..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Usun ve deneyimin aksaçlýlarýnki gibi, ama yüreðin masum çocuklarýnki gibi olsun." -Schiller
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Þiir > Modern > Ali Osman Öztürk




30 Temmuz 2002
Bir Þiirdir Yaþam  
Rudolf Otto Wiemer’in Þiirinde ‘Özgeçmiþ’ Düzeni

Ali Osman Öztürk



:EGAG:
Giriþ

Rudolf Otto Wiemer, 24.03.1905 tarihinde Thüringen eyaleti sýnýrlarý içinde bulunan Friedrichroda'da doðdu. "Yeni ve baþka" olan her þeye ilgi duyarak, Brecht, Kafka, Rus edebiyatý, Freud ve ekspresyonistleri okuyarak büyüdü.

Yazdýðý þiirler dýþýnda ilk oyunu 1922'de Gotha'da sahnelendi. Ýlk öyküleri ve tiyatro eleþtirilerini Thüringen'de öðretmenlik yaparken yayýmladý. 1932'de evlenen Wiemer, II. Dünya Savaþý'nda askerdi. Amerikan esaretinden kurtulunca, kukla oyuncusu olarak gezgin bir yaþam sürdü. Bir süre birkaç yerde öðretmenlik yaptýktan sonra 1967'den itibaren serbest yazar olarak yaþamýný kazanmaya baþladý.
Romanlarý, çocuk kitaplarý vb. yapýtlar dýþýnda Ernstfall [Ciddi Durum] (1963) ve Beispiele zur deutschen Grammatik [Almanca Gramer Örnekleri] (1971) adlý þiir kitaplarý yayýmlandý. Yapýtlarý Ýngilizce, Amerikanca, Fransýzca, Hollandaca, Danimarkaca, Fince ve Japonca’ya çevrilen þair, »buntes deutsch. lyrik in sachen grammatik' [renkli almanca. gramer konularýnda þiir] antolojisini çýkardý. Rudolf Otto Wiemer 05.06.1998‘de yaþama gözlerini yumdu.

Wiemer'in çalýþmalarýný, zor yaþam ve savaþ yýllarý biçimlendirmiþtir. Þiirleri yaþamýn güzel yanlarýný göstermez; okuru, daha çok günümüzün katý ve soðuk gerçeklerine götürür. Geçmiþten günümüze aktarýlan imgelemlerin temel dayanaklarýyla çatýþma halindedir. Tensel ve tinsel alanda güvenlikli ve mutlak diye geçerli olan her þeyi sorgular.
Bu yazýya konu þiir kitabýnýn orijinal baþlýðý olan "Wortwechsel"in ne olduðu sorusunu þair þöyle yanýtlar:

“'Wortwechsel' Sprach-Brockhaus'a göre, atýþma anlamýna gelir. Burada yer alan 27 metinden bazýlarý üzerine tartýþýlabileceði yadsýnamasa da, bu baþlýk daha çok konuþma amaçlý olarak seçilmiþtir: Ýki insan arasýnda ya da insanla Tanrý arasýnda konuþma. Sözcükler karþýlýklý deðiþilmektedir. Soru yöneltirler, sorgularlar. 'Wortwechsel' ayný zamanda, sözcüklerin deðiþimi anlamýna da gelir; yeni bir þey, alýþýlmýþ söylemlerden baþka bir þey söylemek. Bu özellikle, "Postacýnýn direniþi", Bir ölüm münasebetiyle", "Büyük þükran duasý", "Beytüllahim'den haberler", "Yapýlacak iþ" gibi parçalar için geçerli. Ayrýca þiirler de, týpký para bozdurur gibi okunmalýdýr: Eðer gereksinim varsa, büyük parayý bozuk paraya çevirmek gibi. Yani tüm bu þiirler, kullanýlabilir bir þey, iþe yarar bir þey olmak amacýndadýrlar.” (Kurz 1974: 48)

1. Model Metnin Çözümlenmesi

Burada, Wortwechsel kitabýnýn ilk þiirinden baþlayarak, benzer yapýdaki diðer örnekleri kýsmen biçimci ve yapýsalcý bir yaklaþýmla incelemeye çalýþacaðýz (aþaðýdaki þiirlerin orijinali için bkz. Wiemer 1973; bir bölümünün Türkçesi için Wiemer 1997. Diðer çeviriler de tarafýmýzdan yapýlmýþtýr.)

Schreiben                    
Thomas, der Holzfäller,          
er starb neunzehnhundert,
konnte nicht schreiben.          
Er schrieb keine Briefe,          
schrieb keine Gedichte,          
schrieb keinen Lebenslauf.          
Er schrieb mit der Axt          
seine Spur in die Wälder.          
Erst heute                    
wächst zögernd sie zu.     

Yazmak
Oduncu Thomas,
öldü bin dokuz yüzde,
yazmasý yoktu.
Hiç mektup yazmadý,
hiç þiir yazmadý,
hiç özgeçmiþ yazmadý.
Baltayla yazdý
izini ormanlarýn içine.
Daha yeni
itiyatla sürgün veriyor.

Wiemer’in çevirisiyle verdiðimiz bu þiiri, modern ürünlerde karþýlaþtýðýmýz bir çok özelliði taþýmaktadýr. Geleneksel þiirin (düzenli bir ritim, ölçü ve uyak gibi) tipik lirik biçim özellikleri yok, ama günümüzün çoðu Alman þiirinde olduðu gibi, en belirgin yönü, olabildiðince ya da en özlü biçimde kýsaltýlmýþ bir metin görünümü vermesi. Anýlan geleneksel biçim özelliklerinden baþka, duyguya hitap eden deðil, daha çok düþünmeyi özendiren bir tarz bu. Düzyazýsal tümce biçemine karþýn, yine de dizeler halinde düzenlenmiþ; bu dizeler halindeki bütünlüðü ona kabaca bir þiir görünümü veriyor. On dizelik þiir, sonuncusu þimdiki zamanda, diðerleri geçmiþ zamanda 1+1+(1+1+1)+1+1= 5 bildirim tümcesinden oluþuyor. Metnin neresinden baþlayacaðýmýzý bilemiyoruz. Belki “metin nasýl kurulmuþ” (bölümler, tek tek bölümler arasý iliþkiler vs.), “baþlýkla metin arasýnda nasýl bir ilinti var”, “dilsel ya da içeriksel açýdan dikkat çeken herhangi bir þey mevcut mu”, “metin açýk simgeler (imgeler) içeriyor mu?” vb. sorularla metnin çözümü az ya da çok saðlanabilir. Belki biçimci-yapýsalcý yöntem (bilgi ve uygulama için bkz. Yüksel 1994, Kaya 1994) bir baþka açýdan iþimizi kolaylaþtýrabilir.

Yüzeysel yapýda “Bin dokuz yüzde ölen oduncu Thomas’ýn, izini baltayla ormanlarýn içine yazdýðý ve bu izin itiyatla ya da tedirgin sürgün verdiði bildiriliyor.” Þiirin söylem bölümünde dile getirilen özelliklerle “Odunculuk mesleði”, yazarlýk mesleði ile karþýtlýk içinde gösteriliyor: odun-kesmek-balta-ormanlar≠ yazmak-(kalem)-mektup-þiir-özgeçmiþ. Böylelikle oduncu Thomas’ýn yazabilmesinin, mektup, þiir ve özgeçmiþ yazma becerilerine sahip olmasýnýn daha yeðlendiði izlenimini ediniyoruz. Geçmiþ zaman bildirim kipinde olumsuz tümcelerin hakim olduðu þiirde, yine geçmiþ zaman bildirim kipinde, ama bu kez olumlu ve fakat anlambilim açýsýndan yanlýþ bir tümceden oluþan 7. dizeyle birlikte yukarýdaki yeðleme geçersiz kýlýnýyor:
“Baltayla yazdý/ izini ormanlarýn içine.”
“Baltayla yazmak” gibi, “izini yazmak” da anlambilim açýsýndan hatalýdýr. Ýki dizeyi oluþturan bu yazýnsal tümcenin doðrusu “baltayla býraktý izini ormanlarýn içine” olmasý gerekir. Yazýnsal tümcede, gösteren-gösterilen iliþkisine bakýldýðýnda, “yazmak” ile “kesmek”, “iz býrakmak” ile “aðaç kesmek” eþdeðerde tutulmuþtur.

