Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes |
|
||||||||||
|
Ýstiklal Caddesi’nde yürüyordu þimdi. Seviyordu bu ünlü caddeyi. Yazlýk bir kentin, kýþýn yaþayan insanlarý kalmýþtý hafta içi. Yaklaþýk yirmi dakika yürüdükten ve þuursuzca birkaç sokaða girip çýktýktan sonra, balýk çarþýsýnýn biraz gerisindeki bir meyhaneye takýldý gözü. Delikanlý, o meyhaneye en son lise yýllarýnýn baþýnda babasýyla gelmiþti. Meyhanenin kapýsýnýn hemen solundaki, ince koridordaki karþýlýklý bulunan masalarýn ilkine oturmuþ, bira içmiþlerdi. Bir an durdu ve acaba bu hatýrladýklarým hayal mi, gerçek mi diye düþündü. Son zamanlarda hafýzasýnýn zayýfladýðýna inanýyordu. Kendine geldiðinde meyhanedeydi. Delikanlýnýn babasý, kiþiliðini ayný þekilde delikanlýya aktardýðý gibi, içine kapanýk, eðlenceli gibi görünen fakat aklýnýn bir köþesinde devamlý bir düþünceyle dolaþan bir adamdý. Yüzüne baktýðýnýzda, aklýndan geçenleri tam olarak kestirmek zor olmakla birlikte, bu esrarengiz görünüþü, delikanlýyý, durdurulamaz bir þekilde onu tanýmaya itiyordu. Beklide, yirmi iki yýlý bir arada geçirmelerine raðmen, babasýnýn iç dünyasýný, sorunlarýný ve kiþiliðini hala tanýyamamasý, delikanlýyý getirmiþti bu meyhaneye. Cevabý orada arýyordu. Þansýnýn da yaver gitmesiyle, boþ olan koridorun baþýndaki masaya oturdu. Burasý eski Beyoðlu meyhanelerinden birisiydi. Yerden normalden oldukça yüksek olan tavandaki büyük ve ihtiþamlý avize, masalarýn ve sandalyelerin eskiliði, çalýþanlarýn yaþlýlýðý, bunun belirtisiydi. Delikanlý cebindeki paranýn hepsini çýkardý ve masaya koydu. Masada topu topu (bozukluklarla birlikte) elli lira vardý. Yol parasýný ayýrdý ve garsonu yanýna çaðýrýp raký ve birkaç meze istedi. Babasýnýn yaptýðý gibi… Þimdi eski hatýralar üzerinde dolaþýyor, birinden diðerine geçiyordu. Yüzü asýk deðildi, o çok sevdiði yalnýzlýðýyla beraberdi. Delikanlý ilk dublesini içtikten sonra meyhaneyi incelemeye baþladý. Ýlk baþta meyhanedeki müþterilerin tamamýnýn erkek olduðu gözüne çarptý. Hemen önündeki masada, dört kiþilik orta yaþ gurubu koyu bir siyaset tartýþmasýna girmiþ, ülke hakkýnda batýyý öven yorumlar yapýyorlardý. Koridorun sað tarafýnda oturan memur görünümlü iki orta yaþlý adam da, ara sýra konuþmaya katýlýyor, hararetli hararetli yorumlarýyla destek oluyorlardý. Meyhanedeki diðer insanlarýn, giyinimlerinden iþten çýkýp buraya geldikleri belli oluyordu. Bu insanlar, büyük ihtimalle akþamlarý erken saatte eve gitmek istemiyor, vazgeçemedikleri birkaç muhabbet ve rakýlarýný içmeyi, ailelerini daha erken görmeye tercih ediyorlardý. Garsonlar ise, zaten az müþterisi olan meyhane de masalarýn etrafýnda dolaþýyor, bitmiþ kadehleri dolduruyor, yeni sipariþleri alýyorlardý. Yaklaþýk her meyhane de olduðu gibi, içeride yoðun bir balýk kokusu vardý. Bu koku, rakýnýn anason kokusu ve sigara dumanýyla birleþip, meyhanelerin o kendine has kokusunu oluþturuyordu. Delikanlý babasýndan alýþýk olduðu için, seviyordu bu küçük, samimi meyhanelerin havasýný. Bu bir kültürü. Ayrýca o an orada bulunan insanlarýn sosyal statüsü hiç de aþaðý gibi durmuyordu. Ýnsanlar alkolün etkisiyle, anlatmak istedikleri kelimeleri tam olarak dile getiremeseler de, oldukça mantýklý ve güncel tartýþýyorlardý. Daha sonra delikanlýnýn gözü koridorun sonunda oturan, yaklaþýk kýrk kýrkbeþ yaþlarýnda, iyi giyinimli, alkolün yüzünü oldukça eskittiði ve delikanlý gibi tek baþýna oturan bir adama takýldý. Adamýn da, delikanlý gibi kendini incelediðini fark etti ve hemen gözlerini baþka bir tarafa çevirdi. Fakat delikanlý, bu gizemli adamýn bakýþlarýnýn hala üzerinde olduðunu hissediyor ve kaçamak bakýþlarla takip ediyordu. Durum tamda düþündüðü gibiydi. Adam delikanlýnýn üzerinden gözlerini alamýyor, konuþmak istiyormuþçasýna bakýyordu. Kendisini birisine benzettiðini sanmasýna raðmen bu adamda ilginç davranýþlar dikkatini çekiyordu. Bu iyi giyinimli ve yakýþýklý sayýlabilecek adam, Delikanlý bu düþüncelerden tekrar kurtulmak için yüzünü cama doðru çevirmiþti ki, ona doðru yaklaþýn birinin ayak seslerini duyar gibi oldu ve tekrar koridora baktý. Az önce delikanlýyý izleyen adam, tam karþýsýnda dikiliyordu. Heyecanlý ve kýsýk bir sesle konuþmaya baþladý; “Saygýdeðer beyefendi, sizi rahatsýz ettiðim için özür dilerim, fakat yüzünüz bana çok eski bir arkadaþýmý hatýrlattý. Nedense sizinle inanýlmaz bir konuþma isteði duydum. Adým Rýfat’týr beyefendi. Size sormak istediðim az önce bahsettiðim, eski arkadaþým Aydýn Ateþ’i tanýr mýsýnýz? Babasýnýn adýný duymak delikanlýyý derinden sarsmýþtý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Aytekin Ateþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |