..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþk eski bir masaldýr ama her zaman yepyenidir. -Heine
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Tarýk TORUN




30 Haziran 2008
Yavrumdan Ayrýlamam  
Tarýk TORUN
Meryem çevresine güzelliði ve ahlakýyla nam salmýþ, on sekizine yeni girmiþ genç bir kýzdý. Atalarýnýn Kafkas kökenli olmasý ona ayrý bir zarafet ve güzellik vermiþti. Çevre köylerde güzelliði ve ahlakýnýn üstünlüðünü bilmeyen yoktu. Adeta dillere destan olmuþtu.


:BCBB:


Meryem çevresine güzelliði ve ahlakýyla nam salmýþ, on sekizine yeni girmiþ genç bir kýzdý. Atalarýnýn Kafkas kökenli olmasý ona ayrý bir zarafet ve güzellik vermiþti. Çevre köylerde güzelliði ve ahlakýnýn üstünlüðünü bilmeyen yoktu. Adeta dillere destan olmuþtu.

Ýlyas’ta karþý köyde yaþayan dayýsýgilin uzaktan akrabasý idi. Ýlyas gençliði, çalýþkanlýðý ve cesareti ile aynen Meryem gibi namý çevre köylere yayýlmýþ idi. Oda Meryem’le ayný yaþtaydý.

Ýlyas’ýn annesi Zeynep Haným tek evladý olan Ýlyas’ýn biran önce mürüvvetini görmek istemekteydi. Ekonomik durumlarý iyiydi. Köyün en varlýklý ailelerindendiler. Sulu ve kuru tarým yapýlan arazileri vardý. Ayrýca küçük ve büyükbaþ bir sürü hayvanlarý vardý. Çevre köylerde varlýklý ve asil bir aile olarak bilinmekteydiler. Bu sürüye sahip çýkacak ve evin iþlerine yardýmcý olacak adama ihtiyaçlarý vardý. Bu yüzden biran önce Ýlyas’ýn baþ göz edilmesi lazýmdý.

Zeynep Haným oðlu Ýlyas’ý evlendirme fikrini eþi Sait Efendiye ifade etti. Sait Efendi de;

—Haklýsýn Haným! Biricik oðlumuzun mürüvvetini görmek istemen gayet güzel bir düþünce ama oðlumuza da bir fikrini soralým. Þayet oðlumuzda onay verirse; Ailelimize uygun birisini bulalým.

Sait Efendinin bu konuþmasýndan cesaret alan Zeynep Haným;

—Karþý köydeki Zeynep çok haným kýz. Hemi de uzaktan akrabamýz. Ailemize uygun. Sen ne dersin bey?

Sait Efendi de bu fikre uygun baktýðýný, oðullarý Ýlyas’a bu durumu açmanýn uygun olacaðýný ifade etti. Zeynep Haným evin kapýsýnýn önünde duran Ýlyas’a seslenip onu çaðýrdý. Ýlyas açýk olan evin kapýsýndan içeri girdi. Zeynep Haným Ýlyas’a can alýcý bir gözle bakarak;

—Bak yavrum! Belli yaþa geldin. Sen bizim tek evladýmýzsýn. Bizden sonra neslimizi devam ettirecek, ocaðýmýzý tüttürecek yegâne kiþisin. Bunun içinde yuva kurma zamanýn geldi. Seni baþ göz etmeyi babanla konuþtuk, karar verdik. Huyu huyuna, suyu suyuna, soyu soyuna,boyu boyuna, ailemize uygun ve örf-âdetimize göre karþý köydeki Meryem’i uygun gördük ne dersin?

Ýlyas anne babasýyla böyle bir durumda konuþamadýðý için utandý. Kulaðýna kadar kýzardý, bozardý. Hiçbir þey söyleyemedi. Meryem’i geçen ay komþularý Halil’in düðününde görmüþ beðenmiþti. Zaten Meryem’i bilmeyen yoktu. Bir çok huyunu adaþý Hz. Meryem’e benzetiyordular.Ýlyas, içinden nasýl seviniyordu ama nasýl ifade edebilirdi? Kendi kendine "þu annem evliya gibi bir kadýn, yoksa niyetimi mi sezdi?" diye geçiriyordu. Ama bu durumu kelimelere dökmesi imkânsýzdý. Bu aldýðý terbiye ve örfe de uygun düþmezdi. En iyisi susmak. “Sukut ikrardan gelir” kabilinden.En güzeli iþi zamana býrakmaktý."Görelim Mevlam neyler,neylerse güzel eyler" diye düþündü.

