Baþým çok kötü aðrýyor. Sanki vücudumun üstünde aðýr bir gülle var. Sabah, hatta öðle ol-muþ. Gözlerimi zor açýyorum þiþmiþler. Açmayý denemekten vazgeçip gözlerim kapalý koltuða dik oturmaya çalýþýyorum. Bu pozisyonda biraz dinlenip sonra gitmeyi düþünüyorum ama park görevlisi rahat býrakmýyor. Birkaç azarlayýcý söz sarf ettikten sonra sinirli bakýþlar atýp gazlýyorum. Gördüðüm ilk bakkalýn önünde durup viþne suyu ve bardak alýyorum. Allah’tan bugün hafta sonu ve iþe gitmek zorunda deðilim. Sahte bir gülücük yerleþiyor böyle düþününce dudaklarýma.
Tabi sadece benim için hafta sonu. Bugün duvarlara sýva yapýlacak. Böyle sýkýcý iþlerin cu-martesi gününe denk gelmesi beni çok sevindiriyor. Sýva deyince öyle küçümsemeyin. Çok özen gerektiren bir iþ ama sýkýcý iþte. Bu tip yenileme iþlerinde hem oranýn tarihi dokusunu bozmamak hem de yeni modern bir hava yakalamaya çalýþmak sýva aþamasýnda çok önemli. Neden onlarla beraber deðilim, diye soracak olursanýz herkes ne yapmasý gerektiðini biliyor ve iþinin ustalarý ve ben onlara güveniyorum.
Ýþleri organize eden ben olduðum için istediðim gün kendime izin verebiliyorum. Ýþi savsak-lýyorum gibi bir imaj çizmiþ olabilirim ama ben sorumluluklarýmýn bilincinde iþini hakkýyla yapan bir kadýným. Ýlk hafta olduðu için benim pek yapacak bir þeyim yok. Ben sadece mekânýn kaba iþlerinin ne olduðunu nasýl yapýlmasý gerektiðini anlatýyorum ve ortadan kayboluyorum. Ýlk hafta tüm iþleri ustalar yaptýðý için ben de izin kullanýyorum. Fakat daha sonraki haftalarda sýký bir iþ temposuna giriyorum. Ýþte bu yoðun iþ temposu öncesi böyle daðýtmam gerekli aksi takdirde yoðunluða dayanamýyorum.
Artýk yavaþ yavaþ kendimi toparladýðýma göre evime gidebilirim. Aslýnda hiç gitmek iste-miyorum ya neyse. Telefonumda hiç arama yok. Demek ki eve gidince asýk bir suratla karþýlaþaca-ðým, umursamýyorum. Ben artýk bu oyuna alýþtým. Böyle bir evlilikte her þeyin gerçek olduðunu düþünen birini dikkate almýyorum. Çünkü ben öylesine bir hayat sürüyorum.
Arabamý park ettim bile ama ayaklarým geri geri gidiyor. Eve girmek istemiyorum. Geri ne-reye gidebileceðimi düþününce kendime kýzýp hýzlý adýmlarla iki üç merdiveni çýkýp kapýyý açýyorum. Ses seda yok. Bu demek oluyor ki sevgili kocam evde yok. Merak ediyorum ama elim telefona gitmiyor. Yalnýzlýðýmýn tadýný çýkarma zamaný diye düþünüyorum. Beni yalnýzlýðýmla baþ baþa býrakýp cezalandýrdýðýný sanan bir ahmaðý düþünmeye acýnacak kadar zamaným yok hemen güzel bir banyo keyfi çekmeliyim.
Aynaný karþýsýna geçtiðimde önce korkuyorum kendimden. Bu güne kadar sanki hiç bu kor-kunç yüzümü görmemiþim gibi gözlerimi kapatýyorum. Tanrýnýn bana bahþettiði bu eþsiz vücudu nasýl da hor kullanýyorum. Sanki hiçbir þey olmayacakmýþ gibi onu hýrpalýyorum. Sanki sadece benim ruhum canlý. Bedenim cansýz bir varlýkmýþ gibi onu önemsemiyorum. Bu eþsiz nitelikteki canlý organizmaya zarar veriyorum.
Biraz tenimi þýmartmam lazým diyerek küvete giriyorum. Küvette sanki yorgunluðum ve ben baþ baþayýz. Birazdan onu gideceðini düþünüyorum ve kendi kederli hayatýma geri dönüyorum. Ben nasýl bu hale geldim sorusuna cevap aramak istiyorum ama ne çare.
