Mermere sýkýþmýþ bir melek gördüm ve onu özgürlüðüne kavuþtuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo |
|
||||||||||
|
Okuma hayatým, Kemalettin Tuðcu’nun eserleri ve o dönem çok yaygýn olan çizgi romanlarla baþladý. En çok severek okuduðum Teksas adlý bir çizgi romandý. Romanýn üç temel kahramaný vardý. Yaþlý bir adam olan Profesör Oklitus, genç bir adam olan Çelik Blek ve gençlik çaðýna henüz girmekte olan Rodi.. Bu üç baþkahraman, yoðun bir ormanlýk bölgede kurulmuþ olan bir kalede yaþýyorlardý. Kalede kendilerinden baþka, ormandaki hayvanlarý avlayan ve kürklerini satarak, kürk ticareti yapan avcýlar vardý. Yaþanýlan bölgede, ‘egemenlik’, Ýngilizlerin elindeydi. Ancak Dünyanýn farklý yerlerinden gelmiþ ve Amerikan topraklarýnda doðmuþ ikinci kuþak insanlar, kendilerini Amerikalý olarak tanýmlýyor ve Ýngiliz egemenliðine karþý bir kurtuluþ mücadelesi yürütüyorlardý. Baþkahraman Çelik Blek ve diðer iki kahramanla birlikte kaledeki tüm avcýlar, bu kurtuluþ savaþýna katýlýyorlar ve Ýngilizleri topraklarýndan atabilmek için bir yer altý faaliyeti yürütüyorlardý. O sýralar ortaokula giden bir çocuk olan benim için konu, oldukça eðlendirici bir o kadar da eðiticiydi. Kafamda; yanýtlarýný sonradan öðreneceðim birçok soru oluþuyordu. Bir tarafta özgürlük mücadelesi veren bir grup vardý, ama ayný grup, bir ‘ticaret metasý’ olarak binlerce hayvaný, yalnýzca kürkleri için öldürüyorlar ve bununla da kalmýyor; bu kürkleri Ýngiliz tüccarlara satýyorlardý. Ne yaman çeliþki...! Orhan Hançerlioðlu’nun Felsefe Sözlüðü adlý eseriyle tanýþtýðýmda yirmili yaþlardaydým. Orhan hoca, çok kesin bir biçimde; felsefe öðrenmek ve onun ardýndan gitmek; Tüm evrendeki olgu ve olaylarý, dün’ü, bugün’ü ve yarýn’ýyla birlikte düþünmeyi öðrenmektir diyordu. Ve ekliyordu: Felsefe, Bilim ve Din çatýþmasýndan doðar. Yaklaþýk otuz yýldýr býrakamadým elimden Felsefe Sözlüðünü. Felsefe Sözlüðü, bana Düþünce Tarihi’nin kapýlarýný açtý. Bana bir insan olduðumu ve insanlaþmanýn, bir bireyin yaþamýnýn sonuna kadar bitmeyen bir süreç olduðunu öðretti. Düþünce Tarihi’nde Orhan Hançerlioðlu, Dünyanýn nasýl oluþtuðundan baþlýyor anlatmaya. Sudaki ilk hücrenin oluþumuyla devam ediyor. Sonra ilk insanýn nasýl ortaya çýktýðýný anlatýyor. Daha sonra ilk insandan günümüze kadar gelen tüm düþünce akýmlarýný ve bu düþünce akýmlarýnýn aralarýndaki çeliþkileri ve uzlaþmazlýklarý ortaya koyuyor. Tüm bunlarý öylesine temiz bir dille anlatýyor ki, öðrenmek gerçekten bir keyfe dönüþüyor. Tahmin edebileceðiniz gibi onu da yýllardýr elimden býrakamadým.. Bu yazýyý yazmaktaki amacým yalnýzca, Orhan hocaya olan derin saygýmý dile getirmekti. Eðer Orhan Hançerlioðlu’nu hiç okumadýysanýz, okuyunca bana hak vereceðinizden eminim. Saygýlar. Sedat Akýncý..
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Sedat Akýncý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |