Yazar Engin
Monday, 02 March 2009
Küreselleþmeyle beraber ülkelerin tarihsel süreçlerini eþ zamanlý ele aldýðýmýz da zor ve karýþýk bir tabloyla karþýlaþýrýz. Ekonomik kaygýlarla hareket edilip, dini duygular kullanýlarak harekete geçirilen güçler büyük savaþlara neden olurken, ülkeler savunma sanayi gibi bir alanda silah açýsýndan çeþitletmeye sevk edilmiþtir.

M.Ö 100’lere kadar yüzeysel bir araþtýrma yapýldýðýnda para ve hükmetme hýrsý, ilahi dinlerin kitaplarýnýn ve emirlerinin içeriklerinin deðiþtirilmesi sonucunu doðurmuþtur.

Sonun baþlangýcýnda hayli yol almýþ kat etmiþ dünya için Filistin-Ýsrail savaþý ya da Ýsrail’in yaptýðý soykýrým demekle doðru ifadeyi bulacaðýmýz süreçte, öncesi olmakla beraber 1897 yýlýna gidelim. Bu tarihte Avusturyalý gazeteci Theodor Herzl Basel’de 1. Siyonist kongresinde aynen þu ifadeleri kullanmýþtýr: ” Basel’de ben Yahudi devletini kurdum. Eðer bunu yüksek sesle söylersem bütün dünya güler. Fakat 5 sene içinde veya 50 sene sonra herkes bunu böyle bilecektir”,derken 50 yýl sonra kurulacak ve arkasýnda büyük bir örgütlenmenin de olduðunu ispat edercesine, Ýsrail devletinin ilk adýmlarýný atacaktýr.

1897den 2009a geldiðimizde Filistin’de yaþanýlan zulüm tesadüf deðildir. Çünkü Siyonizm’in hedefi olan” Vaat Edilmiþ Topraklar” için yapamayacaðý hiçbir þey neredeyse yok gibidir. Bu gücü kendi elleriyle yazmak suretiyle deðiþtirdikleri Tevrat’tan almaktadýrlar. ” Ayak tabanýnýzýn bastýðý her yer sizin olacak. Sýnýrýnýz çölden Lübnan’dan ýrmaktan, Fýrat Irmaðýndan Garp Denizine kadar olacaktýr. Önünüzde kimse duramayacak, Allah’ýnýz Rab size söylediði gibi dehþetinizi ve korkunuzu ayak basacaðýnýz bütün diyar üzerine koyacaktýr”.(Tekvin Bölümü,12/25,Tevrat).Bu ifade yukarda bahsi geçen gücün tanýmýdýr.

Çok fazla tarih bilgisine sahip olmadýðýmý belirterek Filistin-Ýsrail konusunun televizyon ekranlarýnda izlediðimizden ibaret olmadýðýný bilmeniz açýsýndan, bir bakýma da geleceði görebilmek adýna, tarihten günümüze önemli notlar düþülmelidir.

Siyonizm’in ilk hedefi Filistin topraklarýydý. Ýlk Siyonist kongresinin yapýldýðý dönemde, bu topraklar Osmanlý devletinin elindeydi. II. Abdülhamit’ten açýkça satýn alýnmak istenmiþ Abdülhamit’te buna þiddetle karþý çýkmýþtýr. Öyle ki ”Filistin’e ancak cesetlerimiz üzerinden girilebilir,”ifadesiyle tavrýný netleþtirmiþtir. Bununla beraber yabancýlara her þekilde toprak satýþý yasaklanmýþ ama her ne olduysa 17200 lira kar ve 2000 lira aracýlýk parasýyla, nüfusa geç kaydolma bahanesiyle bir gecede Hayfa nüfusuna 140 Yahudi ailesi Osmanlý vatandaþý olarak kayda geçirilmiþtir.

Çaðdaþ medeniyetler kavramýnýn içini üç yüzyýllýk kanlý geçmiþleriyle dolduran çaðdaþ devletlerin desteklediði Ýsrail’in dünyada insanlýk adýna Kerbela’dan bu yana hiçbir þeyin deðiþmediðini bilerek, çaðdaþ ülkelerin geçmiþine 1977 yýlýnda Londra’da Sunday Times’in yayýnladýðý bir araþtýrmadan birkaç not ekleyelim.

Ýsrail’in Nablus, Ramallah, El-Halil ve Gazze hapishanelerinde, Kudüs’te ki Rus sitesi ya da Moskoviya olarak bilinen sorgu ve gözaltý merkezinde ve Yona, Ramle, Safarand, Nafha gibi özel askeri hapishanelerinde insan haklarý konusunda mahkemelerinde her defasýnda mahkûm edildiðimiz, insan haklarý savunucularýnýn seyirci kaldýðý iþkenceler þu þekildedir.

