..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamdan korkmayýn çocuklar. Ýyi, doðru bir þey yaptýnýz mý yaþam öyle güzel ki. - Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > CANER TEK




6 Aðustos 2008
Biricik  
CANER TEK
Ümit, hayatýn en önemli parçasýdýr...


:BCCA:
Sýradan bir günün getirdiði rutin hayatýn devamýydý o günde. Sabahýn ilk ýþýklarý ile baþlayan yaþam koþuþturmasýnda o gün bir þeyler eksikti. Bir sýkýntý vardý insanlarýn üstünden atamadýklarý. Belki de yýllarca atamayacaklarý. Sabah mahmurluðudur diye düþünüyordu herkes. Ama bu farklýydý. Ýnsanlar çözemedikleri bu korkuyu içlerine atarak, sevdiklerine daha sýký sarýlarak, sanki daha görmeyecekmiþ gibi, sanki bir daha geri gelmeyecekmiþ gibi, kimseye hissettirmemecesine sarýlýp, öpüp iþlerine gittiler. Gün içinde defalarca aradýlar evlerini, sevdiklerini…
Korkuyu gün içinde bir türlü atamadýlar. Ýçlerindeki sýkýntý giderek büyüdü. Çalýþmanýn getirdiði yoðunluk da unutturamadý bu korkuyu. Gün ýþýðý bile farklý yansýyordu yeryüzüne. Doðanýn dengesi bir tuhaftý. Çiçekler boyunlarýný bükmüþ, güne bakanlar güneþi takip etmiyordu. Kuþlarýn huzursuzluðu uçmalarýndan belli idi. Delicesine bir oraya bir buraya gidiyorlardý. Kafasýný kaldýrýp göðe bakanlar ancak farkýna varýyordu bu dengesizliðin.
Akrep ve yelkovanýn yarýþý devam ediyordu, eskisine göre yavaþlamýþ bir þekilde. Ýlerleyen zaman içinde öðle saatlerine gelinmiþti. Kimse hala atamamýþtý üzerindeki aðýrlýðý ve huzursuzluðu. Bir nedeni olmalýydý. Akýl sýr ermeyen bir gündü bu gün. Hayat yine de devam ediyordu tüm hýzýyla, yavaþ ve sýkýntýlý olsa bile.
Uzaklardan gelen misafirler vardý. Onlar yer deðiþtirmenin verdiði bir sýkýntý diyorlardý içlerinden. Ama doðada bir deðiþim vardý. Gün ýþýðý biraz daha soluk gibiydi. Herhalde buralarýn özelliði olsa gerekti. Loþ bir odada yana ýþýk misali idi güneþten gelen aydýnlýk.
Çocuklar oyunlarýna hiç býkmadan devam edip günü yaþýyorlardý. Onlar için deðiþen bir þey yoktu. Her zaman ki gibi bir gündü iþte oyun peþinde koþulan.
Gün ilerledi…



Bu kasvet içinde sevdiðine, aþkýný haykýrmak istedi, onu ne kadar sevdiðini, kavuþtuðu güne þükrederek aradý aþkýný. Sesini duymak bile onu rahatlatacaktý.
Telefona uzandý aceleyle…
Aklýna kazýlý olan numaralarý hýzlýca çevirdi…
Karþýdaki telefonun çalma sesini duyuyordu. Daha da heyecanlandý. Bir an önce aþkýnýn sesini bekliyordu.
Telefonda gelen ses ile irkildi.
Nereden geliyordu bu ses, anlýk bir kararla bir müddet dinlemek istedi. Sanki cennetten geliyordu nazik, ince, insanýn içini kýyan …
Telefondan “ Alo… Alo, kimsiniz, cevap verir misiniz” ?
Dili tutulmuþtu sanki biraz önce sabýrsýz olan adam sesi dinliyordu, dili tutulmuþ, kelimeler çýkmýyordu dudaklarýnýn arasýndan. Bir an kendini topladý.
“ Aþkým mm” diye bildi sadece…
Her þey anlatýyordu sesinin tonu.
“ Sesini duymak sana bir daha seni çok sevdiðimi haykýrmak istedim,
Tanrýma þükürler olsun, seni bana baðýþladýðý güne, aþkým. Dünyanýn bu yanlýþlarý içinde tek sensin benim doðrum, SENÝ ÇOK AMA ÇOK SEVÝYORUM” dedi…
Telefonun diðer ucundan kýrýlgan, mutlu, titrek ve aðlamaklý bir þekilde
“Ben de, ben de seni seviyorum aþkým” dedikten sonra
“ Ne oldu bir aksilik mi var, bir þey mi oldu yoksa” diyerek korkusunu dile getirdi güzel kadýn.
Adam o günün kasveti içinde sevdiðinin cennetten gelen sesini duymak istemiþti sadece.
“ Hayýr, seni ve sesini özeldim, içimden bir anda seni aramak geldi, bir aksilik yok, seni özlüyorum, senden uzakken” dedi.
Genç kadýn, hoþuna giden bir ifade ile memnuniyetini bildirerek ayný ifadeleri genç adama söyledi.
Belki bu telefon konuþmalarý birçok defa tekrarlanmýþtý. Ama o gün biraz farklýydý nedense. O günün verdiði kasvettendi herhalde.
Adam telefonu kapattýktan sonra oturduðu koltuða sýrtýný dayadý. Ellerini boynunun arkasýna atarak, geçmiþi düþünmeye baþladý.
Ne zor yýllar geçmiþti sevdiðine kavuþana kadar. Yaþadýklarý zorluklarý düþündü. Her defasýnda tam kavuþtuk dediklerinde bile bir aksilik oldu hayatlarýnda. Tam 6 sene geçmiþti. Birbirlerine kavuþmak için bekleyerek. Ama iþte sonunda kendi hayatýndan bile daha çok sevdiði genç kadýna kavuþmuþtu adam.
Onu hiç yalnýz býrakmayacaktý.
Söz vermiþti.
Her þeyden daha deðerliydi çünkü.
Hayatýndan bile…
Böyle bir sevginin karþýsýnda ne durabilirdi ki zaten.



Genç kadýn evinde, gelen bu telefondan sonra çok daha mutlu ve huzurlu akþam kocasý geldiðinde onu daha da mutlu etmek için en güzel yemekleri hazýrlamaya koyuldu. Kocasýnýn sevdiði yemekleri yaptýktan sonra, duþa girdi. Duþuna aldý. En güzel kokularýný sürdü. Saçlarýný bir kuaför edasýyla en güzel þekli ile yaptý. Yatak odasýndaki aynanýn karþýna geçti, makyajýný tamamladý.
Salondaki yemek masasýný, itina ile hazýrladý. Özenle süsledi masayý. Mumlarý, þarap bardaklarý, desenli peçeteleri… Hazýrladýðý sanat eserine þöyle uzaktan bir baktý. Daha da mutlu oldu. Ýçinden þükretti bu günlerine. O da çok sýkýntýlar yaþamýþtý hayatý boyunca. Ailenin tek kýzý idi. El bebek gül bebek yetiþtirilmiþti. Tek çocuk olduðu için hayatýn acýlarýndan ailesi hep uzak tutmaya çalýþmýþ, ancak bu ona bir baský olarak yansýmýþtý. Daha sonralarý ailesinin yaþadýðý þansýzlýklarla o da payýný almýþtý hayattan.
Aþkýný bulduktan sonra çok mutluydu. Üniversiteyi bitirip bir müddet çalýþmýþtý. Ama bir türlü alýþamamýþtý çalýþma hayatýna. Belki ileride tekrar denerim diyerek evine döndü. Ýleri ki günlerde evinde özel ders vermeyi planlýyordu. Bilgi ve birikimlerini küçük beyinlere aktarmak istiyordu. En çok da çocuðunun olacaðý günleri hayal ediyordu. Dünyanýn en iyi annesi olacaktý. En büyük hayali buydu genç kadýnýn. Tüm bunlarý düþünürken, pencereye doðru yaklaþtý. Pencereden evin karþýsýndaki yolu seyretmeye baþladý.
Havadaki o sýkýcý kasvet hala devam ediyordu. Ýnsanlar yolda yürürken bile yüzlerinden okunuyordu. Evinin penceresinde seyredenken açýkça görülebiliyordu. Yoldan geçen araçlara bakýp, eþinin gelmesini bekliyordu.
Sokaðýn karþýsýndaki bakkalý seyrediyordu.
Ýçeri eli boþ girip dolu çýkanlar…
Seyyar satýcalar geçiyordu baðýrarak…
Çocuklar günün sonu yaklaþýrken okuldan yorgun evlerine dönüyordu.
Bir saat sonra hava kararacaktý. Kolundaki saatine baktý. Aþkýnýn eve gelmesine çok az kalmýþtý. Mutfaða doðru yöneldi. Hiçbir þey eksik olsun istemiyordu. Her þeyi tekrar kontrol etti. Memnuniyetle mutfaktan dýþarý çýktý, eksik bir þeyi yoktu. Salondaki üçlü koltuða oturdu, elbisesinin kýrýþmamasýna özen göstererek. Televizyonu açtý, kanallarda gezinmeye baþladý. Müzik, belgesel, haber programlarý derken eski bir Türk filmine takýldý. Ýçindeki sevginin ve aþkýn filmi seyrederken daha da canlandýðýný hissetti. Gözleri doldu filmdeki yaþananlara. Kendini koydu karakterlerin yerine seyrederken. Aþkýný arayan bir kadýndý artýk televizyon ekranýnda. Elinde olmadan gözlerinden yaþlar dökülüyordu, hiç farkýnda olmadan. Kendini televizyona iyice kaptýrmýþtý ki zilin sesi ile irkildi. Koþarak kapýya yöneldi. Kapýnýn yanýndaki elbiseliðin aynasýndan kendine baktý bir an, gözlerindeki yaþý gördü ve hýzla silmeye çalýþtý. Zil tekrar çaldý. Kapýyý heyecanla ve özlemle açtý.
Karþýsýnda duran aþkýnýn boynuna sarýldý bir anda. Ne olduðunu anlamadan. Sanki Türk filmi burada bitmiþ gibi. Adam þaþkýn ve biraz da korku ile bir þey mi oldu diye sordu genç kadýna. Gözlerindeki yaþý silerken.
“ Yok, yok bir þey”
“ Film seyrediyordum sadece, seni çok özlediðimi hissetim” dedi
Ve peþinden
“ Seni Çok Seviyorum” diyerek…
Genç adam üzerindeki þaþkýnlýðý atýp, aþkýna büyük bir sevgi ile sarýldý,
“ Bende, ben de Seni Çok Seviyorum Biricik” dedi. Ýçindeki büyük sevgiyi anlatamasa bile.
“ Ne kadar güzelsin bu akþam” dedi Biriciðin güzelliðine bakarak.
Genç Kadýn,
“ Sana bu akþam sürprizim var, hadi yemek hazýr, sen de hazýrlan gel” dedi. Genç adama.
Büyük bir merakla yatak odasýna gidip, üstünü deðiþtirdi, hazýrlandý.
Bir müddet sonra genç kadýnýn bulunduðu salona geldiðinde eþinin hazýrladýðý sanat eserini gördü. Yüzündeki mutluluk okunuyordu, eþine, aþkýna tekrar sarýldý,
“ Ne kadar güzel olmuþ” dedi gördükleri karþýsýnda dili tutulmuþ bir þekilde.
Genç kadýn biraz utangaç, biraz sevinçli beðendin mi dedikten sonra
“ Senin için hazýrladým, dilerim seversin” dedi ve sonra masaya oturdular.
Genç kadýnýn özenle hazýrladýðý birbirinden güzel ve lezzetli yemekleri yerken her biri gün içinde yaþadýklarýný anlattý sevdiðine.
Yemeðin sonuna doðru genç adam emin ve aðýr adýmlarda masadan kalkarak salonun diðer ucunda bulunan müzik setine doðru yöneldi. Düðünlerinde ilk danslarýný ettikleri müziði çalmasý için seti çalýþtýrdý. Ve aþkýna doðru elini uzattý sevgiyle.
Genç kadýn hiç tereddüt etmeden elini uzattý, o da sevgi ve aþkla, yanaðýný sevdiðinin göðsüne yasladý þarabýn verdiði keyifle. Genç adam sevdiðini kollarýnda seyrediyordu.
Okyanuslardan gelen esintinin ferahlýðýný, daðlardan esen rüzgârýn kokusunu alýyordu aþkýnýn teninde.
Gözlerinde yeþilin en derinini görüyordu.
Ýnci gibi itina ile dizilmiþ diþleri,
Kiraz dudaklarýný seyrediyordu.
Ellerini ipek saçlarýnýn arasýnda dolaþtýrýyordu.
Ve tüm bunlarý hissederken korkuyordu aslýnda. Bir gün, bir gün bir þey olursa sana, nasýl yaþarým düþüncesi içinde korkularýný körüklüyordu içinden. Anýn tadýný yaþamak için sevdiðini daha da çok kavradý kollarýnda. Hiç býrakmayacak gibi. Ýki beden tek vücut. Ne kadar çok seviyorlardý birbirlerini. Ýkisi de ayný düþünceler içinde dakikalarca anýn tadýný çýkararak dans ettiler. Ayaklarýnýn altýnda idi tüm dünya. Çok yukarýlardan seyrediyorlardý dünyayý. Beyaz bulutlarýn üstünde iki melek gibi uçarcasýna, mükemmel bir uyumla dans ettiler, dans ettiler.
Zaman, sanki onlar için durmuþtu, akmýyordu.
Müziðin sesinin bitmesi ile genç adam aþkýnýn kiraz dudaklarýna bir buse býraktý teþekkür ederek.
“ Beni bu kadar çok sevdiðin için, mutluluklarýn en güzelini yaþattýðýn için,
Aþkým, seni çok seviyorum, Allah’ým seni benden, beni senden hiç ayýrmasýn” dedi.
Genç kadýn üzerindeki tüm duygusallýkla ona ayný þekilde cevap verdi.
“ Hiç ama hiç” diyebildi sadece.
Aslýnda söylemek istediði ne kadar çok þey vardý. Ama dudaklarý kilitlenmiþ gibiydi. Titredi dudaklarý, birkaç kelime söylemek istedi. O anýn verdiði duygusallýkla hiçbir þey çýkmadý dudaklarýnýn arasýndan. Kelimeleri yan yana getirip söylemek istediði cümleleri söyleyemedi. Gözleri her þeyi anlatýyordu aþkýna. Çið düþmüþ gibi hafif ýslak bakýþlarla baktý, bir daha, bir daha…
Gözlerinden sevdiðinin kalbine inen bakýþlarla anlattý aþkýný.
Öylece býraktýlar her þeyi olduðu yerde. Artýk saatler ilerlemiþti. Yatak odalarýna geçtiler. Ne kadar güzel bir gece idi. Birbirlerine tekrar teþekkür edip, tenlerinin kokusunu hissederek, sarýlýp yattýlar.
O günün verdiði kasvet sevgileri ile yok olmuþtu. Aþklarýnýn verdiði huzurla, rüyalarýnda bile birbirlerini görerek uyuyorlardý…



Uykularýnýn en güzel saatlerinde yakaladý onlarý o uðursuz günün kasveti.
Yer, beþik gibi sallanýyordu.
Evin duvarlarýndan gelen acý çýðlýklar ile uyandýlar.
Allah’ým nasýl bir sesti bu.
Ýnsaný çýldýrtacak gibi çýðlýklar atýyordu doða.
Yer kopuyordu.
Ne olduðunu anlayamadýlar gelen seslerden, bir anlam vermiyorlardý uykunun verdiði sersemlikle. Duvarlar bir o yana bir bu yana sallanýyordu. Bir anda genç adam sevdiðine
“Kalk hadi aþkým, kalk, acele et” diyebildi sadece…
Büyük bir gürültü ile her þey yerle bir oldu aniden. Onlarý koruyan duvarlar artýk yerinde yoktu, onlarý sanki sonsuzluða götürecek araç olmuþlardý.
Sevdiðinin elini tuttu genç adam bir an.
Ve elinden kaydý gitti o büyük çýðlýklarla.
Çýkan sesler kulaklarý saðýr ederek, her þey yerle bir oldu bir anda.
Tüm yaþadýklarý gözünün önünden þöyle bir geçti genç adamýn, ama aþkýnýn yüzü hiç aklýndan gitmiyordu.
Son bir bakýþ, son bir öpücük kondurmak istedi, elinden kayýp giden aþkýna.
Ama o karanlýkta aþkýný ve kendini kaybetti, gözleri kapandý.



Genç adam sevdiði ile hala bulutlarýn üzerinde beyazlýklarýn içinde mutlulukla dans ediyordu, dünya ayaklarýnýn altýnda. Onu yýkýntýlarýn içinde bulunlar bir anlam veremediler. Genç adamýn yüzü gülüyordu. Yaþayýp yaþamadýðýný kontrol ettiler. Sevinçle, kurtarma ekibindeki diðer arkadaþlarýna haber verdiler. Bir kiþiye daha ulaþmýþlardý, canlý olarak. Ne büyük bir mutluluktu. Bir can daha kurtaracaklardý. Genç adamý uyandýrmak istediler. Ama uyanmak istemiyordu adam, sanki olanlarý biliyormuþ gibi. Gözleri kapalý hala sevdiði ile dans ediyordu.
Genç adamýn sevdiðinin yüzü kaybolmaya baþladý. Kendine geliyordu ama kendine gelmek istemiyordu. Artýk yoktu aþký kapalý gözlerinin önünde. Çaresiz, yavaþça açtý gözlerini. Kurtarma ekibindeki adam
“ Merhaba, hoþ geldin tekrar dünyaya” dedi. Sevinçle…
Genç adamýn aðzýndan sadece,
“ Biriciðim, aþkým” çýktý.
Ve bayýldý.
Gözünü açtýðýnda nerede olduðunu çözmeye çalýþtý.
Saðlýk çadýrýnýn içinde olduðunu bir müddet sonra anladý. Zorlanarak yerinden kalktý. Vücudunda ezikler vardý, onun dýþýnda hiçbir þeyi yoktu genç adamýn. Çadýrdan dýþarý çýktýðýnda her yerin yerle bir olduðunu gördü. Ýstemsiz gözlerinden yaþlar akmaya baþladý. Farkýnda bile deðildi. Birden kulaklarýna o hayatýnýn sonuna kadar unutmayacaðý çýðlýklar geldi, irkildi. Hýzlý adýmlarla bir görevli aramaya baþladý. Kurtarma ekibinden birine rastladý, nerede olduðunu buranýn neresi olduðunu öðrenmek istedi. Doðduðu, büyüdüðü yerin yabancýsý olmuþtu. Görevli genç adamý çadýrýna götürmek istedi ama ikna edemedi. Baþaramadý. Genç adamýn dudaklarýndan,
“ Biricik nerede, aþkým nerede” kelimelerinden baþka bir þey çýkmýyordu.



Bir müddet sonra genç adam nerede olduðunu öðrendi ve evinin, aþkýnýn olduðu yere doðru yöneldi. Yakýndý bulunduðu yere. Ama yön bulmak çok zordu, her yer yerle bir olmuþtu. Yýkýk binalardan seçerek evinin bulunduðu sokaða geldiðinde gözlerine inanamadý.
Oturduðu ev ortadan ikiye ayrýlmýþ bir yarýsý ayakta, bir yarýsý yýkýlmýþtý. Yatak odalarýnýn yarýsý duruyordu, bunu olduðu yerden görebildi, yaþlý gözlerle bakarken. Bu bölgede çalýþan kurtarma ekibini aradý. Kimse yoktu. Etraf kendi imkânlarý ile yakýnlarýný, oturduklarý binalarýn yýkýntýlarýnýn içinden kurtarmaya çalýþan insanlarla doluydu. Kimileri baðýrýyor, kimleri yardým istiyordu. Büyük bir karmaþa hâkimdi her yerde. Çaresizliðin hüküm sürdüðü bu cehennem de olmaktansa ölmek daha kolay geliyordu genç adama. O da yýkýntýlara doðru yöneldi. Zamandan haberi olmadan. Saat kaçtý, kaç gün olmuþtu. Ne kadar zamandýr uyuyordu. Hiçbir þey bilmiyordu. Ama bildiði tek þey Biriciðini oradan bulup çýkartmaktý. Tek ve en büyük arzusu buydu…
Saatlerce kendi baþýna, toz, toprak ve taþ yýðýnlarýný bir yerden bir yere attý. Ara sýra avazý çýktýðý kadar baðýrýyordu
“ Biricik, Biricik…” diyerek acý ve büyük bir üzüntü ile.
Bu sesi duyanlar, genç adamýn haykýrýþlarýndan ne kadar acý çektiðini anlayabiliyordu. Ayakta kalanlar sað salim yakýnlarýna ulaþmaya çalýþýrken hava kararmaya baþladý. Ama hala hiçbir þey yoktu. Sanki yer herkesi içine çekmiþti.
Ýnsanlar yardým çýðlýklarý atýyordu. Ama o kadar hazýrlýksýz yakalanýlmýþtý ki. Gecenin bir yarýsýnda, uykularýnda. Allah’ým ne büyük bir acýydý bu.
Tüm bu uðraþlar içinde genç adam yýkýntýlar arasýnda uðraþýyordu. Zaman kaybetmek istemiyordu. Bir an önce aþkýna Biriciðine kavuþmak için çabalýyordu. Gücünün tükenmeye baþladýðýný hissediyor ama pes etmemeye çalýþýyordu. Tüm acýlarýný unutmuþtu.
Bir an eline takýlan þeye dikkatlice baktý. Bir bez parçasý idi bu. Çekerek taþlarýn arasýndan aldý. Elindeki bez parçasýný inceledi ve isyanýný haykýrdý tüm dünyaya. Genç kadýnýn yemekte giydiði, yatarken üzerinden çýkardýðý en güzel elbiselerinden bir tanesi idi bu. Daha birkaç saat önce Biriciðin kollarýnda dans ederken giydiði elbise idi. Ýsyaný kat kat artarken, ümidi de gitgide azalýyordu. Týrnaklarý kan içinde idi. Neredeyse eti çýkmýþtý taþlarý kaldýrýrken týrnaklarýnýn. Bu nasýl bir güçtü nasýl bir acý idi hiçbirþey hissetmiyordu. Hýrsýný taþtan ve topraktan çýkarýrcasýna elinden bir gece yarýsý uçup giden Biriciðine ulaþmaya çalýþýyordu acýlarýný bir tarafa koyarak.
Yýllarca aklýnda hiç çýkmayacak sesleri duyuyordu etraftan, baðýrarak sesleniyorlardý,
“ Kimse Var mý, Kimse var mý?”
Hava kararmýþtý. Ama o karanlýkta kaybedecek zamaný yoktu genç adamýn, Biriciðinin kendisine ihtiyacý vardý. Bir an önce ona ulaþmalý, ona yardým etmeliydi. Karanlýk demeden kazýyordu yýkýntýlarý, tek baþýna, kararlý…



Çok zaman sonra yardým ekipleri ulaþmýþtý bölgeye. Çaresizlik içinde yakýnlarýný arayanlarý sakinleþtirip gruplar halinde daðýlýp, farklý yerlerde arama-kurtarma çalýþmalarýna baþladýlar. Onlar da en az yakýnlarý yýkýntýlarýn altýnda kalanlar kadar acý çekiyorlardý. Biraz uzakta tek baþýna yýkýntýlarýn içindeki adam dikkatlerini çekti gruplardan birinin. Acý ile ara sýra baðýrarak bir yakýnýný arýyordu. Yanýna yaklaþtýlar, adamýn hali içler acýsý idi. Seslendiler, duymadý. Ekipten birisi elini genç adamýn toz içinde kalmýþ omzuna dokundurdu. Genç adam yavaþça döndürdü acýlý yüzünü. Yüzü gözü toz toprak içindeydi. Gözleri yaþlý, insanýn içini acýtan bir edayla,
“ Yok, yok, yok… Biriciðim yok. Bulamýyorum. Elimden kayýp gitti. Aþkýmý kaybettim” dedi,
Gözlerinden yaþ boþalýrcasýna aðlayarak. Artýk gözlerinden akan yaþlar büyük bir nehrin kabarmasý gibi önünde durulamýyordu. Genç adamýn çaresizliði ve acýsý artýk dayanýlmaz bir hale gelmiþti. Ekiptekiler oraya toplandýlar. Bu acýyý paylaþarak yardým ediyorlardý. Kararan hava bu kararlý adamý durdurmaya yetmemiþti, bu kararlýlýk ekibe de yansýdý. Ufak bir ýþýk yardýmý ile yýkýntýlarý kaldýrmaya el birliði ile baþladýlar. Genç adamýn ellerinin halini görenlerin içi burkuluyordu ama kimse ona bir þey diyemiyordu. Yýkýntýlarý kaný ile kazýyordu adeta, Biriciðine bir an önce ulaþmak için. Küçük ýþýðýn yardýmý ile sabah kadar kazdýlar yýkýntýlarý. Ara sýra susup, tam bir sessizlik saðlayýp yýkýntýlarýn altýndan gelecek bir ses duymaya çalýþýyorlardý. Ve bunun üzerine,
“ Kimse var mý, kimse var mý? “ diye sesleniyorlardý.
Sabahýn ilk ýþýklarýna kadar devam etti bu amansýz mücadele. Artýk genç adamýnda hali kalmamýþ ama inat devam etmeye çalýþýyordu. Kimse ona “hadi biraz dinlen, ara ver, biz devam edelim” demeye cesaret edemiyordu. Genç adam devamlý,
“ Bekle biricik geliyoruz, seni almaya geliyoruz. Beni bu dünyada sensiz býrakma” diyordu.
Bir müddet sonra yorgunluktan ve halsizlikten oturduðu yere yýðýlýp kaldý. Kimse yerinden oynatmadý genç adamý. Ekipler hala Biriciðe ulaþmaya çalýþýyorlardý. Adýný bilmedikleri bu kadýna sesleniyorlardý,
“ Biricik, Biricik” diyerek.
Oysa bu ismi genç adam söylüyordu tek aþkýna.



