..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir insan bir kaplaný öldürmek istediðinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediðinde buna vahþet diyor. -Bernard Shaw
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yerler > Dilek_Morrison




11 Haziran 2008
Trenler Bazen Baþka Yerlere Götürür...  
Hiçliðin ortasýnda bir kasaba-Altenbeken

Dilek_Morrison


Hiç tanýmadýðýn bir yerde kendi hücrelerinle öylece baþbaþa kaldýn mý?


:AGGA:
Bazý yazarlar, yazmayý “ ifrazat” olarak deðerlendirir. Ýçeride biriken irinin dýþarý atýlmasý gibi. Bazýlarý için ise tükürmek gibi bir þeydir.

Bir kaðýt ve bir de kalem yoksunluðundan olan muzdaripliðim, üniversite yýllarýnda gelmeyi adet edindiðim ve Taksimin arka sokaklarýnda kimsenin seni bulmayý akýl edemeyeceði ufak salaþ bir çay ocaðýnda, arkasýnda kahve ve çay hesabýnýn yapýldýðý anlaþýlan kullanýlmýþ bir kaðýdýn varlýðý ile sona eriyor.Ne garip…

Yazar olarak ihtiyaç duyulan yegane þeyin bir kirli parþömen ve bir de yanýnda –keyife göre- çay ocaðý mahsulü karbonatlý bir çay olmasý yeterince mütevazi.

Toplu taþýma araçlarýnda yolculuk ederken düþünmeyi pek bir iþ edinmiþ ben, günce ile ifrazat arasý sayýlabilecek bu tümceleri ancak yazmaya fýrsat bulabildim.

“Kimsenin ben yardým etmeksizin beni bulamayacaðý” bu ufak hapishanenin Taksim adlý yöresinde Pazar günü kapalý kocaman bir hanýn minicik çay ocaðýnda aklýma gelen ve birazdan anlatacaðým yerin adý “Altenbeken”

Bu yazý coðrafi bir nitelik taþýmýyor. Merak edenler ayrýca araþtýrmakta özgürler tabii ama bu yazýyý okumak için bu yer hakkýnda anlatacaklarýmdan fazla bir þey bilmenize gerek yok.

Annelerimizin tabiri ile gavuru gavur yapan, memleketini demir aðlarla örmesi, hiçliðin bile ortasýndan geçen bir çift ray yapmasý mýdýr bilinmez ama Altenbeken benim bilindik Endülüs diyarlarý özlemimden bir hayli uzakta, Cermen diyarlarýnda ve hiçliðin tam ortasýnda küçük bir kasaba.

Belki de büyüktür, belki de kasaba meydanýndan her yýl yapýlan bir festival vardýr ve göbekli Cermen ýrký her yýl bu festivalde biralarýný içip kasabalarýnýn bilmem kaçýncý yüzyýllarýný kutluyorlardýr. Ama ben öyle hayal etmek istemiyorum.

Neden mi? Çünkü þu an oturduðum çay ocaðýnýn kapýsýndan giren herhangi birinin tanýdýk olma ihtimali ne kadar az ise Altenbeken’in sadece bir saat bulunduðum yoksul ve ýssýz tren istasyonunda tanýdýk birini görme ihtimalim de o kadar azdý…

Çocukken seksek oynayýp bisiklete bindiðimiz ve “Hey Jude” dinlediðimiz zamanlarý özlemle hatýrladýðýmýz bir arkadaþým müzik sevdasýyla Almanya’nýn ufak ama aslýnda dev bir müzik þehrine okumaya geleli çok olmuþtu. Yýllar sonra birlikte tekrar “ hey Jude “ u söyleme isteðinden midir bilinmez öyle bir rüzgar beni alýp buralara getirdi.

Týngýr mýngýr gitmeye alýþtýðýmýz yurdum trenlerinin yerini bu memlekette uçaðýn yarý hýzýyla giden trenler alsa da trenle yapýlan yolculuk yalnýzlýðýn içine yapýlan yolculuktur dünyanýn her yerinde…
Ve yalnýzlýðýn derinlerine ne kadar çok gitmeye baþlarsan bindiðin trenler de her aktarmada o kadar yavaþlar ve ýssýzlaþýr.
Hele ki aktarma yapmak için indiðin istasyonlarda yalnýzlýðýn tam da göbeðinde bulabiliyorsan kendini…Altenbeken iþte oraydý…

Elimde bir bavul,bir gitar ve önümde akþam sisinin üzerine çöreklendiði 200 haneli bir kasaba..

