..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsan melek olsaydý dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Gökçe Ýspi




15 Temmuz 2002
Ýçimizdeki Odysseus  
Homeros'un Odysseia'sý Üzerine Bir Deneme...

Gökçe Ýspi


Ýnceleme, Homeros'un Odysseia'sýna Farklý Bir Gözle Bakmayý Amaçlýyor...


:CBHF:

Ýçimizdeki Odysseus


Odysseia þimdiye kadar belki de üzerinde en çok düþünülen ve hakkýnda en çok yorum yapýlan metin... Bir yol öyküsü anlatan bu metin psikanaliz gibi bir bilime kaynaklýk ettiði içinde ayrýca önem taþýyor. Bu yüzden Odysseia için -tüm diðer öyküleri dýþarýda tutarak- baþlý baþýna bir iç yolculuk öyküsü, bir kendini arayýþ (quest) öyküsü demek gayet mümkün. Bende bu sebepten Odysseia’ yý bireysel bir iç yolculuk olarak deðerlendirip, metin üzerinde Analitik Psikoloji ve Psikanalizi kullanarak bir okuma yapacaðým. Tüm metni bize miras kalmýþ bir rüya gibi düþünüp bir insanýn (aslýnda bir anlamda her insanýn) analizini yapmaya çalýþacaðým.
Aslýnda iþe sadece Yunan mitolojisi tarafýndan bakmadýðýmýzda Odysseia çok farklý görünmüyor. Çünkü bir çok mitolojiler arasýndaki bazý olay örgüleri büyük benzerlikler göstermekte. Hemen her mitolojide karþýmýza çýkan yaratýlýþ , tufan vb. öyküler var. Örneðin Çin mitolojisinde karþýmýza çýkan bir olguyu baþka bir mitolojide de bulmak mümkün... Tüm bunlar kolektif bilinçdýþý kavramýna mý götürüyor bizi? Acaba insanlarýn ortak bir bilinçdýþý var mý? Bende mitolojiden bahsettiðim bir yerde Jung’ dan ve onun kolektif bilinçdýþý kavramýndan, arketiplerinden , “personalarýndan ” bahsetmeden geçemeyeceðim.
Birçok toplumun mitolojilerinde benzer kavramlarýn kullanýlýyor olmasý çok önemli yerlere götürüyor bizi. Jung mitolojik öykülere, psikanaliz ve analitik psikoloji adýna çok önemli sorular soruyor. Örneðin “tufan” vb öykülerinin hemen her toplumun mitlerinde -bazen hiç deðiþmeden bazen de çok az bir form deðiþimi ile- karþýmýza çýkýyor olmasý sadece bir tesadüf mü? Bu inceleme içinde bu sorulara cevap veremeyeceðim belki ama... Deneyeceðim!..
Aslýnda konu sadece analitik psikolojiyi ilgilendiren türden deðil. Bir baþka bakýþ açýsý ile bu öykülerin önceleri “sadece” dilden dile aktarýldýðýný düþünürsek , konunun sadece “dil” anlamýnda bile derin anlamlarý olduðunu söyleyebiliriz. Lacan’ýn bakýþ açýsý ile bir okuma yapmak için Yunanca hakimiyetimin olmasý gerektiðini düþündüðüm için – ve ek olarak böyle bir hakimiyetimin olmadýðýný da bildiðim için-geniþ bir dilsel okuma ne yazýk ki yapamayacaðým. Ancak bazý noktalarda kýsýtlý bir þekilde de olsa dil açýsýndan inceleme yapmadan geçmek mümkün deðil.
Odysseia, bölümleri tek tek incelemeden de ,genel çerçeve de çok fazla þey söylüyor bize. Öykünün içindeki olaylara bir kadýnýn gözüyle bakalým ilk önce...

Odysseia kadýnlarý , Nazar ve Gerçek

Odysseia’daki kadýnlar “iktidar sahibi” kadýnlardýr. Tanrýçalar, anne imagolarý, güçlü – ve ek olarak güzellikte belki de rakipsiz- sevgililerdir. Genel olarak bu kadýnlarýn “bir kýsmýndan” kaçýlmasý gerekirken diðer bir kýsým kadýna ise ulaþmak en büyük “idealdir”. Odysseus’ un gemisinde kadýn yoktur. Bunu dönemin sosyal yapýsýna baðlamak mümkün olduðu gibi – çünkü demokrasinin ülkesinde yaþayan Yunan kadýnlarýnýn özgür olmadýklarýný biliyoruz- olaya baþka anlamlar yüklemekte mümkündür. Bence gemide kadýn olmamasý , kadýnlar açýsýndan büyük önemi olduðu varsayýlan “penis hasedi” açýsýndan son derece anlamlýdýr. Odysseia 6. bölümde bu hasetten doðacak nazardan * korunmak için ne yapýlmasý gerektiðini bize açýklayan bir parça bence özellikle anlamlý:

Tanrýsal Odysseus da onlara þöyle dedi:
“Kýzlar, hele söyle uzak durun benden,
omuzlarýmý yýkarým ben kendim,
denizin kirini atarým üzerimden,
sonra ovunurum verdiðiniz yaðla.
Çoktan yað görmedi, ovulmadý derim.
Ama utanýrým, sizin önünüzde yýkanamam,
Görünemem güzel örgülü kýzlara çýrýlçýplak.”

Bu dönem içinde Odysseus gibi ölümlülerin en yücesi olan bir adamýn “omuzlarýnýn” gözükmesinden utanmasý biraz tuhaf... Burada açýk bir cinsellik imasý sevdiðim için, karþýsýnda duran bir sürü kadýnýn nazarýndan kaçmasýnýn söz konusu olduðunu düþünüyorum. Gemide hiç kadýn olmamasýnýn sebebi de “erkek iþi” olan bu seferde kadýn nazarýndan korunmak olabilir. ( Gemilerde kadýn taþýmanýn uðursuz olmasý da buraya baðlanabilir.) 10. bölümdeki konuþma ise “penis hasedini” sadece kadýnlarýn duymadýðýný, bunun erkek bakýþýnda belki de kadýnlardan daha fazla yer tuttuðunu ispatlar gibi. ( Erkek çocuðun, babanýn penisine karþý duyduðu haset gibi)

Þöyle diyorlardý birbirlerine göz ede ede:
-Vay dinini, herkesten nasýlda sevgi saygý görür bu adam,
kimin kentine, kimin topraðýna giderse gitsin!
Doyurmalýk diye bir çok armaðan almadý mý Troya ’dan?
Bizde onunla ayný yolu aþtýk , elimize geçen ne?
Ýþte ellerimiz boþ dönüyoruz evimize þimdi.
Dostluðunu kazanmak için Ailos neler verdi kim bilir,
Haydi gelin bir bakalým neymiþ bunlar,
Bakalým tulumda altýn ne kadar, gümüþ ne kadar!
Onlarda böyle konuþtu ve bu düþünce yedi onlarý,
Çözdüler tulumu , fýrladý dýþarý tekmil rüzgarlar,
Kopan fýrtýna sürdü bizi açýk denizde,
Çok uzaklara sürdü baba topraðýndan,
Arkadaþlar çýðrýþmaya baþladý ama iþ iþten geçmiþti!

Görüldüðü gibi “iktidar sembolü” olan tuluma ilgi büyük... Ama tüm bunlarýn bir rüya olduðu kabul edilirse, babanýn iktidar sembolüne duyulan istediðin bilinçdýþýnda nasýl bir “suçluluk duygusu” yarattýðý ve bu “vicdan azabýndan” kurtulmak için kendini nasýl cezalandýrdýðý daha fark edilir duruma geliyor!
Aslýnda Yunan mitlerinin kahramanlarýnýn genel bir karakteristiði var( özellikle erkek kahramanlarda karþýlaþtýðýmýz bir özellik diyebiliriz buna). Kahramanlar belli bir konuda mükemmelleþme hayali kuruyorlar. Örneðin, çok iyi savaþmak, çok akýllý olmak vs. ( Arete isteði!) Bu isteði elde ettiði anda kahramanlar aþýrý bir gurura kapýlmaktan kendilerini alýkoyamýyorlar (Hubris) ve bu noktada paniðe kapýlýp, olanlarý hazmedemeyip yanlýþ ister yapýyorlar (Ate). Elbette ki bu zincir tanrýlar tarafýndan cezalandýrýlma ile tamamlanýyor.( Nemesis) Odysseia’ nýn tamamýnýn psikanalize tabi tutulan bir rüya olduðunu düþünürsek, hemen hemen bütün öykülerde “babanýn adýna” ve “iktidarýna” haset edildiðinde mekanizmanýn benzer þekilde iþlediði ve “kendini cezalandýrarak” vicdan azabýný defetme çabasýnýn devreye girdiðini söyleyebiliriz. Bu arete ( bir konuda mükemmele ulaþma isteði) sadece erkekler için geçerli olan bir istek deðildir ebetteki. Odysseia ’nýn kadýnlarýnýn hemen hepsinin genel karakteristiði bir konuda areteye ulaþmýþ olmalarýdýr. Athena savaþta, Penelopia sabýrda vs. Ayný þekilde Ýlyada da “en güzel” olma kavgasýnýn sonuçlanmasýný saðlayan ödül, kahramana ölümlülerin arasýndaki “en güzel” kadýný verme teklifidir, en güzel kadýn , güzellik aretesine –hatta baþka bir deðiþle iktidara sahip- kadýndýr (Helena).
Arete isteði hem kadýnlar hem erkekler için “penis hasedi” ile eþleþtirilebilir anlama sahiptir. Bu hasedin yarattýðý bakýþ olan “nazar” daha bir çok yerde tekrar tekrar karþýmýza çýkar: Bakýþýn öneminden bahsedilen bir nokta da 9. Bölümde geçen bir diyalogdan bahsetmek gerekiyor. Nazar kavramýn ayaklý temsili olan Tepegöz, tek bir gözü olan bir devdir. Odysseus ve arkadaþlarý Tepegöze ait olan maðaraya girip , ona ait yiyecekleri yedikleri için Tepegözü kýzdýrýrlar. Tepegöz Odysseus’ un arkadaþlarýný teker teker yemeðe baþlar. Odysseus, Tepegözü alt etmek için Ona bol miktarda þarap içirir. Gözü kararan, baþka bir deðiþle nazar iþlevini yerine getiremeyen Tepegöz sýzýp kalýr. Bu fýrsatý deðerlendiren Odysseus ateþte ýsýttýðý kazýðý Tepegözün gözüne saplar. Ve öykünün devamýnda zayiat verseler de , çoðu kurtulur. Bu eylemin tam bir iðdiþ etme iþlemi olduðu aþikar. Üstelik bu noktada bir “vagina dentata”* gibi Odysseus ve arkadaþlarýný içine hapseden maðara da unutulmamasý gereken bir nokta. “Gerçek”in nazarý büyük tehlikedir. Ve bundan kurtulmak gerekir. Ancak “gerçek” hiçbir zaman tam olarak yok olmaz. Sadece biz onun bize olan “bakýþýný” engelleyebiliriz. Varlýðýný deðil! Aslýnda bu öyküde nazarý temsil eden ve gerçeðin bakýþýndan korkan sadece Odysseus ve arkadaþlarý deðildir. Tek göze sahip birinin, kendi evinde birçok “bakýþa maruz kalmasý” da en az diðeri kadar tedirgin edicidir. Burada nazar çift taraflýdýr. Odysseus ve arkadaþlarý için Tepegöz ne ise, Tepegöz için Odysseus ve arkadaþlarý da odur. Baþta Tepegöz ’ün avantajlý durumda olmasýnýn sebebi “nazarýn” edenin kendi olmasýdýr. Ancak devamýnda gözü görmez ve nazar edilen taraf olduðu için “gerçek” ile yüzleþir. Zaten öykünün daha baþlarýnda geçen bir diyalog iki tarafýnda birbiri için “gerçeði” temsil ettiðini daha net açýklamaktadýr. Tepegöz Odysseus ’a adýný sorar. Cevap þöyledir:

-Peki diyeyim sana tepegöz, bana verilen adý,
ama sen tut sözünü, ver bana armaðaný.
Benim adým Hiçkimse* , beni böyle çaðýrýr anam, babam ve bütün arkadaþlarým.