Þiir metninin eylem ve söylem boyutunu deðerlendirdiðimizde, günlük dilden ayrýlan “baltayla yazmak” metaforunun öðeleri “balta” ve “yazmak” arasýndaki dizimsel (sintagmatik) iliþkiye paralel olarak; yüzeysel yapýdaki “oduncu” ile derin yapýdaki “yazan insan = yazar” arasýnda da dizisel (paradigmatik) bir iliþki kurulabilir ve bu baþka öðelerle artýrýlabilir:
Oduncu      baltayla yazar izini      ormana;      (iz, sürgün veriyor).
Yazýcý      kalemle yazar izini      kaðýda      (mektup, özgeçmiþ)
Yazar      kalemle yazar izini      edebiyata      (þiir)
Sývacý      malayla yazar izini      duvara.     (iz, sürgün veriyor).
Ressam      fýrçayla yazar izini      tuvale           (iz, sürgün veriyor).
Vs. vs...
Yazýnýn iþlevi yeni fikirler vermek, iz býrakmak ise, baltayla yazmak da, sürgün verdirip iz býrakmakla iþlevini yerine getirir; dolayýsýyla burada balta ve kalemin ayrý ayrý görülen iþlevleri, “kökende bir bütünlüðün deðiþik yansýmalarýdýr.” (Birkiye 1984: 64) Sonuçta iþlev ayný olduktan sonra, eylemin türü, ister “aðaç kesmek” (Holz fällen) ister “yazý döþemek” (Schrift stellen) olsun önemli deðildir.
Oduncu Thomas’ýn kesme eylemi, yazma eylemi denli arzu edilir bir þey ise, bu onaylanan bir durumdur ve o halde oduncu ormanda yaþ deðil, kuru aðaçlarý kesmektedir. Fakat kuru aðaçlarýn kesildiðinde sürgün vermeyeceði düþünülürse, ayný zamanda hastalanan aðaçlar da kesilmektedir, ki böylece saðlýklý sürgünler boy göstersin.

O halde baþta karþýtlýk gibi sunulan iliþkiler son kertede simetrik (bakýþýmlý) bir konumda deðerlendirilebilir. Þiirin söylem boyutunda yüzeysel yapýda yer alan (sözde) eylemsizliði bir koþul tümcesi haline getirirsek, söz konusu dizisel (paradigmatik) iliþkiyi kurmuþ oluruz: “Oduncu Thomas’ýn eðer yazmasý olsaydý, kalemiyle mektup, þiir ve özgeçmiþ yazardý! Edebiyat dünyasýnda (ormanýnda) iz býrakýr ve yazdýklarý yeni sürgün verirdi”. Günlük dilden ayrýlan bu son tümce de “baltayla yazmak” ölçüsünde yazýnsal bir çýkarýmdýr. Anlambilimsel açýdan düzeltirsek: “Yazdýklarý yeni/ taze fikirler verirdi” Oysa o ancak baltasýný kullanabilir ve bununla ormanlarýn içine iz býrakabilir. Kestiði hastalýklý aðaçlar sürgün verir, hem de o ölmüþ olsa bile. Týpký yazar öldükten sonra yapýtýn yeni sürgünlere gebe olabilmesi gibi.

“Kesilen kuru ya da hasta aðacýn sürgün vermesi” ayný zamanda baþka bir alana aktarýlabilir. Yazarlar yapýtlarýyla, yanlýþ fikirleri çelip, yeni taze fikirlere neden olabilirler; bu ise þiirin, “sanata bir görev yüklediði” anlamýna gelir.

Þiir, gerek yüzeysel yapýsýnda gerekse derin yapýsýnda, günlük dilden ayrýlmakta ve dikkati kendi üstüne çekmektedir. Metin yazýnsallýðýný, iki düzleme de yansýyan iþte bu”alýþkanlýðý kýrma” (defamiliarization) özelliði ile kazanmakta. Bu haliyle gerçeði yansýtmaktan çok, onu deðiþik biçimde algýlatabilmektedir (bkz. Moran 1988: 160).

Eþ süremli ve baðýmsýz bir bütün olarak baktýðýmýzda, þiir metninde belirtilen zaman, yani oduncunun ölüm tarihi 1900, yüzeysel yapýda bize baþka herhangi bir öðe ile ilintili görünmüyor. Bu tarih düz ve yuvarlak bir “gösteren” olarak, derin yapýda belki bitmiþ bir ömrü, yani geçmiþ zamaný imliyor. Bu ise metnin sonunda gelecek zamaný imleyen “sürgün” ile oluþturduðu karþýtlýk bakýmýndan önemli bir estetik iþlev üstleniyor. Yüzeysel yapýda aðýrlýklý olarak geçmiþ zamaný kullanan yazýnsal metin, bu þekilde son dizesindeki “sürgün” göstergesiyle hem þimdiki, hem de gelecek zamaný derin yapýda içermek yetkinliðine ulaþýyor.

“Baltayla yazmak” acaba olumsuz anlamda düþünülebilir mi? Oduncu Thomas, yaþ/ saðlýklý aðaçlarý keserek kötü bir iz býrakmýþ olabilir mi? Býraktýðý iz bu nedenle mi itiyatla/ tereddütle/ korkuyla sürgün vermektedir? Metin bu açýdan deðiþik bir okumayla yorumlanabilir mi?

Hiç özgeçmiþ yazmayan Oduncu Thomas’ýn adeta özgeçmiþi gibi kurgulanan metnin baþlýðýna taþýnan eylem “yazmak”týr ve bu, belirtildiði gibi, olumlanan bir tutumu sergiler. Nitekim on dizelik þiirde ayný sözcük (dört kez olumsuz, bir kez de olumlu olmak üzere) beþ kez yinelenir. Bu yinelenme, þiirin odaklandýðý hedefin “yazma eylemi/ becerisi” olduðunu gösteriyor. Þiirin öznesi (yazmasý olmayan) Oduncu ise, nesnesi (krþl. Moran 1988: 174) “yazmak”týr. Ancak Oduncu’nun bu nesneye ulaþmak için çok büyük bir engeli vardýr önünde: yazma bilmemesi. Ýþte bu noktada “yazmak” için “kalem” yerine, “balta”sýný kullanmakta ve iz býrakmayý baþarmaktadýr.
Gérard Genette’in yöntemiyle (krþl. Moran 1988: 175), narratif (anlatýmsal) biçimde düzenlenmiþ bu metni çözümlemeyi deneyelim:

Þiirin söylemi (discourse)’ne göre öznenin özgeçmiþi, ölümünden baþlayarak geri doðru anlatýlýr. Oysa öykünün gerçek sýrasý (histoire) bu söylemin tam tersine geliþir; yani öykü, özne Thomas’ýn ölümüyle sona erer (bu ters-yüz etme düzeni de þiir dilinin/ kurgusunun günlük dilden ayrýlma ilkesine uyar ve yazýnsallýðýn oluþmasýna önemli katký yapar). Þair ileriki bir olayý, daha öne almýþ, þiirin baþýna yerleþtirmiþtir: ...öldü... Olayýn süresi de, öznenin en belirgin özelliði olarak gösterilen tek bir “yazmak” eylemi ile, bir tümcede özetlenmiþtir: “Baltayla yazdý izini ormanlarýn içine” (Wiemer, yapýtýnýn son þiirinde kendi özgeçmiþini aktarýr [s. 32: Personalien = Kimlik Bilgileri]; burada baþlýca eylemi olarak “Schrieb Bücher. Lehrte Enkel, sie zu lesen [Kitap yazdý, bunlarý torunlarýna okumayý öðretti]” bildirim tümcesine yer verir). Bu “yazmak” eyleminin söylemdeki frekansýna, yani yinelenme durumuna bakalým:
Yazmak (baþlýk) + yazmasý yoktu (3. dize) + yazmadý (4. dize) + yazmadý (5. dize) + yazmadý (6. dize) + baltayla yazdý (7. dize). (Ayný frekansý bu baðlamda deðerlendirebileceðimiz “Schreibstunde [Yazý Dersi]” (s. 10) þiirinde de buluruz; on dokuz dizeli metinde “yazmak” eylemi on dört kez yinelenir.)
Bu frekans, hem metnin söyleminde hem de öyküsünde ayný ölçüde önemli bir vurgu yapar. Ayrýca “anlatým edimi”nde (narration) de yerini korur. Yukarýda görüldüðü gibi, “baltayla yazdý” tümcesi salt bir bildirimde bulunmaz, ayný zamanda söyleminde de bir baþkalýk taþýr: “Bu þaþýrtýcý baþkalýk bizi silkeler, uyandýrýr ve, dile getirdiði her ne ise, onu yeni bir gözle görmemizi saðlar.” (Moran 1988: 161) Dolayýsýyla balta kullanmanýn, kalem/ yazý kullanmak kadar iþlevli olabileceðine iliþkin bir gönderme yapýldýðý doðrultusunda yeterli ipucu elde ettiðimiz ve metnin sonundaki (boþ olmasa da) belirsiz alaný, oduncu Thomas'’n ve eyleminin onaylandýðý yönünde doldurabileceðimizi (alýmlama estetiði) düþünebiliriz. Metindeki bu belirsiz alan da, onun þiirselliði/ yazýnsallýðý için önemli bir kanýt sayýlýr; çünkü þiir türü, bu belirlenmemiþliði özellikle kullanýr (Göktürk 1977: 76’dan Sayýn 1994: 120). Metnin gizil gücü, dural ormanda deðil, sürgün veren kesik aðaçtan kaynaklanýr; öznenin özgeçmiþi nedeniyle geriye, eyleminin ürünü “sürgün” göstergesi nedeniyle ileriye dönük yönelimleri dýþýnda, metnin bu gücü, “balta” ve “yazý” göstergelerinin bir yandan yüzeysel yapýdaki karþýtlýðýndan, diðer yandan derin yapýdaki birlikteliðinden doðan (ve ayrýca itiyat/tereddüt/korku göstergesinin) iç dinamiðinden kaynaklanýyor.

