..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Aný > uygur




21 Kasým 2008
Ah Benim Sivilcelerim  
uygur

:BADD:
Oldum olasý sözcüklerle oynamayý sevmiþimdir. Sözcüklerin eþ seslilerini kullanmak; bir tutkuya dönüþürdü sanki, karþýmdakinin anlamsýz mimiklerine çelme takarken……..
Zaman zaman ucu kaçýrýlan esprilerin uçurtmasý olup gökyüzünde seyrederken, farkýna vardýðýmda kuyruðumu yakalayabilme telaþýmý unutabilmem mümkün deðil.

Beþinci sýnýfý bitirdiðimde, ilk dört sýnýfýn karne alýp bize verilmeyiþine tepki gösterip; sýnýf arkadaþlarýmý, yeniçeri ocaðýnýn “bizde karne isterük” naralarýyla bezenmiþ pankartlarla okul bahçesinde yürütüþüm ve sonrasýnda müdürümüzün, odasýnda gittikçe irileþen avuç içinin kor haline geliþini hatýrladýkça, hep ucu kaçýrýlan uçurtma olduðum aklýma gelirde kuyruðumu yakalamaya çalýþýrým.

Hele de orta sonda Fikri Hocama yaptýklarým: inceden inceye yapýlan hinliklerin gel gitlerinde, boðuluyorum hissine kapýlýþýmý dün gibi hatýrlarým. Sosyal bilgiler dersinin komediyi andýran konularý; sanki benim için hazýrlanmýþ ergenlik sivilceleri gibiydi. Her gün olgunlaþýp patlatýlmaya amade bekleyiþleri, “bende varým” kompleksimi biraz olsun dizginliyordu, ikinci sivilcem olgunlaþana kadar……

O kibar, mütevazý ve sevecen haliyle; Afrika Ormanlarýný anlatýþý olmasa, belki de o yýlý hiçbir vitese takmadan rolantide geçirecektir.

O gün ne olduysa oldu. Fikri Bey; birazda benim muzipçe katkýlarýmla Afrika Ormanlarýný sýnýfa anlatmaya baþladý.

- Çocuklar Afrika’da çok büyük ormanlar bulunmaktadýr.

- Hayvanlar nasýl hocam?
sorusuyla olgunlaþtýrmaya baþladým sivilcelerimi.

- Bu ormanlarda çok büyük yýlan ve kertenkeleler bulunmaktadýr.

- Bizi yutar mý hocam?
diye sorduðumda sivilcelerim, “beni patlat” dercesine arzularýný hissettiriyorlardý bana.

- Bu yýlan ve kertenkeleler sizi yutabileceði gibi, hatta beni bile yutar.

Zavallý hocam nereden bilebilirdi ki bütün dünyasý sivilcelerinin tek boyutlu mimarisine malzeme yetiþtirmek üzerine kurulu ergenlik mantýðýmý?

Bilebilir miydi Afrika Ormanlarýný sýnavda sorduðunda, cevap kaðýdýna yansýyan, kýrýlma indisi sýfýr, bir düz aynanýn sýrlarý arasýndaki “hatta sizi bile aç büyük parantez, Fikri Ovayurt’u kapa büyük parantez yutar” sözcüklerinin en inanýlmaz anýndaki merhabalarýný…..

Bilemezdi tabi sýnav kaðýdýmý okumaya baþlayýp, iyi bir öðrencinin yazacaðý güzel yanýtlarýn keyfini çýkarmak istercesine arkaya yaslanýrken sýrtýna saplanan iðnemsi acýyý tadana kadar.
Yatýlý okul hoþgörüsünün sayfalarýna eklenmek istercesine kaleme alýnmýþ bu sözler ufak bir esprinin kocaman parantezler arasýna sýkýþmýþ edepsizliði gibi gelmiþti ona.
Okul müdürümüzün odasýna yöneltti bu düþünceleri onu. Müdür odasýnda yoktu. Öðretmenler lokaline yöneldiðinde kararýný vermiþti. “O ufak tefek çilli sarýþýn çocuðun canýn yakmalýyým” dedi kendince, ders olmasý için ötekilere..
“Sýnýfta hali hiçte öyle deðil” sözcükleri dökülüverdi de aðzýndan umursamaz bir tavýr takýnmayý yeðledi.

Baharla gelen güneþ hareler çizerek her renge bulanýrken; taþ yolda aðaçlar yeni açan çiçekleriyle onu selamlýyordu. Yerdeki otlar kýþýn mahmurluðunu bir kenara atabilmenin heyecanýyla üzerlerinde dolaþan böceklere aldýrmadan ýþýðýn ve sýcaðýn tadýna varmaya çalýþýyordu. Lokalin önüne tahta masa ve sandalyeler konulmuþ, öðretmenler burada karþýlamaya çalýþýyorlardý, Canik Daðlarýnýn zirvesine yerleþmiþ karlara aldýrmadan. Bazý öðrenciler o günkü derslerin kritiklerini adýmlarýyla taþýyorlardý Akpýnar’ýn çamurlu yolunda þamatayla karýþýk. Emin Dayý kümeste temizlik yaparken, tavuklarýn bahçedeki hareketliliðinin izliyordu. Ýnekler aðýllarýndan çýkarýlmýþ otlaða götürülüyor, hamamcý Hüseyin okul hamamýnda badana yapýyordu…..

Okul müdürümüz Mustafa Bey yanýna çaðýrttý beni.
Mustafa Bey inanýlmaz önsezisiyle, mesafe koymuþtu aramýza. Uzaktan bir tebessümle geçiþtiriyordu patlamaya yüz tutan sivilcelerimi hatýrladýkça…
Okuldan öðretmenler lokaline, Köy Enstitü yýllarýnda öðrencilerin yaptýðý taþ yoldan, film þeridinin her karesinde karabasanlarýn olduðu koþuþturmam, yanlarýna vardýðýmda dar gelen ceketimin düðmelerini ilikleme ýsrarýmla son buldu.

Mustafa Bey ve Fikri Bey güzel günün keyfini çýkarmak istercesine taþ yola çýkmýþlar hararetli hararetli bir þeyler anlatýyorlardý birbirlerine, yanlarýndan geçen öðrencilerin meraklý bakýþlarýna aldýrmadan.

Bense bir elimle ikinci teneffüste yýrtýlan ceket cebimi göstermeme telaþýmla didiþirken; diðer elimle de öðle yemeði karavanlarýnýn en güzel aný olan; en önce bitirebilmenin telaþýyla saldýrdýðým kuru fasulyenin kalan kýsmýna bulanmýþ kepçenin pantolonuma hediye ettiði kocaman yað lekesi perdeliyordum. Ýri gözlerim küçülmüþ, yanaklarýma ateþ basmýþtý.

Mustafa bey, January’e benzer gözlerini kýsarak; gene uçurtmamýn ipini kaçýrdýðýmý hissettirdiði anda, Fikri Bey’in heyecanlý anlatýþlarý; eski taþra sinemalarýndaki seyirciyi çileden çýkaran makinistin kopan filmi yapýþtýrma telaþý içerisindeyken, ýslýkla karýþýk “makiniiisst! “ baðýrtýlarýna benziyordu.

-     Bakýn ne yazmýþ Müdür Bey!

Diye sýnav kaðýdýmý Mustafa Bey’e uzatýrken, sanki patlattýðým sivilcelerin yüzümdeki izlerini gösterir gibiydi parmaklarý.
Mustafa Bey, kýsýk gözleriyle sýnav kaðýdýmýn yüzümdeki yansýmasýndan uçurtmamýn kuyruðunu yakalama arayýþlarýmý hissediyordu. Ayrý bir hazda alýyordu bundan, kütüphanedeki kitap kurdu kemirmelerimi hatýrladýkça..

Hiç konuþmadan kýsýk gözleriyle kuyruðumu tutabilme ihtimalimi engelliyordu, yeni olgunlaþan sivilcelerimi patlatamamam için.

“Aç büyük parantez Fikri Ovayurt’u kapa büyük parantez yutar” hocamýn hayret ve “artýk bir þeyler yapýnýz” isteklerini tamamlayan mimikleriyle buluþtuðunda; kaldýrým taþlarýna takýlmýþtý gözlerim. Öyle güzel görünüyorlardý ki, iyi bir taþ ustasýnýn son eserini andýrýyordu.

Taþýn birine 172 rakamý yontulmuþtu. Hangisinin numarasýydý acaba? Babam geldi aklýma Siyah beyaz Köy Enstitüsü fotoðraflarýna baktýðýmda onu bulmakta hep zorluk çekmiþimdir. Sanki bütün öðrencilerde ayný yüz, ayný bakýþ vardý. Ýnançlý, gururlu kendinden emin…

Hangisini numarasý 172 idi?
Yoksa o fotoðraflardaki gibi hepside 172 numaralý öðrenci miydi?
Ya okulun arka tepesinde ki anýt? Tüm Köy Enstitülerden gelmiþti topraðý. 172 nolu öðrenciler oradada mý vardý? Kepirtepe’de, Pamukpýnar’da, Hasanoðlan’da..

Birden yalnýz olmadýðýmý hatýrladým. 172 numaralý öðrenciler vardý etrafýmda. Utandým. Onlar burada yorgunluk molasý demlenmelerini paylaþýrken arkadaþlarýyla, bense keyifle uçurtmaya çalýþtýðým haylazlýklarýn kuyruðunu yakalamakla meþguldüm.

Hiddetli bir sesle irkildim. Mustafa Bey’in sesiydi bu.

-     Ben size böyle mi öðrettim parantez açmalarý? Küçük parantez oðlum, küçük parantez.

Diye muzipçe haykýrdý.

Fikri Bey hala anlamamýþtý, patlamýþ sivilcelerimin üzerindeki parmaklarýnýn iþaretlediði nirengilerde, uçurtmamýn kuyruðunu artýk yakalayabilme ihtimalinin kendi gelgitlerimde yok olduðunu…

Mustafa Bey’se kýsýk gözleriyle keyfini çýkarýyordu, benim çocuksu duygularýmda yakalayabildiði, kendi muzurluklarýný yaþayabilmenin…

Üç numaraya vurulmuþ saçlarýmýn üzerinde, yumuþak ellerini hissettiðimde;
“kuyruðunu alabilirsin uçurtmanýn” dediði duyuyor gibiydim.
“Büyüyorsun artýk, sivilcelerin bir süre sonra kalmayacak” diyordu kýsýk gözleriyle.

Uçurtmamý toplamýþtým sessizce.
Yýrtýlan kýsýmlarýný ancak akþam etüde girdiðimde fark ettim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Þu Bizim Recai Emmi [Öykü]
Pargalý [Eleþtiri]
"Cetten Bile Hýzlý Gidii... "" [Ýnceleme]


uygur kimdir?

"Ýçimde efsuni maviliklerin suya vuran yansýmalarý, aklýmda her lisanda sen. Gizli benliðimin bir oyunudur marazi hasetlerimi bitirememem. "

Etkilendiði Yazarlar:
orhan pamuk, yaþar kemal, çetin altan


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © uygur, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.