..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Materyalist bir dünyada yaþýyoruz, ve ben de materyalist bir kýzým -Madonna
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Iþýn Çavdar




21 Mart 2009
Kim Nükleer Santral Ýster?  
Iþýn Çavdar
Nükleer santrallerin çevreye ve insanlara verdiði zararlar.


:AHBB:
Nükleer Santraller ile ilgili pek çok þey duymaktayýz. Bu konunun biraz daha derinlerine inip nedir ve ne deðildir? sorusunu soralým kendimize ve çevremize.

Baþta ülkeyi yönetenler olmak üzere pek çok kiþi nükleer santrallere bir anlamda geliþimin, hatta modernleþmenin olmazsa olmazý olarak bakmakta.

Kimileri de yeni iþ ve ekmek kapýsý olacaðý için umarsýzca Türkiye’de kurulmasý planlanan nükleer santrallere umutla bakmak istemekteler.

Belki bu düþüncelerinde haklýdýrlar. Bir anlamda ekmek kapýsý, yeni bir iþ olanaðý olacaktýr. Ama nasýl? Ya da “Ölümcül Bir Ýþ Ýçin Yeni Elemanlar Alýnacaktýr” diye gazetelere ilan verilse….

Kaç kiþi ölümü göze alarak çalýþmak ister? Çok umarsýz ve çaresiz deðilse tabii. Ekmek arslanýn aðzýnda deðil midesinde, belkide midesinden de ötede.Ýþsizlik her geçen gün artmakta bu durumda insanlarýn seçim yapabilme þansý pek olamaz ki.

Evet…. Tuzla Tersanelerinde meydana gelen iþ kazalarý sonucunda gerek hükümetin gerekse iþverenlerin vurdum duymazlýðýný, adam sendeciliðini, insan caný karþýsýndaki sorumsuz duruþlarýný ve iþçilerin içinde bulunduðu çaresizliðin boyutunu hepimiz gördük, izledik….

Ama insan caný, saðlýðý bu derece kýymetsiz midir? Birde o soruyu sorarak cevap bulmaya çalýþsak …

Bunlarý yazmamýn nedeni yukarýda da belirttiðim gibi nükleer santral kurulmasýyla ilgili hükümetin tutkusu… Hatta bu konuda bir bakanýmýz daha da ileri giderek “Dünyada ki pek çok ülkede nükleer santral bulunmakta. Bu nedenle kirleniliyorsa birazcýk da biz kirlenelim” diyebilme cesaretini kendisinde bulabilmiþtir.

Sözü daha fazla uzatmadan asýl konuya gelelim.

Enerji ve Çevre Ýliþkileri;Genel olarak, enerji kullanýmýnýn, özellikle günümüz yaþantýsýnda vazgeçilmez yararlarýnýn yaný sýra, enerji üretim ve çevrim tesisleri ile boru hatlarý, yüksek voltajlý iletim hatlarý gibi taþýma (transportasyon) modlarýna çevre sorunlarý nedeniyle giderek büyüyen kamuoyu tepkisi söz konusudur…Ýklim- Gerek enerji akýþý, gerekse enerji üretimi, dönüþümü ve tüketimi, iklim dengesini önemli ölçüde etkilemektedir. Enerjiyle ilgili çalýþmalarýn, iklim üzerindeki etkisi, iklimin teknolojik müdahalelerle bozulmasý ve tekrar eski haline gelememesi yönünden de ayrýca bir inceleme konusu yapýlmaktadýr…. Ayrýca, yeryüzündeki enerji akýþýnda meydana gelecek her deðiþimin, iklimin dengesini de etkileyeceði konusunda kanýtlar bulunmaktadýr.Arazi- Arazinin kullaným þekli ,diðer çevre unsurlarýný da etkilediðinden, enerji üretim metodlarýnýn arazi üzerine etkileri önem taþýmaktadýr.Su- Madenlerin petrolün elde edilmesi, temizlenmesi,iþlenmesi, ve zenginleþtirilmesi, boru hatlarýyla taþýnmasý gibi çalýþmalar hem suya olan ihtiyacý arttýrmakta hem de büyük ölçüde su kirliliðine neden olmaktadýr.Atýklar- Ýklim konusunda iþaret edilen geliþmelerin büyük bir nedeni gazlarýn emisyon (atýk) yoluyla atmosfere býrakýlmasýdýr. Fosil yakýtlara olan devamlý baðlýlýk ve nükleer yakýtlarýn artan önemi, atmosfere býrakýlan karbondioksit, kükürtdioksit ve ýsý miktarýný arttýrmaktadýr ki bu geliþme bir süre sonra ekolojik denge üzerinde önemli rol oynayacaktýr.

