..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Güzellik her yerde karþýlaþýlan bir konuktur. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > MEHMET ERHAN




17 Kasým 2008
Ýstanbul Masallarý 3  
insan manzaralarý 3

MEHMET ERHAN


ananýn yeri týka basa dolmuþu o akþamda. aslýnda ben müdavimlerinden sayýlmam, ama arada sýrada bazý dostlarýmla giderim oraya. o gece tesadüfen arkadaþlardan birisi(irfan); gidip daðýtalým dedi.


:AGAB:
ananýn yeri týka basa dolmuþu o akþamda. aslýnda ben müdavimlerinden sayýlmam, ama arada sýrada bazý dostlarýmla giderim oraya. o gece tesadüfen arkadaþlardan birisi(irfan); gidip daðýtalým dedi. bende neden olmasýn dedim. elit bir tabakaya hitap etmese de, yinede hiç kavga çýkmazdý ananýn yerinde.nedeni ise barýn sahibiydi. barýn sahibi kadir bey diye babacan bir adamdýr. herkese karþý güler yüzlü, sevecen, yeri geldiðindeyse en baba delikanlýdýr. beni de arkadaþým tanýþtýrmýþtý onunla.
her gittiðimizde eðer o gece orada olursa(genelde olurdu) masamýza gelir hal hatýr sorar, biraz sohbet ederdik. o gecede oradaydý . sanki olacaklarý bilirmiþ gibi çok ilginç bir hikaye anlattý bize. þimdi düþünüyorum da hikayemi daha ilginçti yoksa o gece orada vuku bulan olay mý daha ilginçti karar veremiyorum. her neyse iþe o gece olan olaylarýn kýsa bir özeti.

taksim
istiklal caddesi
ananýn yeri
21:30
bar her zamanki gibi müdavimleri tarafýndan iþgal edilmiþti. istiklal caddesinde olduðu gibi bardada, her yaþtan, ve her kategoriden insan vardý o gece. kategori diyorum, çünkü bu insanlarý baþka bir ad altýnda tanýmlayamam size. içerisinin halini görünce,
‘‘ oðum bu gece bize burada ekmek yok galiba’’ dedim irfana.
o da þöyle bir baktý etrafýna.
‘‘ dur bi bekle’’ dedi ve tezgaha doðru ilerledi. bir ara gözden kayboldu irfan. sonra yanýnda kadir abiyle birlikte çýka geldi.
irfan,’’ bak kimi getirdim sana’’ dedi.
aslýnda böyle zorlama muhabbetleri hiç sevmem normalde ama kadir abý güzel insandýr.
‘‘ oo kadir abi nasýlsýn ya’’ diyerekten tokalaþýk.
‘‘ sizi sormalý Mahmut bey, bizim yerimiz belli.’’
kadir abiyle epeydir tanýþmamýza raðmen; bana adýmla hitap etmek istememiþtir. bu bey ibaresi yaþa duyulan bir saygýdan deðil de, daha çok öðretmen oluþuma duyulan bir saygýdan ileri gelmektedir. bilirsiniz öðretmenlik kutsal meslektir ya ülkemizde.
‘‘ irfan söyledi yer yok diye. bende gelin benim büroda için dedim ona. haydi düþ önüme.’’
irfan önde o ardýnda yürümeye baþladýlar. ben tereddüt ettim. kalabalýkta içmeyi severim aslýnda.
‘‘ abý biz baþka bir akþam gelsek.’’ dedim.
‘‘ duymamýþ olayým ‘‘ dedi kadir abý.
kaderime razý bir þekilde peþleri sýra girdim tezgahýn arkasýndaki kapýdan içeriye.
odada hoþ bir koku vardý. tütsü kokusuydu zannedersem. çikolata aromasý vardý. genzime doldu bu koku; sigara içmememe raðmen caným içmek istedi. gariptir. bazen böyle þeyler oluyor insanýn yaþamýnda. benim en sýk baþýma gelen ise þarký olayýdýr. bazen yolda yürürken, bir arabanýn teybinden yükselen þarkýnýn sözleri, müziði, beni alýr götürür uzaklara. hiç gitmediðim bir memleketi hatýrlarým o an. baþka bir alem sarar her yanýmý. dedim ya gariptir.
kadir abi’nin büro dediði yer basbayaðý bir yazýhaneydi. tek farkla, oturmak için sandalye yerine tek kiþilik koltuklar vardý. ve bu koltuklar çok rahattý.
‘‘ abý büronda kýyakmýþ ama ‘‘
kadir abi gülerek baktý bana. irfanýn sululuklarýna o da benim kadar aþinaydý.
biz yerleþirken büroya garsonlardan biri geldi;
‘‘ abi ne getirim’’ diye sordu kadir abiye.
kadir abi bize baktý. ‘‘ raký içeriz deðil mi beyler?’’
‘‘ bana uyar ‘‘ dedim.
‘‘ hay hay’’ dedi irfanda.
‘‘ oðlum donat iþe masayý. beylere kebap getir’’
‘‘ abi hiç gerek yok’’ diyecek oldum ama kadir abý elini havaya kaldýrarak susturdu beni.
‘‘ burasý benim mekaným, sonra adýmýzý çýkarýr bu geveze irfan, kadir abi bizi aç aç içirdi diye.’’
hep bir aðýzdan güldük bu sözlere.
aradan yarým saat kadar geçtiðinde masamýz krallara layýk bir sofraya dönüþmüþtü. mezeler, kebaplar, rakýlar. bir müddet havadan sudan konuþuk. kadir abide bir tedirginlik var gibi geliyordu bana. yanýlmamýþtým, biraz sonra baklayý çýkardý aðzýndan.
‘‘ bu akþam gelmeniz, beni pek þaþýrtmadý aslýnda. geleceðinizi bana biri söyledi. .’’
‘‘ nasýl yani?’’diye sordu irfan.
‘‘ valla lafa nasýl baþlayacaðýmý bilemiyorum.’’
‘‘ bizimkilerden birimiydi abý’’ diye sordum.
bir an düþündü, ‘‘ sizin arkadaþlarýnýzýn neredeyse hepsini tanýrým onlardan birisi deðildi.’’
‘‘ Allah,Allah biz daha bir saat öncesine kadar buraya gelip gelmeyeceðimizi bile bilmezken kim sana bir gün önceden haber vermiþ olabilir ki.’’ ben tedirginleþmeye baþlamýþtým. irfana baktým onun keyfi yerindeydi. rakýsýný yudumluyor, mezelere yumulmuþ bizi dinliyordu.
‘‘ dün akþam saat on ikiye bir kaç dakika vardý. dükkan yarý yarýya doluydu. eskilerden bir arkadaþým beni görmeye gelmiþi. onunla sohbet edip eski günleri anýyorduk. içeriye çocuklardan biri geldi, yüzüme baktý telaþlý görünüyordu, ne vardý oðlum dedim. ‘ abi gelip baksan iyi olur’ dedi. hayýrdýr inþllah deyip kalktým ayaða. bara girdim. bizim barmen Orhan yanýma geldi. ‘‘ abi köþedeki masada yalnýz oturan adam, geleli daha yarým saat oldu ama tam on iki duble viskiyi yuvarladý.’ dedi. adama baktým elinde viski bardaðý sakin,sakin oturuyordu masasýnda. sonra bara doðru döndü ve
‘ kadir bey buyurmaz’mýsýnýz ‘ diyerek beni masasýna davet etti. bir kere daha hayýrdýr inþllah diye masaya doðru ilerledim. bir yandan da eski günlerden bir hasým olabilir mi diye adamý incelemeye baþladým. yüzü bana hiçbir þey çaðrýþtýrmadý. masaya vardýðýmda,
‘ lütfen oturun’ diyerek eliyle masasýnýn diðer ucundaki sandalyeyi iþret ediyordu.
‘ teþekkür ederim, ama içeride bir arkadaþýmý yalnýz býraktým dönmem lazým.’
‘ arkadaþýnýz az önce ayrýldý’ dedi. ‘ merak etmeyin þu an halinden çok memnun.’
‘ ben çýktýðýný görmedim’ dedim.
‘ Orhan beyden rica ederseniz sizin için kontrol edecektir eminim.’ Orhan’ý yanýma çaðýrdým, içeri bakmasý için gönderdim. bir yandan da bu adam benim ve bardakilerin isimlerini nereden biliyor diye düþünüyordum. hala ayaktaydým. adamýn yüzünde hiç bir ifade yoktu. inanýn bana hiç bir duygu yoktu ifadesinde.
bir müddet sonra geldi Orhan. ‘ gitmiþ abi’ dedi.
‘sað ol Orhan’ deyip gönderdim onu.
‘ þimdi oturacak mýsýnýz?’ diye sordu bana.
gösterdiði sandalyeye oturdum.
‘ aslýnda buraya gelerek programý aksattým, yinede olsun dedim kendi kendime, hep iþ, iþ, iþ, nereye kadar. benimde eðlenmeye hakkým yok mu yani. ‘
‘ sizi tanýyor muyum’ diye sordum.
‘ er geç tanýþacaktýk’ dedi. ‘namýný duydum kadir bey, çok babacan bir insanmýþsýnýz, sizi korkusuz diye biliyor insanlar. bunu öðrenince birden ilgimi çektiniz. hiç korkmaz mýsýnýz kadir bey?’
o an beni neyin dürttüðünü bilmem ama adam bela çýkaracakmýþ gibi geliyordu ve bende ona
‘ hiç korkmam ‘ dedim.
‘ ne garip deðil mi, bende öyleyim. hiçbir þeyden korkmam. genelde insanlar benden korkar. siz benden korkuyor musunuz?’
adamdan hiç hoþlanmamýþtým nedense, ondaki bir þey beni tedirgin etmiþi.
‘ korkmam mý gerekir’
birden adamýn suratýndaki ifade deðiþiverdi. vahþi bir hayvaný andýrýyordu,
‘ sorumu yanýtla’ dedi. adeta kükremiþi. etrafýma baktým ama kimse adamýn kükreyiþini duymamýþ gibiydi. bende sinirlendim,
‘ korkmuyorum ulan’ dedim. benim mekanýmda kimse bana posta koyamazdý. ayaða kalktým,
‘ yerine otur ‘
gözlerini gözlerime dikmiþti, ne yalan söyleyeyim o an korktum, adamýn gözlerinde cehennemi gördüm. oturdum tekrar.
‘ þu an bana ne hissettiðini söyle’
adam kadehine uzandý bir yudum aldý içkisinden. kadeh boþalmýþtý.
‘’kimsin sen?’’ diyerek fýsýldadým. adamýn gözlerin de bir ýþýk parladý sanki. elindeki bardak kýrýldý. avucunun tam ortasýnda kocaman bir kesik oluþtu ve kanýyordu.
elini, avucu gözlerime gelecek þekilde havaya kaldýrdý. bana inanmayacaksýnýz ama adamýn elindeki yara kendi kendine kapanýyordu. o an kelimenin tam anlamýyla dehþete kapýlmýþtým.
‘ þimdi ne hissediyorsun’
‘ korkuyorum’ dedim.
‘ sanýrým sana yeni bir deneyim yaþattým. Korkuyu tattýn. ’
‘ evet ‘ dedim.
irfan gene yapacaðýný yaptý ve gülmeye baþladý.
‘‘ abi kusura bakma ama sen dün akþam fazla içmiþsin.’’ dedi kahkahalar içinde.
aslýnda kadir abýnýn anlattýklarý bana da komik geliyordu. böyle bir hikayeyi baþka biri anlatsa hadi oradan palavracý derdim ama kadir abiye karþý büyük bir saygým vardý.
kadir abiye baktým, irfanýn alaycý konuþmasýný ve kahkahalarýný gayet sakin bir þekilde izlemekteydi.
‘ abi sen onun kusuruna bakma, içince sapýtýyor hýyar’ dedim.
söylediklerim irfaný kendine getirmiþ olmalý ki, o da durumu düzeltmeye çalýþtý.
‘ kadir abý kusura bakma içince her þeye gülen hýyarýn tekiyim.’ dedi.
‘ neyse sonuna kadar dinleyin ve bakýn neler oluyor.’dedi. bir an için kadir abinin yüzünde insaný ürperten bir ifade sezinlemiþtim ama üstünde fazla durmadým.
Kadir abi devam etti
‘ gördüklerin aslýnda basit þeyler. her insanýn sahip olabileceði þeyler.’ dedi adam.
gözlerine baktým ve o an benden neyi beklediðini anladým.
‘ nasýl?’ soruyu niye sorduðumu kendim bile bilmiyordum. birden aðzýmdan çýkývermiþi.
‘ seninle bir anlaþma yapacaðýz. eðer anlaþmanýn sana düþen kýsmýný kabul eder ve eksiksiz bir þekilde yerine getirirsen; hayal bile edemeyeceðin güçlerle donatýrým seni.’
bir süre konuþmadý.
‘ anlaþma nedir?’ diye sordum.

ben kendimi kaptýrmýþ hikayeyi dinliyordum; kýrýlan bardaðýn sesiyle irkildim. Sesin geldiði yöne bakýnca yan koltukta oturan irfanýn elindeki bardak yere düþmüþtü. irfan donmuþ gibi oturuyordu koltukta.
bir yandan da bir þeyler mýrýldanýyordu. yanýna gittim, söylediklerini duyabilmek için kulaðýmý aðzýna yaklaþýrdým.
‘ raký içme’ diyordu.
‘ ondan uzaklaþsan iyi olur ‘ dedi kadir abi.
‘ abi ambulans çaðýrsak iyi olur’ diye önerdim.’ bu arada kadir abideki deðiþimi görebiliyordum. yüzünde þeytani bir ifade vardý.
‘ ona hiç bir doktor yardým edemez artýk. ‘
duyduklarýma inanamayarak ayakta dikiliyordum.
‘ nasýl yani?’
‘ önce kýsmi felce uðrayan vücut, daha sonra þiddetli aðrýlarla kývranýr’ o bunlarý söylerken irfanda inlemeye baþamýþtý.
‘ daha sonra kana karýþan aþýrý miktardaki amphetamine, kanýn damarlarda çok hýzlý hareket etmesine neden olur. kan bu aþýrý hýzlý hareketi nedeniyle kalbe fazla basýnç uygular ve kalbin patlamasýna sebep olur.’ kadir abi bunlarý söyledikten sonra saatine baktý ve
‘ sanýrým þimdi patlamak üzere.’ dedi. o bunu söyledikten sonra irfan öksürerek oturduðu koltuktan yere düþtü. yüz üstü yere düþmüþtü. ayaklarýmýn dibinde yatýyordu. eðildim onu sýrt üstü çevirdim, hareket etmiyordu. Aðzýndan köpük þeklinde kan sýzýyordu,halý kanla kaplanmýþtý. hýrsla ayaða kalktým,
‘ hemen bir ambulans çaðýr’ diye baðýrdým.
‘ henüz hikayemi bitirmedim. ‘
söyleyecek bir þey bulamýyordum. irfan yerde can çekiþiyordu; buna raðmen kadir abi hikayesini bitiremediðinden yakýnýyordu. kapýya doðru hareketlendim ama daha ikinci adýmýmda olduðum yere yýkýlýverdim. irfaný öldüren her neyse benim damarlarýmda da dolaþýyordu. sýrt üstü düþmüþtüm ve kadir abiyi görebiliyordum.
saatine baktý yine
‘ tam zamanýnda, hikayeyi bitirebilmem için hala vakit var. hatýrlarsan en son adama anlaþma nedir? diye sormuþtum. ‘
ben yerde bir heykel misali kýpýrtýsýz yatýyordum. gözlerimden baþka hiç bir uzvumu hareket ettiremiyordum.o hikayesine devam ediyordu bana aldýrýþ etmeden.
‘ adam benden ruhumu istediðini söyledi. bu önce bana korkunç bir fikir gibi geldi. ama o adamýn anlattýklarý gerçekten akla yatkýn geliyordu. ben ölene kadar bekleyecek, sonra ruhumu teslim alacaktý. tabi bana vaad edilen hayat senin veya irfanýn hayatý gibi kýrýlgan bir þey olmayacaktý. her þey çok güzel görünüyordu. ama iþin içinde öldürmek fiili girince anlaþmanýn maddelerinde ufak deðiþiklikler yaptýk. ona iki kurban verecektim, ona adanmýþ iki kurban. bundan kurtuluþ yoktu. hapse girip uzun yýllar yatacaktým. bunun için hapisten çýktýktan sonraki yüz elli yýl için anlaþýk. iki insaný öldürecektim ama onlarca insanýn hayal ettiði güçlere sahip olup, onlarcasýnýn hayal ettiði bir yaþantý sürecektim. sence buna deðmez mi.?’
yerde yatmýþ beni kývrandýracak aðrýlarýn baþlamasýný beklemeye koyuldum, ama aðrý filan yoktu. Þaþýrtýcýydý ama parmaklarýmý oynatmaya baþlamýþtým. kadir abi odayý turlamaya baþlamýþtý. bir yandan da konuþmaya devam ediyordu. bana sýrtýný dönmüþtü, fýrsattan istifade edip ayaklarýmýn hareket edip etmeyeceðini denedim. aðýr da olsa ikisini de oynatabilmeyi baþarmýþtým. odayý gözlerimle taradým, masanýn yanýnda ucuna demir halka takýlmýþ olan sopayý gördüm. masayla aramda bir, yada iki metre vardý. o yüzünü bana dönmeden ayaða kalkýp sopaya ulaþabilir ve onu alt edebilirdim.
‘ ve birden fark ettim ki her þey benim planladýðým gibi gitmeyebilir, o yüzden bunu yanýmda getirmeye karar verdim.’
tam harekete geçmiþtim ki son sözlerini duydum yarým yamalak ama aldýrýþ etmedim. keþke etseymiþim. daha ben sopaya ulaþmadan bana doðru döndü ve elindeki kýrýk kaleyi gördüm.

