..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþünce dilden, dil düþünceden doðar. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Doða ve Dünya > Oðuz Düzgün




20 Mayýs 2009
Atamýz Ýda mý?  
Oðuz Düzgün
Bizim muhayyilemizde ata, ulaþýlmasý güç ama bir o kadar da saygýya yakýn, kutsal bir kavramý ifade eder.


:AIJA:
Bizler Türkler olarak “ata” kavramýný ne kadar da ulvileþtiririz. Atalarýmýz bizler için oldukça önemlidir. Onlar olmasaydý ne bu güzel yurdumuz, ne de bizler böylece var olamazdýk çünkü.

Bizim muhayyilemizde ata, ulaþýlmasý güç ama bir o kadar da saygýya yakýn, kutsal bir kavramý ifade eder. Çanakkale’de, Kurtuluþ Savaþýnda, Ýstanbul’un Fethi’nde, Osmanlý’nýn Kuruluþunda hatta Anadolu’nun Müslümanlaþtýrýlmasýnda atalarýmýzýn etkisi oldukça büyüktür. Bundan dolayý atalarýmýza karþý, ayrýca bir minnet borçlu hissederiz kendimizi..

Dünya insanlarý arasýnda da, inançlarý her ne olursa olsun, ortak bir atalarýnýn olduðu konusunda hemfikir olmayan yok gibidir. Ancak insanlar da genel olarak Türkler gibi, atalarýnýn yüce ve kutlu varlýklar olduðunu düþünürler. Hatta çoðunlukla atalarýna öykünürler ve ümidi onlarýn kahramanlýk dolu destanlarýnda solurlar.

Hangi dine mensup olursa olsun, bütün dünya insanlarý, ortak atalarýnýn kendileri gibi þuurlu bir varlýk olduðu konusunda da hemfikirlerdir. Atamýz, bizler gibi düþünen, sevinen, korkan, belki de kendince konuþan ve de ümit eden bir varlýktý. Kimilerine göre Atman, bir diðerlerine göre Kiþi, bazýlarýna göre de Adem’dir atamýzýn adý. Ancak bütün bu farklý inançlar, bizim soyumuzu asla bir hayvana çýkarmazlar. Bizi bizde, yani Ýnsanda buluþtururlar. Elbette bazý topluluklarýn soyunun bir kýsým hayvanlarýn etkisiyle oluþtuðunu iddia eden mitler de vardýr ama bunlar muhayyilenin ürünü, o dönem insanlarýnýn dahi gülüp geçtikleri hurafeler olmaktan öteye gidememiþlerdir.

Bazý bilim adamlarý ise, dinlerin ata kavramý konusunda getirdiði açýklamalarý çok da beðenmemektedirler. Onlara göre insan, ille de hayvandan gelmek zorundadýr. Her þey zaten tesadüfidir ve insan da çeþitli þartlarýnda ayný anda bir araya gelmesiyle tesadüfen, bir garip hayvanýn evrilmesiyle teþekkül etmiþtir. Çoðunluðun görüþüne göre bu hayvan, maymun cinsinden bir hayvandýr. Darwin, bu inancý savunan modern bilim adamlarýnýn ilklerindendir.

Bugün de insanýn atasýný araþtýrmak adýna gerçekleþtirilen çalýþmalar sürüp gitmektedir. Ýnsan DNA’sýyla hayvan DNA’sý arasýnda köklü farklarýn olduðunun anlaþýlmasýndan sonra, kendilerini tatmin etmek isteyen bazý bilim adamlarý daha çok görsel benzerliklerden yola çýkarak atalarýný keþfetme arayýþýna girdiler.

Her nedense Almanya’da bulunmasýndan tam 26 yýl sonra insanlarýn karþýsýna çýkarýlan ÝDA adlý sözde atamýz da, göreceli benzerliklerden yola çýkýlarak bizlere ata olma þerefine layýk görülmüþ. Acaba bazý fosillerin atamýz olabilmesi için 26 yýl beklemesi mi gerekiyor? 45 milyon yýl beklemeleri yetmemiþ mi kendilerine yoksa? Yakýnda bu soylu atamýzýn derilendirilmiþ ve renklendirilmiþ insansý resimlerini de görürsek hiç þaþýrmayalým. O zaman bu varlýðýn, atamýz olduðuna kesinlikle inanýrýz herhalde. Hatta bu bilimsel kesinlikte bir gerçekse, buna inanmayan insan da kalmaz dünyada; dünyanýn döndüðüne inanmayan insan olmadýðý gibi.

Peki iskelete bakarak bir canlýnýn insanla ya da maymunla akraba olduðunu söylememiz mümkün müdür? Tamam bazý benzerlikler olabilir ama çokça da farklýlýklar vardýr bu canlýlarýn iskeletleri arasýnda. Miras hakkýný elde etmek için, zengin bazý iþ adamlarýyla ayný soydan olduðunu iddia edenlere sýklýkla rastlýyoruz bildiðiniz gibi. Þimdi bu hak iddia eden insanlar, “biz o iþ adamýyla kesinlikle akrabayýz” diye iddia ettiklerinde kendilerine, bu konudaki delillerinin ne olduðunu sorardýk herhalde. Bu insanlar da þöyle cevap verdi diyelim, “Bizim iskeletlerimiz birbirine çok benziyor. Ýþte bu da röntgen çekimlerimiz. O halde biz kesinlikle akrabayýz. Soyumuz bu adamdan geliyor”

Belki Evrimci bazý arkadaþlarýmýz için böyle bir delil muteberdir ama bilime göre soy ve nesebin iskelet benzerliðiyle ortaya konmasý imkansýz gibidir. Akrabalýk baðlarýnýn belirlenmesi için, DNA testi yapýlmalýdýr öncelikle. DNA testinden olumlu sonuç alýnýrsa, ancak o zaman bir kesin akrabalýktan bahsedilebilir.

Peki Cem Yýlmaz’ýn AROG adlý filmindeki Alyin’e çok benzeyen ÝDA, hangi bilimsel delillerden yola çýkýlarak atamýz ilan ediliyor? Yani bir gazete küpüründe ya da haber sitesinde gördük diye bu haberin bilimsel olduðuna iman mý etmemiz gerekiyor? Bu konuyu hiç sorgulama hakkýmýz yok mu? Bir de þunu sormak lazým. Bu bulunan canlýnýn DNA testi yapýlabilmiþ mi acaba? Yapýldýysa/yapýlabildiyse, sonuçlarý kamuoyuyla paylaþýverin lütfen.

Bugün birbirinden farklý maymun çeþitleri yaþamaya devam ediyor. Ýnsan da onlarýn arasýnda yaþýyor. Bir milyon yýl sonra o zamanýn insanlarý kazý yapsalar ve çeþitli maymun iskeletleri yanýnda bir de insan iskeleti bulunmuþ olsa, sonuç ne olmuþ olacak. O günün bilim adamlarý da þöyle mi diyecek kameralarýn karþýsýnda geçip: “Ýþte bakýn. Maymunlarýn evrimleþme olayýný ilk defa böyle yan yana fosilleþmiþ þekilde bulabildik. Bu her þeyi ispat ediyor. Herhalde ani bir mutasyonla bir anda bütün bu canlýlar birbirine dönüþtü ve birden bire tesadüfen insan oluþmuþ oldu.”

45 milyon yýl önce yaþamýþ bir varlýða ait fosil kalýntýsýný bularak, bu varlýðýn atamýz olduðunu iddia etme gereðini neden hissederiz acaba? Acaba bunun nedeni, inançlýlarýn, insaný yaratan bir Yaratýcýnýn varlýðýna dair olan inançlarýna alternatif oluþturmak mýdýr? Bu arayýþlarýn baþlamasýnda, Kilisenin tahakkümünden kurtulma endiþesinin ne kadar payý vardýr? Düzenli bir þekilde yaratýldýðý çok belli olan kainatýn, tesadüfen oluþtuðunu kabul eden, bir yaratýcýya da zaten inanmayan bir kýsým bilim adamlarýnýn inançlarýný koruma arayýþlarý mýdýr bu fosil araþtýrmalarý? Bu araþtýrmalar için harcanan milyonlarca dolarlar, bugüne kadar kesin olarak neyi ortaya koyabilmiþtir ve eðer bilimsel bir gerçeði ortaya koydularsa, evrim teorisi neden halen teori olarak anýlmaya devam etmektedir? Ve evrim bir teoriyse, neden medya, Ýda gibi hilkat ucubesi yaratýklarýn atamýz olduðu konusunda varsayýmlý deðil de “kesin” bir dil kullanýr?

Boyundan uzun kuyruðu olan, kanguru ya da küçük bir dinozoru anýmsatan bu fosil, diyelim ki bir maymuna aitti ve bu hayvan 45 milyon yýl önce yaþamýþtý. Peki bu hayvanýn insanýn atasý olduðu kabulüne, hangi kesin bilimsel yargý götürmektedir bizi? Bu hayvan da o dönemde yaþayan dinozorlar ya da mamutlar gibi soyu tükenmiþ bir hayvan olarak neden kabul edilmez de, ille insanýn atasý olarak lanse edilir? Bu fosili bulunan hayvan ya da önceki evrim halkalarý tam evrimleþme sürecinde kamerayla görüntülenmiþ ya da bu evrim olayý, laboratuar ortamýnda kesin olarak ispatlanmýþ mýdýr? Üstelik böyle kesin ve muhteþem bir bilimsel gerçek, neden bunca yýl açýklanmaz da, evrim teorisine inananlarýn azaldýðý, Yaratýcý’ya olan inancýn kuvvetlendiði bir dönemde açýklanýr? Belli ki bu iskeleti bulanlar da, neyi nasýl açýklayacaklarýný çok iyi bilememekte, aslýnda ne bulduklarýndan çok da emin olmadýklarý halde bilimsel gözükme gereði, kendi þahsi inançlarýný böyle ortaya koymaktadýrlar.

Aralarýnda milyonlarca yýl gibi kocaman süreler bulunan halkalarýn varlýðýna inanmamýzý kim bekleyebilir ki? Bir milyon yýl arayla yaþayan ve birbiriyle alakasý olmayan halkalar… Bu yaratýk, o dönemde yaþamýþ herhangi bir yaratýktýr aslýnda. Nereden bilsin bir gün, milyonlarca yýl sonra yaþayacak olan bir baþka yaratýkla akraba kabul edileceðini? Bir de bu bilim adamlarýnýn hayal güçlerinin zenginliðini de tebrik etmemiz gerekiyor doðrusu. Halkalarý milyonlarca yýl sonralara ve öncelere saçýlmýþ bir zincirin varlýðýný ortaya koyabilmek her babayiðidin harcý deðil..

Hem haksýz da sayýlmayacak bir beklenti vardýr insanlar arasýnda. Onlar böyle güneþ gibi aþikar bir evrim gerçeðinin delillerinin milyonlarca olmasý gerektiðini savunmaktadýrlar. Yani bütün canlýlar birbirlerine dönüþerek oluþtuysalar, onlarýn dönüþmeleri esnasýnda milyonlarca ve milyonlarca ve de milyonlarca yýl yaþayan ara geçiþ formlarýna ait fosillerin buharlaþýp uçtuklarý, ya da uzaylýlar tarafýndan ýþýnlandýklarý iddia edilmiyordur herhalde. Belki bir gün bu iddialar da savunulur ve bizler bu iddialara inanmadýðýmýz için bilimsel olmamakla suçlanabiliriz. Kim bilir?

Evrim teorisini iki kere iki dört eder derecesinde, bütün bilimsel ispat metotlarýný kullanarak ispat edemeden, bizim bu inanca inanmamýzý bekleyenlerin davetlerini, þaþkýnlýkla izlemeden edemiyoruz doðrusu. Bilimin yolunun evrimden geçtiðini iddia eden radikal görüþler, sadece ve sadece, bu teoriye duyulan abartýlmýþ duygusal bir muhabbetin açýk birer tezahürüdürler. Nedense, evrim teorisinin bilimin tam da kendisi olduðunu, bütün güçleriyle savunanlar bile, bu teoriye inanmayanlarý ikna edecek deliller gösterememekte, yasaklara, kanunlara ve aþaðýlayýcý ifadelere baþvurmak zorunda kalmaktadýrlar. Bu þekilde uyguladýklarý baskýlar yoluyla, karþýt fikirleri susturmaya çalýþmaktadýrlar. Bunun sebebi belki de, evrim teorisinin, Yaratýcýdan dolayýsýyla da gökten koparýlmýþ, tesadüfü kutsayan açýklamalara sahip olmasýdýr. Bu da maneviyattan koparýlmýþ bütün seküler sistemlerin haklýlýðýný ortaya koyan bir delil olarak kullanýlmaktadýr. Yani evrim teorisine bu denli sahip çýkýlmasýnýn nedenleri arasýndaki bilimsellik iddiasý, sadece bir kýlýftan ibaret gibi gözükmektedir. Asýl sebep, politik ve de ideolojik tabanlýdýr ve bu teorinin tesadüfçü açýklamasýný savunanlarýn yaþantýlarý, inançlarý bu gerçeði açýkça ortaya koymaktadýr.

Halbuki Ýda’nýn fosili incelendiðinde, evrim teorisinden daha kesin bir gerçek, kendisini ortaya koymaktadýr. Bu hayvanýn baþka bir hayvandan tekamül ettirilip ettirilmediði asla gözlenemeyecek olsa da, bir gerçek kesin olarak kendisini göstermektedir. Sanatlý bir resim ressamsýz düþünülemeyeceði gibi, resme benzeyen fosiliyle varlýðýnýn bilgisi bugünlere ulaþan böyle bir yaratýk da, akýllý bir yapýcýsý olmadan asla düþünülemez.

ÝDA’nýn simetrik iskelet yapýsý, bir fabrikadan çýkmýþ gibi düzenli olan elleri ve ayaklarý, beynini korumak için akýllýca tasarlanmýþ kafatasý sandýðý, týrnaklarý, çiðnemeye ya da parçalamaya yarayan diþleri, burun delikleri, aðýz yapýsý, dengesini saðlayan kuyruðu, kalbini ve iç organlarýný koruyan kaburga kemikleri, yürümesini, hareket etmesini kolaylaþtýran eklem yerleri ve nice özellikleri bir anda tesadüfen oluþacak kadar basit deðildir. Sanki bir ressam sanatkarlýðý ve bir mühendis bilimselliðiyle oluþturulmuþ gibidir. Üstelik bu tesadüflerin, milyarlarca çeþitlere sahip diðer canlýlarda da aynen yaþanmasý ve düzenli sonuçlar doðurmasý kesinlikle imkansýzdýr.

Bütün bu canlýlarý kainatýn genel düzeninden, güneþten, havanýn yapýsýndan, topraktan, galaksilerden, bitkilerden, diðer canlýlardan, iklimden, nebulalardan, atomlardan ayrý düþünemeyeceðimize göre, bütün bu diðer varlýklara hükmedebilen bir sonsuz güçten baþka ÝDA’yý oluþturabilecek hiçbir varlýk yoktur. Hele aklý, düþüncesi olmayan, her defasýnda karanlýklarý, yokluklarý doðuran tesadüf, kendi vücudundan ve kainat düzlemindeki etkileþimlerinden dolayý sonsuz bir kompleksliðe sahip bu yapýyý trilyonlarca yýl geçse de oluþturamaz.

Sizi bilmem ama ben, atalarýmý tesadüflerle, düzensizliklerle, Aylinlerle, maymunlarla ve yokluklarla akraba kabul eden görüþlere biraz mesafeliyim. Pek çok aklý baþýnda insanýn da bu teoriye, sadece onu mantýklý bulmadýklarý için inanmadýklarýný çok iyi biliyorum. Ancak tesadüfçü evrime inanan bilim adamlarý, bilimsel arayýþlarýna devam etmelidir elbette. Kim bilir belki bir milyon yýl sonra oluþacak biz primatlardan daha üstün olan yeni bir insan türü, onlarýn inançlarýndaki bilimselliði ancak fark edebilecektir. Ne yapalým ki, bilim sabýr iþidir. Evrimcilerin haklý olup olmadýklarýný görmek için bir milyon yýl bekleyeceðiz. Sizin haklý olup olmadýðýnýzý ne zaman göreceðiz mi diyorsunuz? Bunun için çok uzun bir süre beklemenize gerek yok.

Baþýnýzý kaldýrýn ve batmak üzere olan güneþe bakýn, yere eðilin renk renk, þekil þekil çiçekleri koklayýn, bir hayat kaynaðý olan havayý ciðerlerinize çekin, her gün bardak bardak içtiðiniz suyu bir kez daha düþünün, bulutlarla gelen rahmeti, dünyayý koruyan ozon tabakasýný, parmaklarýnýzdaki simetriyi ve bütün bunlarý kimin yaptýðýný düþünün. Nasýl görebildiðinizi ya da düþünebildiðinizi bir kere daha sorgulayýn. Elinizi göðsünüze koyun ve bir saat gibi týkýr týkýr çalýþan kalbinizin neden orada olduðunu ve böyle atýp durduðunu merak edin? Kafatasýnýz tarafýndan korunan beyninizi, kimin korumak isteyebileceðini sorun? En önemlisi, içinizdeki sonsuzluk arzusunu, yaralý vicdanýnýzýn feryatlarýný iyice dinleyin.

Bu da yetmediyse merak etmeyin bir milyon yýldan çok daha kýsa bir süre içinde, istesek de istemesek de gerçekleri bizzat yaþayarak öðreneceðiz. Tabii ki bu süre yaþýmýza ve de diðer þartlara göre deðiþiyor. Yirmi yýl, otuz yýl ya da elli yýl sonra bu gerçeði kesin olarak göreceðiz.

Bir milyon yýl sonra ise, bir kýsým bilim adamlarý tarafýndan fosilleþmiþ kemiklerimiz incelendiðinde ruhlarýmýz, Sonsuz Gerçekle çoktan karþýlaþmýþ olacak…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn doða ve dünya kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Noel Baba Türk Mü?
Genlerdeki Virüsler, Maymun Ayumu ve Budistler
Evrim Kuramý Hakkýnda Düþünceler - 1
Hayatýn Anlamý
Bir Fantastik Kurgudur Kâinat
Süper Amcalarý Arý Soktu!
Dünyaya Sesleniþ
Yaðmur Ýstiyoruz!
Yüreksel Cehennemleþme
Almanya'da Olmayan Türk Liseleri

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fâtih Ýstanbul'u Kaç Yaþýnda Fethetti?
Mevlid Kardeþliði
Kâfiyelerin Birliði
Kemençe Kimin?
Baklava'nýn Kökeni
Kurân'ýn Kökeni Sümerde mi?
Þiir Düþünceleri
Amerika Osmanlý Tarafýndan Keþfedilseydi?
Medeniyet Bestemizin Notalarý
Evliya Menkýbelerinden Türk Fantastik Edebiyatýna

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen Var Ya Sen! [Þiir]
Çakkýdý Çakkýdý [Þiir]
Bâlibilen Dilinde Þiir [Þiir]
Üç Boyutlu Þiir [Þiir]
Miraciye [Þiir]
Saðanak Sen Yaðýyor [Þiir]
Bülbüller Þehri Ýstanbul [Þiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Þiir]
Burasý Sessiz Biraz [Þiir]
New Orleans'lý Siyahi Kirpiklerin [Þiir]


Oðuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatýn her alanýnda çalýþmalar yapýyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoðlunun özelliði deðil midir iletiþimde bulunduðu varlýklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.