Bölgeye gelen saðlýk ekipleri genç adamýn baygýn vücudunun yýðýlýp kaldýðý yerde ilk müdahalelerini yaptýlar. Parmaklarýnýn etleri sýyrýlmýþtý, taþý topraðý kazýmaktan. Belki de artýk ileride ellerini bir daha eskisi gibi kullanamayacaktý. Ama bunun hiçbir önemi yoktu onun için.
Bu ellerin arasýnda kayýp gitmiþti Biricik.
Ona ihanet etmiþti elleri.
Tutamamýþtý, hayata baðlayamamýþtý Biriciðini bu eller.
O zaman ne iþe yarardý ki artýk.

Zaman sabahtan çýkmýþ öðlene doðru yaklaþýrken ulaþtýlar o dünyalar güzeli genç kadýna. Cansýz bedenini yýkýntýlarýn altýndan çýkarýrken dünyalar güzeli yüzünü gördü ekipler. Genç adama hak verircesine onlarýnda gözlerinden yaþlar süzüldü, istemsizce. Gülüyordu Biricik. Yüzündeki mutluluk rahatlýkla okunuyordu.
Belliydi, hiç acý çekmemiþti. Huzurluydu. Bu dünyadan aþkýný býrakarak gittiði için üzgünde sadece. Saçlarý hala kývýr kývýr ipek gibiydi.
Tenindeki cennet kokusu her yeri sardý.
Yüzünde insaný rahatlatan bir huzur vardý.
Genç adam olduðu yerden zorlukla kalkarak aþkýnýn yanýna geldi.
Yýkýntýlarýn üzerine oturdu.
Bir müddet Biriciðini seyretti.
Elini ellerinin arasýna aldý.
Gözlerinden akan yaþlara aldýrmadan sarýldý aþkýna.
Kulaðýna bir þeyler fýsýldadý o sessizlikte…

“ Teþekkür ederim aþkým, bana yaþattýðýn her þeye, tüm güzelliklere.
Seni tanýdýðýmda doðdum, seni kaybettiðimde öldüm.
Tanrýdan en büyük dileðim odur ki en kýsa sürede yanýna geleceðim, sana söz veriyorum,
Seni Seviyorum. Seni Çok seviyorum” dedi.

Ve yavaþça olduðu yerden kucaðýna alýp bir bebek gibi büyük bir özen ve dikkatle sedyeye taþýdý Biriciðini.
Gözlerinde yaþ kalmamýþtý. Aðlýyordu, ama yaþ dökülmüyordu. Ýçinde kopan fýrtýnalarý dýþa vuramýyordu.
Biriciðini yalnýz býrakmadý. Tüm cansýz bedenlerin toplandýðý yere kadar onunla gitti. Binlerce cansýz bedenin arasýndaydý artýk Biriciði. Yanýndan hiç ayrýlmadý. Belki korkar diye düþünüyordu. Yanýndan ayrýlýrsa onu býraktýðýný düþünür diye öylece orada oturuyordu. Hiç konuþmadan. Aðzýndan dökülen kelimeler sadece ve sadece,
“ Bekle Biriciðim, yakýnda bende yanýna geleceðim”



Biriciðinin yanýnda beklerken yorgunluktan oracýkta sýzdý genç adam. Derin bir uykuya dalmýþtý. Rüyasýnda uzun, geniþ, sonsuz, kocaman bir çayýrda el ele koþuyorlardý Biricikle. Çok mutluydular.
Çimenler ve kýr çiçekleri ayaklarýnýn altýndaki halý gibiydi. Ayaklarý çýplak, topraðýn verdiði huzuru hissediyorlardý. Güneþ tepeden ýsýtýyordu, kuþlar neþe içinde þarkýlarýný söylerken. Büyük bir orkestranýn uyumu içinde doðanýn sesini dinliyorlardý el ele. Yorulup sýrt üstü yattýlar çimenlerin üzerine. Kelebekler dans ediyordu üstlerinde neþe ile.
Biriciðin sesini duydu kulaklarýnda
“ Seni çok seviyorum, bana verdiðin mutluklar için teþekkür ederim” diyen...
Genç adam yerde çimenlerin üstünde yatarken Biricik yavaþça kalktý yanýndan, hala elini tutuyordu. Ama ayný o uðursuz gecedeki gibi elinden kayýp gitti Biriciðin eli. Uzaklaþýyordu Biricik. Ona son kez baktý.
“ Seni çok seviyorum, keþke benden sana bir hediye verebilseydim, ama hep yanýnda olacaðým aþkým” dedi Biricik uzaklaþýrken.
Bir ýþýk huzmesi içinde kayboldu. Genç adam çimenlerin üzerinde öylece kalakalmýþtý. Hareket etmek istiyor ama hareket edemiyordu. Tüm vücudu kilitlenmiþ gibiydi. Dudaklarýndan son bir kaç kelime çýkmak istedi ama baþaramadý. Kaskatý kesilmiþti. O ýþýkla birlikte kaybolurken bir ses duydu. Ýrkilerek uyandý uyuduðu yerden.
Gözlerini açtýðýnda karþýsýnda dünyalar güzeli bir kýz çocuðu vardý.
Kirlenmiþ beyaz elbiseler içindeki çocuðun yaþlý gözlerinde bir an Biriciðini görür gibi oldu.
Derin yeþil gözleri vardý çocuðun.
Saçlarý ipek gibiydi tozla karýþýk.
Baðdaþ kurmuþ oturuyordu tam karþýsýnda.
Aðlayarak tam genç adamýn gözlerinin içine bakýyordu.
Bir þeyler anlatmak istercesine.
Genç adam yattýðý yerden doðruldu, çocuða yaklaþtý, gözlerinden akan yaþlarla birbirlerine sarýldýlar. Kaybettiklerini birbirlerinde arýyorlardý sanki.
Etrafa bakýnda genç adam kimseler yoktu.
Çocuða,
“Annen baban nerde” diye sordu, cevap alamadý. Elinden tutup etrafý dolaþtýlar, ama çocuðun hiçbir yakýnýný bulmadýlar.
Güvenlik görevlilerini aradý genç adam.
Ýlk gördüðü görevliye çocuðu göstererek ailesini aradýðý söyledi.
Görevli,
“ Yüzlerce çocuk var beyefendi, sahipsiz, ailesiz, kim olduðunu bilmediðimiz, siz sahip çýkan bu çocuða” dedi.
Genç adam kararsýz kaldý. Ne yapacaðýný bilemedi. Ama býrakamazdý çocuðu öylece, ulu orta.
Çocuðun dünyalar güzeli gözlerine baktý. Yere çömeldi, çocuðu tam karþýsýna aldý. Dudaklarýndan dökülen ilk kelime Biricik oldu. Çocuk þaþkýn, boþ gözlerle genç adama bakýyordu.
“Evet” dedi kendi kendine
“Biriciðin giderken bana býraktýðý emanetsin sen, bana verdiði hediyesin. Benim kýzýmsýn bundan sonra” dedi.

Yüzünü göðe doðru kaldýrdý. Gözlerini bulutlara dikti ve

“ Teþekkür ederim Biricik,
Kýzýmýza iyi bakacaðým,
Onu en iyi þekilde yetiþtirip, büyütüp öyle geleceðim yanýna,
Bekle beni Biriciðim,
Bekle beni aþkým” dedi
Gözleri yaþlarla dolu.



Kýzýn elinden tutup, yýkýntýlarýn arasýndan yeni, bilinmez bir geleceðe doðru yola koyuldu genç adam, küçük Biricik ile yeni bir hayata adým atarken…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Halilo
Keman Kutusu
Ayýþýðý
Bir Tüy Düþecek Ellerine


CANER TEK kimdir?

Hayatýn penceresinden farklý bir bakýþ ile kelimelere dökülerek yazýlan deneme ve öyküler.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © CANER TEK, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.