2. Genelleme
Bu þiirde, üzerinde henüz yeterince durmadýðýmýz diðer gösterenler ise mektup, þiir ve özgeçmiþtir. Bunlar, metin bütünlüðü içinde en fazla, haberleþme, edebiyat ve baþvuru göstergesi olarak duruyorlar. Ancak mektup ve özgeçmiþ, Wiemer’in özellikle bu yapýtýnda, birer tür göstergesi olarak karþýmýza çýkýyor. “Lamento eines Rentners [Bir Emeklinin Feryadý]” (s. 16), “Weigerung eines Briefträgers [Postacýnýn Direniþi]” (s. 19), “Anläßlich eines Todes [Bir Ölüm Münasebetiyle]” (s. 21) ve “Dich loben im Abfall [Seni Övmek Çöpte]” (s. 25) þiirleri mektup biçemiyle; “Gute Nachrichten [Ýyi Haberler]” (s. 15), “Nachrichten aus Bethlehem [Beytüllahim’den Haberler]” (s. 26) þiirleri ise mektubun iþlevi olan haberleþme ile ilgilidir.

Özgeçmiþ göstergesi ise belki mektup’dan daha yapýsal bir öneme sahip görünüyor. Bu önemi aþaðýdaki þiirle örnekleyelim:
Tarih cümleleri
Altýsýndayken, çýkardýk / kýzamýk.
On dördündeyken, içindeydik / savaþýn.
Yirmisindeyken, tattýk / aþk acýsýný.
Otuzundayken, oldu / çocuklarýmýz.
Otuz üçündeyken, baþýmýzdaydý/ Adolf.
Kýrkýndayken, tepemizdeydi / alçak uçuþlar.
Kýrk beþindeyken, her yanýmýz/ harabe.
Kýrk sekizde ödedik/ kafa parasý.
Ellisindeyken, yine/ üstün.
Elli dokuzundayken, içindeydik/ refahýn.
Altmýþýndayken, vardý/ böbrek taþýmýz.
Altmýþýndayken, gerideydi/ yaþam.

Wiemer, bir insan olarak yüzeysel yapýda kendi özgeçmiþini verirken, derin yapýda Alman tarihini de eleþtirel olarak gözden geçirtir okura. Böylece þiirin bireysel ve toplumsal olmak üzere iki eylem alaný birbirine bakýþýmlý bir yapý içinde yer alýr. Metindeki bireysel eylem alaný ölümle (12. dize) sona ererken, onun toplumsal eylem alanýna katkýsý, saðlýklý biçimde (10. dize) devam eder.

Özgeçmiþ göstergesinin son kertede metnin yapýsýna gönderme yaptýðý ve dizgeleþtiði görülüyor (bkz. ayrýca “Steckbrief [Gýyabi Tutuklama Kararý]”; s. 13, “Hör dich das an [Beni iyi dinle]; s. 18, “Wort des Angeklagten [Davalýnýn Sözü]”; s. 14, “Großes Dankgebet [Büyük Þükran Duasý]; s. 22) Bunu örnekleyen bir diðer þiir de “Alter Lehrer [Yaþlý Öðretmen]” (s. 11); yoðunluk bakýmýndan “Yazmak” þiiri kadar, düzen bakýmýndan da “Zeitsätze [Tarih Cümleleri]” denli kronolojik olan bu metnin, yapýsýndaki çok boyutluluk belirgindir. Þair, metnini öncelikle söylem boyutunda iki katmanlý kurmuþ; þiirin nesnesi bir insan yüzü ve bu yüzün betimlenmesinde yaþamýn deðiþik alanlarýndan (matematik, edebiyat, etnoloji, Bilim, Din ve Bilinmezlik) þifreler kullanýlmýþ. Yüzün deðiþik öðeleri, hem yüzeysel yapýda hem de derin yapýda ayrý göstergeler halinde, (adeta metnin soldan saða okunma olanaðýna uygun bir yapý örneðine göre) sýralanmýþtýr.

Yaþlý öðretmen
Alnýndaki çizgi
Bir kere birin izi.
Gözlerindeki ýþýk:
Schiller ve þiirinin.
Köþeli çene: Prusya'nýn.
Kýkýrdaklý burun: Ohm Kanunu'nun.
Ýnce, diþsiz aðýz:
On Emir'in.
Gülümseme, iç çekiþ nihayet:
Öðrenilemez harf X’ in.
Burada ayrýntýya girmemek için, yalnýzca ilk dizeyi gözden geçirelim: Ýnsan alnýndaki “çizgi”, baþlý baþýna bir gösteren’dir. Wiemer bu gösteren’in gösterileni olarak “bir kere birin iz”ni iþaret ediyor. Okur için söylem boyutunda sunulan bu çözüm, yeni bir “gösteren” belirsizliðinde karþýmýza çýkýyor. Bu belirsizliði doldurup, “gösterilen”i yeniden bulmak gerekiyor. Varsayalým ki, gösterilen “matematik” olsun, peki matematik, bu þiirin evreninde yeniden bir þifre, yani gösterdiði, yine belirsiz olan bir “gösterge [?]” deðil mi? Ýþte bu örneklem, izleyen diðer dizeler için de geçerlidir. Metnin sonundaki “gülümseme, iç çekiþ nihayet: öðrenilemez harf X’in” dizesi, salt derin yapýdaki “ölüm bilinmezliði” için deðil, ayný zamanda yüzeysel yapýdaki söz konusu iç içe þifreler için de yazýlmýþ kabul edilebilir.

Genel olarak, Wiemer’in özgeçmiþe, þiirsel bir anlam yüklediðini, hatta burada incelediðimiz ve çevirileriyle verdiðimiz þiirlerinde görüldüðü gibi, þiirle bir tuttuðunu anlýyoruz. Bu eþdeðerlik, “Yazmak” þiirindeki göstergelerin (mektup, þiir, özgeçmiþ) yan yana diziliþinde de yansýr. Ýnsan özgeçmiþi hem dikey hem de yatay boyutta yeterince karþýtlýk, gerilim, ileri ve geri yönelimler içerdiðinden þiir yapýsýný da belirleyebiliyor. Wiemer’in þiirlerine yapýsalcý bir yaklaþým; bu yapýyý kýsmen de olsa ortaya koyuyor. Sýralarsak;

1. Ýlk þiirde, kiþinin yaþamýndaki tüm eylemler yazma becerisi ya da beceriksizliðine indirgenerek özetlenmiþ ve kendini gerçekleþtirme alanlarý, dizisel iliþkiyle alabildiðince geniþletilmiþtir. Yazmak, yazabilen bir varlýk olarak insanýn varoluþ biçimidir. Yazmanýn iþlevi temelde insan öznesinin bir tarz ve biçimidir. Ýþlev özneden hareketle anlaþýlýr. Öznenin etkenliði olmadýkça, yani o bir þey hedeflemedikçe iþlevden söz edilemez (bkz. Birkiye 1984: 64). Dizisel iliþkide yazmanýn yerine geçecek baþka bir eylem de iþlevlidir, týpký ayný yapýda kurgulanmýþ “Christliche Schuhe [Hýristiyan Ayakkabýsý]” (s. 29) þiirinde olduðu gibi: ölmüþ ayakkabýcýnýn yaþamý ayakkabý yapmaya indirgenmiþ, ve rahat ayakkabýlarla anýmsanmakta (iz býrakmýþ)dýr.

2. Kýsa metinlerin derin yapýsýnda göze çarpan bir diðer yapýsal özellik de koþullu dilek kipiyle doldurulabilirliktir (bkz. ayrýca Zafer göstergesinin sorgulandýðý “Sonuç” þiiri: Yüzeysel yapý: “Her zaferde/ Okulumuz tatil edilirdi./ Çok zafer kazandýk./ Onun için biz/ az þey öðrendik" [s. 9]; Derin yapý: Eðer çok zafer kazanmasaydýk, dersler tatil edilmez, biz çok þey öðrenirdik!). O halde koþullu önermelerle metnin iç dinamiði düzenlenmiþtir.

3. Wiemer þiirinin iç dinamiklerinden biri de, „Yazmak“ þiirindeki ölüm-sürgün karþýtlýðýnýn kanýtladýðý hem yüzeysel hem de derin yapýya yansýyan ileri ve geriye dönük göndermelerdir. Bu da onun diðer yapýtlarýnda da gördüðümüz bir yapýsal özellik (bkz. örn. „Ayakkabý“ þiiri: “Senin gibileri ne çok eskittim./ Yollar/ daha kýsaldý./ Gideceðim yolu düþünerek,/ bekliyorum senden/ daha büyük dayanýrlýk.”; s. 29)

4. Wiemer, daha çizgisel bir anlatým düzenini tercih ettiði þiirlerinde, yukarýdaki öðelere ayrýca, bireysel ve toplumsal eylemleri, söylem boyutunda bir yandan baðýmsýz geliþtirirken, diðer yandan bakýþýmlý etkileþimi eklemektedir. Böylece birey, topluma nedensellik kuralýnca baðlýdýr ve bu da þiire yazýnsallýk kazandýran yapýsal bir öðedir (bkz. ayrýca „Asker Düðmesi“: „ Düðme baðlý bir üniformaya./ Üniforma baðlý bir insana./ Ýnsan baðlý bir yaþama./ Yaþam baðlý bir saç teline.”; s. 7)

5. „Yaþam baðlý bir saç teline“ metaforik tümcesi, Wiemer‘in þiirsel bulduðu bir diðer yaþam gerçeðini dile getiriyor: ölüm çeliþkisi. Ýnsanýn ölüme karþý, iz býrakmak için direndiði „Yazmak“ þiirinde olduðu gibi, Wortwechsel yapýtýnda, ölümle baþlayan (bkz. s. 21 „Anläßlich eines Todes [Bir Ölüm Münasebetiyle]; s. 29 „Christliche Schuhe [Hýritiyan Ayakkabýsý]“) ya da biten (bkz. s. 6 „Varianten [Çeþitlemeler]“; s. 7 „Der Augenblick [O an]; s. 8 „Zeitsätze [Tarih Cümleleri]“; s. 10 „Schreibstunde [Yazý Dersi]“; s. 11 „Alter Lehrer [Yaþlý Öðretmen]; s. 20 „Anfrage [Sýyga]“; s. 24 „Wortwechsel [Sözdeyiþmece]; s. 26 „Nachrichten aus Bethlehem [Beytüllahim‘den Haberler]; s. „Personalien [Kimlik Bilgileri]) þiirler çoðunluktadýr. Bu yapýya uymayan diðer ürünlerde ise kesinlikle önemli bir gösterge olarak yerini alýr ölüm.

6. Özgeçmiþ þiirlerinin son olarak yer vereceðimiz diðer bir öðesi de, nedenselliðin tamamen çözülememesi dolayýsýyla, göstergelerin iç içe þifreler gibi yeni anlamlandýrmalara açýk ve tamamen tüketilemeyecek biçimde dizilmiþ olmasýdýr. Bunda gündelik dilin dizimsel/dizisel iliþkilerinin kýrýlarak, kanýksanan bir þeyin baþka bir gözle algýlatýlmasý rol oynuyor. Zaten Wiemer, yazýmýzýn sonuna alacaðýmýz þirinin (s. 32) söylemini özetleyen son dizesinin dile getirdiði gibi, okura kanýksadýklarýný yeniden duyumsatmayý ve sorularla baþ baþa býrakmayý amaçlar.

Sonuç

Wiemer þiirleri, Wortwechsel (Söz Deðiþimi) yapýtýnda, bütünlüklü bir yapý üzerine kurulmuþtur. Bu yapýnýn dizgesi „özgeçmiþ“tir. Özgeçmiþ ise bir üst kurum olan dil dizgesinde, doðum, eylem ve ölümle biten bir alt dizgedir. Wiemer bu dizgenin dinamik, yani derin yapýda doldurulmasý gereken boþluklar içeren eylem ve ölüm ögelerini þiirinde yüzeysel yapýya belirli göstergelerle taþýyor; dilin dizimsel ve dizisel iliþkileri baðlamýnda eylem ögesi bu dizgenin en çok deðiþime yetenekli bölümünü gösterir.

Dizimsel olarak, öznesi ve nesnesi ile yüzeysel yapýda sonsuz sayýda deðiþiklik içerebilir bu öðe. Eylemin iþlevine baðlý olarak, Wiemer‘i ilgilendiren ikinci önemli öðe ölüm, kendi içinde, insanýn varoluþuna ters mantýðý ve kaçýnýlmaz gerçekliði bakýmýndan direnilmesi gereken yönüyle dinamik bir göstergedir; özgeçmiþin bitimine neden olduðundan aþýlmasý gerekir. Ýçi doldurulmasý gereken belirsizlik alaný olarak, ölümün anlamlandýrýlmasý ise ancak öznenin eylemiyle olanaklýdýr. Bu eylem iþlevli olmalýdýr. Öznenin amacý doðrultusunda, iz býrakmaya, kalýcý olmaya yönelik düþünülen iþlev, eylemin, ölümden sonraki eylemsizlik durumunda da etkisini sürdürmesi demektir. Wiemer, iþlevi belirli bir eyleme (yazýya) indirger, ama bu dizisel iliþkide diðer eylemlere açýktýr. Özne, içinde yaþadýðý toplumdan baðýmsýz deðildir. Yüzeysel yapýdaki bu baðýmlýlýk onun eyleminin iþlevliliði açýsýndan da geçerlidir. Bireyin sürekliliðini, yani ölümü aþmasýný saðlayan „iz“in iþlevi, ancak toplum sürekliliðine katkýsý oranýnda olanaklýdýr. Bu iþlevin gerçekleþmemiþ olmasý da gerçekleþmesi kadar þiirin nesnesi olabilir. Bu durumda derin yapýda ulaþýlan koþullu önermelerle özne sorgulanabilir. Dizimsel iliþkide, dil dizgesinde bulunan öðeler deðiþtikçe, söz deðiþir; yapýta adýný veren þiirde olduðu gibi, „bir söz diðerini verir“. Özne-eylem-nesne deðiþiminin hep yenilenmesi, ayný iþlevi gerçekleþtirmek için gerekli ön koþuldur ve „sözlerin deðiþimindeki söz“ (s. 24) budur. Bir özgeçmiþ dizgesi içine „pasaport“la giren özne, „istasyondan istasyona (...) emredilen hedefe“ (s. 31) ilerler.

Kimlik bilgileri
Adý? Herhalde babamdan kaldý bana.
Gömülmüþ yatýyor þimdi toplu mezarda.
Atalarý? Demirci, öðretmen, orgcu,
bahriyeli, köylü, küfürbaz, duacý.
Doðum tarihi? Zamanýnda Kayzer Wilhelm'in,
istemeyerek, zoru ve þaplaðýyla ebenin.
Doðum yeri? Orman, çimen, yanýnda makinelerin.
Ülke? Bölünmüþ, iki efendiye hizmet için.
Boy? Her birimize biçilenden fazla deðil.
Gözler? Çok gördü. Çok unuttu zahir.
Saç rengi? Kahverengi, hafif açýlsýn alný.
Yaþadýklarým, saçlarýmý aðarttý.
Dini? Tanrýnýn sevgili kullarýndan deðil,
bilakis ayak takýmýna dahil.
Bir kadýn ve üç çocuk. Askerliðini yapmýþ.
Kitap yazmýþ. Torunlarý okutmuþ, bakmýþ.
Þimdiki ikâmeti? Küçük. Yoldan uzak deðil pek.
Gelecek ikâmeti? Daha küçük. Tam ölçülerine denk.
Özellikleri? Ýsyan. Tebessüm. Tereddüt.
Bilanço? Yaþadý. Ne kaldý? Sorular. (s. 32)

Kaynakça
Carl Heinz Kurz: Dichterporträts. Adolf Georg Bartel, Wilhelm Fredemann, Rudolf Otto Wiemer. Verlag Das Viergespann, Frankfurt a. M. 1974, s. 37-51.
Göktürk, Akþit: “Roman Ingarden’da Yazýlý Sanat Yapýtý Kavramý ile Okurun Ýþlevi”. Dilbilim II, 1977, Ýstanbul.
Wiemer, Rudolf Otto Wortwechsel, Berlin 1973 = Wolfgang Fietkau Verlag, Schritte Nr.25.
Wiemer, O.: “Þiirler”, Çev. Ali Osman Öztürk, Cumhuriyet Kitap, Sayý: 371, 27 Mart 1997, s. 14-15.
Moran, Berna: Edebiyat Kuramlarý ve Eleþtiri, Geniþletilmiþ 6. Baský,Ýstanbul 1988 = Cem Yayýnevi
Birkiye, Atilla (Haz.): Yapýsalcýlýðýn Eleþtirisine Doðru, Ýstanbul 1984 = Varlýk Yayýnlarý: 102, Bilgi Dizisi: 6.
Kaya, Ünal: “,Philotas’ Üzerine Yapýsalcý Bir Ýnceleme”. Gündoðan Edebiyat, Sayý: 9, 1994, s. 37-41.
Sayýn, Þara: “Yazýnbilim ve Alýmlama Estetiði” Gündoðan Edebiyat, Sayý: 10, 1994, s. 111-123.
Yüksel, Ayþegül: “Yapýsalcý Yazýn Eleþtirisi”. Gündoðan Edebiyat, Sayý: 9, 1994, s. 95-103.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn þiir ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Nasreddin Hoca'nýn Þiiri
Hazan Günü
Rudolf Otto Wiemer
Anladým ki...
Sanal Bayramlar
"Göðsünün üstüne iki yýldýz/gözlerinin üstüne iki öpücük"
Þair
Ezginingünlüðü
Sadece Dostlarýma
Yeni Yýlýnýz Kutlu Olsun…

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Almanya"daki Türk Çocuk Edebiyatý Üzerine Kýsa Notlar* [Öykü]
Luise Rinser'de Sevgi, Yaþam ve Ölüm* [Öykü]
Brecht"i Nükteleriyle Anlamak [Öykü]
San Salvador [Öykü]
Afrodit'in Uyluðundaki Leke [Öykü]
Alman týraþý ve Alman býyýðý [Öykü]
Öykü/ Öykünme/ Höykürme [Öykü]
Kýsa Öykü Üzerine (1965) [Öykü]
Sýrlara Yolculuk [Öykü]
Ýfade [Öykü]


Ali Osman Öztürk kimdir?

Akademisyen, çevirmen, halkbilimci, karþýlaþtýrmacý, eleþtirmen.

Etkilendiði Yazarlar:
Bilimsel anlamda Wilfried Buch, Otto Holzapfel, Gürsel Aytaç; edebi anlamda Luise Rinser, Buket Uzuner.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ali Osman Öztürk, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.