..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat doðaya eklenmiþ insandýr. -Bacon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Iþýn Çavdar




1 Mart 2009
Kýlýf  
Iþýn Çavdar
Ýnsan hayatý ucuz mudur? Yoksa en deðerli varlýk insan mýdýr? Sürekli kendimize sorup durduðumuz bu sorunun cevaplarýndan sadece biri


:AHGG:
Nazlý, çoðu günler yaptýðý gibi sabah ezaný ile uyanmýþ evin avluya bakan penceresinin baþýna oturmuþ bir yandan gökyüzünün renk deðiþtirmesini seyrediyor bir yandan da avlunun kapýsýnýn ne zaman açýlacaðýný merakla bekliyordu. Kafasýna göre bir oyun tutturmuþtu. Oynadýðý bu oyun kocasýnýn gece vardiyasýndan dönüþünü beklemek için bulduðu bir yoldu.

Maraþ katliamýný takip eden günlerde ellerindeki birkaç parça toprak ve malý yok pahasýna denilecek bir paraya satýp büyük þehre göç etmiþlerdi. Sedat, büyük bir fabrikada iþ bulup çalýþmaya baþlamýþtý. Kendi memleketlerinden, topraklarýndan uzakta yaþayabilmek için bir çeþit yaþam mücadelesi veriyorlardý.

Maraþ’tan ayrýlmalarýnýn en büyük nedeni biri üç diðeri yedi yaþýnda olan bebeleriydi.

Kocasý gece vardiyasýnda gittiðinde Nazlý’nýn içini yalnýzlýk duygusu sarar çocuklarý uyuduktan sonra hemen yataða girer yatakta yarý uyanýk bir þekilde döner durur ve sabahý ederdi. Sabah ezaný ile ayaða kalkar, pencerenin yanýndaki sedir’e otururdu.

Ýþte yine öyle günlerden biriydi. Çocuklarýn okulu tatil olduðundan sabah erkenden kahvaltý hazýrlamasý gerekmiyordu. Ama Nazlý her zaman yaptýðý gibi buzdolabýndaki kahvaltýlýklarla donatmýþtý. Çay’ý demledi. Bütün bu iþleri yaparken bir yandan da gözleri masanýn üstünde duran saatin akreple yelkovanýna takýlýyordu. Saatin bir an önce geçmesini ve kocasýnýn avlu kapýsýndan içeri girmesini büyük bir heyecanla bekliyordu. Bu bekleyiþ sýrasýnda farkýnda olmadan uyuyakaldý. Sokak kapýsýnýn arka arkaya çalan zil sesiyle uyandý. Çýplak ayaklarla sokak kapýsýna yöneldi. Kapýyý açtýðýnda karþýsýnda uzun boylu, atletik yapýlý kocasýnýn güleryüzüyle karþýlaþtý. Aylardýr hasretmiþ gibi kocasýnýn boynuna sarýldý. Sedat’ta uzun uzun Nazlý’nýn kokusunu içine çekti.

Kocasýna kavuþmanýn verdiði sevinci ve heyecaný az da olsa yenebilen Nazlý çýplak ayakla yere basmamasý için Sedat’a terlik verdi. Adeta sekerek ocaðýn baþýna gitti ve çaydanlýðýn altýný yaktý. Kahvaltý için ekmek kesti. Bu arada kocasýna;

- Sedat, kahvaltýdan önce yýkanmak istersen su hazýr” dedi.

Sedat;

- Bu hafta gece vardiyasý çok yoðun geçti. Biraz kahvaltý edip hemen yatacaðým, diye cevap verdi.

Nazlý;

- Sen nasýl istersen, dedi

Kapý ziliyle uyanan çocuklar koþarak babalarýnýn yanýna geldi. Birbirleriyle yarýþýrcasýna Sedat’ýn kucaðýna oturmaya çalýþtýlar. Bunu gören Nazlý çocuklara kýzmýþ numarasý yapmaya çalýþarak ve hafifçe sesini yükselterek,

- Babanýzý çekiþtirmeyi býrakýn, görmüyor musunuz nasýl yorgun, bir de sizin þýmarýklýklarýnýzý çekecek hali yok, dedi.

Annelerinin kendilerine kýzmasýndan etkilenen çocuklar çaresizce babalarýnýn kucaðýna oturmak için yarýþmayý býrakýp sofraya oturdular.

Sedat,

- Çocuklar daha yeni vardiya’dan geldim. Hem önümüzde koskoca bir buçuk iki gün var. Þimdi býrakýn da akþama kadar dinleneyim dedi.

Hep birlikte kahvaltý yaptýlar. Daha sonra Sedat yatak odasýna doðru giderken Nazlý’ya

- Çok yorgunum geç kalkabilirim, dedi.

Nazlý boynu bükük bir þekilde

- Tamam bey, ben de zaten komþuya geçeceðim diye cevap verdi.

Nazlý, kocasýnýn gece vardiyasýna gitmesinden pek memnun olmaz. Sedat vardiya’ya gittiði gecelerde kendi kendine

“Ne olurdu sanki memlekette kalsaydýk, kendi topraðýmýzý eker, biçer ama kendi kendimizin efendisi olurduk”, diye düþünür

Aklýndan geçen bu düþünceleri yakaladýðý an da ise yüzü al al oldu. Sonuçta, Nazlý istese de istemese de Sedat eve ekmek parasý getiriyordu. Çok rahat olmasa bile yine de geçinip gidiyorlar en azýndan kimseye mihnet etmiyorlardý.

O akþam ve ertesi gün Sedat kah çocuklarýyla oynuyor. Bu arada fýrsat buldukça da Nazlý ile konuþup sözleriyle olmasa bile hareketleriyle karýsýna duyduðu sevgiyi göstermeye çalýþýyordu. Böylece iki gün akýp gitti.

Ýkinci günün akþamýnda Sedat, Nazlý’ya

- Masanýn üstündeki çalar saati kuralým. Yarýn sabah erken kalkmak zorundayým malum gündüz vardiyasýna geçtim. Hoþ sabah Recep’te gelip kapýyý çalacak ama biz yine de tedbirimizi alalým dedi.

Nazlý masanýn üstünde duran saati alýp

- Buyur bey, diyerek Sedat’a uzattý.

Sabah ezan sesiyle uyanan Nazlý kocasý için kahvaltýlýk bir þeyler hazýrladý. Sedat, Nazlýnýn kendisi için hazýrladýklarýndan giyinirken birkaç lokma aðzýna attý. Bardaðýndaki çay’dan daha bir kaç yudum almýþtý ki kapý çalmaya baþladý.

Sedat;

- Ben gittim, diyerek hýzla evden çýktý.

Nazlý, Sedat’ý ancak avlu kapýsýndan çýkmak üzere iken yakalayabildi ve

- Öðlen için istediðin bir þey var mý? diye sordu.

Sedat,

- Yok, dedi.

Nazlý, öðlene kadar çocuklarýn kahvaltýsý ve diðer ev iþleri ile uðraþtý. Saat on iki’yi gösterirken oturduðu yerden fýrlarcasýna kalktý ve çorba yapmak için ocaðýn baþýna gitti. O gün hava bunaltýcý ve tuhaf bir þekilde sýkýcýydý. Nazlý’nýn kalbini sanki bir el sýkýyor adeta nefes almasýna izin vermiyordu.

“Hava çok nemli olduðu için kendimi böyle hissediyorum herhalde” diye düþündü. Zaman ilerledikçe Nazlý’nýn kalbini sýkan el daha da kuvvetli bastýrýyor, içindeki sýkýntý her geçen dakika daha da artýyordu.

Hiç beklemediði bir anda sokak kapýsý yumruklanmaya baþladý. Ayný anda telefon da evin içindeki sessizliði yýrtarcasýna çaldý. Önce aceleyle sokak kapýsýný açýp sonra da telefonu açmaya koþan Nazlý’nýn yüzü bir anda bembeyaz oldu. Arayan kiþinin ne dediðini tam olarak anlayamýyor sadece “Hastahane” sözcüðü kulaðýnda yankýlanýyordu.

Nazlý’nýn yere yýðýlmak üzere olduðunu fark eden Recep hýzla eve girip yere düþmesini engellemek için iskemleyi çekerek Nazlý’yý oturtmayý baþardý. Nazlý kýsa bir süre sonra kendine geldiðinde boþ gözlerle Recep’e bakarken bir yandan da isim ezberliyormuþçasýna

- Hastahane, hastahane, diyordu.

Komþulara haber veren Recep kýsaca olup biteni de anlatmýþtý

Sedat, o sabah çalýþtýðý iþletme de arýzalanan pompanýn çalýþtýrýlýp tekrar devreye sokulmasý için gelen makine bakýmcýlarýn yanlarýna aceleyle giderken kapaðý açýk unutulmuþ sudkostik havuzunun içine düþmüþ sesini duyurup iþletmedeki diðer iþçiler tarafýndan havuzdan çýkarýlana kadar vücudunun büyük bir kýsmý yanmýþtý. Hemen ambulans ile hastahaneye götürülmüþtü. Ama vücudundaki yanýklarýn birinci dereceden olmasý ve kostik havuzundan hemen çýkartýlamadýðý için doktorlar çok fazla yaþama þansý vermiyorlardý.

Sonuçta doktorlarýn söylediði gerçekleþmiþ ve Sedat hastahaneye kaldýrýldýktan bir buçuk gün sonra vefat etmiþti.

Ölümünün üzerinden birkaç gün geçmiþ olmasýna raðmen gerek çalýþtýðý iþletmedeki iþçiler gerekse fabrika’da Sedat’ý tanýyanlar akýn akýn Nazlý’ya baþ saðlýðý dilemeye geliyorlardý. Nazlý ise aldýðý sakinleþtirici ilaçlarýn da etkisiyle ayakta durmaya çalýþarak baþsaðlýðýna gelenlerin taziyelerini kabul ediyordu. Bir süre sonra baþsaðlýðý dilemeye gelenlerin sayýsý azaldý sonra da bitti.

Nazlý, iki çocuðuyla birlikte ortada kalmýþtý. Bir yandan genç yaþta kocasýný kaybetmenin acýsý her geçen gün daha çok içini yakarken bir yandan da çocuklarýný nasýl besleyip büyüteceði derdine düþmüþtü.

Bu sýrada Sedat’ýn ölümünün iþ kazasý olmadýðý, kendi dikkatsizliði yüzünden kostik havuzuna düþtüðüne karar verilmiþ, hazýrlanan rapor da bu doðrultuda tutulmuþtu. Nazlý’ya bu haberi vermek görevi ise yine Recep’e düþmüþtü.

Bu haberden kýsa bir süre sonra Recep yine Nazlý’nýn kapýsýný çalarak fabrika müdürünün ertesi gün kendisiyle görüþmek istediði haberini verdi.

Ertesi gün Recep ile birlikte fabrikanýn yolunu tutan Nazlý müdürün odasýna da Recep ile birlikte girdi. Çünkü Recep ayný zamanda sendika temsilcisiydi.

Nazlý’nýn geçici iþçi olarak iþe alýndýðýný söyleyen fabrika müdürü biraz daha konuþtuktan sonra sustu.

Nazlý ve Recep müdürün odasýný terk ederlerken müdür yarý alaycý bir tebessümle adeta “Bu iþi de böylece kapattýk” der gibi arkalarýndan baktý.

Nazlý fabrikadan ayrýlmadan önce Recep’e Sedat’ýn ölümüne neden olan kostik havuzunu görmek istediðini söyledi. Recep bir an için tereddüt etmesine raðmen Nazlý’nýn isteðini de geri çeviremedi. Nazlý’ya rahmetli eþinin çalýþtýðý iþletmedeki kostik havuzunu göstermek için birlikte iþletmenin yolunu tutular.

Ýþletmenin kapýsýnda Nazlý’yý gören iþçiler bir an için duraksadýlar. Sonra kostik havuzunun bulunduðu yeri elleriyle göstererek iþlerini yapmaya devam ettiler. Recep iþçilerin Nazlý’ya karþý ilgisiz davranmalarýna anlam veremedi.

Kostik havuzunun baþýna geldiklerinde Recep’in yüzü birdenbire kýpkýrmýzý oldu ve istemeyerek aðzýndan okkalý bir küfür çýktý. Çünkü kostik havuzunun çevresi demirliklerle çevrilmiþ ve

“Dikkat, Tehlikeli ve Yakýcý Madde” yazýsý bulunan uyarýcý levha konulmuþtu.

Her zaman olduðu gibi fabrika yönetiminin neden olduðu iþ kazasý da kýlýfýna uydurulmuþ, olan Sedat’a ve geride býraktýðý Nazlý ile çocuklarýna olmuþtu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kirli Beyaz Birazda Faili Meçhul Bir Hikaye
Rüþvet

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ben Kimim?
Kaybetme Korkusu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kitapsýz Hayata, Hayat Demem [Deneme]
Kim Nükleer Santral Ýster? [Deneme]
Aranýzdayým; Beni Duyan Yok Mu? [Deneme]
Yazmak; Kiþinin Yaþama Attýðý Ýmzadýr [Deneme]


Iþýn Çavdar kimdir?

Yaþamý, olaylarý, insanlarý gözlemleyen ve gözlemlediklerini yazýyla aktarmaya çalýþan biriyim

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Çehov, Ömer Seyfettin, Ýlya Ehrenburg, Emile Zola,Sabahattin Ali, Erendiz Atasü, Ayþe Kulin


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Iþýn Çavdar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.