..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > namra namra




3 Mayýs 2009
Metafizik Bir Aþk Öyküsü - 1 - Mushishi -  
namra namra
Yaðmurlu bir gecede , köprü üstündeki adam kendini boþluða býrakýp düþerken ona eþlik eden bir yaðmur damlasýna takýlýr bezgin gözleri . O düþene kadar eþlik eder ona yaðmur damlasý . “Korkma sonuna kadar yanýndayým , bundan sonra hiç yalnýz kalmayacaksýn.“ Yaðmurun ona gülümsediðini sanýp mutlu olur bir an için ama neon ýþýklarýyla parýldayýp yaðmur damlasýndan yansýyan kendi yüzüdür gördüðü . Düþerken yüzüne vuran rüzgarla gözünden bir damla yaþ süzülür , sevinçten . Asfalta çakýldýðýnda ondan geriye kalan yüzündeki gülümseme ve gözünden akan bir damla yaþam sevincidir yaðmura karýþan.


:AGIF:

Yaðmurlu bir gecede , köprü üstündeki adam kendini boþluða býrakýp düþerken ona eþlik eden bir yaðmur damlasýna takýlýr bezgin gözleri . O düþene kadar eþlik eder ona yaðmur damlasý . “Korkma sonuna kadar yanýndayým , bundan sonra hiç yalnýz kalmayacaksýn.“ Yaðmurun ona gülümsediðini sanýp mutlu olur bir an için ama neon ýþýklarýyla parýldayýp yaðmur damlasýndan yansýyan kendi yüzüdür gördüðü . Düþerken yüzüne vuran rüzgarla gözünden bir damla yaþ süzülür , sevinçten . Asfalta çakýldýðýnda ondan geriye kalan yüzündeki gülümseme ve gözünden akan bir damla yaþam sevincidir yaðmura karýþan.

* * * * * *
Dedem, Balkan Savaþý’ndan kaçan askerlerden biriydi. 1912 Kasým’ýnýn öldürücü soðuðunda kendisi gibi kaçak bir Osmanlý kafilesiyle kapaðý Amerika’ya atmýþtý . Kýsacasý kýçýný kurtarmayý baþarmýþtý . Bundan yýllar sonra ise ülkedeki rejim deðiþiminin ardýndan kendisinin Kafkas kökenli olmasý ve buna müteakip Enver Paþa’nýn dostlarýndan birisi olduðu gerekçesiyle babam da babasýnýn ardýndan Amerika’nýn yolunu tutmaya mecbur býrakýlmýþtý . New York limanýna yanaþan gemiden inen uzun boylu kaytan býyýklý adam 24 Ekim 1929 Kara Perþembe’sinde elindeki küçük valizle Queens’in arka sokaklarýna daldý . Sonrasý ise bilinmiyor , babam kayýp . Rusya’dan,Türkiye oradan Afrika ve son olarak Amerika’ya uzanan dört kýtalýk göç öyküsü Queens’te son buluyor . Ailede babayý aramak için bir çaba sarf edilmedi . Elinden hiç eksik etmediði votkasý ,müstehcen þakalarý ve þen kahkahasý ile yitip gittiði söyleniyor . Ben o sýralarda henüz bir ya da iki yaþlarýnda çok sýk altýný ýslatan bir adamdým . Babama dair bildiklerim çevremden duyduklarýmdýr . Babamdan sonra ailenin baþýna gelenler ise bir dizi garip tesadüf ve ürkütücü bir alýnyazýsýnýn iþbirliðiyle meydana getirdiði trajik bir öyküden ibaret . Soyumuzun her neslinden bir kiþi; tuhaf , bazen ürkütücü , ama çoðunlukla iþe yaramaz bir doðaüstü yetenekle doðar . Bu nesle rasgelen o tuhaf hikaye ise bana ait.

Babamýn kaybýndan sonra doðuþtan kazanýlmýþ olmasa da çeþitli tuhaf yetenekleri olan aile fertleri bu yeteneklerinin para getireceði tek yer olan bir gösteri sirkine katýlmaya karar verdiler. Dedemin bir yeteneði olduðu herkesçe biliniyordu fakat dedem bu yeteneðini ömrü boyunca bir sýr olarak saklamayý baþardý . Ailede ondan sonraki yetenek ise anneme aitti . Annem son derece alýmlý , hoþ bir bayandý . Güzelliði insanlarda serinlik hissi uyandýrýrdý . Çevresindeki bekarlar onu dul olduðuna inandýrmak için epeyce çaba sarf etmelerine karþýn o babamýn bir gün döneceðine olan inancýný hiçbir zaman kaybetmedi .

Sakallý kadýnlar bildiðimiz bir dünya için sýra dýþý bir durum teþkil etse de gösteri dünyasýnda sýk rastlanan bir vakaydý ve pek raðbet gördüðü söylenemezdi . Fakat annemi diðerlerinden ayýran farklý bir özelliði mevcuttu . Mentollü sakýz çiðnediði taktirde sakallarý muazzam bir hýzla uzuyordu . Birkaç dakika içerisinde dizlerinin altýna kadar inen altýn sarýsý sakallar izleyicilerin gözlerini fal taþý gibi açmasýna sebep oluyor ve öylesi bir güzelliðin böylesi bir lanetle doðmasýnýn seyrine gözleri doymuyordu .

II .Dünya Savaþý’nýn baþladýðý yýllara deðin bir çok gezici sirke katýldýk . Asya ve Avrupa’nýn bir çok þehrini gezme fýrsatýmýz olmuþtu . Benim henüz keþfedilmiþ bir yeteneðim yoktu . Hatta oldukça yeteneksiz olduðum bile söylenebilir . Lobut çevirme , ip cambazlýðý , palyaçoluk gibi bir çok alanda denenmeme karþýn tüm hocalarýmýn ortak görüþü benim beþ para etmez bir çocuk olduðum yönündeydi . Kafileyle birlikte oradan oraya taþýnan bir valizden farkým yoktu . Bir çok aile ferdi neslimin özel çocuðu olduðuma dair inancýný kaybetmiþti . Annemin onlara aldýrdýðý yoktu . Yeteneðimin þimdiye kadar olanlarýn en iyisi olacaðýný ve benim buna olan inancýmý bir gün olsun kaybetmemem gerektiðini söyleyerek beni her zaman yüreklendirdi . Savaþ baþladýktan sonra ise ülkeden çýkýþýmýz zorlaþtý . Para kazanmamýz gerekiyordu ama halkýn sirk gösterisine verecek parasý yoktu . Savaþýn son yýllarýnda zor durumda olan ve ülkemizin desteðini isteyen Almanlardan oluþan bir kafile için gösteri þansýmýz oldu . Bu bizi büyük ölçüde rahatlatacak ,bir süre için rahat nefes almamýzý saðlayacaktý ama etkisi tahminimde çok daha büyük çaplý oldu. Gösteriye gelen Almanlarýn arasýnda müttefikleri olan Japonlardan da oluþan küçük bir grup vardý . Çoðunluðu Alman Nazilerden oluþan grup gösteriyi büyük bir ilgiyle izledi . Japon grubun içerisindeki bir subayýn ilgisi ise yalnýzca annemin üzerindeydi . Gösteriden sonra karavanýmýzý bir tercüman eþliðinde ziyaret etti . Anneme olan ilgisini saklama ihtiyacý duymadan ama kendi kültürünün el verdiði ölçüde ciddi bir tavýrla , gösteri yapmamýz için bizi kendi ülkesine davet ediyordu . Güvenliðimizin garantisi ve ticari kazancýmýzýn teminatý kendisine aitti.

Gösteri yapacaðýmýz Japonya’nýn liman þehrine vardýðýmýzda yýl 1945 ve Aðustos ayýnýn ilk günüydü . Gökyüzü açýk ve etraf cývýl cývýldý . Burada savaþtan eser yoktu . Liman bundan 450 yýl önce inþa edilmiþ Dejima adlý yapay bir adanýn üzerine kurulmuþtu . Sokaklar kalabalýk ; insanlar ve çocuklar dört bir yanda koþturup duruyorlardý. Mimarisi bizimkilerden çok farklý ; eðimli çatýlarý olan evler ve tuhaf görünüþlü minyatür aðaçlarla örülü þehir ilk gördüðüm andan itibaren beni büyülemiþti . Dejima Sokaklarýndaki kalabalýðýn sanki yalnýzca tek bir yüzü vardý ve herkes birbirine benziyordu . Kalacaðýmýz yeri öðrendikten sonra etrafý keþfetmek için izin alýp kendimi dýþarý attým . Ellerim ceplerimde , yüreði özgürlükle dolup taþan genç bir delikanlýyken,iþte o büyülü gün,hayatýmýn aþký Mushishi ile tanýþacaktým .

Burasý küçük bir liman þehri olduðundan keþfim fazla uzun sürmedi.Girip çýkýlmadýk sokak býrakmadým ve sonunda yorgunluktan bitap düþüp evin yolunu tutarken minik bir patikanýn bir orman parkýna doðru týrmandýðýný fark ettim . Yorgun adýmlarla patikayý izlerken aðaçlarýn arasýnda beyaz elbiseli ,kumral , açýk tenli ,saçlarý rüzgarda savrulan benim yaþlarýmda bir kýzýn yerde bir þeyler aradýðýný fark ettim .Elinde bir þeyler tutuyor ve diðer eliyle topraðý eþeliyordu .O sýrada aðaçlarýn arasýnda bir kýpýrtý oldu ve bir grup genç onun etrafýný sardý . Ben olduðum yere gizlenip olan biteni izlemekle yetindim . Gençler onu itip kakýyor elinde tuttuðu þeyi býrakmasýný istiyorlardý . Daha dikkatli baktýðýmda elinde tuttuklarýnýn iri , kabuklu ve kýllý bacaklarý olan böcekler olduðunu fark ettim . Elindekileri býrakmamak için sonuna kadar direndi ama diðerlerinin onu rahat býrakmaya niyeti yoktu . Sonunda aralarýndan biri çýkýp kýzýn yüzüne okkalý bir tokat yapýþtýrdý ve kýz yere savruldu . Halen elindekileri býrakmaya niyeti yoktu ama serseriler daha da hýrslanmýþlardý ve üzerine çullanmalarý an meselesiydi . Ýþte tam o anda öyle bir þey oldu ki herkesin midesi aðzýna geldi . Kýz elindeki böcekleri tek bir hamlede aðzýný açýp boðazýna kadar týktý . Bu manzara karþýsýnda altüst olan çocuklar etrafa kusmuklarýný saçarak kaçýþtýlar ve aðaçlarýn arasýnda gözden kayboldular. Gizlendiðim yerde kala kalmýþtým ve herkes gittikten sonra kýzýn tüm böcekleri aðzýndan çýkarýþýný izledim . O sýrada artýk kendimi tutamadým ve bende kustum . Sesin geldiði yöne doðru bakýp beni gördü , hemen böcekleri tekrar aðzýna atmaya yeltendi ama benim onlardan biri olmadýðýmý anlayýnca vazgeçti . Kýzgýn ve yorgun bir ifade ile gözlerimin içine baktý ve yerdeki kavanozunu alýp böceklerini içine yerleþtirdi ve arkasýný dönüp hýzla uzaklaþtý . Hemen peþinden koþup ona yetiþtim ve bildiðim tüm dillerde ona adýný sordum . Bir süre sonra durdu ve gözlerimin içine bakarak adýný söylemek üzere aðzýný açtýðýnda konuþamadý . Aðzýna attýðý böceklerden biri dilinin üzerine sýçmýþtý ve dili tüm aðzýný dolduracak kadar þiþmiþti . Birkaç denemeden sonra vazgeçti ve yine o hýrçýn ifadesiyle yoluna devam etti . Yol boyunca ona eþlik etmeme ses çýkarmadý hatta bazen yaptýðým sakarlýklara güldüðü de oldu . Bazý sorularýma baþýný sallayarak cevap verdi . Evine vardýðýmýzda yine baþýyla beni selamlayarak gülümsedi ve avludan içeriye girip gözden kayboldu . Arkasýndan bir süre baktým ona . Sonra ellerimi tekrar ceplerime yerleþtirip dönüþ yolunu tutmuþtum ki arkamdan koþtuðunu fark ettim . Elinde bir kaðýt parçasý vardý ve yanýma kadar gelip nefes nefese bir halde kaðýdý bana doðru uzattý ve kaðýdý elinden almamla birlikte evine doðru koþup gözden kayboldu . Kaðýdý açýp baktýðýmda tek satýr bir þey yazýyordu ;

Mushishi - Böcek Terbiyecisi .

Kaðýdý katlayýp cebime yerleþtirdim ve türlü hayallerle dolup taþarak yola koyuldum . Yol boyunca Mushishi hiç aklýmdan çýkmadý . Zihnimden baðýmsýz ayaklarým beni þehrin merkezine getirdiðinde baþýmý yukarý kaldýrýp baktým ; o zamana kadar bana hiç bir þey ifade etmeyen bu küçük Japon kentinin adýný ilk defa tabelada,bildiðim harflerle gördüm : NAGASAKÝ .

On gün daha burada kalacaktýk ve her gün bir gösterimiz olacaktý . Ama ben artýk gösteriyle ilgilenmiyordum . Ýlgim ve alakam yalnýzca tek bir varlýk üzerineydi ; Mushishi . O günden sonra her gün orman parkýna gittim ve Mushishi’yi gördüm .

1641-1859 yýllarý arasýnda ülkenin tek açýk limaný olan Dejima Hollanda ile sürekli ticaret halindeydi ve buna baðlý olarak Nagasaki halkýnýn çoðu Felemenkçe biliyordu . Gösteriler için Avrupa’ya yaptýðýmýz bir çok seyahat sýrasýnda Hollanda da uzun zaman geçirdiðimizden az çok bende bu dili biliyordum .

Mushishi dünyadaki en son böcek terbiyecisi ailenin tek kýzýydý . Böceklerle yapabildikleri inanýlmazdý . Her tür böceðin farklý bir yeteneði ve bilinmesi gereken bir dili vardý . Çeþitli akrobatik hareketler yapabilen tespih böcekleri , yapraklara Mushishi’nin istediði desenleri verebilen çekirgeler, çeþitli þekillerde kuleler ve yapýlar inþa edebilen uðurböcekleri , istediði zaman düþüp bayýlan ya da ölü taklidi yapabilen komedyen örümcekler , insan gibi iki ayaðý üzerinde durup tiyatro estetiðiyle hareket eden karýncalar , Mushishi’nin tasarladýðý minik enstrümanlarý çalabilen peygamber develeri , kalabalýk gruplar halinde havada istenilen þekilleri oluþturan kara sinekler ve bunun gibi daha bir çok böcek Mushishi’nin maharetiyle yetenek kazanýyordu .

Günlerdir çiçek tarlalarýnda, ýrmak kýyýlarýnda ve aðaçlarýn altýnda Mushishi’nin iþine yarayacak böcekleri aramasýnda ona yardým ediyordum . O da bana iþin inceliklerinden bahsediyordu . Yorulunca aðaçlarýn altýnda pinekliyor ve ondan öðrendiklerimi böceklerin üzerinde deniyordum . Pek baþarýlý olduðum söylenemezdi . Ayrýca böcekler içgüdüsel bir dürtüyle benden hoþlanmýyorlardý .

6 Aðustos 1945 günü tüm Dünya ve Japon halký Hiroþima’ya yapýlan saldýrýyla çalkalandý . Nagasaki’de tedirgin bir bekleyiþ hüküm sürüyordu . Japon Baþbakaný Kantaro Suzuki’nin haklý gerekçelerle Potsdam Demecini kabul etmemesinin ardýndan yapýlan bu saldýrý Dünya’da eþi görülmemiþ bir yýkýma neden olmuþ ve ilk anda 140.000 kiþi buharlaþarak hayatýný kaybetmiþti. Mushishi ve ben bunlarý baþkalarýndan dinlemiþtik . Ama yarattýðýmýz çift kiþilik aleme kendimizi öylesine kaptýrmýþtýk ki Dünya’da olup bitenler sis perdesinin ardýndaki bir hayal oyunuydu bizim için .

8 Aðustos akþamý bütün gün dað bayýr, dere tepe dolaþmaktan yorgun düþmüþ ve Nagasaki tepelerinde Mushishi’lere ait bir orman kulübesinde dinlenmeye ve geceyi orada geçirmeye karar vermiþtik . Dönüþ için epey geç olmuþ , hava kararmýþtý . Ertesi gün beni ve ailemi ülkemize götürecek olan gemi limana yanaþacaktý . Bir anlamda bu gece ; ben ve Mushishi için sondu.
Kulübenin çatýsý kiaki aðacýnýn sazlarýyla birbirine tutturulmuþ , zemini ise tahta döþemeyle kaplý ve tatami hasýrýyla süslenmiþti . Kaðýt kapýlarý ve eþyasýz odalarý ; sadeliði ve görsel dinlendiriciliði ile misafirleri uyumalarý için yere serilmiþ sedirlere davet ediyordu sanki .

Yýldýzlar gökyüzünde belirdiðinde dudaklarým Mushishi’nin dudaklarýný buldular . Kimonosunu üzerinden sýyýrýp ellerimi pürüzsüz cildinde gezdirdim . Dudaklarýmla vücudundaki tüm eski yara ve ýsýrýklarý buldum. Dilimle hepsini tattým . Sýrtüstü sedire uzandýðýnda bir ýþýk aradým tüm güzelliðini gözlerimle içmek için . Eliyle hafifçe omzuma dokundu . “ Bana býrak,ben hallederim “. Onu kollarýma alýp sardýðýmda parmaklarýyla döþemeye birkaç kere vurdu ve bilmediðim bir dilde bir þeyler mýrýldandý . Hasýrýn üzerindeki kýpýrtýlarý fark ettiðimde oda aydýnlamýþ ve etrafýmýz binlerce yanýp sönen ateþböceðiyle çevrilmiþti . Ayný daðýn zirvesinde, zevkin kutsal çatýsýnda eriyorken diþlerinin arasýndan kurtulan çýðlýkla tüm böcekler havalandý ve odanýn içerisi binlerce kanatla alevlendi .




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cüce
Hippi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Lucid Dreamer [Deneme]


namra namra kimdir?

Gerçekten önemli olan þeyler müzikle anlatýlýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Paul Auster,John Fante,Stefan Zweig,Hermann Hesse,Richard Brautigan,Jostein Gaarder,Michael Ende,Woody Allen,Tim Burton,David Lynch,Oðuz Atay,Ýhsan Oktay Anar,Oscar Wilde,Shakespeare,Ýngmar Bergman vb..


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © namra namra, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.