Bazen evrende yalnýz olduðumuzu düþünürüm, bazen de olmadýðmýzý. Her iki durumda da bu düþünce beni afallatýr. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Neler oluyor böyle? Bir yandan Can Dündar “Mustafa” adlý bir filmin yönetmenliðine soyunup senaryo yazýp, fiyasko ile sonuçlanýyor diðer yandan bir tiyatro sanatçýsýnýn sözel gaflarý, ortalýðý velveleye veriyor. Zaten bir kurt mu yoksa çakal mý çýkmýþ ulumuþ, ortalýðý “alabora” edip adýna “Ergenekon” diye imzalar atýlmýþ, vatandaþýn canýndan bezdirmiþ. Þimdi de bu ne iþtir? Ýçerde düze çýkamadýk, þimdi de dýþarý mý taþýrýyoruz. Geçmiþimizi, geleceðimizi ve eteðimizde olmayan taþlarýmýzý, onun bunun kafasýna atmanýn ne manasý var? Efendim; Hürriyet gazetesinin bir haberi beni oldukça endiþe içinde býraktýðý gibi yüreðimi öfkeyle kýskývrak da burktu, hani… “Tiyatrocu Atilla Olgaç’ýn, Kýbrýs Barýþ Harekatý sýrasýnda elleri baðlý esir bir Rum askerini baþýndan vurduðunu söylemesi Türkiye’nin ardýndan Yunanistan ve Kýbrýs Rum Kesimi’ni de karýþtýrdý. Tepkilerin büyümesi üzerine Olgaç, yazýlý açýklamayla "o anda senaryo uydurduðunu" söyledi.” Türk basýnýn ve yabancý basýnýn gündemine “bomba” gibi düþen bu þok açýklama, Yunanlýlarýn ve Rumlarýn, iþtahlarýna baharat etkisi yapmýþtýr. Devlet Tiyatrolarýnýn usta sanatçýsý sevgili Atilla Olgaç da böyle bir hataya düþmesi Türkiye’nin tarihi stratejik onurunu zedelemiþtir. Oldu mu, Atýlla Olgaç? Senelerdir bir sýzý vardý, bir türlü geçmeyen bir sýzýydý bu, her iki yakamýz bir türlü bir araya gelmemiþti, gelememiþti. Ýçte ve dýþta bir alay dosya AHÝM de birikmiþ ve Türkiye sürekli tazminat ödemek durumunda. Her insan eline geçirdiði dosyalarý yüce Türk adaletine güvenmeyip, batýnýn adaletine teslim etmektedir. Bu dosya teslimlerinde ise; Ermeniler, Aleviler, Kürtler, Yunanlýlar, Rumlar ve en üzücü olaný da Türkler ilk sýrayý almaktadýr. Zaten doðuda ki, PKK savunmasýna Türkiye’nin çok önemli bir bütçesi erozyona uðramakta, sen þimdi kalk bu AHÝM tazminatlarýna da ayrý bir bütçe ayýr. Oldu mu ya? Bir devlet sanatçýsý ortaya çýkýp yalan yanlýþ söz ediyor, daha sonra da devreye, ellerinde hali hazýrda dava dosyalarý bulunan Yunan-Rum adalete koþturmaz mý? “Su uyur düþman uyumazmýþ.” Sen her ne kadar bunun adýna bir “senaryo idi” desen de, ok yaydan çýktý bir kere. Bunu düþünerek, eni konu þöyle bir tartýp da kefeye koymalýydýn, Atilla Olgaç Bey. Ki sen usta bir replikçi, diyalog ve monologlarda oldukça usta bir teatral düþünen, oynayan, rol yeteneðini “devlet sanatçýsý” ünvaný almýþ bir sanatçý, aktörsün. Nasýl böyle bir talihsiz duruma düþer, düþürürsün güzel yurdumu? Sizin bu narsist tavrýnýz, önümüzdeki günlerde kuluçkaya yatýrýlýþ bir tarihi anksiyeteye sebep olacaðýný, keþke düþünseydiniz. Bilinçaltý þaka kaldýrmaz. Dudaklardan dökülen ilk sözcükler gerçeðimizdir. Bakýn þimdi ne olacak_? “…Rum Yönetimi eski baþsavcýsý Alekos Markidis ise "Tarihi bir belge söz konusu. Ýlk kez bir kiþi iþlenen cinayetler için suçlu olduðunu itiraf ediyor" dedi. Markidis, Olgaç’ýn vicdan azabý çektiðinden yeni ifþaatta da bulunabileceðini ve hatta Rum askerlerini isimlerini bile açýklayabileceðini ileri sürdü. Yunan Dýþiþleri Bakanlýðý Sözcüsü Yorgos Kumuçakos, Olgaç hakkýnda "Sarsýcý bir itiraf söz konusu. Daha sonra söylenenler, bilinen bir þeyi deðiþtirmez. Bilinen þey de Kýbrýs’taki yasadýþý Türk istilasý sýrasýnda uluslararasý ve insan haklarý hukukunun ayaklar altýnda çiðnendiðidir. AÝHM kararlarý uygulanmalý ve Türkiye istila sýrasýnda tüm kayýp vakalarýnýn aydýnlatýlmasý için iþbirliði yapmalýdýr" dedi. 24.01.2009/Hürriyet.” Rumlara ve Yunanlýlara gün doðdu. Sevgili sanatçýmýz, çok iyi bir performans ile oyunculukta gösterdiði “Kurtlar Vadisinde” gösterdiði baþarý ile senelerce Türkiye gündeminden düþmemiþti. Ya þimdi? Sonuç: Ýyi düþünüp doðru karar vermek için, boðaz dokuz boðumdur, derler. Dokuz kere yutkunmak gerek, konuþmadan önce. Aksi halde kaçýnýlmaz ve talihsiz sonuçlara taviz vermiþ olacaðýz. Yaþam arenasýnda rolümüz ise; “bir kuzu” “Kurtlar sofrasýnda bir kuzu olan Türkiye’miz ne kadar çaresiz ve yalnýz.” Sevgili yurduma aydýnlýk ve barýþ dolu günler diliyorum. Emine Piþiren/Bursa/2009
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |