Her devrim yokolup gidiyor ve peþinden yalnýzca yeni bir bürokrasinin artýklarýný býrakýyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
Uyudu... Ýþte böyle bir hikayede bir adam aç ve susuz bir çölde gezerken, birbakmýþ karþýsýnda kocaman bir vaha. Önce serap gördüðünü zanneden bu adam koþarak yaklaþýr. Ve görür ki vahanýn ortasýnda üzeri nergislerle dolu bir göl var. Susuzluktan ölmek üzere olan adam son bir hamleyle gölün yanýna gelir, hasretle sudan bir yudum içmek üzereyken gölün tam ortasýnda bir adacýk olduðunu görür. Zaten kafasý iyice karýþmýþ olan bedevinin gönlü iyice merakla dolar. Dikkatlice baktýðýnda görür ki adacýk rengarenk çiceklerle doludur. O kadar güzelmiþ ki çicekler ve renkleri o kadar canlý ki... Bir an tüm susuzluðunun kaybolduðunu ve gönlünün bir arzuyla dolduðunu hissetmiþ. Ve adaya doðru yüzmeye baþlamýþ. Neyse bizim bedevi bata çýka, zar zor güç bela adacýða ulaþýr. Bedevi dediysek de hani gerçekten de bedevi, elleri nasýrlaþmýþ kabalaþmýþ, gece gündüz yol almaktan saçlarý birbirine girmiþ, bir oraya bir buraya rüzgar nereye gönderirse onu savrulmuþ hayatý boyunca. Ama gönlü bedevi deðilmiþ bu adamýn. Gönlü Ýran Þahý kadar zengin, Hayyam’ýn ki kadar zarif, Sadi kadar bilge imiþ... Ama ne gam kader onu çöllere göndermiþ iþte, yýldýzlarla arkadaþ etmiþ. Neyse efendim bizim bu bedevi o adacýkta bulunan envai çeþit çicekleri görünce kendinden geçmiþ. Koklamaya bile kýyamamýþ onlarý, o çicekten bu çiceðe menekþeden leylaklara gözü gönlü dolaþmýþ durmuþ o bahçede. Tam þaþkýnlýðý, berhevalýðý, serhoþluðu geçmek üzereyken ne görsün. O envai çeþit çiceklerin arasýnda güzeller güzeli bir peri kýzý yatmakta. Saçlarý menekþelerden bile daha narin, yanaklarý gelincikler gibi al al, boynu bir lale gibi zarif ve gururlu, gözleri gölün üzerindeki nergisler gibi, zülüfleri perçem perçem gözlerini perdelemekte. Bütün þaþkýnlýðýyla bu güzel kýzý seyre dalan, þu kýzgýn çölde birden hayal denizinin ortasýna düþen bedevinin gönlü yangýn yeri olur. O kadar tatlý uyuyordur ki nefes almaya dahi korkar. Yine de merakýna yenilir ve hemen yanýbaþýndaki papatyalardan birine yaklaþýverir. Der ki: - Söyleyin bana bu güzel kýz kimdir? Bu gönlümü yakan, beni benden alan, nasýrlaþmýþ ellerimden utanmama sebep olan bu zarif kýz kim? Papatya bedevinin gönlündeki sýzýyý görüp dile gelir: - Ey ordan oraya göçüp giden yolcu, ey gönlü yanmýþ ruhu tutuþmuþ bedevi. Görüyorum ki bilge ruhun, zarif gönlün bu gülün visaliyle yanýp tutuþmakta. Ama boþunadýr bu yanýþýn. O periler þahýnýn kýzýdýr, O þu gördüðün seni serhoþ eden bahçenin en güzel çiceðidir. Bizler hepimiz onun hizmetkarýyýz, O ’nun güzelliðinin bir parçasýyýz. Sen bu boþ hayelden vazgeç. Nice bülbüller onun aþkýyla tutuþtular ama visale eremediler. O bu bahçenin gülü, adý da Gülperi Hatundur. Sakýn ola onu uyandýrma yoksa gözlerinin esiri olursun. Ve misal aleminde kaybolursun. Visal ümitlerin büsbütün kaybolur. Bedevinin gönlüne düþen ateþ harlanýr iyice bu sözlerden sonra. Bir ümitsizlik çöker yüreðine. Bir ümit bir yol bulmak için ayrýlýr o adadan. Ülkeden ülkeye, bilgeden bilgeye dolaþýr durur. Kendisine bir yol gösterecek birini arar. Artýk ne yýldýzlar ne boþ çöller ne de daðlar sýðmaz olur gönlüne. Bir gün yolu bir þehre düþer. Gece daha çökmeden þehre girer ve ahaliden birine bu þehrin en bilgesi kimdir diye sorar. Derler ki bir âmâ kadýn vardýr, þehrin sultaný hep ona danýþýr sen de onun yanýna git. Gözlerinde bir ümitsizlik, yüreðinde bir ateþ var belli. Umarýz o senin derdine derman olur. Ve o kadýnýn yanýna doðru yol alýr. Ýçeri girer selam verir. - Ey padiþahlarýn sultanlarýn fikir danýþtýðý bilge benim bu derdime sen çare olursun ancak. Gözlerin cismaniyet alemine kapalý olsa da kalp gözün açýktýr. Ve bilirim ki derdimi sana anlatmama da gerek yoktur. Söyle benim bu derdimin bir çaresi var mýdýr? Visal için yanan bu ruhum huzura kavuþacak mýdýr? - Bilirim çok yollar katettin, daðlarý çölleri aþtýn, yabanilerle arkadaþlýk ettin, güneþi takip ettin bu sualin cevabý için. Ve görürüm ki gönlün bir bedevinin gönlünden daha zarif. Ömrün boyunca aradýðýn hazineyi buldun ama ona ulaþmak için daha çok yollarý aþman gerekmekte. Periler þahý amansýz bir hastalýða yakalandý. Kýzýný ancak Kaf Daðýnýn zirvesinde yaþayan Zümrüd-ü Anka kuþunun gözyaþýndan bir damla getirene verecek. Çünkü onun gözyaþý þifalýdýr. Senin derdinin çaresi budur. - Peki oraya gitmemin yolu nedir onu da söyle ey bilge hatun. - Þimdiye kadar oraya hiçkimse ulaþamadý. Birçok tehlikelerle doludur. Fakat bir kýsa yol bulunmakta. Kafdaðýnýn eteklerinde bir çeþme bulunmakta. Oradan akan sudan içen kimse zamanýnýn en büyük bilgesi olur. Ve bütün sihir bilgisine sahip olur. Fakat orayý koruyan bir kartal var. Eðer onu geçebilirsen kaf daðýna da ulaþabilirsin. Ve böylece âmâ kadýnýn yanýndan ayrýlýr. Þehrin limanýndan bir gemiye biner. Ve yolculuðu baþlar. Yolda bin türlü belayla karþýlaþýr, yabani hayvanlarla boðuþur. Fýrtýnalar atlatýr. Haramilerle arkadaþlýk eder. En sonunda kafdaðýnýn eteklerine ulaþýr. Çeþmenin baþýna geldiðinde kartal da koca kanatlarýný açarak onun yanýna gelir. Gözleri delercesine kalbine iþler. Ve orada dona kalýr. Sonra kartal konuþmaya baþlar: - Ey fýrtýnalar atlatan, haramilerle yol arkadaþlýðý yapan, bir nergis göz uðruna dünyalarý dolaþan yolcu görürüm ki sen iyi bir insana benziyorsun. Vazgeç bu sevdadan, benim vazifem burayý korumaktýr. - Bilirim fakat benim iþim seninle deðildir. Gönlüm bu derde düþeli huzur benim için bu dünyadan silinip gitti. Öyle ya da böyle emelime ulaþmak için yoluma devam edeceðim. Kartal bedevinin periþan haline acýr ve ona bir þans tanýmak ister. - Peki öyleyse sana bir sual soracðým eðer doðru cevabý verirsen emeline ulaþýrsýn. Eðer yanlýþ cevaplarsan artýk ruhun huzura kavuþur. Söyle bana þu topraðýn altýnda ve bu yerin üstünde en çok ne vardýr? Bedevi düþünmeye baþlar, nasýl cevap vereceðine bir türlü karar veremez. - Ey hamiyetli kartal zor bir sual ettin, fakat ben sana söyleyeyim; þu topraðýn altýnda en çok olan "piþmanlýktýr" ve üstünde de en çok insanoðlunun "hýrsý" bulunmaktadýr. - Senin bu bu bilgelik çeþmesinden içmene gerek yok. Sýrtýma atla ve seni Kafdaðýnýn zirvesine götüreyim. Ve böylece daðýn zirvesine çýkarlar. Zümrüd-ü Anka bedevinin periþan halini görünce gözünden bir damla yaþ düþer. O bir damlayý alýp hemen periler þahýnýn yanýna gelirler. Þah iyileþir ve bedeviyi huzuruna çaðýrýr. - Söyle bakalým benden dileðin nedir? Utana sýkýla padiþahýn gözlerine bakan bedevi en sonunda arzusunu söyler. Padiþah kýzýna döner: - Bahçemin en güzel çiceði sen de söyle düþünceni, gönlün ne ister? - Benim de gönlüm bu bedevidedir. Beni ilk gördüðünde içindeki ateþ benim gönlüme de düþtü. Fakat sizin rahatsýzlýðýnýz yüzünden gönlümün arzusuna cevap vermedim. Fakat o vazgeçmedi hiç, izin verirseniz muradýmdýr. Bunun üzerine periler ülkesinin þahý dört bir yana habercilerini çaðýrýr ve kýrk gün kýrk gece bir düðün yaparlar. Bir ömür mutlu bir þekilde yaþarlar. Bu hikaye de burada biter. Ýbrahim Yörük
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ýbrahim Yörük, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |