..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Baþka dillerle ilgili hiçbir þey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir þey bilmiyorlar. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Emine Piþiren




16 Temmuz 2008
Bu Çocuk Benim Deðil  
Þayet Böyle Bir Þey Baþýnýza Gelmiþ Olsaydý Ne Yapardýnýz?

Emine Piþiren


Bu hikayenin ilk ve ikinci bölümü tamamen kurgu ve yazarýn hayal gücü ile yazýlmýþtýr. Son bölümde yaþanan her an gerçektir. Çünkü oðlumun on dakika kalbi Ý.Ü.Týp Fak.de durmuþ ve litaratürlere geçmiþtir. Doktorlarýn yoðun çabalarý sonucunda oðlum yaþama dönmüþtür ve þimdi üniversitede okumaktadýr. Allah hiç bir anne-babaya böyle bir acý yaþatmasýn.


:CEDJ:





BÝRÝNCÝ BÖLÜM


Güneþ bulutlarýn arasýndan henüz sýyrýlmamýþtý. Sabahýn ayazý soluðumu kesiyordu. Adýmlarýmý hýzlandýrdým.Geç kalmamalýydým.Hastane bahçesine geldiðimde gün bulutlardan uzanmýþ aydýnlýk bir sabahý kucaklamýþtý.Ý.Ü.Týp Fakültesinin bahçesinde koþturuyordum...
Nefes nefese büyük camlý kapýdan içeri girdiðimde hasta yakýnlarý ve hastalarýn telaþlý bekleyiþleri daha þimdiden baþlamýþtý. Mesai henüz poliklinik memurlarýný koltuklarýna oturtmamýþtý.
Göz bölümüne geldiðimde sýrada 13 kiþi vardý. Yarým saat ayakta bekledikten sonra numaramý almýþtým. Saat 08:30 u gösterirken muayene olacaðým göz doktorunun kapýsýna yakýn uzun tahta sýraya oturdum.10 dakika olmamýþtý ki, yanýma bir kadýn ve kucaðýnda dokuz aylýk mavi gözlü bir bebeði ile oturdu. Bir süre sonra bebek benim saçlarýmý eliyle kavrayýp çekince caným çok yanmýþtý. .

Tam annesine,`lütfen çocuðunuza sahip çýkar mýsýnýz..`diyecek oldum ki, kadýn hýçkýrýklarla bana;

-` Lütfen bana yardým eder misiniz?Çocuðumu 5 dk tutarsanýz, þu kulak boðaz giþesinden muayene fiþi alýp geleceðim.` dedi.

Kýzgýnlýðým geçmiþti. Yerini þaþkýnlýða býraktý!...30 yaþlarýnda modern görüþlü bu kadýna `hayýr!`diyemedim.

-` Eðer iþiniz uzun sürecekse, bende göz sýramý bekliyorum. çabuk gelin.`Dedim ve sürekli`anne,anne..`diyen çocuðu kucaðýma aldým.
Annesi muayene fiþini almaya gidince, korktuðum olmadý. Çocuk annesinden ayrýlýnca aðlayacak sanmýþtým. Gözüm üç alana gidip gelmekteydi þimdi de...Hem göz doktoru kapýsýnda yazýlý olan kýrmýzý numaratöre, hem uzaklaþan çocuðun annesinin gidiþ istikameti hem de, oramý buramý minik parmaklarýyla yoklayan kucaðýmdaki dokuz aylýk çocuða...Endiþeli bekleyiþ sürüp giderken yanýmdaki boþ alana hastanýn biri oturup biri kalkýyor ve kucaðýmdaki çocuða gülümseyip,

-`Ne güzel bir çocuk.Allah baðýþlasýn! Kaç aylýk?...`sorularýna muhatap oluyordum.
Tabi bende her seferinde;

-`Benim çocuk deðil.Bilmiyorum.Annesi bana býraktý.Az sonra gelecek...`gibilerinden yanýt veriyordum.
Ýþte tam o sýrada korktuðum baþýma geldi! Göz muayene odasýnýn kapýsý açýldý ve bir hemþire göründü.

-` Göz sýrasýný bekleyen hastalar lütfen kayýt için gelin.`

Ne yapacaðýmý þaþýrmýþtým! Çocuðun annesi de henüz gelmemiþti. Ya ben doktorun yanýndayken gelirse?! Ya kadýn çocukla beni göremeyince paniðe kapýlýrsa?!Endiþeli sorularý içimde hem sorup hem yanýtlarken hemþireye numaramý ve sevk kaðýdýmý uzattým. Yarý gövdem kapýdan dýþarýda dururken, hemþire haným sordu.

-` Yaþýnýz ve adresiniz lütfen?`

-` Þey hemþire haným bu çocuk benim deðil.Annesi bana emanet býraktý da.Ben ne yapacaðýmý þaþýrdým. Sýramý da kaybetmek istemiyorum...`

Gibi sözlerimi sýraladýðýmda hemþire tepkisizce yanýtladý.Hatta birazda sesini yükseltip kýzdý da...

-` Hanýmefendi ben size yaþýnýzý ve adresinizsordum.Kucaðýnýzdaki çocuðu sormadým..`

-` Þeyy, özür dilerim hemþire haným! Aklým bu çocuðun annesine takýldý da. Tam yarým saat oldu gelmedi...Þaþýrdým kaldým!Yaþým 35.Taksim, Sýraselviler...`

Arkamda sýrada bekleyen hastalardan sabýrsýz sesler yükselmiþti bile.Öyle ya, kimsenin zamanýný çalamazdým. Ýþim bitince yine tahtadan bekleme sýrasýna oturdum.Çocuk gülücükler atýyor ve yanaðýmý öpüyordu. Kýsa sürede alýþmýþtý bana. Hatta alýþmaktan öte,
-` Anne, anne..`Diye saçlarýmý çeliþtirip her gelip geçenin dikkatlerini de üzerimizde topluyorduk. Zaman bekleyenlere uzun gelirmiþ. Bir yarým saat daha geçince, göz doktorumun bulunduðu odaya tekrar girdim. Hemþire hanýma rica edecektim.

-` Hemþire haným, ben bu çocuðun annesini nasýl bulabilirim?.Ya ben buradayken kadýn paniðe kapýlýr bizi kaybederse?Sizden ricam bu çocuðu hastane polisine teslim etseniz...`Hemþire haným gülümsedi. Yüzünde alaycý bir ifade belirdi.

-` Bu çocuk gerçekten sizin deðil mi?`

-` Hayýr, benim deðil.Tanýmadýðým bir kadýn bana býrakýp kulak burun boðazdan numara alýp geleceðini söyledi.`

Hemþire inanmamýþtý sözlerime…
-` Peki , bu çocuk sizin deðilse neden size sürekli anne diyor?Benimle dalga geçmiyorsunuz deðil mi?`

Tanrým, Çýldýracak gibi olmuþtum!Olacak iþ deðildi? Orada bekleyen insanlar merakla çevreme toplandýlar.Bir anda toplanan küçük kalabalýðýn dikkat odaðý olmuþtum!

-` Ben az sonra buradayým hemþire haným…Müracata gidip anons yaptýracaðým. Lütfen sýram geçince bana yardým edin..`dedim ve uzaklaþtým oradan.

Kucaðýmda ki çocuk salya sümük beni öpüyor ve yüksek sesle gülücükler atýyordu.Önce kulak boðaz burun bölümünde sýra bekleyen kalabalýða baktým. Uzun kuyrukta bekleyenleri bir radar gibi gözlerim taradý. Bu çocuðun annesi yoktu


ÝKÝNCÝ BÖLÜM

Hastanenin koridorlarý aslýnda dar deðildi. Hasta ve ziyaretçilerin gidiþ geliþ güzergahý ayný çizgide olunca daralmýþtý. Kucaðýmdaki dokuz aylýk çocukla yürümem iyice zorlaþmýþtý. Kollarýmda taþýdýkça aðýrlaþýyordu. Uyuþtuðunu hissettim…

Nereye baksam, kývýrcýk siyah saçlý kadýný görememiþtim. Alt katta aramam bitmiþ, üst katlarý dahi kolaçan etmiþti gözlerim. Nafile, yoktu, yoktu! Çaresiz geldiðim yöne, geri döndüm.

Göz polikliniði önüne geldiðimde, bankta üç kiþi kalmýþtý. Onlara zoraki tebessüm edip, sordum.

-     “ Sizin numaranýz kaç? “

Ýçerdeki hastadan sonra ben girecektim. Derin bir soluk aldým. Ve oturanlarýn hemen yanýna iliþtim. Kucaðýmdaki çocuktan ses çýkmýyordu. Nedenini merak ettim. Eðilip yüzüne baktýðýmda uyumuþ olduðunu gördüm. Eðilip hafiften öptüm bu miniði. Ne de masum uyuyordu. Yumuþak teninde gül kokusu duyumsamýþtým.

Hala, “þimdi gelir…” umuduyla, bakýþlarým kadýnýn uzaklaþtýðý koridordaydý. Ama, ne gelen vardý ne de ondan bir iz! Kucaðýmda ki bu çocukla ne yapacaktým? Ýþte bütün mesele buydu. Bu düþüncelerle boðuþurken ben, karþýmdaki kapýda hemþire haným göründü. Bana doðru, “gel” iþareti yaptý.

Hemen kalktým. Ýçeri girdiðimde, gözlerim loþ ortama alýþmak için birkaç saniye kýrpýþtýrdým. Iþýklý bir taç giymiþ gibi karþýmda duran göz doktoru, “ evet, sýradaki hasta gelsin!” dedi.

Kucaðýmdaki çocuk, bu sese gözlerini açtý. Ne olduðunu, nerde olduðunu anlamamýþtý. Ve bastý feryadý, figaný!

-     “ Anneee, anneeeee…”
Panikledim! Hem kendini kucaðýmdan aþaðýya atmaya çalýþýyordu, hem de benim saçlarýmý çekiþtiriyordu. Ne yapacaðýmý þaþýrmýþtým. Tanrým bu bir kabus muydu? Hemþireye rica ettim.

-     “ Lütfen, az tutabilir misiniz? Hala çocuðun annesi gelmiþ deðil..”

Ve kucaðýna verdim çocuðu. Doktorun olduðu alana yürüdüm. Ve göz muayenesi için hazýrdým. Ardýmda hala çocuðun çýðlýklarý ve ne yapacaðýný þaþýran hemþireyi kýsa bir süre unutup, sandalyeye oturdum…
Muayene iþlemi bitmiþti ki, kapý ardýna kadar açýldý. Gün ýþýðý birden içeri dolmuþtu. Kapýda iki polis göründü. Hemþire hem kucaðýndaki çocuðu sallýyor, hem de bakýþlarýyla beni iþaret ediyordu.
Polislerin gelmesine çok sevinmiþtim. Yüzümdeki endiþe ifadesi yerini huzura býrakmýþtý. Öyle ya, sonunda bu çocuðu devletin güvenliðimizden sorumlu tuttuðu memurlara emanet edecektim. Bende iþ yerime yetiþecektim…

Ama bu düþüncelerimde yanýldýðýmý on beþ dakika sonra anlamýþ oldum. Polis memurlarýyla göz odasýndan çýktýk. Tabii hemþirenin kucaðýndaki mavi gözlü çocukta bana havale olmuþtu. Çocuk sakinleþmiþti. Hemþire haným, aðlamasýn diye eline, ilaç firmalarýnýn reklamý olan plastik bir oyuncaðý tutuþturmuþtu. Bunda da baþarýlý olmuþtu. Çocuk hala merakla elindeki Ninja kaplumbaðasýný evirip çeviriyordu.
Hastane bahçesinde ilerlerken, polis memurlarýna sordum.

-“ Þimdi nereye gidiyoruz? Ýþimiz uzun sürer mi? Ýþe yetiþmeliyim…”

Memurlardan uzun boylu, sarýþýn olaný,

-“ Ýfadenizi verdikten sonra baþ komiserimize kalmýþ artýk. “ dedi.
Bahçedeki polis ekip aracýna birlikte bindik. Çapa Ýlçe Emniyet Müdürlüðü’ne varana kadar, kimse konuþmadý. Kucaðýmdaki çocuk yeniden uyumuþtu…

Emniyette beni þaþýrtan olayý hiç unutmayacaðým. Komiserin odasýna girdiðimde, siyah deri koltuklarda oturan 35 yaþlarýnda mavi gözlü bir kadýn, yerinden fýrladý! Bastý çýðlýðý!..

-“ Yavrummm, canýmmmm, ciðerimmm! Sonunda kavuþtum. Yarabbimmm, seni yaradana kurban olurum kurbannn! Çok þükür Allah’ý mm!”

Tüylerim diken diken olmuþtu! Olduðum yerde apýþýp kaldým! Kucaðýmdaki çocuk, annesi olduðunu öðrendiðim baþka bir kadýn tarafýndan, bir çiçeði kopartýr gibi alýnmýþtý. Bu ne iþtir, anlamamýþtým!

Komiseri eliyle oturmamý iþaret etti. Ve kontrollü bir sesle sordu.

-“ Bu çocuðu neden kaçýrdýnýz?”

- “ Neee, siz ne diyorsunuz?! Ne kaçýrmasý, komiser bey! Ben saatlerdir bu çocuðun diðer annesini arýyordum. Ýsterseniz hastanedeki hemþireye sorabilirsiniz. Lütfen, ortada bir yanlýþ anlaþýlma var. “

Komiserin yüz ifadesi yoktu sanki.

-“ Hanýmefendi, hemþireler sizi ihbar etti zaten. Çocuðun annesi de sizden þikayetçi. Neden kaçýrdýnýz?”

-“ Hala kaçýrdýnýz diyorsunuz! Sizi anlamýþ deðilim. Ben nasýl kaçýrabilirim. Bu çocuðun annesi bana dedi ki...”

Ne anlatmaya çalýþtýysam ve ne kadar benim çocuklarým var, ben devlet memuruyum…Dediysem de orada bulunanlarý inandýrmaya yetmemiþti, açýklamalarým. Tanrým, çýldýrmak iþten bile deðildi!
Üstelik çocuðun gerçek annesi, benden þikayetçiydi.

SON BÖLÜM

Hayatýmda hiç karakola gelip ifade vermeyen ben saatlerce, “bu çocuðu nerden, nasýl, niçin aldýn,?” sorularýyla becelleþtim. Aklýma birden, iþ yerime telefon açmak gelmiþti! Ve beni ayrý bir odada sorgulayan polis memuruna, adeta yalvarýrcasýna;

-“ Ne olur, memur bey, iþ yerime telefon açmama izin verin. Müdürlüðüme burada olduðumu bildirmeliyim.”dedim.

Polis memuru, bu isteðimi sanki duymazlýktan geldi.

-“ Hanýmefendi neden bu çocuðu emniyetimize getirmediniz?”

Allah’ým! Adam kýrýk plak gibi takýlmýþtý sanki. Saatime baktýðýmda tam üç saat karakolda olduðumu düþündüm. Mesai bitmiþti. Beni her akþam almaya gelen eþimi düþündüm. Bekleyecekti beni. Boþuna bekleyiþ, olacaktý!

Aðzým kurumuþtu. Dilim þiþmiþ gibiydi. Konuþamýyordum. Su istedim. Hastanede gördüðüm cam sürahilerin aynýsýydý. Altý geniþ boynu uzun ve ince, yeþile çalan rengi vardý. Suyu bardaða döküp, bana uzatan memura, “teþekkür” edip, içmeye baþladým.

Boðazýmdan aþaðýya yuvarlana yuvarlana inen yudumlarý yutmakta önce zorlanmýþtým. Su içme iþlemi bitince, sorgulama sil baþtan yeniden baþlamýþtý. Sýrtýmdan aþaðýya sýrsýklam olmuþtum. Bulunduðumuz oda, boðucu bir sýcaklýkla doluydu sanki…

Omzuma deðen elle, sarsýldým! Bir anda nerede olduðumu kavrayamamýþtým. Gözlerimi açmakta zorlandým. Yerdeydim. Çömelmiþtim. Dizlerimin baðý çözülmüþtü, sanki! Ayaða kalkamadým. Omuzlarýmdan tutan ellerin sahibi eþimdi. Beni sýkýca tutup kendine doðru çekti.

-“ Kalk caným. Doktorlar seni çaðýrýyor. Ýçeri girmelisin!”

Yavaþ, yavaþ ilerledim. Kapýda genç bir asistan durmaktaydý. Gülümsüyordu. Anlam veremedim. Adýmlarým içeri girmek istemiyordu. Ýçerde nasýl bir görüntüyle karþýlaþacaðýmý bilemiyordum. Az önce bir düþten uyanmýþtým! Þimdi sanki boyut deðiþtirmiþtim. Yavaþ adýmlarla içeri doðru süzüldüm. Ardýmda beni gözü yaþlý bekleyen eþimi býrakmýþtým…

Gözlerim kamaþmýþtý. Tanrým burasý çok aydýnlýktý! Ölmüþ müydüm! Nerdeydim? Burasý neresiydi? Karakolda deðil miydim? O polisler nerde?

Bir sürü soru aklýmdan belleðimde elenirken bir sýzý gibi ciðerimi yakan o ses kulaðýma ulaþtý. Dört yaþýndaki oðlumun sesiydi bu!

-“ Anneee, neden aðlýyorsun?”
Gözlerimden boþalan yaðmurlara engel olamýyordum. Odada bulunan hiçbir þey þimdi net görünmüyordu… Bulanýktý. Düþer gibi oldum. Beyaz gömlekli biri kolumdan tuttu. Ve;

-“ Lütfen, aðlamayýn artýk. Bakýn oðlunuz üzülecek…” dedi.
Sesimi ben bile zor duymuþtum.

-“ Peki, sað olun!”

Bakýþlarým beyaz çarþaflý yataða uzandý. Oðlum kolunda serum, burnunda oksijen maskesiyle yatmaktaydý. Küçük yatakta tamamen çýplaktý. Göðsünde hala, defibrilatör etkisiyle kýzarmýþ izleri durmaktaydý. Yüzü mosmordu. Ama gülümseyen gözlerle bana bakmaktaydý, ellerini uzatmak istedi. Doktorlardan biri engel oldu. Öyle ya, serum takýlý kolu, hareket etmemeliydi.

Bu anýn görüntüsü unutulur gibi deðildi. Baþ asistan olduðunu sonradan öðrendiðim doktor Fatih gülümsedi.

-“ Geçmiþ olsun! Oðlunuz kurtuldu. On dakikalýk “ kardiyak arrest” i atlattý. Bu bir mucize! Verilmiþ sadakanýz varmýþ. Üniversitenin literatürüne geçecek oðlunuz. Dua edin bu vaka hastanemizde gerçekleþti. Helikopterle gelseydiniz, oðlunuzu kurtaramazdýk! “

Ne söyleyebilirdim ki? Ýlahi bir andý bu an! Hastaneye oðlumun göz muayenesi için gelmiþtik ve kucaðýmýzda bayýlmýþtý. Son duyduðum þey, acildeki doktorun kucaðýna aldýðý anda duyduðum ses olmuþtu!

-“ Bu çocuk ex olmuþ!”

Ve kulaklarýma inanamýyordum. Olduðum yere çöküp kalmýþtým. Gözyaþlarým sicim sicim yüzümden, göðsüme akmaktaydý. Omzuma deðen bir el oldu. Baþýmý kaldýrdým aðlayan bir kadýndý. Yaþý 35 gösteren, mavi gözlü bir kadýndý bu!

-“ Allah’ýn dediði olur. Ben dün dokuz aylýk çocuðumu kaybettim. Allah size de sabýr versin! “

Suskundum! Eþim yere çömelip, baþýný baþýma dayayýp, hýçkýrmaya baþladý. Gözlerimi yumdum, acilin duvarlarý baþýma yastýk olurken, içimden fýsýldamýþtým!

-“ Allah’ým! Demek ki, dört sene oðlumu bize emanet verdin. Þimdi bu emaneti geri aldýn!..Ama bu çok büyük bir acý!..Ve çok büyük bir boþluk!..Buna nasýl dayanacaðýmý bilmiyorum?..Ne olur, bu acýya dayanabilmem için, bana metanet ver!..Ne olur!..”


Emine Piþiren

10 Aðustos 1992 / Ýstanbul

Not: ` Bu yazýnýn Tüm haklarý Yazarý Emine piþirene aittir. Bu yazýnýn Emine Piþiren’e ait olduðu Noterden tarafýmdan onaylattýrýlmýþtýr. Yazýdaki bilgiler yazardan yazýlý izin alýnmadan; kýsmen veya tamamen hiçbir þekilde kullanýlamaz.”





.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ..
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
21 Eylül 2009
Sizi bulduðuma sevindim....:)....Takip edecek bir yazarým daha oldu.Sevgiyle....:)

:: harika
Gönderen: Sami / , Türkiye
2 Kasým 2008
sevgili yazarým bu neydi böyle okuduðumda eh dedim ama dur þunu yaþýyayým ve bir kez daha okuduðumda sulu gözlerim dayanamadý aðladým senin beni aðlatmana ne gerek var dedim ama öyle sürükleyici yazýlmýþ ki o kaleminize ellerinize saðlýk çok ama çok hoþtu siz bir harikasýnýz mükemmeldi gerçek bir yazar dan roman okumuþ oldum sevgiyle kalýnýz sami.

:: :((
Gönderen: Simten K. Ataç / ,
17 Temmuz 2008
Emine Haným aðlayarak okudum yazýnýzý. Allah hepimizin evlatlarýna saðlýklý ve uzun ömürler versin. Sevgiler




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýronik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Anne Cennette Yemek Var mý?
Yine Düþlerimde Sabahlar Mýsýn Yavrum?
Ýki Þey Götüreceðiz Giderken…
Anne Ben Gidiyorum/bir Dakikalýk Acý Hüzün
Yataðýmýz Cennetimizdi
Ýçimizdeki Hayvan
Senin Ayaklarýn Var, Oysa Benim Tekerlekli Bir Sandalyem Bile Yok

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yumurtaný Nasýl Ýstersin Caným, Rafadan mý Kafadan mý?
Sarý Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmýþtým? - 1 -
Gel Mezarýma Ýþe Oðlum
Sarý Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmýþtým? - 2
Sarý Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmýþtým? - 2 -
Aþýk Olmak Ýstiyor Musunuz?
Biz Önce Beþ Kiþiydik
O Annene Söyle, Çocuðun Aklýna Bunlarý Sokmasýn (Son Bölüm)
Seni Seviyorum Iþýl
Sarý Kediyi, Niçin Kireç Kuyusuna Atmýþtým? (Son Bölüm)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Adamdan Saymýþýz [Þiir]
Ah Ulan Istanbul! [Þiir]
Çekinme Söyle [Þiir]
7. Didim Þiir ve Þairler Buluþmasý [Þiir]
Yaðmur Kuþu Suskunluðu [Þiir]
Hangi Dua Ýle Sana Gelelim? [Þiir]
Ýsterdim [Þiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Þiir]
Madem ki... [Þiir]
Git Demene Gerek Yok [Þiir]


Emine Piþiren kimdir?

Yazmayý, okumayý ve birikimlerimi paylaþmayý seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köþe yazarýyým. Bazý web sayfalarýnda da edebiyat adýna paylaþýmlarým yayýnlanmaktadýr. Sevgi ve ýþýk sizle olsun.

Etkilendiði Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazým Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvýn Yalom, Dale Carneige, Doðan Cüceloðlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.