Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
LÜTFÜ DEVELÝ (LUTUF VELÝ) 'nin ESERLERÝ ÜZERÝNE Abdullah Çaðrý ELGÜN cagrielgun@hotmail.com Lutuf Veli çok yazan bir sanat yolcusu. Bununla birlikte yazdýklarý þiir ve yazýlarýn çoðunda imlâ ve noktalama kurallarýný uygulamada çok büyük yanlýþlýklar var. Bu durum mýsra ve cümlelerin anlaþýlmasýný zorlaþtýrdýðý gibi Türkçenin kurallarýný eksiksiz uygulama konusunda da eksiklikler meydana getirmektedir. Çok yazmak elbette güzel ve önemli bir husustur; ama yazýlan yazýlar yanlýþsýz olmalý ve o eseri okuyanlar okuduðunu anlamalý, anladýðýndan mânâlar çýkarabilmelidir. Bir Fransýz yazarý: "Yirmi bin yýl sonra okunmayacaðýmý bilseydim, elime kalemi almazdým." diyor. Canlý bir varlýk olan dilin, devamlý olarak geliþme ve deðiþmesi, bazý harflerin yetersizliði veya çift fonksiyonlu oluþu, fonetik deðiþkenlik, dile yabancý kelimelerin girmesi, serbest alýþkanlýklar gibi görüntüler, imlâmýzda bazý çeþitliliklere sebep olmaktadýr; ancak Türk imlâsý sýk sýk deðiþmesi gereken bir sistem deðildir. Kaçýnýlmaz farklýlýklarýn dýþýnda imlâda birlik saðlanabilmesi için ISRARLA KURALLARA UYULMASI ÞARTTIR. Millet olarak kalmak, zamana ve asýrlara karþý koymak, Türk dilinin gelecek kuþaklara bozulmadan ve yozlaþmadan taþýnabilmesi imlâdaki birliktelik ile mümkündür. Ýmlâdaki birliktelik millî güvenlikte, millî savunmadaki birlikteliktir. Lutuf Veli'nin aþaðýdaki þiirlerinde: "Ýki Yüzlü"; alem, "âlem" sözleri, birincisinde sembol, minaredeki ay; ikincisinde dünya, evren, acun, evren, elgün gibi anlamlar ifade ediyor. Birinci sözü ikinci yerine, ikinci sözü de "âlem" birincinin yerine kullanamazsýnýz. Þiirde geçen vaveyla "vâveylâ,", aðlayýþ, çýðlýk, …vb anlamlar ifade ediyor. Uzatma iþaret, olmadýðýnda bu mânâlarýnýn dýþýna çýkýlýyor. Þurada da babanýn kýz kardeþi demek olan "hala" ile; devam eden zaman, an anlamlarýna gelen kelime "hâlâ", birbirleriyle karýþtýrýlmýþtýr. Böyle olunca mýsrada anlatmak istediklerimiz de bizim anlatmak istediðimiz gibi deðil; cümle içindeki kelimelerin anlattýðý gibi anlaþýldýðýndan, anlam kargaþasý ve anlatým bozukluðu meydana getirmektedir. "Ey aþklarýn eyyamý þehri hüzün"; "Bir Halin Resmi" Þiir (Uykuda tüm alem, "âlem", "Onu da bir anne doðurdu, vardý annesi þimdi" þiir az sözle çok þey ifade etmek için söylenir. Tekrarlar ise þiirdeki anlamý kuvvetlendirecekse yapýlmalý. Söylenilen bu mýsradaki tekrar ise bu söylediklerimizden hiç birine uymuyor. Bu mýsrada bu tekrar anlaþýlmýyor. Þiirin anlatýmdaki tekrarlar ve bu tekrarlardaki çeliþkiler þiiri okuyaný tatmin etmek yerine kafasýnda soru iþaretleri býrakýyor. "Þair ne söylemek istiyor?.." diye düþündürüyor. "Keþkelerle örülmüþ bir yanmýþlýk, yitmiþlik kalabalýklar içinde" "yanmýþlýk, yitmiþlik" yanlýþ olarak ve çeliþkili kullanýlmýþ. Bu mýsrada anlatýlmak istenen tam olarak söylenmiþ, bitirilmiþ; fakat buna þair kendisi de inanmamýþ olmalý ki arkasýndan bir söz daha söylenmiþ: "kalabalýklar içinde" denerek cümle tamamlanmaða çalýþýlýyor. Bu da þiiri güçlendirmek yerine zayýflatýyor. Sonlandýrma da yanlýþ bir deyim söylenerek bitiriliyor."yanmak, yitmek" böyle bir kullanýlýþ halk arasýnda: "yanmak yýkýlmak; yanmak kül olmak, yanýp tütmek…vb" olabilir; ama söz bittiðinde bile söze inanýlmadýðý için, tekrar baþa dönülmüþ ve anlatýma yeni söz ile destek verilmek istenmiþtir. "Üstadým Þair Halil Karabulut`a Ýthaf Olunur" þiirinde þair, serbest vezinden ziyade hece vezninde yazmaða devam eder ise baþarýlý olacaðý ve zirveleri bu yolda aþacaðý izlenimi vermektedir. Bu þiir, eksikliklerinin yanýnda halk aþýklýk geleneðinin özelliklerini ve güzelliklerini taþýmaktadýr. Halk aþýklarý on birli hece vezni ile yazdýðýnda 3+3+4= 11'li veya 6+6=11'li duraklý Hece Vezni ile þiir söylüyorlardý. Halk Edebiyatýnýn yedili, sekizli, on birli ve Ýslâmiyet Öncesi Türk Edebiyatýnda da on ikili duraklý kalýplarýn kullanýldýðý; Cumhuriyet Türkiye'sinde Aruz Vezni, Hece Vezni ve Serbest Veznin de denendiðini görüyoruz. Lutuf Veli'nin þiirlerinde de "Hece Ölçüsü ve Serbest Tarz" ile þiir söylediðini görüyoruz. Þair Lutuf Veli, "Üstadým Þair Halil Karabulut`a Ýthaf Olunur" þiirinde teknik ve imlâ hatalarýný bir tarafa býrakýrsak halk aþýklarýnýn irticalen, yani hemen oracýkta ve kolayca söyleyiþi gibi kolay, rahat, sade, açýk ve tutarlý bir söyleyiþ hakimdir. Demek ki þair bu yolda devam eder ise bu konuda oldukça baþarýlý sayýlabilecektir. Aþaðýdaki örnek bu deyiþlerimizi belgelendirmektedir: "Demiþsin, azaldý lambanýn gazý. 11 Sen baharý yaþa, biz de ayazý. 11 Þöyle çýk, seyreyle, dur bazý bazý. 11 Gidenlerin yolu, ýrak bilesin. 11 " Þairin çalakalem yazmasý, sýk aralýklarla ve çok yazmak için yarýþmasýna kimsenin bir þey diyeceði olamaz. Þüphesiz!.. Bu acelecilik ise çalakalem yazýlan eserlerdeki cümle kuruluþlarýnda hataya sebep olmakta, þiirde kafiye bulmayý zorlaþtýrmakta ve þiirde hece sayýlarý denkleþtirilememektedir. Bundan dolayý kimi heceler eksik olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Bu ise þairin sanatýný ve yazýlan þiirin kalitesini gölgelemektedir. "Bir ömrü sýðdýrdýn ya bir dizeye. 11 Neler söylemiþsin dünde, tazeye. 11 Þarabýn tadýnda sunduðun bize ya. 12 Masamýz dünden de çorak bilesin. 11 " Ýmlâda ve noktalamada ise hiçbir dikkat söz konusu deðildir. Bu durum, þairin þiirlerinde kullandýðý sözlerin yanlýþ anlaþýlmasýna sebebiyet vermektedir. "Hala onunla, onun`çin yaþarsýn."(Bibi, Hala; onunla onun için yazarsýn?!..) yanlýþý, "Hâlâ onunla, onun'çin yazarsýn" þekliyle düzeltilebilir. Yine bu þiirde "için" sözü ölçüye uydurmak için "onun'çin" yazýlmýþtýr. Halk aþýklarýnda bu çok olmasa da zorda kalan aþýklar, hemen bir yolunu bulup þiiri bu tür düzeltmelerle hece fazlalýðýndan kurtarýp þiirlerinin kýymet kaybetmelerine engel olmuþlardýr. "Böyl'uzayýp gitmek" "e" sesi bilerek ve heceye uydurmak amacýyla düþürülmüþ". Sözün aslý: böyle uzayýp gitmek; Karac'oðlan, burada da "a" sesi düþürülmüþ. Sözün aslý: Karacaoðlan; "Acep þu yerde varm'ola?" "ý" sesi düþürülmüþ. Sözün aslý: "Acep þu yerde var mý ola?" gibi. Lutuf Veli de bu tür bir fazlalýðý hemen görmüþ ve anýnda müdahale edebilmiþtir; fakat ayný þiirde imlâyý düzeltmeyi baþaramamýþtýr. "Kýblen bildin bir mezarý koþarsýn. Hala onunla, onun`çin yaþarsýn. Saza deðil belki, söze düþersin. Gitme , yolun sonu firak bilesin. Lambanýn gazý azalsa, bitse de. 11 Ocaðýn seyrelse, seyrek tütse de. 11 Vaktin saatin gelip yetse de. 10 Lutuf veli sana çýrak bilesin... 11 " Son dörtlükte þair, þiirindeki baþlangýçta gösterdiði baþarýyý tamamen kaybetmiþtir. Bu dörtlükte þiir daralmýþ, kafiye bulma ve onu gereði gibi yerleþtirme güçleþmiþ ve hecelerde eksikliklere varan zorlamalar meydana gelmiþtir. Ayrýca Ýmlâ ve noktalama konusunda çok büyük yanlýþlýk ve hataya düþerek kendi soy ismini dahi küçük harfle yazma aceleciðine düþmüþtür. Yahya Kemal þiir için bir yazýsýnda: "Yazdýðým þiirlerin üzerinden bazan on yýl onbeþ yýl geçer. Ona bir kelime ilave etmek için o kadar beklerim. Sonra o kelimeyi oraya korum." Evet! O kadar olmasa da þiir bazen zaman ister, derinlemesine düþünmek, ister. Bazan da hemen gelir, apar topar söylersin; ama þiirde edebî bir güzellik hasýl olur. Onun için þiirin kývamýný beklemek gereklidir inancýný taþýmaktayým. "Ney`in Uykusunda" adlý þiirde hece eksikliði küçük bir hata hemen göze batmakta ve usta þairleri inciten bir aldýrmazlýk þiire ve þaire de haklý olarak kara bir leke gibi yapýþmaktadýr. "Toprak kýzýl yaprak sarý. 4+4=8 Sevmiyorum baharlarý. 4+4=8 Çýkýnca daha yukarý, 4+4=8 Maviler çalar sarý. 4+3=7 " "Ýki Yüzlü, Neyin Uykusunda, Hâlâ Yýldýzlar Uzaklarda, (hala) hâlâ; Aþk Böyle Bir Þey(sen se), sense; (dinderemedim), dindiremedim, gibi birçok imlâ ve noktalama yanlýþlarýný düzeltmek ve okuyucuya doðrusunu sunmak yazarýn en baþta gelen görevleri arasýndadýr. Yoksa bunu okuyan gençlik de: "Yazar böyle yazmýþ doðrusu budur. Demek ki böyle yazýlýyor." gibi yanýlgýlarý da böylece önlemiþ oluruz. "Dokunma Kendime bile geçmez hükmüm niceyim ben.13 Bin bir meþakkat, gün içinde geceyim ben. 13 Ozanýn elinde saz,dilinde heceyim ben. 14 Aðlamaya halim yok dokunma telime. 13 Belki evvelden aldým derdi, kucak kucak. 13 Azraile öfkem, kaçarým köþe bucak. 13 Korkum senden yana, yine beni bulacak. 13 Bir garip eser takýlmayasýn yelime. 13 Hayýr hasenet kalmadý ahvalim belli. 13 Ben duruldum acýlardan gönül yelli. 12 Kýrk beþimde dedim, yaþým...yaþarým elli. 13 Yok ki ahvalimi anlatacak kelime. 13 Þiir hece ile yazýlýyor ise yazýlýp bittikten sonra þairlerin bulunduðu bir ortamda þiir görücüye çýkmalý, þiirin yazýlýþ, hece, imlâ ve noktalama, kafiye uyumlarý açýsýndan bir eleþtiriden geçmelidir. Eðer böyle bir imkan yoksa, bu konuda þiir bilgisine güvenilen bir þahýsla konu tartýþýlabilir. Eðer bu da yok ise iyi þiir yazan birine okunmalý ve eksiklikler olup olmadýðý sorularak gerekli düzeltmeler yapýlmalý. Bu da yoksa evde kendi kendimize veya evden birilerine þiir yüksek sesle okunmalýdýr. Böyle bir süzgeçten geçen þiirde, hata olsa bile þiir rayýna oturmuþtur. Buna raðmen þiirde eksiklikler olmaz demek yanlýþ olur. Bu sebeple þiir zaman ister, sabýr ister, sürekli düzeltmek ister… Lutuf Veli'nin bilgi birikimi, kelime hazinesi ve söz daðarcýðýndaki çeþitlilik bütün ilim adamlarýnýn da kabul ettiði gibi þairlerin bilgi birikimi, kelime daðarcýðý, söz zenginliðinin diðer ilim adamlarýna göre daha üstün olduðunun bir belgesidir. Lutuf Veli þiirde deðil; ama kelime zenginliði açýsýndan bakýldýðýnda üstün bir kabiliyet özelliði yansýtmaktadýr. "Ýki Yüzlü" vâveylâ, eyyam; "Bir Þiir Yürek Ýster" týný, aðdalý, gergef, kilkit, çýkrýk; "O Resim" yangý, buðu, çeþni, yürek sekmesi, tunçlaþmak; "Beni Baharlara Salma" sorguç, yaban, tabip, zeban, çaðuruban; "Gidende Ruhum" Buhara, otacý, Yarap, Sitanbul, gülzar, iþve, neþe, ilenmek; "Aþk Böyle Bir Þey" þetaret, illâki, sefil, köstebek, keþkeþ; "Kusurlu" melül, yolcu, densiz, sýrlý, tekmil, küsürlü, tapýndým, çapuda, çula, zula, Kürþat, mahsurlu yol; "Kim Aðlasýn" boyalý basýnýn, parlak çocuk, harman ola, vatan için, çileli yola, zýkkýmlanmak, þarap methiyeler düzmek, karakol, yetim, dul, kepçe, havyar, menü, burun kývýrmak, cahil cühelâ, yuh olsun, pislemek çanak; "Güneþi Aðlatma" kurt, kuþ, kanatma, güneþ, tabiat, kýzýllýk, þita, yaðmur, hüzün, bulutlar; "Öte Yüzü" öte yüzü, düzü, yokuþlar, aþý bazar, düþü, eteðindekine, döne, çiçekte, kýsmet derler, kesret iþi, suret, naz; "Vuslat Günü" bizim ele, gül yazýda. denkini, küsüþ, deþin, kýblem deðiþme, çýrýl çýplak, bil cümle, günahým, lime, zehir, döþün."Evvelin Gizli" kum tanesi, halikin rüyasý. ,hakikat hanesi, maþuk, nafile, aþk meyhane, denizin deryalarýn iþvesi, Ademin, karhanesi, evvelin, bakýþýn kýzýl fýrtýnada, alaimi seman, þeylâ, gönül keþanesinde; "Toprak" Beþer, ölüm edildik, kün, nebi , veli, evveli, Veysel, aþina; "Sitem Pýnarlar" hazan, devir, hasret, sofra, garip, dikenler, kanatýr, gülzarýn, uyku, mehtap...yýldýzlar, lambasý, bölük pörçük, meyletmiþ, garaz, arzý, arazým, nar-ý dil. "Sabýr" kýblemi, nemalanýrýz, döngüsü dem tutmak, mayamýzda, kün, Halikin derdi sine-i aþka, gölgeleri, sararýp, üþümesi, titremesi, susmak, duman renginde hayaller, buðulu bakýþlarým, "Yeþil Bakýþlarýnda" kýzýlla, seviþirim, ufka bir enginlik, cevvaldi yürek, kan kusmak, fukara, Mecnûn, riya, gizem, ruh, küsüm, yine sarý bizim gibi. KAYNAKÇA : 1. Mimar Nihat KIYAT, Edebî Âbideler: Altýncý Kýsým, II.Baský, Ýstanbul-1937. 2. Mehmet Behçet YAZAR, Edebiyatçýlarýmýz ve Türk Edebiyatý, Ýstanbul- 1938 3. Mehmet KAPLAN, Cumhuriyet Devri Türk Þiiri, Baþbakanlýk Kültür Müsteþarlýðý Yayýnlarý:7, Ýstanbul-1973, s.5-8 4. Ýlhan GEÇER, Cumhuriyet Döneminde Türk Þiiri, Kültür ve Turizm Bakanlýðý Yayýnlarý. 785, Ankara-1987, s. 140-143 5. Mehmet KAPLAN, Tevfik Fikret ve Þiiri, Türkiye Yayýnevi, Ýstanbul-1946, s.149 6. Abdullah Çaðrý ELGÜN, "Türk Dili", (Geniþletilmiþ Ýkinci Baský) Laçin Yayýn Daðýtým, Kayseri 2001; 7 (Edebiyat Üzerine Düþünceler (Çev. Sevim Kantarcýoðlu), Kültür ve Turizm Bakanlýðý Yayýnlarý, Ankara-1983, s.145) 8.(KAFÝYE, Edebiyâta Dâir, Yahya Kemal Enstitüsü Yayýnlarý, Ýstanbul-1971, s.135) 9. Abdullah Çaðrý ELGÜN, "Edebî Sanatlar", (Laçin Yayýn Daðýtým, Kayseri 2000); 10. Lutuf Veli, (http://www.hikayeler.net/yazarlar/1570/lutuf-veli#xyazargosterim)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Abdullah Çaðrý ELGÜN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |