde kýlýyorsa, eðer hamlýk bilgeliði üsteliyorsa, eðer hile sadakata gülüyorsa, demek, dünya – dünya deðil!
Uçurumun dünya olduðunu bildikden sonra insan uçuruma benzer dünyaný dünya saymadý! Çünki o, dünyanýn asil anlamýna kavuþtu. Ana þevkati insaný dünyaya yakýn etmiþti.
Ýnsan anladý ki, onu kapsayan dünya asil dünyanýn özü deðil!
Burada asil dünyanýn yalnýz ayrý-ayrý belirtileri var. Ulvi muhabbet adlanan belirtisi! Yigitlik, özverililik adlanan belirtisi! Güzellik adlanan belirtisi! Ýdrak aþký adlanan belirtisi!
Ýnsanýn gerçeklikte yeni yadlýðý baþladý. O, baþkasýyla bütün manevi birliðe can attý, ancak becermedi, mutlak manevi birlik yaranmadý, yadlýk ortadan kalkmadý. Ýnsan hakikat yolu tutdu, ancak hakikatseverlik sevilmedi, yalan hakikati bedel yaptý. Ýnsan sadakat istedi – ona ihanet verdiler, muhabbet istedi – nefret verdiler, içtenlik istedi – hileyle öðündüler. Yýrtýcýlýk, þehvanelik, zalimlýk yere-göke sýðmadý! Yürekle yürek arasýnda uçurum yarandý! Dünyadan korktular, küstüler, koþtular!
“Bu, dünya deðil!” – diye Ýnsan dillendi! Dünyaný özünde ara! Dünya murdardýr, sen murdar olma! Dünya hamdýr, sen ham olma! Dünya çirkindir, sen çirkin olma! Özünü halisleþtir, ulvileþtir, dünyalaþtýr! Nakýs dünyaný kanýnla temizle! Öl – dünyaný diriltmek için! Koy seni assýnlar, koy derini boðazýndan çýkarsýnlar, bedenini ocakta yaksýnlar! Bununla sen asil dünyaný tasdik edeceksin! Topraðý, yeri, gökü, çimeni, çayý þiirinle beze, ilahileþtir, musikinle asil dünyanýn sesini iþit.
Ýnsan çevresindeki dünyanýn dünya olduðuna inanmadý, gerçekliðe sýðmadý. Hayatda yalnýz o, bir kere dünyaya sýðmýþtý: Anasýnýn kucaðýnda. Ancak o zaman dünya sýradan dünya deðildi, ondan son derece büyük, ali, sýrlý idi!
Kýsasý, Ýnsan dünyaya öz dünyasýný özüyle, ruhunda getirmiþti.
Ýnsan dünyaya atýlmýþtý. Gerçeklikte o, hiç zaman yadlýktan ayrýlamamýþtý. Ancak yadlýk onu öldürmemiþti. Çünki öz dünyasý vardý. Gerçeklikle insan savaþmýþtý, onun üzerinde uður kazanmýþtý, ancak dünya yadlýðýndan bütün ayrýlamamýþtý.
Ýnsan anlamýþtý ki, ilkbahar onun için açýlmýyor, sonbahar onun için aðlamýyor, kýþ onun için topraðý kara kark etmiyor, yaz onun için Yeryüzünü isitmiyor, gök onun için karanlýða bürünmüyor! Ancak o, gecede de, tan yerinde de, kýþta da, ilkbaharda da öz dünyasýný görüyordu, yüreði doðayla konuþuyordu. O, gerçek dünyada asil dünyanýn belirtilerine kavuþuyordu. Böylelikle de dünyada iki dünya yaranýyordu: Ýnsana yad ve Ýnsana yakýn olan dünya! Tan yerinin açýlmasý doðanýn insandan baðýmlýðý olmayan kanunlarýna göre oluþuyordu. Ancak insan onda özünün iç talepine uyarlý olan nitelikler görüyordu: doðal olay insan için yakýn oluyordu. Tan yeri insana yad bir nedenden açýlýyordu, ancak onun açýlmasý insana son derece kaçýnýlmaz görünüyordu. Ýlkbahar insana sevinç vermek için gelmiyordu, ancak sevinç veriyordu.
Böylelikle de insan alðýladý ki, dünya büyük, ali anlamýna göre Ýnsana yakýndýr, dünya ile Ýnsan arasýnda kýrýlmaz birlik var. Dünya daðý, çayý insaný sevindirmek, esinlendirmek, vecte getirmek için yaratmamýþtý. Ancak daðsýz, çaysýz insan hayatý sönmüþ, anlamsýz olurdu. Dünyayla insanýn yakýnlýðý insanýn yalkýzlýðýný, yadlýðýný azaltýyordu. Ancak insan dünyaya geçici bakýmdan yanaþanda yalkýzlýk korkusu yeniden uyanýyordu.
Daðdan, çaydan maddi yararlandýkta insan doða ile ulvi birliðini yitiriyordu.
Adamlarýn birbirleriyle iliþkilerinde de bu yön özünü gösteriyordu, kumandanýn askere, fatihin tuttuðu ülkeye, yetkililerin rayete yanaþmasýnda yadlýk tasdik olunuyordu. Böylelikle de insan onu kapsayan dünyada daim yalkýzlýða dönüyordu. Ancak hiç zaman gerçeklikle yeterlenmiyor, ona göre de yadlýk bütünlükle üstün gelmiyordu. Bir çok hallerde Ýnsan yapay birliðin tanýðý oluyordu.
