Baþka dillerle ilgili hiçbir þey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir þey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
Babaannesinin karyolasýnýn yanýna eklenen sandalyelerin üzerinde kurulu, taht misali küçücük bir yatakta; bir sultan edasýyla uyanan bir çocuðun sevinciyle özledim önce. Pencereden bakarken karþý kaldýrýmdaki baloncuyu görünce; " ben de isterim" diye tutturan o çocuðun þýmarýklýðýyla özledim seni. Bir eli dedesinin elinde, diðerinde balon sokakta yürürken; dedesinin kocaman eli içinde kaybolan küçücük elini birden çekip, sokaðýn karþýsýndaki parka koþan bir çocuðun arsýzlýðýyla özledim sonra. Ama en çokta; kaydýraktan kayarken, hýzýný alamayýpta düþen o çocuðun kanayan dizinin acýsýyla özledim þimdi. Çocukluðumun aðýrlýðýyla özledim seni Ýstanbul. 70 li yýllardaki halinle... Beþiktaþ' ýný özledim. Ve Ihlamur Caddesindeki evimizi. Hani o beþ katlý ve altýnda pastane olan apartmanýmýzý. Evdeki her þeye burun kývýrýpta, " illa pasta isterim" diye tutturmalarýmý hatýrladým bak þimdi. Pencereden salýnan sepeti ve " iki poðaça " diye baðýran o müþfik sesi hatýrladým bir de. Sonra... Sonra, yine o pencere kenarýnda kuzenimle oynadýðýmýz "araba kapmaca" oyunumuz vardý. Hani, o dar caddenden geçen arabalarýný, ilk görenin kaptýðý oyun. Bilmediðim sayýlar kadar arabalarým olurdu her oyunun sonunda. ! O deli, dolu yaðmurlu günü de hatýrlýyor musun ? Elbette hatýrlýyorsun Ýstanbul ! Apartmanýmýzýn yanýndaki o dik yokuþundan sel gibi boþalan yaðmur sularý caddene nasýl da yayýlmýþtý birden. Bir de o gün pazar kurulmuþtu o caddende. Pencerenin kenarýnda olan biteni merakla izlerken; pazarcý amcalar suya kapýlýp giden karpuzlarýnýn peþine düþmüþlerdi de, çýlgýnlar gibi eðlenmiþtim ben. Biberler, domatesler, karpuzlar çamur içinde yüzerken ne kadar çok gülmüþtüm. Ne tuhaf þey, þu çocukluk ! Karpuzlarýn peþinde koþan, dizlerine kadar çamura batmýþ o adam benim babam olsaydý, o kadar çok güler miydim, bilmiyorum þimdi. Pencere kenarýnda oynadýðým; balon oyunum vardý bir de, hatýrlýyor musun ? Hani o þýmarýklýkla aldýrdýðým balonu; açýk býrakýlmýþ pencereden, gizlice gökyüzüne salýverdiðim oyun. " Ne yaptýn çocuk, yine mi ?" söylemlerine aldýrýþ etmeden, o koca balon gökyüzünde küçük bir nokta oluncaya kadar dikilirdim pencerenin önünde. Balonun yükseliþini heyecanla karýþýk bir sevinçle izlerken, gözden kayboluþuna tanýk olmak da kederle doldururdu içimi. Ya o, yitip giden balona doldurduðum; mutlu, mesut düþlerimi... Ah o pencere kenarýn, Ýstanbul ! Eve hapsolmuþ çocuklar için; özgürlüðe açýlan en geniþ kapýlardý o pencerelerin. Ýlle de hayali özgürlüklere... Babaannem ve dedemle birlikte Beþiktaþ iskelesinden, o koca vapurlarýna binip Kadýköy' e gitmelerimizi özledim en çok. Ah, Ýstanbul ! Hatýrlýyor musun o vapur yolculuklarýný ? Denizinin kokusunu, rengini, adýný bilmediðim geveze beyaz kuþlarýný,o koca vapurlarýný, yine o koca vapurlarýnýn sanki insaný içine çekip, yutarmýþ gibi çýkardýklarý vuuuupppp seslerini... Koca vapurlarýnýn, o vuuuuppp diye içine çekip aldýðý ve koca karnýna sýðýþtýrdýðý; dedeleri, nineleri ama en çokta çocuklarý... Ya beni ? Beni hatýrlýyor musun Ýstanbul ? Elbette hatýrlýyorsun ! Hani o koca vapurunda dedemle, babaannem karþýlýklý koltuklarda otururlardý. Bense; "otur, düþeceksin" uyarýlarýna aldýrýþ etmeden; birinin kucaðýndan, diðerinin kucaðýna yalpalayýp dururdum týpký o koca vapurun gibi. Sonra baþým dönerdi de, hangisi yakalarsa onun yanýna atardým demiri. Oturur oturmaz o bitmek bilmeyen sorularýma baþlardým. Ta ki dedem; " A bak, ne güzel simit ! Alayým mý sana da ? " diye sorup, daha cevabýmý beklemeden, bir parça simidi aðzýma týkýþtýrýncaya kadar devam ederdim sormaya. Ýþte o zaman babaannem de dayanamaz; biraz öne eðilerek kýsýk bir sesle, " Yavaþ ol, boðacaksýn çocuðu" diye uyarýrdý dedemi. Dedem de biraz mahcup ; " Ne yapayým, baþka türlü de susmuyor ki " diye savunmaya geçerdi hemen kendini. Sonra...Sonra vapurun kýyýya yanaþýr, yanaþmaz ben fýrlayýverirdim dedemin kucaðýndan. Dedem önce , " Bak yine ayný þeyi yaptý" diye söylenir sonra," Dikkat et düþme ! Sakýn dýþarý çýkma, kapýnýn yanýnda bekle bizi ! " diye de baðýrýrdý arkamdan. " Ve ben, tam da o kapýnýn aðzýnda beklerdim onlarý. Sonra dedem, o kapýnýn aðzýnda yere eðilip, kucaðýna alýrdý beni. Ta vapurundan ininceye kadar da indirmezdi. O kucakta, dedemle ayný boyda olmanýn keyfiyle, kollarýmý boynuna dolardým. Ve memnuniyetimin sessiz tezahürü, masum bir öpücük kondururdum dedemin yanaðýna. Biliyor musun Ýstanbul, o yolculuklar kadar bir de neyi özledim ? Henüz iskeleye halat atmamýþ o vapurunda, o güvenli kucaktan fýrlamanýn cesaretini özledim, en çokta þimdi ! Yine biz, Ýstanbul ! Babaannem, dedem ve ben... Bak, bir de ; Beþiktaþ' tan otobüse binip, Eminönü' ne gitmelerimizi hatýrladým þimdi. Adýný çok sonralarý öðreneceðim Yeni Cami' ni, caminin merdivenlerini... Yeni Cami ' nde namaz kýlan dedemi beklerken; o merdivenlerde, babaannemle birlikte yem attýðýmýz kuþlarýný hatýrladým. Avuçlarýmý uzatmýþ, tam yakalayacakken pýýýrrr diye havalanýp, bir kaç adým öteme konan o kandýrýkçý kuþlarýný... O merdivenlerde; kuþlarýnýn peþlerinde, bir aþaðý, bir yukarý inip çýkmalarýmý özledim. Sonra o meydandaki þerbetçileri, pamuk helva satýcýlarýný... Uçlarýna tahtadan küçük saplar takýlý fýrýldaklarýný, kaðýt helvalarýný, elma þekerlerini... Tahta çubuða sarýlý, pamuk þekerini ýsýrýrken; yapýþ yapýþ olan yüzümü, ellerimi... Ve yüzümü temizleyen babaannemin sabýrlý ellerini özledim. Sonra... Sonra kokularla, seslerin, renklerin birbirine karýþtýðý, labirent misali Mýsýr Çarþýsý' ný... O masal diyarýnýn sihrinde kaybolmamak için neredeyse yapýþtýðým babaannemin eteðini... Sonra meydaný dolduran ve büyüdüðümde tutkunu olacaðým o kahve kokusunu... Seni Özledim Ýstanbul ! Çocukluðumun aðýrlýðýyla özledim seni Ýstanbul! Bilmem hangi semtinden yine adýný bilmediðim diðer bir semtine kara treninle yaptýðým yolculuklarýmýn düþleriyle özledim seni. Sesleriyle dumanlarý birbirine karýþan, kývrým kývrým uzanan o kara trenlerin; babaannemin masallarýndaki aðzýndan, burnundan dumanlar çýkan ejderhalar misali, nasýl da korkuturdu beni. Daha uzaktan görür görmez dedemin arkasýna gizlenir, "az kaldý, þimdi yutacak beni" diye ürperir, gözlerimi kapatýrdým. O kara ejderha tam yutacakken, dedem kucakladýðý gibi beni, o koca trene binerdik. Biner binmez bütün korkum geçerdi. Her seferinde ama her seferinde cam kenarýna otururdum. Bayýlýrdým o yarý açýk camdan, görebildiðim kadarýyla seni seyretmeye. Ah Ýstanbul ! Hatýrlýyor musun o tren yolculuklarýný ? Hani bir amca kolunda sepet, naneli küçücük þekerler satardý treninde. Hani bir de, "Ýster misin küçük" diye gülümseyerek sorardý bana. Ben de dedemin ceketini çekiþtirirdim de "hadi al " derdim. Dedem, " yiyemezsin, onlar acý þeker" derdi de; 'acý ve þeker' , bir arada... Hayal edemezdim de bir türlü, aðzýma atýncaya kadar inanmazdým þekerin acý olduðuna. Sonra... Sonra o þekerin nane kokusu tutardý da beni, treninin o taka tak taka tak sesleri arasýnda sen gözlerimin önünden kayýp giderken, baþýmý dedemin göðsüne yaslardým. O en emin sinede, o tatlý uykunun en güzel düþünde, o ejderhanýn acý çýðlýklarý; annemle beni ayýrýrdý da birbirimizden... Dedem saçlarýmý okþar, "uyan hadi, geldik bak " der, kucaðýna alýrdý beni. Ve o ejderhanýn bir puuffamasýyla kendimizi dýþarda bulurduk. Biliyor musun Ýstanbul, o yolculuklar kadar bir de neyi özledim? Katý gerçekleri, düþlerle yumuþatabilme yeteneðimi özledim, en çokta þimdi ! Seni özledim Ýstanbul ! Çocukluðumun aðýrlýðýyla özledim seni. Yine dedemle ve babaannemle... ki onlar çocukluðumun kahramanlarý, benim. Ah Ýstanbul biliyor musun? Çocukluðumun bir kahramaný da sensin ! 70 li yýllardaki halinle ama Ýstanbul ! Bir daha geri dönmeyecek o halinle, mahþerin üç atlýsý gibisiniz þimdi ; babaannem, dedem ve sen...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Münevver Saral, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |