Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
(Bu makale hiçbir potilik parti/ taraf tutmaz.) Yahudi inancýnýn kaynaðý olan tahrif edilmiþ Tevrat’ta “Rebeka Ýshak’ý görünce peçesini alýp örtündü” þeklinde yeralan kadýnýn örtünme sorumluluðunu ve Hýrýstiyan Keþiþ Pavulos’un öðretisinde “…Kadýn baþýnýn üzerinde hakimiyet alameti olan örtüyü taþýmalýdýr...” diyerek açýkladýðý gerekliliði bir an olsun görmezlikten gelelim! Pekala halkýn yüzde 99’u Müslüman kabul edilen Türkiye coðrafyasýnýn Azize mü’mine lerine ilahi öðreti nasýl bir sorumluluk yüklüyor? “Mü’min kadýnlara da söyle: Gözlerini (haramdan) kaçýndýrsýnlar, namus ve iffetlerini korusunlar; ziynetlerini açýða vurmasýnlar, ancak kendiliðinden görüneni hariç. Baþörtülerini, yaka(güðüs)larýnýn üzerine kadar örtsünler. Kendi kocalarýndan, babalarýndan, oðullarýndan, kocalarýnýn oðullarýndan, kendi kardeþlerinden, kardeþlerinin oðullarýndan, kýz kardeþlerinin oðullarýndan, kendi kadýnlarýndan, ellerinin altýnda bulunanlardan (kölelerinden) ailenin kadýnýna þehvet duymayan hizmetçilerden, henüz kadýnlarýn gizli kadýnlýk hususiyetlerinin farkýnda olmayan çocuklardan baþkasýna ziynetlerini göstermesinler. Gizledikleri ziynetleri bilinsin diye ayaklarýný yere vurmasýnlar. Hep birlikte Allah’a tevbe edin ey müminler, umulur ki felah bulursunuz...” (Kur'an-ý Kerim, 24/31) Demokrasi yasalarýn kendi legal sýnýrlarý çerçevesinde kabul ettiði sözde baþörtüsü ile ilgili kanunun iptal edilmesi ile sonuçlanan traji/komik olaydan sonra okuduðum bir makalede þöyle bir cümle dikkatimi çekti. “…Özgürlüklere bir hançer daha saplandý…“ Düþünüyorum da, acaba var ol-ma-yan özgürlüðün neresine hançer saplanabilir ki? Denilebilir ki, hiç mi özgürlük yok bu ülkede? Var tabi, kimlere özgürlük var? O ayrý bir konu. Tarihçi deðilim. Ancak Anadolu coðrafyasýnda yaþamýþ Sparta’nýn Dorlarý ile bugünün Lord’larý arasýndaki ilginç benzerlik ve felsefi uyumluluklarý görebiliyorum. Sparta’lýlarýn yalnýzca savaþ tamtamlarý ve yönetim mekanizmasýnýn yegane sahipleri olan elitlerden oluþmadýðýný biliyoruz. Sparta halký üç tabakadan oluþuyordu. Bir yönetim erki (ki; tamamen yasalarý belirleyen zümredir ve bu yasalardan muaftýrlar), bir de ’’Periok’’lar vardý. Bunlar, yarýözgür bir kesimi temsil ederdi. Yönetimde söz hakký olmayan Periok’larýn, kendi günlük yaþamlarýnda kýsmi özgürlükleri olurdu. Sparta halkýnýn üçüncü tabakasý olan “Heliot”lar ise; Köle sýnýfý kabul edilir di. Her türlü angarya (Hint toplumunda “parya”larýn üstlendiði görev gibi) iþlerin yürütülmesini üstlenmiþ olan bu sýnýfýn, yönetimde hiçbir söz hakký olamazdý! Sparta hukuku’na göre; yönetimin mutlak söz sahibi olanlar, mahiyetindeki tebaa’nýn mutlak hayat hakkýný da elinde tutardý. Bir nevi Tanrýlýk görevi üstenmiþlerdi. Ý.Ö 9. yüzyýlda tarih sahnesine çýktýklarý bilinen Sparta’lýlardan günümüze ve toplumumuza ulaþan deðerler nelerdir? Bu konuya deðinmeden, daha önce “Eðildikçe ezilmek mi?” Baþlýðý ile ele aldýðýmýz bir makalede, Türkiye’deki Müslümanlarýn çarpýk duruþunu sergilemek istemiþtik. Zaman ve gelinen aþama bizi bir kez daha ayný konuya yöneltti! Ve bir kez daha anladýk ki; Anadolu toplumuna reva görülen, Sparta kültürünün devamý olan “Kuluçka model“ Türk toplumu olma gayretinin doðal aþamasýdýr. Nasýl mý? Kendisi olmak isteyen deðil Öz’ü gibi düþünen deðil Fýtri (doðasý gereði) inanan deðil Erk’in sahip olduðu haklara sahip olan bir millet de deðil. Ya nasýl? Kendisini Tanrý statüsünde kabul gördürmek isteyen günün Lord’larýnýn, geçmiþteki Sparta Dor’larý ile olan benzerliði, aradan geçen 29 yüzyýla raðmen ýsrarcý taklitçiliði ve bu taklitçiliðe demokrasi kýlýfýnýn bulunmasý farkýnda ibaret! Haklý deðiller mi? Elbette. Bu haklýlýk; bizim kendi feraðatimizden ziyade, kurallarýn nihai varýþýdýr. Nasýl bir duruþ olmasý gerektiðini belirleyememenin getirisidir. Öðretim deðil, eðitimden geçen müstakbel mezun bayanlarýn eðitim sonrasý hizmet edeceði deðerler manzumesinin adý nedir? Bu þartlarda eðitimi sürdürmek ýsrarcýlýðý, inancýnýn yüklediði olmazsa olmazý mýdýr? Alternatif öðretim kurumlarý oluþturmak, inancýn yüklediði sorumluluk sahasýnda deðil midir? Sözde Avrupa Ýnsan haklarý mahkemesinde hak aramak, inancýnýn neresine sýðar ve nasýl baðdaþýr? Karþýsýndakinin kendisine lütfen sunduðu kýsmi haklar, inancý ile ne denli örtüþür? Varýlan sonuç inancýnýn özüne ne denli uygundur? Ýnsani ve Ýslami haklarý Ýslam dýþý sistemlerden beklemek, Ýzzet ve onurla ne denli örtüþür? Demokrasi þaklabanlarýndan medet beklemek, Ýslami algýdaki çürümüþlüðün en iyi ispatý deðil midir? Karþýdan beklediði medeti, inancýnýn hangi kuralýna uygun olarak uygulayacaktýr? Doðru ise; hangi þýk tercih edilmeli? A-Özgürlük kýsýtlamýþ ise istenmez alýnýr. B-Kýsýtlanan Özgürlük istenmez, gerektiði kadar verilsin! C-Özgürlük doðuþtan Ýlahi bir haktýr, gerekirse zorla alýnýr. Bu ve sair önermeler bize göre deðil diyerek, bir an uzak duralým ve devam edelim. Türkiye bir hukuk devleti mi? Evet, ancak nasýl bir hukuk? Egemenlerin payanda hukuku mu? Eðitim: Sparta kültürünü yaþatma modeli. Öðretim: Tek tip düþünen “Kuluçka Ýnsan modeli. “ Medeniyetin beþiði olan zengin Anadolu coðrafyasýna ne de yakýþýk alýr! Tek dil tek ýrk, tek millet, tek teklerin dayatýldýðý bir ideolojinin, elbette “tek kadýn modeli” de olmalý. Bu model, Avrupai ’’Paris Hilton’’ kadýn modeli özlemi çekenlerin arzusudur! Onlara göre bu modelin oluþmasýndaki sakýncasýzlýðý bir türlü anla-ya-mayan gerici yobazlarýn özlem duyduðu, geçmiþi belki de Ýnsanlýk tarihi kadar gerilere dayanan hicap ile engellemesidir olan! Örtü, onlar için elbette tahammül edilecek hal olmaktan çýkmýþtýr! Yaþasýn Kölelik! Sparta kültürüne özlem duyan, 21. yüzyýlýn modern insaný olduðunu söyleyen demokrat için. Hukuk ile kanunu birbirinden baðýmsýz kabul eden aydýnlar. Bravo! Bravo! Çaðdaþlýðýn zirvesini tattýrýyorsunuz Sparta Tanrýlarýnýn varisleri olarak. Kahrolsun Hürriyet! Bu emir (24/31) þehvet yaymunlarýnýn en çok aðýrýna giden emir deðilse; baþkasýnýn namusuna kem gözle bakmayý þiar edinmiþ namussuzlardan baþka kim inkar edebilir ki? Namuslularýn, namussuzlara galip geleceðini bir diðer ilahi mesaj müjdeliyor. Ne var ki: Namuslularýn, kendi namusunun kaynaðý olan ilahi mesajýn namusuna (ki, namus-u Ekber’dir) tercihi en öne aldýðý gün bu müjde gerçekleþecektir. Bu müjdeden inananlarýn zerre kadar þüphesi olamaz. Pekala; bundan sonra ne söylenebilir? ’’Sparta Heliot zümresi’’nin özürleri; kendi emek ve deðerleri ile ayakta tutan, sözsel olmayan, ancak pratik hayatý ile sunduðu meþhur algýsý: “Yaþasýn Kölelik, Kahrolsun Hürriyet.” Öyle mi? Ne diyelim: Her toplum layýk olduðu yönetimi seçtigi gibi, yönetimler de layýk olduðu yerde palazlanýr mý diyelim?! 9 Haz 2008
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |