..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Küle deðil, ateþe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > yaren yerlikaya




17 Mart 2009
Umut Ýstasyonu  
Kitap Tanýtým Yazýsý/Umut Ýstasyonu

yaren yerlikaya


UMUT ÝSTASYONU kitabý Mehmet Kýzýlay adlý yazarýn kitabýdýr... Günümüz insanýnýn iç dünyasýný daha iyi anlamak , edebi ve bilimsel gereksinimlerini tanýmak için yeni yazarlarý okumak gerektiði kanýsýndayým.Bu bakýmdan yeni yazarlarýn kitap tanýtýmlarý dikkate alýnmalýdýr...UMUT ÝSTASYONU ÞÝFRELÝ DUYGULARIN VE AYNI ZAMANDA AÞÝKAR SÖYLEVLERÝN KÝTABIDIR...


:BJGD:

Kitap Tanýtýmý/Mehmet Kýzýlay(Umut Ýstasyonu)


Aðlamak gecelere has deðildir ama yanmak yüreklere hastýr


Mehmet Kýzýlay, denemelerinden derlediði UMUTÝSTASYONU adlý kitabýna, bir merhaba yazýsý ile baþlýyor. Kâh eðitimi, kâh aþký, ayrýlýðý ve yaþamýn her bir noktasýna düþen olgularý dostça bir merhabayla sunuyor.

Eðitim yazýlarýnda, çaðýn beklentilerine uygun düþünceleri özgün bir dille anlatýlýyor. Fakat kendine has bir pencereden; eðitime, yeni yorumlar getirip okuyucuyu bu konuda farklý düþünmeye sevkediyor.“Deðiþim bir süreçtir ve her tür gelenekselde saklý bulunan hâkim yöntem, strateji, ilke, inanç ve deðerleri bir bir ortadan kaldýrýr veya yepyeni bir surete büründürür. Her deðiþim sancýlý olur. Bir deðiþim dalgasýnýn hiçbir dirençle karþýlaþmadan hatta kaotik bir anafora düþmeden yerleþtiði görülmemiþtir. “ yaklaþýmýyla eðitimi deðiþimle baðdaþtýrýyor ve eðitimde yapýlan deðiþimleri kabul edenler ve etmeyenler olarak ele alýyor. Her iki düþünceyi de kendi aðzýyla tartýþýp, reyini deðiþimden yana kullanýyor.

Yönetimden yönetiþime uzanan kelime avýnda yeni bir kelimenin sözlüklere girmesi gerektiðini hissediyoruz. Yönetiþim kelimesini, gittikçe deðiþen deðiþtikçe geçmiþini aþan eðitimin içine oturtuyor ve yönetiþim kelimesini yönetim kelimesinin bir üst katýna oturtup yönetmeyi dar kalýbýndan, ölü ruhundan çýkarma çabasýnýn hazzýný okuyucuya yansýtýyor
Yönetiþime vereceði ruhu, yöneten ile yönetilen arasýndaki iletiþim aðýnýn kurulmasýna baðlayan yazar, yönetiþime bir biçim verdikten sonra yöneticiye yöneliyor… Baþarýlý bir yöneticiyi açýklarken, aslýnda yönetiþim kelimesini de düþüncede netleþtirdiðini görüyoruz.

Bir ýþýk ülkesinde ýþýksýzlýðý soluyan ciðerlerin sessiz feryadýný duyuyorsunuz. Iþýk vardýr ama aydýnlatmaz… Onu engelleyen bir bulut yýðýnýdýr… Bulut herkese göre faklý yorumlanabilecek bir engeldir aslýnda… Büyükleri emeklemeye zorlayan karanlýk, üstü kapalý bir dille sorgulanmaktadýr. Yer yer öfkeyi yüklediði kelimelerle aydýnlýðý çaðýran yazar, ýþýk ülkesine “Ey zulüm gören herkesin hülyasý, ey ýþýk ülkesi” diye seslenir. Sonunda ýþýðý sevgiyle baðdaþtýrýr ve topraða ilk tohumu atar “ Bilirim ki, sana geldiðimde acýlar kaynatan yüreðim; soðuk ama maðrur, soluk ama yaðýz bir delikanlý gibi mert, duran yüzüne dokunarak “SEVGÝ” diye yaðacaktýr.
Ve sen en çok mutlu olursun. Çünkü sen sevgiye deðer verirsin.”

Bir bakarsýnýz hüznün doruklarýnda mutluluða veda etmeyi göze almýþ bir seyyahýn ayak izleri önünüzde duruyor. O izlere basarak ardýndan hüznün doruklarýna çýkarsýnýz. Onun sinesinde esen aziz rüzgârý sinenizde hissedersiniz. Artýk inanmýþsýnýzdýr, burasý hüznün doruðudur. Yazarýn mutluluða sesleniþine kulak kabartýrsýnýz. Hüznü, mutluluða tercih ederken sevgiliden gelen Vefa fýsýltýsýyla, mutluluða yeniden merhaba diyecektir. Ve hüznün doruklarýndan seslenmektedir. “unutmak ne mümkün seni. Bir an bile desen hayýr derim.”

Ardýndan bivefa yazýsýyla, sevgiliyle söyleþmektedir… Hislerini öyküleþtirerek yazdýðý bu denemesinde; elleri cebinde, önündeki cismi tekmeleyen, içindeki öfkeyi dýþarý atmaya çalýþan bir insan silueti beliriyor karþýnýzda… Bir taþýn üstüne oturup konuþmayý teklif etmek geliyor içinizden ve þu sözlerin býraktýðý izi aramak:…“Damarlarýmda yýlan balýðý gezindiren kanlar akýþta. Sürgün yedik hayatýn acýmasýz mahkemelerinden. Karanlýðýnda kaybolduk þehrin asfaltlarýnda. Doya doya baðýramadýk. Seni seviyorum diye haykýramadýk hiçbir zaman. Kapýsýnda Serenatlar yakýlan da yakan da olamadýk. Biz anlamsýz bir yaþamý anlamlý hale getirmenin imkânsýzlýðýný geç öðrendik.”

Baþka bir denemede bir düþ harmanýna götürüyor yazar. Yalnýzlýðý hayalindekiyle birleþtirip anlamlaþtýrýyor. Acýnýn içinden geçen bir tohumun topraða düþmesi ile alýnacak verimi þöyle anlatýyor “Eðer daðlarýn kulaklarýna haykýrdýðýn sevinç çýðlýklarýn birkaç kez inleyip vadiliklere tohum diye düþebiliyorsa, bil ki hasat mevsimi yakýndýr. O gümrah topraklarda, o coþkun vadiliklerde ne duygularýn filizlendiðini, nasýl filizlendiðini bilenler anlayacak.
Düþlerine birlikte anlam katmak istediði kiþiye seslenirken bizi de o duygu saðanaðýnda ýslanmaya davet ediyor. Kâh ayrýlýðýn penceresini aralayan satýrlarý sýralýyor kâh sevgiliye kavuþmayý özgürlük, özgürlüðü bir parça tutsaklýkla açýklýyor. “Tek korkum kaldý geriye… O da özgürlük. Sensizliðimin ceremesi özgür bir kent olursa en büyük handikapý yaþamýþ kiþi olarak geçerim tarihe. Seninle olsa esareti, bütün serdengeçtiliklerimi, bütün yaðýz delikanlý duruþlarýmý, elimin tersiyle itip kabul ederim.
Sensizliðimin ceremesi senin olmadýðýn özgür bir kentse böyle bir özgürlüðü asla ve asla istemiyorum.”

Kimi denemelerinde hayatýn günlük akýþýnda zihinden silinmeyecek olaylara gönderme yaptýðýný görüyoruz. “ Yýllar yýlý beni, bir güvercin kanadýna düþürdüðünüzün, farkýnda bile deðilsiniz belki. Oysaki beni o güvercinin kanadýna düþürürken, günün birinde ondan uçmayý öðreneceðimi ve semalarýnýzda uçacaðýmý hesap edemediniz deðil mi?” sözleriyle; düþürmek isterken kalkmayý öðretenlere atýfda bulunuyor. Düþleri gözaltýna alýnan bir insanýn delice hayaller kurmaya ve onlarý yapmaya hakký olacaðýný esprili bir anlatýmla dile getirirken, kýsacýk ömrüne tahammül edilemeyen bir varlýðý, kelebeðe benzetip kanadýna yerleþtirilen bombanýn pimi çekilirken þu sözleri söylüyor “ Ýnsanlýðýmýzý kaybettiðimizdendir ki, birileri bir yerleri özgürleþtirmek adýna yok ediyor. Birileri yok edilenlerin cenazeleri arasýnda dolaþan; çirkin suratlý, katil ruhlu yok edicileri, kanlý elleriyle alkýþlýyor.

Bu sýrada baþka bir denemede “güven” duvarýna dinlenmeye davet edildiðinizi görürsünüz. Kaybedilen güven duygusunun insan iliþkilerinde ne büyük çukurlar açtýðýna edebi bir dille yaklaþan yazar kentin kirli kollarýný, güven tohumlarýný serperek kýrmayý teklif eder. Baþka bir yazýda toprak rüzgâr ve ýþýða duyulan minnet, sevilene duyulan sevgi ile bütünleþip vefa abidelerine dönüþmüþtür.
Aþký basitleþtiren, çabuk porsuyup erken eskiyen, günümüz çin malý (kalitesiz) aþklarýna sitemde bulunuyor. Aþklar mezat panayýrlarýna düþmüþ sanki. Çin malý ucuz aþklar. Evet, bu “Çin Malý Aþk” lar aþkýn onuruna halet getiriyor göz göre göre..

Her yazýnýn bir þiirle bütünleþtirildiði, düþüncenin benzetmelere sarýlarak verildiði, üstü kapalý anlatýmlarla okuyucuyu adeta bir þifre çözücüsü haline getiren yazýlar insaný yazarýn baktýðý ufku bulmaya zorluyor

YAREN YERLÝKAYA



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


yaren yerlikaya kimdir?

oku. . .

Etkilendiði Yazarlar:
cemil meriç


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © yaren yerlikaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.