..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Türkiye > Taner




7 Ocak 2009
Türkiye Ekonomi - Poltikasýna Genel Bir Projeksiyon.  
Neo-liberal politikalar,globalleþen dünyada Türkiye

Taner


2,8milyon insan günde 2 dolardan az bir parayla yaþamýný sürdürmeye çalýþýyor. Dünyanýn zenginliðinin % 80’i dünya nüfusunun %15’inin elinde. Dünyada iþlemez bir duruma gelen emperyalist politikalar savaþlarla kendini yenilemeye çalýþmakta ve bölgesel saldýrýlara kalan halklar yalnýzlaþtýrýlmakta, güya sahip çýkýyor gibi görünenler, durumdan iç politika malzemesi çýkarmakta. Bu günleri halklar niye yaþamak zorunda býrakýlýyor? bu güne kadarki politikalarýn tepkisizleþtirdiði insanlar sýrasýný beklemeye mahkum mu?


:BJAH:


Tarým ‘’reform’ u adý altýnda, reform kelimesinin içeriðinden tamamen soyut tamamen kâr amacý taþýyan gýdanýn insan hakký mý yoksa tamamen satýlacak bir meta mý olduðunun tartýþýldýðý o günlerden bu günlere gelindi. Beslenme ve yeterli gýda alma insan hakký olduðu söylenirken dünya çapýnda yýllýk 40 milyonlara varan sayýda insan açlýktan hayatýný kaybetmektedir. Doðru bölüþüldüðü takdirde dünya gýda üretimi dünya nüfusu gereksiminin %15 fazlasý iken bizim gibi tarým ülkelerinde üretim baltalanarak halklar açlýkla terbiye edilmek isteniyor. Diðer taraftan da kârlýlýk söylemleriyle insan üzerindeki etkilerinin ne olacaðý belli olmayan genetik yöntemlerle gýda üretimi yoluna gidiliyor.

Ülkemizdeki tarým nüfusu sistemli olarak geriletilerek nüfus þehirlere akýtýlýyor. Metropollerdeki nüfus yoðunluðunun artmasý sonucu yeni sorunlarýn gündeme gelmesi göze alýnarak iþsizlik oranýný yükseltmek daha ucuza çalýþacak iþ gücünü yedeklemek.

Ýkili ekonomide kent (güya) geliþirken, kýr (köysel kesim) durgun, hatta kendi yeniden üretimini saðlayamaz duruma getirilmektedir. Çeþitlenen insan ihtiyaçlarýyla þehirlerdeki istihdam alanlarýnda deðerlendirilme umutlarý köy kesimini tarlasýný tapanýný satarak þehre göç etmesi sonucunu getirmiþtir. Bunun sonucunda þehirlerdeki sorunlarýn artmasý kimsenin umurunda deðildir. Kapkaç hýrsýzlýk … gibi suçlara insanlar itilmektedir.


Bizim de içinde olduðumuz doðu uygarlýklarýnýn genel karakteri tarihsel devinime sadece kentsel kesimin katýlmasýdýr. Köysel kesim geri ve geliþme sorunu yaþayan bir teknolojik düzeyde ancak kendi basit yeniden üretimini saðlama çabalarý yaþamaktadýr. Cumhuriyet dönemi öncesi hanedanýn tarýmsal artý ürüne el koymasý, Cumhuriyet tarihinden bu yana da, Cumhuriyet’in getirdiði kazanýmlar 1950’li yýllardan sonra sistemli olarak alýndýktan sonra, sermayenin köysel kesimde baðýmsýz ekonomik güç odaklarýnýn türemesini engelleme çabalarý baþarýlý olmuþtur. Bu kolektif topluluk mülkiyeti iliþkileri temelinde geliþen sosyal yapý doðusuyla batýsýyla güneyi kuzeyi ile köysel kesimin birey olma sorunlarý yaþamasý. Devleti algýlama biçimi açýsýndan geliþememesi bazýlarýnýn deyimi ile feodalizm i tasfiye edememesi sonucunu getirmiþ olup þeyhlerin ve aðalarýn oylarýný devletin sandýklarýna atan topluluklarýn yurt kaderini belirler konuma getirmiþtir.

Bu süreçte þehirler köyleþmiþ, kentli akýn akýn gelen göç sonucu kent kurallarýný yeni eklemlenen topluluklara anlatamaz onlarý eðitemez duruma gelmiþtir. Sonuçta uygulanan tarým politikalarý þehirleri doðrudan etkilese de þehirler ile köy arasýnda yaratýlmaya çalýþýlan karþýtlýk ile oy alma çabalarý baþarýlý olmaktadýr.

Tarýmsal KÝT’lerin özelleþtirilme ve tarýmda yoðunlaþma (verilen kredilerle çiftçi borçlandýrýlýp mülkünü satma noktasýnda arazilerin belirli ellerde toplanma amacý güdülmektedir.) sürecinin hýzlandýrýlma çabalarý göstermektedir ki Türk tarýmý küreselleþme yolunda neo liberal politikalara teslim edildi. Sermaye küreselleþirken emek serbest dolaþým hakkýný kazanmamakta. Emperyalizm kurallarýný iþine geldiði gibi deðiþtirme hakkýný kendisinde görebilmekte.

Avrupa birliði ülkelerinde de emeðin yüce bir deðer olarak elde ettiði kazanýmlar, Sosyalist bloðun eritilmesi ile gerileme yoluna girmiþ olup bugün çatýrdamaktadýr. Yeni çýkarýlan iþ yasalarýna karþý da emek mücadeleleri geliþmeye baþlamaktadýr.

Hayatýný devam ettirme hakký kesim ve zümre gözetmeden evrensel bir zeminde olduðu söylenirken ülkemizde tarým kesimini ortadan kaldýrmak istenilirken ve buna göre politika üretilirken evrensel bir suç iþlenmektedir. Ülkemizde hak arama hazmedilmemiþken ve köylümüzün bilinç düzeyi durumun ciddiyetini henüz kavramamýþken tarým kesimi büyük bir sefalete itilmektedir.

Küreselleþme adý altýnda neo-liberal politikalarýn uluslar arasý alanda az geliþmiþ ülkelerin baðýmsýzlýðýný ayaklar altýna alarak istediði kararlarý uluslar ötesi þirketler çýkarýna ulusal devletlerin parlamentolarýndan çýkacak kararlarý belirler hale gelmiþtir. Her þeyi kâr olarak gören insan unsurunu gözetmeksizin insanýn doðasýný yok etme gerekirse insaný yok etme cüretkarlýðýný göstermesi tamamýyla içimizdeki halk ve millet düþmanlarýnýn suçudur.

Küreselleþme baþka devletlerin iþlerine müdahalenin gizlice yürütülürken alenileþtirilmesi ve bunun tüm dünya halklarýna zorla kabul ettirilmesi sonuçta bir dünya suçu iþlenmesidir. Bir taraftan emek yoðun mallar ihraç eden bizim gibi ülkeler aleyhine ticaret hadleri bozulmakta dünyanýn fakir bölgelerinden zengin bölgelerine olan göçün engellenmesi emek piyasasýnýn dünya ölçeðinde her þeyin serbestleþtiði bir dönem olmasýna raðmen sýnýrlandýrýlan tek alandýr.

30 kasým 1999’da Siyetýl görüþmeleri protestolar sonucu kesintiye uðradý. Yunanistan’da çýkan iþ yasasýný protesto eylemleri dünya çapýnda ses getirdi.
Yakýn bir zamanda yakýn komþumuzda çýkan olaylar göstermektedir ki Avrupa birliðinin bu en ayrýcalýklý ülkesinde insanlar mutsuzdur. Ýkibin sekiz yýlýnda lüresel mali krizin çýkmasý bundan tüm ülkelerin etkilenmesi sonucu emperyalizm. bazý devletleþtirmelere giderek gidiþatýn önünü açmaya çalýþmaktadýr. Lðiberalizm in þýmartýlmasý tüketimin tetiklenmesi doðanýn ve insanlarýn sorumsuzca sömürülmesinin de bir sýnýrý olduðu açýkça görüldü. Amerika sosyalizasyon politikasý uygulamak zorunda kaldý.

Bu arada ülkemizde 2000 yýlý ndan itibaren nereden nereye gelindi. PWC (price waterhouse coopers)’in 2001 Davos’unda yayýmladýðý raporda yer alan sýralamaya göre dünya yolsuzluk þampiyonasýnda ülkemiz dördüncü ilan edildi.

Ayný zamanda ülkemiz yolsuzluklarla ekonomisine en büyük zarar veren ülkelerden biri. Bizler halk olarak yolsuzluk nedeniyle %36 fazla vergi ödemek zorunda kalýyoruz.

Var mýdýr acaba yolsuzluðu bizim kadar içselleþtirmiþ bir halk. Yolsuzluk nedir? Ýlk bakýþta gideceði yeri bilmeyen yolu yordamý olmayan anlamýnda bir kavram olarak beliriyor insanýn kafasýnda.

Ülkemizde parasýný nereye harcayacaðýný bilmeyen bir kesim var ve doymak bilmeden, inatla lüks tüketim yaparak ekonomimizin dengesini bozmakta temel tüketim maddeleri tüketilemez duruma gelirken mutlu azýnlýðýn doymak bilmeyen taleplerini karþýlama uðruna ülkem felakete sürüklenmekte. Har vurulup harman savrulan, hortumlanan paralar yatýrýma dönüþtürülmüþ olsaydý, yolsuzluk olmasaydý hakça bölüþüm olsaydý ülkemiz kendi kendine yetebilen dengeli bir kalkýnma yaratabilirdi. Ama baðýmlý hale gelmesini isteyenler devletin kurumlarýný zarar etmesine çalýþanlar hep ayný amaca hizmet ediyorlardý.

Faizli paralara bizi mahkum edenlerin ve ülkemiz siyasetine, ekonomisine müdahale edenlerin kaynaklarýmýza göz dikenlerin çýkarlarýnýn ortadan kalkacaðý durumda yeniden yapýlanma mücadelesi verilmesi gerekliliði ortadadýr.

Doðanýn verimsizce ve sorumsuzca kullanýlmasý, alternatif kaynaklar olduðu halde tüm dýþsallýklarýyla zararlý madde çeviriminin üretilmesi ile insanýn yaþayamayacaðý bir doðayý býrakýyor geleceðe. Ýnsanýn insana ve insanýn doðaya düþman olduðu dünyamýzda kötülüðün kendini insanýn ve doðanýn yýkýmý ile yenilemesi, bugün yerküreye egemen olan yeni dünya düzeni politikalarýný tartýþma ve eleþtirmeyi gerektiriyor.

Devlet teþekküllerinin iþlemez kar edemez duruma geldiðini idia edenler. Devletin ekonomiden elini çekmesi, devletin küçülmesi lafýný gezdirir dururlar. Çözüm devletin doðru çalýþýr duruma getirilmesidir.

Peki bu noktalara nasýl gelindi? Düzlüðe çýkacaðýz diye yalanlarla nasýl kandýrýldýk? Günümüz insanlarý kendilerine kýsa vadeli çýkarlar sunan küçük dünyalarý dýþýndaki konularla hiç ilgilenmiyorlar. Günlük küçük çýkarlarý dýþýnda yarýnlarýn ne getireceðini bilemedikleri yaþamlarýnda geçmiþten ne aldýklarýný ve geleceðe ne býrakacaklarýný, iyiye mi yoksa kötüye mi gittikleri kaygýlarýný taþýmýyorlar. Elbette ki toplumsal üretimi ile varolan insan seçme þansý olmayan mevcut üretim iliþkilerini yaþarken bu üretim iliþkilerinin dayattýðý düþünce biçimlerini taþýrlar. Dünyaya bugün hakim olan kapitalist üretim tarzýnýn günümüz insanýnda yarattýðý yabancýlaþma çýkarcýlýðýn üst boyutlara çýkmasý ve hatta bazý bireylerin kendi çýkarlarýný ulusal çýkarlarýn dahi üstünde tutabileceði kademeleri iþgal etme hakkýný kendinde bulmasý gösteriyor ki bu üretim tarzý iyiyi yada kötüyü üretebileceði alanýn sýnýrlarýna gelmiþtir. Bugün insaný için en büyük zevk ve haz kaynaðý, üretmeden tüketme, baþkalarýný kullanma çabalarýdýr. Üretime dayanmayan ekonomi politikalar çöküntülerin ve mülkiyet yoðunlaþmalarýnýn hýzýný artýrmakta mülksüzleþen geniþ kitleler ise zengin olma hayalleriyle çoðalmakta ve daha da mülksüzleþmektedir.

Sosyal haklarýný kaybeden temel fizyolojik ihtiyaçlarýný dahi gidermekte zorlanan haklarýnýn farkýnda olmayan fertlerden oluþmuþ toplumlar insanýn doðasýnda varolmasý gereken deðerlerden uzaklaþmakta insanýn emeðine yabancýlaþmasý, insanýn doðaya, insanýn insana yabancýlaþmasý ile insanýn yok oluþuna giden açýlýmlar gidiþatýn ömrünü uzatma görevine sunulmaktadýr.
...
Bir gün zeytin bahçemde budama yapýyorum, komþu bahçenin sahibi geliyor yanýnda eþeði ile birlikte. Yaðmur öncesi zeytinlere gübre atmak için hayvanýn sýrtýna bir çuval yüklemiþ, konuþkan bir tip ben sormadan anlatýyor havadan sudan konuþuyor. Hayvana bakamadýðýný o nedenle tek tek getirdiðini söylüyor gübre çuvallarýný. Gübrenin iki misli fiyat arttýðýný zeytinini para etmediðini … söylüyor da söylüyor. Ben çok rutin konulardan sýkýldýðým için sosyal güvenlik yasa tasarýsýndan bahsetmeye baþladým. Gübrenin niye fiyatlandýðýný zeytinin bizden ucuz alýnýp tüketiciye katlayýp satýldýðýný bu nedenli yeterli tüketim olmadýðýný anlattým. Ýlk fýrsatta ben bu konulardan anlamam dedi bana. Onu direkt ilgilendiren somut örnekler vererek bankadan aldýðý krediyi niye ödeyemediðini anlattým biraz anlar gibi oldu. Sosyal güvenlik yasasýnýn kendisini ilgilendirmediðini söyledi. Kendisinin hiçbir sosyal güvencesi olmadýðýný bu tür yasalarýn onun durumundaki insanlarý da etkilediðini anlatmaya çalýþýrken o an ilginç bir þey oldu. Affedersiniz, vatandaþýn eþeði anýrmaya baþladý. Hemen aklýma geliverdi. Ya dedim Gürol abi bir gün þu hayvancaðýz geçse karþýna dese ki sen beni senelerden beri kullanýyorsun benim sýrtýma yükleri yüklüyorsun artýk sana çalýþmýyorum dese ne yaparsýn? O ne bilsin hakkýný falan aramayý o bir eþek dedi. Bu cevabý birkaç dakika önceden görmüþtüm adeta ve tabii ki cevabým da hazýrdý. Evet sayýn aðabeyciðim eðer o eþekten bir farkýn olduðunu iddia ediyorsan hakkýný aramayý öðrenecek baþkalarý tarafýndan kullanýlmamayý öðreneceksin.


Ulusal devletlerdeki geniþ halk kitleleri kýsa vadeli çýkarlarýn açmazýnda,yöneticilerin çok iyi görebildiði halde kendilerinin ve devletlerinin önünü göremeden, ayýlmadan oyalanýp durmakta. Gelecekte karþýlaþabileceði olasý sorunlara karþý önlem alabilmek ve devlet varlýðýný sürdürebilmek için toplumlarýn geliþkin olmasý gerekir. Toplumun geliþkin olmasý demek onu oluþturan bireylerin geliþkin olmasý demektir. Geliþmiþ bireyler oluþturduklarý toplumu yetenekleri doðrultusunda en verimli biçimde destekler ve böyle bir toplum gelecekte ileri düzeyde bireyler üretir yani geleceðini garanti altýna alýr. Temel ihtiyaçlarý bile karþýlanamayan fertlerden oluþan toplumlarda bu fertlerden toplumsal yarar beklemek hayalcilik bence.

Zor olsa da doðru olaný savunmak, güçlü olandan yana kolaycýlýða kaçan toplumumuzda doðrularý bulmak, hatalarý görüp eleþtirmek elbette ki belirli bir olgunluðu gerektiriyor.

Bir ulusun ekonomik olarak çökertilmesi amaçlanýyorsa alt yapýdaki bu oynamanýn sebebi üstyapýyý biçimlendirme amacýnda olduklarýnýn göstergesi idi. Bizi ekonomik olarak baðýmlý kýlma amaçlarýnýn açýk olarak görüldüðü günlerde böyle bir akýl yürütmeye gidilmediði için bugün ulusalcýlýðýn suç olduðu konusu gündeme gelecek kadar ileri gidilmiþtir. Bu günlere gelinmeden ülkemizin çok deðerli aydýnlarý niye bir önlem alma ve önemli konularý halka anlatma gereði duymadýlar.

Kültür, bir ulusun ‘’devlet yaþamýnda, siyasal, sosyal, düþünsel ve ekonomik yaþamda elde edebildiði ‘’ kazanýmlarýn toplamý olduðuna göre. Hedeflenen bir kültürü ortadan kaldýrmaktýr. Çünkü sizin biçimlendirdiðiniz herhangi bir þey baþkalaþmýþ ise bu öncelini ortadan kaldýrdýðýnýz anlamýna gelir. Evet doðada deðiþim esastýr ama bir kültür üzerinde meydana gelecek deðiþimler ancak kendi iç dinamikleri ile ve evrimsel bir süreç halinde olmalýdýr. Ulusal kültür, evrensel kültürün bir uzantýsýdýr. Ulusal kültürün önem taþýmasý için onun ‘’evrensel deðerlerle , özgür düþüncelerle zenginleþtirilmesi ‘’ ve güçlendirilmesi gereklidir.

Konu hayli daðýlmýþ gibi görünse de içerik olarak çok derin ilintilere sahiptir. Konuyu demokrasinin kuramcýlarýndan J.J. Rousseau’nun sözleri ile toparlamak yerinde olur sanýrým. ‘’ Demokrasi ancak erdem ve ahlak sahibi insanlarca uygulanabilir. Ayný çaðda Montesquieu’de despotizmin korku ve baskýya, monarþinin ün ve onura, demokrasinin ise erdeme dayandýðýný belirtmiþtir.

Cumhuriyet bir devlet biçimi, demokrasi ise bir yaþam biçimidir.
Kültür, bir ulusun ‘’devlet yaþamýnda, siyasal, sosyal, düþünsel ve ekonomik yaþamda elde edebildiði ‘’ kazanýmlarýn toplamýdýr.
Ulusal kültür, evrensel kültürün bir uzantýsýdýr. Ulusal kültürün önem taþýmasý için onun ‘’evrensel deðerlerle , özgür düþüncelerle zenginleþtirilmesi ‘’ ve güçlendirilmesi gereklidir.
Köklü deðiþim toplumsal örgütten önce zihinlerde gerçekleþmesi gerekir.










Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Barýþ Kültürünü Egemen Kýlmak
Ülkemizde Gazetecilik Nasýl Yapýlýyor?
Ampulün Patlama Süreci/ampulün Anlamý.

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bu Günün Bilimi Nereye Kime Hizmet Ediyor
Ben Selfi'ye Karþýyým.
Terör Kaos Siyaset Ekonomi ve Ýnsan.
Hanefi Avcý’nýn Kutsal Görevi Devam Ediyor.
Düþünceler Sermaye Bulamazlar Ama Sermayeler Düþünceleri Seçebilirler
Barýþýn Turþusu Kaç Kuruþ? Olmadý, Barýþýn Turþusu Kaç Kurþun Diyecektim.
Referandum'un Bana Öðrettikleri
Bir Garip Kampanya
Ak / Kara Ayrýmý Dayatmasý.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Git Kendinde Kaybol Arama Beni [Þiir]
Keþiþ Daðýnda Erguvan Kokusu [Þiir]
Müþküre [Þiir]
Topraktan Gelen Sesler [Þiir]
Ýçimde Bir Þiir Ölüyor [Þiir]
Yavaþ Yavaþ Ölürler Neruda"yý Nazým"ý Tanýmayanlar [Þiir]
Kayýp Þiirler Þehrinde Yitirdiklerim [Þiir]
Hava Kar Yaðýp Buz Kesiyor [Þiir]
Geceye Saçlarýndan Dökülenler [Þiir]
Filler ve Çimen (*) [Þiir]


Taner kimdir?

Yakamozlarý yazmaktan çok, içine girmemin getirdiði duyguyu yazmayý tercih ederim.


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Taner, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.