..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Duran Çetin




18 Temmuz 2008
Öte Dünya  
Duran Çetin
Abdullah Harmancý’nýn öykü kitabý Ertesi Dünya elimde tramvaya biniyorum. Eve en kolay, en kestirme, en kýsa sürede ulaþmayý düþündüðümde hep tramvayý kullanýrým. Nedense bana hep çabuk ulaþacaðýmý fýsýldayan bir ses tramvay duraðýný iþaret eder. Akþama yakýn bir zaman, hafta sonu; cumartesi çarþý merkezi kum gibi insan kaynýyor. Ýkindi serinliði herkesi sokaklara çekmiþ, çekmeye devam ediyor. Kimisi, çoluk çocuk vitrinlerde kaybolmayý tercih ediyor, bazýlarý da orasý senin burasý benim koþturup gidiyor.


:AIIG:
Abdullah Harmancý’nýn öykü kitabý Ertesi Dünya elimde tramvaya biniyorum. Eve en kolay, en kestirme, en kýsa sürede ulaþmayý düþündüðümde hep tramvayý kullanýrým. Nedense bana hep çabuk ulaþacaðýmý fýsýldayan bir ses tramvay duraðýný iþaret eder.
Akþama yakýn bir zaman, hafta sonu; cumartesi çarþý merkezi kum gibi insan kaynýyor. Ýkindi serinliði herkesi sokaklara çekmiþ, çekmeye devam ediyor.
Kimisi, çoluk çocuk vitrinlerde kaybolmayý tercih ediyor, bazýlarý da orasý senin burasý benim koþturup gidiyor.
Caddelerde, sokaklarda kesiþen kavþaklarda hep ayný görüntü var, sanki parsellenmiþ gibi. Bir kavþakta bir parti varken diðerinde bir baþkasý meydan okuyor…
Ýçimden ne kadar da boþa, havaya giden lüzumsuz harcamalar, diye geçiveriyor. Hakikaten de öyle. Bir hafta sonra seçim var. Kimsede heyecan yok. Sanki bir an önce gelip geçmesi istenir gibi. Ýlgisiz, alakasýz bir seçim atmosferi, diyorum kendi kendime.
Seçmenler, vatandaþlar, halk sanki vaatleri artýk kale alýp ciddi bulmuyor. Herkese tepki vermiyor. Sanki asýlan parti bayraklarýnýn oy üzerinde etkisi mi, olacak diye düþünmeden edemiyor insanlar. Dönüp bakmýyorlar bile çoðu zaman.
Tramvay duraðýna koþar adýmlarla ilerlerken, elime elkartýmý hazýrlamýþken, gözüm tramvayýn içinde boþ yer ararken, gürültülü, yüksek bir ses kulaðýmda patlayýveriyor. Az öncede baþka bir partinin otobüsünden farklý bir þarký ile geçtiðini hatýrlayýveriyorum ve adýmlarýmý sýklaþtýrýyorum.
Elkartýmý okutuyorum, bib bib sesleri benim için artýk sadece birkaç liramýn daha yok olduðu sinyalinden baþka bir þey ifade etmiyor.
Son anda kendimi duraðýn içine atýp tramvaya biniyorum. Ýyi, diyorum boþluklar var. Oturacak yer de var. Yorulmayacaðým, aðrýyan ayaklarýmýn üzerine de dakikalarca belki de saatlerce kalmayacaðým, diye seviniyorum.
Arkalarda bir yere oturuyorum. Elimdeki öykü kitabýný açýyorum. Okumaya baþlýyorum. Öykülerdeki mekânlar tanýdýk geliyor. Kahramanlar da tanýdýk geliyor bana. Ýçine çektikçe çekiyor, hatta kayboluyorum ve samimiyeti kokluyorum, içtenliði yaþýyorum.
Öyküdeki kahraman gibi saatime bakýyorum. Ýkindi namazýný kýlmam gerektiðini tekrar tekrar kendime hatýrlatýyorum. Kýlmalýsýn hemen, derhal, vakit geçirmeden, diyorum. Tramvay duraðýnda indiðimde ilk camiye uðramalýyým, diyorum. Tekrar saate bakýyorum. Evet, vakit var, diyorum. Ama mutlak kýlmalýyým, diye ýsrarýma devam ediyorum. Öykü beni kendine o kadar çok baðlýyor ki, kahramanýnýn yaptýklarýný tekrar etmeye baþlýyorum.
Ama ben zaten namaz kýlýyorum, diyorum. Olsun geçirmemek gerektiðini, fýsýldýyorum içime.
Bu arada baþka bir öyküye baþlýyorum. Kýsa, öz ve içten, diyorum. Ne kadar tatlý, ne kadar sade, ne kadar yalýn, diyorum. Bu arada bir baþka duraktan hareket ettiðimizin farkýna varýyorum.
Gözlerim ineceðim yerin keþfine çýkýyor, tanýdýk iþaretler arýyor, geçip gitmek ve saatlerce yürümek istemediðimden bunu yapýyorum.
Ama beðenmediðim, ertesi dünya için hoþ olmayan, herkesin devekuþu misali davranýþlarýný görüyorum. Üzülüyorum. Yýkýlýyorum. Yýpranýyorum. Kýzýyorum. Ana babasý yok mu bunlarýn, hiç mi ahlak, edep, terbiye insanlýk kalmadý, diye sorularýmý çeþitlendiriyorum.
Cevaplarýný düþünmüyorum bile.
Sorular sorular sorular… Kafam allak bullak.
Sapsarý çýyan gibi bir genç erkek. Sakallarý da sarý hiç týraþ görmemiþinden. Teninin rengi de deðiþik sarý, çið sarý… Yanýnda kot pantolonlu, beli açýk, üzerinde daracýk badi giymiþ, yine yanýndaki erkek kadar sarý, hatta pis sarý renkte saçlarý, derisi, takýsý...
Sanki dünyada onlardan baþka kimse yaþamýyor, sadece onlar var. Hiç kimse onlarý görmüyor, onlar da kimseyi görmüyor, yoklar, yaþamýyorlar, ya da sadece onlar var koskoca tramvayda.
Kýz umarsýz. Kýz çevresine duyarsýz. Oðlanýn beline elini þak diye ses çýkararak vuruyor. Oðlan kolunu kýzýn omzuna atýyor kendine doðru çekiyor. Kýzýn kolunu sýkýþtýrýyor, cimbitliyor, etini sýkýþtýrýyor. Kýz oðlanýn kollarýnýn arasýna giriyor. Oðlan yüzlerce insanýn içinde kýzýn yüzüne eðiliyor, öpüyor…
Yerin dibine geçtiðimi düþünüyorum. Sanki buharlaþýyorum, yok oluyorum.
Kýzgýnlýðým o kadar artýyor ki, kalkýp uyarmak geliyor içimden. Bu kadarý da olmaz, diyorum. Bu kadar insanýn ortasýnda, diyorum. Bu kadar açýkta, diyorum. Bu kadar terbiyesizlik, diyorum. Pes doðrusu diyorum. Düþünüyorum.
Artýk kitabý da okumuyorum, býrakýyorum yan tarafýma. Kýzýyorum, kýzdýkça yine kýzýyorum.
Kýz dönüp baktýðýnda ben de yaptýklarýný yanlýþ olduðunu anlatmak istercesine gözlerine dik dik, öfkeyle, kýzgýnlýkla bakýyorum.
Alt dudaðýnýn altýnda bulunan parlak bir küpe -yok yok ona þimdilerde pirsing deniyor- sallanýyor. Tekrar tekrar o kýzgýnlýðýmý gösteren bakýþlarýma “Sen de kimsin demiyor, aldýrmýyor, aldýrýþ etmiyor, týnmýyor bile.”
Buna iyice bozuluyorum, içerliyorum. Tekrar kendime, topluma, insanlara, tramvaya bindiðime bile kýzýyorum. Bu kadarý da olmaz ki, toplumun bazý kurallarý var, ahlaký var, düzeni var, görgüsü var, âdeti var örfü var… diye söylenmeye devam ediyorum.
Bu kadarý da olmaz ki diyorum, bilmem kaçýncý defa. Sarmaþ dolaþ olunmaz ki, öpülmez ki, sarýlýp tuhaf davranýþlarda bulunulmaz ki…
Ayýp, günah, ahlaksýzlýk, terbiyesizlik kelimeleri kaçýncý defa sýra ve þeklini deðiþtirerek dilimden döküldü onu da hatýrlamýyorum.
Yaþlýlar var, gençler var, çocuklar var, kýzlar var, erkekler var, toplumun kurallarý var… Ama dikkate alýnmazsa, kendine düþen yapýlmazsa, kale alýnmazsa, hiçe sayýlýrsa, iplenmezse, týnlanmazsa; özgürlük budur denilirse, insanlarýn ahlaki deðerlerine önem verilmezse, saygýsýzlýk içindeki davranýþlarýn hiç birinin, hiç kimsenin hakký olmadýðý ortadayken ayan beyan, baþkalarýna, haklarýna, inançlarýna adetlerine saygýsýzlýk hak sayýlýrken toplumun nereye gittiði ciddi ciddi televizyon programlarýnda, açýk oturumlarda, panellerde, seminerlerde konuþulurken, gerçeklerle örtüþüp örtüþmediði, gençlerin ahlaki olmayan davranýþlarý hoyratça sergilenirken/yaþanýrken toplumun nereye gittiði konuþulmasýnýn anlamlýlýðý beni çýkmazlara alýp götürüyor.
Kabahatliyi sorguluyorum hemen. Cevap yine yok. Bulamadým. Bunaldým.
Bir anda kafam önüme düþtü. Kitabý elime aldým. Tekrar baktýðýmda gençler yerinde yoktu.
Arkadaþým Celal, bundan mustaripti. Þimdi onun ne kadar haklý olduðunu düþünüyorum.
Evet bu çocuklar bizimdi. Sahip çýkmalýydýk. Biz sahip çýkmazsak baþkalarý alýp götürürdü ertesi dünyalara.
Ama öte dünyanýn varlýðý inancý, bizi sorumlu kýlýyordu. Evet, ineceðim duraktaydým. Kafam karmakarýþýk. Yürüdüm. Camiye gidecektim.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Vuslat
umutlarýn bittiði yer
Bir Garip Yolcu
Sel
Honça
Komseri yolla
Çayýn Parasýnýý Ver

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küp Ýçinde Küp
Çerçi
Ay Tutulmasý
Ýhtiyaç Anýnda Kýrýnýz
Ocak
Sorgulama
Yað desen yað deðil
Konya Dönüþü
Son
Tartalým Abi!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ölüm [Þiir]
Özgür Çocukluðumuz [Þiir]


Duran Çetin kimdir?

1964 Konya doðumlu, öðretmenlik yapýyor. Hikaye ve roman çalýþmalarý devam ediyor. Yayýmlanan kitaplarý: 1. Bir Kucak Sevgi, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 2. Güller Solmasýn, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 3. Bir Adým Ötesi, Roman, Beka Yayýnlarý 4. Kýrmýzý Kardelenler, Öykü, Beka Yayýnlarý (2. baský) 5. Yolun Sonu, Roman, Beka Yayýnlarý 6. Portakal Kýzým, Roman, Beka Yayýnlarý, (2. baský) 7. Sana Bir Müjdem Var, Öykü, Beka Yayýnlarý 8. Gözlerdeki Mutluluk, Öykü, Beka Yayýnlarý 9. Toprak Gönüllüler Roman, Beka Yayýnlarý

Etkilendiði Yazarlar:
Ömer Lekesiz, Mustafa Kutlu, Necdet Ekici


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Duran Çetin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.