Adamlar gaddar, zalim, kaniçenleri özüne yakýn bilip, onlarýn kudretiyle öðünüyordu. Ýnsan bu “yakýnlýðý” en çirkin yadlýk olduðunu biliyordu, o anlamýþtý ki, dünya üzerinde hakimiyet aslýnda dünyadan uzak olmak demektir.
Bir çaðlar dünyada saysýz hayvanlar vardý. Ýnsan aklýnýn güçüyle onlarý yendi, öldürdüðünü öldürdü, koruduðunu korudu, Yeryüzünün aðasý oldu ve bununla da öz yalkýzlýðýný sonsuz derecede artýrdý. Þimdi yer-gök insanýn elindedir, ancak dünya insandan uzakdýr. Ýnsanýn dünya üzerinde zaferleri ona muhtaþemlik kazantýrdý, yakýnlýk kazantýrmadý. Ýnsanýn yalkýzlýðý, yadlýðý durmadan arttý.
Ancak insan sarsýlmadý. O, yakýnlýðý, uyumluluðu, birliði gerçeklikte yok, öz dünyasýnda aradý ve buldu. O, çevredeki dünyaya sýðmadý. Ýnsan özünü öðrendi, özünü beðenmedi, özüyle yakýn olamadý, özünden uzaklaþtý...
O gördü ki, içerisinde ulviyetle beraber, kabahat da yaþýyor. Duygu alemi yýrtýcý sevkýtabiiliklerle doludur.
Ýç dünyaya indikce insan özünü lanetledi, dövdü, ancak özüne ve dünyaya inamýný yitirmedi. “Sen asil insan deðilsin, ona göre nakýssýn!” – dedi. Asil olmak için özünü yeniden yaratmalýsýn! Özünü öldürmelisin ve yeniden diriltmelisin! Asil dünyanýn talepleriyle yaþamalýsýn!
Ýnsan gördü ki, dünyada sonsuz belalar, yaþlýlýk korkusu, ölüm sonluðu var. Ýnsan gördü ki, bugün çirkin yaþlýdýr, yarýnsa soneve (-mezara) gömülen meyyit! Ýstekler, niyyetler ulaþýlmazlýk zirvesinde ulvi görünüyordular, gerçekleþdiðinde küçülüyor, bayaðýlaþýyordular, insan çok arayýp az buluyor, yaþadýkca ölüme yakýnlaþýyor, hayat bahçesinde zehirli çiçekler de bitiyor, mutluluðun ömrü çok kýsa, felaketinki uzun oluyor. Dünyadakýlar çalýþýyor, çabalýyor, neyse yaratýyor, sonra yarattýðýný öz eliyle daðýtýp yok ediyor, sonra yenisini yaratýyor, ancak onu da daðýtýyor, daim yeniden baþlýyorlar.
Ýnsan bunlarý gördü, kederlendi, aðladý, ancak iradesini toparladý, göz yaþlarýný sildi ve gerçek dünyaya dedi: “Bil ki, sen – bu muhtaþem, büyük, sonsuz dünya – ben ÝNSAN için dar, küçük, bucuklu ve nakýssýn. Ben buraya özüm gelmedim. Beni buraya getirdiler ve dediler: yaþa! Ancak bu benim, Ýnsanýn dünyasý deðil! Benim dünyam özümde, ruhumda, tahayyülümde, isteklerimdedir. Benim dünyam senden sonsuz derecede güzeldir, yetkindir, ulvidir, anlamlýdýr. Sen yalnýz onun çok zaaf ve sönmüþ bir gerçekliðisin! Asil dünya olacak, olmalý, ulaþýlmaz, mutlak dünyadýr. Ýnsanýn mekaný odur.
Asil dünya, benim dünyam - ebedi yarýndýr, hiç zaman bugün olmayan, bugüne tamamen dönüþmeyen, bugünle sýnýrlanmayan, bugne sýðmayan, sonsuz, hadsýz, mutlak YARIN!”
Ýnsan bugünle hiç zaman yeterlenmeyip! Ýnsaný bugünde saklayan, bugünde durduran, bugünle barýþtýran güç yoktur. Ýnsanýn dünyasý sonu görünmeyen uzaklýktýr.
Ýnsan yakýnlýkta oluþuyor, uzaklýkta yaþýyor. O, ana karnýndan dünyaya öz dünyasýný aramak için düþüp. O, ana karnýna sýðmadý, dünyadan kenara çýktý, hiç yerde durmadý, meçhulluða, yetkinliðe, asilliðe doðru durmadan adýmlýyor.
Ýnsan sözünü bitirdi ve yola yöneldi.
Gök yere serpilen yaðmuruyla Ýnsaný uðurladý.

Azerbaycan türkcesinden Türkiye türkcesine uyarlayan Yolruh Atalý
16 Aralýk 2007



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bediyat [Þiir]
Bediyat [Þiir]


Odtekin kimdir?

Edebiyatla yakindan uðraþýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Asif Ata


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Odtekin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.