Hiçkimse; olmayan, tarif edilemeyen bir þey... Ve gerçekte korkutan bu tarif edilemeyen þeyin bakýþýndan zarar görme korkusu. Hatta tam tarifi ile “ölümün” korkusu. Odysseus “gerçeði” görmek için gideceði yer Hades’ tir. Hades ’e vardýðýnda öðrendiði önemli bir þey vardýr:

Birde baktým, geçmiþ göçmüþ anamýn ruhu çýkageldi,
Ulu yürekli Autolyus’un kýzý Antikleia’nýn ruhu,
Oysa kutsal Ýlyon’a giderken sað býrakmýþtým onu,
Görünce bir acýdým, bir aðladým, ama ne kadar büyük olursa olsun benim acým,
Gene býrakmadým öne geçsin, yanaþsýn kana,
Theiresias sorularýma karþýlýk verene dek.


Anne ile “gerçeðin” ya da “ölümün” mekanýnda karþýlaþmakta çok anlamlý, çünkü bilinçdýþýnda istenen “anneye dönüþ arzusu” ancak dünya ile kurulan baðý koparma ile , yani ölüm ile mümkün. Anne ile olan baðýn kopmasý ise kolay mümkün olan bir þey deðil. Odysseia’ da anne imagosu olan karakterleri biraz inceleyelim. Kendisine “çaðýran anne” bir çok yerde farklý formlarda çýkýyor karþýmýza. Kalypso Odysseus’un evine dönmesini bir süre için engelliyor. Burada Kalypso ile Odysseus arasýndaki diyaloga deðinmek gerekiyor.

Yüce Tanrýça, baðýþla beni,
Ben bütün bunlarý bilmez deðilim,
Hem boyda posta , hem güzellikten yana
Ulu Penelopeia hiç kalýr senin karþýnda.
Ne de olsa bir ölümlüdür o ,
Senin içinse ne yaþlanmak var ne ölüm.
Neyleyeyim ki gece gündüz onda aklým, tek istediðim þey, görmek sýla gününü.
Gene de acý çektirecekse ölümsüzlerden biri


Þarap rengi denizin üstünde bana,
Ne yapayým, o acýya da katlanacaðým,
Göðsümdeki yürek öylesine dayanýklý.
Neler çekmiþ, nelere göðüs germiþim
Denizlerde, savaþlarda bundan önce.
Hazýrým bundan sonra gelecek acýlara da.

Kalypso’nun annenin temsili olarak gösterilmesi boþuna deðil. Kalypso Yunanca “saklamak, gizlemek anlamýna gelen kalyptein fiilinden türeme”*
Odysseus’u bir süre için elinde tutmayý baþaran, eve dönüþünü uzatan bir diðer kadýn ise Kirkedir. Hem Kalypso ve Kirke tipik “Ana tanrýça” özellikleri taþýr.* Bu iki tanrýçanýn Kybele’nin farklý tasvirleri olabileceðine düþünülmekte. Ana Tanrýçanýn fiziksel tasvirleri “oturmuþ durumda, kalýn kalçalý, göbekli, dolgun memeli bir tanrýça, kollarýnda çok daha ufak boyda bir erkek figürü taþýmakta. Bu erkek figür göðsüne yapýþmýþ, üstüne týrmanmýþ gibidir. Bu erkek tanrýçanýn hem çocuðu hem sevgilisidir” * Anneye geri dönme isteði elbette ki anneye sevgili olmakla mümkündür. Anneye sevgili olunduðunda karþýlaþýlacak þey ise “ölümdür”! Odysseus’ un karþýlaþtýðý bu iki kadýndan bu derece þiddetle kaçmasýnýn sebebi aslýnda “ölümden kaçmak” içindir. Yolda anneden gelen en çekici çaðrý bir baþka anne imagosu ise Syrenlerdir. Syrenler “tatlý sesleri” ile kendilerine çaðýrýrlar. Bu sesi duyanýn karþý koymasý çok zordur. Odysseus arkadaþlarýnýn kulaklarýný kapattýrýr ama kendisini geminin direðine baðlatýr. Çünkü asýl zafer annenin çaðrýsýný duyup buna karþý koymaktan geçer. Bu çaðrýyý duyar ama baðlý olduðu için yanlarýna gidemez. Böylece anne imagosundan uzak kalýnýr. Odysseus ölümden, çeldirici kadýnlardan kaçmayý baþarýr.
     Yolculuk öykülerine arketip olan Odysseia ’da Odysseus evini döndüðü gibi bulmaz! Bir çok talip karýsý ile evlenmek istemektedir.



Odysseus’un “Ýsim” Sorunsalý ve Personalarý

Odysseia’da kendisine büyük anlamlar yükleyen bir baþka konu Odysseus’ un ismi üzerinedir. Olay örgüsü içinde birçok kez Odysseus ’a ismi sorulur. Ve Odysseus kelimelerin anlamlarý ile oynayarak birçok anlam yaratýr. Tepegöz ile
ilgili söylediklerimizi hatýrlarsak Odysseus ’un “Hiçkimse” kelimesi üzerine yaptýðý kelime oyunu ile hayatýný nasýl kurtardýðýný da hatýrlarýz...
Odysseus Phaliaklar ülkesinde de ayný yöntemi uygular ve sahte bir kimlik kullanýr. Ülkeye geldiðinde bir dilenciyi andýrmaktadýr ama daha sonra gerçek ortaya çýkar.
Eve döndüðünde de isminin Odysseus olduðunu ispatlamak zorundadýr. Penelopia karþýsýnda gördüðü dilenci kýlýklý adamý kocasýna benzetemez...

Önce þunu sormak isterim sana, konuðum
Adýn ne, nereli ve kimlerdensin, anan baban kim?

Odysseus kelimelere yüklediði “yeni ve farklý” anlamlarla birçok sorunun altýndan kalkmayý baþarýr. Karýsýnýn talipleri karþýsýna da dilenciye benzer bir kýlýkla çýkar ve herkesi alt eder. Odysseus kullandýðý bu “personalar” ile gizlenmeyi ve rakiplerini yener. Personalar , gündelik hayat içince kullandýðýmýz maskelerdir. Hatta savunma mekanizmalarýmýzdýr. Birçok þeyi bunlarýn arkasýna gizleriz. Odysseus kelimelerden maskeler yaratýyor ve kendini bu þekilde savunuyor. Tepegöze karþý tam bir yansýtma metodu ile onun en korktuðu þeye “nazara” dönüþüyor. Karýsýnýn gerçek aþkýný öðrenmek için taliplerden biri olamayacak bir kýlýða bürünüyor.

Odysseus’ u Arayan Telemakhos
Bunca þey söyledikten sonra tekrar Odysseia ’nýn en baþýna gitmek gerekiyor. Telemakhos neden annesinin taliplerine karþý bu kadar büyük bir kin yüklü? Ya da neden kendi alt etmeye çalýþmýyor da “babanýn kendisine” böyle büyük bir ihtiyaç duyuyor. Aslýnda daha “babanýn adý” ile baþa çýkamamýþ bir insan var karþýmýzda. Bu noktada annenin çaðrýsýna da karþý koyabilmesini beklemekte anlamsýz. Baba Odysseus’ un annenin çaðrýlarýna bu kadar çok kez hayýr demesi, oðul Telemakhos için geçerli bir durum deðil.


Kaynakça

Odysseia, Homeros, Can Yayýnlarý ( Yazý içindeki Odysseia parçalar Azra Erhat’ýn çevirisini yaptýðý bu kitaptan alýntýdýr.)

Mitolojiler Sözlüðü, Dost Yayýnlarý

Dünya Mitolojisi ve Büyük Destan ve Söylenceler Ansiklopedisi, Donna Rosenberg
Ýmge Kitabevi

Mitoloji Sözlüðü, Azra Erhat, Remzi Kitabevi,



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Gökçe Ýspi kimdir?

"Altyazý" aylýk sinema dergisinin "haberler" editörü, "Sinema" dergisinin sürekli olmayan "yazarý"


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Gökçe Ýspi, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.