..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçýnýn iþlevsel tanýmý bilinci neþelendirmektir. -Max Eastman
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel > FÝGEN




19 Þubat 2009
Acýklý Bir Ýntihar Eylemi  
FÝGEN
Az sonra kendini patlatacak olan bir adamýn içinde bulunduðu durumu, ruh halini anlatmayý denedim. Fena deðil... "...Yakýnda bu meydandan telaþla geçip gitmek; meydaný görmemek mümkün olmayacak. Hala yaþayanlar telaþ içinde oradan oraya koþuþturacaklar. Ambulans sesleri olacak her tarafta ve polis sesleri de duyulacak tabi. Siren sesleri de... Gazeteciler gelecek hemen. Akþama resmim televizyonlarda olur. Köye haber gider belki. Gider tabi hemen gider. Heyecandan mý bilmem bir ter boþalýyor; sýrtým ve yüzüm bir anda sýrýlsýklam oluyor. Yapacaklarým sonrasýnda neler olacaðýný bilmem kötü aslýnda. Ortalýk kan gölü olacak; aðlayan insanlar olacak. Aðlayan insan görmek dokunmaz ama aðlatýverir beni de. Neyse ki ben görmeyeceðim sonrasýný..."


:AGIB:
                         ACIKLI BÝR ÝNTÝHAR EYLEMÝ


“ Zamaný gelince düðmeye bas; o anda, hayattaki görevini baþarýyla tamamlamýþ olacaksýn.”

Þehrin meydaný zaten hep kalabalýk olurmuþ. Bugün daha da kalabalýk olacakmýþ. Bir gösteri ya da miting gibi bir þey olacakmýþ meydanda. Çocuklar, büyükler, gençler… Pek çok insan gelecekmiþ. Bu yüzden buradayým ya bende. Kalabalýk; çok kalabalýk olacak diye.

“ O vakit hiç korkma; belki hayat bitecek… Ama unutma; esas hayatýn baþlayacak hemen ardýndan.”

Çok erken daha... Meydana erken gelmek istedim. Birkaç günden beri geliyorum sürekli ama yine de tanýmýyorum bu yabancýsý olduðum þehrin meydanýný. Henüz hava yeni aydýnlanýyor; ýþýklar sönmemiþ. Her taraf ýþýklý… Karþýdaki caddede, dükkanlarda, meydandaki resimlerde bile ýþýk var. Bizim oralarda böyle deðildi. Karanlýk olur hep. Karanlýk daha iyidir; çünkü saklar seni. Kötü bir þey yapmýyoruz aslýnda ama… Saklanmak gerek.
Saatime bakýyorum. Gösteriye çok var. Biraz uyusaydým evde; geç gelseydim. Evde de duramadým ki… Zaten uyuyamadým bütün gece. Korktuðumdan deðil. Korkmuyorum tabi. Heyecanlýyým. Yapacaðým eylem deðil beni heyecanlandýran. Sonrasýnda gideceðim yer; orada yaþayacaklarým. Yine geceki gibi heyecanlanmaya baþlýyorum. Kalabalýk ve heyecaným artýyor.

“ Ýnsanlar olacak yanýnda… Bizden olmayanlar… Konuþma onlarla. Kendini ele verirsin ya da insan aklýný çeler. Konuþma sakýn.”

Meydan artýk çok kalabalýk… Konuþan, gülen, yürüyen insanlar; caddelerden, küçük ara sokaklardan çýkýp meydana doðru akýyor. Benim gibi hareket etmeyen yok. Dikkat çekmemek için bir banka oturuyorum. Oturduðum yerden izlemeye baþlýyorum çevremi.
Yaþýyor insanlar. Saatler sonra çok azý canlý olacak. Kulaklarý saðýr edecek bir patlama duyulacak ilk. Sonra da… Sonrasý karmaþa… Daha önce çok gördüm bizimki gibi eylemler. Örgütümün yaptýklarýný izledim. Televizyondan benzer baþka eylemler izledim. Böyle istendi. Görüp alýþmam gerektiði söylendi de böylesi bir göreve alýþma olamazmýþ. Þimdi anlýyorum.
Az kaldý. Yakýnda bu meydandan telaþla geçip gitmek; meydaný görmemek mümkün olmayacak. Hala yaþayanlar telaþ içinde oradan oraya koþuþturacaklar. Ambulans sesleri olacak her tarafta ve polis sesleri de duyulacak tabi. Siren sesleri de... Gazeteciler gelecek hemen. Akþama resmim televizyonlarda olur. Köye haber gider belki. Gider tabi hemen gider. Heyecandan mý bilmem bir ter boþalýyor; sýrtým ve yüzüm bir anda sýrýlsýklam oluyor.
Yapacaklarým sonrasýnda neler olacaðýný bilmem kötü aslýnda. Ortalýk kan gölü olacak; aðlayan insanlar olacak. Aðlayan insan görmek dokunmaz ama aðlatýverir beni de. Neyse ki ben görmeyeceðim sonrasýný.
Yaþlý bir amca sinirli sinirli volta atýyor meydanda. Bir þeye kýzmýþ; kendi kendine söyleniyor. Ama hali tavrý öyle tanýdýk öyle bildik… Baþýný öne eðerek hýzlý ve komik yürümesi; giyimi, cebindeki sigarayý çýkarýp aðzýna götürürken yaptýðý çok yavaþ hatta törensel hareketler… Babam gibi. Yaþlý amca her þeyiyle týpký babam. Bir an adamýn gerçekten babam olmasýndan kuþkulanýp yüzümü gizliyorum. Bir korku basýyor. Görse beni burada… Baþlardý sövmeye. Basardý tokadý. Ýyice bir döverdi. Zaten bizim Kemal’e de dememiþ mi gelmesin; görmeyeyim diye. Katil edecek beni demiþ. Babamýn, köyümüzdeki evde, unuttuðum kadar uzak sokaklarda olduðunu düþününce korkum geçiyor. Yaþlý amca sigarasýný yakamamýþ benden ateþ istiyor. Yakýyorum adamýn sigarasýný. Yanýma oturuyor. Konuþuyor. Kýzdýðý þeyi anlatýyor galiba. Çok hýzlý konuþuyor; anlayamýyorum dediklerini. Konuþmasý da babam gibi. Sesi de benziyor. Git diye baðýrýyorum adama. Susuyor bir anda ama kalkmýyor yanýmdan. Yine baðýrýyorum gitsin diye. Adam anlamadýðým konuþmasýný sürdürerek kalkýp gidiyor yanýmdan. Bu sefer bana sövdüðünü biliyorum…
Oturduðum bankýn karþýsýndaki iki sokaktan da geliyor insanlar meydana doðru. O kadar çoklar ki… Benimki gerçekten büyük bir eylem olacak. Çok insan olacaðýný biliyordum burada ama bu kadarýný da beklemiyordum. Ara sokaklardan sürekli iniyor insanlar meydana. Üstüme üstüme geliyorlar. Kalabalýðýn içinden bir kýz sanki bana doðru geliyor. Kýz iyice yaklaþýyor yanýma; bana bakýyor. Artýk korktuðundan mýdýr nedir bir þey söyleyecek de söyleyemiyor gibi. Bir utanýyor karþýmda; ezilip büzülüyor. Üzerinde eski giysiler var. Daha dikkatli bakýnca sýrtýna kumaþlarla baðladýðý bebeði de fark ediyorum. Kýzýn yüzü aðlamaklý. Arka arkaya yutkunduktan sonra bir anda konuþmaya baþlýyor; aðbi, bebeðim de ben de açýz iki gündür, diyor. Para istiyor. Cevap vermiyorum. Gitmesi için elimle sert bir hareket yapýyorum. Gitmiyor yine. Bir kamyon geliyor oturduðum bankýn önünde duruyor.

Hoparlörler, sandalyeler ve bir kürsüyü indiriyorlar. Zaman yaklaþýyor. Kýz hala yalvarýyor bana. Keþke para alsaydým yanýma. Saatim geliyor aklýma. Saatimi vereyim kýza. Kullanmayacaðým nasýl olsa artýk. Saati, meydandaki elektronik saatten öðrenir, düðmeye öyle basarým. Yeter ki gitsin kýz. Çýkarýyorum saati, kýzýn eline veriyorum. Bu ne aðbi, diyor þaþýrarak. Al bunu sat; çocuðuna, kendine yemek alýrsýn, diyorum. Altýn bu aðbim, diyor kýz. Bu sefer sevinçten aðlýyor; ellerimi öpüyor. Çekiyorum elimi. Yüzüne hiç bakmadan gitmesini iþaret ediyorum yine elimle; bu kez daha sert. Kýz biraz korkuyor. Arkasýný dönüp; sanki saati geri almamdan korkar gibi hýzlý hýzlý gidiyor.
Meydanda hoparlörler, sandalyeler, kürsü, mikrofon var. Ýnsanlar toplanmaya baþlýyor; kalabalýk iyice artýyor. Elektronik saate bakýyorum; dakikalar kaldý.

“Kimseye acýma. Üzülme kimse için. Onlar sana, senin ülkenin insanlarýna acýmadýlar. Zamaný geldiðinde düðmeye bas; görevini yap. Ödüllendirileceksin.”

Þarkýlar çalýyor; sloganlar atýlýyor. Ýnsanlar birkaç dakikada sel olup aktýlar sanki meydana. Çok kalabalýk… Kimsenin yüzüne bakamýyorum. Anlayacak birisi. Ya da zaten takip ediliyordum günlerdir. Ýzimi çok önceden bulmuþlardý. Biraz sonra kurþuna dizileceðim. Çevreme bakýyorum dikkatle. Sanki beni izleyen biri varsa görebilecekmiþim gibi arýyorum þüpheli bir bakýþ. Ýnsanlar varlýðýmý hissetmiyorlar bile. Herkes ya kendini mitinge kaptýrmýþ slogan atýyor ya da telaþla geçip gidiyor yanýmdan.
Öyle heyecanlýyým ki hýzla atan kalbimin sesini duyabiliyorum onca gürültü içinde. Dakikalar geçmek bilmiyor. Ama artýk son birkaç dakika… Elim cebimdeki telefonun düðmesinde, kalabalýðýn arasýnda bekliyorum. Bu sýrada kolumu bir el kavrýyor sýkýca. Arkama dönüyorum; yüreðim aðzýmda. Yakalandým mý? Yakalanmýþ olmalýyým. Kalbim duracak. Korkudan ve heyecandan titriyorum. Vücudumdaki kanýn çekildiðini hissediyorum. Aðlarsam rahatlayacaðým. Belki de aðlýyorum. Kolumu tutan yine o kýz. Para isteyen. Rahatlýyorum bir an. Kolumu kurtarýyorum. Kýz saatimi bana doðru uzatarak; aðbi saati çalýntý sandýlar; satamadým, diyor. Git baþýmdan, býrak kolumu diyorum gözlerimi elektronik saate kilitleyerek. Yaptýn bir iyilik tam yap aðbim, diyor kýz. Kolumdan çekiþtiriyor beni. Onunla kuyumcuya gidecekmiþim. Birlikte saati bozup paraya çevirecekmiþiz. Sen git, bekle beni orada, ben geleceðim diyorum. Ýnanmýyor. Kolumdan çekiþtiriyor sürekli.

“ Zamaný geldiðinde düðmeye bas. Bir saniye bile gecikme. Büyük görevin bittiðinde hepimizden mutlu olacaksýn.”

Yalnýzca birkaç dakika kaldý. Bu son dakikalarýmda sadece görevimden baþka bir þey düþünmemem gerekiyordu; yoksa yanlýþ bir hareket yapabilir, dikkat çekebilir ve yakalanabilirdim. Tüm dikkatimi görevime vermem gerekiyordu. Ama yapamýyorum. Dilenci kýz sürekli konuþuyor. Kolumu da býrakmýyor. Gözlerim elektronik saatte… Saniyeler kaldý. Kolumu tutan kadýnýn yakarýþlarý artýk bir uðultuya dönüþüyor. Kýzýn sesi, kalabalýðýn sesi, kalbimin sesi hepsi birbirine karýþýyor. Parmaðým düðmenin üstünde…
Dilenci kýzýn sinirlenip cebimdeki telefonu tutan kolumu çekmesiyle; telefon cebimden çýkýyor. Ben düðmeye basamadan yere düþüp kýrýlýyor. Düðmeye basamýyorum. Büyük görev gerçekleþmiyor.
Ben sinirden aðlýyorum; kýz elinde saatle aðlýyor; bebek kabalýkta sýkýþmýþ aðlýyor…
Ben, bebek ve kadýn; meydanda üçümüz aðlýyoruz…

***

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Herþeye raðmen..
Gönderen: Kýymet TAN / , Türkiye
17 Mart 2009
Farklý.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


FÝGEN kimdir?

Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde Dramatik Yazarlýk eðitimi alýyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Paul Auster, Samuel Beckett, Yusuf Atýlgan, Nazlý Eray...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © FÝGEN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.