Anne babasý Ýlyas’ýn tavrýndan, itiraz etmemesinden, onun susarak onay verdiðini anladýlar. Bu duruma aþýrý sevindiler ama belli etmediler. Yine de bu iþten kesin emin olmak için Ýlyas’ýn samimi arkadaþý Yusuf’a Ýlyas’ýn niyetini sordurmak en uygun davranýþ olacaðý kanaatindeydiler. Bunu da yaptýlar. Ýlyas’ýn gönlünün razý olduðunu anladýlar. Sýra eyleme geçmeye gelmiþti.

Sait Efendi ve Zeynep Haným komþularýyla bir iki defa Meryem’i ailesinden istediler. Ailesinin de uygun bulmasý sonucunda;Niþan, düðün dernek derken Ýlyas ile Meryem dillere destan bir törenle dünya evine girdiler.

Meryem hakikaten Hazreti Meryem gibi iffetli, çalýþkan ve dürüst bir kiþiliðe sahipti. Ýlyas ile güzel bir yuva kurdular. Hýzlý ve mutlu bir biçimde yýllar su misali akýp gitti.

Meryem’le Ýlyas’ýn iki oðlu ve iki kýzý oldu. Bunlardan büyük oðlu Eþref adeta Meryem ile Ýlyas’ýn güzel huylarýnýn bir araya gelmiþ biçimiydi.

Eþref köyde çalýþkanlýðý, insanlýðý, yardým severliði ve efendiliðiyle köyün gözdesi konumuna gelmiþti. Yaþlý insanlara iþlerinde yardým ediyordu. Kimsesizlerin yakýný oluyordu. Yoksul ve gariplere adeta kol kanat geriyordu. Eþref on sekiz yaþýna geldiðinde köyde onunla güreþ tutacak kimse yoktu. Çevre köylerde de onunla boy ölçüþecek babayiðit yoktu. Köyde herkes Eþref’e imreniyordu. Yeni yetiþen gençlerin adeta idolü idi. kiþiliðiyle köyde “Gönüllerin Sevgilisi” konumuna gelmiþti.

Meryem Haným Eþref’i aþýrý seviyordu. Bu konuda eþi Ýlyas Efendi ile zaman zaman fikir ayrýlýðýna düþüyorlardý. Her defasýnda Ýlyas Efendi ona;

—Haným Allah’u Teala bir kalpte yalnýz bir sevgi yaratýr. Kendi sevgisinin üstünde aþýrý sevgiyi kabul etmez. Hiç bir sevgi onun sevgisinin önüne geçemez. Bu çocuðu Allah bize verdi. Onun için sevmeliyiz. Her þeyin aþýrýsý zararlýdýr. Allah korusun aþýrý sevgi ayrýlýk getirir. Allah bu konuda bizi imtihan yaparsa halimiz ne olur? Veren de O alan da O . Deyince Meryem Haným dayanamadý;

—Adam sen ne ima ediyorsun, evladýmý sevemez miyim? Bütün köylü böyle bir evladý olsun diye Allah’a dua ediyor. Sen de gelmiþ beni mi kýnýyorsun? Ben onu verene kurban olurum. Onsuz ben ne yaparým? Deyince Ýlyas Efendi;

—Haným ben de bunu demek istiyorum. Onsuz da ne yapacaðýný bilmelisin. Bak Hanýmým! Hazreti Âdem Havva anamýzý çok seviyordu. Allah onlarý üç yüz yýl ayrý koydu. Hazreti Yakup’un Hazreti Yusuf’a düþkünlüðünü doymuþsundur. Sonunu biliyorsun, ayrýlýk, hasret çekmek oldu.Bildiðin gibi Hz.Ýbrahim Hz.Ýsmail’i çok seviyordu.Allah-u Teaala onu ne büyük bir imtihana tabii tuttu. Yine peygamberimiz Mekke’yi çok seviyordu. Bu aþýrý sevginin sonu hicret oldu. Yýllarca Mekke’den uzak kalmak oldu. Yani Allah kendi sevgisinin üstünde olan bir sevgiyi asla kabul etmez.Hiç bir sevgi O’nun sevgsinin üstünde yer alamaz. Allah korusun bu sevgi ayrýlýk getirmeðe bize.

Meryem Haným, Ýlyas Efendi ne derse desin dinlemiyordu. Adeta eþinin onu Eþref’i daha çok sevmesini kýskanýyor sanýyordu. Bu yüzden eþi ona kýskandýðý için bu tür nasihatleri yaptýðýný sanýyordu. Aklýndan bunlarý geçiyordu.

Bir gün Eþref köyün yakýnýnda ki mezrada hayvan otlatýrken birden karnýna amansýz bir aðrý girdi. Aðrý gittikçe artýyor ve þiddetleniyordu. Avazý çýktýðýnca baðýrdý. Sesini duyan çevredeki çobanlar koþup geldiler. Ne yaptýlarsa nafile Eþref’in aðrýsý gitmeyip gittikçe artýyordu. Ne yapacaklarýný þaþýrmýþ durumdaydýlar. Bir tanesi koþarak köye gitti haber verdi. Köyden bir sürü insan geldi. Ama nafile Eþref sanki annesi Meryem Hanýmýn gelmesini bekliyormuþ gibiydi. Meryem Haným kan ter içinde yavrusunun yanýna geldi. Eþrefi köye getirdiler. Meryem Haným Eþrefine son bir kez sarýldý. Eþref’te son bir kez annesinin yüzüne doya doya bakarak;

—Anne sana doyamadým. Hakkýný helal et. Diyerek kelime-i þahadet getirerek Meryem hanýmýn kucaðýnda,gözlerinin içine baka baka ruhunu hakka teslim etti.

Bütün köy aylarca yaþ tuttu. Destanlar yazýldý. Çevre köylerde yýlýn olayý oldu. Hatta Eþref’in çok sevdiði tosunlarýnýn Eþref’in kokusunu araya araya mezarýný bulup, hayvanlar mezarý ayaklarýyla eþmeðe çalýþmasý günlerce köylülerin aðlamasýna sebep oldu.

Meryem Hanýmý teselli etmek çok zordu. Köyün imamý Hakký Hoca zaman zaman evlerine gelip;

—Bak kýzým! Senin bu dünyada imtihanýn aðýr imiþ. Sabrederden mükâfatýn Allah indinde çok büyük olacaktýr. Senin evladýn Allah’ýn indinde þehit mertebesindedir. Aþýrý aðlayýp da yerini yaþ etme. Senin evladýn nazar ve gözden gitti. Buna inan. Sen inanan insansýn. Veren de Allah, alan da Allah’týr. Hatta çok daralýrsan Kur’an oku, bu þifadýr, sýkýntýný alýr. Deyip teselli etmeye çalýþýyordu ama nafile Meryem’i teselli etmek imkansýzdý.

Meryem Haným adeta iki büklüm olmuþtu. Bu acý onu yaman yakýp kavurmuþtu. Ciðeri sanki kopup ayrýlmýþtý. Þeytan aklýna kötü düþünceler getirince Ýmam Hakký Hoca’nýn dediði gibi çareyi Kur’an’da bulmuþtu.

Aradan iki yýl geçmesine raðmen her geçen gün acýsý azalmýyor. Bunun üstüne bir de hasretlik eklenerek adeta çoðalýyordu. Zaman zaman Meryem Haným Eþref’i rüyasýnda görüyor. Oðlu ona;

—Anne sakýn aðlayýp da beni üzme. Ben çok iyiyiyim. Sen endiþe etme.

Bu rüyalarla Meryem Haným teselli buluyordu. Oðlu için hayýr hasenat yapýyordu. Bol bol dua okuyordu. Ayrýca gün aþýrý hemen köyün yakýnýnda bulunan mezarlýða oðlunu ziyarete gidiyordu. Mezarlýðýn yeri köyün beþ yüz metre uzaðýnda Çoruh vadisine bakan tatlý eðimli ve þahane manzarasý olan bir yamaçtaydý. Meryem Haným, mezarlýðý ziyaret ederek bir nebzecik teselli buluyordu.

Aradan yýllar geçti. Küçük oðlu Veysel köylülerinin yanýna Çorum’a gurbete gitti. Buralarý sevdi. Ýþ buldu. Hoþuna gitti. Çalýþtý, iþ yerinde sevildi. Kýþýn köyüne yazýn Çorum’a gidip geldi. Böylece birkaç yýl geçirdi. çoluðu çocuðu oldu, bu þekilde gidip gelmek hem zor hem de þehrin birçok avantajlarýný gördü. Diðer yandan da Çorum’da bulunan köylülerinin teþvik etmesi ve ona cesaret vermesiyle köyden Çorum’a göç etmeyi kafasýna koydu. Bu iþin sosyo-ekonomik birçok yararýnýn olacaðýna kendisini ikna etti.

Köye dönünce bu fikrini babasý Ýlyas Efendi’ye açtý. Ýlyas Efendi dünden razýydý. Çünkü þehir yerin çok avantajlarýnýn olacaðýný eðitim, saðlýk, güvenlik vs. açýsýndan saya saya bitiremiyordu. Veysel’in hanýmýna da göstermelik bir fikrini sordular o da kayýnpederi gibi dünden razýydý. Çocuklarýnsa zaten söz hakký yoktu. Hemi de zaten kafalarý bu mevzuyu almayacak kadar yaþlarý küçüktü.

Ne yazýk ki, evin en büyük direðini hesaba katmayý ihmal ettiler. Bu da Meryem Hanýmdý. Ona olayý anlatýnca Meryem Haným’ýn "Kafkas Ýnadý"nýn tutmasýndan korkuyorlardý. Nihayet korktuklarý da baþlarýna geldi. Meryem Haným;

—Hayýr, ben gitmem. Eþref’imin mezarýn býrakýp da asla gitmem. Baba topraðýmý terk etmem. Diyordu da Nuh demiyordu.

Zavallý Ýlyas Efendi aylarca dil döktü yalvardý, ne yaptýysa nafile ikna edemedi. Meryem hanýmýn “Kafkas Ýnadý” tutmuþtu.

—Eþref’imin mezarý, diyordu da baþka bir þey demiyordu.

Ýlyas Efendi ve oðlu Veysel ne yapacaklarýný þaþýrmalarýna raðmen onlarda hedeflerinden vazgeçmiyorlardý.

Nihayet, Çorum’da arsa alýndý. Ev yaptýrýldý. Çorum’un yakýnlarýnda köylülerinin yardýmýyla tarla alýndý. Çünkü topraða baðlý idiler. Mutlaka tarla alýnmalýydý. Bir iki yýl bu þekilde geçti. Çok uðraþmalarýna raðmen bu zaman süresinde Meryem Haným asla ikna edilemedi.

Sonunda bir nisan ayýnda bütün çevre köylülerinin ve gökyüzünün gözyaþlarý arasýnda Ýlyas Efendi ve oðlu Veysel, Meryem Hanýmý tek baþýna oðlu Eþref’in mezarýnýn baþýnda býrakarak hüzünlü bir vedayla ayrýlmak zorunda kaldýlar.

Yakýn çevrede bulunan köylüler Ýlyas Efendiyi yolcu etmek için adeta birbirleriyle yarýþtýlar. Çok üzüldüler, iyi bir insaný kaybetmekle birlikte, köklü bir aileyi de kaybetmenin hüznünü yaþadýlar. Bu göçün baþkalarýna örnek teþkil edeceðinden aþýrý korkmaya baþladýlar.

Meryem Hanýmýn köyde evli bir kýzý, kardeþinin çocuklarý ve bazý akrabalarý bulunuyordu. O buna raðmen tek baþýna yuvasýný terk etmeyip evinde kalýyordu. Yýllarca köyde tek baþýna evinde kaldý. Her gün Eþref’in mezarýný ziyaret ederek onunla teselli buldu. Çok zorlamalarýna raðmen bir gün olsun köyünden ayrýlmadý. Sanki köyden ayrýlýrsa Eþrefi tamamen mezarýyla birlikte kaybolup gidecekmiþ hissine kapýldý. Psikolojik olarak buna þartlandý.

Asla Eþref’inin mezarýný terk etmedi. Çevresindeki komþu ve yakýnlarýna sürekli olarak þunu söylüyordu;

—Ben ölürsem Eþref’imin mezarýnýn yanýna beni defnedin. Sakýn onun yanýndan ayýrmayýn. Bu size vasiyetimdir, sakýn unutmayýn, yoksa hakkýmý helal etmem.

Ýlyas Efendi iki arada bir derede kaldý. Kýrk yýllýk hanýmýný köyde koyup gitmek çok zor oluyordu. Çorum’la köyü arasýnda yýllarca mekik dokudu. Hanýmýný ne yazýk ki yýllar geçmesine raðmen bir türlü ikna edemedi. Hatta cümle âlem ikna edemedi. Sadece bir ikna yolu vardý. Oda Eþref’i diriltip getirmek idi. Oda imkânsýzdý.

En nihayetinde emri hak vaki oldu. Meryem Haným rahatsýzlandý. Öleceðini anlayýnca komþularýný toplayýp;

—Artýk yavrum beni rüyalarýmda bile yanýna çaðýrýyor. Ben yavrumun yanýna gidiyorum. Sakýn ola ki vasiyetimi unutmayýn. Yavrumun mezarýnýn yanýna beni de koyun. Bu dünyada beraberliðimiz kýsa sürdü. O dünyada inþallah ebedi sürer. Allah’tan tek dileðim budur. Ben yavrumdan ayrýlamam. Beni yavrumdan ayýrmayýn.

Gerçekten de öyle oldu. Meryem Haným yavrusundan ayrýlmadý. Onu ne göç ne hasretlik ne de ölüm ayýrdý. Bu gün Çoruh vadisine bakan tatlý meyilli yamacýn eteðinde Meryem Hanýmla, yavrusu Eþref koyun koyuna yatmaktadýrlar. Bu iki sevdalý aþýðýn þanýna yakýþýr biçimde her ilkbahar mevsiminde adeta Çoruh vadisi al yeþil süslenir. Yamaçlarý taçlanýp duvaklanan gelin edasýyla papatyalarla bezenir. Onlarýn sevgilerini ebedileþtirmek istercesine bu arazi süslenmekle kalmaz, vadi boyunca güzel kokular etrafa yayýlýr. Bu sevdanýn niþanesi olarak adeta tabiat insanlara kendi diliyle izzeti ikramda bulunur. Hem gözlere hem gönüllere huzur vererek Çoruh Nehri de asýrlardan beri baþýný taþtan taþa vurarak çýkardýðý sesle günün yirmi dört saatinde fasýlasýz bu ana ve oðlunun sevgisini âleme duyurmak için coþup taþar. Zaman zaman yataðýndan çýkar, haykýrýr.Adeta Çoruh Nehri bu aþkla coþup, vadisi boyunca bu ana-oðulun aþkýný sularýyla etrafa yayarak,tabiatý yeþertir sanki.

Bir gün yolunuz bu vadiye düþerse bu görsel zenginliði görürsünüz. Çoruh’un feryadýný kilometrelerce uzaklardan bile duyarsýnýz. Kim bilir? Belki de Meryem Hanýmýn sadakatinin izlerini Çoruh vadisi boyunca esen ýlgýt ýlgýt seher yelinde hissedersiniz. Kim bilir? Allah kerimdir. Hiçbir vefa ve sevgi karþýlýksýz kalmaz. Bu karþýlýksýz kalmayan sevginin iþaretlerini geceleyin mezarlarýnýn üzerine düþen hilalin þavkýnda görürsünüz. Kim bilir? Ana-oðulun sevdasýnýn niþanesini, mezarlarý üzerinde biten, buram buram sevda kokan, çiçeklerden koklarsýnýz.Kim bilir?

24.12.2007
Tarýk TORUN

HEPSÝ HÝKAYE
"Dedemden, Babamdan, Benden"



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þaþkýn Þemsettin

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kalbinde Vatan Taþýyan Adam (Coðrafya Aþýðýyým) [Þiir]
Coðrafya Aþkdýr [Þiir]
Nurefþan [Þiir]
Ay Balam! [Þiir]
Hicret Kuþlarý [Þiir]
Endülüs'te Raks Kalmadý [Þiir]
Unutullmaz Öðretmen [Þiir]
Dertlerim Katmanlýdýr [Þiir]
Apologya - A - (Giriþ) [Þiir]
Uyanýr Bir Coðrafya [Þiir]


Tarýk TORUN kimdir?

Eðitimci,Þair ve Yazar olup kendine ait kitaplarý ve çeþitli antolojilerde þiirleri bulunmaktadýr. Halen farklý türlere aitkitap çalýþmalarý devam etmektedir.

Etkilendiði Yazarlar:
Türk ve dünya edebiyatýnýn önde gelen isimleri


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tarýk TORUN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.