Sistemli dayak dýþýnda Ýsraillilerin kullandýklarý iþkence metotlarý arasýnda: Cinsel organa elektrik verme, tutukluyu çýrýlçýplak buzlu suya sokma, gözleri baðlanmýþ olan tutuklunun üzerine özel eðitilmiþ köpekleri saldýrtma, vücudun çeþitli yerlerinde sigara söndürme, uykusuz býrakma, yüksek sesle aralýksýz müzik dinletme, týrnaklarýn ve saðlam diþlerin sökülmesi… Dahasý da var ama ne ben yazabilirim ne de siz okuyabilirsiniz.

19.yy.dan bu yana sistemli bir þekilde Ortadoðu da dengeyi kendinden yana kurmaya çalýþan Ýsrail’in soykýrým anlayýþý iþkenceyle de kalmamaktadýr. Ekonomik kuþatma açýsýndan iki tarafýnda tasviri yapýldýðýnda durum nettir.

Þöyle ki Gazze’de Kurulu olan Yahudi yerleþim bölgeleri sahil þeridinin büyük bir kýsmýný ve en deðerli alanlarý kapsar. Dikenli tellerle ve elektrikli çitlerle çevrelenmiþ olan bu yerleþim bölgeleri büyük aðaçlarla kaplý, kamu binalarýnýn bulunduðu ve ticari aktivitesi olan alanlar topraksýz bir devlet olan Ýsrail’e aittir.

Buna karþýn biraz ileride topraðýn sahibi olan Filistin devletinin durumunu maddeler halinde sýraladýðýmýzda, Kurtuluþ Savaþý’ný yapan Atalarýmýzýn Özgürlüðü nedenli anlamlandýrdýðýný daha iyi anlamamýz adýna,hafýzalarýmýzý berrak tutmamýz önemli bir hatýrlatmadýr.

Kurak kuyulardan su kullanma hakký,
Ýsrail ordusuna taþ atan çocuklar arkasýna saklanýyor diye 1988–1992 yýllarý arasýnda 90.000 zeytin aðacýyla bugüne kadar 181 bin aðacýn kesilip 3,5 milyon km2 ekili alanýn tahrip edilmesi,
1987 baþýndan Ocak 1999’a kadar geçen süre içinde Batý Þeria ve Kudüs’te 2.650 evin yýkýlmasý sebebiyle 16.800 kiþinin evsiz kalmasý,
1996 da 1641 kiþi 2009’da 1300’den fazla kiþi olmak üzere yaþam haklarýný kaybetmesi,
5 Aralýk 2000 tarihli BM raporuna göre ekonomisinin 500 milyon dolardan daha fazla zarar gören… Diye devam ettirebileceðimiz 1948–2009 yýllarý arasý birçok durum mevcuttur.
Barack Hüseyin Obama ne kadar siyah kalabilirse dünya o kadar beyaz olacak umutlarýný bir kenara býrakýrsak: ABD, BM, Müslüman devletler kýsacasý dünya kamuoyu 2009 Gazze katliamýna neden sessiz kalmýþtýr? Çok fazla bir þey söylemeye gerek duymadan dar alanda ekonomik çýkarlar adýna herkesin kýsa kýsa paslaþtýðý dünyada ölen kurtulmuþtur.

Konumuzu tamamen yorumsuz bir bölümle devam ettirelim. Bundan yýllar önce gazetecilerin Ýsrail devletinin o günkü baþbakaný Þimon Perez’e” Kur’ân-ý Kerim sizin devletinizin yýkýlacaðýndan haber veriyor ” diye hatýrlatýldýðýnda, Perez þu cevabý vermiþtir: ” Kur’an’ýn bahsettiði Müslümanlar gelsin, düþünürüz, ” cevabýndan sonra Ýsra Suresi’nin 51.ayetiyle düþünmeye devam edelim: ” Sana alaylý alaylý baþýný sallayacaklar ve ne zamandýr, diyecekler. Sen,’yakýnda olmasý mümkündür’ de. ”

Dünyada 824 milyon insanýn aç,630 milyon insanýn evsiz,40 milyon insanýn AÝDS’LÝ olduðunu düþünürken, bütün Yahudileri ayný þekilde deðerlendirmenin de hiç kimseye faydasýnýn olmayacaðýný unutmadan, Filistin’de bu iþkencelere maruz kalan insanlarda kim özür diler, kim bu yaralarý sarar bilinmez ama bence ölüm var ya zulüm habercisi. Nefsine kurbandýr merhamet acizi. Giden gitmiþtir. Savaþýn barýþý olmaz. Ondandýr ki ayný günah baþkasýna sevap yazýlmaz.



filistinzulmu.com
Tercüman Gazetesi, Ergun Göze,1986
Meksika Sýnýrý Programý/Ülke TV.


KIYMET OCAK
kocak1967@hotmail.comBu posta adresi spam botlara karþý korumalýdýr, görebilmek için Javascript açýk olmalýdýr