..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm insanlýk bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler > Oðuz Düzgün




21 Mayýs 2009
Bekir Coþkun'un Tanrýcýl Yazýsý  
Oðuz Düzgün
Þunu öncelikle söyleyeyim ki, yazýsýndan bahsedeceðimiz yazarýn ne yaþantýsýyla, ne de inancýyla ilgilenmiyoruz..


:AIJJ:
Þunu öncelikle söyleyeyim ki, yazýsýndan bahsedeceðimiz yazarýn ne yaþantýsýyla, ne de inancýyla ilgilenmiyoruz..

Ýsteyen istediði gibi inanýr, istediði gibi de yaþar. Bizim demokrasi anlayýþýmýz budur açýkça.

Yazarýn yazýsýndaki bazý noktalara katýldýðýmý, bazý ifadeleri ise eleþtirmek istediðimi ortaya koymak istiyorum sadece..

Bekir Coþkun, 21 Mayýs’ta yazdýðý yazýsýnda altýna imza atacaðýmýz pek çok doðru sözler de söylemiþ.

“Tanrým bana yardým et”, “Þükürler olsun”, “Din yüce bir duygudur” “Yýkýldýðýmýzda elimizden tutmasýný isteriz”

Yukarýdaki ifadeler yazarýn yüreðindeki “Tanrý” inancýný açýkça gösteriyor. Bu inanca katýlmamamýz mümkün deðil elbette..

Ancak biraz sonra okuyacaðýmýz ibareler birazcýk “siyaset” kokmuyor deðil..

Tam bu güzel duygularý söylediði sýrada politik düþünceleri baskýn geliyor ve az önce açýkladýðý o samimi inancýný bu görüþlerine alet ediyor gibi gözüküyor..

Çünkü kendisine inanýyor musun? ya da inanmýyor musun? diye kimse sormuyor.. Buna raðmen o inandýðýný, hem de dualarla, yakarýþlarla inandýðýný ortaya koyuyor..

Peki bunu ne için yapýyor?

“Biraz sonra ortaya koyacaðý siyasi görüþlerini desteklemeye çalýþýyor” diyenler olabilir..

Peki bunu dindar camiadan birisi yapsaydý, yazarýn tavrý nasýl olurdu?

“Dini, inancý siyasete alet ediyorsunuz!” derdi belki de..

Ama kendisi rahatlýkla bunu yapabiliyor. Þu sözleriyle kendi yazýsýný tarif ediyor sanki:
“Tüm bunlarý inancý kullanarak yaptýlar...” Bu birinci noktaydý..

Ýkinci olarak yazar, “Allah” lafzýný “dindarlara” uygun görüyor, “Tanrý” kelimesini ise bilinçli olarak kendisi kullanýyor.

Halbuki Genelkurmay bile açýklamalarýnda bu ideolojik alt yapýlý dil ayrýmcýlýðýna bir son vermiþti..

Ne diyor asker, taziye mesajlarýnda:

“Þehidimize Allah’tan rahmet…”

Yani artýk milletin “Allah’ý” ile barýþmanýn, halkýmýzýn kullanmayý nedense tercih etmediði “Tanrý” kelimesinin yanýnda “Allah” kelimesini de sýklýkla kullanmanýn zamaný geldi de geçiyor..

Üstelik bu iki kelimeyi birbirinin zýddý gibi göstermeye de kimsenin hakký yok. Yani birisi ilericilik sembolü, diðeri gericilik iþareti deðil…

Zira insanlarýmýzýn yüzlerce yýldýr beðenerek okuduklarý “Mevlid”de de “Tanrý” kelimesi geçiyor. Yani Allah lafzý yerine, Tanrý kelimesini de kullananlar hemen birden “ilerici” olmuyor..

“Tüm bunlarý inancý kullanarak yaptýlar... Dillerinden “Allah...” düþmedi-düþmüyor... Söylemleri, selamlaþmalarý, türbanlarý, tesettürleri, haramlarý, helalleri, sakallarý, yasaklarý... Kýsacasý “Din-iman” diye diye sürdürüyorlar; açýkgözlülükleri, cingözlükleri, cinlikleri, þeytanlýklarý, fettanlýklarý...”

Birkaç olaydan yola çýkarak bütün bir milleti kötülemenin, bütün bir millete böyle kötü sýfatlarý yakýþtýrmanýn ne anlamý olabilir ki?

Kendisi de “inancý” sýk sýk kendi düþünceleri doðrultusunda kullandýðý halde, insanlarýmýzýn Allah’ý anmalarýna, dine ve imana önem vermelerine neden bozuluyor?

Yazar, neden bu derece samimi bir “Tanrý” inancýna sahip olduðu halde, toptancý bir anlayýþla; “selamlaþan, türban takan, tesettüre riayet eden, haramdan helalden kaçýnan ya da sakal býrakan” bütün Anadolu insanlarýný töhmet altýnda býrakýyor? Hangi “Tanrý” inancý böyle topluca edilmiþ bir iftirayý kabul edebilir ki?

Yani birkaç insanda domuz gribi çýktý diye ülkedeki bütün insanlarý karantina altýna almanýn doðru olduðunu, Tanrý’ya inanan hangi vicdanlý insan savunabilir ki?

Þunu söylese yazar, samimi olduðu anlaþýlacak o zaman:

“Tamam kardeþim. Sizler istediðiniz gibi örtünmeye, giyinmeye, yaþamaya devam edin ama bazýlarýnýn yaptýklarý gibi yanlýþlara bulaþmayýn. Günahlardan kaçýnýn.”

Ancak yazarýn pek çok yazýsýndan anlaþýlan þu ki, o, eleþtirdiði insanlarýn kýyafetlerinden, “Allah” deyiþlerinden, sakallarýndan, takunyalarýndan rahatsýz olur gibi gözükmektedir.

Çünkü bu hareketler ya da kýyafetler muhtemelen ona siyasi muhaliflerini hatýrlatmaktadýr. O muhaliflerinden de, kendisi gibi düþünmedikleri ve yaþamadýklarý için ciddi bir þekilde nefret ettiði ortadadýr.

Bunlarýn içinde hiçbir kötülüðe bulaþmayanlar olsa da, deðil mi ki o siyasi görüþü hatýrlatýyorlar, o halde onlar da kötüdürler. Açýk bir “köküne kibrit suyu” felsefesi…

Halbuki inanca dair bütün bu özellikler ile diðer kötülüklerin artmasý arasýnda hiçbir baðlantý yoktur. Aksine dindar toplumlarda bazý suçlarýn daha az iþleneceði, “Ramazan” aylarýnda açýkça anlaþýlmaktadýr.

Üstelik yazar, az önce ifade ettiði samimi inancýný þimdi savunduðu siyasi görüþleri uðruna adeta feda ediyor. Bu da farklý görüþlere sahip olan milletin yüreðindeki o yüce duyguyu, “Tanrý” inancýný yýpratýyor, yaralýyor doðrusu..

Üçüncü olarak, þunu söylemek gerekir. Müslümanlarýn Allah’ý, sýkýþýldýðýnda, ara sýra, saçak altlarýna saklanýlarak yalvarýlacak bir Allah deðildir..

Yani Müslüman’ýn zihninde Allah, her an vardýr, çünkü sonsuzdur. Yürürken, konuþurken, yerken, içerken, uyurken, çalýþýrken, ibadet ederken Allah’ý düþünür Müslüman..

Gün boyunca kendisini hatýrlamamýz için Allah, beþ vakit namazý farz kýlmýþtýr bize. Yani her an, O’nun sonsuzluðunun gölgesinde olduðumuzu hissetmemizi istemektedir dinimiz.. Her sýkýþtýðýmýzda ona yönelir de rahat zamanlarýmýzda onu hatýrlamazsak, menfaatçilik yapmýþ olmaz mýyýz açýkça? Kendi dünyevi isteklerimize Tanrý’yý ve inancý o zaman alet etmiþ olmaz mýyýz?

Allah’ý her an yüreklerinde hissedenler de elbette yanlýþlardan ve kötülüklerden de uzak duracaklardýr her zaman. Yazar bunu vurgulasa aslýnda daha makbul olurdu. Yani bütün kötülüklerin ilacý imandýr deyiverseydi, gerçeði söylemiþ olurdu..

Her an Allah tarafýndan izlendiðine gerçekten inanan bir insanýn yanlýþ yapmasý düþünülebilir mi?

“Tanrý’nýn sopasý yok” ya da “Tanrý’nýn parmaðý yok” gibi eksik ifadeleri kullanarak sýzlanmak yerine, imanýmýzý kuvvetlendirerek O’nun olmadýðý hiçbir an, hiçbir mekan bulunmadýðýný devamlý düþünmemiz gerekmiyor mu?

Yazara son olarak þunu söylemek istiyoruz. Ýnancýmýzýn kirlenmesi konusundaki endiþelerinizde samimi olduðunuzu düþünüyoruz. Umarýz bundan sonraki yazýlarýnýzda bütün mesainizi, insanlarýn imanlarýný kuvvetlendirmek için kullanýrsýnýz..

Yazarýmýzýn da tespit ettiði gibi, “her gün o yüce duygu biraz daha hýrpalanýyor, biraz daha yaralanýyor”

Yaralanan, yýpranan bu inanç duygusunun tamire, ameliyata ihtiyacý var her zaman. Ýmanýmýz öylece yaralý, öylece yýpranmýþ býrakmamýzýn acýsýný yine biz çekeceðiz öyle deðil mi?

“Ama ne yapacaksýnýz?” diye soruyorsanýz eðer çözüm ortada. O halde elimizden gelen bütün gayreti göstermeli, insanlarýmýzýn inançlarýnýn kuvvetlendirilmesi için elimizden geleni yapmalýyýz.

Ýmaný güçlü olan insanlarýn yalan söylemesi, rüþvet yemesi, hayvanlarý incitmesi, baþkasýnýn namusuna göz dikmesi, hýrsýzlýk yapmasý, suçsuz insanlarý öldürmesi mümkün olamayacaðýna göre, “Ama ne yapacaksýnýz?” sorusunun cevabý oldukça açýk demektir..

Allah’ýn varlýðýný, birliðini her zaman anlatacaðýz. Onun evrendeki sanat harikalarýný her zaman, herkese göstereceðiz. Ýnsanlarýn O’nu her an hissetmesini saðlamak için çalýþacaðýz. Ancak bu samimi inancý, yazarýmýzýn da söylediði gibi kendi ideolojimize ve siyasi görüþlerimize alet etmeyeceðiz..

Samimi bir þekilde, siyaseti karýþtýrmadan Allah’ýn varlýðýný, imanýn yüceliðini herkese anlatacaðýz. Dinimizi, kimseye yalakalýk yapmadan, kimseyi de üzmeden, samimi olarak yaþayacaðýz..

Yýpranmýþ ve yaralanmýþ yüce “inanç” duygusunun tedavi edilmesinin baþka da yolu yok çünkü.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýsmail Yk'dan Bombabomba. Com
Metal Fýrtýna'da Anlatým Bozukluklarý
Ana - Erkil Bir Medeniyetten Ata - Erkil Bir Zorbalýða
Bir Deizm Eleþtirisi
Dücane Cündioðlu'nun Cenab-ý Aþký
Müstehcen Sanatla Ýmtihanýmýz
Nötrinonun Hýzý ve Evrim Taassubu
Ýhanet Çamuruna Düþmüþ Altýn Kavramlarýmýz
Islam Gehört Zu Deutschland (Ýslam Almanya'ya Aittir)
Harry Potter Ýngiliz Ajaný mý?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen Var Ya Sen! [Þiir]
Çakkýdý Çakkýdý [Þiir]
Bâlibilen Dilinde Þiir [Þiir]
Üç Boyutlu Þiir [Þiir]
Miraciye [Þiir]
Saðanak Sen Yaðýyor [Þiir]
Bülbüller Þehri Ýstanbul [Þiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Þiir]
Burasý Sessiz Biraz [Þiir]
New Orleans'lý Siyahi Kirpiklerin [Þiir]


Oðuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatýn her alanýnda çalýþmalar yapýyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoðlunun özelliði deðil midir iletiþimde bulunduðu varlýklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.