en son hatýrladýðým birilerinin beni ambulansa götürürkenki konuþmalarýydý.
‘ bu ülke cinnet geçiriyor’ dedi beni taþýyanlardan birisi.
‘ býrak zevzekliði de iþine bak sen’ dedi ötekide...


tekrar kendime geldiðimde baþ ucumda öðrencilerim duruyordu. hepsinin yüzlerinde merhamet okunuyordu. acýmayla karýþýk merhamet. ziyaretime gelmeleri beni þaþýrtmýþtý okulda pek sevilmedi餴mi zannederdim. meðer yanýlmýþým. daha sonra öðrendiðime göre ben uyurken de bazý meslektaþlarým gelmiþ ziyaretime. çok duygulandým bunlarý duyunca. o yatakta hareketsiz yatmama raðmen aldýðým her nefes bana verilmiþ en büyük armaðan gibi geliyordu. rahmetli irfan geldikçe aklýma, iki damla göz yaþý düþerdi gözlerimden. bir tanesi irfanýn ölümüne aðýttýr; diðeri ise o olaydan kurtulduðum için döktüðüm minnet göz yaþýdýr...

kadir Abiye gelince, bana ateþ ettikten sonra, silahý kafasýna dayayýp intihar etmiþ. kurþun sol þakaðýndan girip çapraz bir yol izleyerek sað kaþýnýn ortasýndan çýkmýþ. hala hayatta ama hafýzasýný yitirmiþ durumda. beyninin sol ön lobundan bir parçayý alýp götürmüþ kurþun. olaya dair hiç bir þeyi hatýrlamýyor. beni ve irfaný tanýyor ama o gece olanlara dair en ufak bir bilgisi yok. polislere onun bize o gece anlattýðý hikayeyi hiç anlatmadým. bir þekilde bana özel olmasýný istedim o hikayenin. nedenini bilmiyorum ama sanýrým o hikayenin gerçek olma ihtimali beni çok korkutuyor...










Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gerilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýstanbul Masallarý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýstanbul Masallarý 4
Ýstanbul Masallarý 2


MEHMET ERHAN kimdir?

neyimi tanýtayým okuyun tanýyýn

Etkilendiði Yazarlar:
falan filan


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © MEHMET ERHAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.