Bizim Can ile üç yýl flört olmak üzere tam yedi yýllýk bir iliþkimiz var. Bana zorunlu bir iliþkiymiþ gibi gelen bu iliþkiden sadece Can zevk alýyor. Ben daha ne olduðunu anlayamadan nasýl evlendik bilemiyorum. Onun marifeti. Ama herhalde etrafýmýzdakilerin birbirimize çok yakýþtýðýmýzý aðýzlarýndan düþürmemelerinden cesaret almýþ olacak ki evlenme teklifi etti. Ben de her zamanki ruh halimle pek fazla düþünmeyerek ve karþýmdaki insanlara hayýr diyemediðin için kabul ettim. Ama daha sonra nasýl evlendiðimizi biz de çözemedik. Birden evli bulduk birbirimizi.
O çok güler yüzlü, sevecen ve uysaldýr. Bende tam aksi biriyim. Belirli kurallara ya da ka-lýplara uymayý reddeden biriyim. Tüm saçmalýklara uymak çok zor. Her þeyden vazgeçmiþ bir halde yaþamak daha iyi. Hayata kayýtsýz kalmak daha iyi. Ona el sürmeden etrafýmdan akýp gitmesini izlemek daha iyi.
Hayata kayýtsýz kalmak... Bu bana ilk söylendiðinde çok þaþýrmýþtým. Hâlbuki sýradan bir sözcüktü, tüm diðer sözcükler gibi. Ama kulaða uzak gelen, alýþtýðýmýz sözcüklerden daha farklý, daha derin anlamlar içeren bir sözcüktü. Sonralarý, garipsediðimden daha çok benimsedim bu söz-cüðü. Ben bu sözcüðün anlamýný içeren bir kadýndým. Yani bu sözcüðün tam karþýlýðý bendim. Ha-yatta hiçbir þey umurumda deðildi. Öylesine akýp giden bir þeydi. Adýný bile koyamadýðým bir þey. Ben sadece hayata uzaktan bakan biriydim. Ona dokunamayan, onunla bütünleþemeyen biri. Onun tüm benliðimi götürmesine izin vermeden onun karþýsýnda duran bir olay ya da olguyum ben. Ara-mýzda iletiþimi saðlayan en ufak bir ileti noktasý yok. Ben adeta bir baþka gezegenim. Dünyayla tek ortak noktamýz, ikimizde de yaþam olmasý. Hatta bende onda olduðundan çok daha fazla hayat var ama hepsi içimde gömülü. O deðerli bir hazine gibi derinlerde saklý. Dünyalý birilerini yanýma çekmeyi baþarabilirsem ayrý bir kayýtsýzlar gezegeni oluþturabilirim dünya içinde. Bu oyun içinde oyun gibi bir þey olurdu herhalde.
Can, yani eþim o kayýtsýzlar sýnýfýndan deðil. O dünyaya ait bir þey. Yani o tam tarifiyle dünya malý. Birbirimize çok uzaðýz. “Ama bu uzaklýk arasýnda nasýl bir yakýnlaþma oldu da biz evlendik?” bu tam anlamýyla bir muamma. Sanýrým birbirimize mecbur kalmýþtýk. Tanýþtýðýmýz dö-nemde o tam anlamýyla boþlukta olduðu için bana sýðýndý. Ben de herhalde o boþluk anýna kapýlmýþ olmalýyým. Yaþamýný sürekli boþlukta geçiren biri olarak, bir baþkasýnýn boþluk anýna þahit olunca bunun cazibesine kapýlmam çok doðal. Tüm bu nedenlerden ortaya biz diye bir þey çýktý ama biz asla birbirimize ait olamadýk olamayacaðýz da.
Bir evin içinde farklý dünyalara ait iki insan olarak bir üçüncü dünya insanýný oluþturmak is-temedik. Hem bir çocuðumuz olsaydý kiþiliði bozuk biri olurdu bence. Bizim çatýþmalarýmýz ara-sýnda, ona yol gösterecek kimsesinin olmadýðý, hayatýn tozlu yollarýnda rehbersiz yürüdüðünden hayatý mahvolurdu. Biz ona bakamazdýk. Ona iyi bir anne olmazdým ben. Can’ýn nasýl bir baba ola-bileceðini düþünmedim hiç. Düþünsem bile iyi bir þey çýkmayacaðýný biliyorum. Tüm bu nedenlerden dolayý, bu iki zýt kutubun arasýna bir ekvator çizmedik.