O’nun yeri!


1979’dan itibaren, dünya genelinde þüphesiz en ciddi tartýþma konularýnýn baþýnda gelen Ýmam Humeyni® önderliðindeki Ýran Ýslam inkýlabýnýn baþarýya ulaþmasý oldu. Bu tartýþma, bugün de o yýllardan daha fazla güncelliðini korumuyor deðil. Özellikle Batý dünyasý için endiþe verici bir inkýlab olduðundan dolayý, Batý adýna karar veren mekanizmalar inkýlabýn bütün boyutlarýný adeta mercek altýna aldýlar.

Gerçi 80’li yýllar yalnýzca Ýslam’ýn deðil, tek Tanrýlý dinlere mensup toplumlarda da büyük hareketlenmeler oluþturmuþtu. Bu cümleden; Musa ve Ýsa@’a tabi mensuplarýn bazýlarý Siyonist ideolojiye karþý sözde öze dönüþe varýþ mücadelesine dair bazý giriþimlerde bulunmak istediler. Netice de Musevi ve Ýsevi’ler; tahrif olan ilahi dinlerinde, gerçeðe dönüþe ulaþma sürecini daha yolun baþýnda farklý rotalar izleyerek hedeften saptýlar. Bu sapmadan sonra da, ýlýmlý Ýslam sentezi ilgi çekebilecek bir üslupla Ýslam coðrafyasýna sunulmaya uygun görüldü.

Biz tarihin ender olarak günümüze kadar ulaþtýrdýðý inkýlablarýndan biri olan Ýslam Ýnkýlabýný ve onun öncüsü olan Ýmam Humeyni ®’ile birlikte, Ýslami hareketinin bazý noktalarýna deðini de yoðunlaþalým.

Ýslam inkýlabý ile birlikte sadece maðrib’den maþrýk’a kadar olan Ýslam dünyasý ve özellikle mustaz’af kesimleri deðil, bunun dýþýnda farklý din ve sýnýflara mensup fert ve oluþumlarda arayýþa geçmiþlerdi.

Özellikle sosyalizm ve maddi isteklerin cenneti sayýlan sekularizm (laik)’in zirvede olduðu o dönemde Ýslam alemi’ni ablukasýna alan, Doðu ve Batý ikilisinin çemberini dýþtan parçalayan Ýmam Humeyni liderliðindeki inkýlab, karþý için baþlangýçta kaidelerin dýþýnda ki istisna olarak kabul edildi ve yeniden eski yörüngesine çekilmek istendi. Ancak herþey deðiþmiþti, öyle ki Batýl’a göre; alttaki üst, üstteki alt olmuþ. Gerçekte ise: Allah, O yerde mustaz’aflarý varis kýlmýþtý.

Ýmam Humeyni önderliðindeki zaferden ilham alan mustazaf’larýn, varisi olduklarý yeryüzüne ýsrarcý davranýþlarý dikkatlerden hiç kaçmadý. Küfür açýsýndan; doðal olarak Faturasý Ýslam inkýlabýna kesildi. Yüzeysel sebepler ve gerekçeler arandý, hatalar tartýþýldý, savaþ, ambargo, diplomatik iliþki yasaðý sair etkenlerle istediði sonuca ulaþamayan dünya ikilisi birleþip, bütünleþerek etkisiz kýlmayý…

Ýþte bu mükemmel direniþ ve onurlu duruþ, Ýmam Humeyni’de tecelli eden Ýmam Huseyn(a.s)’ýn tavizsiz kýyam felsefesinin getirisi idi. Huseyn@i kýyam felsefesinin inkýlab’ta tecellisi, Ýmam Humeyni’ye Tevhid bayraðýný 14 yüzyýl sonra küfrün göbeðine diktirdi. Evet rahatlýkla söylenebilir ki, Ýslam inkýlabýnýn nutfesi Kerbela’da topraða düþen nutfe idi.


Ýslam inkýlabýndan, çok az batýlý politikacýlarýn haricinde, diðer hareketlere mensup kitleler algý farklýlýðýndan ötürü yeterli ve saðlýklý analizlerde bulunamadýlar.

Ýmam’ýn önderliðinde baþarýya ulaþan inkýlab, bedel olarak ta Kerbela’nýn tecellisi idi.

Belirli bir coðrafya ve millet için sunulan deðerlerden oluþmayan, ilahi elçinin getirisindeki mesajlarýn özü olan, gerçeðe dönüþ ve evrenin mutlak sahibinin Adem evlatlarýna ikramý olan Hikmet’i sunmadaki ve bu mesajýn derinliklerinde yatan sadece O! Evet Ondan baþka hiçbir güce teveccüh edilmemeli esrarýný yakalayamamak ve doðal sonuç olarak baþarýsýzlýk deðil mi?


Zamanýn Put kýran Ýbrahim’i olarak tarihe yeniden Ýslam damgasýný vuran Ýmam Humeyni®’in karizmasý, sahip olduðu inancýný bütünsel olarak eyleme dönüþtürmesindeki yeterliliðin ötesinde, mutlak yaratýcýya olan kusursuz tevekkülünden ötürü idi. Ýslam inkýlabýndan sonradýr ki, Hizbullah ve nispeten Hamas baþarýya giden yolun buradan geçtiðini çözdü ve eyleme yansýtabildi.


Bugün, yeryüzünün en Doðusundan en Batýsýna kadar, bütün özgürlük ve adalet arayýþýndaki kýyamlarda, O’nun önderliðinde oluþan Ýslam inkýlabýndan bir nebze de olsa ilham almýþtýr. Satýrlarý yazan’ýn hayat felsefesini alt’tan üst yapan da O’dur.

Bir kez daha zamanýn Ýbrahim’i olarak hak ettiði saygýyý ve Allah’ýn dostlarý olanlara beslenmesi gereken sevgiyi ilan ederken! O’nun gidiþi ile gönüllerin mahzunluðunu, yine O’nun diktiði bayraðý, karþýnýn olanca hýrçýnlýðýna raðmen mükemmel bir bilgelikle yükseklerde tutan, ’’Öncü Bilge’’ye ve ’’Hz. Bakiyetullah’’(a.f)’a taziyelerimizi bildirirken,
Görüyoruz ki, O gönüllerde hala yaþýyor ve yaþayacak.

Muhammed CAN
Frankfurt
29.05.08