..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaþýyoruz, ve ben de materyalist bir kýzým -Madonna
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Politika > CENGÝZ MAÇOÐLU




20 Kasým 2008
Diyarbakýr Mýzýkacýlarý  
Yolu vijdan evinden geçenlere...

CENGÝZ MAÇOÐLU


DTP’nin kürt bölgelerinde iktidar olma hedefi ve bu hedefin ideolojik deðerler baðlamýnda politika üreterek meydanlara çýkmasý, var olan bir sorun üzerinden kendini tanýmlamasý ve toplumsal sorunlara karþý çözüm aramasý kadar doðal bir olay ya da olgu yoktur.


:CEHH:
Uluslaþma ne demek?
AKP ile hiçbir hayat tarzý yakýnlýðý olmayan yazar arkadaþlarýmýzdan birkaç örnek:
Güneri Cývaoðlu: Diyarbakýr'ý AKP kazanmalý. Çünkü DTP'nin dýþýnda o yörede sadece AKP var. (Milliyet, 23 Ekim)
Serdar Turgut: AKP'nin yerel seçimlerde baþta Diyarbakýr olmak üzere baþlýca belediyeleri kazanmasý için devlet elinden gelen bütün imkânlarý kullanmalý. (Akþam, 23 Ekim)
Doðan Heper: Güneydoðu'da iki parti var, AKP ve DTP. Onun için, orada hepimiz AKP'liyiz! (Milliyet, 30 Ekim)
Ertuðrul Özkök: DTP, Baþbakan'a 'buraya gelme' diye meydan okuyor, Baþbakan'ýn terör örgütüne meydan okurcasýna meydana çýkmasýný destekliyorum, bu bir vatandaþlýk refleksidir. (Hürriyet, 4 Kasým)
Hepsine katýlýyorum...
Bu tablodan pek çok hayati soru ortaya çýkýyor: Seksen yýldýr niye çözülemedi? Bugün tek birleþtirici bað neden muhafazakâr deðerlerdir de mesela resmi ideoloji niye bu kadar birleþtirici olamýyor? AKP'ye "Ýrtica odaðý" damgasýný vuran resmi ideoloji Türkiye'nin siyasal katýlma düzeyindeki birliðini nasýl saðlayacak?
Ve, AKP, bu "entegrasyon" misyonunu uzun süre taþýyabilecek mi? Doðudaki vatandaþlarýmýzý daha fazla kazanýp batýdaki vatandaþlarýmýzýn kaygýlarýný giderebilecek mi?
Bu sorular, sosyolojik olarak "uluslaþma" dediðimiz uzun, sancýlý ve hayati sürecin günümüzdeki dýþavurumlarýdýr!
Yarýn devam edeceðim.

Taha AKYOL , 6/11/2008

“DÝYARBAKIR MIZIKACILARI!”

Hikaye bilindik, Jacobs ve Wilhelm Grim kardeþlerin en ünlü fabllarýndan biri. Sahiplerinin kendilerine kötü ve dýþlayýcý davranmalarýndan dolayý evden kaçan bir eþek, bir köpek, bir kedi ve bir horozun Bremen'e gidip orada müzisyenlik yapma düþleri ana temadýr. Yolda bu dört hayvan arasýnda iyi bir dostluk geliþir. Hýrsýzlarýn girdiði bir evin önünde dururken bir canavar siluetini andýrmalarý(eþek üstünde köpek, onun üstünde kedi, onun üstünde de horoz) ve hepsinin baðýrmasý sonucu ortaya çýkan kakofoni hýrsýzlarý korkutur.Bu canavar siluetinden korkan hýrsýzlar bir daha asla geri dönmezler. Dört enfes dost hýrsýzlardan koruduklarý evde yaþamaya baþlarlar. Hikayemizdeki karakterlerin ortak temasý Bremen’de þarkýcýlýk hayalleri…

Bizim dört aðýr köþe topumuz da Diyarbakýr’da müzisyenlik yapmak üzere köþelerinden harekete baþladýlar. Diyarbakýr’a demokrasi götürme niyetleri olduðu için bir an gazeteci olduklarýný unutup sahiplerine yaranma ve “iþe yaramaz” olmadýklarýný kanýtlamak için DTP’nin bölgedeki etkinliklerini “canavarca” görme ya da gösterme telaþýna girdiler. Modern dünya siyaset yolunda araçsallaþtýrýlan medyanýn olumsuzluklarýný tartýþýrken, bizde yukarýdaki þekilde görüleceði üzere demokrasiyi araçsallaþtýrmak fikri toplumun sözde aydýnlarý! tarafýndan içselleþtirilmiþ. Ýþin tuhafý buna kimsenin sesinin çýkmamasý. Daha da tuhaf olan beslendikleri medya grubunun hükümetin saldýrýsýna maruz kaldýðý dönemlerde bu dördü yine kakofoni gürültüyle ortalýðý velveleye vermiþlerdi.

Siyaset Arapça kökenli bir sözcük olarak “at eðitimi” ve “at terbiyesi” anlamýndayken anlam iyileþmesine uðrayarak günümüzde “yönetme ve yönetilme biliminin icrasý” olarak yeni anlamlar kazanmýþtýr. Siyasetin çalýþma alanlarý da günümüzde çeþitlik ve zenginlik kazanmýþtýr. Eskiden ceza, devlet ve polis etkinlikleri siyasetin çalýþma alanlarýyken günümüzde “politik kurumlar, uluslararasý iliþkiler, ekonomi, sosyal olgular” gibi alanlarda yapýlan etkinliklerin tümü olarak yaygýnlaþmýþtýr. Devletin ve dolayýsýyla hükümetin icratlarýný yönlendirme de deðiþtirme iþinin de siyasetin çalýþma alaný olduðu kanýksanmýþtýr. Siyasetin temel araçlarýnýn baþýnda parti ve örgüt gelir, bunlarýn beslendiði temel unsur da insandýr. Nihayetinde lafý hangi açýdan ele alýrsak alalým siyaset insan için yapýlýr ve insan aracýlýðýyla yürütülür. Bir fikrin, bir doktrinin siyasi argüman kazanmasý için uygulanabilir devlet planlarýnýn karakterize edilmesi lazým. Ýnsanoðlu öteden beri siyaset aygýtlarýna ihtiyaç duyduysa genellikle barbarlýðý yenip kabul edilebilir düzeyde uygulamalarla insaný yönetme anlayýþýný benimsediðindendir. Devlet de parti de bu siyasetin en ivedi araçlarý ve kurumlarýdýr. Yukarýda sözünü ettiðim dört “Diyarbakýr Mýzýkacýsýnýn” bilinen siyasi yelpazedeki kimlikleri daha çok kamuoyunda “burjuva ya da liberal burjuva “ olarak bilinir. Bu mýzýkacýlar da bilir ki siyasetin temel aracý partidir. Yani bir grup insan bir araya gelir “ideoloji-politika ve örgüt” zemininde kendilerini ifade ederler ve iktidar olup yüksek düzeyde ki devletin planlarýný icra etmek isteyeceklerdir. DTP’nin kürt bölgelerinde iktidar olma hedefi ve bu hedefin ideolojik deðerler baðlamýnda politika üreterek meydanlara çýkmasý, var olan bir sorun üzerinden kendini tanýmlamasý ve toplumsal sorunlara karþý çözüm aramasý kadar doðal bir olay ya da olgu yoktur. Bu dört mýzýkacý da bunu bilir. Ve çok iyi bilirler çünkü zaman zaman buna kendileri ihtiyaç duymuþtur. Büyük ihtimalle meydanlara çýkmak, haykýrmak -slogan atmak, yüksek sesle devletin suç saydýðý düþüncelere özgürlük istemenin de doðal olduðunu bunu siyasetin normal seyri olarak gördüklerinden eminiz. Ama köþe jandarmalýklarý yaparken bu gerçeði dillendirmek yerine “brifinglenerek” ýsmarlama yazýlarla bireyin ya da bireylerin toplamlarýnýn hak arama, eþitlik isteme, bir arada yaþama ya da ayrý yaþama iradelerine gazeteci ve aydýn kimliðiyle saldýrmak da neyin nesi oluyor? Siyaset, parti, örgüt zaten bunun için yok mu sayýn mýzýkacýlar? O halde anayasa, ceza kanunlarý ya da yürütme, yargý yasama erkleri ne diye var? Madem bir siyasi partinin en doðal siyaset araçlarýyla siyaset yapma imkanýný elinden gazetecilik adýna alacaksýnýz alternatif olarak sizi “iþe yaramaz mýzýkacýlar” olarak gören bir partinin tüm devlet imkanlarýný kullanarak “devlet terörü de dahil “ orda DTP ye karþý örgütlenmesini ne diye meþru görüyorsunuz? Bunun için sanýrým vicdanlarýnýzý cüzdanlarýnýza ya da patronalarýnýzýn beþ yýldýzlý otel ve tatil köylerine mi gömdünüz? Aslýnda sizin gazetecilik etiðinizi sorgulama yerine vicdanlarýnýzý nereye gömdüðünüzü sorgulamak gerekmez mi? Sözgelimi “kolu kýrdýrýlan çocuklar, yüzyýldýr devletin her türlü asimilasyoncu uygulamasý ve eðitimiyle hizaya getiremediði çocuklarýn hapislere týkýlmasýný mý etik görüyorsunuz yoksa onlarýn aslýnda övülmesi gereken sokak direniþlerini mi etik görüyorsunuz? Evet, ben sokaða çýkmaya korkuyorum ama polisten, uçaktan, tanktan ve en önemlisi sizin tehditlerinizden korkmayan çocuklara saygý duyuyorum. Varlýk nedenlerini çocukça akýllarýyla olsa bile sokakta bulan birinin hak arama bilinci sizin köþelerinizde geliþecekse sanýrým “kayýp gençlik” filmleri serisine baþlamak lazým.

Yine biliyoruz ki devlet ilk sýnýflý insanýn var oluþundan beri ihtiyaçlar çerçevesinde yine insanlar tarafýndan oluþturulmuþ bir kurumdur. Adam Smith’in Özgürlükçülüðünü köþelerinizde hem dillendireceksiniz hem de bireyin kendi argümanýyla siyaset yapmasýný devletin çýkarlarýna aykýrý görüp çocuklar öldürüldüðü ya da sakat býrakýldýðý için devlet ve hükümeti deðil, çocuklara hak arama yönteminin “tüm seçenekler tükenmiþse sokak da bir hak arama alanýdýr.”gibi telkinlerle hareket eden partiyi hain ve hizaya getirilmesi gereken bir aygýt olarak göreceksiniz. Sevsinler sizin siyasetten anladýðýnýzý!!!

Yine sosyal hukuk devletinin en temel gereði bireyin somut olarak hissedilir derecede ve þiddette yaþamsal, sosyal, ekonomik, ulusal ve siyasal haklarýný yaþ farký gözetmeksizin garantiye almaktýr. Bu tanýmý ölçüt aldýðýmýzda “bizim mýzýkacýlarýn” tespitlerini nereye koyacaðýmý bilemediðim için bu paragrafý pas geçiyorum.

DTP’nin ideolojik politik duruþu eleþtirilebilir, yasadýþý bir örgütle organik baðlarý deþifre edilip yargýlanabilir, ama bunun dýþýnda inorganik baðlarý(politik amaç benzerliði, yöntemlerde benzerlik, kitle tabaný olarak benzerlik vb) gösterip Kürt Sorununun sonuçlarý olan geliþmeleri ve ideolojik deðerleri görmemek de olsa olsa siyasal körlüktür. DTP’yi kendi kokuþmuþ devlet kültürünüzün ve Kemalist elitçiliðinizin yöntemleriyle hizaya getirme yerine DTP’ye saygý duymayý bunun da demokrasi ve siyaset olgusu çerçevesinde kendinize yedirmiþ olsaydýnýz Kürt sorununun çözümü ve dolaysýyla Türkiye’deki demokratik geliþmelerin önünü açacaðýnýzýn farkýndasýnýz ama iþinize gelmiyor. Çünkü demokratik bilincin bireylerde geliþmesi ve giderek kurumlaþmasý haliyle sizi okunmaz kýlacaktýr. Köþelerinizi ancak komedi dükkanýndan alýnmýþ birkaç ifade diye zýrvalarla dolduracaksýnýz. Sizi gülünç bulan bir toplumla yüzleþeceksiniz. Bugüne kadar beslendiðiniz tüm zeminler size yüz çevireceklerdir. Düþünsenize demokratik geleneklere baðlý bir genelkurmay ve onun alt birimleri nezdinde yerinizi hesaplayabiliyor musunuz? Bir general düþünün, siyasetin ve toplumsal uzlaþýnýn eþit þartlarýnda sizi bir sabah talimatlandýrmak için çaðýrýr mý makamýna? Sanmýyorum.

Uzun lafýn kýsasý Diyarbakýr ve Kürt illerinde velev ki AKP tüm bu devlet terörü, devlet imkanlarý ve sizin duyarlýlýðýnýz sayesinde belediye baþkanlýklarý kazandý, oraya heykelinizin dikileceðini düþünüyor musunuz? Dikilse bile orda yaþayan vatandaþlarýn gözünde 4ünüzün kakofonisini hatýrlamazlar mý? Çünkü bu ülkede iþçiler nezdinde birer kakofonisiniz, öðrencilerin gözünde yine öyle, baþörtülü kýzlarýn gözünde üstelik mýzýkacýlýktan öte itibarýnýz var sayýn Akyol… Bireyin giyim özgürlüðü sizin liberal! Gazeteciliðinizin çooook ötesinde, ve siz en alttaki üye olarak tarihteki yerinizi alacaksýnýz fedakar, çalýþkan Akyol… diðer üyeleri saymýyorum bile, zaten akýl veren de ilk üyeymiþ Bremen yolcularýna…

Voltair’in o ünlü sözüyle bitirelim” Bir fikir eðer kýþkýrtýcý hatta yýkýcý deðilse fikir bile deðildir.” Yine Einstein’in “Sadece talimatlarla yürüyen kimsenin sadece bir omuriliði vardýr, beyni yoktur.”sözü de siz çok bilmiþlere kapak olsun.

Cengiz MAÇOÐLU






.Eleþtiriler & Yorumlar

:: uluslaþma!
Gönderen: YETER ÖZHAL / , Türkiye
10 Ocak 2009
Uluslaþma tarihte bir çok evreden geçmiþtir.Fakat Ulus ile Devlet’in biribirinden ayrý dϋþϋnϋlemeyecek kadar içiçe olduklarýný ve aralarýndaki etkileþimde de Devlet’in ulusa baskýn olduðunu söyleyebilirim. Yani tek ülkede uluslaþma sϋrecini insanlýðýn geri kalaný ile iliþkilendirmede Devlet’i çözϋmlemelerimizin dýþýnda tutma olanaðý yoktur. 1848 devriminin uluslararasý olma özelliðine karþýn, uluslarýn eþitlik ve kardeþlik ilkelerine dayanan ve kendi yazgýlarýný kendilerinin belirleyeceði ‘baðýmsýz’ Devlet-Ulus’lar kurmalarý gerektiði savý gerçekleþebilir bir amaç gibi görϋnmeye baþlamýþtý.Ama gerçek olan þeyler varýdr ki,o zamanýn uluslaþma sürecinde gözlerine kestirilen Osmanlý Ýmparatorluðu ve Rusya Ýmparatorluklarýydý.Þimdiki sýnýrlara bakýldýðýnda Avrupa'nýn korktuðu sýnýrlar ortadan kalkmýþtýr.Yani ''istedikleri''gibi olmuþtur.Gerisi de hikayedir,ironidir ve hayal ürünüdür.Bkz:Bakounine ve Marx.

:: Mustafa'ya yanýt
Gönderen: CENGÝZ MAÇOÐLU / , Türkiye
1 Ocak 2009
Koþulsuz sevgi deðil, devlet aygýtýnýn hissedilen þiddetli dayatmalarýndan kurtularak bireyin temel haklarýna saygýyý yasalarla güvence altýna almaktan söz ediyoruz. Her bireyin gizil de olsa utopik otoritesizliðe ihtiyacý vardýr. Bu, sofistike düþünce olsa da bireyin "insana" insani olana dönüþ eyleminin ruhsal yanýdýr.

:: ...............
Gönderen: Mustafa / , Türkiye
1 Ocak 2009
peki kendi varlýðýný koruyan yasalar ve kolluk kuvvetleri olan ulusal bir devlet olduðu sürece bu soruna nasýl çözüm bulunabilir, koþulsuz sevgi ve kardeþlik ortamý nasýl saðlanýr?

:: yarým elma
Gönderen: amaranta / , Türkiye
4 Aralýk 2008
Çok güzel bir fikir, yaratýcý bir benzetmeden yola çýkýlmýþ, fakat baþlýkta ve giriþte okuyucuya vaadedilen ironik tad sonuna kadar sürdürülememiþ. Sebebi uzun cümleler de olabilir sýk baþvurulan tanýmlar da. Kavramlarýn altýný nasýl doldurduðunuzu bilmemizin bir sakýncasý yok elbette. Fakat genel kavramlarý sözlük anlamlarýna kadar açýklamak yazýnýn çarpýcýlýðýna gölge düþürmüþ. Bittiðinde eðer dikkatiniz hala daðýlmamýþsa güzel denilebilecek bir yazý.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Samatya'da Ay Iþýðý Cinayeti [Öykü]
Tanrýnýn Huzurunda [Öykü]
Gebze'de Bedava Bir Gün [Öykü]
Kertenkele ve Ben [Öykü]
Çið Gözlünün Yanýnda [Öykü]
Aj (L) Anýn Karmaþasý [Öykü]
Sosyal Ýliþkilerde Akýl Tutulmasý ve "Jeanne" Eyre... [Roman]
2 Yazý [Deneme]
Dostoyevski'nin Sosyal Gerçekçiliði [Eleþtiri]
Zayýf Tel Kompleksi ve Fatih Altaylý Gazeteciliði [Eleþtiri]


CENGÝZ MAÇOÐLU kimdir?

Bir yayýnevinde eðitim yayýnlarý editörlüðü ve çocuk edebiyatý yayýnlarý danýþman editörlüðü yapýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
çehov, gogol, nazým hikmet, nevzat çelik, emma goldman, bakunin, orhan veli kanýk, cemal süreya ve daha niceleri...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © CENGÝZ MAÇOÐLU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.