Gerçekci ve objektif bir açýdan düþündüðümüzde, bu dünya'yý kim deðiþtirmek istemez ki?

siz istermisiniz?

muhtemelen pek çok insanýn cevabý ''evet'' olacaktýr,

bunu gündelik yaþamýmýzda insanlarýn kiþisel çabalarýna bakarakda anlayabilmek mümkündür. maðarada yaþayan atalarýmýzdan bize kalan ve belkide insanoðlunun bugunkü þeklini almasýný ve insanoðlunu ayakta tutan bir içgüdüdür bu, belkide bir hastalýk gibi ama herkes bir þekilde dünyayý deðiþtirmeye çalýþýyor, þüphesiz...

clarence s. darrow'un dediði gibi; yirmi yaþýndaki bir insan, dünyayý deðiþtirmek ister. yetmiþ yaþýna gelince, yine dünyayý deðiþtirmek ister, ama yapamayacaðýný bilir.

bu bir umut gibidir, insanoðlu sürekli doðayý ve çevresini deðiþtirmeye çabalar...

ancak dünya'yý deðiþtirmek istemek kadar önemli olan bir þey daha vardýr; deðiþime ilk önce kendimizden baþlamamýz gerektiði bilinci...

yapýtlarýyla, fikirleriyle, düþünceleri ve eylemleriyle pek çok insan bu içgüdülerinin emrindedir, herkes deðiþtirmek ister ancak herkesin dünyasý farklý olduðundan, öncelikli olarak herkes kendi dünyasýný deðiþtirebilir ve dolayýsýyla iþe önce kendinden baþlamalýdýr.

tolstoy'ýn konuyla ilgili bir sözünde; '' herkes dünyayý deðiþtirmeye çalýþýyor da, hiç kimse kendisini deðiþtirmeye çalýþmýyor." der.. ve oldukça'da haklýdýr, deðiþtirmeye ilk önce kendimizden baþlamak gerekli deðil midir?

týpký,

''her ne arar isen kendinde ara'' diyen hacý bektaþ veli gibi...


içinde yaþadýðýmýz dünyamýzý deðiþtirmek için önce kendimizi deðiþtirmeliyiz, fikirlerimiz deðiþtiðinde kaderimizde deðiþir, biz deðiþtiðimiz çevremizdekilerde deðiþecektir ve sizler baþkalarýnda görmek istediðiniz deðiþikliðin bizzat kendisi olduðunuz vakit dünyanýzýn deðiþtiðininde farkýna varabilirsiniz...

iþte bu yüzden deðiþime önce kendimizden baþlayalým!