1986 yýlýnda Çernobil’de yaþanan nükleer felaket daha dün gibi zihinlerde güncelliðini korurken ABD ve Rusya arasýnda START antlaþmasýnýn devamý niteliðinde nükleer baþlýklý silahlarýn sayýca azaltýlmasýný ön gören yeni bir antlaþmanýn imzalanacak olmasýyla konu tüm dünyada önemini bir kez daha hatýrlatarak, ilgili olabilecek tüm platformlarda uzun uzadýya ele alýnýp, tartýþýlacaða benziyor bugünlerde. Konuya muhtemelen ilk önce askeri ve güvenlik stratejisi açýsýndan yer verilecek. Oldukça sýcak bir gündemle dolu olan 2008 yýlýnýn ardýndan en az bir o kadar çatýþma ve kavgalara gebe olan 2009’lu günlerin yaratacaðý korku ve endiþe atmosferinde, doðrusu iyi bir malzeme bulunmuþ oluyor böylece! Ardýndan nükleer enerjinin askeri amaçlar dýþýnda kullanýmýnýn kar ve zararý konacaktýr ortaya. Sayýca azaltýlan nükleer baþlýklý silahlarýn akýbetinin ne olduðu, bunlarýn nerede ve hangi þartlarda saklandýðý sorgulanacak. Belki de bu sorun, bir yolu bulunarak gözlerden saklanmaya bile çalýþýlacaktýr. Nükleer kirlenmenin doðada neden olduðu tahribata geçmiþ yýllardan örnekler verilecek, etkisinin binlerce yýl gözlenebileceði, bu nedenle her çeþit biyolojik organizma ve habitatta onarýlmaz yaralarýn açýlacaðý anlatýlacak uzun, uzun. Yukarýdaki bakýþ açýlarýndan herhangi birine inanarak bunu savunanlarýn iþi zor aslýnda.

Tarafý olduðunuz pencerenin size gösterdiði istikamette, gördüklerinizi göremeyen karþý pencere komþunuzun eleþtirilerine açýk olmalýsýnýz ilkin. Bazen aþýrý milliyetçi fanatik, bazen humanizmaya inanan bir ahmak olarak yaftalanmak var bu iþin sonunda. Haber akýþýnýn bu kadar hýzlý olduðu bir dünyada, yaþamakta mý zorlaþtý nedir bilmem?....

Haber ve bilgi akýþýndaki hýz kadar, bu edinimlerin hazm edilmesine, sindirilmesine yardýmcý olacak kriterler neden geliþtirilmez bir türlü? Haa, belki adýna uygarlýk dediðimiz þey aslýnda þiddet ve gerilim üreten anlayýþ kalýplarýndan büsbütün farklý bir iþleyiþin adý olsa gerek. Teknolojisi paketlenen, heyecanlarý ambalajlanan, korku ve umutlarý pazarlanan, homoeconomicus tarzý yeni bir spesifik türün yaratýlmasýna ve bu türden algýlamalarýn üretilmesine konu olmak ister miyim acaba? Neyse biz þimdilik þu DW’ ye düþen gündemi yorumlamaya çalýþalým;
ABD ve Rusya, taraflar arasýnda 1991 yýlýnda imzalanan START antlaþmasýnýn, yýl sonunda süresinin dolacak olmasý nedeniyle nükleer silahlarýn sayýca azaltýlmasýný hedefleyen yeni bir antlaþmayý görüþmek üzere bugün itibariyle 18 Mayýs’ta bir araya gelecekler. Bundan çok kýsa bir süre önce Nazi Almanya’sýnýn maðlubiyeti nedeniyle Rusya’da yapýlan “ zafer” kutlamalarýnda Rusya Devlet Baþkaný Medyedev’in ülkesindeki nükleer silahlarýn modernize edileceði ve ülkesine yönelebilecek herhangi bir tehdide ayný kararlýlýkla karþýlýk verileceði þeklindeki söylemlerinden sonra böyle bir antlaþmayý kabullenecek olmasý Rusya’nýn Amerikan politikalarýnýn etkisinde kalýp kalmadýðýnýn sorgulanmasýna neden olmakta. Bu çeliþkili durumu “ Rusya ve Dünya Siyaseti” adlý derginin baþyazarý Fyodor Lukyanov þu þekilde açýklamakta : “ Gözdaðý vermek için þu anda olduðu gibi fazla sayýda füze ve nükleer baþlýða gerek yok. Yani bu sayýyý kolayca yarýya indirmek mümkün… Ancak nükleer silahlar tamamen ortadan kalkmayacaktýr. Çünkü bunlar, Rusya’nýn en büyük güvenlik garantisidir.”

Bilindiði üzere, soðuk savaþ döneminde ABD ve Rusya, sahip olduklarý askeri gücü korumak için önce, ellerindeki nükleer silahlarýn sayýsýný arttýrmayý denemiþler bunun sakýncalarýný anlamalarýndan hemen sonra ise 2002 tarihinde Bush ve Putin arasýndaki görüþmelerde sayýyý 2200’e çekmiþlerdi. Bugün gelinen noktada, Rusya’nýn elinde bulunan silahlarýn antlaþma metninde belirtilen sayýdan az olmasý ve teknolojik açýdan ABD’nin gerisinde kalmasý, yapýlacak yeni antlaþmadan Rusya’nýn karlý çýkýp çýkmayacaðý sorusunu getirmekte akýllara. Ya da eðer ABD bu anlaþmayý imzalamayý kabul etmezse o zaman zaten sýkýntýlý bir süreç yaþamakta olan bölgede ne gibi geliþmeler olabilir? Çünkü bu antlaþma metninin taraflara yüklediði denetimin dýþýnda, süreci kontrol edebilecek her hangi bir baþka yaptýrýmý bulunmamakta Rusya’nýn.