Türk Dýþiþleri Bakaný Ali Babacan, Avrupa Parlementosu’nda (AP) hüzünlü bir ses tonuyla;
“Ama, öyle demeyin yaaa!! Türkiye de azýnlýklarýn yaný sýra müslümanlarýn’da özgürlüðü yok..” dedi.

AP’nin Alman baþkaný Hans-Gert Pöttering Bakan Babacan’ýn bu ifadesinden sonra, içinde bir þeylerin koptuðunu hissetti! Hüzünlendi...ve oturduðu kürsünün altýna doðru hafif eðildikten sonra, olabildiðince kýsýk sesle konuþmaya özen göstererek, hemen evini aradý ve, “Akþama misafirimiz var” aþçýya söyle müslümanlara uygun yemekler hazýrlasýn” dedi....

Ayný saatlerde AKP ..... il teþkilatýnda “Heyyoooooo, vallahi de billahide dedi” diye baðýrýþmalar duyuldu..
Ýl baþkaný çocuklar gibi aðlýyordu.. nasýl aðlamasýn?
“Baþkasýnýn özgürlüklerine karýþma ve kýsýtlama özgürlüðünden mahrum býrakýlan”
Asil ve gerçek! Müslümanlara karþý yapýlan bunca zulmü! Korkusuzca dile getirmiþ bir Dýþiþleri Bakanýnýn kurucu üyesi olduðu siyasi partinin Ýl baþkanýydý...
Vay be! Allah’ýn þu iþine bak, “Nerden nereye” diye düþüncelere dalýp; Yýllar önce, “Muhteþem manzaralý cennetten arsa” vaatlerine raðmen, partinin oy oraný %3’lerde süründüðü o günlerden bugünlere gelinmiþti..
Evet evet Necmettin hoca efendi hazretlerinin yýllarca diline doladýðý o meþhur kadayýfýn altý artýk kýzarmýþtý galiba... diye düþündü...

Bay Pöttering’in Ýsviçreli aþçýsýnýn öðleden sonra Ýtalyan balzamik sirkesi soslu karýþýmý, minik domatesli, kuþkonmaz salatasýnýn üstüne boca ettiði saatlere... Ýstanbul Sirkeci’de AKP’li esnaf Abdullah Gülüver, avazý çýktýðý kadarýyla etrafýna talimatlar yaðdýrýyordu
“Elinizi çabuk tutun,
Sallanmayýn,
Tiþört sipariþlerini 3 katýna.. yok yok en azýndan 100 katýna çýkartýn,
Yeteri kadar yeþil boya sipariþi verin” diye....
Esnaf Abdullah efendi süt beyaz bir tiþörtün üzerinde ilk bakýþta arapça yazýlmýþ izlenimi veren “Yetti gari, Müslümanlara özgürlük” yazý fikrinin çok güzel olduðunu düþünerek, kendi kendine “Ulan Abdullah cin gibisin” dedi

Bakan Babacan, Akþam yemeðinden sonra servis yapýlan, Türk kahvesinden bir yudum alýp ev sahibi bay Pötterin’e karþý, misketleri elinden alýnmýþ çocuk edasýyla; “Hans amca, artýk dayanamýyorum” dedikten sonra, aniden bay Pöttering’in omuzuna baþýný koyup aðlamaya baþlamýþtý ki... cep telefonu çaldý.. Türk Dýþiþleri Bakaný, sað elinin tersi ile gözyaþlarýný silip mahçup bir ifadeyle “Özür dilerim Hans amca, bakan abilerimden birisi arýyor..” dedi ve “efendim Zafer abi” diye telefonu açtý:
-Ali yiyenin gözlerinden öperim, bu yollar helal olsun sana
-Saol zafer abi, allah razý olsun...
-Ali hazýr elin deðmiþken, o keferelere söylesende bizim þu Tuzla’daki tersane iþçilerinin ölümlerini organize etmekten vazgeçsinler....
-Emrin olur Zafer abi dedi... Adanaca “küçük” anlamýna gelen kabinenin en goddik Bakaný...

Bakan beyin bu konuþmalarý yaptýðý! Saatlerde cep telefonuma düþen mesaj bu sefer beni hüzenlendirdi “Demirhan baþýmýz saðolsun! Þeref yok artýk. Bizim mahallenin eskilerinden Þeref, Brüksel yakýnlarýnda geçirdiði elim trafik kazasý sonucu hayatýný kaybetti”......