Niye buradayým???

Hayatýmýzda her þeyin, her anýn ve her tesadüfün bir anlamý olmalý diye düþünen ben, hala bu koca bir saati düþünür dururum zaman zaman.

Sessizliðin bir kentin üzerine bu kadar umarsýzca ve acýmasýzca çöktüðüne tanýk olduðum o dakikalarda aklýma gelen ilk þey-aklýma normalde hiç gelmemesine raðmen- camilerin aslýnda kentin ve insanlarýn üzerine çöken sessizliði günde 5 kez yýrtmak ve daðýtmak için yapýlan “sessizlikkovarlar” olduðuydu. Bu tezimi kanýtlamak istercesine aniden çalan kilise çanýný dinledim bir süre.

Sanki girdiðim bir tünelden baþka bir aleme çýkmýþtým ve hayatýmýn anlamýný bulmam için bu istasyonda 1 saat tek baþýna beklemeye, düþünmeye ve sorgulamaya býrakýlmýþ gibiydim.
Ýnsan; dünyadaki diðer 5 milyar insandan herhangi biri olduðunu yine dünyanýn herhangi uzak ve ýssýz bir yerinde en doðru þekilde kavrayabiliyormuþ.

Aslýnda önemli olan nokta bulunulan yerin tanýdýk olmasýndan öte, sizi orada tanýyan kimsenin olmamasý. Bundan da ötesi sizin orada olduðunuzu kimsenin bilmiyor olmasý.
Orada kaybolup gitme, aklýnýzý yitirme ve bir daha hiçbir þeyi hatýrlamama ihtimalinin bir an bile aklýnýzdan geçmesi, korkmak ile özgür olma hissinin en güzel kesiþtiði yer olsa gerek…

O bir saat içinde özgürlük bu mu acaba diye düþündüðümü hatýrlýyorum.Her bir hücrenle baþ baþa öylece kalakalmak ve kendini hissettiðin an…
Hiç tanýmadýðýn bir memleketin, hiç tanýmadýðýn bir kasabasýnýn, insansýz,sessiz ve sisli bir akþamýnda bir trenin, seni alýp “hey jude” u yýllar sonra tekrar beraber söyleyeceðin arkadaþýnýn yanýna götürmesini beklemek
O ýssýzlýðý içinde bir saat bavulumun üzerinde hiçliði hesapladým. Sonsuza kadar böyle kalabilirim duygusu sardý içimi. Kasabaya inip herhangi bir evin kapýsýný çalýp sonsuza kadar orda kalma fikri uzaktan gelen tren düdüðüyle yavaþ yavaþ soldu zihnimde.

Hiç kimsenin olmadýðý bu istasyondan yine hiç kimsenin olmadýðý bir vagona binip yola devam ederken güneþi gördüm Altenbeken’in evleri arasýnda batan. Güneþ her yerde tanýdýk, ýssýzlýðýn ortasýnda bile.

Trenden indiðimde Altenbeken’deki his yoktu nedense. Bavulumu alýp sürümeye baþlarken bir þarký mýrýldanmaya baþladým ve karþýmda o tanýdýk yüzü gördüðümde “Hey jude” olduðunu fark ettim.

Biz hasret giderirken tren baþka birilerini kendi yalnýzlýklarýna, ýssýzlýklarýna doðru yola çýkarmak üzere gitmeye baþladý.

Ama benim ýssýzlýðým Altenbeken’de

Ve sanýrým hala orda..

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: merhaba
Gönderen: Emine Piþiren / , Türkiye
24 Haziran 2008
Her insan kendi içinde bazen yolculuklara çýkar...Bu yolculuklar bizim kendimizle hesaplaþmamýz ve "keþke-bazenlerimiz" ile bitebilir...Yaþam yolculuðumuzda sevgi varsa ne güzel bir eþuyyumlu geçer zaman... Emeðiniz çok güzel ve düþündürücüydü...Teþekkürler paylaþýmýnýza... Saygýlarýmla...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Beyoðlu Aþk Mezarlarý
Bir Erkeðe Aþýk Olmanýn Analizi
Sýr Vermek mi Sýr Tutmak mý?


Dilek_Morrison kimdir?

Kentlere aþýk olmayi zevk edinmiþ bir yazar-gezer

Etkilendiði Yazarlar:
Trevanian


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Dilek_Morrison, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.