"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacý deðil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Nilüfer, annesi Naz hanýmla, Pazar yerinde dolaþýyordu. Annesine belli etmeden birini bekler gibi sýk sýk ardýna bakýyordu. Annesi bu telaþýný fark etmiþti; -Noluyo gýzým, ne bakýnýyon? -Hiç anne, Cemile pazara gelmiþ mi diye bakýyom. Oysa Cemile’yi deðil, her hafta pazara indiðinde kendisini takip eden Çaral köyünden Hasan’ý arýyordu gözleri. Kasabadaki okuldan arkadaþý Cemile’den öðrenmiþti gencin adýný. Önceki hafta yine Pazardayken, gülümseyerek Cemile’ye göstermiþti peþindeki onsekizlik delikanlýyý. Kendisi hakkýnda konuþulduðunu anlayan genç, utanýp uzaklaþýrken, Cemile gülerek anlatmýþtý onun hakkýnda bildiklerini; -Bu mu, günlerdir anlattýðýn delikanlý. Vay Hasan vay, utangaç Hasan’a bak, büyümüþ de kýz peþine mi düþmüþ. Bizim Çaral köyden Hasan yahu. -Sizin köyden mi, tanýyon mu ? -Tanýmaz olur muyum. Senin de gönlün var mý yoksa? -Ne o, beðenemedin mi? maþallah aslan gibi iþte. -Ne bileyim, çelimsiz Hasan iþte. Bizden bir yaþ büyük olduðu halde, geç büyüdüðünden hep çocuk gördük. -Geç büyüdüðünden mi? Bu ne demek þimdi? -Çocukluðunda menenjit geçirmiþ. Öldü ölecek veya özürlü kalacak diye çok korkmuþ annesi babasý. Allah’tan iþte yýllarca ölümünü beklemiþler ama o yaþamýþ iþte. Yaþamýþ ama hep çelimsiz iþte. Bakma sen birkaç yýldýr toparladý. Ondört-onbeþinde bile zayýflýktan ölecek gibiydi. -Seni tanýyorsa niye kaçtý ? -Aman ne bileyim, utangaç dedik ya. Hakkýnda konuþtuðumuzu anladý, utandý demek ki, Nilüfer, Hasan’a ilgi duymaya baþlamýþtý. Fakat Cemile’nin söylediði gibi Hasan çok utangaç çýkmýþ, utandýðý o günden sonraki hafta pazarda görünmemiþti. Hasan’ýn takibini fark eden, haftalardýr bundan isimlendiremediði bir mutluluk duyan Nilüfer, görebilme umuduyla pazarda boþ yere onu arayýp durmuþtu. Akþam köyleri Caðýsman’a dönerken içinde karma karýþýk duygularýn hüznüyle bunalýp durmuþtu. Ertesi hafta pazara gidince, doðru arkadaþý Cemile’yi buldu. Cemile’yle konuþacaðý sýrada az ilerde, Çaral’dan gelen diðer köylülerin arasýnda Hasan’ý gördü. Hasan’ý görmenin sevinci çok kýsa sürmüþtü, yanýnda genç ve güzel bir kýz vardý ve bir þeyler konuþuyordu. Cemile, arkadaþýna sarýldý; “-Hoþ geldin Nilüfer. (imalý imalý) hayýrdýr, beni çok mu özledin.” Nilüfer;” -Pazar kalabalýklaþmadan biraz dolaþýrýz, dedim.” Cemile, arkadaþýndaki durgunluðu fark etti; -Hayýrdýr, suratýndan düþen bin parça. -Biraz baþým aðrýyordu. Hadi gidelim, gezmek iyi gelir. Cemile’nin kolundan tuttu, çekiþtirerek ordan uzaklaþtýrdý. Cemile; -Noluyor sana! Bizim çelimsizi görmeye geldin sanmýþtým ben de. Nilüfer, buruk-kýrgýn bir bakýþla baktý arkadaþýnýn gözlerine; -Sen de ayýp ediyorsun, ben yanýnda kýz olan birine niye bakayým? -Ne kýzý? -Az önce yanýnda bir kýz vardý ya… Niþanlýsý mýdýr, neyse iþte… -Ha… þimdi anlaþýldý senin bu suratýn. Merak etme o kýz kardeþi. Nilüfer sevinçten ufak bir çýðlýk attý; -Gerçekten mi? -Noluyor yahu sakin ol, gerçekten. Nilüfer, sevinç içindeydi, Cemile’nin boynuna sarýldý; -Nilüfer yeter. Hem sen pek ilgili görünmüyordun, soðuk soðuk soruyordun geçen de. -Ne bileyim,hoþuma gidiyormuþ, ben de sonradan fark ettim. -Geçen hafta ben pazara gelememiþtim, noldu geçen hafta. Filizlenen aþkýn sevinciyle bir yandan kelebekler uçarken içinde, bir yandan da korkularýyla kalbinin sýkýþtýðýný hissediyordu Nilüfer. -Geçen hafta o da gelmedi. O kadar bakýndým, göremedim. Belki de bir hevesti, gezdi peþimde, sonra usandý. -Usandý deme de utandý de istersen. Sana çok utangaç olduðunu söylemiþtim. -Ne bileyim, kim bilir... -Þu anda karþýmýza çýksa çok sevinirsin deðil mi? Nilüfer, umutla geldikleri tarafa baktý; -Geliyor mu yoksa, gördün mü? -Yahu bu ne telaþ, sordum sadece. -Sevinçten uçardým herhalde. -Uç öyleyse. Cemile, Nilüfer’in baktýðý yönün tersine yürüdü, köþeden duran ve baþka taraflara bakýyormuþ gibi, kendilerini görmemiþ gibi davranmaya çalýþan Hasan’a seslendi; -Hasan! Cemile seslenince Hasan’ý fark eden Nilüfer, telaþ içinde kalmýþtý. Ürkek bir güvercin gibi ne yapacaðýný, nereye saklanacaðýný bilemedi. Oysa Hasan da ayný durumdaydý; -Eee..efendim. --DEVAMI VAR--
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Ünal ÇAM, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |