Tanrýlaþtýrdýðýmýz sosyal kurumlar sebepleriyle nice buhranlar yaþamaktayýz. Doyumsuzlusluklarýn, açgözlülüklerin, devletin, milletin ve de tüm insanlýðýn yarattýðý kavgalar, savaþlar, girdaplar içinde bazen cenneti bazen cehennemi tatmaktayýz. Oysa kabullunmek olmamalý bazen. Bazen masayý devirmek gerek. Sonra da býrakacaksýn sen deðil baþkalarý toplasýn. Ya da oturup masada her þeyi sineye çekip kabulleneceksin. Beterin beteri var deyip kafayý çekeceksin. Beynin afyonlaþýrken baþka bir þeyi görmeyeceksin. Bu þekilde at gözlüðü takmýþ gibi hayatýn engelli yollarýnda bir saðýr gibi bir kör gibi yürümeye devam edeceksin.Toplumsal sözleþmeleri, yanlýþ deðer yargýlarýný bir ayet gibi kabul edeceksin. Elinden zeytinin alýnsa bile sen yine de herkese zeytin dalý uzatmaya devam edeceksin. Bir dayak yediðinde çok þükür ikincisini de yiyebilirdik diyerek mutlu olmaya çalýþacaksýn. Tanrýlaþtýrdýðýmýz sosyal kurumlarý eleþtirmekten günaha girmek korkusuyla kaçýnacaksýn.
Ya da bir devrimci olacaksýn. Her defasýnda devireceksin masayý. Ýnsanlarýn týkýnýp durmasýna karþý çýkacaksýn. Halký yiyip bitiren, tüketen kurtlar sofrasýna bir aslan gibi saldýracaksýn. Hep böyle gitmez diyeceksin. Ve bunu Tanrý adýna toplumsal kurumlarý putlaþtýran kiþilere karþý yapacaksýn. Ýki parmaðýný deðil tek parmaðýný havaya haldýrarak kötü gidiþe zulme iþaret ederek dur diyecesin.
Boyun eðmeyi býrakýp hep ayný zihniyetin, düþüncenin, duygunun kurbaný olmamalýyýz. Çalýþýp çabalamalý hep bunlarýn üzerine giderek yeni fikirler, yeni durumlara yol açmalýyýz.
Toplumsal dayatmalarýn insana karþý yaptýrýmlarýna izin vermemeliyiz. Çünkü bu iþten nemalananlar vardýr. Çünkü bu iþten ekmeðine yað sürenler var. Bir toplumu kutsallaþtýrýlmýþ kurumlarlarla yönetmek kolaydýr. Çünkü karþý çýkaný aforoz edersin ve toplumdan uzaklaþtýrýrsýn. Böyle olunca sosyal kurumlarýn en tepesinde olanlar bir papaz gibi bir kardinal gibi ortalýkta dolaþýrlar. Toplumda bir günah keçisi bulurlar ve onu kurban ederler. Ýþte Türkiye bu yüzden ortaçað karanlýðýndan kurtulamamaktadýr.