Nükleer Santraller- Elektrik enerjisinin elde edilmesinde nükleer enerji, bir üretim ham maddesi olduðu için buradan kaynaklanan çevre sorunlarýnýn incelenmesi, sadece üretim safhasý için yapýlabilir. Nükleer güç santrallerinin, elektrik enerjisi üretimi için gerekli; cevherlerin çýkarýlmasý, zenginleþtirilmesi, reaktörde kullanýlmasý, kullanýldýktan sonra geriye kalan nükleer artýklarýn depolanmasý aþamalarýnda çevre sorununa sebep olmasý söz konusudur. Çevreyi radyasyon yönünden kirleten santral artýklarý, katý sývý ve gaz olarak üç kategoriye ayrýlabilir. Bunlarýn içinde sývý artýklar çok da önem kazanmaktadýr. Nükleer santrallerin kuruluþ yerinin seçilmesi, çevre iliþkilerinin çok geniþ olmasý bakýmýndan önem taþýmaktadýr. Nükleer santrallerde çoðunlukla tatbik edilen düþük verimli buhar sistemleri soðutma suyu ihtiyacýnýn konvansiyonel santrallere kýyasla %30 kadar daha fazla olmasýna yol açmaktadýr. Örn; 600 MW gücünde bir nükleer santralin soðutma suyu ihtiyacý saniyede 30 metreküptür. Bu nedenle deniz kýyýsnda santral kurulmasý tercih edilir. Normal þartlarda ya da muhtemel bir kaza anýnda çýkabilecek radyoaktivitenin kabul edilebilir bir seviyede tutulmasý ve çevredeki canlýlara zarar vermemesi açýsýndan nükleer santrallerin nüfusça çok yoðun olmayan bir bölgede kurulmasý tercih edilir. Bir kaza anýnda nükleer santral çevresinde oturanlarýn sayýsýnýn az olmasý da yeterli deðildir. Kaza anýnda ortaya çýkacak radyoaktif dozunda belli bir sýnýrý geçmemesi gerekir. Nükleer reaktörden salýnan Ksenon ve Kripter gibi gazlar özellikle troid bezinde biriktiðinden uçucu gazlarýn vücuda girmesi, kaza sýrasýnda salýnan radyoaktif gaz miktarýna baðlý olduðu kadar, uzaklýða ve meteorolojik þartlara da baðlýdýr. Soðutma suyunun ya da kulelerin çevreye verdiði ýsýnýn ve yer altý ya da soðutma suyuna karýþan radyoaktif maddelerin çevreye etkileri özellikle karasal bölgelerde kurulan nükleer santrallerde büyük önem taþýmaktadýr.”(¹)

Söz enerjiden, çevre’den, hükümetin nükleer santral konusundaki düþünce ve tutkusundan dolayýsýyla nükleer santrallerden açýlmýþken otuz yedi gün sonra yirmi üçüncü yýlýný dolduracak olan bir kazayý anýmsamakta yarar var sanýrým

Kazanýn ya da baþka bir ifadeyle göz göre göre lades demenin geliþmiþ, modern teknolojideki isimlerinden biri olan ÇERNOBÝL’e deðinelim.
“Ýnsanlýk tarihindeki en belirgin ve yaygýn teknolojik felaketi, Pripyat nehrinin kýyýsýndaki küçük bir Ukrayna þehrinde meydana geldi. Bir gece içinde Çernobil ismi bütün dünyaca bilinmiþ oldu. birkaç milyon insan (deðiþik tahminlere göre 5-8 milyon arasý bugün ve gelecek pek çok yýlda Çernobil’in radyoaktif kirliliði bulaþmýþ yerlerde oturmaya devam ediyor. Her ne kadar açýða çýkýp yayýlan asýl büyük radyoaktif madde Sezyum-137’nin yarýlanma ömrü 30 yýldan biraz fazla olsa da, bu nükleer kazanýn radyolojik (ve bundan dolayý saðlýk) sorunlarý yüzyýllar boyunca devam edecek. Bu küresel olayýn en büyük etkileri, Eski Sovyetler Birliði’nden bugün üç baðýmsýz komþu ülke olan Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya’da oldu. Fakat etkileri çok daha geniþ çapta yayýldý. Patlama sonucu çýkan Sezyum-137’nin yarýdan fazlasý, Türkiye’de Marmara ve Karadeniz Bölgeleri’ne ve diðer Avrupa ülkelerine taþýndý ve Avrupa’da en az 14 ülke ( Avusturya, Ýsveç, Finlandiya, Norveç, Slovenya, Polonya, Romanya, Macaristan, Ýsviçre, Çek Cumhuriyeti, Ýtalya, Bulgaristan, Moldavya ve Yunanistan) böylece kirlenmiþ oldu. Çernobil kazasýna baðlý olarak Avrupa kýtasýnýn her yanýnda, Ýskandinavya’dan Akdeniz ve Asya’ya uzanan coðrafyada daha düþük ama gene de önemli miktarda radyoaktivite yayýldý. Çernobil kazasýnýn sebep verdiði tahmini ölüm oraný nelerin hesaba katýldýðýna baðlý olarak deðiþmekte. En son ortaya konulan Rusya Bilim Akademisi’nin himayesi altýnda yayýnlanmýþ epidemolojik kanýt, sorunlarýn daha önceki araþtýrmalarda öngörülenden çok daha fazla olduðunu öne sürüyor. Örneðin, 2005 IAEA raporlarý Çernobil kazasý sonucu ilaveten 4000 ölüm daha olacaðýný öne sürüyordu. Yeni yayýmlanan rakamlar ise sadece Beyaz Rusya, Rusya ve Ukrayna’da, 1990 ve 2004 yýllarý arasýnda ilaveten yaklaþýk 200.000 ölüm olacaðýný belirtiyor.Lösemi/kan kanseri Ukrayna’daki “tasfiye memurlarý”nda, Beyaz Rusya’daki yetiþkinlerde ve en çok kirliliðin görüldüðü Rusya ve Ukrayna bölgelerinde özellikle çocuklarda büyük oranda yüksekti.

Diðer örnekler þunlardýr: (bu liste ayrýntýlý ve etraflý olmaktan uzak olsa da) ;-1990 ve 2000 arasý Beyaz Rusya’da tüm kanser vakalarýnda %40 artýþ saptanmýþtýr-Rusya’da ise kanser hastalýðý bütün ülkeyle karþýlaþtýrýldýðýnda, yüksek oranda kirlenmiþ Kaluga and Bryansk bölgelerinde daha yüksektir. -Ukrayna’nýn Zhytomir bölgesinin kirlenmiþ alanlarýnda, yetiþkinlerde kanser 1986-1994 arasýnda 1.34% ten 3.91%’e, yani üç katýna çýkmýþtýr.Tiroid kanseri; Tiroid kanseri üç ülkede de radyoaktif iyotlarýn Çernobil faciasýyla yayýlmasýyla beraber, beklenildiði gibi önemli ölçüde artmýþtýr. Olay sýrasýnda, özellikle 0 ile 4 yaþ arasýnda olan çocuklar bu kanser türüne karþý savunmasýz kalmýþtýr. Kazadan önce, tiroid kanserinin çocuklarda ve gençlerde meydana gelme oraný ortalama 100 000’de 0.09’du. 1990 sonrasýnda, meydana gelmesinin sýklýðý her 100 000 de 0.57- 0.63 oldu. Çernobil’den sonra meydana gelen tiroid bezi kanserinin olaðan dýþý bir þekilde þiddetli olduðu gözleniyor. Erken ve hýzlý ilerlemesi ve ikinci tümörlerin lenf bezlerinde ve akciðerlerde oluþmasý hastalýðýn geliþimini daha da kötüleþtiriyor ve bu da sýk sýk çoklu cerrahi müdahalelere baþvurulmasýný gerektiriyor.Lösemi; Akut löseminin Beyaz Rusya’daki “tasfiye memurlarýnda” yüksek oranlar görüldüðü ilk defa 1990-91’de gözlemlenmiþti. 1992’den itibaren, löseminin tüm yetiþkin Beyaz Rus nüfusunda önemli oranlarda artýþ kaydettiði ortaya çýkmýþtýr. Ukrayna’da kötü huylu kan kanserinin görülme sýklýðý, facia öncesine kýyasla Zhytomyr ve Kiev gibi yüksek kirliliðe maðdur kalmýþ alanlarda artmýþ olduðu, hem ilk dört sene boyunca hem de faciadan sonraki altý yýl boyunca gözlemlenmiþtir. Çernobil sonrasý Tula bölgesinde yaþayan özellikle 10-14 yaþ arasýndaki çocuklarda lösemi vakalarý Rusya’daki ortalama oranlarýný önemli ölçüde aþmýþtýr. Lipetsk’te 1989’dan 1995’e lösemi vakalarý 4.5 katýna çýkmýþtýr. Bazý veriler ana rahminde radyasyona maruz kalmýþ çocuklarýn lösemi riski taþýdýðýný öne sürüyor.
Tiroid kanseri ve löseminin yaný sýra solunum yollarý, mide, akciðer, meme, rektum, kolon, kemik iliði ve lenf sistemi kanserlerinde de artýþ gözlemlenmiþtir.
Doðrudan sebep-sonuç iliþkisi çýkarmak zor ve uluslararasý etkisi olan Çernobil gibi önemli bir olayda eldeki veriler nispeten yetersiz olsa da, mevcut raporlar göstermektedir ki, sadece kanserle iliþikli gözlenen deðiþimlere dayanarak, bu nüfuslardaki hastalýk oraný ve ölüm oranlarýný saymak bakmak, insan saðlýðýnýn aslýnda ne derece etkilendiðini hafife almak oluyor.Solunum Sistemi-Ýnsanlarýn solunum sisteminin Çernobil kazasý sonucu yayýlan radyoaktif maddelere maruz kalmasý iki yoldan gerçekleþmiþtir. Radyoaktif yayýlmanýn erken evrelerinde deðiþik formlarda ve boyutlardaki katý ve sývý püskürtüler yani “sýcak parçacýklar” gaz formundaki radyonüklitlerle beraber olunca solunum yollarý önemli derecede etkilendi. Ayný þekilde, harici ýþýn saçýlmasý solunum sisteminin etkilenmesinde neden olan önemli yollardan biri olarak kabul gördü.Beyaz Rusya’da 30km’lik mesafeden tahliye edilenler arasýnda yapýlan incelemede, solunum yollarý hastalýklarýnýn iki katýna çýktýðý bulunmuþtur. Sindirim Sistemi-Çernobil kaynaklý radyasyona maruz kalmýþ kiþilerde sindirim sistemi hastalýklarýnýn daha sýk görüldüðüne dair kanýtlar bulunmaktadýr.1995’te yapýlan bir ankete göre Beyaz Rusya’daki tahliye edilenler ve kirletilmiþ bölgelerde yaþayanlarda bu tip hastalýklarýn tüm Beyaz Rusya’yla karþýlaþtýrýldýðýnda 1.8 kere daha fazla görülmüþtür. 1991 ve 1996 arasýnda rapor edilen peptik ülser vakalarý tüm Beyaz Rusya’da %10 artmýþtýr.Kirlenmiþ bölgelerde yaþamaya devam edenlerde, sindirim sistemi hastalýklarý 1988-1999 yýllarý arasýnda iki katýna çýkmýþtýr. Kan damar sistemi-Kirlenmiþ bölgelerde kan sistemiyle ilgili hastalýklar 1988 -1999 arasýnda tahmini olarak 10 ile 15 kere artmýþtýr. Hormon/Endokrin durumu-1993’te Beyaz Rusya’nýn Gomel bölgesinde yapýlan ankete göre %40’dan fazla çocukta tiroid bezlerinde büyüme olmuþtur. Ukrayna’nýn Vinnitsk ve Zhytomyr bölgelerinde ise tiroid bezlerinde zarar, kaza sýrasýnda 6 ila 8 yaþlarý arasýnda olan 3 019 çocuðun %35.7’ de görülmüþtür.Endokrin sistem hastalýðýna baðlý olarak görülen beslenme bozukluðuyla, metabolizma ve baðýþýklýk sistemi bozukluðuna, bölgeden tahliye edilen ve kirlenmiþ topraklardaki nüfusta Beyaz Rusya’nýn geneliyle karþýlaþtýrýldýðýnda iki katý fazla rastlanmýþtýr.
Kazanýn hemen sonrasýna kýyasla, endokrin sistem hastalýklarýnýn çocuklarda meydana gelmesi, Rusya’nýn Çernobil dolayýsýyla kirlenmiþ Tula bölgesinde 2002’de beþ katýna çýkmýþtýr. Genel baðýþýklýk tepkileri-Baðýþýklýðýn azalmasý, Rusya’da Çernobil’den etkilenen yerlerde izlenildiðine göre, akyuvarlarda, T lenfositlerin faaliyetinde ve öldürücü hücrelerde ve ayrýca trombositemoni ve kansýzlýðýn deðiþik formlarýnda etkisini göstermiþtir. Çernobil faciasýyla beraber, 2002’de Tula bölgesindeki çocuklardaki baðýþýklýða iliþkin ve metabolik etkilerdeki oran Çernobil öncesine göre 5 kat arttý. Ukrayna’da en kötü deðiþimler ana rahminde yüksek dozda tiroid ýþýn saçýlmasýna maruz kalan çocuklarla gözlemlenmiþtir. Kontrol grubunda %28.0 iken bu çocuklardan 43.5% ‘inde baðýþýklýk bozukluðu meydana gelmiþtir.
Genetik anormallikler ve Kromozomal aberasyonlar-Genel ortalamayla kýyaslandýðýnda kromozal aberasyonlarýn sýklýðý Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya’nýn Çernobil’den etkilenmiþ bölgelerinde farkedilir bir biçimde çok daha yüksektir. Ukrayna’da yapýlan bir araþtýrmada Çernobil kazasýnýn öncesinde ve sonrasýnda radyasyonla iliþikli kromozom deðiþikliklerinin sýklýðýnda 6 kat artma saptanmýþtýr ve bunun ayný zamanda bu kiþilerin çocuklarýna da taþýnmýþtýr. Çernobil’le alakalý olduðuna inanýlan kromozomal aberasyonlar Avusturya, Almanya ve Norveç’te görülmüþtür.Kromozom mutasyonu sýklýðýndaki artýþ çoðunlukla, bir çok hastalýðý da beraberinde getirir.Ürogenital ve üreme sistemi-Ürogenital sistemine baðlý hastalýklar 1988-1999 arasýnda Ukrayna’da kirletilmiþ bölgelerde hala yaþayan kesiminde iki katýna çýkmýþtýr. Ýnflamatuvar hastalýklarda üç kat bir artýþ, menstrüasyon döngüsünde deðiþiklikler, iyi huylu yumurtalýk tümörü, kadýnlarda görülen ve rapor edilen vakalardýr. Diðer kirletilmiþ bölgelerde de, kýsýrlýk ve erkeklerde cinsel güçsüzlük kazadan sonra daha sýkça görülmeye baþlandý. Seminifer tübüllerde yapýsal deðiþimler ve sperm üretiminde aksaklýklar Rusya’nýn Kaluga bölgesindeki erkeklerin dörtte üçünde meydana geldiði anketlerle ortaya çýkmýþtýr. Kazadan 8-10 yýl sonra, aksak hamileliðin tehlikesi 30km.’lik bölgeden tahliye edilenler ve kirletilmiþ topraklarda yaþayan bayanlarda sýkça görülmeye baþlanmýþtýr. Ukrayna’da yüksek derece zarar görmüþ gruplardaki hamile kadýnlarýn yarýsý hamilelikleri sýrasýnda komplikasyonlar (gebelik zehirlenmesi, kansýzlýk, plezenta yetmezliði) yaþamýþtýr, bu vakalar kontrol grubunda %10 oranýnda görülmüþtür. Benzer bir þekilde, plezenta geliþiminde tutukluk, radyasyon riski taþýyan kadýn grubunun 35% oranýnda, tüm nüfusta görülenin üç katý oranýnda görülmüþtür. Doðum sýrasýndaki komplikasyonlar ise radyasyon riski taþýyan kadýn grubunda dörtte üç olarak görülmüþtür, bu oran kontrol grubundakinin iki katýndan fazladýr. Etkilerin Rusya, Beyaz Rusya ve Ukrayna ile sýnýrlý kalmýþ olmasý olasý deðildir. Batý Avrupa ve Ýskandinavya’da (Yunanistan; Macaristan, Polonya, Ýsveç, Norveç, Finlandiya ve Almanya) yapýlan araþtýrmalar Çernobil radyasyonu ana rahmindeyken maruz kalanlarda beklenmedik düþükler, bebeklerde düþük doðum aðýrlýklarý ve bebeklerde erken ölümlerde etkileyici rol oynar.Nöroloji ve Psikolojik hastalýklar-Nispeten az seviyede bile olsa radyasyonun iyonlaþmasý merkezi ve çevre sinir sistemlerine zarar verebilir. Bu nedenden dolayý, Çernobil yüzünden yayýlan radyonüklitleri tamamen nörolojik zararlarla iliþiklendirmek çok zor bir görevdir. Fakat, Rusya’daki “tasfiye memurlarý”nda nörolojik hastalýklar %18’lik bir oranla görülen ortak ikinci hastalýk durumunu teþkil ediyorlardý. Beyaz Rusya’nýn radyasyon kirlenmesine uðramýþ bölgelerindeki yetiþkinlerde nörolojik ve psikiyatrik hastalýklar normallere göre çok daha sýktýr. (%31.2’ye karþý %18.0) Akýl ve sinir sistemi rahatsýzlýklarý, IQ seviyesinin düþmesi gibi, her zaman radyasyon etkisi doðrudan olmasa da Beyaz Rusya’daki çocuklarda da daha sýk rastlanmaya baþlandý.

Pek çok bilinmezlik varolmaya devam ediyor. Özellikle, hala kanserle ilgisi olmayan ama Çernobil’e baðlanan ölümler hakkýnda çok az tahminler bulunuyor. Hem de kanser geliþiminin gecikme süresi de göze alýndýðýnda yeni vakalarýn da kaçýnýlmaz bir þekilde gelecekte karþýmýza çýkmasý söz konusu olabiliyor (bazý durumlarda 40 yýldan sonra).Kazaya maruz kalmýþ çocuklardaki saðlýk problemleri ise açýkça görülebiliyor ve hayatlarý boyunca da görülmeye devam edecek ve büyük olasýlýkla bu çocuklarýn çocuklarýnda da devam edecek. Varolan verilerdeki boþluklar, bazý tutarsýzlýklarla (bazý kanserlerin çok daha fazla olmasý gibi) birleþtiðinde genel olarak insan saðlýðýna etkileri hakkýnda tek bir saðlam deðerlendirilme yapýlmasýna olanak vermiyor ve kafalardaki bazý önemli sorunlarý cevapsýz býrakýyor.Fakat yine de iki önemli sonuca varýlabilir:

Ýlk olarak, raporda da belirtilmiþ verilerin de dahil olduðu çok daha geniþ bir veri bütününün uluslararasý camia tarafýndan ele alýnmasý ve insan saðlýðý üzerindeki etkisinin derecesi ve kapsamý hakkýnda sonuçlara varýlmasý hayatidir. Özellikle, IAEA ve Dünya Saðlýk Örgütü tarafýndan kabul edilen tahminlerle, en yüksek tahminler arasýnda neden bu kadar tutarsýzlýk olduðu araþtýrýlmalýdýr.

Ýkinci olarak, birleþik ve uluslararasý bir yaklaþýmla olaylarýn, kanser ve kanser olmayan hastalýk durumlarýndaki trendlerin etkilenen bölgede ve özellikle Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya’daki en çok kirlenmeye maruz kalmýþ kesimde incelenmemesi bütünüyle ve uzun süren sonuçlarýyla bu tip bir felaketin nasýl sonuçlanacaðýný anlama fýrsatýnýn kaçýrýlmasýna neden olmuþtur. Üstelik, gerekli týbbi nezaharette, tedavide ve bakýmda erken müdahale etme þansý kaçýrýlmýþtýr.

Diðer küresel felaketlerle ortak özellikler göstermekle beraber Çernobil kazasý kendi þahsýna münhasýrdýr. Bu nesil onun baþlangýcýný gördü ancak sonunu görmemiz olasý deðil. “(²)

Son olarak;

“Türk Tabipler Birliði’nin, ilk baskýsý Nisan 2006'da yapýlan "Çernobil Nükleer Kazasý Sonrasý Türkiye'de Kanser" baþlýklý raporunda, Çernobil nükleer reaktör kazasý ile Karadeniz bölgesindeki Kanser vakalarý arasýndaki iliþkinin araþtýrýlmasý sonuçlarý kamuoyuna sunulmuþtur. Raporda Çernobil'deki patlama sonrasýnda oluþan radyoaktif bulutlarýn 3 Mayýs 1986 Cumartesi günü Trakya'ya, 4-5 Mayýs günleri Batý Karadeniz'e, 6 Mayýs günü Çankýrý üzerinden Sivas'a, 7-9 Mayýs tarihlerinde Trabzon-Hopa'ya ulaþtýðý, 10 gün sonra da tüm Türkiye'ye radyoaktif parçacýklarýn yayýldýðý belirtilmekte; çalýþma sonucunda, Hopa’da kanser görülme sýklýðý ile kanser nedeniyle ölümlerin, Türkiye’nin diðer coðrafi alanlarýna göre daha fazla görülmesi olasýlýðýnýn, araþtýrýlmaya deðer bir durum olduðunun ortaya çýktýðý ifade edilmektedir. Ancak rapor, elde edilebilen veriler ýþýðýnda, bölgede Çernobil nükleer kazasý ile gerek kanser olgu sayýlarý, gerekse kanserden ölümlerle ilgili kanýta dayalý nedensel bir baðlantý kurmanýn olanaklý görünmemekte olduðunu kabul ederek, bu konuda kesin sonuca varmak için daha ayrýntýlý araþtýrmalar yapýlmasý gerekliliðini vurgulamaktadýr. Raporda dönemin yetkililerinin Çernobil kazasýnýn Türkiye üzerinde önemli bir etkisinin olmadýðý þeklindeki açýklamalarýna karþýn, radyoaktif deðeri 600 Bq/kg’ýn altýnda olduðu belirtilen ve Ýngiltere’ye ihraç edilen fýndýðýn Ýngiltere tarafýndan geri gönderildiði anýmsatýlmaktadýr.” (³)

Yirmi altý yýl önce yaþanan bu kazayý anýmsatmak istememin nedeni; Bir soru sormak. Birkaç yýl önce bir yarýþma programý vardý. “Kim 500 Bin Ýster”

Bu yarýþmanýn isminden esinlenerek öncelikle;

“Kim Nükleer Santral Ýster?” diye sorup vereceðiniz olumlu ya da olumsuz cevap karþýsýnda ise sunucu Kenan Iþýk’ýn yarýþmaya katýlan kiþiye sorduðu gibi

“Emin misiniz? Son Kararýnýz mý?” diye sormak

Ülkemiz de bunca temiz ve yenilenebilir enerji kaynaðý bulunmaktayken Nükleer Santral sorunumuza gerçek çözüm olur mu yoksa pek çok olumsuzluðu beraberinde mi getirir . Ne dersiniz?

(¹) Türkiye’nin Çevre Sorunlarý- Türkiye Çevre Sorunlarý Vakfý
(²) Çernobil Saðlýk Raporu- Greenpeace
(³) Çernobil Reaktör Kazasýnýn Türkiye Üzerindeki Etkileri-Wikipedia



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yaþam kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kitapsýz Hayata, Hayat Demem
Yazmak; Kiþinin Yaþama Attýðý Ýmzadýr

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aranýzdayým; Beni Duyan Yok Mu?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kirli Beyaz Birazda Faili Meçhul Bir Hikaye [Öykü]
Kýlýf [Öykü]
Rüþvet [Öykü]
Ben Kimim? [Öykü]
Kaybetme Korkusu [Öykü]


Iþýn Çavdar kimdir?

Yaþamý, olaylarý, insanlarý gözlemleyen ve gözlemlediklerini yazýyla aktarmaya çalýþan biriyim

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Çehov, Ömer Seyfettin, Ýlya Ehrenburg, Emile Zola,Sabahattin Ali, Erendiz Atasü, Ayþe Kulin


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Iþýn Çavdar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.