..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Joanne




21 Kasým 2008
Harry Potter ve Bilinmez Ada  
Joanne
Arkadaþlar, Ben Harry Potter'ý çok sevdiðim içim onun fanfictionunu yazdým. Hikkayem Harry Potter'in beþinci yýlýný anlatýyor. Henüz tamamlayamadýðým içim ilk on bir bölümünü yolluyorum. Eðer ilgi görürse devamýný da yollamayý düþünüyorum.


:CJCD:
     Harry potter ve bilinmez ada
Birinci bölüm: karanlýk lord malfoy malikhanesinde:
     Saat gece yarýsýný vurduðunda, genç kadýn evinin bahçesinde kollarýný kavuþturarak oturmuþ kocasýný bekliyordu.
Yaklaþýk 3 saat önce karanlýk lordun çaðrýsýný üzerine evden çýkmýþ, bir daha da geri dönmemiþti. Elbette dönmezdi.
Lort voldemort düþtüðünden beri yýllar geçmiþti. Buna raðmen kendisine en sadýk olduðunu düþündüðü ölüm yiyenleri, onu aramaya bile zahmet etmemiþti.
Þimdi elbette onlara bunun hesabýný sorardý. Düþmanlarýna olduðu kadar dostlarýna da acýmasýz olabiliyordu.
Narcissa Malfoy ay ýþýðýnda parýl parýl parlayan sarý saçlarýný geriye doðru attý. Daha fazla beklemesinin bir anlamý olmadýðýný düþünüyordu.
Artýk alýþmasý gerektiðini biliyordu. Kocasý da, caný pahasýna sevdiði biricik oðlu da yaptýklarý en küçük hatada bile iþkence göreceklerdi.

Göz göre göre nasýl katlanabilirdi.
Birden voldemortun oðluna cruciatus laneti ile iþkence ettiði gün geldi aklýna

O zamanlar draco malfoy daha 8-9 aylýktý. Voldemort bir bebeðe bile böyle davranýrken þimdi kimbilir kimlere nasýl iþkence yapacaktý?
Ama hiçbir þey hiç kimse narcissa malfoyun umrunda deðildi. Sadece oðlunu ve kocasýnýn zarar görmemesi için voldemortun tekrar güçlenmesini istemiyordu.
     Hayatýnda yapacaðý son þey olsada onu durdurmak için her þeyi yapacaktý.hatta ailenin yüzkarasý olarak görülen kuzeni siriusa bile Yardým edecekti. Kararýný vermiþti. Artýk voldemortun saflarýnda olmayacaktý.
Narcissa malfoy hoþnutsuzlukla saatine baktý. Saat biri geçmiþti. Ama hala kocasý gelmemiþti.
Huzursuzca oturduðu yerden kalkýp görkemli Malfoy evine doðru yürümeye baþladý. Tam kapýdan içeriye girecekken bir pof sesiyle irkildi.
Eli otomatik olarak asasýna gitti.
Hýzla arkasýna döndü.gördükleri karþýsýnda olduðu yerde öylece kalakaldý
Lucius Malfoy yanýndavoldemort ve severus snape ile birlikte doðruca ona bakýyordu. O daha aðzýný bile açamadan, ortalýðý tiz ve soðuk bir ses kapladý.”bizi evine davet etmeyecekmisin Narcissa.””yazýk, bende bana en sadýk ölüm yiyenlerimden birinin evinde kalabileceðimi umuyordum.”
Narcissa Malfoy birden kendine geldi. Kendini voldemortun ayaklarýnýn önüne attý ve sanki onun döndüðüne mutlu olmuþ gibi voldemortuncüpbesinin eteðini öptü.
“hoþ geldiniz lordum. Elbette sizi evimizde görmekten onur duyarýz. Bu þerefi bize uygun bulduðunuz için size minnettarým.” Voldemort, eteklerinekapanmýþ kadýna tepeden bakarak o soðuk sesiyle yine konuþtu:
“ah, Narcissa. Lucius’da böyle düþünüyor.” Voldemort tekrar kadýný süzdükten sonra ona kalkmasýný söyledi.
     Hep birlikte malfoylarýn görkemli evlerine girdiler.
Lort voldemort yýllardýr görmediði evin hiç deðiþmemiþ olduðuna hiç þaþýrmamýþ görünüyordu. Hep birlikte salona geldiklerinde voldemort yýllar önce oturduðu koltuða oturdu.
Narcissa o ana kadar farkýna varmadýðý yýlaný fark edince ürktü.bu voldemortun yýllardýr yanýndan ayýrmadýðý nagini idi. Ama voldemort narcissanýn ürkmüþ olmasýndan hoþnut olmuþ gibiydi.
Elbette öyle olurdu. Yýlanlar insanlardaki duygu ve düþüncelerin deðiþtiðini çok kolay anlarlardý. Hatta voldemort zihinfendle öðrenemediði yalanlarý nagini ile konuþarak, onun zihninden olaylarý görerek anlardý.
Ama voldemort’un bilmediði bir þey vardý. Ýyi bir zihinbendar yýlanlara bile sahte anýlar yada sahte düþünceler gösterebilirdi ve Narcissa Malfoy’da geçen yýllar boyunca zihinbentde oldukça ilerlemiþti.
     Voldemort tekrar konuþmaya baþladýðýnda herkes bir koltuða oturmuþtu. Nagini ise sürünerek oturma odasýnda bir oraya bir buraya gidiyor, adeta bir yalan makinesý gibi lucius narcissa ve severusun etrafýnda dolanýyordu.
“lucius sanýrým biraz harekete ihtiyacýnýz var öyle deðilmi.” Dedi voldemort
“siz nasýl emrederseniz lordum.” Diye karþýlýk verdi lucius. Voldemort sözlerine devam etmeden önce snapeye þöyle bir baktýktan sonra yüzünü tekrar lucius’a dönüp konuþmasýna kaldýðý yerden devam etti.
“duyduðum kadarýyla sihir bakanýný bayaðý iyi tanýyormuþsun. O zaman senden bakanlýk hakkýnda bazý bilgiler almaný istememde hiçbir sakýnca yok demektir. Lucius hemen voldemortun önünde dis çöktü.
“seve seve yaparým lordum. Siz ne isterseniz.” Dedi.
Voldemort, sanki konuþmasý hiç kesilmemiþ gibi devam etti: “ve sen Narcissa, sende askabana gidip bellatriks’i ziyaret edersin deðilmi?” narcissa da
Ayný kocasý gibi voldemortun önünde dis çöktü. “tabi giderim lordum.” Dedi.
Voldemort yüzünde pis sayýlabilecek bir sýrýtmayla: “eh, o zaman bellatriks’e en kýsa zamanda onu ve diðer ölüm yiyenlerimi askabandan kaçýracaðýmý haber verirsin deðilmi. Ayrýca bellatriks’e diagon yolundan bir asa satýn alýrsýn deðilmi.” Narcissa yine baþýný evet anlamýnda salladý.
“güzel, gitmiþken bella’ya ödüllendirileceðini söyle.” Narcissa bir kez daha baþýný salladý. Voldemort kendinden son derece memnun bir sesle: “þimdi siz gidebilirsiniz. Severus ve benim konuþmam gerekenler var.” Dedi. Bunun üzerine iki malfoyda son bir kez voldemort’a selam vererek odadan çýk týlar. Þimdi odada sadece Snape ve voldemortvardý.
     “nihayet baþ baþa kalabildik benim sadýk hizmetkarým.” Dedi voldemort. Bunlarý söylerken de nagini’nin baþýný okþamaya baþlamýþtý.
Snape ise voldemortun karþýsýnda diz çökmüþ yere bakýyordu. Kýsa bir süre sessiz kaldýktan sonra voldemort tekrar konuþtu.
“yýllar önce bana kehaneti anlattýn. Benim en sadýk ölüm yiyenlerimden birisin severus.”Snape yüzünde belirgin bir memnuniyetle voldemortun önünde yere kapandý. Voldemort umursamazca sözlerine devam ediyordu.
“þimdi senden yapmasý zor ve tehlikeli bir þey isteyeceðim. Hogvarts’da olan her þeyi özellikle de potter’la ilgili her þeyi bilmek istiyorum. Yanýlmýyorsan dumbledore’a da onun tarafýnda olduðunu söylemiþsin onun da neler yaptýðýný bilmek istiyorum. Ne dersin? Yapabilecekmisin”
severus snape baþýný yavaþça yerden kaldýrdý. “memnuniyetle lordum. Size hizmet etmekten zevk duyarým. benden istediklerinizi yapmaya hazýrým dedi.
Voldemort kendinden memnun bir þekilde koltuðunda kýpýrdandý. “güzel. Öyleyse gidebilirsin.” Dedi.
Snape de son bir selam verdikten sonra voldemort’un bulunduðu odadan çýktý.
O sýrada bahçede tek baþýna oturan Narcissa onun gittiðini görünce her türlü hoþnutsuzluk ifadesiyle ona baktý. O da týpký kýz kardeþi bella gibiydi. Bir þeyler yapmalýydý.
Sirius’a gitsem diye düþündü. Ama o zaten kaçaktý. Nerede olduðu belli deðildi. Hem nerede olduðu belli olsa bile onunla konuþur muydu?
Dumbledore’a gidemezdi. Snape hogvartsdaydý. Onu görürse voldemorta söylerdi. Andromeda’yý düþündü. Sýrf bir muggle doðumlu büyücüyle evlendi diye dýþladýðý ablasýný. Ama o ona inanýrdý. Zaten küçüklüðünde de öyle olmazmýydý. Baþý ne zaman derde girse hemen andromedaya koþmazmýydý. Karar verdi. En kýsa zamanda andromedaya gidecek, her þeyi anlatacaktý.
Bu düþüncelerin verdiði rahatlýkla tekrar eve girdi. Lucius büyük ihtimalle yatmýþtýr diye düþündü. Kendisini, ailesini ve büyücü toplumunu bekleyen kötü günlerin düþüncesini kafasýndan atýp, kendini yavaþ yavaþ uykunun kollarýna býraktý.
2.     bölüm:Privet Drivede ilk gün;
Harry, hogvarts ekspresinden indiðinden beri derin düþünceler içerisindeydi. Voldemort’un dönüþünü görmüþtü.
Hem muggle dünyasý hem de büyücü dünyasý çok büyük tehlikedeydi. Ama en çok da harry’nin çevresindeki insanlar tehlikedeydi. Veasleyler, hermione, sirius, hatta nefret ettiði teyzesi ve eniþtesi de tehlikedeydi.
Harry bunlarý düþünürken vernun dursley arabasýyla privet drive 4 numaranýn bahçesinin biraz ilerisindeki garaja doðru yavaþ yavaþ ilerliyordu. Hiçbir þeyden haberi yoktu.
Yýllardýr inkar ettiði dünyada olup bitenlere kafa yoramazdý.
Harry kendi kendine güldü. Beklide son gülüþümdür diye düþünmeden edemedi.
Ama son gülüþü olsa bile, o kararýný vermiþti. voldemorta boyun eymeyecekti. Bir kez daha sevdiklerine zarar vermesine izin vermeyecekti.
Harry’nin kendine gelmesini saðlayan petunya teyzesinin sesi oldu: “akþama kadar seni bekleyecek deðiliz. Bir an önce þu irenç baykuþunu ve sandýðýný alýp odana çýksan iyi edersin. Komþularýmýzýn seni görmesine katlanamam.
Harry yavaþça hedviginkafesini ve sandýðýný arabadan aldý. Eve girdikten sonra merdivenleri olanca hýzýyla çýkarak odasýna girdi.kendini çok bitkin hissediyordu. Yataðýna uzanýp düþünmeye baþladý.
Üç büyücü kupasýný aldýðý gece, albus dumbledore, veasleyler ve hermioneden baþkasý ona inanmamýþtý. Özellikle, harrynin sevimli biri olabileceðini düþündüðü cornelius fudge olanlarý görmezden geliyordu. Voldemortun döndüðüne inanmak istemiyordu.
“budala” diye düþündü Harry. Nasýl inanmazdý. Cedric’in ölümüne nasýl kaza diyip geçebilirdi.
Cedric’i düþününce harrynin boðazý düðümlendi. Onun ölümünden kendini sorumlu tutuyordu. Kupayý birlikte almalarý gerektiðini o söylemiþti.
Harry bunlarý düþünürken uykuya daldý.
Tiz bir kahkaha duyarak uyandýðýnda sabah olmak üzereydi. Harry bu soðuk ve tiz kahkahanýn kime ait olduðunu gayet iyi biliyordu. Besbelli yapmayý istediði bir þey gerçekleþmiþti.
Voldemort neyin olmasýný isteyebilirdi ki?
     Birden harry’nin aklýna hogvarts ekspresinden inmeden önce olanlar geldi. Fred ve george’a üçbüyücü turnuvasýndan kazandýðý parayý verdikten sonra onlar sevinçle trenden inmiþ, Harry ise hedvigin kafesini ve sandýðýný almak için biraz daha oyalanmýþtý. Bu arada da kurbaðasýný yitiren neville ile karþýlaþmýþtý. Tam trenden inecekken ise, narcissa malfoy önüne geçmiþ ve:
“sen öldün Harry potter! Karanlýk lort, güçlendiðinde seni ve o pis bulanýk kaný bozuk arkadaþlarýný öldürecek. Karanlýk lort, ona yaþattýklarýnýn bedelini sana ödetecek. O her þeyin en iyisini bilir potter. O daima
her þeyi bilir.” Demiþti.
Onun bu sözlerini neville de duymuþtu. Ancak korkudan aðzýný açamamýþtý. Harry de narcissa’nýn boþ tehtitlerini önemsememiþ, bu olanlarý ron’a ve hermione’ye anlatmamýþtý.
     Ama þimdi bu olanlarý onlara anlatmadýðý için büyük bir üzüntüve piþmanlýk kaplamýþtý içini.o an kararýný verdi. Olanlarý arkadaþlarýna anlatacaktý. Ama biraz düþününce sadece ron’a anlatmaya karar verdi. Eðer hermione duyarsa olanlarý çok büyütürdü çünkü.

Hemen sandýðýndan bir parça parþomen ve tül kalem çýkarýp ron’a mektup yazmaya baþladý.
     Sevgili ron:
Daha hogvartsdan ayrýlýr ayrýlmaz benden mektup almayý beklemediðini biliyorum. Ama bilmen gereken bir sorun olduðunu düþündüðüm için sana yazýyorum. Yalnýz senden bir þey istiyorum. Lütfen sana anlatacaklarýmdan hermione’nin haberi olmasýn. Tamamý.
Neyse artýk anlatmaya baþlayabilirim. Siz hermione ile trenden indikten sonra neville ile karþýlaþtým. Kurbaðasýný kaybettiði için ona yardým ettim. Ama tam trenden inecekken bir þey oldu. Draco malfoyun annesi önüme geçti ve bana dediki: “sen öldün Harry potter! Karanlýk lort güçlenince ilk seni ve pis bulanýk kaný bozuk arkadaþlarýný öldürecek. Karanlýk lort her þeyi bilir potter. Her þeyin en doðrusunu bilir.”
Her neyse söylediðim gibi bunu hermione’ye yada her hangi birine anlatmasan sevinirim. Bunlarý sana anlatmamýn asýl sebebi ise, bu gece uyurken onun kahkahasýný duydum. Ve ben sizin için çok endiþeleniyorum.
Kendine iyi bak. Herkese selam söyle. Umarým yaz tatili bitmeden kovuk’a gelirim. Görüþürüz.
     Harry mektubunu bitirip bir zarfa koydu. Usulca hedviðin kafesinin yanýna gitti. Daha sabah olmadýðý için dursley’lerin uyanmasýný istemiyordu. Yavaþça kafesinde mýþýl mýþýl uyuyan hedvigin baþýný okþadý. Hedvik uykulu gözlerle harry’e baktý.
Harry de onun bakýþlarýna gülümseyerek karþýlýk verdi.
Elindeki mektubu hedvigin bacaðýna baðladýktan sonra bir kez daha onun baþýný okþadý. “bunu ron’a götüreceksin. Tamamý.” Dedi. Hedvig vakur vakur öttükten sonra pencereden uçup gitti.
Harry gönül rahatlýðýyla tekrar yataðýna yattý. Artýk içi rahattý.
Yapmasý gereken tek þey ron’un cevabýný beklemekti.

     Harry’i uykusundan uyandýran þey, vernon eniþtesinin odasýnýn kapýsýna attýðý tekme oldu. Hemen yataðýndan kalkýp üstünü giyindi. Dursley’leri fazla bekletmemesi gerektiðini bildiði için hýzla mutfaða indi.
Dursleylerin evinde her þey harry’nin býraktýðý gibiydi. Vernon eniþte her sabah yaptýðý gibi bir yandan gazetesini okuyor, bir yandanda pastýrmasýný yiyordu. Dudley ise tabaðýna koyulan pastýrmalarý yýldýrým hýzý ile yiyor, daha aðzýndakini bitirmeden annesinden bir tabak daha pastýrma istiyordu. Petunya teyze de dudleye pastýrma koymaktan kendi kahvaltýsýný doðru dürüst yapamýyordu. Harry onlarýn bu haline gülmemek için kendini zor tuttu.
Hemen kahvaltý masasýndaki yerine oturup, tabaðýndakileri yemeye koyuldu. Çünkü onlarý çok çabuk yemezse dudleyin kendi tabaðýný býrakýp onunkine saldýracaðýný biliyordu.
Kahvaltýsýný bitirdikten sonra bahçeye çýktý.
Vernon eniþtenin iþe gitmesini bekledi. O iþe gidince, hýzla eve girip, mutfakta býraktýðý gazeteyi alýp okumaya baþladý. Çünkü, voldemort’un geri döndükten sonra mugglelara yapacaklarýndan korkuyordu. Ama henüz muggle dünyasýnda hiçbir gariplik yoktu. Harry, gazetenin son sayfasýný açmak üzereyken omzunda hissettiði bir elle irkildi. Petunya teyze soran gözlerle ona bakýyordu. Aslýnda böyle bakmasý gayet normaldi. Çünkü Harry muggle gazetelerini okumayý hiç sevmezdi.
“bizim dünyamýzdaki haberlerle ilgilendiðini bilmiyordum.” Dedi petunya teyze. “voldemort geri dönmüþ olmasaydý ilgilenmezdim zaten.” Diye karþýlýk verdi Harry.
Voldemortun adýný duyan petunya teyzenin rengi attý. Harry bu duruma çok þaþýrdý.
Büyücü dünyasýnda voldemortun adýný duyanlarýn korkmasýna alýþmýþtý ama petunya teyzenin bu hali ona çok tuhaf gelmiþti.
Harry gazetenin son sayfasýna da göz gezdirdikten sonra, arkasýnda bembeyaz bir petunya teyze býrakarak mutfaktan çýktý.
Harry’de, petunya teyzede gelecekteki tehlikeli günlerin endiþesiyle yaþamasý gerektiðinin farkýndaydý.


3.     bölüm: erken gelen doðumgünü;
30 temmuz akþamý saat 9 sularýnda Harry odasýnda bitki bilim ödevini yapýyordu.
Harry’nin voldemort’un döndüðünü görmesinden bu yana 1 ay geçmiþ, ancak ne muggle dünyasýnda nede büyücü dünyasýnda ters giden hiçbir þey olmamýþtý.
Harry bu duruma sevinmesimi üzülmesimi gerektiðini bilmiyordu. Hiçbir gariplik olmamasý gayet iyi bir þeydi. Ama voldemortun bu sessizliði de hiç hayra alamet deðildi.
Voldemortun dönüþünden sonra harry’nin görebildiði tek deðiþiklik ise petunya teyze üzerindeydi.
Harry’e eskisi kadar sert davranmýyor, onun evden çýkmasýný engellemek için elinden geleni yapýyordu.
Harry bitki bilim ödevini bitirdiðinde saat 10’u geçmiþti. Tam kot pantolonunu çýkarýp pijamasýný giymeye hazýrlanýrken pencereden gelen bir týkýrtýyla ayaða fýrladý.
Haftalardýr ron’a yazdýðý mektubun cevabý gelmemiþti. Üstelik ne rondan ne hermioneden ne de siriustan hiçbir haber alamamýþtý.
Hýzla pencereyi açtý.
Pencereyi açmasýyla birlikte, 6 tane baykuþ odaya daldý. Her birinde birer mektup birer tanede paket vardý. Yalnýz bir tane baykuþta 2 tane paket ve bayaðý uzun olduðunu düþündüðü bir mektup vardý.
Baykuþlar hýzla paketleri ve mektuplarý harry’nin yataðýna koyup hedvigin kafesine doðru uçtular.
Harry ilk önce hagridden olduðunu düþündüðü paketi açtý. Paketin içinden bir kutu dolusu çikolatalý kurbaða ve berti botun binbir çeþit þekerlemelerinden çýktý. Ayrýca hagrid ona çok güzel bir doðum günü kartý göndermiþti.
Hagrit’in gönderdiði paketi getiren kuþun bacaðýna baðlanmýþ üzerinde hogvarts armasýnýn bulunduðu bir mektup vardý. Bu mektupta 5. sýnýf için gerekli kitaplar ve araç gereçlerin listesi ile birlikte hogvarts ekspresinin 1 eylülde saat 11’De kinkscros’ta peron 9 3 çeyrekten kalkacaðý yazýyordu.
Harry bu mektubu ve hagridin hediyesini çalýþma masasýna býrakýp diðer paketleri açmaya koyuldu.
Hermioneden bir tane snitch ve birde quidditch ÝLE ilgili bir kitap, siriustan da nerede olursan ol her yerde ýþýk saçan bir el feneri gelmiþti.
Fred ve George son icadlarý olan uzayan kulaklardan ve patladýðýnda olduðu yerin birkaç metre ilerisine kadar sarsýlmasýný saðlayan ateþ þekerinden göndermiþti.
Harry bunlarý açtýktan sonra ronun hediyesini açtý.
Ron da ona kocaman bir doðum günü pastasýyla birlikte bir saat almýþtý.
Ayrýca da bir mektup yazmýþtý. Mektupta þunlar yazýlýydý.
     Sevgili Harry:
Seni bu kadar uzun zaman beklettiðim için özürdilerim.,
Aslýnda cevap yazacaktým. Ama aile baykuþumuz ölünce yenisini almak biraz zor oldu.
Her neyse öncelikle doðum günün kutlu olsun aslýnda biraz erken oldu. Ama 31 temmuzda gece yarýsý seni oradan almaya geleceðimiz içinhediyelerini önceden göndermek daha iyi olur diye düþündük. Ayrýca
Buraya gelince sana anlatmam gerekenler var. Hermione de senden birkaç gün sonra gelecek.
Bizi merak etme. Hepimiz iyiyiz. Söylediðin gibi mektubundan hermioneye hiç söz etmedim. Ama mektubunu ginny gördü. Ne kadar engellemeye çalýþsamda onu okumayý baþardý.merak etme onu da kimseye bir þey söylememesi konusunda tembihledim. O da bana söz verdi.
Neyse buraya geldiðinde görüþürüz
     Harry bu mektubu okuyunca içini inanýlmaz bir sevinç doldurdu. Dursleylerden erken kurtulacaðýna seviniyordu. Ama mektubunu ginny’nin okuduðunu düþününce biraz endiþelendi. Ginny’nin okuduklarýný hermione’e anlatmasýndan korktu.
“ron’a söz verdiðine göre anlatmaz.” Diye düþünüp rahatladý. Ve ronun hediyesini de açtýðý diðer hediyelerin yanýna koydu. Þimdi açmadýðý tek bir hediye kalmýþtý. Ginny’nin hediyesi.
Ama birden ginny’nin hediyesini getiren baykuþun iki tane paket taþýdýðýný anýmsayýp önce mektubu okumaya karar verdi.
     Sevgili Harry:
Doðum günün kutlu olsun. Hediyelerini neden erken gönderdiðimizi sana ron söylemiþtir sanýrým.
Her neyse umarým hediyelerini beðenirsin.
Ayrýca ron’a yazdýðýn mektubu okudum. Merak etme hermione’e hiçbir þey anlatmayacaðým. Zaten onun dinleyeceðini sanmýyorum. Biliyorsun bu yýl sbd’ler var. Ve hermione de ders çalýþmaktan mektuplarýmýza bile neredeyse tek bir cümleyle cevap veriyor.
Buraya gelmeni sabýrsýzlýkla bekliyoruz. Kendine iyi bak.
Harry mektubu bitirince çok mutlu oldu. Ginny’nin hermione’e hiçbir þey anlatmayacaðýndan emindi artýk.
Tam ginny’nin hediye paketlerini açmak üzereyken küçük bir parþomen parçasý ginny’nin mektubunun arkasýndan yere düþtü.
Harry hemen o parþomeni aldý. Aceleyle çiziktirilmiþ birkaç sözcüðü bir solukta okudu.
“Harry sana aldýðým kitap çok eski. Bunu biliyorum. Senin kitap okumaktan fazla hoþlanmadýðýný da biliyorum. Ama bunu okumak isteyeceðini düþündüm.”
Harry ginny’nin neden kendisine bir kitap aldýðýný merak etti.
Aslýnda kitabýn eski olmasýný fazla umursamadý. Çünkü Harry zaten veasley’lerin çok fazla zengin olmadýðýný biliyordu. Bunu ginny’nin yanýnda hiçbir zaman söylememeye karar verdi. Önce kitap olmadýðýna emin olduðu paketi açtý. Paketin içinden gryffýndor armalý bir kemer çýktý. Kemerin üzerinde gryffýndor aslaný ve kýlýcýnýn resmi vardý. Bayaðý eski durmasýna raðmen Harry bu kemeri çok beðendi. Kitabýn olduðu paketi ise sonradan açmaya karar verdi.

Ginny’den gelen hediyeleri de diðerleri ile birlikte sandýðýnýn bir köþesine koydu. Birtek kitabýn olduðu paketi çalýþma masasýnda býraktý.harry ginny’nin ona neden kitap aldýðý konusunda uzun uzun düþündü. Ama sonra onunda her hangi bir hediye olduðuna karar verdi.
Saatin gece yarýsý olduðunugörüncegeceliklerini giyip yataðýna uzandý.
     Sabah uyandýðýnda saat 8’e geliyordu. Alt kattan dursley’lerin ayak sesleri geliyordu. Kahvaltý saatinin yaklaþtýðýna kanaat getirdikten sonra üzerini deðiþtirip aþaðý indi.
Onun kalktýðýný gören petunya teyzenin yüzünde bellibir rahatlama seziliyordu. Çünkü o harry’i uyandýrmaktan hiç hoþlanmazdý. Eliyle ona mutfaða gitmesini iþaret edip, kendiside harry’nin peþinden mutfaða girdi. Her sabah olduðu gibi kahvaltýlarýný yaparlarken, Harry birden gece yarýsý onu almaya geleceklerini hatýrladý.
Yüksek sesle boðazýný temizleyip konuþmaya baþladý.
“bu gece yarýsý beni almaya geliyorlar.”
Petunya teyzede vernon eniþtede bunu duyunce dönüp harry’e baktýlar.
“ne? Neden almaya geliyorlar seni?” diye sordu vernon eniþte.
Harry bunun nedenini bilmesede hiç belli etmeden cevap verdi.
“dumbledore öyle istiyormuþ.”
Vernon eniþte harry’den erken kurtulacaðýna sevinmiþti. Ama bu sevinci uzun sürmedi. Aklýna bir sene önce olanlar geldi.
“seni almaya nasýl gelecekler?” diye sordu. Harry bunuda bilmiyordu.”bilmiyorum.” diye cevap verdi.
Vernon eniþtenin anlýndaki damarýn atmaya baþladýðýný görünce ekledi. “komþularýnýzýn göremeyeceði þekilde gelecekler.”
Vernon eniþte bunu duyunca rahatladý. Ayný rahatlama belirtisini petunya teyzede gösterince, Harry odasýna gitmek için ayaða kalktý. Mutfaktan çýktý. yavaþ yavaþ merdivenleri aþarak odasýna geldi.
Eþyalarýný toplamaya baþladý.
Akþam olduðunda Harry eþyalarýný düzgün bir þekilde sandýðýna yerleþtirmiþti. Ginny’nin gönderdiði kitabý hala açmamýþ olduðunu gün içinde fark etmiþ olsada bunun üzerinde fazla durmadý. O kitabýda sandýða koydu.
Tam akþam yemeðini yemek için aþaðý ineceði sýrada hedvigin sabahtan beri bir þey yemediðini hatýrlayýp önüne birkaç baykuþ ikramý attý.
Sonrada yavaþ yavaþ aþaðý indi. Akþam yemeðini vernon eniþtesi gelmeden bitirip tekrar odasýna çekildi.
Þimdi geriye sadece gece yarýsý onu almaya gelecek olanlarý beklemek kalýyordu.


Dördüncü bölüm: Zümrüdüanka yoldaþlýðý:
saat gece yarýsýna 5 kala Harry potter eþyalarýný toplamýþ, sandýðýný ve hedvigin kafesini kapýnýn önüne kadar getirmiþti. Dursley’ler, harry’den erken kurtulacaklarýnýn sevinciyle o gece kahve içme saatini biraz daha uzatmýþlardý. Vernon eniþtenin keyfi gayet yerinde görünüyordu. Petunya teyze de keyfi yerindeymiþ gibi görünmeye çalýþsada Harry onda bir gariplik olduðunu anlamýþtý. Vernon eniþte ise petunya teyzedeki bu durumu günün yorgunluðu olarak deðerlendirmeyi tercih etmiþti. Saat tam gece yarýsý olduðunda, privet drive 4 numaranýn kapýsýnda siyah renkli oldukça lüks bir araba duruyordu. Arabanýn içindeki uzun kahverengi saçlý kadýn yavaþ adýmlarla evin kapýsýna doðru ilerliyordu. Hemen ardýnda genç görünümlü olmasýna raðmen, gri saçlarýnýn arasýnda beyazlar olan bir adam onu takip ediyordu. Kadýn hafifçe kapý ziline dokundu.
     Harry potter onu almaya gelecek olanlarý kapýnýn çok yakýnýndaki merdivenlere oturarak beklediði için, zil çalýnca kapýnýn yanýna gitmesi uzun sürmedi.tam kapýyý açacakken dursley’ler de onun yanýna geldi. Harry kýsa bir süre teyzesi ve eniþtesiyle bakýþtýktan sonra kapýyý açtý.
Karþýsýnda duran kahverengi saçlý kadýn kapýyý açar açmaz ona gülümsedi. Ama Harry onu tanýmýyordu. Sonra birden kadýnýn arkasýndaki gri saçlý adama gözü takýldý.
“profesör lupin.” Dedi. Lupin gülümseyerek kadýnýn önüne geçti. Elini uzattý.
“gitmeye hazýrsýn deðil mi Harry.” Diye sordu. Harry evet anlamýnda baþýný salladý. Dursleyler harry’nin tam arkasýnda durmuþ lupin ve yanýndaki kadýna bakýyorlardý. Aslýnda her ikiside oldukça normal görünüyordu. Belkide bu yüzden dursleyler kapýnýn önünde komþularýnýn rahatlýkla görebileceði bu yerde iki büyücünün böyle konuþmasýna seslerini çýkarmýyorlardý.

Lupin sözlerini bitirdikten sonra asasýný sandýk ve hedvigin kafesine doðrultarak “locomotor sandýk.” Dedi. Dursley’ler karþýlarýnda bu kadar rahat büyü yapan bu adama tiksintiyle baktýlar. Sandýk ve kafes kendi kendilerine arabanýn bagajýna kondu. Harry de son bir kez dursleylere bakýp kapýdan çýktý. Tam arabaya binecekken, lupin onu durdurdu.
Harry ne olduðunu sormak için aðzýný açtý. Ama lupin onun ne diyeceðini anladýðý için: “þimdi deðil.” Dedi.
Kahverengi saçlý kadýn “iþaret geldi.” Diye fýsýldadý. Lupin harry’e çabuk olmasýný iþaret etti. Harry arabanýn arka koltuðuna oturmaya çalýþýrken lupinde öne sürücü koltuðuna oturmuþtu. Kahverengi saçlý kadýn “ikinci iþaret de geldi.” deyip arkaya harrynin yanýna oturdu. Lupin de arabayý çalýþtýrýp hýzla privet driveden uzaklaþmaya baþladý.
     Lupin týpký bir muggle gibi arabayý kullanýrken kahverengi saçlý kadýn da onu ilgiyle izliyordu. Lupin onun kendisini izlediðini fark edince “ne oldu tonks?” dedi. Tonks, biraz kýrýlmýþ bir ses tonuyla: “beni hala harry’le tanýþtýrmadýn. Farkýndasýn deðilmi?” diye sordu. Lupin yola bakarak: “bu tonks. Nymphadora tonks.” Dedi. Harry baþýyla tonks’a selam verdi.
Sonrada baþýndan beri merak ettiði sorulardan birini sordu. “neden birlikte geldiniz?”
“senin güvenliðin için.” Dedi tonks. Harry tekrar aðzýný açmaya hazýrlanýyorduki, lupin birden hýzlandý. Tonks da arabadaki perdeleri asasýnýn küçük bir hareketiyle kapattý. Harry daha ne olduðunu anlamadan lupin: “sýký tutunun.” Diye baðýrdý. Hemen ardýndan da araba havalandý. Harry bir þeylerin ters gittiðinianlamýþtý. Hemen asasýný kot pantolonunun cebinden çýkardý. Bu arada tonks’da asasýný arabanýn dýþýna doðrultmuþ hýzla kalkan büyüleri yapýyordu. “salliopheksia, protegototalum .” Harry daha tonks’un niye bunlarý yaptýðýný anlayamadan bir patlama sesi duyuldu. Arabanýn camlarý havaya uçtu. Harry hemen “reparo” diye baðýrdý. Camlar bir saniyeden daha kýsa bir sürede kendini birleþtirirken Harry çok yakýnlarýndaki bir gölgenin onlara yaklaþtýðýný gördü. Lupin asasýný o gölgeye doðrulttu. Gölge gitgide yaklaþýyordu. Harry sonunda onun yüzünü tamamen gördü. Siyahi kel bir büyücü asasý elinde lupine bakýyordu. Sonra Harry birden kendini saðýr olmuþ gibi hissetti. Ayný anda da siyahi kel büyücünün lupine bir þey söylemek için dudaklarýný oynattýðýný gördü.
Bu arada tonks’da yavaþça perdeleri açtý.harry hala hiçbir þey duyamýyoeru. Siyahi kel büyücünün dudaklarý kýpýrdamayý kestiði anda arabanýn kapýsý açýkld. Büyücü yavaþça içeri girerken harry’de kulaklarýnýn yeniden duyabildiðini anladý.
     “bu kingsley shacklebolt.” Dedi tonks. Harry kingsley’e de baþýyla selam verdi.
tamamen kafasý karýþmýþ bir halde lupin’e döndü. “þey bu patlama neydi?” diye sordu. Lupinin yerine kingsley cevap verdi.
Dolores jane umridge, ruh emicileri privet drive’a götürüyordu. Sihir bakanýnýn haberi yok. Sanýrým o ruh emicileri sana saldýrmasý için kullanacaktý.””ama neden bana ruh emicilerin saldýrmasýný istiyorki?” diye sordu Harry. Kingsley: “bilmiyoruz. Bunu daha sonra hep birlikte öðreneceðiz. Karargaha geldik sayýlýr.” Dedi. Harry iyice afalladý. Tam baþka bir soru soracakken lupin onu susturdu. Eline bir kaðýt tutuþturdu. Harry kaðýdý okudu. Kaðýtta: “zümrüdü anka yoldaþlýðýnýn karargahýna Grimmauld meydaný 12 numaradan ulaþýlýr.
Harry bu okuduðundan hiçbir þey anlamadýðýný belirtmek için lupin’e baktý. Lupin: ” birazdan Harry.” dedi.yavaþça iniþe geçerlerken kingsley endiþeyle tonks’a bakarak sordu: “ yüzünüzü görmedi deðilmi.”
Tonks bakýþlarýný lupinden ayýrýp kingsley’e döndü. Hayýr anlamýnda baþýný sallarken de aynadan arkasýna bakan lupinle gözgöze geldiler. Lupin hiç bi þey olmamýþ gibi arabayý yere indirdi. Tonks ise olduðu yerde hafifçe kýpýrdandý. Kingsley yavaþça kapýyý açarak harry’e peþinden gelmesini iþaret etti. Harry, kingsley’in peþinde giderken lupin ve tonks’da onun sandýðýný ve kafesini getiriyorlardý.
     Birbirinin ardýsýra yürüyen dört kiþilik grup, Grimmault Meydanýna vardýklarýnda, kingsley durdu. Onun durmasýyla birlikte Harry, tonks ve lupinde durdu. Harry tam karþýsýnda sýralanmýþ evlere baktý. Dokuz numara, on numara, onbir numara, onüç numara. “ama burada oniki” Harry daha sözünü tamamlayamadan, lupin: “þþt” dedi. “okuduklarýný düþün. “
Harry kaðýtta okuduklarýný düþündü. “zümrütüanka yoldaþlýðýnýn karargahýna, Grimmauld Meydaný oniki numaradan ulaþýlýr.”sonra birden karþýdaki evler yana doðru kaymaya baþladý. Onbir ve onüç numaranýn arasýnda biraz eski görünümlü bir ev belirdi. Evin kapýsýnda oniki numara yazýyordu.
Harry þaþkýnlýðýný üzerinden atmaya çalýþýrken kingsley’in omzuna dokunmasýyla irkildi. “hadi Harry. Daha fazla dýþarýda kalamayýz” dedi lupin. Hep birlikte ilerlemeye baþladýlar. Merdivenin son basamaðýna çýktýklarýnda kingsley asasýyla yavaþça kapýnýn kilidine vurdu. Asa kilide deyerdeymez kapýdan bir týk sesi geldi.
Kingsley kapýyý iterek açtý. Diyerleride onun peþinden eve girdiler. Tonks arkadan kapýyý kapatýnca Harry bir an hiçbir þey göremedi. Çünkü her yer çok karanlýktý. Gözleri karanlýða alýþýnca yavaþ yavaþ hole doðru yürümeye baþladýlar. Lupin “lumos” diyerek asasýyla küçük bir ýþýk yarattý. Asanýn ýþýðýnda ilerlerken onlara doðru hýzla gelen Mrs.weasley gördüler.
Mrs.weasley koþarak harry’e sarýldý. “Harry caným hoþ geldin. Nasýlsýn, Karnýn açmý?”
Diye sordu. Harry “iyiyim. Teþekkür ederim. Aç deðilim.” Dedi.
Bunun üzerine Mrs.weasley “öyleyse sana odaný göstereyim.” Dedi. Eliyle merdivenleri iþaret ederek yürümeye baþladý. Tam merdivenin birinci basamaðýna çýktýðýnda. Ortalýðý bir çýðlýk doldurdu. “bulanýklar! Pis fareler! Kaný bozuklar! Defolun evimden!” Harry çýðlýk atanýn ne olduðuna bakmak için arkasýna döndü. Bir kadýnýn portresinin böyle çýðlýk atmasý onu çok þaþýrtmýþtý. Sonra uzun siyah saçlý bir adam elinde asasýyla koþarak hole girdi. “kes sesini!” diye baðýrdý. Harry adamýn yüzünü göremese de sesinden sirius olduðunu anlamýþtý.
Bu arada tablodaki kadýnýn çýðlýðý susmuþ, yerini boðucu bir sessizliðe brakmýþtý. Sessizliði bozan sirius oldu. “hoþ geldin Harry.” Dedi. “hoþ bulduk.” Diye cevap verdi Harry.
Mrs.weasley araya girerek: “Harry eþyalarýný odana götürüp yerleþtirdikten sonra aþaðý in yemek yiyeceðiz.” Dedi. Sonrada yüzünü sirius’a dönerek: “Harry’e odasýna kadar eþlik edebilirsin deðil mi?” diye sordu. Sirius baþýný yukarý aþaðý salladýktan sonra Harry ile birlikte merdivenden çýkmaya baþladýlar. Ýkinci kata geldiklerinde sirius harry’e odasýný eliyle göstererek: “bizim, yani tonks, kingsley lupin ve benim konuþacaklarýmýz var.seninle de yerleþtikten sonra konuþuruz.” Dedi. Harry: “tamam.” Dedi. Sandýðýný ve hedvigin kafesini alrak odanýn kapýsýna doðru ilerledi. Kapýyý açtýðýnda, bir tane kýzýl kafanýn ona doðru geldiðini gördü. Sonrada uzun kýzýl saçlarýn yüzünü örttüðünü hissetti. Ginny weasley ona sýký sýký sarýlýyordu. Harry, ginny ona sarýlýnca içini dolduran rahatlýk hissine aldýrmayarak ginny’yi yavaþça yanaðýndan öptü. Sonrada onu býrakýp ron’la el sýkýþtý. Daha nasýl olduklarýný soramadan odada bir þak sesi duyuldu. Fred ve George gelmiþti. Ýkiside harry’e sýrýtarak selam verdi. Harry de onlara gülümsede.
Tam ron’a nasýl olduðunu soracakken fred ve George’nin yüzündeki ifadeyi gördü. “ne oldu.” Diye sordu. Ama daha soruyu sorarken cevabýn ne olduðunu anlamýþtý. Fred ve george’nin kulaklarýndan incecik sicimler sallanýyordu. Ayný þeyleri gini ve ron’un kulaklarýnda da görünce afalladý. Sonra birden fred’Ýn ona da bir tane sicim uzattýðýný gördü.
“ne yapýyorsunuz.” Dedi. Onun bu sorusuna þaþýrmýþ görünen fred cevap verdi. “sadece biraz eyleniyorduk. Sende eylencemize katýlmak istermisin?” Harry onlarýn ne yaptýðýný anlamýþtý. Hemen baþýný evet anlamýnda salladý. Fred’in elindeki sicimi alýp kulaðýna taktý. Sonra kulagýna gelen sesleri pürdikkat dinlemeye baþladý.
     “ama bu nasýl olur! Fudge nasýl azkaban ruh emicilerinin kontrolünü lucius malfoya býrakýr?” dedi tonks. “bu kadar budala olmasýna bende þaþýrmýyor deðilim aslýnda.” Diye konuþtu kingsley.”peki ya bu akþam ruh emicilerin bize saldýrmasý, o neyin nesiydi?” dedi lupin.
Onun sorusunu tonks yanýtladý. “o, lucius malfoyun ruh emicileri ne kadar iyi kontrol ettiðinin bir göstergesiydi. Arabaya sarsýlmaz büyüsünü yapmýþ olmasaydýk belkide.” Tonks sözlerini bitiremedi. Ruh emicilerden ne kadar korktuðu sesinden belli oluyordu. Kýsa bir sessizlikten sonra sirius ilk defa söze girdi. “dolores mi ruh emicileri oraya götürüyordu.”“evet” dedi kingsley. “peki sizden birini gördümü?” diye sordu sirius. Sesinde ufak bir endiþe seziliyordu. “hayýr “ dedi tonks. “kingsley tam zamanýnda olaya müdahale etti.”
Kýsa süren bir sessizlik Sonrasýnda lupin konuþtu. “ölüm yiyenlerin azkabandan kaçmasý an meselesi.” “elbette. Voldemort geri döndükten sonra azkabandaki ölüm yiyenleri yanýnda isteyecektir. Dedi kingsley.
“toplantý ne zaman?” diye sordu sirius.” sanýrým yarýn.” Diye cevap verdi tonks. “eh öyleyse snape’den bu konuyla ilgili bir þeyler öðrenebiliriz demektir.” Dedi sirius.
     Harry daha fazlasýný dinleyemeyeceðine de karar verdi. Diðerleri de öyle düþünmüþ olacakki uzayan kulaklarýný çýkardýlar.
Hepsi birbirlerine bakýyordu. Ýlk konuþan Harry oldu. “azkabandaki ruh emicileri denetleme görevi neden lucius malfoya düþsünki?” fred harry’nin sorusunu yanýtladý. “azkaban ruh emicilerini denetleyen büyücü 2 gün önce ölü bulundu. Lucius malfoy’da azkabandaki ruh emicilerin kontrolü görevine getirildi. Asýna bakarsan fudge onun ve diðer dýþarýda kalan ölüm yiyenlerin artýk karanlýk yanda olmadýðýný düþünüyor. Bunu büyücü dünyasýna göstermek içinde böyle bir yola baþvurdu.” Harry duyduklarýna inanamadý. Ama merak ettiði bir sürü soru olduðu için þaþýrmayý daha sonraya býraktý. “peki Zümrüdüanka yoldaþlýðý nedir?” “dumbledore’un voldemort’a karþý savaþmak amacýyla kurduðu yasadýþý bir örgüt.” Dedi ron. “ne yaptýklarý hakkýnda bir bilginiz varmý?” diye sordu Harry. Ginny sýrýtarak: “aslýnda her yaptýklarýný biliyoruz. Tabi fred’le george’un sayesinde.” Dedi. Fred ve George ayný anda gururla harry’ye baktýlar. “bildiklerinizi banada anlatýrsýnýz deðil mi?” dedi Harry. “elbette bunu bilmek en çok senin hakkýn.” Diyerek sýrýttý George.
     “aslýnda yoldaþlýktakiler de bu konu üzerinde çok tartýþtýlar. Ama senin fazla bir þey öðrenmene gerek olmadýðýna karar verdiler.” Dedi ginny. Harry ginny’nin bu sözleri üzerine ayaða fýrladý. Sinirden elleri ayaklarý titriyordu. Kan damarlarýnda þelale gibi akýyordu. Yüzü öfkeden kasýlmýþ bir halde, sesini sakin tutmaya çalýþarak konuþtu. “voldemort’un elinden tam üç kere kurtuldum. Onun döndüðünü de ben haber verdim. Yinede çocuk muamelesi görüyorum. Sen karýþma evde otur dumbledore’un yoldaþlýðý voldemort’u yenip sana haber verir. Nasýl böyle?.”daha fazla bir þey söyleyemedi. Sesini sakin tutmaya çalýþsada bunu baþaramamýþtý. Bunun üzerine fred ve George çözümü onun aðzýný elleriyle kapatmakta buldular. Ron hemen: “onlar böyle düþünsede biz böyle düþünmüyoruz abi.” Dedi. Harry onu anladýðý için, içinden ron’a minnet duyuyordu. Ron konuþmaya devam etti: “hepimiz onlarýn ne yaptýðýný öðrenebileceðimiz bir yol bulduk. Ama sen þimdi baðýrmaya devam edersen birileri seni duyup buraya gelir. Sýrrýmýzý öðrenir ve bir daha asla onlarýn neyaptýklarýný duyamayýz.”
Harry ron’a hak verdi. Yavaþça yataða oturdu. Bu arada merdivenden ayak sesleri geldiðini duydu. Odadaki herkes uzayan kulaklarýný sakladý. Çok kýsa bir süre sonra Mrs.weasley odaya girdi. Hadi çocuklar yemek yiyoruz.” Dedi. Sonrada arkasýný dönüp odadan çýktý. Sýrayla odadan çýktýlar.
Mutfaða geldiklerinde hazýr bir yemek masasý ve masada yan yana oturan tonks lupin ve sirius’u gördüler.
Harry sirius’u görünce biraz önceki sinirli halinden eser kalmadý. Yavaþça tonks’un yanýndaki sandalyeye otururken, sirius’a göz kýrptý. Fred, George, ginny ve ron harrynin tam karþýsýna oturdular. Tonks’un sessizliði masadaki herkezin dikkatini çekti. Mrs.weasley tonks’a soran gözlerle bakýyordu. Ama tonks bu bakýþlardan habersiz gibi görünüyordu. Herkes bir süre yemek yedikten sonra Mrs.weasley yüksek sesle boðazýný temizledi. “bir þey mi oldu tonks?” diye sordu. Tonks onu duyduðuna dair hiçbir belirti göstermemiþti. Mrs.weasley’in yüzünde endiþeli bir ifade belirdi. Ama tekrar tonks’a seslenmeye cesaret edemedi. Mrs.weasley’in sessizliðinden yararlanan sirius: Harry”. dedi. o sýrada fred ve george’un fýsýldaþmalarýný dinlemeye çalýþan Harry baþýný sirius’un olduðu yere çevirdi. Bunun üzerine sirius konuþmasýna kaldýðý yerden devam etti. “ben senin buraya gelir gelmez voldemort hakkýnda bir þeyler öðrenmek isteyeceðini zannetmiþtim.” Bunun üzerine masadaki herkes yaptýðý iþi býrakýp sirius ve Harry arasýndaki konuþmayý dinlemeye baþladý.
Aslýnda Harry sirius’un bu sorusuna çok sinirlenmiþti. Ama bunu hiç belli etmedi. Çünkü nasýl olsa yoldaþlýkta neler konuþulduðunu öðrenmenin bir yolunu bulmuþlardý. Harry uzun süredir cevap vermediðini farkedince : “voldemort artýk ilgi alanýma girmiyor. Ben evde oturup birilerinin aðzýma mama vermesini bekleyeceðim.” Dedi. Harry’nin bu sözleri herkezi þok etmiþti. Fred George ve ron Harry’ye endiþeli bakýþlar attýlar. Ron harry’nin yoldaþlýkta konuþulanlarý öðrenme yollarýný aðzýndan kaçýrmasýndan korkup masanýn altýndan bir tekme attý. Ama ayaðý biraz daha saða kayýnca tekmesi harry’e deðil tonks’a ulaþtý. Tonks tekmeyi yiyince birden yerinden sýçradý. Ayný andada küçük bir çýðlýk attý. Tonks’un neden çýðlýk attýðýný ron haricinde kimse anlamamýþtý. Mrs.weasley tonks’un tam karþýsýnda oturan fred’e bakarak”tonks’a tekme mi attýn? Tanrý aþkýna fred þimdi eðlenmenin sýrasýmý?” fred mahsum bir ifade takýnarak: “merlinin yýrtýk gömleði ve kirli donu adýna yemin ederim ki ben o sýrada ronun yemeðine nasýl cebimdeki sümüklü böceklerden atabilirim diye düþünüyordum.” Bunu duyan herkes kahkahalarla gülmeye baþladý. Az önce Harry ve sirius arasýnda geçen konuþma unutulmuþ gibiydi.
Yemekler bitince Mrs.weasley herkese yatma vakti geldiðini ilan etti. Kimsenin bu duruma ihtiraz edecek hali yoktu. Herkes odasýna çekildi. Ertesi gün olacak korkunç olayý bilmeden rahat bir uykuya daldýlar.

     Beþinci bölüm: haberci;

     Gecenin karanlýðýnda siyah pelerinli bir kadýn azkaban kalesine doðru gitmek için evinden çýkmýþtý. Kocasý, karanlýk lordun emri üzerine azkaban ruh emicilerini denetleyen büyücüyü öldürmüþ, sonrada onun yerine azkabandaki ruh emici denetleme görevini üstlenmiþti. Tabi bunda sihir bakanýnýn da etkisi çoktu. Harry potter’ýn voldemort’un döndüðünü söylemesi ve onun yanýndaki ölüm yiyenlerin arasýnda lucius malfoyun da olduðunu belirtmesi üzerine, sihir bakaný lucius malfoy’un eskiden bir ölüm yiyen olduðunu, ancak þimdi karanlýk taraf için çalýþmadýðýný savunmuþtu.
Biraz da Harry potter’ýn söylediðinin yalan olduðunu büyücü toplumuna kabul ettirmek için lucius malfoy’u azkabandaki ruh emicileri denetleme görevinde görmek istediðini söylemiþti.
“aptal adam.” Diye düþündü kadýn. Harry potter, karanlýk lordu daha bebekken alt eden kiþi, neden yalan söyleyebilirdiki.
     Kadýn evinin sýnýrlarýndan çýktýktan sonra kendi etrafýnda döndü. Birkaç saniyelik sýkýþma hissinden sonra azkaban kalesinin giriþine ulaþtý. Ayný anda da ruh emicilerin yaydýðý soðuk hava hissi bütün bedenini sardý. Daha fazla orada durmamasý gerektiðini bilen kadýn yavaþça ruh emicilere doðru ilerledi. Ruh emiciler onu görünce hemen kenara çekildiler.kadýn hýzla kalenin kapýsýndan geçti. Tamamen taþ duvarlardan yapýlmýþ bu yer insanýn içinin ister istemez ürpermesine neden oluyordu. Kadýn kaledeki karanlýða ve ürkütücülüðe aldýrmadan ilerlemeye devam etti. Sonunda demir bir kapýsý olan bir odanýn önünde durdu. Yavaþça asasýný kaldýrýp: “alohomora.” Dedi. Büyülü sözleri söylediði anda odanýn kapýsý ardýna kadar açýldý. Ýçerideki sarýþýn solgun yüzlü adam, gelen kiþiyi görmek için baþýný kapýya çevirmiþti. Kadýn adamýn ona baktýðýný görünce yavaþça yüzünü açtý. Adamýn yüzünde beliren rahatlýða aldýrmayarak odaya girdi. Kapýyý kapattý. Adam hiçbir þey söylemeden kadýna bakmaya devam ediyordu.
Aslýnda karýsýný ve çocuðunu bu iþe bulaþtýrdýðý için çok mutsuzdu. Bir yandan onlarýn zarar görmesinden korkuyor, diðer yandan lorduna baðlý kalmak istiyordu. Kadýn konuþmaya baþlamadan önce kocasýnýn yüzüne boþ gözlerle baktý.sonrada Derin bir nefes alýp konuþmaya baþladý. “karanlýk lord yarýn ruh emicilerle konuþmaya gelecek. Ayrýca bella’yý da görmek istiyor. Buraya geleceðinden bizden baþka hiç kimseye söz etmemiþ.severus’a bile. Karanlýk lord bana bu konuda baþka bi þey söylemedi. Ama sanýrým snape’nin baþka görevleri var. Neyse
Saat tam iki’de burada olacak. Sana haber vermemi istedi.” Kadýn oldukça soðuk ama kararlý bir ses tonuyla bir solukta ona verilen görevi yapmýþtý.
Kocasý tamam anlamýnda baþýný salladý. Karýsýyla konuþacak kadar gücü yoktu. Onu bu iþe bulaþtýrmanýn suçluluðu, günden güne içini acýtmaya baþlýyordu.
Kocasýnýn baþýný salladýðýný gören kadýn yavaþça ayaða kalktý. Kocasý da onunla birlikte ayaða kalktý. Zarif bir hareketle karýsýnýn koluna girdi. Kalenin çýkýþýna kadar ona eþlik etti.
Kadýn kalenin kapýsýndan çýktýðý anda hiç vakit kaybetmeden etrafýnda döndü. Az önce yaþadýðýndan biraz daha fazla sýkýþma hissi yaþamýþtý. “
Acaba Andromeda’ya gitmelimiyim?” diye düþündü. Ama karanlýk lord ona on dakika içinde gidip geri dönmesini emretmiþti. Bir dakika bile gecikirse sonuçlarýnýn ne denli tehlikeli olabileceðini tahmin etmesi hiç de zor deðildi. Hýzlý adýmlarla evine doðru ilerlerken bahçesindeki çiçeklere bastýðýnýn farkýna bile varmadý. Hemen eve girip voldemord’un olduðu odanýn önüne geldi. Hafifçe kapýyý týklattý. Karanlýk lordun gel demesini bekledi. Ýçerden ses gelmeyince bir daha kapýyý týklattý. Bu sefer beklediði sesi duymuþtu. Hemen zihnini boþaltýp odaya girdi. Girer girmez voldemort’un önünde yerlere kadar eðildi. “emrimi yerine getirdinmi narcissa?” diye sordu voldemort. Narcissa: “getirdim lordum.” Dedi. Bunun üzerine voldemort soðuk bir kahkaha attý. “gidebilirsin.” Dedi. Narcissa bunu duyunca geri geri giderek odadan çýktý.
Yavaþça ikinci kata doðru ilerledi. Oðlunun yanýna gidecekti. Merdivenleri çýktý. Draco’nun uyuduðunu bildiði için odasýna neredeyse hiç ses çýkarmadan girdi. Yavaþça oðlunun yataðýnýn baþ ucuna oturdu.
Draco malfoy annesinin geldiðini fark etmiþti. Ama hiç sesini çýkarmadý. Genç kadýnýn gözlerinden yaþlar birer birer draco’nun saçlarýna dökülürken draco, hayretten yerinden kýpýrdayamýyordu. Kadýn hafifçe içini çekerek: ben böyle olmasýný istemedim oðlum. Yemin ederim istemedim. Karanlýk lord onun verdiði emirleri yerine getirmezsek seni öldüreceðini söylüyor. Eðer elimde olsaydý seni bu tehlikeden uzak tutardým. Beni affet. Sonra yavaþça kalkýp oðlunun odasýndan çýktý.
Draco malfoy o aný hayatý boyunca unutamayacaktý.

Altýncý bölüm: bilinmez ada;
     Ay ýþýðýnýn aydýnlattýðý Grimmauld meydaný 12 numara da yaþayan herkes, gecenin ürpertici sessizliðine inat mýþýl mýþýl uyuyordu. Hepside baþlarýna gelecek tehlikeden habersizdi.
Saat 4 sularýnda daðýnýk siyah saçlý çocuk yataðýnda huzursuzca kýpýrdandý. Uyanmak istediði belliydi. Ama uyanamýyordu.
Kapkaranlýk bir koridorda ilerliyordu. Gözlerinin seçebildiði kadarýyla koridorun duvarlarýnda yýlan resimleri vardý. Biri onu çaðýrýyordu. “tehlike büyümeden buraya gel!” þimdi koþmaya baþlamýþtý. Koridorun sonu görünmüyordu. Ama çocuk hiç durmuyordu. Birden birkaç metre ilerde bir ýþýk huzmesi gördü. Hýzlandý. Hýzlandý.
Elinden geldiðince hýzlý koþuyordu. Ama bir türlü yetiþemiyordu.
O ýþýk huzmesine ne kadar yaklaþýrsa, ýþýk huzmesi de ondan o kadar uzaklaþýyordu. Ayný ses yeniden konuþtu. Bu sefer daha yakýndan geliyordu. “kitabý aç. Tehlike baþlamadan burada olmalýsýn.”
Harry tam aðzýný açacakken düþtüðünü hissetti. Karanlýðýn içinde nereye düþtüðünü bilmeden düþüyordu.
birden yerinde sýçradý. Ter içinde kalmýþtý. Gördüðü rüyayý düþündü. Onunla konuþan kimdi. Nereye gelmesini istiyordu. Hangi kitaptan söz ediyordu.
Harry’nin kafasýnda bir ýþýk çaktý. Acaba ginny’nin ona doðum gününde gönderdiði kitap olabilirmiydi. Hemen yattýðý yerden kalktý. Yan yatakta yatan ronun yüksek sesle horlamalarýna aldýrmadan sandýðýna doðru ilerledi. Sandýðýnýn kapaðýný ses çýkarmadan açtý. Bu arada ron birkez daha yüksek sesle horlamýþtý. ”
Ron’un horlamalarýnýn duyulduðu yerde kitap okumak imkansýz.”diye düþündü Harry.
Ginny’nin ona gönderdiði kitabý da alarak odadan çýktý. Biraz düþününce, harry’e bu çok saçma geldi. Ginny’nin ona aldýðý kitapla ne ilgisi olabilirdiki? Ama yinede kitabý okumaya karar verdi. Hýzlý adýmlarla merdivenlerden indi. Holü geçerken elinden geldiðince sessiz olmaya çalýþtý.
Mutfaða girdi. Þöminenin ateþi söndüðü için içerde hafif bir serinlik vardý. Harry yavaþça oradaki sandalyelerden birine oturdu. Kitabý masanýn üzerine koydu. Ardýndan da kitabýn üzerindeki pakedi açtý. Kitap oldukça eski görünüyordu. Yüzyýllardýr hiç okunmamýþ gibiydi. Harry daha fazla düþünmenin zaman kaybý olduðuna karar verip kitabý okumaya baþladý.
     ….
Bilinmez ada efsanesi;
Ms. 900’lü yýllarda hogvarts cadýlýk ve büyücülük okulunun 4 kurucularýndan olan Godric gryffýndor ve Salazar slytherýn aralarýnda çýkan anlaþmazlýk sonucu bir düello yapmaya karar verirler. Buna göre düelloyu kim kazanýrsa hogvarts’a geri dönecek, kaybedense hogvarts’ý ebediyen terk edecektir.
Bilinmez ada efsanesi de burada baþlamaktadýr. Rivayete göre Godric gryffýndor ve Salazar slytherin bir sabah hogvarts’dan ayrýlýrlar. Ýki büyücü de düello edecekleri uygun bir yer aramaya baþlarlar. Sonunda Godric gryffýndor bilinmez ada da düello yapmayý önerir. Salazar slytherin ilk baþta buna sýcak bakmasa da sonradan bu öneriyi kabul etmek zorunda kalýr. Çünkü; bilinmez ada hogvarts’ýn diðer kurucularýnýn ve dünyada yaþayan hiçbir canlýnýn kolay kolay ulaþamayacaðý bir yerde bulunmaktadýr.
     Ýki büyücü bilinmez adaya gelir. Ancak bu ada da hiç ummadýklarý bir güç kaynaðýyla karþýlaþýrlar. Salazar slytherin bu gücü almak için godric gryffýndor’un hiç ummadýðý anda ona saldýrýr. Onu öldürmek için elinden geleni yapar. Çünkü eðer Godric gryffýndor ölürse o ada da bulunan güç salazar slytherin’e geçecektir. Ama ölmezde öldürülürse onun soyundan gelecek olan ve karanlýðý destekleyen herkes, kendi düþmanýný kendi yaratacaktýr. Bu bilginin kaynaðý henüz bilinmemektedir.
Bu ada ile ilgili bilinen diðer bir bilgi ise godric gryffýndor’un o adaya gitmeden önce adanýn yerini gösteren bir haritayý hogvarts’ta bir yere sakladýðýdýr.
     Harry kitabýn diðer sayfalarýna baktý. Ama kitapta bundan baþka hiçbir þey yazmýyordu. Zaten kitap 20 sayfadan oluþuyordu. Sýrayla sayfalara tekrar baktý. Son sayfaya geldiðinde kitaptakinden çok daha deðiþik bir biçimde yazýlmýþ bir cümle gördü. “bu kitap, godric gryffýndor’un hayatýný ve kendine özgü bilgilerini yazdýðý bir kitaptýr.” Harry kitabýn arka kapaðýnda da ayný el yazýsýyla yazýlmýþ bir cümle daha gördü. “yalnýzca gerçek bir gryffýndorlu olduðunu kanýtlamýþ olanlar bu kitabýn tamamýný okuyabilir.
     Harry bu cümleden hiçbir þey anlamadý. Gerçek bir gryffýndorlu olduðunu kanýtlamak ne demekti.
Birden Harry 2. sýnýfta baþýna gelenleri hatýrladý.
Sýrlar odasýnda seçmen þapka ona Godric gryffýndorun kýlýcýný vermiþti. Dumbledore’da ona, “yalnýzca gerçek bir gryffýndorlu o kýlýcý alabilir.” Demiþti.
Öyleyse neden hala kitabýn tamamýný okuyamýyordu. “acaba kitabýn tamamýný okuyabilmem için kýlýcýn bende mi olmasý gerekiyor?. Diye düþündü. Öyleyse bu kitabý bir daha okumasý imkansýz gibi bir þeydi. Harry kýlýcý dumbledore’a vermiþti. Geri isterse dumbledore ona nedenini sormazmýydý. Hatta kitabý elinden almazmýydý. Harry merakýna yenik düþmeyip dumbledore’dan kýlýcý hiç istememeye karar verdi. Olanlarý sabah fred, George, ron ve ginny’e anlatacaktý. Aslýnda hermione’ye de anlatýrdý ama onun böyle bir durumda hemen dumbledore’a gideceðini biliyordu. Kitaba son bir kez daha baktýktan sonra tekrar yattýðý odaya gidip onu sandýðýna koydu. Hala ne yapacaðýna tam olarak karar vermemiþti. Dumbledore’a gitme fikrini hiç beðenmiyordu. Kaç kez voldemort’un elinden kurtulmasýna raðmen ona güvenmiyordu. Yoldaþlýðýn ne yaptýðýný ona söylememiþti. Bu iþi kendi baþýna da çözemezdi. Onun için sabah kahvaltýdan sonra kitaptakileri ron’a fred’e gorge’a ve ginny’e anlatmaya karar verdi. Sirius’a da anlatmak istiyordu. Ama onada çok kýzgýndý. Dumbledore ona söylemese bile sirius’un her þeyi söylemesi gerektiðini düþünüyordu.
     Sabah olduðunda grimmaould meydaný 12 numara sakinleri yavaþ yavaþ mutfaða inmiþ, kahvaltý yapmak için Mrs.weasley’Ýn kahvaltý hazýrlamasýný bekliyordu. O gün grimmaould meydaný 12 numaradaki hogvarts öðrencileri için önemli günlerden biriydi. Nihayet hermione de aralarýna katýlacaktý. Herkes çok sevinçliydi. Buna memnun olmayan bir kiþi vardý. Harry potter.
Aslýnda Harry hermione ile çok yakýn arkadaþ olmasýna raðmen, o gelince bilinmez ada ile ilgili kitaptan rahatça söz edemeyeceði için geliþine o kadar da sevinmemiþti.
ama yinede hermione öðleden sonra geleceðinden olanlarý anlatmaya biraz vakti olduðunu düþünüp rahatladý. Kahvaltý bitince Mrs.weasley ortalýðý toplamak için herkesi mutfaktan kovaladý. Harry beklediði fýrsatý bulmuþtu. Hemen fred’e george’a ron’a ve ginny’e bir bakýþ attý.onlarýn hiçbir þeyden haberi olmadýðý için baþta biraz þaþýrdýlar. Ama Harry ýsrarla onlara merdivenleri gösterince hepsi sessizce onu takip ettiler. Sirius olanlardan biraz þüphelendi ama bunu belli etmemenin daha iyi olacaðýný düþündü.
Harry, weasleyler2le birlikte odaya girdiðinde, ginny dayanamayýp sordu. “Harry! Ne oldu. Neden bizi buraya çaðýrdýn?.
“çünkü size anlatmam gereken bir þey var.” Harry onlarýn yüzündeki meraklý ifadeye aldýrmayarak devam etti. “dün gece bir rüya gördüm. Rüyamda karanlýk bir koridorda koþuyordum. Koridorun duvarlarý yemyeþil yýlan resimleriyle doluydu. Sonra bir ýþýk gördüm o ýþýðý takip ettim. Sonrada bir adam bana kitabý okumamý söyledi. Daha sonrada uyandým.”
Þimdi odadaki herkesin yüzünde hafif bir endiþe seziliyordu. Fred harry’e dikkatli dikkatli bakarak: “hangi kitaptan bahsettiðini anladýnmý peki?” diye sordu. “bunu anlamam hiçde zor olmadý. Ginny’nin doðum günümde bana aldýðý kitaptan bahsediyordu. En azýndan ben böyle düþünüyorum.”
“ne!” dedi ginny. Herkes dönüp ginny’e baktý. Ginny’nin yüzünde korku ve þaþkýnlýk karýþýmý bir ifade vardý. “Harry, ben sana doðum gününde kitap almadýmki.” Dedi.
Þimdi ginny’nin yüzünde beliren ifadenin aynýsý odadaki herkesin yüzünde de belirmiþti.
Yaklaþýk on dakika kimse konuþmadý. Sonunda sessizliði bozan George oldu. “peki sen almadýysan kim aldý.” Ginny bilmediðine dair bir þeyler mýrýldandý. Fred yüzünde meraklý bir ifadeyle harry’e döndü: “o kitabý okudunmu.” Harry evet anlamýnda baþýný salladý. Sonrada kitapta okuduklarýný harfiyen onlara anlattý.
Harry anlatmayý bitirdiðinde hepside çok etkilenmiþ görünüyordu. Fred dayanamayýp: “o kitabý görebilirmiyiz.” Diye sordu. Harry baþýný yukarý aþagý salladý.
Sonrada oturduðu yerden kalkýp sandýðýna doðru ilerledi. Þimdi odadaki herkes nefesini tutmuþ harry’e bakýyordu. Harry sandýðýnýn kapaðýný kaldýrýp büyük bir dikkatle kitabý çýkardý.. fred hemen elini uzattý. Kitabý alýp incelemeye baþladý. Teker teker sayfalarý çevirdi. Sonunda bembeyaz bir yüzle ayaða fýrladý. Bu arada kitabý george’a vermiþti. Harry neler olduðunu anlamaya çalýþýrken george’ta ayaða fýrladý. Kitabý inceleme iþi bu kezde ron’a düþmüþtü. Ama ron nedense fred ve George gibi ayaða fýrlamak yerine þaþkýnca harry’e baktý. Harry artýk sabrýnýn iyice taþtýðýný hissetmiþti. “ne oluyor?”diye sordu.
Üç weasley birden “o kitapta hiçbir þey yazmýyorki.” Dediler. Harry duyduðu þey karþýsýnda þaþýrýp kalmýþtý.


Yedinci bölüm: karanlýk yeniden doðuyor;
grimmauld meydaný 12 numara sakinleri o gün olacaklardan habersiz, günlük iþleri üzerinde yoðunlaþmýþtý.
Mrs.weasley mutfakta temizlik yapýyor, bir yandan da “pislikten gözgözü görmeyecek yakýnda bu evde.” Diye yakýnýp duruyordu. Sirius Black ise dün akþam vaftiz oðlunun söylediklerinin þokunu ancak atlatabilmiþ, harry’nin neden böyle yaptýðýný düþünüyordu. Sonunda þahgaga’nýn yemini verdikten sonra Harry’yle konuþmaya karar verdi.
Bunu ne kadar çabuk yaparsa o kadar mutlu olacaðýný düþünüyordu. Çünkü, Harry ona en yakýn arkadaþýnýn emanetiydi. Onu da týpký arkadaþý gibi çok seviyordu. Harry’nin mutsuz olmasýný arkadaþýda (James potter) istemezdi.
Sirius, harry’nin dün akþam ki söylediði, “voldemort artýk ilgi alanýma girmiyor. Ben evde oturup birilerinin aðzýma mama vermesini bekliyeceðim.”sözlerini harry’nin mutsuz olmasýndan söylediðini zannediyordu. Aslýnda haklýydý. Tabi mutsuz olurdu. Voldemort’la 2 kere karþýlaþýpta sað kalabilentek büyücü olmasýna raðmen Dumbledore da yoldaþlýkta Harry’nin Voldemort’un planlarýndan haberdar olmasýný istemiyordu. Ona kalsa vaftiz oðlundan hiçbir þey saklamazdý. Ama biraz daha beklemesi gerektiðini biliyordu.
     Birden Harry’e söylemesi gereken bir þey olduðunu hatýrladý. Hýzla Harry’nin odasýna doðru yürümeye baþladý. Merdivenlerden çýkarken ses çýkarmamaya hiç özen göstermediðinden annesinin portresi ve yanýndaki diðer portreleri uyandýrmýþtý. Birden koridoru çýðlýk sesleri doldurdu.
Bu sesler Harry’i ve odada bulunan weasley’leri kendilerine getirmiþti. Harry hemen kitabý alýp sandýðýna koydu. Weasleyler de kendilerini toparladýlar. Odanýn kapýsý açýldýðýnda her þey normal görünüyordu. Sirius herkesin üzerinde göz gezdirdi. Harry’e gelince durdu. “biraz konuþabilirmiyiz?” dedi. Ginny Ron’un kolundan çekerek: “anneme yardým etmemiz gerek. Ayrýca Hogvarts’dan gelecek olan mektuplarýmýzýn bu gün burada olmasý gerekiyordu. Gidelim.” Dedi. Ron hiç sesini çýkarmadan Ginny’i takip etti. Fred ve george’ta Harry’e göz kýrparak odadan ayrýldý. Onlar gözden kaybolmadan önce sirius yüksek bir sesle: “mektuplarýnýz çoktan geldi. Ama onlarý Tonks ve Lupin götürdü. Bu gün Hermione’i almaya gittikten sonra Diagon yolundan gerekenleri alacaklar. Dedi.
Sonra da kapýyý kapattý. Yüzünde gayet sakin bir ifade ile Harry’e döndü. “nasýlsýn?”
Harry hiç cevap vermeden iyi olduðunu belirttiðini umduðu bir bakýþ attý. Aklý hala kitaptaydý.
Sirius Harry’nin halinden anlamýþ gibi: “senden bazý þeylerin saklanmasýna kýzýyorsun deðil mi?” Harry sirius’a karþý büyük bir sevgi duydu. “evet.” Dedi. Sirius gülümsedi. “o zaman sana küçük bir bilgi. Dumbledore, sana bu geceden itibaren okullar açýlana kadar özel ders verecek. Yalnýz bunu hiç kimse bilmesin. Hatta ron ve Hermione bile.”
Harry tamamen afallamýþ bir þekilde sirius’a bakýyordu. Duyduklarýna inanmakta oldukça güçlük çekmiþti.ama artýk kendisinden bazý þeylerin de olsa saklanmayacaðýný bilmenin sevinci içinde sirius’a sarýldý.
     Güneþ, Londra göklerinde sanki son kez kendini gösteriyormuþcasýna gök yüzünde salýna salýna yükseliyordu. Sanki insanlara: “bir daha beni doyasýya seyretme fýrsatý bulamayacaksýnýz.” Mesajý veriyordu. harry de sirius da bu anýn tadýný çýkarmak için birbirlerinden uzun bir süre ayrýlamadýlar.
Ancak kapý zilinin çalmasýyla ikiside birbirini býraktý. Sirius hýzla aþaðý inmeye koyuldu. Çünkü annesinin portresi yeniden baðarýp çaðarmaya baþlamýþtý.
Harry ise o kadar acele etmiyordu. Merdivenlerin sonuna geldiðinde karþýsýnda
Hermione Lupin ve Tonks duruyordu. Hepsininde elinde paketler vardý. Harry Lupin ve tonks’un hermione’i almaya gittiklerinde diagon yoluna da uðrayacaklarýný bildiðinden paketlerle ilgilenmedi.
Bu arada Mrs.weasley de mutfaktan çýkmýþ Hermione tonks ve lupin’in elindeki paketleri alýyordu. Hermione elindeki paketlerden kurtulduktan sonra hýzla harry’ye doðru koþup ona sarýldý. Harry’de ona sarýldý. Hermione sevinçten aðlamak üzereydi. Arkadaþlarýný çok özlemiþti.
Onlarý görmeyeli sadece birbuçuk ay olmasýna raðmen, yinede Harry ve ron olmadan yapamayacaðýný biliyordu.gür kahverengi saçlarý harry’nin yüzünü
tamamen kapattýðý için Harry nefes almakta biraz zorlanmýþtý. Hermione bunu fark edince hemen harry’i býraktý. “sizleri çok özledim.” Diye haykýrdý. Sýrayla ron ve ginny’e sarýldý. Fred ve george’Un elini sýktý. Hep birlikte oturma odasýna giderlerken lupin ve tonks’un mutfaða doðru ilerlediklerini gördüler. Sirius’da onlarýn peþinden gidiyordu. Hermione
tatilde S.b.d.lere çalýþmak için aldýðý kitaplardan bahsederken fred ve George kimseye
fark ettirmeden uzayan kulaklarýný takmýþlardý. Ginny de durumu fark edince fred’e bir “bende isterim.” Bakýþý fýrlattý. Fret’de ona bir tane uzayan kulak uzattý. Bunu yaparken hermione’nin birden onlara doðru dönmesiyle biraz þaþýrdý. Hermione kitaplarý
anlatmayý býrakmýþ biraz þaþkýn bir yüzle fred ve george’a bakýyordu. Daha ne olduðunu soramadan Harry ve ron’un da ayný þeylerden kulaklarýna taktýklarýný görünce þaþkýnlýðý bir kat daha arttý. Fred’in elindeki ipe benzer bu þeylerden bir tane alýp kulaðýna götürdü.
Þimdi odadaki herkes pürdikkat mutfakta konuþulanlarý dinliyordu.
     “Acilen azkabana gitmemiz gerekiyor.” Dedi tonks. Sesinde belli bir endiþe seziliyordu. “cornelius fudge, malfoy denen pisliði tebrik etmeye gidecekmiþ. Lucius
malfoy gerçekten bir ölüm yiyen olsaydý; þimdiye kadar ölüm yiyenleri çoktan serbest býrakýrdý diyor.”diye sözlerine devam etti. “en azýndan birkaç yoldaþlýk üyesi azkabanýn çevresinde olmalý.”
Bunun üzerine mutfaktan sandalye sesleri yükseldi. “ben geliyorum.” Dedi Sirius.lupin “olmaz.” Dediysede Sirius kararlýydý. En yakýn dostunu ve kuzenini orada yalnýz býrakamazdý.
Tonks ona bir kaçak olduðunu hatýrlatýnca da” hayalbozan büyüsü yaparýz. Yada çok özlü iksir içerim.” Demiþti. Mrs.weasley de gitmeye gönüllü olmuþtu.lupin onada karþý çýktý. Bunun üzerine Mrs.weasley: “ o ölüm yiyenlerle tek baþýna mý dövüþmeyi düþünüyorsun remus? Eðer sana bir þey olursa hogvarts bu seneki KSKS öðretmenini kaybetmiþ olur. Hiçbir öðrenci KSKS gibi önemli bir dersten mahrum kalmak istemez.” Demiþti.
Azkaban’ý kontrole gidecek olanlarýn belirlenmesi yaklaþýk on dakika sürdü. Buna göre tonks, lupin, Mrs.weasley, Sirius ve birkaç seherbaz askabana gidecekti.
Oturma odasýnda mutfaktaki konuþmalarý büyük bir dikkatle dinleyen grupta sessizliði ilk bozan hermione oldu. “yoldaþlýktaki toplantýlarý böylemi dinliyorsunuz? “ hepsi birden kafalarýný yukarý aþaðý sallayýnca Hermione’Nin yüzü asýldý. “sizden yoldaþlýkt a konuþulanlarý bilmeniz istenseydi yoldaþlýða direk alýnýrdýnýz. Neden böyle?” daha
sözlerini bitirmeden fred George ve ginny ayaða kalktý. Ginny yüzünde büyük bir
kýzgýnlýkla, sesi titreyerek: “eðer biz bunlarý duymasaydýk annemizin hayatýnýn þu anda tehlikeye gireceðini bilmemiþOlurduk. Sonra aðabeylerine döndü. Tam bir þey söylemeye hazýrlanýrken hermione yine konuþtu. “siz ikiniz; neden böyle bir þeyi dumbledore’a.”
Harry de þimdi hermione’e öfkeyle bakýyordu.hermione bu bakýþlarý görür görmez olduðu yerde dondukaldý. Dumbledore harry’den bazý þeyleri saklamasaydý, Harry de elbette dürüstce her þeyi dumbledore’a anlatýrdý. Hermione bunlarý düþününce harry’e biraz hak verdi. O da harry’nin yerinde olsaydi týpký harry’nin yaptýðý þeyleri yapardý.hermione.i düþüncelerinden koparan harry’nin sesi oldu. “vaftiz babamýn hayatý tehlikede! Sen kalkmýþ yaptýðýmýzýn yanlýþ olduðunu söylüyorsun.sen hiç voldemort’la karþýlaþtýnmý ki? Onun neler yapabileceðini tahmin bile edemesin. Ben hayattaki tek yakýnýmý kaybetmek istemiyorum tamamý?” Gelen ayak seslerini duyunca hepside kendilerini topladý. Uzayan kulaklar bir anda fred’in cübbesinin cebinin derinliklerinde kaybolmuþtu. Odanýn kapýsý açýldý.
Ýçeri Mrs.weasley girdi. Sesi bellibelirsiz titreyerek konuþtu. “çocuklar biz diagon yolundan bu ev için gereken bazý þeyleri almaya gideceðiz. Evden dýþarý çýkmayýn kendinize dikkat edin tamamý?”
Hepsi baþýný salladý. Mrs.weasley dýþarý çýktý. Aradan bir iki dakika geçti. Tekrar odanýn kapýsý açýldý. Bu sefer gelen siriustu. “Harry sakýn evden çýkmayýn. Dikkat edin en ufak bir þüpheli olayda pelerinini kullan. Ayrýca bu anahtarý al. Bu anahtar tavan arasýndaki iksir dolabýný açar. Bu dolaptan çok özlü iksir bulabilirsiniz. Bazý saç telleri de bulabilirsiniz. Onlarý kullanýp doðruca
sihir bakanlýðýna gidin tamamý?” dedi. Harry tamam anlamýnda baþýný salladý.
Sirius biraz endiþeli bir ifade ile harry’nin gözlerinin içine baktý. Sonrada odadan
çýktý. Evin dýþ kapýsýnýn kapanma sesi duyulduðunda ginny hemen ayaða fýrladý. “ne yapacaðýz?” Harry de ayaða kalktý. “sizi bilmem. Ama ben oraya gideceðim.”
Hermione bir dehþet çýðlýðý koyuverdi. “Harry kim olduðunu bilirsin sen seni istiyor. Sen onun ayaðýna böylece gidemezsin.” Harry hermione’e bakmadan konuþtu. “voldemort’un vaftiz babamý öldürmesini mi seyredeyim yani.” Hermione buna diyecek bir þey bulamamýþtý. Fred ve George de bunun üzerine ayný anda haykýrdýlar: “biz olmadan bir yere gidemezsiniz. Biz reþidiz. Ama siz deðilsiniz. Sizin büyü yaptýðýnýz hemen anlaþýlýr.” Harry onlarý haklý buluyordu. Ama onlara bir þey olmasýndan da korkuyordu.
Daha karþý çýkmaya fýrsat bulamadan ron’da ayaða kalktý. “bizimde annemiz orada. Bizde geleceðiz.” Dedi. Hermione hala azkabana gitme fikrini doðru bulmuyordu. Ama arkadaþlarýný da yalnýz býrakmak istemiyordu. O da ayaða kalktý. Bunu üzerine ginny hepsine bakarak konuþtu. “bir þeyler planlamadan gitmemeliyiz.” Fred kardeþine sýrýttý. “haklýsýn. Þu iksir dolabýna bir bakalým. Ama önce siriusunn söz ettiði pelerinin ne olduðunu bilmeliyiz. Deðil mi?” Harry hiç vakit kaybetmeden bir görünmezlik pelerini olduðunu onlara anlattý. Bunun üzerine George: “o pelerine hepimiz sýðamayýz.” Dedi. Fred’e bakýyordu.
Fred ise sanki cadýlar bayramý erken gelmiþ gibi sevinçle hepsinin üzerinde göz gezdirdi.
“þu iksir dolabýnda her türlü iksir bulunuyorsa o pelerinin altýna hepimiz girebiliriz.”
Dedi. Þimdi herkes nasýl olacak der gibi fred’e bakýyordu. Fred daha da çok sýrýtarak: “görünmezlik sývýsý.” Harry de ron da ginnyde hiçbir þey anlamamýþ gibiydi.ama George ve hermionenin yüzü aydýnlandý.
“neler olduðunu birde bize söyleseniz.” Dedi ginny. George hemen atýldý. “görünmezlik sývýsýný vücudunun her hangi bir yerine sürdüðünde o yerin görünmez olur. Ancak vücudunun, her yerinde ayný anda kullanamazsýn..” dedi.
O pelerini sadece baþýmýzý ve gövdemizi örtecek þekilde kullanýrýz.”dedi fred. “ yani belimizden ayak parmak uçlarýmýza kadar o iksirden kullanmak zorundayýz.”
Harry hemen anahtarý fred’e uzattý. “siz iksiri ararken bende pelerini alacaðým.”
     Hýzla koþarak yattýðý odanýn kapýsýný açtý. Sandýðýna koþtu. Pelerini ararkenbirden kitap eline geldi. Ama harry’nin kitaba bakacak hali yoktu. Bu yüzden de sað avucu kitab deyer deymez kitabun kapaðýndaki deðiþen yazýyý göremedi.
Hemen pelerinini alýp aþaðý indi. Fred, George, Hermione ve ronun orada olmadýðýný gördü. Biraz sonra onlarda ellerinde bir þiþe ile geri döndüler. Hermione’nin yüzünde endiþeli bir ifade vardý. Diðerleri ise kendinden emin gibi görünüyordu. Harry, george’nin elinde tuttuðu þiþeye baktý.
Þiþenin içinden masmavi dumanlar çýkýyordu. Ýksir, akýþkan gibi görünmesine raðmen týpký bir krem kývamýndaydý. “eminmisiniz. Görünmezlik sývýsý bu mu?” Dedi Harry. Fred ve George baþlarýný salladýlar. Hermione ise hala þüphe duyuyormuþ gibiydi. Baþýný sallamadý. Ama harry’nin ona aldýracak kadar vakti yoktu. Birazdanhayatta en çok deðer
verdiði vaftiz babasý belkide öldürülecekti. Hýzlý adýmlarla george’a doðru yürüdü.
Þiþeyi onun elinden aldý. Þiþeye dokunduðunda hafif bir sýcaklýk hissetti. Ama bunun üzerinde fazla durmadý. “nasýl kullanýlýyor.” Dedi. Fred sýrýtarak onun sorusunu yanýtladý. “görünmez olmasýný istediðin yere sürüyorsun. Ama bu iksir sadece 77 dakika etkili. Sihirsel en güçlü sayý bu olduðu için bu iksirin etkisinin bu kadar olmasýna karar verilmiþ.”
Harry fred’in son sözlerini dinlememiþti bile. Aceleyle iksiri belinden baþlayarak ayak parmak uçlarýna doðru sürmeye baþlamýþtý. Harry bunu yapmaya baþladýðýnda hermione’nin yüzündeki ifade gitgide deðiþmiþ, önce sararmýþ sonrada beyazlamýþtý. Harry iksiri sürmeyi bitirdiðindevücunun belinden aþaðý kýsmýnýn yavaþ yavaþ uyuþmaya baþladýðýný hissetti. Sanki boþlukta sadece baþý ve gövdesinin bulunduðu gibi bir hisse kapýldý.
Ayný anda Ginny ve hermione bir çýðlýk koyuverdi.fred ve george’ta kahkahayý bastýlar. Ron ise þaþýrmýþ, birazda etkilenmiþ gibi görünüyordu.
“hadi ne duruyorsunuz! Þunu kullanýnda bir an önce gidelim. Hepimizin yakýnlarý tehlikede. Siz burada öylece durmuþ bekliyorsunuz .”dedi Harry. Bunu duyan fred ciddileþerek iksir þiþesini harry’nin elinden kaptý. O da týpký Harry gibi belden aþaðýsýna iksiri sürdü. Herkes sýrayla ayný iþlemi yaptý.yaklaþýk 5 dakika sonra hepsinin sadece baþý ve gövdesi görünüyordu. Harry diðerlerininde yanýna gelmesini iþaret etti. Sonrada pelerinini çýkardý. Pelerini ilk kez gören fred, George ve ginny’nin aðzý açýk kalmýþtý. Hepsi yan yana dizildiler. Ama hiç birinin hesaba katmadýðý bir þey vardý. Azkabana nasýl gideceklerini hiç düþünmemiþlerdi. Bunu dile getiren ginny oldu.
Sonunda biraz düþündükten sonra hermione çözüm buldu. “fred yada George bir anahtar yapar. Bizde öyle gideriz. Yalnýz anahtarý yapmadan önce bir gizlilik büyüsü yapmanýz gerekiyor. Yoksa bakanlýk izinsiz anahtar yapýldýðýný fark edebilir.” Dedi. Bunun üzerine George asasýný çýkardý. “accoltus” diye haykýrdý. Birdenbire altýsýnýn da etrafýný saran mor bir ýþýk dalgasý oluþtu. Iþýk dalgasý büyüdü, büyüdü. Tam hepsinin baþýný kapatacak kadar büyüdüðünde fred asasýný önündeki þemsiyeliðin yanýnda duran ifrit bacaðýna doðrulttu. “portus” diye mýrýldandý. Ýfrit bacaðý bir süre mavi bir alevle parladý. Sonrada eski haline geri döndü. Yavaþça ifrit bacaðýna doðru ilerlediler. Sanki iþaret verilmiþ gibi ayný anda ellerini uzatýp anahtara dönüþtürülmüþ ifrit bacaðýna dokundular. Birkaç saniye için göbeðinden çekiliyormuþ hissini yaþadýktan sonra, kendilerini denizin ortasýnda bir adada buldular. Adayý denizden ayýran yüksek bir duvar vardý.
Hepsinin yüzleri duvara bakýyordu. Büyük bir cesaretle ginny arkasýna döndü. Tam karþýsýnda çevresi demir parmaklýklarla örülü, taþ duvarlardan oluþmuþ kocaman bir kale duruyordu. Ginny arkasýna döndükten bir süre sonra, diyerleride döndüler. Aradan bir dakika geçmeden Harry bir þeyin farkýna vardý. “ruh emiciler! Burada olmalarý gerekiyordu. “ bunlarý duyunca hepsinin yüzündeki þaþkýn ifade korkuya ve telaþa dönüþmüþtü. “ne yapacaðýz?” diye sordu ginny korkuyla. Ron kesin bir ifadeyle ginny ve hermiyone’e bakarak: “ siz burada kalýyorsunuz. Þuradaki taþlarýn arkasýna gizlenirsiniz. Bizde içeriye girip, neler oluyor diye bakacaðýz. Eðer bir gelen olursa, uzayan kulaklarý takacaðýmýz için, fýsýltýyla bize haber vereceksiniz. Yoldaþlýktakiler daha gelmemiþ anlaþýlan.“ dedi. Fred ve George afallamýþ bir þekilde ron’a bakýyorlardý. Ron’un bu kadar akýllýca plan yapabilmesi neredeyse imkansýzdý.
Hermione ron’un gösterdiði yere bakarak: “iyi ama buradaki taþlar bizi gizleyecek þekilde dizilmemiþ ki. “fred hýzla hermionenin baktýðý yöne asasýný doðrulttu. Küçük bir bilek hareketiyle taþlarý hermione ve ginny’i saklayacak þekle getirdi. Ginny ve hermione hiç vakit kaybetmeden saklanma yerlerine geçtiler. Sonrada uzayan kulaklarý kulaklarýna taktýlar. Fred George ron ve Harry taþ duvarlarla kaplý azkaban kalesine doðru ilerlemeye baþladýlar. Bir yandan da pelerini düzgün bir þekilde üzerlerine örtmeye çalýþýyorlardý. Sonunda tamamen görünmez olmayý baþardýlar. Uzayan kulaklarýda taktýktan sonra adýmlarýný hýzlandýrdýlar. Tam kalenin kapýsýna geldiklerinde ginny ve hermionenin fýsýldadýklarýný duydular. “geliyor! O geliyor!” hepside pelerinin kaymamasýna dikkat ederek arkalarýna döndüler. Tam karþýlarýnda uzun boylu, soluk yüzlü, kýrmýzý gözleri çizgi çizgi olan bir adam duruyordu. Voldemort.
Ama onlarý görmüþe benzemiyordu. Hatta görmesi olanaksýzdý. Onlar tammen görünmezdi.
Oysa görünmez olmayan birileri vardý ve voldemort onlarýn varlýðýný anlamýþtý. Doðrudan asasýný ginny ve hermionenin saklandýðý yere doðrulttu. “bombarda” ama daha büyüsünü tamamlayamadan ayný anda altý tane sersemletme büyüsü ona doðru uçmuþtu. Voldemort asasýnýn tembel bir hareketiyle o büyüleri engelledi. Sonrada sözsüz bir þekilde ginny ve hermione’nin saklandýðý yeri havaya uçurdu. Patlama o kadar büyüktüki dünyanýn öbür ucundaki insan bile duyabilirdi.
Voldemort yüksek sesle bir kahkaha patlattý. Harry bu kahkahayý duyduðunda kanýn beynine sýçradýðýný hissetti. Hýzla pelerinin altýndan çýktý. Voldemort karþýsýnda harry’i görünce büsbütün sýrýttý. “vay vay vay, potter. Buraya beni yok edebileceðini zannettiðin içinmi geldin? Yoksa artýk dumbledore’un sana çocuk muamelesi yapmasýndan sýkýldýnda bana katýlmak için mi geldin?”
Harry buz gibi bir sesle: dünya tersine dönse senin köpeðin olmam tom ridle.” Diye haykýrdý. Harrynin bu sözlerinden sonra voldemort’un sýrýtmasý bütün yüzüne yayýldý. Tam bir þey daha söyleyecekken askabanýn kapýsý aralandý. Parmaklýklar büyük bir gürültüyle yok oldu. Ýçerden yüzleri kapalý, siyah pelerinli insanlar çýkmaya baþladý. En önden gelen bir kadýnýn yüzü açýktý. Uzun siyah saçlý þiþ göz kapaklý kadýn büyük bir ilgi ve saygýyla lorduna bakýyordu.hýzla koþarak voldemort’un ayaklarýnýn önünde diz çöktü. Kadýnýn gözlerinden oluk oluk þükran göz yaþlarý akýyordu. “lordum. Hoþ geldiniz. Biliyordum. Geleceðinizi biliyordum.”
Voldemort kadýna susmasýný iþaret etti. “sus bela. Potter’ý öldürdükten sonra hepinizle ayrý ayrý konuþacaðým.”
Bunu duyan kadýn hemen lordunun önünden çekilip diðer yandaþlarýnýn yanýna katýldý.
Þimdi bütün ölüm yiyenler, az önce fred, ron ve george’unolduðu yerde yan yana dizilmiþlerdi. Harry bu manzarayý gördüðünde þaþýrmadan edemedi. Arkadaþlarýnýn nerede olduðunu bilmemek onu deli ediyordu. Ama þimdi onlarýn yanýna gitmesi imkansýzdý. “belkide bir yolunu bulup görünmezlik pelerinin altýna hermione ve ginny’i de almýþlardýr.” Diye düþündü. Böyle düþününce içi rahatlamýþtý. Ama bu rahatlamasý uzun sürmedi. Aniden içini bir umutsuzluk kapladý. Dondurucu bir soðuk dalgasý tüm vücudunu yavaþ yavaþ sarýyordu. Kulaklarýnda annesinin çýðlýðý, sanki ayarý bozuk bir radyodan geliyormuþ gibi bir netleþip bir bulanýklaþýyordu. Ýmkansýzdý. O kadar ölümyiyenin arasýnda kurtulmasý imkansýzdý.
Öpülecekti. Yada ölecekti. Annesinin çýðlýðýný duyarak ölecekti.
Sonra bir anda ne olduysa oldu. Harry daha aðzýný bile açmadan bir çatal boynuzlu geyik asasýnýn ucundan fýrlamýþtý. Ölümyiyenler de voldemortta çatal boynuzlu geyiðe doðru asalarýný sallýyorlardý. Ancak geyik hýzla ruh emicilerin üzerine doðru ilerlemeye devam ediyordu. Sanki ona büyü iþlemiyordu. Sonra etrafý pof sesleri doldurdu. Harrynin geyiðine bir de anka kuþu katýlmýþtý þimdi. Ölümyiyenler karþýlarýnda dumbledore ve birkaç yoldaþlýk üyesini gördüklerinde olduklarý yere mýhlanmýþ gibi kalakaldýlar.
     Ama þaþkýnlýklarý uzun sürmedi. Her ölüm yiyen bir baþka yoldaþlýk üyesine doðru büyüler yollamaya baþlamýþtý. Harry de hýzla voldemort’un karþýsýndan çekildi. Fred, George, ginny, ron ve hermione’i bulmasý gerekiyordu.
Harry voldemort’un karþýsýndan çekilince dumbledore onun yerine geçti. Þimdi voldemort’la o düello ediyordu. Voldemort, dumbledore’a doðru yeþil bir alev topu gönderdi. Ayný anda da o soðuk kahkahasýný patlattý. Ama dumbledore çok hýzlý bir þekilde etrafýnda döndü. Birden ortadan kayboldu. Voldemort, onun nerede belireceðini biliyormuþ gibi arkasýna döndü. Ama bu büyük bir hataydý. Çünkü dumbledore voldemort’Un arkasýnda belirmek yerine eski yerinde ortaya çýkmýþtý. Ama voldemort bunu fark etmekte birazcýk geç kalýnca, dumbledore’Un ona doðru yolladýðý mavi ýþýna hedef oldu. Ne yazýkki bu büyünün de etkisi fazla sürmedi. Voldemort asasýnýn bir hareketiyle, kendine yapýlanbüyünün etkisinden kurtuldu.
Onlarýn düellosu devam ederken Harry de hala arkadaþlarýný bulmaya uðraþýyordu. Onlarý ararkende kendine doðru gelen büyülerden kaçmasý gerekiyordu. Bir ara lupin ve tonks’un düello ettiði bir ölümyiyen harry’i fark edip onunla düello etmeye kalktý. Ama Harry ölümyiyenin tahmin ettiði kadar kolay lokma olmadýðýný kanýtladý. Ölümyiyenin ona doðru yolladýðý bir lanetten kurtulmak için kendini yere attý. Sonrada hiç beklemeden ölümyiyene doðru bir sersemletme büyüsü yolladý. Ölümyiyen son anda büyüyü fark edep bir kalkan yarattý. Büyü havada yön deðiþtirip doðrudan harry’e doðru gitti. Ama Harry yerden kalkmadýðý için onun tam arkasýnda Mrs.weasley’le düello eden ölüm yiyenin tam sýrtýna çarptý. Büyünün etkisiyle ölüm yiyen yere kapaklandý. Mrs.weasley de harry’nin düello ettiði ölüm yiyenle düelloya baþladý. Ama Harry orada durup Mrs.weasley’e yardým etmek için beklemedi. O kendi baþýnýn çaðresine bakabilirdi. En azýndan Harry böyle umuyordu. Koþmaya devam etti. Kendisine doðru gelen bir büyüden zorlukla kurtuldu. Sürekli etrafýna bakmasýna raðmen hala arkadaþlarýndan eser yoktu. Harry tam hermione ve ginny’nin az önce saklandýðý yere doðru dönecekken tiz bir kahkahayla olduðu yerde dondu kaldý.
Hemen kahkahanýn geldiði yere doðru döndü.gördüklerine ilk önce inanamadý. Az önce voldemort’un önünde eðilen þiþ göz kapaklý kadýn, asasýný hermione’e doðru tutmuþtu.
Hermione ise çok kötü görünüyordu. Harry hemen oraya doðru koþtu. Ama o daha bir þey yapamadan sirius asasýna kadýna doðrultup sözsüz bir büyü yaptý. Kadýn hermione’e o kadar dalmýþtý ki sirius’un ona doðru yaptýðý büyüyü fark etmedi. Büyü kadýna çarpýnca ortalýðý inanýlmaz derece de tiz bir çýðlýk doldurdu. Kadýn yerde kanlar içinde yatýyordu. Hermione asasýný yerden aldý. Tam kadýna doðru bir büyü yollayacakken geriye doðru uçtu. Doðrudan denize doðru gidiyordu. Kadýn yerden kalktý. Sirius’a bir büyü yapmak için hazýrlandý. Ama o daha büyüyü tamamlayamadan önüne birisi uçtu. Kocasý Rodohupus’tu. O anda kadýnýn zihninde bir ýþýk çaktý. Eðer kocasýný öldürürse, voldemort’a daha yakýn olabilirdi. Kocasý yüzünden voldemort’la yeterince görüþemiyordu. Lord ona deðil kocasýna görev veriyordu çünkü.
Kadýn asasýný kaldýrdý. “avada kedavra.” Kadýnýn asasýndan çýkan yeþil bir ýþýk yerde sersemlemiþ bir halde yatan adamýn kalbine çarptý. Kadýn bir zafer çýðlýðý attý. Onu kimsenin görmediðinden öylesine emindiki dönüp arkasýna bile bakmadý.doðruca efendisinin yanýna gitti. Voldemort hala dumbledore’la düello ediyordu. Ama hala hangisinin yendiði belli deðildi. Harry vaftiz babasýnýn yanýna koþtu. Çünkü herkes dövüþmeyi býrakmýþ voldemort’la dumbledore arasýndaki düelloyu seyrediyordu. Harrybir yandan düelloyu seyrederken bir yandan da etrafýna bakmaya devam ediyordu.ama arkadaþlarýndan hiç birini göremedi.
Bu durum uzun sürmedi. Voldemort dumbledore’a bir tane daha öldürme laneti yollamýþtý ki, birkaç tane farklý büyü kendisinden birkaç metre ilerde duran ölümyiyen kalabalýðýna doðru gidiyordu. Ölüm yiyenlerin bazýlarý büyüleri karþýlayýmadýlar. Ama bazýlarý eyilip büyüden kurtuldu. Büyülerden kurtulanlar, þimdi yeniden saldýrmaya baþlamýþtý. Tam bu sýrada iki tane pop sesi daha duyuldu. Harry her dakika daha da afallýyordu. Sihir bakaný cornelius fudge, yanýnda kýsa boylu, kurbaða suratlý bir kadýnla orada belirmiþti. Fudge’in gözleri þokla açýldý. Ama bir anda yanýndaki kurbaða suratlý kadýnýn yere düþtüðünü görünce yüzü korkuyla gerildi. Ýçinden kendine lanet okuyordu.
Harry potter’a inanmamanýn cezasýný hem kendisi, hem de büyücü toplumu çekecekti. Fudge’un bunlarý düþünmeye daha fazla zamaný olmadý. Çünkü hem arkasýndan hemde önünden iki farklý renkte ýþýn ona doðru geliyordu. Çevresi ölümyiyenler tarafýndan sarýlmýþtý. Kaçacak bir yeri kalmamýþtý. Ölecekti. Ölüm yiyenler asalarýný kaldýrdýlar. Hepside farklý bir þeyler söylemeye baþlamýþtý. Ama büyülerini tamamlayamadýlar. Çünkü dumbledore inanýlmaz bir þekilde fudge’un etrafýndaki ölümyiyenleri farklý yönlere doðru uçurmuþtu. Fudge’n aðzý açýk kaldý. Dumbledore ona yardým ediyordu. Þimdi Harry potter da ona doðru koþuyordu. Ama ona doðru gelen sadece Harry potter deðildi. Lucius malfoy da elinde asasýyla fudge’a e doðru geliyordu. Aralarýnda sadece birkaç metre kalmýþtý. Malfoy asasýný kaldýrdý. “avada.” Ama daha sözlerini tamamlayamadan asasý elinden uçtu. Harry malfoy’dan önce davranmýþ, böylece o daha büyülü sözleri söyleyemeden onu asasýz býrakmýþtý. Fudge de asasýný çýkardý. Ama o daha bir büyü yapamadan malfoy çoktan baþka bir yere gitmiþti.
Þimdi malfoy tonks’la düello ediyordu. Tonks tüm gücüyle malfoya lanetler yaðdýrýyordu. Ancak malfoy bir ölüm yiyendi. Karanlýk sanatlarý voldemort’tan öðrenmiþti.bu yüzden Tonks’un ona karþý fazla bir þansý olamazdý. Malfoy ‘un tonks’la düello ettiði orada bulunan bir yoldaþlýk üyesinin de gözünden kaçmamýþtý. Remus lupin. Her ne kadar tonks’u sevdiðini inkar etse de, onunla olamayacaðýný düþünsede kalbinin derinliklerinden gelen tarifsiz bir acý ve korku tüm bedenini sarmýþtý. Tonks’un ölmesi ihtimalini düþündükçe içi içini yiyordu. Ama onunda yenmesi gereken bir ölümyiyen vardý. Tonks’u þimdi düþünmemeliydi.ona doðru gelen rengarenk ýþýklardan kaçmak zorundaydý. Ayrýca hiç durmadan kendisiyle düello eden ölüm yiyene de sersemletme büyüsü yolluyordu.
Tonks’da lupin’in düello ettiðini görmüþtü. Malfoy’u bir an önce yenip ona yardým etmek istiyordu. Malfoy ona doðru bir yeþil ýþýn gönderdi. Tonks’un baþka çaðresi kalmamýþtý. Hýzla kendi etrafýnda döndü. “carpe_portus.” Dedi içinden. O anda bir rüzgara kapýlmýþ gibi hissetti kendini. þimdi Lupin’Ýn düello ettiði ölüm yiyeninde, malfoyun da arkasý tonks’a dönüktü.malfoy tonks’un korkup kaçtýðýný düþündüðü için arkasýna dönmek yerine, baþka bir yoldaþlýk üyesi olan dedarus digle ili düelloya baþlamýþtý.
Lupin’le düello eden ölüm yiyen korkunç bir kahkaha attý. Tonks’un aðzý açýk kaldý. Ama bekleyemezdi. Ne olduðunu bilmediði bir büyü doðrudan lupine doðru gidiyordu. Tonks sadece lupin’i düþündü. Kendini hýzla lupin’in olduðu yere doðru fýrlattý. Tam lupin’in önüne yüz üstü düþtü. Ama hemen kalktý. Asasýný kaldýrdý. Sadece lupini düþündü. Bu büyüyü durduracak kalkaný bilmediði için tek bir þansý kalmýþtý.ölüm yiyenin yaptýðý büyü her neyse, asadan çýkan masmavi bir alev topu gittikçe koyulaþarak ve yavaþ yavaþ onlara doðru gidiyordu. Ama büyünün etkisi daha onlara ulaþmadan baþlamýþtý. Ne tonks ne de lupin kýpýrdayamýyorlardý. Harry ve sirius da durumun farkýna varmýþtý. Ýkisininde asalarý alev topuna dönüktü. Birden harry’nin asasýndan simsiyah bir alev topu fýrladý. Hýzla ölümyiyenin oluþturduðu büyünün üzerine doðru gidiyordu. Siyah alev topu artýk iyice koyulaþýp laciverte dönmüþ alev topuna yaklaþtýkça rengi açýldý.büyüdü. büyüdü. Büyüdü ve bir saniye sonra ölümyiyenin yarattýðý alev topuyla birleþti. Büyü hýzla yön deðiþtirdi. Her þey o kadar ani olduki harry’nin de sirius’un da lupin’inde tonks’Unda aðýzlarý açýk kaldý. Birleþen alev toplarý, neredeyse saniyenin onda biri kadar bir sürede kýpkýrmýzý oldu. Ölüm yiyenin tam suratýna çarptý ve yine saniyenin onda biri denilebilecek bir süre sonra büyük bir gümbürtüyle patladý. Bu patlama, voldemort’un ginny ve hermione’nin saklandýðý yeri daðýtmak için kullandýðý büyünün oluþturduðu patlamanýn üç katý þiddetindeydi.
Patlamadan hemen sonra ortalýðý þak pop sesleri doldurdu. Ölüm yiyenler buharlaþýyorlardý. Voldemort ise çoktan olay yerinden ayrýlmýþtý. Ama oradan ayrýlýrken döndüðünün en büyük kanýtlarýndan birini unutmuþtu.
     Daha doðrusu onun bundan haberi bile yoktu. En deðer verdiði ölüm yiyenlerden biri kocasýný öldürmüþtü. Voldemort ise sadece kendini düþündüðünden ölüm yiyenlerini kontrol etmemiþti. Öte yandan sihir bakanýný da öldürememiþti. Kahrolasý dumbledore olmasýydý, çoktan sihir bakaný ölmüþtü.
Voldemort malfoy’larýn evine geldiðinde, her þeyin býraktýðý gibi olduðunu gördü.
Aradan biraz zaman geçince malfoylarýn evinin bahçesinde birer birer cisimlenen ölüm yiyenlerin sesini duydu. Yýlaný nagini’i yanýna çaðardý.
     Ona ihtiyacý vardý. Hayatta en çokgüvendiði canlý yýlanýydý.
Ölüm yiyenler yavaþ adýmlarla malfoy malikanesinin görkemli koridorlarýndan karanlýk lordun bulunduðu odaya doðru yürüyorlardý. Hepsinin yüzünde de korku ve saygý ifadesinin karýþýmýndan oluþmuþ bir ifade vardý. Ýçlerinden sadece biri güvenle lorduna doðru ilerlemeye cesaret edebilmiþti.
Þiþ göz kapaklý kadýn, büyük bir saygý ve hayranlýk ile lorduna neredeyse koþarcasýna yaklaþtý. Onun önünde yerlere kadar eðildi. “lordum.” Dedi.
Kadýnýn voldemort’a olan hayranlýðýný sesinden anlamak mümkündü. Voldemort gözlerini kýsarak önünde yere yapýþmak üzere olan kadýna baktý. Sonrada oldukça sert ama kýsýk bir sesle konuþtu.
“bella. “ þimdi ölüm yiyenler nefeslerini tutmuþ efendilerinin söyleyeceklerini dinlemeye baþlamýþlardý. Kadýn hala voldemort’Un önünde eðilmiþ duruyordu.
“kocan nerede?” diye devam etti ayný soðuk sesle. Kadýnýn gözlerinde ilk defa beliren korku ifadesi dikkatini çekmiþti. “lordum. O, öldürüldü. Ben o sýra da melez lupin’le düello ediyordum. “
     Voldemort birkaç saniye sessiz kaldý. “rodohupus, en sadýk ölüm yiyenlerimdendi. Sen de öylesin. Bella. Ancak kocan kendini savunamayacak kadar güçsüz düþüp öldüyse, “ devam etmedi. Gözleriyle kalabalýðý taradý. Sanki tüm bunlarýn sorumlusunu arýyordu.
“lucius.” Dedi. Þimdi sesi ipeksileþmiþti. Malfoy yavaþça öne çýkýp eðildi. “dumbledore nasýl haber aldý dersin?” malfoy yerinde titredi.
“bu sorumsuzluðunun cezasýný sana bizzat kendim vereceðim.” Sonra yine kalabalýða döndü. Gözleri kýsa bir süre kalabalýðý taradýktan sonra Narcissa malfoy’Un üzerinde sabitlendi. “narcissa, draco’yu getir.”

     Eðer voldemort’un karþýsýnda olmasaydý her an çýðlýk atabileceðini düþündü Narcissa. Ýçinde bir yerlerde, tarifi mümkün olmayan bir acý, adeta damarlarýný delercesine vücudununtamamýný esir alýyordu. Hemen lordun emrini yerine getirmesi gerektiðini biliyordu. Ama duygularý ona karþý çýkýyordu. Kendi oðlunu göz göre göre lordun önüne götürecekti. Yapabileceði hiçbir þey yoktu. Adýmlarýný sýklaþtýrarak geri geri giderken, lordun “dur.” Demesi için her zerresiyle dua ediyordu.
Ölüm yiyenlerin olduðu odadan çýktýðýnda kendini tutamayacaðýný anladý. Hýzla ikinci kata doðru koþtu. Bir yandan da gözlerinden akmak için fýrsat bekleyen göz yaþlarýna engel olmaya çalýþýyordu.
Ýþte tam karþýsýndaydý. Oðlunun odasýnýn kapýsý bütün ihtiþamýyla önünde duruyordu. Kendine hakim olmaya çalýþmanýn anlamsýz olduðunu o da biliyordu.
Bir adým attý. Draco’nun odasýna sadece dört-beþ adým mesafe kalmýþtý. Bir adým daha attý. Neden andromeda’ya gitmemiþti ki? Gücünün son damlasýný harcayarak draco’nunodasýna girmek için atmasý gereken son iki adýmý da attý.þimdi sadece kapýyý çalmak kalýyordu. Ýçinden kendine lanetler yaðdýrdý. Nasýl olmuþtu da birilerinden yardým istememiþti. Nasýl kýlkuyruk’un onlarýn evinde olduðunu sihir bakanlýðýna haber vermemiþti.
O anda kararýný verdi. Fýrsatýný bulduðu ilk anda, andromeda’ya gidecekti. Asasýný çýkardý. Tam kalbine doðrulttu. Asasýnýn ucundan kýrmýzý kývýlcýmlar çýkmaya baþlamýþtý. Aldýrmadý. Ýçinden, sadece kendi duyabileceði, ama olabildiðince yüksekbir sesle: “yemin ederim onun sana yaptýðý iþkencelerin hiçbiri yanýna kalmayacak. Ben artýk karanlýk tarafta olmayacaðým. Asla! Onun yanýnda olmayacaðým. Bellatriks ve lucius’u karþýma almam gerekse bile, ben senin için ikisinden de vazgeçmeye hazýrým oðlum.”
Kadýnýn sözleri bittiðinde asasýnýn çýkardýðý kývýlcýmlar kýrmýzýdan beyaza döndü. Hiç vakit kaybetmemesi gerektiðini bildiðinden hemen kapýyý týklattý. Oðlunun gir demesini beklemeden odaya girdi. Girer girmez bir çivt mavi göz kendi gözleriyle buluþtu.
Draco çok þaþýrmýþ görünüyordu. Annesinin ne diyeceðini merak etmiþti. Ama iyi bir þeyler söylemeyeceði yüzünden okunuyordu. “karanlýk lord, seni huzurunda görmek istiyor.” Dedi Narcissa.
draco duyduklarýna bir an inanamadý. Lord onu çaðýrmýþtý. Ýyi ama neden onu çaðýrmýþtý ki? Hýzla oturduðu sandalyeden kalktý. Kapýya doðru ilerledi. Açýk kapýdan ürkek adýmlarla dýþarý çýktý. Narcissa onu arkasýndan takip ediyordu. Merdivenlerden neredeyse parmak uçlarýna basarak indi. Lordun ve diðer ölüm yiyenlerin bulunduðu odanýn tam önünde durdu. Kapý açýktý. Ölüm yiyenler lordlarýnýn cüpbesinin eteklerini öpme merasýmini tamamlamýþ gibi görünüyordu. Odanýn tam ortasýnda kýrmýzý göz bebekleri, ve sadece damarlardan oluþan elleri insaný donduran voldemort oturuyordu.
Ölüm yiyenler ise bir çember halinde onun etrafýnda dizilmiþlerdi.
Buz gibi bir ses: “genç malfoy nihayet teþrif ettiler.” Dedi. Draco titremesine engel olamýyordu. Karanlýk lordun gözlerine bakmamasý gerektiðini biliyordu. Bu yüzden onun oturduðu koltukla çok ilgileniyormuþ gibi görünmeye karar verdi.ama karþýsýn da gördüðü manzara onu daha da þiddetle titretti. Voldemort’un ayaklarýnýn dibinde yerde babasý yatýyordu.
Draco’nun babasýný gördüðünü voldemort da fark etmiþti. “baban bu gün en büyük hatalarýndan birini yaptý. Benim ruh emicilerle konuþmaya geleceðimi bildiði halde Fudge’in onu ziyarete gelmesini istedi. Aslýnda engel olabilirdi. Ama yapmadý. Eðer severus beni tam zamanýnda uyarmasaydý. Yoldaþlýðýn bakaný korumak için bir iki saat önce azkabanda olacaðýný söylemeseydi, þimdi burada bulunan hizmetkarlarým hala hapiste olacaklardý. Bunun cezasýný þimdi çekecek. Oðluna gözlerinin önünde iþkence etmek ona en büyük ceza olacak.” Dedi. Sonra gözlerini draco’dan ayýrýp narcissa’ya odakladý. Sen gidebilirsin narcissa. Knockton yolundan alýnmasý gereken bazý iksir ve karanlýk sanat malzemeleri var. Sen hata yapmadýðýn için ceza çekmene gerek yok. Karanlýk lord hizmetkarlarýnýn düzgün yaptýðý iþleri ödüllendirmeyi bilir.”
Narcissa zaten kapýnýn yanýnda durduðu için hýzla odadan çýktý. O arada bellatriks ve voldemort arasýnda kýsa bir bakýþma yaþandý. Hemen ardýndan da bellatriks odadan çýktý.
Kardeþinin yanýna koþtu. Tam dýþ kapýdan çýkmak üzereyken onu yakaladý. “karanlýk lord oðluna bizzat kendi iþkence edecek. Gurur duymalýsýn cissy.” Dedi. Narcissa onun bu sözlerini duymamýþ gibi hýzla evden çýktý.

Grimmauld meydaný 12 numara da çok telaþlý bir hava hakimdi. Azkabanda olanlardan sonra yoldaþlýk acilen toplanmýþtý. Hermione yaralanmýþtý. Bu yüzden de st.mungo sihirsel hastalýklar ve sakatlýklar hastanesine kaldýrýlmýþtý. Mrs.weasley onun yanýnda kalmaya gönüllü olmuþtu. Harry ise eve gelir gelmez fred, George, ron ve ginny ile birlikte bir odaya kapanmýþtý.
Ölüm yiyenler olay yerinden kaçtýktan sonra dumbledore bir anahtarla Harry ve weasley’leri yoldaþlýk karargahýna göndermiþti. Hermione, bellatriks’in ona yaptýðý iþkence sonucunda kanlar içinde kalmýþ, birde nereden geldiði bilinmeyen bir itme büyüsüyle denize uçmuþtu. Onu mr.weasley kurtarmýþtý
Aslýnda Harry ve diðerlerinin nasýl azkabana geldiði tüm yoldaþlýk üyeleri tarafýndan merak ediliyordu.
Harry oda da weasleylerle birlikte sessizce otururken yoldaþlýk tarafýndan nasýl ve neden azkabana gittiklerinin onlara sorulacaðýný tahmin ediyordu. Ama þimdi bunu dile getirmenin sýrasý deðildi. “hermione nasýl oldu acaba?” dedi fred. Azkabandan geldiklerinden beri ilk konuþan o olmuþtu. “iyidir her halde.” Dedi ginny. Aslýnda bu söylediklerinin doðru olduðundan emin olmadýðý her halinden belli oluyordu.
“hepsi benim yüzümden. Eðer ben azkabana gidelim demeseydim bunlarýn hiçbiri olmazdý.” Diyebildi Harry. Sesi çatallý çýkmýþtý. Boðazý kurumuþtu. Ama George harry’nin daha fazla konuþmasýna izin vermedi. “eðer sen azkabana gidelim demeseydin voldemort çok kolay bir þekilde ölüm yiyenleri oradan kaçýrýrdý. Kimsenin ruhu bile duymazdý. Sihir bakaný bile biz voldemortu oyaladýðýmýz için olaylarý görebildi. Yoksa o hala lucius malfoy iyi tarafta diye böðürüp duracaktý. Üstelik hepimizin aileleri tehlikedeydi. Sen söylemesen bile biz söylerdik.”diyerek sýrýttý. Onun bu sözleri Harry’i biraz da olsa rahatlatmýþtý. “peki ben pelerinin altýndan çýktýktan sonra ne yaptýnýz?” diye sordu. Onun sorusuna fred cevap verdi. “hemen hermione ve ginny’nin yanýna gittik.zaten voldemort seninle konuþmaya öylesine dalmýþtýki, bizi fark etmedi. Aslýnda biz hermioneron ve ginny’i buraya getirmek için bir anahtar yaptýk. Ama son anda hermione elini çekti. Bizde sadece ron ve ginny’i gönderdik. Onlar da gelmek istemediler ama zorla ikna ettik. Gerisini biliyorsun iþte.”
Harry duyduklarýndan bir parça olsada mutluluk duydu. Çünkü sadece hermione zarar görmüþtü. Diðerlerine bir þey olmamýþtý. Harry hermione’nin o hale gelmesine çok üzülmüþtü. Daha kötüsü de olabilirdi ama Harry bunu düþünmedi. Hermione’den bir þeylerisakladýðý için oldukça piþman olmuþtu. ” O her zamanbenim yanýmdaydý. Bu gün bile öyle oldu. Bense hermione’den bir þeyler saklýyorum. Bilinmez adayý hermione’e anlatsam o dumbledore’a gitmezdiki. “ demekten kendini alamadý. Ama bunlarý sesli söylemiþti.odada bulunan herkes dönüp harry’e baktý. “bence de ondan saklamalýyýz. Ne de olsa içimizde en çok kitap okuyan o. Üstelikte bizim en yakýn arkadaþýmýz.” Dedi ron. Diðerleri de onu onayladýlar. Bunun üzerine Harry hermione gelir gelmez ona her þeyi anlatmaya karar verdi. “þimdi de baþka bir sorunumuzu belirtmekten üzüntü duyacaðým.” Dedi George. Hepsi de bu önemli sorunun ne olduðunu biliyorlardý. Ama yinede George cesaret edip seslice söyledi. “azkabana neden ve nasýl gittiðimizi nasýl açýklayacaðýz?”ginny sýrýttý. “çok basit. O kadar yüksek sesle konuþtularki, bizde konuþmayý býrakýp onlarý dinlemekten kendimizi alamadýk. Zaten hiç meraklý olmadýðýmýz için onlarý dikkatle dinlemedik ve sadece azkabana gitmeleri gerektiðini duyduk.”
Odadaki herkez kahkahayý bastý. Ama fazla uzun sürmedi. Fred cebinden bir uzayan kulak çýkardý.diðerleri de onun ne yaptýðýný anlayýp kendi uzayan kulaklarýný çýkardýlar. Yoldaþlýk toplantýsý baþlamýþtý çünkü.
“sizce çocuklar nasýl oraya geldiler?”
“sanýrým ifrit bacaðýný anahtara çevirdiler.” “peki konuþtuklarýmýzý nasýl duymuþ olabilirler?”
“orasýný bilmiyorum. Ama sanýrým biraz yüksek sesle konuþuyorduk.” “ah iþte geliyorlar toplantý baþlýyor galiba.”
Harry ve arkadaþlarýnýn biraz önce duyduðu konuþmalar tonks ve lupin’e ayitti. “toplantý daha yeni baþlýyor her halde.” Dedi ron. “off bu gün o toplantýyý dinlemek hiç içimden gelmiyor.” Dedi ginny. Onun bu sözleri üzerine Harry de dayanamadý. “ben de istemiyorum.” Hepsi uzayan kulaklarýný çýkardýlar.
“þu kitaba bir daha bakalým mý?” dedi George. Harry onu onayladý. Yavaþça kalktý. Sandýðýndan kitabý çýkarmasýyla kitabýn üzerindeki yazýlarýn deðiþtiðini fark etmesi bir oldu. Hemen yazýlarý yüksek sesle okumaya baþladý. “kitabýn sahibi gerçek bir gryffýndorlu olduðunu tamamen kanýtlamasan da bilmen gereken þeyler var. Sana buraya gelmeni söylemiþtim. Karanlýk yeniden doðuyor. Eðer buraya hemen gelmezsen karanlýk daha da güçlenir. Burayý bul. Harita hogwarts’da.”
Þimdi odadaki herkes tamamen þaþýrmýþ bir þekilde bir harry’e birde elinde tuttuðu kitaba bakýyordu. Hiç biri konuþacak cesareti kendinde bulamamýþtý. Harry tam kitabý koyacakken odanýnkapýsý açýldý. Kapýnýn giriþinde sirius belirmiþti. Bir odadakilerin yüzüne, bir de harry’nin elindeki kitaba baktý.

     Sekizinci bölüm: narcissa’nýn planý;
Sirius bir an duraksadý. Neden odadaki herkesin yüzünde bir korku ifadesi vardý? Neden hepsi de harry’nin elinde tuttuðu kitaptan bir türlü gözlerini alamýyordu? Aklýndaki bu sorulara cevap bulmak için odaya girdi. Harry o kadar þaþýrmýþtý ki, sirius’un odaya girmesine bile her hangi bir tepki veremedi. Kitap ne demek istiyordu? Tamam voldemort geri dönmüþtü ama, kitap bunu nereden bilebilirdiki?
Sirius yüksek sesle boðazýný temizledi. Onun bu hareketi üzerine odadaki herkez kendine geldi. Harry hemen kitabý sandýða koymak için olduðu yerde döndü. Ama sirius onun omzundan tuttu. “o ne?” diye yumuþak bir sesle sordu. Þimdi Harry bir seçim yapmak zorundaydý. Ya her þeyi vaftiz babasýna anlatacak ve dumbledore’un kitabý elinden almasýný bekleyecekti, ya da vaftiz babasýna, hayatta kendine en yakýn olan insana yalan söyleyecekti. Yavaþça yüzünü sirius’un olduðu yöne çevirdi. Onun gözlerinin içine baktý. Orada gördüðü sevgiyi, güveni hiç kimsenin gözlerinde görmemiþti. Yutkundu.aðzýný açtý ama ses çýkmadý. Ona kitabý anlatmak istiyordu. Ama onun bu kitaptan hiç kimseye söz etmesini de istemiyordu.anlatmak istediðinden tamamen emin olmadýðý için sýrayla arkadaþlarýna baktý. Hepside kararý harry’nin vermesini istemiþti. Sirius ise bu uzun sessizliði anlayýþla karþýlýyordu. Sonunda Harry kararýný verdi.
“bu kitap, bana doðum günümden bir gün önce baykuþ postasýyla gönderildi. Þimdi sana anlatacaklarýmý hiç kimseye söylemeyeceðine söz verir misin?” sirius þaþkýn bir þekilde harry’e baktý. Ama merakýna yenik düþtü.. “söz. Gryffýndor sözü.” Harry vaftiz babasýnýn verdiði sözden tatmin olmuþtu. Kitapta okuduklarýný, gördüðü rüyayý ve deðiþen yazýyý ona anlattý. Sirius hiç konuþmadan vaftiz oðlunun sözlerini bitirmesini bekledi. Harry anlatmayý bitirdiðinde ise derin bir nefes alýp konuþmaya baþladý. “daha önce bilinmez ada hakkýnda hiçbir þey duymadým. Bir tuzak olmadýðýndan eminmisin Harry? Biliyorsun voldemort, seni elegeçirmek için elinden geleni yapacaktýr.” Harry nedense bunun bir tuzak olma ihtimalini hiç düþünmemiþti. Nedense içinde bir yerlerde kitapta yazanlarýn doðru olduðuna tamamen inanan bir þey vardý. “olabilir ama voldemort, godric gryffýndor’a ayit hiçbir þeyle ilgilenmez.” Dedi. Sirius biraz düþünceli bir ses tonuyla, “yinede iyi bir araþtýrma yapmadan hiçbir þey yapmamalýsýn. Ayrýca kitabý senden baþka hiç kimsenin okuyamamasý da ilginç bir durum. “ dedi. Sonra da kitabý harry’nin elinden aldý. Biraz inceledi. Belki o okuyabilmiþtir diye odadaki herkez sirius’a bakýyordu. Bir süre sonra baþýný kaldýrýp umutsuzca etrafta göz gezdirince onunda bir þey okuyamadýðýný anladýlar. Sirius kitabý harry’e verdi. Oturduðu yerden kalktý. Kapýdan çýkmadan önce: ” dumbledore sizi birkaç dakika içinde mutfakta görmek istiyor. Sanýrým azkabanda olanlarý konuþacak. Doðrusu herkez sabýrsýzlýkla sizin oraya nasýl gittiðinizi ve nasýl döndüðünüzü merak ediyor. Gerçi harry’nin nasýl geldiðini biliyoruz ama yinede hepinizle konuþmamýz gerek.” Dedi. Sonrada kapýyý hafifçe aralýk býrakýp mutfaða doðru ilerledi.
Harry kitabý sandýðýna koyduktan sonra diðerlerine baktý. “gitmiyormuyuz?” ron ve ginny hýzla ayaða fýrladý. Fred ve George ise oldukça yavaþ hareket etmeye özen göstererek onlarý takip etti. Mutfak kapýsýnýn önüne geldiklerinde ron büyük bir cesaret örneðisergilemek üzereyken kapý zili çaldý. Koridoru her zamanki çýðlýk sesleri doldururken mutfaktan hýzla iki kiþi dýþarý fýrladý. Harry ve diðerleri de onlarý takip etmek üzereyken mutfaktan dýþarýya doðru gelen baþka bir yoldaþlýk üyesi tarafýndan mutfaða sürüklendiler.
Onlar girer girmez mutfak kapýsý kapandý. Harry yavaþça baþýný kaldýrýp etrafýna baktý. Bir masanýn etrafýnda dizilmiþ yüz kadar cadý ve büyücü ilgiyle onu izliyordu. Dumbledore’la gözgöze geldiler. Harry’nin o an yaþamak istediði son þey de buydu. Kendini yine suçlu hissediyordu. Ama dumbledore hiçte onu suçluyormuþ gibi deðildi. Yine o delici bakýþlarýyla harry’i süzüyordu. Bu duygu harry’i rahatlatmaya yetmemiþti. Dumbledore dabunu bildiði için sesini çýkarmadan harry’nin kendine gelmesini bekledi. Aralarýndaki bakýþma beþ dakika kadar sürdü. Sonunda Harry dayanamadý. Tam bir þeyler söyleyecekken baþýnýn döndüðünü hissetti. Vücudundaki her kemik teker teker parçalanýyordu sanki. Yara izi hayatýnda hiç olmadýðý kadar acýyordu. Görüþü bulandý. Yere düþtüðünü hissetti. Kulaklarýnda türlü türlü insanlarýn sesi inanýlmaz derecede telaþlý fýsýltýlar halinde yavaþ yavaþ yükseliyordu. Nefes almakta zorlandý. Birileri ona sesleniyordu. Cevap vermek istedi. Ama yapamýyordu. Bir yere doðru çekiliyordu.” Bunun Kapkaranlýk bir koridorda yolculuk yapmaktan hiçbir farký yok.” diye düþündü. Geri dönmek istedi. Ama kýpýrdayamýyordu. Bir þeyler, onun gitmesini engelliyordu. Gözlerini açmak istedi. Daha önce hiç duymadýðý sesler duyuyordu. Sonunda gözlerini açtýðýnda, neye uðradýðýný þaþýrdý. Ama hiç de þaþýrmýþ gibi bakmýyordu. Tam aksine, o burada olmaktan oldukça memnundu. Oturduðu koltukta yavaþça döndü. Ýyi ama o bir koltukta oturmuyorduki? Aðzýnýn açýldýðýný hissetti. Neler söyleyeceðini kendi de merak ediyordu. Karþýsýnda oturan üç kiþiye sýrayla baktý. Ýyi ama onlar burada ne arýyordu. Ya da o burada ne arýyordu. Gözleri bir süre etrafý taradý.her geçen saniye gördükleri karþýsýnda daha da afallýyordu. Lucius malfoy narcissa malfoy ve azkaban da gördüðü þiþ göz kapaklý kadýn önünde eðilmiþlerdi. Konuþmaya baþladýðýnda üçününde istemsizce titrediðini fark etti. “knockton yolundan istediklerimi aldýn deðil mi narcissa?” “evet lordum.” Dedi narcissa korkuyla. “ah bu harika. Ama onlarý daha sonra kullanacaðým. Önce potter’ý nasýl ele geçireceðimi planlamam lazým.”
“lordum.” Dedi þiþ göz kapaklý kadýn. Sanki sevgilisine sesleniyordu. “evet bela.” Dedi Harry kendine ayit olmayan bir sesle. “onun zihnine uzaktan girmeyi deneyemez misiniz?”
“sen severus?un bu gün söylediklerini dinlemedin mi bela? yaþlý bunak ona zihinbend dersleri verecekmiþ. Onu ele geçirmek için çok basit, bir o kadar da zekice bir plan yapmam lazým. Ayný anda hem onu, hem de kehaneti ele geçirmenin bir yolu olmalý. “
Narcissa malfoy hýzla düþünüyordu. Harry potter ele geçirilirse lordu durduracak kimse kalmazdý. Lordun yapacaðý planý o belirlemeliydi. Öyle bir plan yapmalýydý ki. Hem lordun ikna olacaðý, hem de potter’ýn aptallýk etmeyeceði bir þey olmalýydý. Sonra birden beyninde bir ýþýk çaktý. “lordum.” Dedi Kendisine en az kýz kardeþi kadar lordu seviyormuþ süsü vererek. Harry’nin baþý ona doðru döndü. “bir fikrinmi var narcissa?” “evet. Ýzniniz olursasöyleyebilirmiyim?” Harry onun söylediklerini hiç önemsemiyordu. Ama yine de biraz dinlemeliydi. Nede olsa dönüþünden sonra onun verdiði ilk görevi baþarýyla yapan hizmetkarý oydu. “evet.”
Narcissa derin bir nefes aldý. “potter’a baykuþ postasýyla, bir mektup yollayabiliriz. Kim olduðumuzu yazmadan ona saçma bir masal uydururuz. Karanlýðý durdurabilecek gücün kehanetin bulunduðu yerde olduðuyla ilgili. Potter meraklýdýr. Kimden geldiði belli olmayan bu mektuplar dikkatini çeker.” Harry narcissa’nýn söylediklerine þaþýrmadan edemedi. “olabilir. Ýii bir plan.” Narcissa sanki voldemort’un ona söylediði sözler karþýsýnda gurur duymuþ gibi bir tavýr takýndý. Lucius ve bellatriks ise hayretle narcissa’ya baktýlar. Harry tekrar konuþtuðunda oda da derin bir hakimiyet süren sessizlik, yerini korkuyla karýþýk kýskançlýk ifadesine bürünmüþ suratlara býrakmak zorunda kaldý. “peki. Bu görevi hanginize verebilirim acaba?” Harry bu sözleri söyledikten sonra birkaç saniye düþündü.kararýný verdiðinde dudaklarý hafif bir gülümsemeyle kývrýldý. “lucius, sen bu iþi çok iyi yaparsýn. Bu görevi sana veriyorum. Eðer bu görevi de eline yüzüne bulaþtýrýrsan, seni bizzat kendim öldüreceðim.”
Kendi aðzýndan istemsizce çýkan bu sözlerden sonra tekrar gözleri karardý. Gidiyordu iþte. Ayit olduðu yere geri dönüyordu. Voldemort’un gözünden görmeye baþlamadan önce duyduðu fýsýldaþmalar bir az azalmýþ gibiydi.ama yine de onlarý duyuyordu. Ýçini inanýlmaz bir rahatlýk kapladý. Hala baþý aðrýyordu. Ama bunun hiç önemi yoktu. Þu an olduðu yerde çok mutluydu. Gözlerini açtý. Kendini yataðýnda yatarken buldu.
Onun gözlerini açtýðýný ilk gören sirius olmuþtu. “Harry iyimisin?” dedi. Harry; “iyiyim.” Diye karþýlýk verdi. Sirius’un içi biraz rahatlamýþtý. Harry ve sirius arasýnda geçen konuþmayý duyan herkesin de içi rahatladý. Harry Odanýn kapýsýnýn açýldýðýný duyunca gelenin kim olduðunu merak edip kapýya doðru baktý. Dumbledore, gözlüklerinin ardýndan endiþeli bir þekildeharry’i süzüyordu. Harry ona gülümsemeye çalýþtý. Onun bu çabasý dumbledore’uda mutlu etmiþti. Önce harry’e gülümsedi. Sonrada odadaki kalabalýða dönüp: “acaba bu ihtiyarýn harry’le birkaç dakika gevezelik etmesine izin verirmisiniz?” dedi. Dumbledore’Un bu sözlerinden sonra odadaki herkez yavaþ yavaþ dýþarý çýkmaya baþladý. En son fred ve George’ta odadan çýkýnca dumbledore kapýyý kapatýp asasýnýn bir hareketiyle odayý mühürledi. Sonra da bir sandalye yaratýp harry’nin baþ ucuna oturdu. Harry soran gözlerle dumbledore’a bakýyordu. Kendisine neler olduðunu öðrenmek istiyordu. Dumbledore da bunu anlamýþ olacakki konuþmaya baþladý. “az önce mutfakta bayýldýn. Sanýrým yara izin acýyordu. Deðil mi?” Harry dumbledore’un bunu nasýl bildiðini sorgulamaya hazýrlanýrken birden az önceki yaþadýklarýný hatýrladý. Elinde olmadan titredi. Bu dumbledore’un gözünden kaçmamýþtý. Soran gözlerle harry’e baktý. Harry’de hiç vakit kaybetmeden anlatmaya baþladý. Voldemort’un konuþmalarýný, narcissa’nýn planýný ve lucius’un görevini. Anlatmayý bitirdiðinde dumbledore biraz düþünceli bir þekilde harry’e bakýyordu. “sana voldemort’la aranýzdaki baðdan geçen sene söz etmiþtim Harry. O bað günden güne daha da güçleniyor. Ve sen bu bað sayesinde onun gözünden, daha doðrusu onun zihninden görebiliyorsun. Ama bu süreç tersine de iþleyebilir. Aslýnda sirius’un sana bu gün söylediði gibi benim sana herkesten gizli olarak vereceðim özel derslerde bunula ilgili.” Harry dumbledore’u hiç sözünü kesmeden dinledi. Dinlerken de aklýndan “acaba kitabý dumbledore’a anlatmalýmýyým?” diye geçiriyordu. Ama nedense bunu her düþündüðünde kalbinin derinliklerinden gelen bir ses onun bunu yapmasýný engelliyordu. Dumbledore harry’nin neden suskun kaldýðýný merak ediyordu. Çünkü harry’nin gözlerine baktýðýnda zihninin bir yerlerinde bulanýk þeyler görüyordu.ne gördüðünü bir türlü anlayamamýþtý. Bunun nasýl olduðunu da anlayamamýþtý. Ama yinede harry’nin konuþmasýný beklemenin en doðrusu olacaðýný düþündü. Harry’de uzun süredir konuþmadýðýnýn farkýndaydý. “þey efendim. Acaba derslere ne zaman baþlýyacaðýz?” dumbledore duyduðu bu soruya hiç þaþýrmadý. Zaten Harry’nin bunu sormasýný bekliyordu. “aslýnda bu gün baþlamayý planlamýþtým ama maalesef yarýn baþlamak zorunda kaldýk. Sihir bakaný voldemort’un geri döndüðünü büyücü toplumuna açýklamadan önce seni görmek istiyor. Yarýn birlikte bakanlýða gideceðiz. Sonra da derslere baþlayacaðýz.” Dedi. Harry sihir bakanýnýn onunla görüþmek istemesine nedense hiç þaþýrmadý. Ne konuþacaklarýnýda az çok tahmin ediyordu zaten.
Dumbledore yavaþça ayaða kalktý. Harry’de onun kalktýðýný biraz geç olsada görmüþtü.dumbledore odadan çýkmadan önce cebinden bir þiþe uzatýp harry’e verdi. “bu uyku iksiri. Rahat bir uykuya ihtiyacýn var. Ah unutmadan sana bir þey söylemem gerekiyor. Hermione iyileþti. Þu anda burada onu görmek istersin sanýrým.” Dedi. Harry baþýný saða sola salladý. Dumbledore kapýyý açtý. Hermione tam kapýnýn önünde bekliyordu. Dumbledore kenara çekilip ona yol verdi. Hermione hýzla odaya girdi. Harry onu gördüðüne çok sevinmiþti. Dumbledore odanýn kapýsýný kapattýktan sonra hermione harry’nin gözlerinin içine bakarak konuþmaya baþladý. “benim baþýma gelenlerden kendini sorumlu hissettiðini biliyorum Harry. Ama inan bana orada seninle kalmayý kendim istedim. Ayrýca bu gün azkabana gitmek istemene biraz fazla tepki verdiðim için özür dilerim. Senin için çok korkuyorum Harry. Kim olduðunu bilirsin senin en çok istediði sensin.” Harry hermione’nin daha fazla devam etmesine izin vermedi. Çünkü hermione aðlamak üzereydi. Ona her þeyi anlatma kararýný hatýrladý. Daha fazla beklemenin bir anlamý olmadýðýný düþündü. Onbeþ dakika içinde Harry her þeyi hermione’e anlatmýþtý. Hermione hemen kitabý görmek istedi. Ama harry’nin yerinden kalkacak hali yoktu. Bu yüzden hermione’e yarýn göstereceðini söyledi. Bunun üzerine hermione harry’e bilinmez ada hakkýnda araþtýrma yapmak istediðini söyleyip odadan çýktý. Harry hermione’e her þeyi anlattýðý için içi tamamen rahatladý. Dumbledore’un ona verdiði iksiri içip kendini uykunun derinliklerine doðru býraktý.

Dokuzuncu bölüm: zihindeki boþluk;

Güneþ, Ýngiltere göklerinde yavaþ yavaþ boy göstermeye baþlamýþtý. Her zaman insanýn içini ýsýtan, bu gün ise kendinden beklenmeyecek kadar kibirli, ama bir o kadarda cana yakýn bir rüzgar esiyordu. Hava gayet güzel olmasýna raðmen ürkütücülüðüelinden býrakmayacak kadar temkinliydi.
Yan yana evlerin dizili olduðu grimmauld meydanýnda hiçbir þey eskisinden farklý deðildi. Rüzgar, evlerin tam karþýsýnda bulunan kara dut aðacýnýn yapraklarýndan birini daha yere düþürdü. Yere düþen yapraðýn birkaç metre gerisinde hafif bir pof sesi duyuldu. Bir az önce bomboþ olan yolda, þimdi yaðlý siyah saçlarý omzuna kadar dökülen, uzun boylu soluk yüzlü bir adam yürüyordu. Sürekli etrafýna bakmasý, onun bir þeylerden kaçýndýðýnýn kanýtýydý. Birkaç metre kadar yürüdükten sonra tam evlerin karþýsýnda durdu. Bir þeyler düþünüyor gibiydi. Ama ne düþündüðünü anlamak imkansýzdý. Adamýn karþýsýnda duran evler yana doðru kaymaya baþladý. Ama o bu duruma hiç þaþýrmamýþtý.ileri doðru bir adým atmýþtýki aklýna gelenlerden sonra durdu. Önce o aðaçtan yapraklar almalýydý.asasýný cebinden çýkardý. Aðacýn yanýna gitmeye zahmet edemezdi.asasýný yapraklara doðru sallayýp bir þeyler söyledi. Aðaçtan bir demet yaprak doðruca onun eline uçtu. Yapraklarý ustalýkla yakalayýp cebine koydu. Sonrada hýzla eve doðru yürümeye baþladi. Yapmasý gereken þeyler vardý. Lordunun ona dün gece verdiði görevi yapmasý gerekiyordu. Çocuðun zihnine girmeliydi. Hemde hiç kimsenin haberi olmadan.iyi ama bunu nasýl yapacaktý. Çocuk sürekli dumbledore’un gözetimi altýndaydý. Onun zihnine girebilmek için yalnýz olmalarý gerekiyordu. O evde çocukla yalnýz kalmasý imkansýzdý.
Evin kapýsýnýn önüne geldiðini fark edince durdu. Asasýný çýkarýp yavaþça kapýnýn kilidine dokundu. Kilit hafif bir týk sesiyle açýldý. Evdeki sessizliðe bakýlýrsa henüz kimse uyanmamýþtý. Öyleyse iþi daha kolaydý. Tavan arasýndaki iksir dolabýna gidip mutlaka onu almalýydý. Holü neredeyse parmak uçlarýna basarak geçti. Merdivenlerden çýkarken de en az holdeki kadar dikkatliydi.birinci katý çýktý.uyanýk olupta onu gözetlemeye çalýþan biri varmý diye etrafýný bir kez kontrol etti.
Ona engel olacak hiç kimse yoktu iþte. “aptal black.” Diye düþündü. Bu kadar deðerli iksir malzemelerini nasýl bu kadar güvenilmez yerlerde tutabilirdi. Sonunda tavan arasýna ulaþtý. Ýksir dolabý tam karþýsýndaydý. Dolabýn kapaðý camdan yapýlmýþ olduðundan, içindeki renk renk sývýlarla dolu þiþeler ve çeþitli paketlerde bulunan ilginç görünümlü otlar ve bunun gibi daha birçok iksir malzemesi rahatlýkla görülebiliyordu. Yavaþça dolaba doðru ilerledi. Normalde kalbinde duygulara yer olmamasýna raðmen, heyecanlanmýþtý. Ýlk defa yapacaðý bu iksir, belkide hayatýnýn dönüm noktasý olacaktý.
     “Harry Harry! Kalk artýk.biraz daha uyumaya devam edersen annem mutfakta cinnet geçirecek.” Diye baðýrdý ron. Harry de ne kadar istemesede yataktan kalkmak zorunda kalmýþtý. Esneyerek geceliklerini çýkarýrken bir yandan da kendine gelmeye çalýþýyordu. Kot pantolonunu doðru dürüst giymeyi baþardýðýnda tamamen kendine gelmiþti. Ron’la birlikte mutfaða inerlerken Harry yavaþça ron’un kulaðýna: “hermione kütüphanede mi?” diye fýsýldadý. Çünkü Harry tam bunlarý söylerken oturma odasýnýn önünden geçiyorlardý ve içerden mr.weasley çýkmak üzereydi. Ron evet anlamýnda baþýný salladý. Azkaban olayýndan üç gün geçmiþti. O gün hermione’e her þeyi anlattýklarýndan beri hermione sürekli black ailesinin özel kütüphanesinde hogwarts kurucularýnýn hayatlarý ile ilgili kitaplarý araþtýrýyordu. Üç gündür hiçbir þey bulamamasýna raðmen o býkmadan usanmadan araþtýrmaya devam ediyordu. Ginny’de onunla birlikte kütüphaneye gidiyordu. Ama o daha çok uðursuzluk büyüleri ve lanetlerin olduðu kitaplarla ilgileniyordu. Hatta beðendiði bazý kitaplarý harry’e veriyor, Harry’de o kitaplarda ilgisini çeken büyüler olursa hogwarts’da denemeyi aklýnýn bir köþesine not ediyordu. Aslýnda sirius harry’e istediði kitabý alabileceðini söylemiþti. Çünkü onun voldemort’a karþý hazýrlanmasý gerekiyordu. Mutfaða geldiklerinde harry’i kötü bir sürpriz bekliyordu. Snape mrs.weasley’e bir þeyler söylüyordu. Harry ve ron’Un mutfaða girdiðini görünce ikiside konuþmalarýný kestiler. Ron sanki yýllardýr yemek yemiyormuþ gibi sosis tabaðýna saldýrdý.harry’de kendi tabaðýna birkaç tane sosis koydu. Bal kabaðý sularýný yudumlamaya baþlarken snape’nin hiç sesini çýkarmadanmutfaktan çýktýðýný görmediler. Kahvaltý yapmaya baþladýktan birkaç dakika sonra hermione, ginny,fred ve George de onlara katýldý. Hermione hala aradýðýný bulamamýþtý. Onlar kahvaltý ederken mutfaðýn kapýsý açýldý. Ýçeri dumbledore girdi. Biraz ciddi görünüyordu. Ama yine de her zamanki sevecenliði üzerindeydi. Onun geldiðini mrs.weasley’de görmüþtü. Tam çocuklarý mutfaktan kovmaya hazýrlanma çalýþmalarýna baþlayacakken dumbledore onu durdurdu. “onlar kalabilir moly. “ dedi. “duymalarýnda bir sakýnca olduðunu sanmýyorum.” Dumbledore’un bu sözleri üzerine mrs.weasley kalktýðý yere tekrar oturdu. Aradan birkaç dakika geçmiþtiki birkaç cadý ve büyücü mutfaða girdiler. Mrs.weasley biraz önce geçen dakikalarda kahvaltý masasýný toplamýþtý. Cadý ve büyücülerin çoðu masaya oturdu. Harry bu gelenleri tanýmasa da onlarý üç gün önceki yoldaþlýk toplantýsýnda gördüðü için yabancýlýk çekmedi. Sonunda sirius lupin ve tonks’da geldiðinde dumbledore konuþmaya baþladý. “toplantýya baþlamadan önce Harry ve arkadaþlarýnýn da duymasýný istediðim bazý þeyler var. Az önce cornelius’la konuþtum. O da voldemort’un döndüðünü kabul etti. Ve gelecek postasý muhabirlerini toplayýp bir açýklama yaptý. Aslýnda söylemek istediðim þey bu deðildi. Ancak fudge harry’lede konuþmak istiyor. Tabi ben fudge’la konuþup konuþmama kararýný harry’e býrakma taraftarýyým. Bir de fudge bu sene hogwarts’da bir tane seherbaz bulunmasý gerektiðini düþünüyor. Bunun için tonks’u görevlendirdi. Aslýnda KSKS öðretmeni olarak da bir seherbazý görmek istediðini söylemiþti. Ama ben lupin’in bu iþi yapmasý konusunda ýsrarcý oldum. Bakanlýðýn kurt adamlara karþý iyi bir tutumu olmasada fudge sanýrým benim söylediklerime güvenmek zorunda olduðunu hissediyor. Her neyse Harry, sen fudge’la konuþmak istiyormusun?”
Harry biraz düþündü. Aslýnda düþünmesine gerek olmadýðýný kendi de biliyordu. Ama yinede düþündü. Fudge’la konuþmak istemiyordu. Dumbledore delici bakýþlarýyla Harry süzüyordu. Onun konuþmak istemediðini biliyordu. Ama yinede doðru olan harry’nin bunu kendisinin söylemeseydi. Harry sonunda kararýný verdi. “hayýr. Ýstemiyorum.” Dumbledore zaten bunu biliyordu. Bazý yoldaþlýk üyeleri de bunu biliyormuþ gibiydi. Harry bunu söyledikten sonra dumbledore: “kusura bakmayýn çocuklar. Biz ihtiyarlarýn konuþacak bazý þeyleri var.” Dumbledore’Un bu sözlerinden sonra Harry, ron, hermione, fred ve George hýzla ayaða kalktýlar. Aslýnda hepsi de yoldaþlýk toplantýsýnda neler konuþulacaðýný dinleyebilirdi. Ama þu anda onlarýn tek istediði dumbledore’Un bu söyledikleri hakkýnda fikir yürütmekti. Mutfaktan çýkýp hýzla harry’nin odasýna gittiler. Odanýn kapýsýný kapattýktan sonra konuþmaya baþladýlar.
Harry ve arkadaþlarý mutfaktan çýkar çýkmaz dumbledore lupine döndü. Bir þeyler söylemeye baþladý. Ama mutfakta konuþulanlara kendini veremeyen biri vardý. Sirius black. Üç gündür aklýný karýþtýran konu üzerinde düþünüyordu. Bilinmez ada hakkýndaki bildikleri voldemort’un bir tuzaðý olabilir miydi? Voldemort’un tuzaðý olmasa bile nereden geldigi belli deðildiki. Bunu dumbledore’a anlatmalýydý. Baþýný kaldýrýp dumbledore’a baktý. Dumbledore þu anda deianeiera Johnson denen yoldaþlýk üyesiyle konuþuyordu. Deianeiera Johnson, uzun boylu siyahi derili bir kadýndý. Oldukça bilgiliydi. Ayný zamanda da hogwarts cadýlýk ve büyücülük okulunda okuyan angelina johnson’Un annesiydi. Dumbledore onunla konuþmasýný bitirdiðinde sirius’un ona baktýðýný fark etti. “bir þey mi söyleyeceksin sirius?” diye sordu. Sirius sonunda kararýný verdi. “evet.” Dumbledore ona seni dinliyorum dermiþ gibi bakýyordu. Sirius kitap hakkýndaki bildiklerini söylemek için aðzýný açtý. Ama sesi çýkmadý. Sanki sesini kaybetmiþti. Yavaþ yavaþ gözlerinin karardýðýný hissetti. Çevresindeki þekiller bir bulanýklaþýp bir netleþiyordu. En son hatýrladýðý deianeiera Johnson denen kadýnýn çýðlýðýydý.

Uyandýðýnda baþ ucunda harry’i gördü. Ayrýca weasley’ler lupin ve tonks’da vardý. Neler olduðunu hatýrlamýyordu. En son dumbledore’a bir þeyler söyleyecekti. Ama ne söyleyecektiki? Onu da hatýrlamýyordu. Zihninin bir yerlerinde büyük bir boþluk vardý sanki. “en son dumbledore’a bir þeyler söyleyecekti.” Diye anlattý tonks. Hýçkýrýklarý arasýndan ne dediðini anlamak zordu. Kuzeni için çok endiþelendiði belliydi. Harry ve arkadaþlarý dane olduðunu anlayamamýþtý. Sirius durup dururken neden bayýlmýþtý? Harry bir süre düþündü. Zihnindeki boþlukta neyi ne kadar düþündüðünü anlayamadý. Tek bildiði, sirius’a bilinmez ada hakkýnda hiçbir þey anlatmadýðýydý.

     Onuncu bölüm: özel ders:
Sirius yattýðý yerde huzursuzca kýpýrdandý. Yoldaþlýk toplantýsýnda bayýldýðýndan beri yataktan kalkmasýna hiç kimse izin vermiyordu. Yanýnda sürekli birileri kalýyordu. O her ne kadar yalnýz olmamaktan memnun olsada, sürekli yatmak onu huzursuz ediyordu. “bayýlmak sirius’a konuþmayý unutturmuþ baksanýza.” Dedi ron. Sirius hafifçe güldü. “konuþmayý unutmadým ron, sadece neden bayýldýðýmý düþünüyordum.” “üzülme.” Dedi tonks. “annem birazdan burada olur ona sorarýz. Biliyorsun. O st.mungo’nun en iyi þifacýlarýndandýr.”
Sirius þaþýrdý. “andromeda da mý geliyor?” tonks baþýný saða sola salladý. “eh uzun zamandýr kuzenimi göremiyordum. Ama yinede bu kadar telaþ yapmanýza gerek yoktu.”
Harry vaftiz babasýnýn bu sözlerine güldü. “ben bayýldýðýmda st.mungo’daki tüm þifacýlarý bu eve taþýmak istediðini bilmiyorum sanma.” “evet. Bu evde kesinlikle bir þifacýnýn bulunmasý gerekiyor. Baksanýza her gün bir kiþi bayýlýyor.” Dedi hermione. Onun bu sözleri odadaki herkesi güldürdü. Onlar gülerken mrs.weasley elinde kaymak birasý þiþeleriyle odaya girdi. Hepsine birer þiþe kaymak birasý ikram etti. Sonrada elinde tuttuðu gelecek postasýný açýp ilk sayfadaki haberi yüksek sesle okumaya baþladý.
“ sihir bakaný fudge nihayet açýklama yaptý: bu sabah sihir bakanlýðýnda acil bir basýn toplantýsý düzenleyen sihir bakaný cornelius fudge: “üzülerek söylemek zorundayýmki adý anýlmamasý gereken kiþi geri döndü. Harry potter üç büyücü turnuvasýný kazandýðý gece, bu durumdan bakanlýðý haberdar etsede onun bu konudaki sözlerine sihir bakanlýðýndaki hiçbir cadý ve büyücü inanmamýþtý. Bunun için Harry potter’dan özür diliyorum. Ayrýca bütün büyücü toplumundan dikkatli olmalarýný istiyorum. Birde iki yýl önce azkabandan kaçan, hepimizin suçlu sandýðý sirius black’in suçsuz olduðu anlaþýldý. Bu yüzden sirius black’tende özür diliyoruz.” Þeklinde konuþtu.”
Bu haberin sevinci tahmin edileceði gibi odada bayram havasý yarattý. Özellikle sirius artýk özgürce dýþarý çýkabileceði, ve artýk suçlu olmadýðýný herkesin anladýðý için çok mutluydu. “bu harika!”diye haykýrdý tonks. Hýzla oturduðu yerden kalkýp sirius’a sarýldý. Ayný þekilde harry’de vaftiz babasýna sarýldý. Aradan birkaç dakika geçmeden kapý çaldý. Sirius’un annesinin ve diðer ölmüþ aile ferdlerinin tablolarý uyanýp çýðlýklar astada onlarý hiç biri umursamýyordu. Mrs.weasley kapýya bakmaya gideceðini yüksek sesle ilan etti. Tablolarýn seslerinden onunki ne kadar duyulabilirse. Gelenler andromeda tonks ve dumbledore’du.
Ýkiside çok mutlu görünüyordu. Odaya geldiklerinde sirius ve diðerlerinin de haberi öðrendiðini anladýlar. Andromeda hemen sirius’un yanýna geçti. “izin verirseniz kuzenimin saðlýðýný kontrol etmem gerekiyor.” Dedi. Bunun üzerine odada bulunan herkes dýþarý çýktý. Harry de arkadaþlarýyla birlikte kendi odasýna gidecekken dumbledore onu durdurdu. “seninle biraz konuþmamýz gerekiyor Harry. “ dedi. Harry arkadaþlarýný býrakýp dumbledore’un yanýna gitti. Ýkisi birlikte tavan arasýna doðru çýkmaya baþladýlar. Ýkiside kütüphanenin yanýnda bulunan odaya girene kadar hiç konuþmadýlar. Harry dumbledore’un onunla ne konuþacaðýný çok merak ediyordu. Aslýnda azçok bunu biliyordu. Ama özel derslerinin bu gün baþlayacaðýndan da emin deðildi. Dumbledore asasýyla iki tane sandalye yarattý. Birine harry’nin oturmasýný iþaret etti. Diðerine de kendi oturdu. Harry sabýrsýzlýkla dumbledore’un söyleyeceklerini dinlemeyi bekliyordu. Sonunda dumbledore konuþtu. “seninde bildiðin gibi özel derslerimize baþlamakta oldukça geciktik Harry. Bu yüzden seninle yapmasý zor ama oldukça hýzlý bir yöntem ile çalýþacaðýz. Yalnýz unutma bundan hiç kimsenin haberi olmayacak. “ Harry bütün dikkatini dumbledore’a vermiþti. “peki hangi yöntem ile çalýþacaðýz profesör?” “bende bunu sormaný bekliyordum Harry. Seninle zihinsel aktarma yoluyla çalýþacaðýz. Yani ben kendi zihinimdeki bilgileri senin zihnine aktaracaðým. Böylece hem kolayca öðrenmiþ olacaksýn, hemde bu öðrendiklerin en hýzlý bir þekildegerçekleþecek.” Dedi. Harry her dakika daha da afallýyordu. Ama dumbledore’un söylediklerini dinlemeye devam etti. “þimdi gözlerini sakýn benim gözlerimden ayýrma. çünkü zihinsel yolla her hangi bir þey yapmak istersen göz temasý gereklidir. “ harry artýk þaþkýnlýðýný gizleme gereði duymuyordu. Gözlerini dumbledore’Ungözleriyle buluþturdu. Bunu yapar yapmaz beyninde ani bir karýncalanma oldu. Sanki beyninin her hücresi titriyordu. Birkaç dakika daha bu þekilde devam ettiler. Harry bu süre içinde gözünün önünden çeþitli þekillerin geçtiðini hissetti. Ama daha onlarýn ne olduðunu anlayamadan bir baþka þekille yer deðiþtiriyordu. Onbeþ yirmi dakika sonunda dumbledore gözlerini harry’nin gözlerinden ayýrdý. Harry inanýlmaz bir rahatlýk hissetti. Dumbledore’a baktýðýnda onunda yüzünde belli bir rahatlýk gördü. Bir süre ikiside konuþmadýlar. Sonunda dumbledore: “zihinsel aktarma yoluyla sana öðreteceklerim bitti harry. Þimdi seninle zihinbend çalýþacaðýz.” Dedi. Harry bir þey anlamadýðý için boþ gözlerle dumbledore’a baktý. Dumbledore zaten harry’nin anlamadýðýný bildiði için anlatmaya koyuldu. “zihinbend, zihnini baþkasýndan gelecek tehlikelere karþý korumak için yapýlýr. Binevi zihin kapatma iþlemi de denilebilir. Biliyorsun, sana geçen sene voldemort’la aranda bir bað olduðundan söz etmiþtim. Voldemort bu bað sayesinde senin zihnine girebilir. Bunun için zihinbend’i öðrenmen gerekiyor.” Harry sormasý gereken daha birçok soru olduðunu biliyordu. Ama susmayý tercih etti. Dumbledore ise onun bir þeyler söylemesini istiyordu. Bu yüzden biraz bekledi. Harry bunun üzerine: “yani voldemort kendisine yalan söyleyen ölüm yiyenleri bu yolla yakalayabilir. Eðer ölüm yiyenler zihinbend bilmiyorlarsa,” dumbledore evet anlamýnda baþýný salladý. “voldemort çok iyi bir zihnifendardýr. Yani baþkalarýnýn zihnine girebilir. Onlara ait her þeyi görebilir. Þimdi istersen zihinbend çalýþmaya baþlayalým.” Dedi. Harry bi an bilinmez ada hakkýndaki her þeyi bilen bir voldemort düþündü. Ve zihinbendi bi an önce öðrenmesi gerektiðine karar verdi. Dumbledore’a tamam anlamýnda baktý. Dumbledore asasýný çýkardý. “þimdi. Ben senin zihnine girmeye çalýþacaðým. Sende beni engellemeye çalýþacaksýn. Ne yapman gerektiðini biliyorsun.” Dedi. Harry ilk önce þaþýrdý. Nasýl ne yapmasý gerektiðini bilebilirdiki? sonra kafasýnýn içindeki bir ses bu soruyu yanýtladý. “Düþünmemek gerekir hissetmemek gerekir. Zihnimin tamamen boþalmýþ olmasý gerekir.”harry kendini topladý. Zihnini boþalttý. Dumbledore: “hazýr mýsýn?” dedi. Harry: “evet profesör.” Diye karþýlýk verdi. Bunun üzerine dumbledore: “zihni fendet.” Diye baðýrdý. Harry bi an afalladý. Sonra anýlarý gözünün önünden geçmeye baþladý. Ama nedense anýlarýn tamamý deðil, bir kýsmý gözünün önünden geçiyordu. Ve zaten o kýsýmlar da oldukça bulanýk görünüyordu. Birkaç saniye sonra harry anýlarýn durduðunu hissetti. “ilk denemede çok iyiydin harry.” Dedi dumbledore. Harry ona gülümsedi. Dumbledore da ona karþýlýk verdi. “bu günlük bu kadar. Yarýn hogwarts’da görüþürüz. Benim þimdi gitmem gerekiyor. Uyumadan önce zihnini boþaltmalýsýn. Sakýn unutma.” Dedi. Sonrada kapýya doðru yöneldi. Harry de onun peþinden gitti. Odasýna girer girmez ron ve hermione’nin hatta diðerlerinin onu soru yaðmuruna tutacaðýný biliyordu. O yüzden yavaþ yavaþ yürüdü. Tatil ne kadar da çabuk bitmiþti. Ýþte yarýn hogwarts’a dönüyorlardý. Harry hogwarts’ý her sene olduðu gibi bu sene de özlemiþti. Hatta nedense bu sene snape’nin iksir dersini bile özlediðini söyleyebilirdi. Odasýna geldiðinde her þey tam tahmin ettiði gibi oldu. Ancak harry ustalýkla kendisine sorulan sorularý geçiþtirdi. Sandýðýný hazýrlamaya koyuldu. Ron’da harry’le birlikte sandýðýný hazýrlýyordu. Harry tam ileri düzey iksir yapýmý kitabýný da sandýðýna koyacakken ron’un elindeki bir þey dikkatini çekti. Soran gözlerle ron’a baktý. Ron biraz kýzararak: “þey bu sene hermione ve ben sýnýf baþkaný olduk.” Dedi. “o kadar çok þey olduki söylemeye fýrsat bulamadýk.” Harry ron’un adýna çok sevindi. Aslýnda o da sýnýf baþkaný olmak isterdi. Ama yapmasý gereken onca þeyin arasýnda bir de sýnýf baþkanlýðýyla uðraþamazdý. Sonunda resmi cüpbesini de sandýðýna koyduðunda saat dokuz olmuþtu. Harry kendi sandýðýný hazýrladýktan sonra ron’un sandýðýný da hazýrlamaya yardým etti. Daha sonra da yataðýna yattý. Dumbledore’la derslerini, ve bu sene hogwarts’da olacaklarý düþünerek uykuya daldý. Zihnini boþaltmayý da unutmamýþtý.


Onbirinci bölüm: kurt adam ve kavga:

Sabah olduðunda grimmauld meydaný oniki numarada ilk uyanan her zaman ki gibi mrs.weasley olmuþtu. Normalde bu kadar telaþlý olmamasýna ragmen, her sene eylülün ilk pazartesi günlerinde telaþýnýn sýnýrlarýný zorlardý. Kendisinden beklenenin iki katý hýzýnda kahvaltýyý hazýrladýktan sonra çocuklarý uyandýrmak için yukarýya çýkmaya karar verdi. Ancak onlarý odalarýnda bulamadý. Çünkü harry, ron, ginny, ve hermione black ailesinin özel kütüphanesinde özel týlsýmlar ve lanetlerin olduðu kitaplarý araþtýrýyorlardý. Araþtýrmalarý bittiðinde, hep birlikte kütüphaneden çýktýlar. Ancak onlarý kapýnýn önünde bir sürpriz bekliyordu. Mrs.weasley biraz þaþkýn bir þekilde kütüphanenin önünde duruyordu. Çocuklarýn elindeki kitaplarý görünce þaþkýnlýðý kýzgýnlýða dönüþtü. “bunlarý neyapacaksýnýz?” dedi. Onun sorusunu hermione yanýtladý. “iþimize yarayacak büyüleri hogwarts’da deneyeceðiz.” Mrs.weasley neden dermiþ gibi hermione’e baktý. “çünkü, voldemort’a karþý kendimizi savunmamýzý öðrenmemiz gerekiyor.” Dedi hermione. Mrs.weasley hemen hermione’in elindeki kitaplarý aldý. “size gerekli büyüleri öðretecek bir KSKS öðretmeniniz var. Ayrýca siz daha çok küçüksünüz.” Dedi. Sonra da asasýnýn bir hareketiyle kitaplarý kütüphanedeki yerlerine geri gönderdi. “þimdi. Hepiniz mutfaða iniyorsunuz, ve hýzlý hýzlý kahvaltýnýzý ediyorsunuz. Hogwarts’a gitmenize tam iki saat var.” Diye baðýrdý. Bunun üzerine harry ve arkadaþlarý, mutfaða indiler. Kahvaltýlarýný yaparken mutfaðýn kapýsý açýldý. Ýçeri, tonks, lupin, kingsley, deligöz, hestia jones, ve sirius girdi. Harry bu kalabalýðý görünce þaþýrmadan edemedi. “hogwarts’a sizinlemi gideceðiz?” diye sordu ginny. Sirius evet der gibi baþýný salladý. Sonra da harry’nin yanýna oturdu.
Herkez hazýr olduðunda mrs.weasley önde diðerleri arkada olacak þekilde bakanlýktan gönderilen arabalara bindiler. Harry ortadaki arabaya bindi. Önünde ve arkasýnda ikiþer tane daha araba vardý. Harry’nin bindiði arabaya hermione, weasley’ler, tonks, lupin, sirius, kingsley ve harry’nin yoldaþlýkta olduðunu bildiði deianeiera Johnson binmiþti. Deianeiera Johnson, yanýnda angelina’yý da getirmiþti. Harry yolculuk boyunca arkadaþlarýyla quidditch hakkýnda konuþtu. Angelina’nýn bu sene gryffýndor quidditch takýmýnýn kaptaný olduðunu öðrendi. Yolculuk çok eylenceli geçmiþti. En azýndan bazýlarý için. Harry yolculuk boyunca herkesin birbiriyle sohbet halinde olduðunu gördü. Ancak birbirleriyle konuþmayan, hatta birbirinin yüzüne bile bakmayan iki kiþi dikkatini çekmiþti. (deianeiera Johnson ve kingsley shacklebolt )
Kinkscros’a geldiklerinde harry hemen arabadan indi. Onunla birlikte yaklaþýk yirmi seherbaz da inmiþti. Harry bu durumdan sýkýntý duysada hogwarts’a gideceðinin sevinci sayesinde buna aldýrmadý. Peron dokuz üç çeyrekten sirius’la birlikte geçti. Sandýðýný ve hedvig’in kafesini taþýma görevini bir bakanlýk görevlisi üstlenmiþti. Boþ bir kompartýmana sandýðýný ve hedvigin kafesini yerleþtirdikten sonra trenden inip sirius’un yanýna gitti. Seherbazlarýn gözlerini üzerinde hissediyordu. “kendine iyi bak harry. Beladan uzak durmalýsýn. Nasihat dinlemekten hoþlanmadýðýný biliyorum. Ancak yinede kendine dikkat. Tamam mý?” dedi sirius. Vaftiz oðlundan ayrýlacaðý için üzgün olduðu sesinden belli oluyordu. “tamam. Sende kendine iyi bak.” Dedi harry. Sonrada sirius’a sarýldý. Ondan ayrýldýktan sonra mrs.weasley ve mr.weasley’le vedalaþtý. Yavaþ yavaþ hogwarts ekspresine doðru yürümeye baþladý. Trene binmek üzereyken, parvati patil’in sandýðýný taþýmakta zorlandýðýný fark etti. Hemen onun yanýna gitti. “yardým istermisin?” diye sordu.
Parvati, yavaþça baþýný kaldýrdý. Harry’e gülümsedi. “evet. Ýyi olur.” Dedi. Harry parvati’nin sandýðýný yerden kaldýrdý. Birlikte trene bindiler. Harry sandýðýný parvati’ye uzattý. Parvati ona sýcacýk bir gülümsemeyle teþekkür etti. Sandýðýný aldý. Tam arkasýný dönüp kendine bir kompartýman aramaya gidecekken harry’le göz göze geldiler. Maviler yeþilleri bulduðunda, her iki gencin midesi hafif bir ters takla attý. Ama bu bakýþma uzun sürmedi. Lavender parvati’yi kolundan sürükleyerek götürürken harry’de kendi kompartýmanýna doðru yürüdü. Kompartýmanýna girmeden önce hermione ve ron’la karþýlaþtý. Ama onlarýn sýnýf baþkanlarýnýn kompartýmanlarýna gittiðini öðrendi. Yalnýz kalacaðý için biraz üzüldü. Nede olsa hogwarts’a baþladýðýndan beri hiç yalnýz kalmamýþtý. Kompartýmanýn kapýsýný kapatýp içeri girdi. Hedvig vakur bir ötüþle onu karþýladý. O da hedvig’e gülümsedi. Birkaç dakika geçmeden kompartýmanýn kapýsý açýldý. Ginny, yanýnda neville ve harry’nin tanýmadýðý bir kýzla gelmiþti. “gelebilr miyiz?” dedi ginny. Harry baþýný salladý. Üçü birlikte kompartýmana girdiler. “bu luna. Rawenclaw’dan. Bizim dönemde.” Diye sözlerine devam etti ginny. “bunu da tanýyorsun zaten.” Dedi harry luna’ya göstererek. Harry ve luna el sýkýþtýlar. Biraz sonra aralarýna hermione ve ron’da katýldý. Yolculuk bitene kadar uzun uzun konuþtular. Voldemort’tan, bundan sonra neler olacaðýndan, vb.tren yavaþlayýp herkez inmeye hazýr hale gelince ron ve hermione koridorlarý dolaþmaya gittiler. Ginny’de luna’yla birlikte kendi dönemlerinde okuyan arkadaþlarýnýn yanýna gitti. Kompartýman’da sadece neville ve harry kalmýþtý. Cüpbelerini giydikten sonra, trenden indiler. “birinci sýnýflar buradan.” Harry duyduðu bu yabancý sesle oldugu yerde dondu kaldý. Hagrid neredeydi? Bu kadýn kimdi? Harry bu sorularý arkadaþlarýyla tartýþmayý aklýna yazarak boþ bir araba bulmak için ilerledi. Sonunda boþ bir araba buldu. Ýyi ama, bu arabalarýn önünde harry’nin daha önce görmediði yaratýklar duruyordu. Ron, hermione ve ginny’de gelince “onlar da ne?” diye sordu. Üçü de anlamamýþ bi þekilde harry’e baktýlar. Arkadan hülyalý bir ses: “onlarý sende görebiliyor musun?” dedi. Luna yanýnda neville ile onlara doðru geliyordu. Bu konuyu fazla uzatmadýlar. Hepsinin de aklýnda bir yerlerde elbetteki bazý sorular vardý. Ama kimse bunlarý söylemeye cesaret edemedi. Arabalara bindiler. Kýsa süren yolculuktan sonra nihayet hogwarts’a varmýþlardý. Hep birlikte arabadan inip büyük salona doðru yürüdüler. Ron þimdiden “karným zil çalýyor. Açlýktan ölmek üzereyim.” Diye homurdanmaya baþlamýþtý. Sonunda büyük salona geldiler. Harry, ron ve hermione’in ortasýna oturdu. Tam karþýsýnda da parvati patil oturuyordu. Birkez daha göz göze geldiler. Ama bu kez bakýþmalarý trendeki kadar uzun sürmedi. Harry’nin parvati’yle olan bakýþmasýný ron ve hermione görmüþtü. Ron harry’e inanamaz gözlerle bakýyordu. Hermione ise gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi. Sonunda herkez yerine yerleþtikten sonra Mcgonagal elinde bir tabure ve seçmen þapkayla salona girdi. Peþinden de heyecanlý görünen birinci sýnýflar geliyordu. Yaklaþýk yarým saat süren seçme töreninden sonra dumbledore konuþmasýný yapmak için ayaða kalktý. “ iþte yine yeni bir ders yýlý baþlangýcý þölenindeyiz. Uzun uzun konuþup baþýnýzý aðrýtmak gibi bir niyetim olmadýðý için sizlere söylemem gereken üç þeydenbirincisini söylüyorum. Hepinizin bildiði gibi voldemort geri döndü. Bu yüzden hepinizin çok dikkatli olmasý gerekiyor. Bakanlýk her ihtimale karþý þatoda bir seherbazýn bulunmasýný istiyor. Bunun içinde nymphadora tonks’u görevlendirdi.” Tonks hafifçe öðrencilere selam verdi. “ikinci söylemem gereken ise, bir yýl aradan sonra KSKS dersine profesör lupin girecek.” Gryffýndor, huflepuf ve rawenclaw masalarýndan büyük bir alkýþ koptu. Slytherinler ise sanki suratlarýna tezek bombasý atýlmýþ gibi kalakaldýlar. Lupinde öðrencileri selamladýktan sonra dumbledore devam etti. “üçüncü söylemem gereken þey ise, yumulun.” Dumbledore’un bu sözlerinden sonra masalarda binbir çeþit yemek belirdi. Slytherinler hariç herkez yemeðe baþlayacakken: “bir kurt adam bize ders veremez.” Diye bir haykýrýþ yükseldi. Harry kanýn beynine sýçradýðýný hissetti. Hemen ayaða kalktý. Bu sözleri söyleyen draco malfoy’du. Birkaç slytherinliyle birlikte ayaða kalkmýþtý. “eðer profesör lupin yerine voldemort’un sana ders vermesini istiyorsan, evine gidebilirsin malfoy. Hogwarts’dan bir ölüm yiyen eksilmiþ olur en azýndan. Eðer kalmak istiyorsan.. o koca çeneni kapa ve otur.” Diye baðýrdý Harry. Gözü hiçbir þey görmüyordu. Asasýný nasýl çýkardýðýný bile fark etmemiþti. Herkezin gözü harry’nin üzerindeydi. Malfoy kalktýðý yere otururken, öðretmenler masasýndaki hareketlilik gözden kaçacak gibi deðildi. Lupin masadan kalktý. Salonun çýkýþ kapýsýna doðru ilerledi. Tonks’da onun peþinden gidiyordu. Mcgonagal hýzla slytherin masasýna gidip, “bir profesöre hakaret ettiðin için slytherinden yüz elli puan ayrýca cezalýsýnýz mr.malfoy.” diye baðýrdý. Bu olaydan sonra yemek oldukça sessiz geçti. Yemekler bitince de herkez binasýnýn ortak salonuna gitmek için büyük sallondan çýktý. Hermione birinci sýnýflarý yönlendirirken, ronda isteksizce ona katýldý. Harry ise bildiði kestirme yollardan gitmeye karar verip gruptan ayrýldý. Koridorlarda yürürken arkasýndan gelen hafif ayak sesleri iþitti. Dönüp baktýðýnda parvati’yi gördü. Ama onu gördüðünü belli etmek istemiyordu. Onun için adýmlarýný hýzlandýrýp gryffýndor kulesine kadar hiç durmadý.
Sonunda yatakhanesine geldiðinde, dört direkli karyolasýný ne kadar özlediðinin farkýna vardý. Hemen üzerini deðiþtirip yataða uzandý. Yatakhanenin kapýsý açýldý. Ýçeriye neville, dean ve seanus girdi. Hepside kahkahalarla gülüyorlardý. Ron ise hala yatakhane’ye gelememiþti. Harry sýnýf baþkaný olmadýðý için bildiði bütün tanrýlara þükrediyordu. Yavaþça perdelerini çekip baþýný yastýða koydu.
     “üzülme. Senin suçun deðil.” Dedi tonks. Lupin’in böyle olmasý canýný acýtýyordu. “haklýlar. Ya onlardan birine zarar verirsem, ya onlarý” “þþt.” Dedi tonks.”sen asla böyle bir þey yapmazsýn. Hem iksirini de alýyorsun. Kurt adam olmak senin suçun deðil. Sen deðil, onlar utanmalý. Malfoy’larý tanýmýyor musun? Kendilerinin ölüm yiyen olduklarýný unutup, baþkalarýna laf atarlar. Aldýrma.”
Lupin hala çok üzgündü. Bu iþi nasýl kabul etmiþti ki. Ama yinede tonks’un yanýnda olmasý ona güç veriyordu. Baþýný kaldýrdý. Tonks’a gülümsedi. Tonks’da ona ayný gülümsemeyle karþýlýk verdi. Lupin hayatýnda ilk kez, bir kadýnýn ona gülümsemesinden, yanýnda olmasýndan mutluydu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Joanne kimdir?

Ben on altý yaþýnda, bir Harry Potter hayranýyým. Sanat sanat içindir diyenlerdenim. . .

Etkilendiði Yazarlar:
J. K. Rowling, Umberto Eco, John Steinbeck Jules Verne...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Joanne, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.